19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 12 14 ARALK 1982 Boğazici Imar Planlnın 1. bölümü yürürlüğe girdi Boğaz'da 2 kattan fazla insaat yapılamayacak İQ Kıyı kesiminde kamu kullanımına öncelik sağlayan temel ilkeler kesinlik kazandı. Boğaziçi'nde 140 bölge yeşillendirilecek. Tüm sanayi tesisleri, depolar ve tersaneler Boğaziçi'nden çıkartılacak. t s t a n b u l Haber Servlsl Imar ve Iskan Bakanlığı'nca or%ylanan Boğazıçi îmar Plaıu'. nm birinci bölümü yürürlüğe girdi. îstanbul Vılayeti ve Beledıye'ye iletilen 1/5000 ölçekli plana göre; kıyı kesiminde kamu kullanunuia öncelik sağiayan temel ilkeler kesinlik kazandı, gerek kıyı ve gerek öngörünüm bölgesindeki mevcut yeşil alan. ların korunması yasallaştı ve bundan sotıra taşlaşmaya neden olabilecek alanlarda yeşıllendirme önlemleri alınması ka bul edildi. Edinılen ılk bılgılere gbre, Boğazıçı'nde yeşılıen. dinlmesi istenen 140 bolge bulunuyor. Kabul edılen 1/5000 ölçekli Boğazici Imar Planı'na dayanılarak önümüzdeki günlerde 1/1000 ölçekli yeni planlann üretilmeye başlanacağı ve yeni ilkeler doğrultusunda tüm sanayi tesisleri, depolar Ve tersa. nelerın Boğaziçi'nden çıkartılacağı öğrenildi. Boğazici îmar Planı ile getirllen en büyük önlem ise bundan böyle iki kattan fazla inşaatlara izin verilmeyeceği oldu. Bugune dek en çok 3 katlı inşaatlara izin verilen Boğazıçı'nde halen durdurulan insaatlarm ge leceğini ise Bakanlar Kurulu'nun gündeminde buiunan kararname belirleyecek. Bilindiği gibi yaklaşık 1,5 aydir Boğazıç/ ndeki yasal ya da kaçak tüm inşaatlar sıkı bir denetım ile geçici olarak durdurulmuş ve kontrol altına alınmıştı. Bakanlar Kurulu'nda buiunan söz konusu kararnamede, durdurulan insaatlarm geleceğıne ilışkin karariarm saptandığı, bunlarm da önümüzdeki günlerde yürürlüğe girebileceği öğrenildi. Boğazıçi îmar Planı'nın birind bölümünün kabul edilmesinden sonra gündemde bulunan ikinci bölümün üzerindeki çalışmalara geçildiği belırlendi. îmar ve îskan Bakanlığı'na yakın çevrelerden alınan bılgiye göre, Plan'ın ikinci bölümü Bo. ğaziçi'ndeki geri görünüm ve etkılenme bölgelerini içeriyor ve böylece Boğaziçı'nln kapsamı genişletilmiş oluyor. Boğazici îmar Planı'nın ikinci böllijnünün ise şubat ayı içinde yürürlüğe girmesi bekleniyor. Bu çalışmalarm ardmdan, gündemde buiunan Boğazici için hazırlanmakta olan özel yasa tasarısının kamuoyuna açıklanması söz konusu olacak. îlgili Bakanlık ve kuruluşların ortak çalışmalan ile hazırlanan tasarı ile Boğaziçi'nin daha etkln onlemlerle korunması amaçlamyor. Kumhapı'daki bahkcı barınağım b ahkçılar yetersiz buluyor ve Bakırhöy veya Yeşilköy sahille rinde bir yeni bannak YETERS1Z BARINAK • • •••• ••• dostan bannağa sığınan balıkçı motorları görülüyor. istiyorlar. Resımde pazar günü lo(Fotograf: Ali ALAKUŞl K. Yemen'de meydana gelen depremde 335 kişi öSdü SANAA, <a.a.) Kuzey Yemen'in başkenti Sanaa'nın 100 km. kuzeyinde dün TSÎ ile 12.15 sıralannda şiddetli bir deprem meydana geldi. Ajanslar 40 saniyo süren depremin ülkenin bıldiriyorlar. Deprem sonucu £35 kişinin öldüğü ve 300'den fazla yaralı olduğu da kaydeöiliyor, Namar kentindeki eskl binalar yıkılırken, 56 köyden çoğunda halk evsiz kaldı, depremin ülkede şımdiye kadar meydana gelen en şiddetli sarsıntı olduğu ve kurtarma çahşmaıannm sürdüğü bildirildi. Lodos, bahkcı motorlarını barınaga hapsetti 0 0 Balıkçılar lüfer, kofana gibi büyük balıkların akınının durduğunu, bunlarm yerini istavrit akınının aldığım söylüyorlar. Kumkapı balıkçı barınağının ihtiyaca cevap veremediği, Bakırköy veya Yesdlköy'de ikinci bir barınağın yapılmasımn şart olduğu öne sürüldü. de. «büyüfe bolıfe akını timdilih durdu. Ahını süren balık türü istavrittir. İstavrit ise uzun süre Boğaz ve Marmara' da kalır. Havanın düzelmesini bekliyoruz' dediler. Balıkçıların büyük çoğunluğu pazarı Kumkapı'daki balıkçı bannağmda ağ onanmı. tekne bakımı ile geçlrdiler. Marmara ve Boğaz'da avlanan balıkçılann tek bannak yeri olan Kumkapı balıkçı barınağının, yetersiz olduğuna da değinen balıkçılar, "Bannağa güçlükle girip çikıyoruz. Aslında daha başka yerlerde de harınahların yapüması gerekir. Rahathkla çalışabilmemiz, hrtmada tek bannağa bağlı olmamamız için, Bakırköy veya Yeşilköy sahülerinde de genis bir barınağın daha hizmete girmesini istiyoruz» dediler. Kuzey Karadeniz'den Boğaz ağzına lnen köpek balıklannın fazlalaşması küçük balıkların dış limanda yığılmar sına neden oldu. Mevsimin baslaması ile büyük oranda balık akmına uğrayan, Boğaz ve Marmara'da lodostan önce av hızla sürdü. Özellikle Ortaköy, Beşiktaş ve Kızkulesi önlerinde 500'e yakın balıkçı teknesi limanı tıkadı. Büyük teknelerin geçişleri tehlikeye girdi. Deniz polisi tüm olanakları ile yol açmağa çalıştı. Bu arada büyük bir kaza da güçlükle önlendi. Marmara'dan Karadeniz'e çıkmakta olan 30 bin tonluk Yunan bandıralı bir tanker Kızkulesi önlerinde balıkçı teknelerinin arasına düştü. Ağ atmış du rumda olan tekiKİer, geminin dümen suyundan kaçmak İçin uğraşırlarken, polis motorlan, Yunan bandıralı geminin kaptanını uyararak durmasını sağladılar. Gemi. balıkçı teknelerin ağlannı çekmeleri için yarım saat «ovoryodo» kaldı. Bunun yanı srra şehir hatlan vapurlan da gecikmeli olarak iskelelere vardılar. tstanbul Haber Servist Balıkçı motorları önceki gun balık akmma rağmen lodostan denize açılamadılar. Kimi balıkçılar, balığın Marmara'ya geçtiğini, Marmara'daki lodos yüzünden balığa çıkamadıklannı söylerken, kimileri Piskoposlar, Reagan'a baskaldırdı Komisyon toplantısı yarın Türkiye'de büyük bir deprem olabilir,. ANKARA, (THA) Turkiye'de her an büyük bir deprem olabiteceği öne sürüldü. Deprem Araştırma Enstitüsü Başkanı Oktay Ergünay, TUrkiye"âe 1976 yılından bu yana büyük ölçüde deprem olmadığma dikkati çekerek, 500 yıldan bu yan bu kadar uzun durgunluk dönemi yaşanmadığını, deprem kuşağında buiunan Türkiye'de her an büyük bir deprem beklendiğini açıkladı. Oktay Ergünay yaptığı açıklamada Kandilli Rasathanesi ka yıtıarına göre Ege Adalan, Kuzey Ege, Izmir Körfezi ve Gediz dolaylannda deprem aktivitesinin yoğunlaştığını bildirdi. Olttay Ergünay, Türkiye'nin elindeki sismik araçların yalnızca Batı kesimine yönelik olduğunu, Doğu Anadolu bölgasinde ise hıçbir sismik aracın bulunmadığını kaydederek, Do ğu bölgesindeki deprem aktivitesi hakkında bilgi edinileme diğmi söyledi. îstanbul Haber Servlsi'mizin haberine göre Türkiye nüfusunun yüzde 96'sının deprem bölgesinde yaşadığı bildirildi. İstanbul'da dün başlayan uluslararası deprem semlnerlnin açış konuşmasını yapan İTÜ înşaat Fakültesl öğretim üyesi Prof. Dr. Rlfat Yarar Tl'rkiye'de depremle ilgili araş tırma yapılmasının zorunlu olduğunu belirtti. Deprem Mühen disliği Türk Milli Komitesi Baş kanı Prof. Yarar özetle şunları söyledi: «Türkiye nüfusunun yüzde 96 sı deprem bölgesinde yaşıyor. Aııcak bugüııe kadar teknik araştırmalar ve insan gücü açısından Türkiye'de büyük ilerleme gözlenmektedir. Ancak laboratuvar ve teknik olanaklar yönünden Türkiye çok geri durumdadıf.» Bulgaristan, Yunanlstan, Macaristan, Romanya, Yugoslavya, İngiltere, Amerika, İtalya ve Türkiye'de bilim adamlarınm katıldığı seminer yann sona erecek. ABD Katolik Kilisesi, nükleer silahlanmaya karsı cıkıyor Dış Haberler Servisl Dünyanın güçlü devletlerinin «dengeyl koruma» poütikalan sonucu giderek tırmandır dıkları nükleer silahlanma yarışı sert tepkilere yol açıyor. Silahlanmaya karşı çıkan çeşitli ulusal ya da uluslararası örgütler seslerini giderek yükseltiyorlar. Son olarak ABD Katolik Ki lisesi de nükleer silahlara karşı çıkan gruplar arasında yer aldı. Kilisenin geçti ğimız ay içindo yapılan ulusal kongresinde piskoposla rın bazıları tarafmdan hazır lanan bir rapor sunuldu. «Time» dergisinin haberine göre, 276 piskoposun katüdığı ve ABD'de buiunan 51 milyon katoliğe seslenılen kongrede, nükleer silah lara karşı dinsel nibalikte ilahi bir barış teorisi gelıştirilmeye çalışıldı. Nükleer çağın başlangıcından bugüne kadar her Amerikan yönetiminin cialıa da geliştirdıği nukleer stratejilere dayanan savunma politikalarına karşı çıkan din adamları eleştı rilerini «nükleer denge» görüşü üzerinde yoğunlaştırdılar.. Kongreye sunulan ve beş piskoposun imzasını taşıyan raporda böyle bir dengenm muhtemel bir nükledr savaşı önleyeceği düşüncesine karşı çıkılarak, olsa olsa fe laketle sonuçlanabilecek bir «terör dengesi» oluşturulduğu belirtildi. Kongrede savunma harcamalarının önem lı bir mali yük getirdiği, bu nun da yoksullara yardım elinin uzatılmasını önlediği önemle vurgulandı. Nükleer sılahların dondurulması çağrısının yapıldığı toplantıda ayrıca silahsızlan ma konusunda anlaşma sağlanabilmesi için ABD yönetımınin Sovyet yetkililerle girişimlerde bulunması da istendi. MX füzelerinin yerleştirilmesi karannı eleştiren din adamları böyle bir karann silahlanma yarışım hızlandıracağım belirttiler. Toplantıda sözalan Miami temsilcisi Başpiskopos Mc Carthy «20. yüzyıl bunalımında barış yanlısı olmak, kilisenin başta gelen ödev Ieri arasındadır» dedi. • «KAYBEDECEK ZAMAN YOK» Silahlanmaya karşı çıkan din adamlannın başında Pa pa II. Jean Paul geliyor. Papa, eylül ayında Vatikan'da yapılan bir panelde, «nükle er savaşın önlenmesüün insanlığın önündeki en büyük sorun» olduğunu belirterek, bu konuda «kaybedecek zaman» olmadığını söylemişti. Amerikan katolikleri arasında silahlanma hareketinin başını «yeni Amerikan katoljkliğinln ruhu» olarak ni tslendirilcn Başpiskopos Joseph Louıs Bernardın çekiyor. Bernardin ülkede 2 mil yon 400 bin nüfuslu bir bblgenin dini lıderi durumunda. Başpiskopos Bernardin Kongreye sundukları raporla ilgili olarak, «kimsedeıı bi zim vardığımız sonuçları kabul etmesiııi istemiyoruz. Ancak isteğimiz bu sonuçların dlkkatle gözdeıı gecirll mesidir» dıyor. Nükleer silahlanmaya kar şı çıkan piskoposların sayısı çok fazla olmadıgı, ancak yine de etkilı oldukları belirtillyor. Kardinal Cooke saldırganlığa karşı direnme de daha kararlı olunması yolunda bir çağn yaparak kendi savunmaları konusunda kaygı duyan Batı'lı din adamlannın seslerinı yükseltmelerini istiyor. Başpiskopos Hunthaussen' in ise yönetlmin savunma harcamalarını protesto etmek amacıyla vergilerinin yarısını ödemediği bildiriliyor. Raporda savunulan görüş Ieri Papa II. Jean Paul'un geçtiğimiz haziran ayında BM'de yaptığı konuşmadan temsllendiği bellrtlliyor. Papa BM'de «bu koşullarda si lahlanma konusunda sağlanacak denge, bir sonuç de ğil, ancak silahsızlanmanın sağlanabilmesi için gCrekli olan bir adun oünalıdır» demişti. Başpiskopos Bernardin'in başını çektiği hareket, kato lik kilisesi içinde de bazı tartışmalara yol açmış. Tar tışma ABD'nin savunma amacıyla da olsa, nükleer sllahların düğmesine ilk basan taraf olup olmaması ko nusu üzerinde odaklaşıyor. Bernardin ve arkadaşları Kongrede meydana gelen tar tışmaların ardından önümüzdeki Mayıs ayında bir toplantı daha yaparak nükleer strateji konusundaki gö rüşlerini netleştirecekl«rini duyurdular. Bernardin di ğer piskoposlardan ve Vati kan'dan da yazılı tepkileri toparlayrp son bir karara varacak. Katolik mezhebi ABD'de önemli değişiklikler geçumiş. Yoğun göç olaylarınm yaşandığı yıllarda Katolikler, Protestanlığm egemen oldu ğu topraklarda yabancıydılar. Protestanlann saldınlan, katoliklerin aşm yurtsever tepkilerde bulunmalarına yol açtı. Piskopos Mauris Dingman kilisenin yaşadığı bu değişikliği şöyle anlatıyor: «surlaria cevrili kilise olmaktan kurtulup evlere yerieştik. Göçmenlik dönemimizde itısanlaruruzm çevresinde kaIın bir duvar çekmek zorun da kalıyorduk korumak için. Ancak sürekli sığınakta ya şayamazdık. Köprüyü g«çip ABD'nin yaşanuna katıldık» Piskoposların bazüarı geç mişte aldıklan kimi politlk kararların yönetimlerle ters düştüğünü belirtiyorlar. Örnoğin kilise Roosvelt'in başa geçmesinden 14 yıl önce sinde yeni iş yasası ve refah pTOgramlarmın gerçekleşebileceğini savunuyordu. 1958 yılında ırk aynmına karşı "çıkılmış, insan hakları savunulmuştu. Ancak yönetimlerle farkhlık olmasına karşın, kilise ABD dışpolltikasını desteklemeyi sürdürüyordu. Bu destek Vietnam savaşına dek sürdü. Kilise 1971 yılında savaşm sona ermesi için çağrıda bulundu. Ancak katolik kilisesinin sa vaş aleyhtarı bir tutum almakta oldukça geç kalmış olduğu hala ileri sürülen bir görüş. Hatta kilisenin nükleer silahlanma konusunda görece racıikal bir tu tum içinde olmasınm geçmı şın eksıklıklerini gidermek için alınan bir tavır olduğu bile öne sürülüyor. Katolik kilisesi 1973 yılında ikinci bir olayla sarsıldı. Yüksek Mahkeme kürtajı, istek karşısında serbest bıra kıyordu. Kürtajı bir cinayet olarak nitelendiren katolik kilisesi bu karara sert tepki gösterdi. Reagan'ın seçilmesinden sonra başlattığı sertlik politikası nükleer silahlanmayı körükleyebileceği açısından, birçok piskoposu kaygı landırdı. 1980 yılından ıtibaren birçok din adamı silah lanmaya karşı daha etkin çaba göstermeye başladı. Bernardin komitesinin yukarıda sözü edilen raporu hazırlaması, giderek yoğunlaşan bu çabalann bir sonucu»' Asgari ücretîn brüt 14 bin 700 lira olaraK açıklanması bekleniyor ANKARA. ICumhurlyet Bürosu Asgari ücret yarın yapilacak son Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantısından sonra Çalışma Bakanı Prof. Turhan Esener tarafmdan kamuoyuna açıkianacak. Asgari ücretin brüt 14 bin 700 lira olması bekleniyor.. Komisyonun dün yapılan toplantısmda, Devlet Istatistik Enstitüsü tarafındar» orta ağırlıkta iş gören bir işçinin besin iç( harcamalanna ^işkin hazırlanan rapor üzerinde görüşüldü Aynca, besir dışı har^amalar için aynlacak oran da saptandı. Korrisyonda, işveren \e Işçi tems'lcisi üyelerin da düşünceleri alındıktan sonra asgari ücretin bu kojullarda brüt 14 bin 700 lira ol ması konusunda da bir görüşe vanldı. Asgari üc retin saptanması çalışmamalan tamamladığı halde Çalışma Bakanı Prof. Turhan Esener'in Ankara'da olmaması rıedeniyle yeni asga ri ücretin açıklanması için komisyon toplantısı yarına ertelendi. Aynca, tanmda çalışan işçilerin asgan ücretlerinin de yarın açıklanması bekleniyor. Sanayi ve tanm iş kolundaki yeni asgari ücret 1 ocak 1983 tarihinden itibaren geçerli olacak. Kastelli'nin tahliyesi icin yapılan itiraz reddedildi Îstanbul Haber Servlsi Istanbul 10. îcra Asliye Ceza Maiı kemesi Yargıcı Hüseyin Yücel, Cevher özden'in tahliye isteğini kabul etmeyerek, dosyayı bir üst mahkeme olan Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdı. Banker Kastelli'nin avukatı Prof. Çetin Özek, müvekkilinin tutuklanmasmı gerektiren suçlardan beraat ettiğini belirterek 9 Aralık 1982 tarihinde yazdığı dilekçeyle tahliye talebınde bulunmuştu. Kastelli dosyasını uzun bir süre inceleyen Yargıç HUscyin Yücel, «Tutuklanmayı gerektiren fiiller arasında karşıkksız çek tanzim ve tebliği» olduğunu belirterek, Kastelli'nin tutukluluğunun devamına karar verdi. Yargıç'm tahliye isteminin reddine karar vermesinden sonra dosya ıısul bakımından bir üst mahkeme olan Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmek üzere Cumhuriyet Savcıhğı'na tebliğ edildi. CMÜK'un 208. maddesine göre karar verecek olan Ağır Ceza Mahkemesi'nın Kastelli dosyasını 23 gün içüıtie 10. Asliye Ceza Mahkemesi'ne iade etmesi bekleniyor. Dosyayı daha fazla tutmak istemediklerini belirten Yargıç Huseyin YUcel «Dosyayı en Jasa zamanda temyize göndereceğiz» dedi. Ozel öğrenci yurtlarının denetlenmesi isteniyor ANKARA, (Cumhuriyet Btt rosu) Devlet yurtlarında yer bulamayan öğrencilerin bir kısmı ortaklaşa ev tutar ken. önemli bir bölümü kalmak zorunda bırakıldıkları özel yurtlarm insafma terk edildi. Yüksek öğretim Kurumları'na alınan öğrenci sayısı, devletin yurt kapasitesinin çok üstüne çıkınca, öğrencilerin bir bölümü açıkta kalmış, bunun üzerine Başbakan Bülend Ulusu, «Hiç bir öğrencinin, açıkta kalmayacağını» söylemişti. Buna karşm öğretim döneminin ortasma yaklaşıldıgı halde, açıkta kalan öğrencilere devlet yurtlannda hâ lâ yer bulunamadı. Açıkta kalan öğrencilerin, Kredi ve Yurtlar Kurumu yetkililerinin kesin bir cevap vennediklerini belirterek, «Yurtlarda kalamazsınız, yer yok demiyorlar, ancak yer de göstermiyorlar» şeklinde yakınmalan sürüyor. Açıkta kalan öğrencilerin bir bölümü çok zor da olsa, ortaklaşa buldukları evlerde kalırken, önemli sayıdaki üniversite öğrencileri özel yurtlarda kalmak zorunda bulunduklannı belirtıyorlar. Daha cok kız öğrenciler evlerde kalmalarının ailelennce uygun görülmediğini söy leyerek, kaldıkları özel yurt larda «Koşullan kötü odaîarda, çok yüksek fiyatlı ve kalitesiz yemekleri yeme zorunda kahyoruz» diyorlar. Özel yurtlarda kalan öğrencilerin başhca şikâyetieri şöyle sıralanıyon «Küçücük odalarda 10 kişiye kadar kalmak durumun dayız. 4 ile 7 bin lira aylık ödüyoruz. Buna ek olarak bir aylık tutarı kadar depozit parası alınıyor. 9 aydan önce çıkarsak bu depozito yanıyor ve geri vermiyorlar. Oysa öğretim dönemimiz en fazla 8 ayı geçmiyor. Ayrıca bir ay yurtta kalıp, devlet yurdunda yer bulan öğrencilerin paralannı geri vermiyorlar. Çalışma odası diye aynlan yerlere sıgılma dığı için odalarda çalışmak zorunda kalınıyor. Üstelik yurt çahşanlarından kötü muamele görüyoruz. Çaresiz oldugumuzu bildiklerinden istedikleri gibi davranıyorlar.» Özel yurtta kalan öğrenciler. devletin söz verdiği halde kendilerine yurt sağlayamamasını yineleyerek scn olarak «Hiç olmazsa dev let, bizi kalmak zorunda bıraktığı özel vurtların de netlenmesini üstlensin» di. yorlar. Yurt dısındaki iscilere yeniden borclanma hakkı tanındı ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Yurt dışında çalışan Türk vatandaşlarına vurt dışm da geçen ve belgelenen çalışma süreleri için yeniden borçlanma hakkı tanıyan vasa önerisi Danışma Meclısi'nde görüşülerek kabul edildi. îmar ve Iskân Bakanı Ahmet Samsunlu'nun Damşma Mecüsi üyesi iken 32 arkadaşı ile Mrlikte verdigı vasa önerisine göre, yurt dısında çalışan Türk vatandaşlannın orada geçen hizmet süreleri borçlanmak suretiyle emeklilıkle rinden sayılacak. 7 Haziran 1978 tarihinden önce vurda kesin dönüş yapmış olanlar çahştıkları süreleri belgelemek ve en yüksek işçi ve isveren prımini Türk parası olarak ödemek suretiyle borçianabilecek ler. Bu tarihten sonra kesir dönüş vapmış olanlar bu prirr lerini vürürlükteki döviz kun üzerindep ödevecekier. Yasa önerisine söre. hale* yurt dışında çalışmakta olar lar bugüne dek geçmis hizmeı lerin karşılığı olan orimler gene döviz olarak üç yıl içinde ödeyecekler Yasanın uyfjuia ma usuiüne ilişkin vönetmelj ğin 6 ay içinde çıkanlacağı neride ver aldı. Yasa ön MGK'da ele alınacak. KAPAK KONUSU Ünlü «Time» dergisl, Amerikan Katolik kilisesinin nükleer silahlara karşı çıkmasuu kapak konusu yaptı. İlkokullarda iki ve üclü ögretim artıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) llkokula başlama yaşına gelmiş nüfusun artışına karşın, açılan okul sayısının düşük kalması sonucu lkili, üçlü ve karışık eğitim yapan ilkokullarm sayısı artıyor. Milli Eğitim Bakanlığı'nca hazırlanan ve 198182 öğretim dönemine ilişkin gelişmeleri içeren «beyaz kitap»a göre, sözkonusu eğitim yılında toplam 46 bin 600 ilkokulun 26 bin 384'ünde normal eğitim sürdiirülürken, 18 bin 905 okulda ikili, bin 301 ilkokulda ise üçlü ve kanşık eğitim yapıldı. 1979 1980 öğretim yılında normal eğitim yapan ilkokul sayısınm 30 bin 792, 19801981'de ise 26 bin 42 olduğu, buna karşılık ikili karışık ve üçlü eğitim yapan ilkokullannın sayısında artıs olduğu belirlendl. İlkokullarda eğitim biçimlerinin son üç yıldaki gelismesi şöyle: Tıllar Normal tklli Üçlü Kanşık 197980 30.792 18.186 12 1.382 198081 26.042 18.517 39 1.376 198182 26.384 18.905 44 1.267 ö t e yandan Milli Eğitim Bakanlığına bağlı temel eğitim yatılı bölge okullarından yararlanan öğrenci ile burada ders veren öğretmen sayılarının düştüğü belirlendi. Milli Eğitim Bakanhğı istatistiklerinden elde edilen bilgiye göre, 197980 öğretimi döneminde 79 olan yatılı bölge okulu sayısı 198182 öğretim döneminde 86 olmasına karşın öğrenci sayısı 35 bin 470'den 33 bin 348'e, öğretmen sayısı İse 1.573'den 1.381'e düştü.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle