19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 KASIM 1982 KÜLTÜR YAŞAM Cumhuriyet 5 Biraz Fransız, biraz Italyan, biraz Arap etkisi, iste Korsika mutfağı orslka ad&sının kuzeyine doğru uzanan blr burunun Dogu yakasında kalıyor Bastia kenti... Akdeniz ülkelerinl külturel pianda bırbırlerıne yaklaştırmak, ortak sorunları v e temalan tar tışmaya acmak ıçm yapılan 1. Akdenız Kultürlerı Stnema Şenlığs dolayısıvla buradd geçırdiğım H gün. bu sutunda yerinı bulacak unutulmaz izlenimlere de vesile oldu. «Korsika mehtabı» altında, «Eski Liman, «Zanaatçılarm Kantini «Korsika Evi», «Gezgftılerin Lokantası», «Cap'ın Mah7enleri», «Taverna», «La Scaletta», «Kuskus» gıbi romantık, poljtık veya «îbtahaver» ısımler taşıyaıı sevımlı yerlerde yemekler yedık, Korsika şaraplan içük Bu sofralann tadını damaçımda bırakan. unutulmai» anılara donus turen yemekler veva s?araplar mı oldu' Kuşkusuz degil? Sofra başlannda doyumsu7 sövlesilpr** daldıg'iniî dosflar, Ziilfü VÛ Ferhat Livaneli, Abfdln Dîno Zeynep Oral, Ya\'uz Ozkan, Keriman Ulusoy, Arif Keskiner ve çeşıtli ulkeierden yabancı ve yoni dostlar Cözellikla Araplar. Yunanlıiar ve Korsikalılar). bu amların ağır basan yanını olusturuyor ku!?kusuz Gözelım Korsika ynneklerinin damak tadıvla bu sofrabagı dostluklannm sıcank anı=!. belleEimdf, aynlmaz bı'cımdo birbinoe karısıyor. bırbınni butünluyor. Yemeklerı n. ^ofralann. so lenlerın. rnpyhaneierin aslında insanlan bırbirine yaklaştırtnak için bir «ıraçtan başka şev olmadı^ını düsiınmemek tnüm Ali PoyrazogluKorhan Abay perdelerini Dehler Bosandı^yla acıyor • Hüvükteki Nar A â a c ı YASAB KEMfl .12. «Olmaz olur mu,» de di Aşık Ali. «Bir kdy bu kadar agaçbklı olur da şu Çukurovada, orada hiç iş olmaz olur mu?.. Ben susuzluktan öldüm..» Memet onun önünden gidiyordu, epey 1lerden, durdu. dönüp ona lnanmaz baktı. «Susumdan öldüm Me met», dedl Agık A1L <Ne övle gözünü pörtletmlş bakıyorsun bana?..> Hösük de durmuştu: «Yoruldum». dedi, yan daki bir küme hatml çl çeğinin içine yürüdü. Hatmiler Insan boyuydu, pembe çiçekleri el kadar, el kadar aemışlar, yolun tozlarına da tepe den tırnaga bulanmışlardı. Çicek kümesinm ıcınde Yusuf sırtından asağıva bır bülçe glbı sağıldı. ötekiler de onlî rın y.ınlanna vnrıp otur dular Üstlerınden bir an için bır bulurun golge&ı geciyor. onlar azıcık se ruıledüc derken, gene üstlerine kavuran günes bütün agırhğıyla çöküyordu. Hiç bır yönden en küçük bir fisllti esmi5ordu. Toprak da gittik ce kızdırılmış demıre kesiyordu Bundan son ra yürümesi çok müşkiil oln<*aktı. Pembe hatminin üstün de cob kocaman bir mavi kPlebek orada oyie dondurulmuş duruj'ordu Memet boynunu k m rarak, ulan, dıye düşün dü, şu Allahın yangmın da. şu bir damla suyun olmadıgı yerde, şu kelebe gin işi n e . «Bak», dedl, Aşık Allyi durterek. «Kelebek! Şu ftrnıın içinde, her yan yangm almış yanarken .:> Vay anasını>. diye şaş tı Aijik Ali, vjolacak 1? dpğil!.. Hem de kocaman. bir kuş kadar. . Kimbilır nereden hangi yel at tı.» Hösük: «Çok şaştım. Yaz gü nılnde bu kadar kocaman kelebek. Hiç kıpır damıyor. Belki olü* <Ölü değı!». diye twlardi Yusuf. v;Bakın&ana kanatlan jildır yıldır yanıyor. Hiç ölü olur mu?..* Yusufun böylesıne bi cır.nrak cana gelışı onl.irı şasırtmaktan çok se vındırdı. Şurada. ilerde. Anavarza kayalıklarınm dibinde bir bataklık var. K zarmış ekmek, sarmısak ve özel 'buyabes sosu.' Sosu ve peyniri kaşıkla çorbaya boca ediyorsunuz. Tri !ri kesilmiş sarmısaklan alıp kızarmış ekmek dilimlerine sürterek 'rendeliyor', sonra sarmısaklanm;? ekmeğı parçalara kırıp çorbaya atıyorsunu/ Çorbanın tekdıize lezzetı, tum bu eklene bambnska bır kıvama bürıinüvor. Oylesıne de bol getırıyorlar ki çorbayla doyup gı? mek bile tnümkün... Çorba devınce bir de Korsika çorbahindan so' etmek gerekır. Kırmızı fn sulye, makarna patates. sarmısak jambon ve sa!am rendesinderı olu5>an cok değişik bir corba bu.. haiı yemekler arasmda... Hiç yememiş oldugum bir «alonette" (tarlakuşu) sar masını denedim. Tümuyle kemiklerinden ayıklanarak kendi ıçinde çeşitli ot lar, baharat ve sarmısak la sarılarak pışırılmı^ bu iiücucuk kuşun et! mcğer ne !e77etliym]ş .. «Hcr kusun eti yenme?», evet, ama tarlakuşununkı yoni vor, aklıntzda olsun... Ün lu «Satade Nicoise* 'ani Nis salatasi: Kuşkonmoz, domates, turşu. turp. fasulye, zeytin, ançuez, salatn, sogan, hpşlanmıs vu mtırta vg 'pahniye yüre&V denen sebzenin ozel blr sırkeh sosla karıştırılıpasmdan oluşuyor. Nferde gerçek Nis selatası. Kiiltür Servlsl Onuncu yılına giren AU Poyrazoğln • Kor. han Abay Hyatrosn 198383 dönemmde oyunlannı Harbiye Kenter Tiyatrosu salonunda ser gıleyecek Topiuluğun oyun dağarcığındaki ilk oyun Aziz Npsin'ın öykulennden oyunlaştınlan «Deliler Bojandl». AU Povrazoglu' nun yonpttıği oyuKun mu7i>pni Esin Engiıı, dekorlann) Gurel Yontan hazırladı. «Delüer Boşanrîı» adlı miîzıklı gulriürü 11 K a s m perşembe gunü baş1> or. " Tıyatronun sahneleyeceği eteki jfc oyun ıse, tinlü Alman yazarı Klaus Mann'ın «Mephisto» su ve Orhan Duru'nun «tstanhul Bir Şenllktir» adlı muzıkali. Mi Poyrazoğlu . Korhan Abay Tivatrosu'nun kadrosund» bu yıl \11 Poyrazoğln, Kor. h»n AKTV, Tıırgrut Borah. Ismet Av, Humevra. Alpay Izer, Se\im Oral. Tekin Siper, Mert Egpmen, Taner Aktop, Emel Akalm ve Yavuz Kutal yer alıyor. Ünlü Fransız komedyeni ve yönetmeni Jacques Tati öldü PAJIIS, (ANKA) FranMzla rın unîü komcdı fılmleri oyuncusu ve yonefııen, yapımcı Jac gues Tatı 7S yaşıuda oldü. Gerçek adı Jacgues Tatıschett olan ün!ü Aktor ı95i de yaptığı «Wösyö Hulot'un TatUi» ve 1%8 dekı «4mcam» iılnıleriyle une kivuşmustu Yakın arKPdaşları Tati'nın Ak ci^er rahateıziığından oldugunu lvlırtır'îen, aılesi aktonm nered'1 oldujîıınü açıklamadı bu kelebeklerden yaz kıg orada sürülerle o!ur> <Ben de gördüm», dedi Memet çocuk, <üstümüzden bulut gibi akıyor lardı. Onlar moömor, yal dızlı. yıldız gibi kayiyorlardı » Afüb Alr Bır nıosmor yıldız bu lutu. Balkıyarak gıderlerdi Anavarza kayaüklarına. Kayahklar mosmor kestlir, yıldızlar ya nıp sonerlerdi.. Turuncu., j'csll, sapsarı keiebekler..» Bu kelebek olü». dedı Hosuk. Otekiler sustular !erı hatmi çıçeğinin üstündekı. hatml çiceğindpn daha büyOfe kelebe fie takıîmış kalmışh. Ke İPbok kıpırdamıyordu bıle. Üstlerinden bîrkaç bu leruıde durm';çken 5n!e r n a e n bir otomobil, te kerleklerinhı aîtından to?ları hızla yana t'ıg ı. .L rak geçti. Hatmilerln pespembe çiçeklerle sıvanmış dallan sallandı. Hatmi çiçegindeki mavı kslebek de sallsndı ama yermden kıpvdamadı. Memet çocuk: • Ben onu uyandırayım», dlye ayağa kalktı. «Uyuyor o.» Korkarak usul usul ke lebeğe doğru gitnıeğe başladı. Kelebege yakîaş mış. elıni uzatıyordu ki. bırden bir haykınş onu olduğu yerde mıhladı. eli de oyle kalakaldı. kelebek bir karış kadar havalanmıs veruıe gene hiç bir §ey olmamış gibı konmuştu. Kelebeğin uçmasıyla birlıkte hepsi de sevinçle. ayağa fırladılar. «Ne oldu bu adama?> «Hele azıcıfe bekleyln^ dedl Aşık Alı. «înşallah iyl ohnuştur Yusuf.» «înşallah,» dedi Memet. Güneyde, Akdenlzln Üs tundeki ak bulutlar kabararaktan, bir kavak bo yu yukardan ağır ağır yükselıyorlardı. İnceden de bir yel fisileyip geçiyor, burunlanna tuzlu blr deniz kokusunu belli belirsiz getiriyordu. Ayak bileklerine kadar toza gir mişlerdi, çanklarına toz dounuş, sanki bır kdz yıgınmın üstünde yürüyorlardı. Koye girdiklertnde îkln dı oluyordu. AcıkmıştıİHr, bıtkin, yorgundular. Köyün tam ortayerindekl üç t«.ne ulu dut ağacının dallan genlş bir alanı kapiamıştı. Ortadaki dutun kökünün dibinde bü yük, kırmızı bir tulumba, tulumbanm çevresinde taş tekneler vardı. Dutların altı boydan boya sulanmış, golgeye sandalyalar, peykeler atılmıştı. Tulumbanın yöresindeki taş sekinin dibinde fırdolayı feslegen, kadife çiçekleri dikilmişti. Bır tek de pembe, büyük büyük açmış, çok dalh bır gül ortalığa yayılmı^, kokusunu dutların gölgesine sahvermlştl. Ağaçlann dibine vardıklarmda soluk soluğa kalmışlardı. Memet hemen vardı kırmızı boyalı tulumbanın Koluna asıldı, su çekmeğe koyuldu. Tulumbadan su akmca: •<Gel Yusuf,» diye onu çağırdı. Yusuf geldl. «Sok başıru tulumbanın altına.» <?Bir iki yudum îçeylm de...» «Bir mosmor joldız bulutu. Balkıyarak giderlerdi Anavarza kayalıklanna.» lut golgesl gelip geçti. oıılar kelebege gözlerıni kırpmadan daha oyle ba kıyorlardı. Memet çocuk bendinl tutamadı, onlarm yürek lerindeklnl açıga vuruverdi. «Inşallah öunemiştir>, dedl. Memet lçini derin derin çekerekr •înşallah». dedi. Aşık Alî: Hosuk de, Yusuf da înşallah, dediler. Kım&e varıp da keiebek olü rml diri mi dlye bakmayı akıl etmiyordu. Akıl etmiTOr dejril, buna kimse yureklılik gösteremıyordu. Biraz sonra, o büyük bulutun serin gölgesl üstYusuf: <Uçtu>, dedi gülereR. Kısa Film Yarışması'na katılma süresi 13 araiıkta bitiyor Baîılj çorbasına h/ç ml hiç benzemiyor... Denız ürünferi arasıada, ise özel tâbaklarda gelen ve iinıon sıkılarak yenen taze istırıdyelerden t>oz etmel:. Bizim ulkemizde nedense kıymetJni bılmedigimiz ve pek rağbft etmediğimiz is tıridye. Avrupa routfac:]nın en değerli (yanj pahuM yemeklerinden birı sayıhyor. Bir de «SaintPiprre» denen orta lez?ette bir balıklan var. bunun patates ve mantaria f'nnda yapılant fena olmuyor. îtalyan yemekleıi her lokantada kolayca bulunu vor Lasagna. Kanelloni. çeşitli snslarla punulan çpagettiler... Özellikle bir lokantada yediğim, ici pey nirii, kıymalı ve sarmı«saklı ıspanak püresiyle doldurulmus koca hamurlardan oluşan Kanelloni. cok iviydi... Franstz vnntfngınm gözdesl av kusinn. Kor«îikn'da da en panerde bizde bazı lokantalann lîstesinde rastlanan sü?umona "salad nisuaz'h. Korsika adastnda, Arap muti'agmın gözde yemegı 'kuskus' da bulunuyor. Hafıf tath ınce ırmıkten vapümıs tepeleme btr pilavın, istege göre çeşitli ptlerle sunulmasından o» luşuyor bu ünlü yemek ., Bız tavuklu kuskus ıstedik ve püavııı yantsıra şalgam. kabak. bavuç ve nohutla suslenmış soslu tavuk ypdik. Kuskus, geneld© pek ince bir tadı olmavan. aroa değisik ve kuşkusuz doyurucu bır yemek. Kırmızibi daha da nefıs olan Korsika saraplun. (özellikle Domaine Vicol. çesıtli peynirler ve peV de 7engin olmayan tatlı çeşîtleri, bu lokantalann menüsünü tamamlıyor. Korsika halkmın vabancılara o!an sırak davranıs!. loksıntalardakl servi«e âf van^ıvor ve alı nan tadı çoğalttyor . Kültiır Senisi tPSAK'ın (Istanbul Fotcğraf re Sinerna Amaforleri Derneğı) her yıl aü Ulusal Kıcüsüne katılaıa t,urcsi 13 Araiık 1382 Tunu sorn eriyor. Kurulu"nun IIiUnl ı, Omer Ka^ur, Oğuz Makni, Vecdi Sa^ar ve Vedat îfirk ali'den oluştuğu yanşmaya 8lfi JILI\. snahbeyac, tenîdi seslı y.ı da sessız fılmler katılabilıyor. Yarışmaaa beş ayn ödül plaketi dağıtjacak, aynca bütün yarışmacılara bırer katılım bel gesı vrılecek. kün m u ' Korsika'da adanm cografi durumuyla koşut olarak hem Fransız. hem da îtalyan mutfaklanndan eşit duzevde esînTen'en bır mutfak var. Buna ba?ı Ku/ey Atnka yemeklerı ve Korsika'ya ÖZRÜ vemekler de eklenebiür. De niz ürünlerini bol bol yıyorlpr Mıdveleri bizden çok daha kuçük. ama bun lardarı yapılan ünlu «Meunieres usulti midye». bol sarmısaklı sosuv'a tadına doyulmaz birsev. ama bu tadımlık yemekle dovmak mümkün defeil. «Sar dalya dolrnası», ikive bölünrnfiş ve kılcı&ı alınmıs sardaîyelerin arasına bır tur bevaz veyn'r komrak yapılıyor... Balık cor bası CBuyabes"), Gönev Fransa'nm olduğu gıbi Korsika'nm da bas yemek lerînden.. Çeşitli bahklarla yapılan bu pembe renkli çorba asıl lezzetini avn ca eetirilen ve çorbava eklenen şeylorden alıyorRendelpnmis pevnir, kı f ÖteUler de: CJçtu^, dediler. Memet: « O köy ağaçlıklı..» • Hösük: <O koy çok güzel bir koy, ağaçlıklı. O köyde ii de var..» • Hep bir ağızdan, var. dediler, hızla yönlerini köye dönüp yürüdüler. Memet çocuîc önlertnden bir kopek üngiyle gl dıyordu. Geriye donerek: «ts bulursak, hakkımı...» vBoynu kopasıca,» diye bağırdı Hosük. ^Boynu kopası...1» «Öikelenmes, diye güldü Memet. «Bak Yusul da cana geldi.» «Acaip.» dedl Hösük. SÜRECEK KİM KİME DUM DUMII Rnlatabitıuor muuvr lac| Behic AK uzerind? hm\n uazılı o\$un~ Tçjbn biraz fiuabol» bir kott.uqurn oîsun Unutulamayacak kayıplar ve yeııi konser mevsimmm ilk ürünleri Filiz Aü LASLO 198283 konser mevsimıne lnanılmaz kayıplarla gırdık. Düşündükçe moıalıni bozuyor lnsanın bu ölümler. Türkıye Cumhuriyeti kurulduktan bu yana yetışen en yetenekll, en doğal güzeUlkte ses olanaklanyla donanmış Opera sanatçılanmızdan Koloratur • Soprano Ferban Onat gıttl önce. Yaz sonundaysa önce Radyo müzlk yaymcüığma yön verznlş, kurdugu sağlam progranı yapımcılığı ve sunuculuğu gelenegl hâlâ sürmekte olan, Te levizyonda da aynı ütiz çalış. mayı yerleştırmek lstetnesi ne yazık kl engellenmlş violacı, orkestracı, müzık eleştîrmem Faruk Güvenç aramızdan aynldı. Daha kendımıze gelememişken MuhJttin Sadak Hoca da ölüverdi. Tilrkıye'nın İlk vıolonselcilerinden, Galatasaray Llsesl'nln en renkli müzik ögretmenlertadea, tstanbul Şehlr Operası Korosu kurucusu ve şefi, sohbetine doyulmaz Mtüıittio Hoca'nıo ardmdan blO beklenmedik bir ölüm daha geldl. Bas Bariton Mustafa Iktu'yu çok genç yaşta tratiğe kurban verdik Mustafa cibı sesiyle, fizığiyle, mUzlkallte slyle, efendilığiyle, deneytmle rlyle slvrilmiş bir Opera sanai çısının yetişmest için ne deniı ideal feoşulun yeniden blr ara ya gelmesi gerek. ttiç düşün meyelim daha lyl. Ekim ayuun sonu geldl yaprak dökümll duı mak bllmlyor. Plyanlst, eğitlm d, BUyttk Müzlsyen, arük benBOrterl tarlhg kartşan hem Os amnlı TUrk, hem de Batı tcülMlrlerlnl haametmlç, efendllft, nesaket alcakgÖnUİIUlUk anıtı Mltlıat fcenmen de yok oldu gitti. Ve, azraıl hâlâ doymadı. Erdoğan Saydam'ı da aldı aramızdan Istanbul Şehır Orkest rası'na (şımdıkı adıyla ÎDSO) aşkla, bıı ömur verınış, Ke mancı uoktor Krdoğan Saydam'ı da sanınm, yılların gergınlıklerl, müzık yapabllmek, dinleyicl karşısına elı yüzti duzgun konserlerle çıkabümek çabası yıprattı ve oldukça genç sayüabılecek bir yaşta vilcudu pes ettl. Gönüiden dilerim, sanatçı kurbanlar isteyen Azrail, artık doymuş olsun. Aramızdan aynlan bu çok değerli sanatçılanmız sonsuz uykulannda ralıat etslnler ve gerıde kalanlarımız, yaşamını müziğe adamış arkadaşlannuzı daha güçie daha bir aşkla sanlsınlar mesleklerıne. 1İY ÖLÜM, SIİN NE ACIS1N?» Şımdlyse, yaşaın devam edlyor ve konser mevsiml 8 Ekırn 1982 cuma akşamı açılıyordu. îlk konserin soüsti bas Ayhan Baran'dı. Ervtn Acel'in jonettigl ÎDSO, konserlne bundan 10 yıl önce yine hepimizi acılara boğarak bu dUnyadan aynlan değerlj besteclmiz Ulvi Cemal Erldn'ln Sinlonletta' sıyla başladı. tDSO, mevslmln bu Uk feonserinde henüz ısınmamış ounakla birlilrte, Erkin lıocamızı iizmeyecek blr yorunj çıkardı. Bas Ayhan Baran, Johannes Bralıms'ın ölümunden blr yıl önce 1898'da besteledlğl Vler Ernste Gesange (Dört Cid '"J ŞarkDyı, çok genç yaşta ve en verimli çağında ylUrdlğünlz bas bariton Mustafa tkto'ntm amsına adayaral: scslendlrdl. Easüantrya bakm ki Oçüncü şarkı şu sözlerle başlıyordu: «O Tod wle bitter», (Ey Ölüm Sen Ne Acısın..) Bas Ayhaıı Baran bu esen hasta hasta na s' boyle guzel ve anlamlı söyleyebıldı dıye düşünenler olmuştur. Ayhan Baran oğrencıliğinden bu yana her gün, her türlü koşulda ses çahşmalanm aVsatmamış, her koşulda şarkı söylemeye hazırhklı bir sanatÇi MEVStMÎN ÜÇÜNCÜ KONSERt VE ÎKt SOLIST IE>SO'nun üçüncü konserlm (23 Elom 1982) tsviçreU sef Michel Rochat yönettı. Konsen n ıki solistı vardı. Kornocıı Hüseyiıi Coşkun, Mozart'ın Re Majör No: 1 K.V.412 Korrvı Konfertosunu seslendırdı. 1954 de Ankara'da doğan Hüseyin Coşkun, Ankara DevJet Konseı vatuvannda yılların korno ög retmenı Burhanettin Tepedoğanlı'ylo çalıştı. 1977 yılmda I s . tanbul Devlet Konservatuvannı bitlrdi. O tarihten bu yana I D SO sanatçısı ve IDK öğretım üyesi. Yani şimdl artık o, genç komocular yetiştiriyor. öğrencillk yıllanndan başlayarak pek çok konsere solîst kornocu ola rak katılan Hiiseyin Coşkun yumuşak tonu ve temlz teknigıyle hemea dlkkaü çektl. Kon serin ikinci solistı Yekta Kara"ydı. Yekta Kara'yj son ikl konser mevsiminde verdiğl resltallerden tanıyoruz. O konserlerde gözlenen stil bellrsus hği, bazı teknık sorunlar ve abartmalı yorum anlayışmın kısmen düzeltllmlç olduğunu gördük ve sevindik Sanatçı sesini ve nefesini i. ı kullandı, fakat zamsn zamaa orkestranm sesinl örtmesini önleyenıedi. çankaya sineması SELÇÜK RESİTAÜ 17,18,19 Kasım 20,21 Kasım tel:280780 soot: 21.15 suıuak Çocukevımız'm »oat: 16.45 kayıtları 12J514J0.16.4519.002U5 b l d ösgun Sanat Yapım Yönetim /Mustafa Oğuz C.te5lPanr i 10.004 ndlrtmll Genel I stek Ui«rln« Got' vUŞAGI KO.MV t. RUBU SCHNK1OKR 8 Vıtray Batık sergtsı dsvam ÖLÜMÜ ™i cö yor. KüCuK SALOJM BEKLERKEN Fuayestnüe devım eaiyor Be^ Kankdtıir sergıiı Çocuklarımıza kulturel «tkınlıkleı t LAN BAK1RKÖT l'NCt SULH HUKUK HÂKİMLtĞlNE Oosya: 983/1068 Mahkemenm 982/1068 esas ve 982/1063 karar ve 27/10/982 tarihli karan üe Hamza îneebay'a agabeyısl Salün încebay vasi tayin edilmlş olup, iş bu vasi ka rarına itirazı bulunanlann kanuni sure içinde itiraa edebUeceklerl itiraz vald olmadıgı takdirde Hükmun kesln^eşeceğl tebliğ yeriı.e kainı olmak üzere ilan ola nur. Muzaffer BUYRUKÇUAI5 YÜCE Muzaffer Buyrukçu. yenl çıkan «Sıcak îllşkiler> ile <Şarkılar Senl Soyler» adlı yapıtlarını, ozan Ali Yüce Türk Dil Kurumu odülü alan <Halk Çağı> ve diğer yapıtlarını 6 kasım 1982 cumartesl saat 1419 arasında Evrensel Kitabevi'nde lmzalıyacaktır. ŞIŞLİ 3. SOLH HUKUIt HÂKlMLtĞÎNDEN 983/52 Vasi Halen Isranbul Fransız Le Faix Hastanesinde bulunan Vıktor Hazaa'ın Istanbul Barosu avukatlaımüan Fani Motola 21.1C.19S3 tanh ve 982/52 esas, 982/11 karar sayıh ilanla vasl tayin edilmiştir. (Basm: 11381) Keyfiyet ilan olunur. 4.11J982 t L AN (Basm: 11367) dür. • 26 Haziran 1981 tarih ve 33. 736. l/ü236841 dosya Nolu Ihracat belgemizi kaybetbk. ?e, nisinl a»acağımızdan htlkümsüB u... gBGHSL LtMtTED
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle