Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 6 KASEVI 1982 ugünün çocuklannın, yarının gençlerinin, geleceğln yetlşklnlerlnln sağlıklı ruhsal gellşlmlerinin sağlanması ve korunmasında, pek çok klmseye önemli görev ve sorumluluklar düşmektedir. Bunlann başmda alle gelirse. okul hemen onu lzlemektedir. Okulun bu görevinl yerlne getirebllmesi için şu nitellklere sahip olması gerekir: 1 Öğrencileri seven. tutarlı ve güvenllir öğretmen ve yöneticller, 2 Anlamsız sınırlama ve kurallardan arınma, 3 Kesin davranış smırlılıltlan ve kurallar. • öğrencilerinl seven, tutarb, gtivenülr öğretmen ve yöneticiler: Çocuklar dıştan gözlendiklerlnde, dünyayı umursamaz görünürler. Oysa gerçek bunun bütünüyle tersldir. Sevilmek, ilgi çekmek, çevrelerinde tutarlı ve güvenilir yetişkinler görmek isterler. Bütün bunlan bulablldiklerl sürece, kendilerinl mutlu ve huzurlu duyumlarlar. tster öğretmen lster anne baba olsun, çevresindeki insanlar tarafmdan sevllmeyen ya da kendisini öyle duyumlayan blr çocuktan sağhklı bir duygusal ve toplumsal gelişlm beklemek gerçekçl bir yaklaşım olmaz. Aynı şekilde, çevresindeki Insanlann tutarsız. önceden kestirilemez davranışlan, çocukta, insanlara karşı güvensizük duygulanna neden olur. Bu duygular onun ilerdeki sosyal ilişkilerini olumsuz yönde etkiler. Çocuğu sosyal ilişkilerlnde kaygı, gerilim ve ürkeklik içerlsine iter. örneğln, sınıfta söz isteyerek konuşma kuralının olduğunu varsayalım. öğretmen bu kuralın uygulanmasında kim' öğrencilere ılımlı davranıyorı onların sö? istemeden konuşmalarma göz yumuyor buna karşılık kimi öğrencilerln bu kurala uymayışlanna sert tepkilerde bulunuyorsa ya da bu kuralın uygulanmasında kimi zaman aşırı tltizlik gösteriyor. kimi zaman da kayıtsız kalıyorsa, bu durum özelllkle öğretmenin hoşgörüsünden yararlanamayan öğrencileri ruhsal yönden zedeler. öbür öğrencilerde ise öğretmenlerine B Öğrenci ve Ceza ÖĞRENCtLERİN GEREKSİNMELERİNE YETERİNCE YANIT VEREN BİR OKUL ORTAMINDA, CEZA UYGULAMALARINA ÇOĞÜ KEZ GEREK DUYULMAZ. Dr. Süleyman ERİPEK A.O. Eğltlm Bllimlert Pakultesl yönelik güvenslzllk duygulan geliçtlrir. Üstelik bu güvensizlik duygulannın tum yetişkinlere genellenebilmesi tehllkesl de vardır. Doğaldır ki öğretmen yalnızca etten ve kemikten oluşmuş bir yaratık değildlr Davranışlarınm, blreysel özelliklerinin ve ruhsal yapısının etkisi altında biçlmleneceği çok doğal bir gerçektir. Ancak doğai olmayan, davranış farklılıklannın ortama uygun, ölçültt ve kabul edilebillr sınırlılıkların dışına çıkmasıdır. • Anlamsız sınırlama ve knrallardatı arınma: Burada anlamlıhgın ölçOsfl, konulan sınırlılık ya da kurallann doğrudan öğrenclde ruhsal sorun yaratıp yaratmadığına Uişkindir. Eğer bunlar doğrudan öğrencilerde otoriteye düşmanlık ve Isyan duygulan yaratıyorsa, bunlan haklı gösterebilecek blr neden olamaz. Bunun yamnda. okulda pek çok sınırlılık ve kurallann olması. gerçekte olması gereken anlamü sınırltlık ve kurallan öldürür. öğrencilerde sürekll kayg' durumu yaratır Sık sık ögrencilerle öğretmenlerl ya da yöneticileri gereksiz yere yuz yüze getirir. • Kesln davranış suurtılıklan ve knrallar: Blr kez anlamlı sınırlılık ve ku rallar kondu mu, okuldakl bütün görevlilerin bunlara uymada kararlılık ve duyarlılık göstermeleri gerekir. öğretmenler öğrencileriyle kuracaklan yakın Uişkiler tçerisinde, konulan sınırlılık ve kurallann anlamini. önemlnl, onlara anlayabileceklerl blr düzeyde açıklamalıdırlar. Disiplln uygulamalan olarak da nltelendirllebllecek bu sınırlılık ve uygulamalara karşın normal blr okul yaşammda bazı öğrencller bazı zamanlar, konulan bu sınırlılık ve kurallara uymada güçluk çekeceklerdir. Bu gibi durumlarda cezanın varlığı caydıncı bir özelllk taşıyabilecektlr. CEZA: Bugün en demokratlk okul yapısmda bile cezanın yeri vardır. Cezanın uygun ve yerinde kullanıldığında çocuğa lstenilen davranışlar kazandırablleceği kabul edilmektedir. Ancak ceza uygulaması dıştan görüldüğü. kadar baslt blr olay değildir. Bu nedenle herhangl bir ceza uygulamasma geçmezden önce pek çok etmenleri gözöntinde bulundurmak gerekir: tlkin cezanın uygulanmazdan önce çocukta olumlu yönde etkill olup olamayacağından emin olmak gerekir. Bu da çocuğu yeterince tanımayı gerektirir Bu tür bir değerlendirmeden geçmeyen. gellşigüzel olarak verilen ceza vereni rahatlatmaktan başkaca bir yarar sağlamaz. Tersine çocukla cezayı uygulayan öğretmen ya da yönetict arasındaki çenelde çocukla okul arasmdakl ilişkileri zedeler. Gerçekte ceza, çocuğun iç dünvası değerlendirilmeden ele ahndığmda. dıştan, oldukça etkili ve yararlı bir görüntü verlr. Oysa uygun zaman ve blçtode kulla nılmadığında meydana gelen durum bunun tamamiyle tersidir. Evet gürtiltü yapan çocuk cezalandınlmca o an akıllı uslu olmuştur, yetlşkin de rahata, huzura kavuşmuştur, ama çocuğun cezayı uygulayana düşmanlık duygulanyla dolmadığını ya da ceza sonucunda ilerlde otoriteyle ilişkilerinde edilgin (pasif) ve silik bir kimliğe bürünmeyeceğini kim söyieyebillr. Blr başka yönden, dlslpllne aykırı bulunan benzer ya da aynı davranışlann her blrislnin altında, önceden kesürilmest güç, farklı nedenler yer alabilmektedlr. Bu nedenler araştınlıp ortaya çıkanlmadıkça ve etkilerl glderilmedlkçe aynı tür ceza uygulamalarıyla düzeltilebilmelerl olanaksızdır. örneğln aynı türde beg hırsızlık davranışı incelense, büyük bir olasılıkla her blrinin altında ayn nedenlerin yer aldığı görülecektir. Hatta bazı çocuklar cezayı dikkati üzerlerine çekmek için bir araç olarak kujtanırlar. Bazılan da ruhsal sorunlanmn bir sonucu olarak başedemedlklerl kendl suçluluk duygulannı bastırmak ya da yenebllmek İçin cezalandınlmak İsterler. Bu amaçla cezayı araştınrlar. Ona buna sataşır, çevresinde bilinçll olarak çeşitll sorunlar yaratırlar. Bu aşamada çocuğun cezalandırılması, onun lstenmeyen davranışım pekiştirmekten başkaca bir anlam taşımaz. Bütün bu olasılıklan yeterince değerlendirmeksizin aynı davramşlarda bulunan öğrencilere aynı cezayı vermek. her tür baş ağrılannı aynı llaçla iyileştirme çabasmdan farksız olur. Genellikle çocuklar ne yaptıklanmn farkındadırlar Bulunduklan çağın bir 8%lliğl olarak farkma varamadıklan. nicin yaptıklandır. Davranışlanm ve duyçulannı yeterince denetleyemezler Bunun sağlanabilmesi içtn pek çok denevimlerden geçmeleri gerekir Buna karşın bazan kısa ya da ufak bir deneyim onları kimi gerçeklere bilinçli kılabilir. Kısa bir süre sonra yaptıklanndan pişmanlık duyabilirler ve onarmak için harekete geçebilirler. Osman Köksal çık renk gözleri, uçuk saçlan, pembeye dönük yüz rengi, yapılı bedenlyle Osman Köksal hemen göze çarpan serinkanlı bir insandı. Kimi asker kişide görülen «Ihtiyat» paymı gözeterek ve düşünerek konuşurdu. Tam anlamıyla yurtsever blr subaydı. Durduğu yerde duran adamlardan değildl; çağımızın başdöndürücü değigiminden uzakta yaşayamazdı. Ve yaşamadı. Köksal kendislne yeni birşey söylendl mi duraksar, sigara paketini çıkarır, kafasmda hemen bir tartışma kapısı açardı. Son yıllarda kendisini göremedim, KimbUlr? Belki sigarayı bırakmıştır. A CJelal Bayar'ın Cumhurbaşkanlığı 27 Mayıs eylemlyle noktalanmış; bir özgürlük devrimine yol açılmıştır Bu tarihsel olayda Çankaya'daki Muhafız Alay Komutanı, Kurmay Albay Osman Köksal'dır. Köksal daha sonra 27 Mayıs devrimlnln yürütme kurulu Milli Birlik Komitesl üyesi olacaktır. 1960 mayısının ortalarında Cumhurbaşkanı Celal Bayar'a şöyle bir mektup gelir: « Sayın Reisicumhnrum, bu mektup elinize geçtiğinde Muhafız Alay Kumandamniz Osman Köksal ile Milli Müdafaa Bakanı Vaveri Adnan Çellkoğlu hükümet darhesini eğer yapmamış lseler, ellerinlzden öpertm.» Bayar, bir yandan mektubu görevlilere verlp araştırma yaptırırken öte yandan Köksal'ın ağzmı arar: « Kuraandan, biziın alayın Halk Partilllerin eline geçtiğtne dair söylentiler artmaya başladı, ne dersin?» Köksal: « Efendim. böyle blr bilgim yok. Ama karışık zamanlarda çok şeyler söylenir. Bunun amacı Alayi baştan aşa&ı de&lstîrlp kfiskün savunmasini zayıflatmaktır. Beni defirisjtirtip yerlme kendt adamlarını ffetiımek isteyebiltrler.» Cumhurbaşkanıyla Muhafız Alayı Komutanı arasında gecen bu konuşma ülkenin zaten şirazesinden cıktıpını vurgulamaktadır NUekim birkaç hafta sonra 27 Mavıs giindeme Ririîiiş" olayın klşileri tarihin sayfalanna yazılmışlardır. Ama hangi sicille? •k HOTIR OKTAY AKBAL Sayılarla üavalar, Tutuklular, Idamlar... yöneten: ReşitCANBEYLI on yülarda arkeolonde yaygm olarak kullanüan eser element analiz yöntemiyle, M. ö. 7000 ve 6000 yülan arasında Anadolu'dan obsidyen ihracatı yapıldığı anlaşılmıştır. Son yülarda arkeoloiide yaygın olarak kullanüan ba zı yeni teknıklerle eski uygarlıklann tıcaret ilişkileri konusunda önemli bilgiler elde edilmiştir. Bu teknıklerin ilginç örneklerinden bi ri, eser element analiz yöntemıyle, Anadolu'daki uygarhklann neolitik dönemde (M. ö. 7000 yıhna dek varan bir geçmişte) komşu tıeigeterle'yaptıklan ttcar©' tin aynntılı bir tablosunun o«taya çıkanlması S Genelkurmay Başkanlığı'nca bastınlan «Türkiye'dekl Anarşi ve Terörün Durumu» başlıklı kltapçığı kanştırıyorum Sıkıyönetimin Uan edildıği 26 arahk 1978 tarihinden 11 eylul 1982 tarihine kadar geçen yaklaşık 44 aylık bi r süreyi kapsayan belgesel bir inceleme. bir değerlendirme... Yabancı radyolar. gazeteler Türkiye'dekı terör olaylan üzerlnde durmakta, Sıkıyönetim dönemlerindeki işlemler konusunda dönya kamuoyuna bilgiler vermektedir. Bu bilgiler yurdumuz yüzeyinde âe ister Istemez yayıhyor Her türlü yoruma, umutsuz duşüncelflra yol açan bu tür söylentilerin karşısına Genelkurmay Başkanlığı sayılarla. ülgilerte çıkarak, h«r türlü yanhş yorumu önlemek istemiştir Böyle bir açıklamanın ne denli yerinde olduğunu belirtmek gerekir. 1978 82 arasındaki 'filü durumu' sudun 3 838 yurttaş ve 237 güvenlik görevlisi. toplam: 4 073 kişi...Bu süre içinde en çok ölüm 197980 yıllannda görülmektedir 1981 82 arasında 63 yurttaş ve 18 güvenhk görevlisi ölmüştür, oysa bu sayı 1979 80' de 2677 yurttaş ve 135 görevliye yükselmtştl Yarah durumu da 1979 80'de toplam 6784 iken 81 • 82de 194'e ınmlştir. Genelkurmay Başkanlıgının yayınladığı kitapçıkta 'yakalanan sanıklann eylemci gruplara dagıItmı' Ise şu şekilde gösteriimektedir Eylemci Sag: 7.571. Eylemci Sol 30 351 Bölücüler: 3 445 Gflrüşü Belirlenemeyenler: 15 119 Toplam olarak 56 488 öğrenim durumlanna gelince. 'eylemrrierin yüzde 15'i yüksek yüzde 35'i orta öğrenimlldir Yakalanan eylemcüerin yüzde 20'si öğrenci. yuzde 7'si öğretmen, yüzde 14'ü işçi. yüzde ll'i memur yüzde 16'sı serbest meslek mensubudur Dıkkat çeken nokta eylemcilerin vüzde 20'sinin ki on yüksek sayılardan biridir 'boşta gezen' yurttaslardan oiuştuftudur. Yas durumlanna gelince. yüzde 56'sı 16 • 25 arasında. 29'u ise 25 36 arasındadir Yaş iierledikçe 'eylem'cilerin sayısı büyük oranda azalmaVtadır. Davalar konusu.. 1 eylül 1982 gününde Sikıyönetim Mahkemelerinde 37 200 davanın açıldıgi. bunun 30.526'sınm sonuçlandıği 8674 davanın "sürmekte olduğu bildirllmektedir Eylemci Sağ'dan 1228 kişi yargı önünde hesap vermeye çağnlmıştır Eylemd soldan 17 570 kişi de aynı durumdadır Sıkıyönetimlerin tlanından 1 eylül 1982'ye kadar geçen sürede sağdan 53. soldan 86 kişi idama mahkum edilmiştir Askeri Yargıtay bu ölüm cezalannın 34' ünü onaylamış 33'ünü bozmuştur 50 idam cezası ise incelenmektedir Bu cezalann 21'i verine getirilmiştir Idam edilenlerin 8'u sağ. 12'sl sol eylemci olarak gösterllmektedir. Önemli bir konu da çu anda ceza ve tutukevlerinde bulunanlann sayısıdır 1 eylül tarihinde yapılan saptamaya göre Eylemci sağdan 52 kişi eözaltmda 1465 kişi tutukludur Eylemci soldan 249 kişi gözaltında, 9330 kişi İse tutukludur özet olarak tutuklu sayısı 17 540 hükümlü sayısi Ise toplam 6512'dir. tşkence iddîalanna da kitapçıkta yer verilmiştir. 4 ekim tarihine göre Işkence Iddtalan yüzünden açılan soruşturmalann sayısı 316'dır Bunlardan 171'inde Tcovuşturmaya yer olmadıfti1 kanısına vanlmıştır ama 37 dosya mahkemelerdedir Işkence yüzünden 17 kişi tutuklanmış. 34 kişi aklanmış, 15 kişi de mahkum olmuştur îşkenc e yaptığı iddlası llerl sürülerek 142 kişi için dava acilmiştır Yine Genelkurmay Başkanhğı'nın yaymladıgi kitapçıkta işkenceden öldügü kanıtlanan yurttaşlann yalnızca 4 kişi oldugu yazıhdır 'Tşkenceden ftldügü iddia edildiği halde soruşturma sonucu başka nedenlerie öldügü saptanan' 70 kişiden 25'i doğal nedenlerle. 15 kişi canına kıyarak. 5'l kaçarken, 25'i çatışma sırasında yaşamlarını vitirmlslerdir işkenceden öldügü fleri 9ürülenlerden 12'slnin tse sag oldugu anlaşıimıştır tşkence ve kötü muamele yapmaktan yargılanıp mahkum olan Sıkıyönetim görevlileri de vardır 1 subay tutuklu olarak 1 subay da turuksu7 olarak yargılanmaktadır 1 assubay mahkum olmuştur Iki aesubay bu suçlamayla yargı ftnüne ctkanlmıştır tkl komiser tutuklu. 5 komiser tutuksu? olarak vargılanmaktadır. 1 komiser de mahkum olmuştur. Toplam olarak tşkence yapma iddiasiyle vargılanmakta olan Sıkıyönetim störevlilerinln savısı 93'tür 15 görevll de tşkence suçu saptanarak mahkum odtlmiştir Genelkurmay Başkanhğınca yayınlanan kitapçıkta kamuoyuna yapılan bu açıklama her bakımyararlı olmuştur. Neolitik dönemde Anadolu 'da ticaret ilişkileri ya göre. bir obsidyen kaynağmdan ne kadar uzaklaşılırsa bulunan obsidyen eş yanın miktarı da o oranda azalmaktadır Bu ılişkinın ilgmç yanı. obsidyen eşya mıktannın kaynaklara olan uzaklığa göre duzenli bir şekilde azalması Obsidyen eşyanm uzaklıkla duzenli olarak azalması, yol ustünde herhangi bir bölgenin obsid yeni ticaret amacıyla birikDr. Ashhan Yener 1669 yılmâa Boğaziçi Üntversltetirip ve belki de is'esi Beşeri Bilimler Bölümü'nden mezun olduktan yıp satmadığını gösterisonra. arkeoloji alanındaki lısansüstu ve dohtora yor. Bu durumda obsidyen çalışmalannı New York Columbia Üniversitesi'nde gibi hammaddelerin kaynak tamamladı. Dr. Yener 1980 yılmdan bu yana Boğaz1 içi Untversitesi Taıih Bölümu'nd* < ıtiğretim.A , üye#i ,<L lstftian bazen yüzlerce kilometre öteye gitmiş olması olarak gorev yapiyor. « ^ !>••* 'r*>" ip"if*;*»¥ " nasıl acıklanabilir? Dr. Ashhan YENERr ,Neolitik donemde Anado lu'nun komşu bölgelerle (şimdiki Suriye, Irak, Kıbrıs gıbi yorelerle) yaptığı ticaretin önemli bir kısmı obsid yen ihracatıdır. Obsidyen, bir yanardağuı patlaması sırasında etrafs saçtığı lavin çabuk soğuma sıyla oluşan doğal camdır Neolitik dönemde yanardağ yörelerinden elde edilen de ğişik renklerdeki bu doğal camdan yontularak çeşıtlı ev ve av aletleri (bıçak. bal ta ve hatta tabak) vapılırdı. Opak ve saydam obsıdyen daha üıce ışlenerek sus eşyası olarak da kullanılır.dı Obsidyen madenlerin ekonomık ve vaygın bir şekil de işlenir hale geldiği M. ö 2000 yıllarına dek Anadolu' da ve komşu bölgelerde çak mak taşı tle birlikte en çok kullanüan ve deger verilen bir hammadde idi. Neolitik dönemin Anado lusu'nda obsidyen kaynağ olarak üç önemli bölge bı lınmektedir. Bunlann ikisı şimdiki Niğde v e Kayseri'nin Acıgöl ve Çıftlik yörelerindeki o zaman aktif olan yanardağlardı. Üçuncü kaynak ise. Doğu Anadolu'da Van gölüne yakm eski bir yanardağm çev resıydi. % Obsidyen Ticareti retin ana hatlan belirlenmiştir Anadolu'da ve Mezo potamya'da çeşitli yorelerde yapılan arkeolojık kazılarda elde edilen obsidyen eşyalann analizi sayesinde, hammadde olarak obsidyenin hangi kaynaktan geldiği de anlaşıhyor. Bu kazıların ortaya çıkardıgı tablo "Otoritelere göre o dönem deki ticaret ilişkilerinin modeli şöyle: Kaynağa yakm bir yerleşim merkezinde ob sidven bol miktarda bulunmakta ve kullanılmaktaydı. Bu merkezler, kaynağa biraz daha uzak diğer yerleşim merkezleriyle, takas yöntemiyle, obsidyen verip karşılığmda gerekli başka eşyalar almaktaydı. Kaynak tan uzaklaştıkça obsidyenin değerinin artması da her yerleşim merkezinin bu takaslarda kaynağa yakın yörelerde gereksiniminden faz !a obsidyen alıp, uzak yörelere aktarmasını sağlamıştır. Bu duzenli takas yöntemı çok uzun bir sure Anadolu'daki egemen ticaret şekliydi. Kalkolitik dönemde (yaklaşık olarak M, ö 1000 yıl) obsidyenin değerini takdir eden bir çok yerleşim merkezi bu düzenlı takas zincirini kısaltarak dogrudan kaynak bölgelerle ticaret ilişkileri geliştirme 6e başlamıştır Bu döııemden başlayarak artık Ana dolu'yu ve komşu bölgeleri îçine alan bir ticaret ağı söz konusudur. Daha sonraki dönemlerde, teknolotik gelışmelerin de katkısıyla obsidyen tica retinin yerini zengin bir ma den ticareti ve dışsatımı taltın ve gümüş gibi) almağa başladı. Yaygın olarak kullanılmağa başlanan arke ometrik yöntemlerle, bu ticaret agının boyutian ve di namiği de aydmlığa kavuşmakta. Zamanm kum saati aktıkça duygular durulur: kinlerin. öfkelerin. tepkilerin zehirlerl uçar: kişisel kavgalar bir yana bırakılır: geçmişte vaşananların doftrusu egrist aranır 22 yıl sonra bugün 27 Mayıs devrimine dönük sorulara daha serinkanlüıkla yanıt verilemez mi" Acaba yaşanan olavin anlamı neydl? Klşilerin etkinlikleri ne ölçtide geçerllydi? Çagdaş insanlığm hızlı yaşamında 27 Mayıs'ı gerçekleştirmiş olanlann eylemlerini evrensel blr ölçüye vurmak gerpkiyor. Kendl içimizdekl küçük çatışmalpr. kavgalar, çekişmeler. kıskançlar: insanlarm ve olaylann tarih karşısındaki konumunu değiştlremez kl... Eğer seçimle gelen bir lktidarın diktaya dönüşme yolunda baskı rejiminl koyulaştırması sözkonusuysa 27 Mayıs eylemcilerlnl tarih alkışlamak zorundadır. Bir askeri eylemi çagdaş Ölçülertylo özgürlük rejlmine çevlrebılenlerı ölürken de yücellrler. * tnsan yaşadığı sürece yaptıklarıyla anılır. Osman Köksal 27 Mayıs devrlminin anlammda kişiliğini pekiştirmiş bir askerdir. Hiç kimse bu rütbeyi onun omuzlarından sökemez. Cumhyriyet i: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazeteciı.rv T.A.Ş. adına NADİR NADİ Cenel Yayın Mudürü Muessese Müduriı Yazı işlerı Müdurü HASAN CEMAL EMINE UŞAKIIGİL OKAYGÖNENSİN AHMET KORULSAN YALÇIN BAYER ALİACAR NUKAgDAKJ/V/E VEtl 0£ 0/1/ • Vazı Işleri Müdür Yarclımcısı HaberMerke/ı Mudııru Mızanpaj Yönetmenı • TEMSİLCİLER • ANKARA : • İZMIR ; • ADANA : SERVİS ŞEFLERİ * YALÇIN DOĞAN HİKMET ÇETİNKAYA MEHMET MERCAN 0^ Obsidyen Kaynaklarının «Parmak İzi» Istanbul Haberleri:Selahattin CÜLERDış Haberfer: Ergun BALCI Ekonomı: Osman ULAGAYYurt Haberlerı • Barbaros GENÇAK Kültür: Aydın EMEÇ . Magazın : Yalçın PEKŞEN Düzeltme: Konur ERTOP Araştırma: Şahin ALPAY BHPOLAR Bu uç kaynaktan elde edi len obsıdyenm kompozısyo nu farkhdır. Şöyle ki: değışik yorelerden gelen obsidyen örneklerinde çok ufak miktarlarda bulunan eser elementler (baryum, zirkon yum v.b.) farklılıklar gösterir Başka bir deyişle, obsidyen kaynaklarının kendılerine göre bir «parmak izi» vardır Boylece atomik soğurma spektrometresi. optik emisyon spektroskopisi veya nötron aktivasyon ana lizi gibi vöntemlerle obsidyenden yapılmış eşyalann kaynağını belirlemek ola nakhdır. Tefra: Yanardağlarm püskürttüğü "kul w bulutu ir yanardağm patlaması sırasında îazlarla birlikte atmosfere püskür,ülen, değişik boyda volkamk mad delerden oluşan serpintlye tefra denir Sözcük anlamı Grekçe'de 'kül' olan tefra, yanardağdan atmosferik basıncın bir kaç yüz misli bir basınçla ve saatte bir kaç yüz kilometreye varan blr hızla püskürtülür Bazen yanardağm yöresindeki dar bir çevreyi. bazen de binlerce kllometre karelik bir alanı örtebilir. Bazı yanardağlardan kaynaklanan tefra. blr bulut gibi saatte yüz kilometreye varabilen bir hızla binlerce kllometre ötedekl bölgelere bile ulaşabilir örneğin 1947 yılında tzlanda'daki Hekla yanardağından çıkan bir tefra bulutu 3800 kilnraetre ötedeki Helsinki'yi bile etkilemigtlr. ve ölümle tehdit eden, uzun süreler tçln yöredeki ekolojik dengeyi sarsan blr afet şeküni alır, örneğin 1968 yılında Nikaragua'da Ce'rro Negro yanardağından püskürtülen tefranın hacmi yaklaşık 13 mllyon metreküptü. Bu tür bir tefrayla toprağa serpilen volkanlk maddelertn bazılan mekanik olarak bltkl örtüsünü ezdlği gibi, fluorin gtbi toksik maddeler de bitkl ve hayvanlan zehlrleyeblllr. Tarlhte tefranın yol açtığı afetlerin en ünlüsü kuşkusuz Pompeit'dekidir. Tefranm Ikllm ve ekolojik denge açısından önemli ve olumsuz blr yanı bazen bir bulut hallnde 7080 kilometreye kadar yükselip aylarca ve hatta yıllarca yeryüzüne düşen güneş ışığına karşı Ince blr perde oluşturması. Tefranın tüm etkllerlnin olumsuz olduğu söylenemez. özellikle troplklerde tefra' tonrağın yağmur suyunu tutabllmı kapaslteslnl artırarak toprağm verimllliğini yükseltebllir, T l 7 58 2517 58 66ldare:1833 35 KonurSokak No. 24/4Yenişehlr ANKARA ' Tel: 25 47 09131230 Tel: 1455019731 Basan ve Yayan: HalltZlyaBulvanNo:65/3IZMlR Atalürk Caddesl, T.H.K lahanı Kat2/13ADANA CUMHURİYETMatbaacıhkve GazetectllkT.A.Ş. TUrkocağı Cad. 39/41, CağaloğluISTANBUL P.K.: 246 Istanbul, Tel: 20 97 03 (5hat) TAKVİM 6KASIM1982 GÜNEŞ ÖĞLE İKİNDİ AKŞAM YATS1 İMSAK 5.51 7.35 12.57 15.41 18.00 19.32 # Ticaret İlişkileri ve Dıssatım Obsidyen analizlerini de ğerlendirerek M ö 6000 7000 yıi öncesine dek Anadr lu'da VRDilmakta olnn tica DİŞTABİBİ DÜZELTME 3.11.1982 tarlhll sayfamızda «Kavanozda Ekoslstan» şeklinde çıkan başlık, «KAVANOZDA EKOStSTEM» olacaktır. Düzeltir, özür dileriz. Orhan Tüzün Bilimsel kongrelerde bulunduğu Avnıpa'dan dönmüş, hastalarını kabule baslamıgtu. Randevu alınmabi rlca olunur. Tel.: 64 57 25. A Tefranın ctkileri Tefranın etkilerl genellikle olumsuzdur. Bazen genlş alanların volkanlk mad" lerle örtülmesi yöredeki canülan açhk