19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
•Cumhuriyet 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 11 KASIM 1982 apltalizmin temel ayaklanndan birinde özel mülkiyet hakkj varsa öbüründe işçi haklan vardır. Kapitalist sistemde sermaye , emek ilişkileri tarafların karşüıkh istençlerine (iradelerine) dayalı bir ' Sözleşme çerçevesinde düzenlenlr. îşçi haklan üretim araçlan üzerindeki özel mülkiyet hakkıglbj sistemin vazgeçilmez haklarındandır. Kapitalizmle, kapitalizm öncesi üretim ilişkilerini birbirinden ayıran sınır taşlan bu çizgi üzerinden geçer. O nedenledir ki kapitalizm feodalizme göre Üeri bir asamayı yansıtır. Kolelikten köylülüğe ve oradan fabrika işçiliğine geçiş uzua bir sürecin tamamlanmasmı ve toplumlann yuzyıllar süren bir evrimi yaşamalarını gerektirmıştir. Çagdas kapitalizmde değişik görüntülerle de olsa Kunta Kinte senaryolan yer almajnalıdır. Uzun savaşıraların ve acımasız olaylann potasmda yoğrulup teker teker alınan bu haklann kullamlmaya başlanması 1824'lere kadar uzanıyor. 19. yüzyıhn başlarında ilk kez Ingiltere'de gerçekleştirilen endüstri devrimiyle tlcaret kapitalizminden ve buyük atölye endüstrisinden (manifaktür) fabrika endüstrisıne geçiliyordu. On üçüncü yüzyıldan başlayıp 19. yüzyılda meyvelerinı veren bu büyük oluşumda dünya ekonomilerinde gözlenen gelişmeler toplumlann K Tsciler, Memurlar ve Esnaf KAMU GÖREVLİLERÎ, İŞÇİLER VE ESNAF DÜŞÜK GEIİR YÜZÜNDEN YOKSULLAŞIYOR. AMA ENFLASYON DURMUYOR, ÇUNKÜ ENFLASYONU EMEKÇİLER DEĞİL SERMAYE ÇEVRELERİ İSTÎYOR Erdoğan SORAL üretîme geçîşi sağlıyor, küçük işletmeler yerlerini büyük çapü işletmeye bırakıyorlardt. Fabrika endüstrisinin amansız rekabeti karşısmda küçük işletmesinden kopan milyonlarca insan çiftini çubugunu sabp büyük kentlerdeki fabrikalara işçi olmak zorunda kalıyorlardı... ••* Klâsik ekolün liberal ekonomi düzeninde herhangi bir mal gibi alınan emeğin fiyatı (ücret) emek sunum ve istemine (arz ve talebine) göre taraflann karşılıktı istençlerine dayalı bir sözleşme çerçevesinde belirleniyordu. Bu sözleşme kişisel sözleşmedir. Bir yanda işveren. öbür yanda iş bekleyen yüzlerce işçi vardır. Işveron iş verdiklerine mutlu bir azınhk gibi bakmakta, onun biçtigi ücretin üzerinde bir ücret isteyeni kulağından tuttuğu gibi fabrikanm dışına atmaktadır. Bu durum Ingiltere'de 1824'lere kadar sürüyor. îşçi sınıfı akıl almaz bir sefaleti yaşıyor. îşçiler çok düşük ücretlerle günde 18 saate uzayan sürelerle çalıştınhyor. Çocuk ve kadin işçilerin sömürüsü inanılmaz boyutlara ulaşıyor. Kötü iş koşullan ile çalıstırılan bu insanlarda maddi ve moral çöküntü başgösteriyor. Emeğin buzdolabı, çamaşır makinesi gibi bir mal olmadığım kapitalist dünya kısa zamanda anlayacaktır. Emekçi işgücünü uzun süre stok edebilen bir kimse değildir. Emek herhangi bir mal gibi fiyata düştü diye bir depoda saklanacak vo o yoldan sunum ve istemi dengelenecck bir mal değildir. İşçi. çahşmak ve akşam evine dönerken kendini kapıda bekleyen çocuklarına insanca yaşamlannı sağlayabilecekleri bir fileyi götürmek zorundadır. Onun da hıc olmazsa «Azıcık aşım, kaygısız başım» diyebilmesi ve guzel bir aileye sahip olması bu filede noktalanmaktadır. 1824'lere kadar lngiliz işçisi «kaygısız başım» diyemiyor. Kaygıhdır, hem de çok kaygılı. îngiltere'de toplumsal dengelerin bozulduğu gözleniyor. Uzun tartışmalar v e çekişmelerden sonra Ingiliz işçisine sendika kurmak hakkını tamyan yasa parlamentodan çıkıyor. Onu çalışma yaşammı düzenleyen ve grev hakkını tanıyan yasalar izliyor. Artık kişisel sözleşmelerin yerini toplu sözleşmeler alacaktır. tşçiler işverenin karşısmda teker teker boy göstennek yerine. sendikalan eliyle toplu sözleşme masasına oturacak ve ücret sendikalar arasmdaki uygar pazarlığin bir ürünü olacaktır. Grev, işçi sendikalannm her zaman değil, gerektiğinde kullanacaklan bir silahtır. Çünkü grevin de bir ekonomisi vardır. < siyasal yaşamlarında vansıyordu. Derebeylıklerin yerini krallıklar, kralhklar ve benzer otoriter rejimlerin yerini zamanla günümuzün demokrasileri alıyordu. Bu gelişnıelere koşut olarak devlet bıçim değiştirıyor. dunun jandarma devletinin yerini bugünün sosyal devleti alıyordu. Artık devlet sadece toplumun iç ve dış güvenllğinı korumakla görevli bir kurum değildir. Günümuzün devleti halktan kopmuş, balka tepeden bakan soyut bir otoritenin temsilcisi de değildir. Böyle olmadığım 19. yy. liberalizminin ortaya çıkardığı olaylar karşısında aldığı tavırla kanıtlayacaktır. Gerçekten 19. yy'a gelinceye değin dünyanın yaşadığı evrimde, nüfus ve gelir artışı ile birlikte büyuk çaph ekonomilere geçiş zorunluluğu Batı'nın ticaretle uğraşan geliş.miş ulkelerinde kendini daha fazla hıssettıriyordu. lüci gücünü emeğin oluşturduğu büyük atölye endüstrisinde (manifaktür) gerçekleştirilen uretim. dünya pazarlarma açılmış girişimcileri doyunnuyordu. O nedenledir ki o günlerin girişimcileri günümuzün modern endüstrilerinin kuruculan oluyorlardı. Yeni buluşlann endüstriye uygulanması doğrudan üretimden dolayh ••• Şimdi yanıt bekleyen bir başka soru kalıyor: Batı kapitalizminin yaşadığı bu evrim içinde örneğin îngiltere'de ücretin belirlenmesi neden Yüksek Hakem Kurulları'na değil de sendikalara buakılıyor? Neden grev hakkı göstermelik bir hak olarak düşünülmüyor? Sermaye . emek İİişkilerini Hakem Kurullan aracılığı ile düzenlemeye çahşmak devletin bu işe doğrudan müdahale etmesi demektir. Devlet. şunun bunun çıkannı değil toplumun yararını koruyan ve kollayan bir kurumdur. Devletin işçi işveren ilişkilerine doğrudan müdahalesi taraflardan birinin ya da öbürünün çıkarlanna ters düşebilir. Açılacak tartışmalar devletin tarafsızlığına gölge duşürebilir. Turk işçisi bu haklann bazılarına Batlı işçilerden yaklaşık yüz yıı sonra kavuçaoilmiştir. Türkiye'de toplu sözleşme yapmak ve grev hakkını kullanmak olanagı 1961 Anayasası'nm getirdiği hükümler çerçevesinde hazırlanan 274 ve 27S sayılı yasalarla mümkün olmuştur. Ancak bu haklann tanmmasından sonradır ki işçilerimizin çalışma koşullannda iyileşmeler ve üc retlerinde reel arüşlar gözleniyor. Ücretlerdeki gelişme şöyle bir trend çiziyor: 1968 yıh 100 kabul edilirse ortalama reel ücret düzeyi 1969'da 108.5 oluyor, 1975'e kadar birer ikişer puan kazanarak indeks 1975'de 116,2'ye çıkıyor. 1976 yılı ortalama reeı ücretlerin en üst düzeye çıktığı yıldır. indeks 133.9'u gösteriyor. 1977'de ortalama reei ücretler düşmeye • başlıyor, 1978'de 109,4'e iniyor. Düşme devam ediyor. 1979'da «7,8'e düşen indeks 1980'de 72,6'yı gösteriyor. İşçilerin gönenç kaybı 1981 yılında dalıa da büyüyor. İndeks beş puan daha düşerek 68,6 oluyor. Ortalama reel ücretler son üç yılda başlangıç yılına göre otuzbeş puan gerilerken acaba neden enflasyon durmuyor? Neden dış ticaret bilânçosu daha büyük açıklarla kapanıyor? Neden Türkiye'nin dış borçları giderek artıyor? Bu sorulan sırası geldiğinde yanıtlayacağız. Işçilerle ilgili olarak açıklanması gereken son bir nokta kalıyor. İşçi haklannm işgücünün verimini düşürdüğü, üretimi azalttığı söyleniyor. Üretim ve verim, özde işçi haklanna bağlı büyüklükler değildir. Emeğin verimini ve üretimi artırmak bir üretim organizasyonu sorunudur. Üretim crganizasyonunu düzenlemek işçinin deg)l, işverenin sorumluluğudur. öyle olmasaydı bir süredir işçi haklannın askıya a:ıı,ması ile üretimde büyük bir art.ışm sağlanması beklenirdi. Tek tük bazı iş kollarının dışında üretunin değil artmak, azalmaiar gösterdiği bilinen bir gerçektir. ••• ?a memurlanmız? Memur maaşlan 1970 yıbna göre 1981 yılında 1970 yıb dıizeyinin % 47'sine iniyor. Ayda eline net 50 bın lua geçen çok üst düzeydeki bir kamu forevlisı bir bankadan aldığı 10 bin liralık ıaemur kredisini vadesinde ödeyemedlği için faizini ödeyerek borcunun yeniloamı'f ini rica edebiliyor. Işçiler gibi kamu göravlilprt de yoksullaşıyor ama enflasyon durmuyor. Dış ticaret açığı kapanmıyor. Dış öorçlar azalacak yerde artıyor. *•• t'snaf'mız: Onlar da durgunluktan şikâyetçi. Esnafımız da yoksullaşıyor. Ama enflas.'on durmuyor çünku enflasyonu ı meKçiler değil sermaye çevreleri istiyor. Turk tkonomisinin püf noktası burada düğumİOTiır Ama bu noktayı kimse görmek istemiyor. Türkiye'de devlet kesiminin dışmda ynniflfn üretim son yıllarda hiç bir iş kolunda gerçekleşmiyor. Cumhuriyet Sahibi: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecîlik T.A.Ş.adına NADİRNADİ Cenel Yayın Müdürü Müessese Müdürü Yazı İşlerı Müdürü Yazı İşleri Müdür Yardımcısı HaberMerkezi Müdürü Mizanpaj Yönetmeni TEMSİtdLER • ANKARA : • İZMİR : • ADANA : SERVİS ŞEFLERİ • YAIÇIN DOĞAN HİKMETÇETİNKAYA MEHMET MERCAN * HASAN CEMAL EMİNE UŞAKLIGİL OKAYGÖNENSİN AHMET KORULSAN YAIÇIN BAYER ALİ ACAR Istanbul Haberleri: Sebhattin GÜIER Dış Haberler t Ergun BALCI Ekonomi: Osman ULAGAY Yurt Haberleri • Barbaros GENÇAK KültUr: Aydın EMEÇ . Magazın : Yalçın PEKŞEN Düzeltme: Konur ERTOP Araştırma1. ŞahinALPAY BÜROLAR Tel:1758 2517 5866ldare:183335 Tel: 25 47 09131230 Atatürk Halit Zlya Bulvan No: 6S/3 İZMİR KonurSokak No. 24/4Yanlşehlr ANKARA Caddesl, T.H.K Işhanı Kat 2/13 ADANA ,Tel:1455019731 Baaan ve Yayan: CUMHURİYET Matbaacılık ve,Gaze«ecilikT. A.Ş. Türttocaut Cad. 39/41, CaöalofiluİSTANBUL P.K.: 243 istanbul, Tel: 20 97 03 (5hat) TAKVtM 11 KASLAI1982 İMSAK 6.01 GÜNEŞ 7.40 ÖĞLE 12.58 İKİNDİ 15.38 AKŞAM YATSI 17.55 19.29 yaşar kemal (ULUSLARARASI DELDUCAÖDÜLÜ1982) HfiUR OKTAY AKBAL İMİT "Aynaroz Kadısı,, Olayı... 625 sayıh özel öğretlm Kurunılan Kanunu'nun değiştirilmek üzere oîduğu ve bu konudaki yasa tasarısımn Danışma Mecllsine verildiğl gazetelerde blldirilmektedir. 1965 yılından beri jrürürlükte bulunan bu yasada yapılması tasarlanan değişiklikler dışında bir de yenl bir kurum getlrilmektedir kl, kanımızca bu dış ilişkilerimiz açısından önemli bir aşamadır. Söz konusu yenl kurum, yasa tasarısına aîınan <Uluslararası Okul»dur. Geçici bir süre için görevle Tür kiye'ye gelmiş bulunan yabancı ailelerin çocukları için Bakanlar Kurulunun iznlyle Özel öğretim kurum ları açılabileceği tasanda yer almıştır. Ashnda Türklye'de uluslararası okullarm acılmasına olanak sağlayan yasal düzenlemenin yıllar önce yapılması gerekirdi. Gerçek ten ilkemizin dlplomatik. ekonomik. ticari ve kültürel İlişkileri bakımından ge reksinlml bulunan bu ttir okullar dünyanın hemen her ülkesinde yıllar önce kurulmuştur. tlk bakışta ül kemlze ne glbl bir yarar sağlayacağı pek anlaşılmayan Uluslararası Okul ashnda uluslararası tlişkilerin yoğunlaştığı yirmind yüzyılda çağdaş bir kurum ola rak önemli bir gerekslnlml karşılamaktadır. Uluslararası diplomatik. ticari, askeri ve kültürel iltş kllerln yaygınlaştıgı dünyamızda pek çok aile geçlci olarak kendi ülkeslnden başka bir ülkede görev almaktadır. Bu ailelerin öğrenim çağmdaki çocuklarının eğitimini bellrli bir aka demik standartta sağlamak üzere uluslararası Okullar Uîuslararası Okul A Ülkemizde görevli bulunan yabancıların çocukları için uluslararası okul gereksinimi vardır. Ülkemizin açmakta geciktiği uluslararası okul, Batı ulkelerinde de Doğu ülkelerinde de vardır. lardan ya da okul sorunu kalmamış yaşhlar arasından seçiyoruz.» Ülkemize gönderilen yabancı diplomat ve uzmanlann böyle bir sınırlamaya tâbi tutulma'.arı belkl de bizi bazı değerli elemanlardan yoksun bırakmış olabilir. Bugüne kadar bu gereksinimi karşılamak amacıyla bazı yabancı elçillk ve konsolosluklarda ya da askeri ve sivil kurumlarda bazı okullar açılmışsa da bunlar uluslararası nitelikten uzak kaldıkları gibi Türk Mllll Eğitim Bakanlığının da bun lar 41zerinde herhangi bir denetimi söz konu&u değildi. Aynca 1946 yılmda Milll Eğitim Bakam Hasan Ali Yücel'ln izniyle îstanbul'da açılan Robert College Community School isimll okul ise sadece Aaıerikalı çocuk ları kabul edebilmesl ve ba zı sınırlamalar yüzünden normal ve yasal blr etkinlik gösterememiştir. Ancak 1946 yılından bu yana gelişen uluslararası ilişkiler Istanbul'da zaman zaman oldukça geniş blr yabancı koloni meydana getirmiştir. Böylece gelişen koşulla rm baskısıyla okula Amerlkalılar dışındaki yabancılann da çocukları kabul edilnıeye başlanmıştır. Esasen böyle bir ayrıcahğın anlamı da kalmamıştır. Doğal olarak Türk çocuklarının kabul edümediği bu okulda bugtin 32 dcğişik ulusa bağ lı öğrenclnin okuması bu gereksinimin açık kamtıdır. Milli Eğitim Bakanhğmca hukuksal varlığı kabul edilmeyen bu okul da etklnliğini sürdürmekte önemli güçlüklerle karşılaşmıştır. Dünyanın hemen bütün büyük kentlerinde benzeri bulunan uluslararası okulun Türkiye'de de açılmasma olanak tanıyan özel öğretim Kurumlan Yasa Tasarısındaki bu düzenlemeyi gerçek bir gereksinimin ifadesî olarak olumlu karşıladığımızı belirtmek is teriz. Ancak bu okullarda okuyacak olanlarm yabancı öğrenci ve okutacak olanların da yabancı öğretmen olacağını gözden uzak tutmayarak yasal düzenlemede ve uygulamada bu okullarda Türk Milli Egitiminin amaçları ve slstemi İçinde de olsa uluslararası anlayışa açık bir eğitim görüleceğl izlenimini vermeliyiz. <•' İLAN BAKIRKÖY TNCÎ SULH HUKUK HAKIMIİĞINDEN Dosya No: 982/774 Mabkememîzln 082 / 774 esas 982/1004 karar ve 12 10 982 tarihlı karan ile, Namık Çoku'ya annesl Nebiye Çoku vasi tayin edilmiş olup İş bu vasl karanna ttirazı bulunanlann kanuni suresinde itiraz edebilmeleri zımmında tebllğ yerine kaim olmak üzere ilan olunur. (Basm: 1509) yılanı öldü ROMAN Resimleyen: ABÎDİN DİNO TorosYayınian , s JHuruosmanıye Cad. Atasaray 206, Caöalofiiu • İstanbul ( vL ra r oros Yayırilart » • 187o'de doğmuştu. Osmanlı Devletinin çöküş döneminı çocukluk ve gençlik yıllannda yaşamıştı. Viyana önlerine kadar giden bu Devlet nasıl olmuş da bu hale gelmışti, getirilmişti? Niye 'Hasta Adam' sayUıyor^jnırası bolüşecek bir 'ölü* g;bi davranıhyordu ona? Her yanıyla yıkıhyorda Osmanlı Devleti... Yüzyıllarca yerinde saymışü, gelenek ve göreneklerin içinde; çağdaş bilimden düşünceden. kültürden korkarak. Batı Uygalığının üninlerinı 'gavurun işi, gavurun icadı' diye elinin tersiyle ite ite durmadan gerilere dügmüştü. Yüzyıllardır elinde tuttuğu topraklarda vaşayan insanlar 'ulus olma' bilinciyle başkaldmyor, birer birer bağımsızlıklaruiı elde ediyorlardı. Hatta dünku efendilerini savaş alanında bilen yenmeye başhyorlardı. Osmanh'nın işi bitmişti ama Türk ulusu capcanhydı. Türklüğün varhğını duya cak. ulus olma, çağdaşlığa yetişme, uygar dünyayı .bsnımseme, ona doğru açılma bilincini uyandırmak gerekliydi. Ama ufak tefek kıpırdanmalar, atılımlar sonuç vermiyor, yüzyıllann paslı düşüncesini ortadan kaldıramıyordu 1870'de dünyaya gözlerini açmış genç bir yazar bunlan izliyor, goruyor. duyuyor yazdığı yazacagı oyunlannın ham maddesi olarak özümsüyordu. Musahipzade Celal, 1923'te Türkiye Cumhuriyetinin doğuşunu. Atatürk'ün önderliğiyle genç bir 1 ulusun Turkluğünu duymasım, dünya uygarlığuıda yerini almak içın devrimci atıhmlara geçmesinı. geçmişm öıumcek ağlannı yırtıp aydınlığa çıkmasını sevinçle karşıladı. 1923'te 53 yaşındaydı. Yaşamın yarım yuzyılı boyunca içinde yaşadığı çökmüş Osmanlı kafasını bu kafanıh çağdışı yonetiminı, göreneklerini, geleneklerini. uyuşukluğunu. kotü alısjkanlıklannı sahnede sergileyerek. yurttaşlara nasıl bir karanhktan, nasıl bir gerilik ve bılgısı/lık batagınuan kurtuluugutnıuu gosıuı mek ıs tiyordu 1912'rie yazdığı Köprulüler' ile de bu tür bir ginşime kalkışmıştı, ama etkili olamamıştı. Türkıye Cumhunyeti'mn gevmışın kötu alışkanlıklann dan. çirkinliklerinden. Osmanlınm yakılmasına yol açmış bütün gerilıklerden uzaklaşması ulusumuza yenı bir ufuk açması, tam anlamıylo bir 'Kültur Devrimi' aşamasına geçilmesı yaşlıhğın eşiğindeki bu oyun yazanna yeni bir güç verdı. Birbirt ardına yapıtlarını yaratmaya başladı. Yeni Cumhuriyet' in kültur poütikasına uyan, hatta öncülük eden bu oyunlar Şehir Tiyatrosunda oynanıyor. daha sonra film halinde yurda yayılıyordu: 'Fermanh Deli Hazretlen,, Aynaroz Kadısı' Kafes Arkasında', 'Bir Kavuk Devrildi". 'Mum Söndü, dalıa başka oyunlar.. Musahipzade Cela) 'ıyi' bir oyun vazan mıydı? Buna "evef demek güçtür. Son elli yıllık tiyatro yaşarnıncla gerçekten 'ıyı', başarıJı. dalıa dogrusu dünya tiyatro sahnelerlnde oynanınca beğenilecek düzeyde kaç oyun yazılmiştır? Bugun de öyle oyunlar görüyoruz kı, belli bir teknık ustalığm izlerini taşıyor, ama seyredilmesiyle unutulması bir oluyor. Kimileri de 'topiumsal'lığm, ysıni yaşam gerçeklerine ayna tutmanm 'iyi oyun' yazmanm tek kuralı sayıyor. Bu açılardan ele almca, Musahipzade'nin Osmanlı 'nın çöküş dönemindeki bozukluklan sergileyen yapıtlan "sanat" açısından pek ba§anh sayılmasa da geçmişimizin hıç değilse bir bölümünün ustüne tutulmuş bir ayna olmuştur. Musahipzade'nin oyunlan Cumhuriyetin ilk kuşaklarını etkilemiş tir, geçmişteki bozuk yanlann anlaşılmasında, Cum huriyetle geçtiğimız çağdaş uygarlığm deıha tyi anlaşılmasında önemli rol oynamışnr Son zamanlarda tutucu basın. tutucu çevreleı Musahıp7ade'yi ve yapıtlannı kötülemekte. TV'de gösterilen 'Aynaroz Kadısı' oyunu Osmanlı yöne timıni kuçük düşürücü, 'geçmışımiz'ı yerici btı oyun sflvrrmkta birleşmişletdir Böyie!( > • Viyann önlenne kadar gitmiş atalanmızın yalnızca öv;usjnun V'iu ı n ı n ı s t ı ; ' itı •>aııkı V ı v i ı ı n "rılerın Eıtuğrul CEYLAN Hukukçu açılmıştır. Bu çocukların ba zılan kendi ülkelerinde oku la başlamışken ailelerlnin yabancı bir ülkede görev al malan nedenlyle eğitimlerlnl o ülkelerde sürdürmek zorunda kalırlar. Ya da yabancı ülkede bulundukları sırada okul çağına geldiklerinden okula o Ülkede baş larlar. Ayrıca bir yabancı ülkeden bir başka yabancı ülkeye giden ailelerin çocukları için başladıkları oku lun devamı niteliğlnde bir okul buîmaları önemlidir. tşte bu amaçla uluslararası ilişkiler içinde bulunan ülkelerde uluslararası okullar kurulmuştur. Bugün bu okullar gerek Batı, gerekse Doğu ülkelerinde demokvatik, sosyallst rejimlerin hep sinde mevcuttur. Türkiye de uluslar topluluğunun dışında yaşamadığı, tam aksine dünyanın çok önemli bir kavşağında bulunduğu için uluslararası Uişkilerln doğurduğu bu lhtlyaca karşı ilgisiz kalamazdı. Ülkemizde görevde bulunan yabancı dlplomatlar, iş adamları, şirket temsilctleri çeşitü alanlarda çalışan yabancı uzmanlann Türkiyede kalacakları lkl. üç yıllık süre içinde çocuklarmı lyi bir eğitim kurumunda okutmak Istemelerldoğaldır. Bu^okulun uluslararası akademfe 'duzeyde ölması ve burada başlayan egitimin gideceklerl ülkede denkllğlnin bulunması gereklldir. Asıl önemli koşulun da öğretlm dilinin ulus lararası alanda geçerll bir dil olmasıdır. Yazık ki dilimiz evrensel bir dil olmadığı için bu çocukların Türk okullanna gltmelerlnl beklemek, haklı bir tutum olmaz sanırım. Bu aileler ço cuklarını yüksek öğrenim için kendi Ulkelertne göndermekte sakınca görmemekte ancak İlk ve orta öğ retim çağmdaki çocuklannı doğal olarak kendi yanlarında ve geçlci olarak yaşadıkları ülkede bir okula vermeyl terclh etmektedlrler. Türkiye uluslararası okul açmada gecikmlştir. Bir lki yıl önce resml blr topiantıda bu gerekslnimi dile getlren bir yabancı devletin büyükelcislnin, zamanın Milli Eğltlm Bakanma şu sözlerl söylediğine tanık ol muştum: «Türkiye'de uluslararası okul bulunmadığı için buraya tayin edeceğimiz diplomatları bekâr yaşar kemal (ULUSLARARASI DEL DUCAÖDÜLÜ (1982) üc a u KÖROĞLU'NUN MEYDANA CIKIŞI, KARACAOÖLAN. ALAGEYİK TorosYayımaı. Nuruosmanlys Cad. Atasaray 206, Caflalojlu İstanbul sabahaitin eyuboglu yaşar kemal gökyüzu mavi kaldı haik edebiyatuıdan seçmeler SABAHATTÎN EYUBOGLU üe birlikte önsöz:AZRAERHAT Toros Yaymıan Nuruosmaniy» Cad. Atasaray 206, Cağaloğlulstanbul Yayınlan yaşar kemal (ULUSLARARASI DELDUCAÖDÜLÜ 1982) deniz kustü ROMAN Toros Yayınlan NuruosmanlyeCad. Atasaray 206, Cağalofllulstanbut [ ,, r Kjşın neyakacaksnuz? Evet Odun mu, iînyu mî. fueloıl mu? Herbir» avrı dert. Hangisinî yakalıffi? « \ . S oros Yaytnlart HîçlârinL Yakıt sorununu2 için yepyeol bir çözüm Öneriyoruz Lütfen bekJeyinL Ankara Çimento Sanayii T.A.Ş. Fabrika Müdürlüğü'nden 1) Şirketimiz personelini otobüsle Ankara şehir merkezinden ve Sincandan fabrikamsza gotirmek ve götürme işi kapalı teklif almak suretiyle yaptınlacaktır. 2) Bu işe ait şartname şirketimiz Ticaret den temin edilebilir? Şefliğin 1en geri dönen. kısa zamanda 'hasta adam' durumu na düşen Devlet'in, sonunda sömürgecilere yazgısmı feslim eden bir yönetimın. bir 'kafanın da bir tarih gerçeği olduğunu görmek. göstermek istemez(Arkası 11. Sayfada) 3) Teklif mektuplan en geç 2511.1982 günö saat 1500'e kadar şirketimiz Eğitim ve Muhaberat Şefliğlne verilmiş olacaktır Postadaki vaki gecikmeler nazan Itibara alınmaz. 4) Şirketimiz 2490 sayılı Ihale kanununa tabi olmayıp Ihaleyi yapıp yapmamakta veya dilediğine yapmakta serbesttir. (Basm: 24187) 7394
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle