19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 KASIM 1982 Cumhuriyet 11 ABD'li pilotlor: "F18'ler bombardıman ucagı olarak kullanılamaz,, WASHINGTON. (a.a.) ABD Deniz Komutanhğı'nın hava koluna baglı olan pilotlar, dünyanın en pahalı savaş uçağı sayılan F18 bombardıman uçağı ile yaptıklan deneme uçuşundan sonra. uçağın menzillnin kısa oldugunu ve çok agır olmasından dolayı bombardıman uçağı olarak kullanılamayacağını söylediler. Pantagon sözcüsü Ben Welles, kaç ucak alınması gerektiği ve alman uçakların kimler tarafından kullanılacağının saptanması için bu tür bir çalışmaya gerek duyulduğunu belirtti. Altı aydan beri süregelen deneme çalışmalan sonucu uçakların bekleneni vermedi ği ve her yeni uçakta olduğu gibi bazı teknik bozukluklar bulunduğunu ve bu bozuklukların en kısa zamanda düzeltileceği Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tara fmdan açıklandr. Bu ayın sonunda toplanması beklenen Pentagon Ku rulu McDonnel) Douglas fir ması tarafından imal edilen F18 savaş uçaklannın Grumman firması tarafından imal edilen A6'lann yerine alınıp alınmaması ko nusunda kesin bir karar verecek. ANKARA, (THA) PilSs tln Kurtuluş örgütü Anka ra temsilcisi Abu Firaz eskl tçlşlerl Bakanı Hasan Fehmi Güneş'e temsilcilik görevi verildiği yolundakl haberi yalanladı. Firaz. dün yaptığı açıklamada temsllciliğin şu anda bir avukat veya müşavir ol masını gerektirecek herhan gl bir hukuki davasının bu lunmadığını belirterek «kaldı kl, sayın Hasan Fehnıl Güneş gibi bir şahsın temsilciliğimizde müşavir olmasi bizim için bir şeref tir» dedl. Firaz açıklamasında, Ha san Fehmi Güneş ve FKÖ arasındaki dostluğun, Mısır Büyükelçiliği olayında kan dökülmesini ve olayların büyümesini önlemek İçin büjrük ve zor bir görevln bâşarryhTyerlhe getlrilmesinden sonra kurul duğunu belirtti. Firaz şöyle dedl: «Bu dostluk maddl temellere değil, karşılıkh saygıya dayanmaktadır. Ankara'da FKÖ TemsilciHği açıiması olayı M:sır BU yükelçlliği olayından çok daha önce Türk hükiimeti tarafından kararlaştırılmıstır. Söz konusu olay 1979 temmuz'unda olmuş iken, FKÖ temsilciliğinin açıl ması doğrultusundaki karar 1976'daki İstanbul İslam Kon feransmdan sonra alınmış olup 1976 mayısı'nda doğrulanmıştır.» H. Fehmi Güneş'in FKÖ Müşavîrliği haberi yalantandı ANKARA. (Cumhuriyet Bürosu) TürKîş, 24 Kasım'da Brüksel'de yapılacak ICFTU lc ra Kurulu toplantısına tiç kişilik bir heyet gönderecek. TürkIş Genel Başkan Vekill Emin Kul, TürkSen Genel Baş kanı Necati Taşkın ve TürkIş Uzmanı önder Aker'den oıuşan heyet, ICFTU Icra Kurulu nun Tlirkîş ile ilgili hazırla yaoağı raporu değerlendirecek. rürktş Genel Baskanı Şevbet Vılmsz, Türktş'in ICF1D' ya üyellğinin devamından yana olduklannı ifade ederek, Brüksel'e gönderilecek olan heyetin yaptığı değerlendirmelerin ışıgmda ICFTU ile ilişkilerin yeni bir boyut kazanabi leceğint söyledi. Kısa adı ICFTü olan üluslar arası HUr tşçi Sendikalan Kon federasyonu Genel Kurulu 1981 yıJı ortalannda Türklş'in üyellğini askıya almıştı. Üyelıqi askıda olan Türkİş, ICFTU'ya heyet gönderiyor EIAZIG, (Cumhuriyet) YSE 11. Bölge Müdürlügü'ne Dicle Ünlversıtesi înşaat Daire si Başkanı Oktay Şendur atandı. Oktay Şendur'un 1979 yılında kısa bir süre için YSE 11 Bölge Müdürlüğü görevinde bulunduğu ve daha sonra Pırat Universitesi înşaat Daire Başkanhğı'na atandığı bildirildi. Bu arada YSE 11. Bölge Müriür vekiH Mehmet Kaymaz'm Eskişehir'a atanmasma karşm f;örev yerine gitmediği beilrlıldi. Edinilen bilgiye göre, Meh met Kaymaz, gazetemizde çıkan haberler Uzerine rapor alarak görevinden aynldı ve Zıya üslu adlı bir müteahhltle anlaşma yaptı. îstifa edeceği öğrenüen Mehmet Kaymaz'm halen Ankara'da Bölge Müdürleri toplantısmda bulunan Oktay Şsndıır'un Elszığ'a dönmesini bekiedigi belirtildi. Elazığ YSE 11. Bölge Müdürlüğü'ne Şendur atandı (Baştarafı 1. sayfada) Salvatore Asta Amtkabiri ziyaret ederek çelenk koydu ve saygı duruşunda bu lundu. ANMA TOPLANTILARI Atatürk'ün ölümünün 44. yıldönümü nedeniyle dün Hacettepe, Gazi, ODTÜ ve Ankara Üniversitelerinde anma toplantılan düzenlendi Hacettepe Üniversitesindeki törene MGK üyesi Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Nurettin Ersin, Ga zi Üniversitesindeki törene MGK üyesi Hava Kuvvetleri Kcmutanı Tahsin Şahinkaya. ODTÜ'ndeki törene MGK üyesi. Deniz Kuvvetleri Komutanı Nejat Tümer, Ankara Üniversitesindeki törene de MGK üyesi Jan darma Genel Komutanı Or generaı Sedat Celasun katıldılar. Türkîş Genel Başkanı Sevket Yümaz «Türktş tarafından Atatürk'ün 44. ölüm yıldönümü nedeniyle düzenlenen anma töreninde yaptığı konuşmada «Türktş'in kuruldu&undan beri Atatilrk'çü çizglden ay rılmadıgım» belirterek «Atatürk'a karşı raahcup değiliz«, törende konuşan Danışma Meclisi Başkanı Sa di Irnıak da «Bugünkü Mec lis Atatürk'ün birinci meclisinin devamıdır» dedl. TDKDAKÎ TÖREN Atatürk'ün ölüm yıldönü mü nedeniyle Türk Dil Kurumunda düzenlenen tören saat 14'de başladı. Saygı duruşu ve îstiklal Marşından sonra Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Şera fettin Turan Atatürk'ün daima yeni atılunlar peşin de olduğunu, O'nun gücünü anlatmak için tarihin yeterli olmadığmı belirtti. Doç. Semih Tezcan da «Şu anda en çok sözü edilen Milli Kültür Bakanlığmm kurulmasını istenıek, Atatürk'ün şimdiye kadar yap tıklarını umursamamak gibi bir hatadır» dedi. ULUSU'NUN MESAJI Başbakan BUlend Ulusu Türk milletlnin Atattirk'ün gösterdiği yolda elele ve gönül blrllği içlnde mutlu yarmlara ulaşma azmini 7 kasım günü referandum da bir kere daha ortaya koydugunu söyledi. Başbakan Ulusu Atatürk'ün ölümünün 44. yıldönümü nedeniyle yaptığı açıklamada, «Atatürk'ün manevi huzurnna birlik ve beraberlik rubu içinde çıkmaktayız» dedl. Ulusu özetle söyle dedi: ' " • '" «Türk milletlnin bagrın dan çıkan ve fani hayattnm sona ermesine ragmen milletinin gönlttnde, fiklr leri ve ilkeleri ile birlikte yaşayan Atatilrk, knrdngn Cumhuriyeti kendisinden sonrakl neslllere emanet ederken, şüphesîz ulusunun bu sağ duyusuna gü veniyordu. Nitekim Türki ye üzerine besap yapıp düştnanca yola çıkanlar, sabrın tükendlği noktada hep Atasından ilham alan, ülkesi ve devletl ile bö lttnmez bir bütfin olan hu btiyük ulusu karşılannda hnlmtışlardır. Anadolu gibl dünyanın en hassas böltre sinde milletlmizln btgtir bir şekilde yasamasının sır ri da buradadtr. 10 kasım glbl milletçe kederlendiglmiz bir gfinde, pelecekten söz ettnek, Atatürk'ü diinya görüşü, ortaya koydufrıı İlkeleri ve eserlerl İle anmak, herkes için bir hak oldttgn kadar srörevdir. Onnn flkir re ui rektiflerinden ayrılmadı^ı mız. ontın inkılaplannı yoz lastırmadıfîımız sürece hu zuruna her çikısta ulusca beklentiierlmizin blraz daha gerçekleştiginl görmenin mutluluğunu da ta daca£ız.» DM ÖZEX GÜNDEMLE TOPI.ANDI Atatürk'ün 44. ölüra yıldönümü dolayısıyla Danışma Meclisi özel bir gündem le toplandı. Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in de izlediği toplantıda 20'ye yakın üye Atatürk'le iİRili düşüncelerini dile getirdi. Saat 10 30'da toplanan DM Gene! Kurulu'nda Baskan Sadl Irmak yaptığı konuşmada, bugünün Türk mtlletinin ebedi liderl Mus tafa Kemal Atatürk'ün Tan rının rahmetine milletin kalbine intlkal ettlgi gün olduftunu söyledt. Bu yıl 10 Kasım'ı mesut koşullar altında karşıladıftımızı ve andığımızı bildiren Irmak, Atatürk'ün btitün amaç ve başanlarının zirvesinin Türk milletinin bir liğl olduğunu belirtti. Sadi Irmak, bu blrllğln zaman zaman tehllkelerle karşılaştığına dikkat çekerek kabul edilen yeni Anayasanın demokrasiyi ve Kemalizmi tekrar rayına oturtmayı amaçladığını bil dirdi. Irmak. Anayasamn kabul edilmesi ile Atatürk' ün ruhunun şimdi şad olduğunu söyledi. Atatürk ile ilglll anılan nı da anlatan Danışma Meclisi Başkanı, sözlerlni «emaçet bıraktığın yolda Onu saygıyla andık devam etmek kararındayız» diyerek tamamladJ. Irmak'm konuşmasmdan sonra kürsüye gelen Abbas Gökçe, Atatürk'ün artık anayasaya girdiginl ve anayasa olduğunu söyledi. Kendl yazdığı Atattirk şiirinl okuyan Gökçe'nln şiirinln son mısrası şöyley dl: «Artık Anayasasın, Anayasa Atatürk..» Danışma Meclisinin Sğleden sonraki oturumunda ko nuşan Ertuğrul Alatlı, düşünce suçu olamayacağını, düşünceye engel koymanm suç olacağını söyledi. Atatürkçülüge göre, düşünceye engeller koymaya kalkışmanın insanlık suçu olduğunu, ceze'andınlması gerektiğini belirten Alatlı, şöyle konuştu: «Devlet, düşünce fizgürlüğunü en geniş anlamda, teminat altına almak mecburiyetindedir. Toplumu konımak sanısı ile düşünceye sınır koymak. toplumu teh likenin en actmasızına karşı korumasız bırakmak olur. Düşünce silahlı eyleme, dö nüştürülürse engel düşünce ye değil silaha ve yasadışı eyleme konulur. Insan mutiulugunun yolu, düşünce yi smırlamaktan geçmez. Modem devlet, düşüncesi sı nır boymaya lbtiyaç duymayacak kadar, güçlü ve dü şünceli olmak mecburiyetin dedir. Atatürkçü Türkiye Cumhuriyeti modern bir dev lettir.» Kcnuşmasmda Atatürkçulük ve düşünce özgürlüğü ü zerinde duran Alath. Atatürk'ün eylemden önce düşünce adamı olduğunu söyledi. Atatürk'ün dış politika ile tam bağımsıglık anlayışmı dile getiren Aydın Tug, Tür kiye'nin başka devletlerle yaptığı ittıfaklarm Atatürk ün tam bağımsızhk anlayışı nı ^edelemedigini bildirdi. Aydın Tug, Atatürk'ün dış politikadaki anlayışmın ödüncü ve yatıştıncı olmadı ğını, onun bu anlayışmda hayalcıhğe yer verilmedigi ni taydetti. Abdülbaki Cebeci. Atatürk'ün büyük zaferin kazamlmasmda en büyük etken olarak savaşm TBMM eliyle yürütülmesini gösterdigint söyledi. Cebeci, Atatürk'ün ulusal ve evrensel bir kahraman olduğunu belirtti. CV1T OKTAY AKBAL *'Aynaroz Kadısı,, Olayı... ardındaki (Baştarafı l. sayfada) «Demokrat»fır. İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana toplumumuzun ortak özlemi, Batılı örneklerindeki gibi bir demokrasU ye kavuşmaktır. Ancak, bu yoldaki çabaların başarıya ulaştığı dat söylenemez. Halkm oyları ile iktidara gelmiş olan himi yönetimle' rin bir süre sonra zorlamalara başvurmalari; çıkar çevreleri adına özgürlükleri kısmaya kalkışmalari; yo da çeşitli antidemokratik yollara sapmalan bunahmlar yaratmıştır. Bu arada, gerçek nedenleri tam anlamtnda belirlenememiş olan terör dalgasının son yıllarda Türkiye'yi kanlı çatışmalara sürüklemesi, parlamenter rejimin en böyüfe bunalvmını yaratmıştır. Bunalımın boyutları öylesine büyümüştür ki, Türkiye Batılı demokrasilerin temel kurallanndan bile uzaklaşmak zorunda kalmıştır. Bununla birlikte yine de «Demokrasi» sözcüğünün saygmhğı sürmektedir. Ve demokratih topluma doğru yöneliş amacı. gündemde ilk sırayı tutmaktadır. Önümüzdeki bir yıl içinde, siyasal partiler ve seçim yasaları yapıldıktan sonra, genel seçimlerle sivil iktidarın saptanması süreci yaşanacaktır. Kuşhusuz, Anayasa'dan sonra partiler ve seçim yasalarınm nitelikleri de oluşacak rejimin demokratikliği açısından birer denektaşı olacaklardır. Onümüzdeki gürilerde Türkiye'nin demokrasiye yürüyebilmesi için iki konuda özen göstermek gerekir. Batı'da demokratik refimlerin özü, diyalog, uzlaşma ve özellikle hosgörüye dayanır. Devlet hayatında hoşgarüyü benimsememiş bir tov lumda, demokrasiden söz açmaya olanah yoktur. Hoşgörünün sınırlan kuskusuz terör sınınnda biter; cinayet îşleyenlere karsı ceza yasaları işlemeye başlar. Ancak. yaşam hakkını bashalanna tanımayanlara karşı ceza yasaları tüm hoşulları ile işlerken, fikirlere kargı hoş' görüyü sağlamak zorundayız. Bu olmadan demokrasi de olusamaz. Toplumsal yaşamda yumuşama ve diyalog ortamı yaratmak, demokratik^ refU min işlerliği için zorunludur. Kimi toplumsal kesirnlere karşı gitükçe sertleşen bir iç politika ortamında, demokrasi serpilip boy atamaz. Eğer terör ve anarfi sürecinde oluşan böyüfe gerilimler yumuşatılamaz da sürer giderse ve ekonomik zorluklar da bu gerilimlerin üstüne binerse, yeniden dernokrasiye kavusmak için Anayasa referandumuyla beslenmis olan umutlar zayıflayabilir. ramının Türkiye deki saygınhğımn sözde kalmaması için büyük çab'a gerekmektedir. Burada basınm görevi önemlidir. Basm; ho$görü, uzlaşma ve diyaloğu içeren çağdaş demohratik kültürün aynası olmak zorundadır. Bu ayna karardığı zaman, basm kendi kendisini yiyen bir kurum niteliğine dönüşecektir. ++# Özetle, «Demokrasi» feav Iki Ana Egilim... (Baştarafı 1. Sayf.ıda) 1961 Anayasası, 3 mllyon 934 bin 370 «hayır oyu»na karşılık, 6 milyon 348 bin 191 «evet oyu» ile halkoyunca onaylanarak yürürlüğe girmiştı. Oyların yüzde olarak dökümü, yüzde 61.1 «evet», yüzde 38.3'ü de «hayır» biçimindeydi. 61 yılının temmuz aymda başvurulan Anayasa halkoylamasını izleyen ekim ayında yapılan genel seçimlerde 1961 Anayasasından yana olan ve ihtılal yönetimi ile özdeşleşen CHP. 3 milyon 724 bin 752 oy alabildi. «Anayasa'ya evet» diycn 6 milyon 348 bin 191 seçmenden ancak, 3 milyon 724 bin 752'si «Anayasa'ya evet» diyen CHP için oy kullantnıştı. Geriye kalan 2 milyon 623 bin 439 «hayır oyu»nun genel seçimlerde kullamlıp kullanılmadığı, kullanıldıysa. hangi partilere dağıldıgı pek belll değildi. 1961 Anayasası'na ve ihtilal yönetimine karş\ olduğu bilinen AP. 1961 genel seçimlerinde 3 miıyon 527 bin 435 oy aimıştı. Bu sayı. Anayasa oylamasında «hayır oyu» kullanan yurttaşların sayısına yaklaşmaktaydı. Temmuz ayındaki «hayjr oyları» 3 milyon 934 bin 370; ekim ayında AP oyları 3 milyon 527 bin 435'dir. Aradaki faık. 406 bin 735'dir. Bu arada, ihtilal yönetimi ile özdeşleşmemekle beraber, ihtllali bir ölçüde savunan CKMP, aynı seçimlerde 1 milyon 415 bin 390 oy almış: ihtilal ile yıkılan DP'nin mirasını paylaşmak İsteyen YTP de CKMP ile yanşarak, 1 milyon 415 bin 34 oy alnıayı başarmıştı. Böyle bir siyasal tablo. geçlş döneminl sarsıntısız geçlrmek isteyen yönetimi nasıl bir çözüme zorlardı?. Çözüm kendiliğinden geldl. Bu geçiş döneminde. İhtilal ile özdeşleşen CHP i!e ihtilale karşı AP arasında bir «uzlaşma» yaratmak ve bu uzlaşmayı bütün yurda yaymak gerekiyordu. Öyle bir «formül» bulunmalıydı kl. hem yönetimi kendi isteğl ile bırakan Silahlı Kuvvetler'de nerhangl bir huzursuzluk çıkmasın, hem de çözüm yolu Anayasa'ya karşı olan ya da bu Anayasa'yı savunmak için çabalayan insanları biraraya getirebilsin.. Uygun «formül» bulundu: Cumhurbaşkanlığına ihtilalin lideri Cemal Gürsel, Başbakanlığa da CHP Genel Başkanı Ismet İnönü oturmalı, Anayasa'ya karşı olan AP ile Anayasa'ya yandaş olan CHP arasında bir koalisyon ortaklığı kurulmahydı. «Formül» bulundu ve uygulandı. 27 Mayıs 1960 lhtilalinden sonra, eğer böyle çöztimler bulunmasaydı, olaganüstü rejlmden. olağan rejime pek kolay geçjlmezdi. îhtilale ve halkoyu İle yürürlüğe konan Anayasa'ya «hayır» demiş bir parti, eğer ihtilal sonrasımn sorumluluklanna ortak edilmemiş olsaydı ve eğer ylne hükümetlerin başında deney görmüş bir devlet adamı olan Ismet Paşa bulunmasaydı, hiç şüphesiz. çok değişik nltellkte olaylar yaşamr ve slvil yönetim çok ağır bunahmlar geçirlrdi. Gelelim 1965 seçimlerine: Bu seçimlerde, AP oylarını 1961 seçimlerine göre büyük ölçüde artırmıştır. AP'nin aldığı oylar, bir önceki seçime göre 1 milyon 393 bin 800 artarak, 4 milyon, 921 bin 235"e çıkmış; CHP oyları ise 1961 seçimlerinde alınan oyun 1 milyon 648 bin 967 eksiği ile 2 mllyon, 675 bin 785'e inmiştir. Ylne tra arada, CKMP 623 bin 990, YTP ise 364 bin 514 oyyitirmiştir. Bu sayılar da şu gerçeği vurgulamaktadır: AP, 1965 yılında, 1961 Anayasası'na verilen 3 milyon 934 bin 370 oyun tam 996 bin 845 fazlasını toplayabilmiştir. Buna karşılık, CHP. 1965 yılında 1961 Anayasası'na «evet oyu» veren 6 milyon 348 bin 191 yurttaştan, ancak, 2 milyon 675 bin 785'lnin oyunu alabilmiş, Anayasa'ya «evet oyu» verenlerden tam 3 milyon 722 bin 406 yurttaş oyu başka partilere dağılmış ya da bu yurttaşlardan bir kısmı seçim sandıklarına hiç gitraemişlerdir. Anayasa'ya son oylamada «kabul oyu» veren seçmenler, İlk genel seçlmde, yeniden kurulacak partiler arasmda bölünecek, bir süre sonra da bu partüerden birl oyları kendl çevresinde toplayacaktır. Anayasayı ezicl çoğunlukla onaylayan yurttaşların, ilk iki genel seçimde hangi egilimdeki partlleri, ne ölçtide destekleyecekleri konusu bugünün ve yannm en can alıcı sorunudur. Değişken ve kaygan bir seçim aritmetiğtne sahip olan Türklye'de, 196n 61 ve 1961 65 dönemlerlnln çok yakından incelenmesinde yarar görüyoruz. Bu dönem, seçim aritmetiğl ile birlikte, geçiş döneminin yumuşak iniş koşulları ile de ilgi çekrnektedir. Hiç şüphesiz, içinde yaşadığımız dönera, belirleyici özelliklerl İle 27 Mayıs döneminden çok farklıdır. Pakat, her dönemde, birbirine benzer olaylar, gellşmeler ve davranış blçimlerlne rastlanabilir. Bunu da unutmamak gerekir. Bu dönemin özelliği. silahlı eylemlere karşı olan liberalsa£ iie sosyaldemokrat sol arasında bir «uzlaşma» sağlamak ve bir çeşit «içdeUnt»ı toplumun her kesimine yaymak olmahdır. Toplum içindeki bu iki ana eğilimin barışçı bir uzlaşma rejiml içinde gelecekle ilgilt sorumluluklan paylaşmaları, en akla yatkın «formül» glbl görünmektedir. «Sağsız ve solsuz demokrasi» olmayacağına göre, bu yeni Anayasa düzeni içinde, bu iki ana eğilimi yaşatacak iklimi şimdiden yaratmak, gelecek için en sağlam güvence sayılmalıdır. (Baştarafı 2. Sayfada) ler. Atatürk işte bu "hasta adam'ı 'saglam adam' yaparak geçmiştpki yanhşlıklan silmiş, yepyeni bir anlayışa day^>an güçlü bir devlet kurmuştur. Musahipzade'nirı oyunlan Atatürk döneminde beğenilerek, sevilerek, ibret alınarak seyredilmiştir. Kimse de böyle bir suçlamada bulunmamıştır. 'Aynaroz Kadısı, gibi yapıtlar bir ayna gibi geçmişimizı gösterir, tüm gerçeği, çirkin yanlan, ile... Bundan niye korkmah, niye geçmişteki bozgunlan, yanılgıları bugunün yarmın kuşaklanndan saklamalı? Aynaroz kadısı gibi 'kadı'lar yok muydu? 'Kavuk Devrildi'deki gülünç işler olmadı mı? Bir ulusun geçmişi iyi kötü, güzei çirkin yanlarıyla bir bütündür. Yalnız gösterişli işleri, başanları, yengileri anmak, yenilgileri, bozgunları, çirkin likleri saklamaya çalışmak, bozuk düzen gidişi sürdürmek isteyenlerin işine gelir. Yannlarını saglam biçimde kurmak isteyen uluslar tarihlerini en yansız, en gerçekçi bir gözle görmek, öğrenmek zorundadırlar. BİR AÇIKLAMA Millî Eğitim Bakanhğı Genel Sekreterliğinden «Söz Gençlerin» başlıkh yazımla ilgili bir açıklama aldım; okurlarıma sunuyorum: «Kocaeli Meslek Yüksek Okulunda yasal olmayan bazı islemler yapıldıgı ve bir kısım öğrenclnin usulsüz olarak mezun edildigl yapılan inceleme ve soruşturma sonucu anlaşılmış, bu öğrencilerin durumları hakkında daha önce de basma açıklama yapılmıştt Usulsüz olarak bir ust sımfa getirilen ya da mezun edilen ogrencilerin mağduriyetlennl önlemek amacıyla ara smıf öğrenciîerine 4, son sınıf öğ rencilerine S sınav hakkı tanınmıs. ögrenciler sınava aluimışlardır. Bu sınavlarda basarılı olarak diploma almaya hak kazananlann mezuniyet belgelerinin önceki mezuniyet belgesl tarihine göre düzenlenmesi sağlanmıştır. Böylece askerlik, kıdem ve benzeri özlük haklarının zarara uğraması söz konusu değildir. Bu konuda alınan karar örneğinin fotokopisl ek te gönderilmiştir.» Evren (Baştarafı 1. sayfada) nan mesajı şöyle: «12 Eylül 1980 Harek&tı sonucu feshedilen parlanıentonun yerini alarak Türk milletlnin meşro temsilcisi olan Danışma Mecllsimizce engin bü va tanseverlik ve milletine inanç duygulan içinde btiyük bir gayret dikkat ve bl linçle hazırlanan Anayasa Tasarısınm Millî Güvenlik Konseyi'ndeki incelenıeleri müteakip 7 kasım 1982 halk oylaması sonucu mil letimizin kahir ekseriyeti tarafından kabul edilerek (1982 Türkiye Cumhuriyeti Anayasası) hüküm ve hukukillgini kazanması nede niyle başta zatı aliniz olmak tizere Danışma Mecli si'nin tüm sayın üyelerine tebrikleriml ve takdirlerimi sunarun. Anayasamızda yer aldıgı şekilde Türkiye Cumhuriyetinl, millî dayanışma ve adalet anlayışı İçinde Insan haklanna saygılı, Atatürk milliyetçiliğine baglı demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletinin sahlp olması gereken bütün vası taları ile techiz ederek mll letimizi huzur refah ve güven dolu bir toplum haline getirecek yeni hukuki düzenlemeler yüce nıeclisin bundan sonraki faaliyetinin esasmı teşkil edecektir. Yeniden büyük gayret lere ve çok hassas ve se ri çalışmalara ihtiyaç gösterecek, önümiizdeki faalivet devresi için Danışma Meclisi'nin tüm üyelerine sağlık ve başarılar dilermı.» AYAKTA ALKIŞtANDI Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in Danışma Meclisi Genel Kurulu'nda katip üye tarafından okunan me sajı alkışlarla karşılandı. Bazı üyeler ayağa kalkarak yüzlerini şeref locasma dönerek alkışlarını sürdür düler. Cumhurbaşkanı Evren de alkışlara selamla karfşılık verdi. KUTLAMAIARI YAEIN KABUL EDECEK 7 kasımda halkoyuna sunulan Türkiye Cumhuriyetinin yeni Anayasasının ka bulü ile birlikte Cumhurbaşkanhğı sıfatını k^'snnn Orgeneral Kenan F ' ^ n va rın kutlamaları kabul edecek. Cumhurbaşkanı Kenan Evren'e askeri ve mülki er kan ile kordiplomatlk men suplarmm kutlamalarım ka bulü Türkiye Büyük Millet Meclisi tören salonunda sa at 9.45'de başlayacak. (Baştarafı 1. Sayfada) hine ertelendi. Oktay Akbal ve Gönensln'le ilgili dün başlayan da vada iddianameyi okuyan Askeri Savcı «Tann Dlye Bir Gerçek» başlıkh yazıda TCK'nm 146'ncı maddesin de yazılı suçu işlemeye işçi sınıfının tahrik edildiğini ve Danışma Meclisi'nin tahkîr, tezyif edildiğini ileri sürerek sanıklann TCK' nm 311/12, 159/1, 312/12. maddeleri ve 1402 sayıh Sıkı yönetim Yasası uyarınca en az 6 yıl hapis cezasıyla cezalandınlmalarını istedL. Daha sonra sorgusuna ge çilen Oktay Akbal 5 sayfalık yazılı savunmasını okuyarak bir yazı üstünde yargıya vanhrken herşeyden önce yazıyı yazanın klşiliğine bakmak ve kişiliğinl bir bütün olarak ele almak gerektiğini belirterek özetle şöyle dedi: «B>Ie o kişi bir Türk yazarı olarak. en azından otuz yıldır hemen her gün, ülkenin iinemli gündelik gazetelerinde değrişik iktidar dönemlerlnde sürekli bir biçlmde belli amaçları izlemls, okurlarmı belirli düşünce ve görtişlerin doğrultusunda aydınlatmaya çalısmış biri ise... Kendlm den fazla söz etmek istemem ama iddiada yer alan suçlamalann benim gibi tüm yasammı Kemalist Devrim ilkelerinln savunul masma, toplumda benlmse tilmesine, yorumlanmasına, Atatürk'ün amaçladıgı çağ daş uygarlık düzeyine ula; mış ve onu aşmış bir Türk toplumu yaratılmasına verndş, gerçek milliyetçiliğin de Mustafa Kemal Atatürk' ün çizdlği ilkeler ve devrimci atıhmlardan kaynak landıgma inanmış bir klşl ye yöneltilmesindekl haksızlık ve yanhşlık üstünde durmak isterim. Bir suçum varsa o da yayınlanmış tiç kitabımda «Atatürk Yasadı mı?», «Atatürk Bir gün Gelecek» ve «Atatürkçülük Savaşı» adlı yapıt!arımda ve yazılarımda otuz yıldır Atatürkçü görüşii savunmuş, Atatürk düşmanlarına karşı savaşım vermiş ol maktır. Pek çok değişik iktidarlar dönemlnde ne askeri ne slvil hiç bir yargı önünde ınahkum olmamış, bir tok yazısmdan dolayı yargılanmamış, Atatürk ve devriınciliği rehber edlnmiş bir yazar olarak iddianamede ki tüm suçlan temelinden red ediyorum.» Okay Gönensin ise sorgusunda yazımn içerdiğl fi kir ve düşünce bakımından tamamen yasalar çerçevesinde bulunduğu düşünceslyle yaymlanmasında bir sakmca görmediğini belirterek «Yazımn konusu, fik rlyatı ve maksadı, yazann edebi kişlliğl yönünden Ok tay Akbal'm mahkeme huzurundakl savunma ve düşüncelerine aynen iştirak ediyorum» şeklinde konuştu. Görüşü sorulan Askeri Eavcı yazmın Anayasamn oluşumuna yönelik olduğunu ve tartışmaya açık blr dönemde /azıldığını belirterek Akbal ile Gönensin' Okoy Gönensin ile in beraatini istedi. Gönensin ve Akbal'jn avu katlan Gülçin Çayhgil, Tur gut Kazan ve Adnan Doğan gün savcınm görüşüne katıldıklarmı bildirerek iddianamede belirtilen suçlarm işlenmediğini söylediler. Mahkeme «yazımn konu, maksat ve ibtiva ettiğl fikir ve düşünce bakımından halk oylamasma sunul madan Danışma Meclisi'nde görüşülüp Milli Güvenlik Konseyi'ne intikal ettirilen Anayasa taslağmın kendl görüşüne göre aksayan hükümlerini ortaya ko yup tenklt etmek ve daha iyi bir Anayasa tasarısını oluşturmak amacma yönelik bir fikri eylem olduğunu» belirterek Oktay Akbal ve Gönensin hakkında «beraat» kararı verdl. Aynı mahkemede görülen Okay Gönensin ve Mehmed Kemal ile ilgüî ikinci davada avukatların lddianamenin gönderilmediğini belirtmeleri üzerine 8 aralık tarihine ertelendi. 4 Hürrîyet Yazı İşleri Müdürü ve muhabiri hakkında dava açıldı tstanbul Haber Servisl Hürrlyet Gazetesi Yazı îşleri Müdürü Erol Türegün İle muhabir Emin Özgönül hakkında MGK'nın 65 ve 70 sayılı bildirllerine aykırı hareket edildigl gerekçe siyle dava açıldı. îstanbul Sıkıyönetlm Ko mutanhğı 3 Numarah Askeri Mahkemesine açılan davanın iddianamesinde 16 Ağustos 1982 tarihinde Hür riyet gazetesinde muhabir Emin Özgönül imzasıyla ya yınlanan «Silah Maflasmı Açıkhyoruz» başlıklı haber de 1402 sayılı Sıkıyönetim Yasasının 16/1. maddesine aykırı hareket edildiği belirtilerek Türegün ve Özgönül hakkında 3 ay ile 1 yıl arasmda hapis cezası isteniyor. Davaya 26 Kasım tarihinde bakılacak. Ankara'da 300 kişilik yurtta 20 kisi kalıyor ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Amme Idaresi Enstitüsü'ne bağlı Sevk ve Idarecilik Yüksek Okulu'na ait 300 kişi kapasiteli 2 yurt binasında 20 kişinin kaldıgı öğrenildl. Yüksek Okulun binasının eklentisi durumunda bulunan iki yurt binasında geçmiş yıllarda lisans ve lisansüstü öğrencileri birlikte kahrken bu yurtlar geçen yıl boyunca hiç açılmadı. Yurdun açılmaması karşısmda okul yönetlmine yapılan baş vurulara karşılık okul yönetimi onanmını gerekçe göstermiş ve hizmete açmamıştı. Bu yıl ise 300 öğrenci ka pasiteli yurtlarda sadece 20 lisansüstü ögrencinin kaldığını belirten lisans öğrencileri. yurda kendllerinin almmamasıntn nedenini bilemediklerini söylediler. Yurtta kalan lisansüstü öğ rencilerinin 5 yıl kamu görevi görmüş yüksek öğrenim liler olduğunu v e llsansüstü programa devam ederken ücretli izinli sayıldıklannı da vurgulayan lisans öğrencileri, yurdun Kredi ve Yurtlar Kurumu'na devredilmesini is tediler. SAMSUN'DA YURTLAR YETERSİZ Samsun'daki kız ve erkek öğrenci yurtlannın ihtiyaca cevap vermekten uzak olduğu bildirildi. DÜZELTME Dünkü yazımızda Profesör Doktor Afet înan adı blr dizgi yanlışı sonucu Profesör Doktor Ahmet înan olarak çıkmıştır. Elimizde olmayan bu yanhşlık nedeniyle özür dlleriz. YSK Başkanı yılbaşında emekli oluyor ANKARA, (ÜBA) Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Orhan Aydın. yılbaşında yaş haddinden emekli olacak. Yargıtay 9. Ceza Dairesl 8a$kam da olan Orhan Aydın, ocak ayında 65 yaşını doldurduğu için yaş haddinden emek liye aynlacak. Ocak ayında Yargıtay'da Yük sek Seçım Kurulu için üye ve Başkan seçimi yapılarak kurul yeniden oluşturulacak. UN1*ERSIT£VE GEM BftfttMFLIVE CALIŞANI ARA KAFAOĞLU (Baştarafı 1. sayfada) kısa sürede umuyorum» biçimınde yar.ıtladı. Bankalar Yasası nda yapılacak değişiklikler. dün Bülend Ulusu'nun başkanhğında toplanan Bakanlıklararası Ekonomik Kurul'da ele almdı. Edinilen bılgiye göre. Kıırul'un gündeminde, bankalann yeniden düzenlenmesi yanında yeniden değerleme. servet affı «hayat standardına» dayah vergileme konulan da yer aldı. Bankalar Yasasmda yapı lacak değişikliklerin, ilk adımda bazı bankalann bırleştirilmesi ya da kamu ban kalanna dahil edilmelerini 'çermediği kaydediliyor. Bula karşm. «Mali bünyeleri zayıflayan» bankalar için bu kararlann alınmasının ko şullan açık hale getiriliyor. Bankalann sermayelerini en azmdan topladıklan mev duatm üçte birine es bir degere ulaştırmak uzere, sermaye artınmı yükümlulükleriyle ilgili Para ve Kre di Kurulu karannda da değişiklik yapılacağı belirtlllyor. Bu sermaye artırımınm da bazı bankalann bünyelerinde deeişiklifte neden olabileceğj kaydediliyor. Banka sistemi fle iş alemini bir arada ilgilendiren bir başka karar ise, faiz oranlanna yönelik olacak. Bu konuda yürütüien çahşmalarda faiz oranlannın düsürülmesi ortammın sağîanmaüi öngörülüyor. Bu amaçla. faiz oranlarmı devletin beürlemesl yerine, bazı Batılı ülkelerde olduğu gibi büyük bankalara öncülük verilmesi ve tüm banka sisteminin bu oranlara «Bir İki puanı aşmayaoak» biçimde uyma zorunK uğunun getirilmesi, önerlliyor. INGILIZCE D İ L KUÜSLARI NEVIR MAÛAZASI YANİ OSMANBEY *** L €>kııtaıı 464040462423 ;
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle