25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 8 10 KASIM 1982 24Dışişleri Bakanmın açıklaması bizi şaşırtmıştı. İkittç toplantı yaptık, bir türlü anlaşaraıyorduk. Birlnci Ordu Trakya'dan îskenderun üzerine çekilecek. îkinci Ordu dağınık konuşlu bir ordudur; çekîle cek olan Blrincl Ordu'ya katılır. Doğu'daki Üçüncü Ordu da îskenderun'a cekilecek. Yalnız başımızayız. NATO karşı saldırı Kücüne erlşinceye kadar, kuvvetimizi kaptırmamak bakımından oyalama savaş lan vererek çekilmeler yapacağız bütün Anadolu'yu boşaltıp Ankara'yı da bırakarak îskenderun'u çevreleyen dağlara çekileceğiz: Toroslar'da savunmaya gececeğiz. Orada kesin savunma yapacağız. Çünkü NATO kar«ı saldm gücüne eriştiğinde îskenderun körfezlnden çıkarma yapacak. Batı'dan başuyalım ise de öik. Ben karacı olarak Trakya'da engelleme, Boğaz doğusunda da ilk direnme 6nerdim. Denizci ayaga kalkti: "Bizim Marmara'da durumumuz ne olacak?,, diye sordu General Tacan: "Plan gerekliyse, Plan Subesi yâpar,, dedi Denizci ayağa kalktı: O zaman Marmara'da blzim durumumuz ne olacak? Bunun uzerlne tartışma kızıştı. Oğlum diyorum, sen Dışişlerl Bakanmm söyledlğinl duymadm mı? Toros dağlanna çekileceğiz; kuvvet kaptırmayacağız; oyalama muharebeleri vererek Anadoiu'yu boşaltacağız. Sonunda lşi alaya vurduk. Denizclye dedlm M: Biz nasıl olsa dere tepe düz gider, Îskenderun dağlarını buluruz; havacılar uçup konacak bir yer bulurlar. kendilerini kurtarırlar; ne yapacağınızı slz düşünün. Bizim Planlama Kunüu bu durumda. Komutan Şükrü KanatJı'ya bilgi milgi vermiyorum; gidip Genelkunnay Başkanıyla konuşmaya kal kar da arada ben kalabilirim, diye çekiniyorum. Bunlar askerliğe uymayan isler. Genelkurmay Harekât Dalresi Başkaru Korgeneral Necati Tacan o sıralarda bir görev gezisîndeymiş: dönüp durumu öğrenince demi; kl: Ben burada Harekât Başkanıyım. Plan gerekliyse plan şubemiz var. Haydi herkes Işine.,. Bu baştan kara durumda bana pek uygun gelen bir düşleme kapılıp Kore tugayına katılmak için başvurmuştum. General olmayı gü venceye almış clacaktım en başta; scnra bir yıl kıdem kazanacaktım; arkadaşlanmdan bir yıl ilerde olacak, Sason daglarmdakı de neyimlerime bir de çağdaş savaşın deneyimlerıni eklemiş olacaktım. Uzakdoğu>u görecektim. Aynca Alay Komutanlıgı yaparken başıma geleceğırâ bildigim kireç yakmak, tugla pışirmek gîbi işlerle de ugraşmıyacaktım. Mustafa EKMEKCİ Dönemler... Bir genç kızı köyden kasabaya gondereceklermig. Arabacı da zıpkın gibi bir delıkanlı. Bütun korku. arabacmın yolda kıza bir şey yapması. Ne etsinler? Düşünüp taşınnıışlar, genç kızı yaşlı bir nlne kıhğırıa sokmuşlar. Peçesmi açmamasını, belini bükmesini hiç konuşmamasmı sıkı sıkı öğütlemişler. Arabaya da bindırıp uğurlamışlar. Arabacı önde, çarşafa sarılı, peceli kız da arkada arabada gidiyorlar. Bir ara, arabacı arabayı hızlı mı surmüş ne, arabanın arkasma takılı duran, ata su vermek içln bulundurulan kova, tırlayıp düşmüş... Arabacıya seslenbe, bellı olacak genç olduğu sesinden. Düşünmüş, eliyle arabacının omuzunu dürtmüş, kovanm arabadan düştüğünü böyle haber vermek lsteraiş. Aıabacı, ardına bakmadan karşılık vermiş. Aklımda akbmda! demiş, §u köşeyi dönellm de... Bnrhan Felek'i ilk. 1950 seçimleri öncesinde, bir seçim kampaııyası sıra.sında Kadıkoy'de dınıedim. Fıkralar aniatıyor, dinleyenlerı kırıp geçıriyordu. Ben başkaiarı gibi fırka (parti) yapmıyorunı, fıkra yapıyorumî diyordıı. Anlattığı fıkralarla, satır arasında. ıktidara lıazırlanan deraokratlan eleştırıyordu. Anlatıyordu: Adaruın blri, koyden kaikıp Istanbuı'a gelml$, denize girmiş, yüzme de bilmiyor. Denizde 6yalanırkeu tuvaletî gelmisı Denizin içinde işini gör111U4. Bir bakınış o da suyun yuzünde. Kızmış. Şinıdi benden çıktın, bana yüzrue mi oğretiyorsım? demış. Demokratlar, CHP'den ayrılarak parti Kurmuşlardı ya, Felek ftkrayla demokratları iğnehyordu. Ben Usküdarlıyım! dıyordu. Kadıköyluler, üsküdarlılan sevmezler. Ama ben severim Kadıköylüleri! onun için «Henışeriîerira» diyorum... Yazarlığını aa eleştiriyorlardı. Bir yazar, kendisi içın: Bu ne biçiın yazar? Her gün soğan, patates fiyatlarını, zamları yazıyor! lazar mı, uıanav çıragı mı? demıştı. Felek: Manav çırakhğı hiç de kötü bir şey değil, hiç oünazsa karnın doyar! dıye ekledi. üstü kapaü, kendini de eleşürebılıyordu. Felek'in fıkralarma gülüyorlar, ancak sıra oy vermeye geldi mı verrr.ıyorlardı. Sonra sorıra, nıilletvekilliğinden umudunu kesti, îstanbul Belediyo Meclisi üyeligine razı oldu. Yetmış yıl yazmış, dile kolay. Kaç döneml yaşamış, kapanışını gormüş... 1946 seçimlerinı gordüm. Babam, köyde yazılmış olduğu için, oyunu vermeye köye gitmişti. Yarunda beni de gotürdü. Demokrat adayların listeleri, bir taşm altındaydı. CHP'lılerin listesiyse, sandıga yakın bir yerde. Babam once, taşın altmdakl kâğıtlara yöneldi, elmi uzattı! Arkadaşları uyardılar: Anıan anıca oraya degil, buraya geleceksin! Babam, eli yannıış gibi uzaklaştı oradan. Sonra herkesın önünde, oy pusulasını sanuıga attı, yenıden ilçeye dondük... Tek dereceli, gızli oy açık ayırım yöntemiyle yapılan 1950 secımlerini yaşadım İstanbul'da. Demokraslye kavuşmanın özlemıyle, oylarımızı karma liute yaparak veriyorduk. Demokrasinin kazanmak üemek olmadıgını, 0 seçimlerln ardındar. ögrenecektim. O jnllardan bu yıllara, köprülerin altından çoook sular aktı. Nıce insanlar gelip geçti, siyasal yaşamdan... Ankara'da 6 fcasım günıl, buroda çalışıyoruz. Erbü Tuşalp'ın usuna, arkadaşlarm yaşları geldi. Araştırmaya bajladı, soruyordu: 1961 Anayasası, kamuoyuna sunuldugunda kaç yaşındaydınız? Arkadasîların yaşları şöyle çiKtı: Işık Kansn üç. Sedat Ergin üç, Zeki Saral altı. Hasan Uysal altı, Lcvent Sanin dort, Faruk Bildirici beşj, Havva Can üç. Bunlar şımdi büyumüşler, gazetecllık yapıyorlar... Erbil sordu: Bir dönenı kapanıyor mu? Yeni dönemler, genç kuşakların döneml olacak, bunu unutmamak gerek! 1983 kasımma dek, jenı siyasal partiler yasası, yeni seçim yasaları hazırlanacak. Yeni partiler kurulacak. Bu arada gazetecüenn, yazarlarm ışıerl de yoğun mu yogun olacak... HAYO tatbikatlanndan biri Yüzbasım, yüzbaşım yanlış soylüyorsun. Savunmada iki manga İleri bir manga geri değil; üç manga da yanyanadır. Bunun üzerine yüzbaşı 0na: Daha iyisini blliyorsan gel kendın anlat.. deyip blze selam vererek çıkıp gittı. Üsteğmen geldlkten spj[ra anladık ki bizim oteaen beri bildigimiz iki ileri bır geri yöntemi artık savunmada takımda geçerli olmaktan çıkmış. İki ileri bir geri yöntemi şudur: Saldırıda olsun savunmada olsun genellikle her bırlık iki bölümünü iler de bir bölümünü geride tutar. Bu gerideki birlık saldırıda saldırıyı derinleştırin«k, savunmada giren düş manı geriye atmak için kul lanılır. Doğal olarak tümende, iki alay ileri, bir alay geri, alayda iki tabur ileri, bir tabur geri... Bu düzen takıma kadar iner. İkmci Dünya Savaşında Amerikalılar istatistik tutmuşlar, savunmada bir man ganın karşı saldmsmda et kıli bir sonuç alınamadığım saptamışlar. Çünkü birlik çok küçük. Daha sıçramaya kalkarken erlerin ücti yıkılıyor, geri kalaıılar üç beş admı sonra devrillyorlar. amaç sağlanamıyor Onun için ateş gücünü yoğunlaştırmak babımından üç manga yanyanayı daha verimli bulmuşlar. Bizim yüzbaşıyla üsteğmen daha önce bizim kosul landığımız iki İleri bir geri yöntemindeki bu öznel durumu kafamıza sokmak için bu oyunu düzenlemlşler. Gerçekte bu oyun Amerikan ögretlm sistemlnin bîr ürünü. % Yeni Bir Kurs £r &tanbul'daki YükM sck Komuta Akadc^ m i s i n d e n sonra Çan kırı'da altı ay sıirecek bir küçük komuta kursu açıldı. Bıi kmsııjia Jtaçırmadım. Alay komutanjığına çıkacaklar yeîıı doktrinleri oğrensinler dije bir kurs duzenlemişlerdi. Takımdan ala ya kadar bırliklerin yonetilmesini ve yeni silahlan öğreniyorduk. Kursta 100 albay, 50 binbaşıyız. Öğretmenlerimiz üsteğmen ya da yüzbaşı; Amerıkan piyadecilik okullarında yetiştinimişler bunlar: önlerine koyduklan notları okuyorlar. Bızım bildigimiz bir dersın bir ögretmeni olur. Sonradan piyadecilik okuluna donüşen bu kursta. savunmada alay, savunmada tabur, saldırıda alay, saldırıda tabur, çekilmede bölük, izlemede takım konularının ögretmenleri ayn ayrı. Ame nkaıı sistemi. parçalamış, dağıtmış, her ögretmen yalnız kendi konusunu biliyor. YARIN: Yine İstanbul'da kabvorum (aoyıoncE 10 KASIM 1932 OKURLARSMÎZA Bu diziye ilişktn mektuplar aşağıdaki adrese yollanmalıdır . Cemal Madanoğlu Kalamış Fener Cad. No: 4/4 Kızıltoprak îstanbul İsmet Paşa Hz. Başvekıl îsmet Paşa Hz. dün sabahkı trenle şehrimize gelmış, Haydarpaşa ıstasyonunda Vali Muhıttin, Halk Fırkası îstanbul îdare heyeti reısı Cevdet Kerim Beylerle şehrımlzdc bulunan meb'uslar tarafından istikbal edılmıştır. Başvekâlet Kalemi Mahsus Müdürü Vedıt Bey de îsmet Paşa Hz. ne refakat Ptmekte idi. îsmet Paşa Hz. çok neg'eli görünüyordu. Garda kendilcrmi istikbale gelen zevata teşekkür ettikten sonra bır mu^la Hpybelıada'daki köşklerine gıderek akşam geç vakte kadar istirahat etmışlerdır. Başvekilimizin ailesl ile birlikte cumarte&ı günü Ankara'ya avdet etmeleri muhtemeldir. Iran Hariciye Nazın buradan sonra bır torpıdo muhnbımizle Gölceğ'e giderek Yavuz'la dıger donanmamız cuztamlarını ve tersaneyı gezmıştır. Filo kumandanı mısaıirimiz şerefine Yavuz'da bir öğle ziyafeti vermiştir. TEŞEKKÜR Gözbebeğimız YÜKSEL KOLANCALI'nın hastaIıgmdan ölümune degın olaganüstu yardımlarmı esirgemeyen Çapa Tıp Fakultesi doktorlarından &ayın, 0 Bir köy naKIedîyor # Amerikan usulü öğretim ir gün savunmada ' takım öğretmenı üs )teğmen derse gelme dı. Biraz bekledık; başladık birbirimizle konuş maya... Bir süre sonra içenye bır yüzbaşı girdi: kursüye çıkıp bizi selamladı: Sayın buyüklerim, dedi, üsteğmenden öğretmen yaparsanız işte böyle olur. Kımbilir nerelere takılıp kalmıştır? Ders boş kalmasın diye komutan beni gonderdl. Bu dersın öğretmeni değilım ben, ama üstü altı savunmada takım; Iki manga ileri, bir manga geri... Biz yüzbaşıyı dlnliyoruz; söylediklerinl yadırgamıyoruz; alıştığımız, blldiğimlz şeylerl söylüyor. Yüzbaşı «iki manga ileri bir manga gerı» dedığl sırada kapı büyük bir gürültüyle açıldı. Hepimiz 0 yana baktık. «Savunmada Ta kım» ögretmeni üsteğmen bağıra bağıra içeri daldı; ko lunu yüzbaşıya doğru uzatıp sallayarak: Büyükçekınece cıvanndaki Ahmediye köyunün etrafında bulunan bataklığın kurutulması içın tetkikat yapılmış ve bu isin pek çok masrata ihtıyac gostermekte olduğu anlaşılmL?tır. Esasen ufak olan koyün nakli daha az masratla kabil olacağı gorüldügünden şimdiki yerl karşısmda bulunan bir sırta naklıne karar verilmış ve ilk iş olarak bu sırtta bir ilk mektep blnası yapılmıştır. Yakında köy de buraya alınacak ve ismi de Muradiye koyüne çevrilecektir. Prof. Dr. MUZAFFER AKSOY Prof. Dr. ŞAKİR ERDEM Doç. Dr. GÜNÇA DİNÇOL Müt. Dr. ITIR BAKİOĞLU'na hematoloji bolumu asıstan, hemşıre ve personeline, SSK Gozteoe HastaneM doktor ve heın^ırelerine P1T Ha&tanesı Başhekıniı Dr. 1CİZIM GEDIK'e acımızı paylaşan dost vo dkıabalarımıza teşekkür ederiz. KARDEŞLERÎ ve KOLANCALI AİLESt 0 Parîs ve Roma Müzakerelerı Ankara 9 (Telefonla) Saraçoğlu Şükrü Beyden müzakere safahatına daır hükümete malumat gelmiştir. Kendısine icap eden talimat verılmiştıc Anlaşıldığına göre hâmillerle teferruata ait müzakereler devam etmektedır. Italya'dan alınacak otuz milyonluk kredi mes'elesi de halledilmek üze redir, ehemmiyetsiz bazı cihetler etratında muhabere cereyan etmektedır. (günün ilanları) • MANDELBERG Mütemadi tebeddülatı havaiyeden bir cob hastahklar ve bılhassa grip tevellüt eder. Bu tehlıkeden vikaye için ak^amları evden çıkarken her halde cıbansumul söhreti haiz, «Mandelberg» empermeabilize pardesünüzü gıyıniz. Sizi her nevı soğuk algmlığından muhafaza edecektir. 27 % Ura. Yalnız Ek selsior büyük elbise f abrikasmda satılmaktadır. İLAN DANI$TAY YEDİNCİ DAİRE BAŞKANLIĞINDAN 1982 / 3620 Znfer Vergi Daıresı Mudurlüğu tarafından Motorlu Kara Ta^ıtlan Vergısı iijtncitin dolayı Temyiz Komisyonu 5. Daıresı'nce venlen 8.9.1981 gün ve 1961/4306 &ayılı kararın lx>zulmusı dıleğıyle Yılmaz Emanet'e karşı açılan davaya ait dılekçenin, davaiuun adresınde bulunmaınası nedenıyle muhatabırıa teblıg olunamadigı dnlaşümıştır. Mııbntabia son ılan gunanden ıtıbaren 15 günün bıtıminden başlaiKak uzero 30 gun ıçınde dava •"ıle'^esusı almak u^ore Danı^iav Vedıncı Daacsı riaşKarilij,'i nn, başv\ırrnabi veya dılekçe kendısine goirdoriL'rek ıiLcre açık adresmi bıldırmesı 7201 savıh lebiıgat Kanı.nu'nun öıncı maddusı geregınce teblıg yerıne «cçmek u^ere duyurulur. (Basm. 24230) Furugi Hz. Misafirimiz tran Hariciye Nazırı Furugi Hz. refakatindeki zevat ile birlıkte dün sabah bir motörle Heybeliada'ya giöerek Deniz Lisemizl ve ada acıklarmda bulunan denızaltı gemilen mizi ve hücum botlarımızı ziyaret etrniş, kendislne Deniz Llsesınde mektep müdürü ve filoda da filo kumandanı tarafından Izahat verilmiştir. • ARANIYOR Mükemmel Türkçe, îngilizce ve ka bılse Frar.sızca bilır, muhabere ve tercüme yapabilecek kabilıyette, tecrübekar bır steno daktilo haruma ihtiyaç vardır. Posta kutusu 432'ye müracaat. ^ BİLİMŞEL DEVRİMLERİN YAPISI •m. Thomas S. Kuhn TARİHTE MELER OLDÜ Gordon Childe "ilk insan topluiuklarının ve eski uygarlıkların ekonomik, toplumsal ve kültürel tarihi..." BANKERLER VE KASTELLİ OLAYI Arslan Başer Kafâoğlu "Türk toplumundaki orta gelir gruplarını derinden sarsan bir olayın perde arkasını sergileyen bir kitap..." Genışlelılmiş2. BASKI SİLAH, RÜŞVET VE SÖMĞRÜ Arslan Başer Kafâoğlu "Silah şirketlerinin devletlerle ilişkilerinin 'komisyoncu'lar tarafından nasıl kurulduğuna ve 'rüşvet' mekanizmasının nasıl çalıştığına değinen bir çalışma..." "Düşünce tarihinin en köklü değerlerinden biri olan 'ilerleme' düşüncesin! sorgulayan bir çalışma..." m y3yinClllk Başmusahip Sokak Talas Han No:302 CağaloğluİSTANBÜL Genel Dağıtım Cem May Babıali Cad. Sıhhiye Ap. No:19 CağaloğluISTANBÜL
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle