25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 EKİM 1982 KÜLTÜR YAŞAM Cumhuriyet 5 2 2 yıldır cezaevindeydi Gabriel Garcia Marquez'den birkaç söz Castro ozan Valladares'i salıverdi Kültür Servisi 27 Aralık 1960 günü Küba polısı, yırmi üç yaşmdaki genç bir oğ renciyi tutuklamıştı. Bir ünı versite gazetesınde şiirleri ya yımlanan Armando Valladares'ti bu genç. Batista rejımi ne karşı çıkmış, ancak iki yıllık Castro yönetımıni de eleştirmişti. «Devlet güvenliğini sarsmakla» suçladı. 1961 Ocağmda, "ki saatten kısa süren bır duruşma sonunda «karşı devrımci eylemlerinden ötürii» mahkum edildı. Birkaç cezaevı değiştıren Valiadares'in, 1969 yılında nı şanlısı Marta'yla evlenmesıne iztn verıldi. Ancak iki nişanlı bir daha birbirlerinl göremediler. Genç ozanın iki bacağı da tutroaz oldu. ülus lararası Af örgütü'nün yolladığı tekerlekli iskemle ancak dört yıl sonra kendisine verildi. Pe!ür kağıdı parçalarına yazdıklarmı cezaevi dışma yollamayı başaran Valiadares'in ilk kitabı, 1977'de Birleşik Amerika'da çıktı. 1979 da Fransızcaya çevrildi. îkın ci kıtabıysa geçen yıl Ispanya'da yayıralandı. Hemen ardmdan da, ozan, hazır bu lunmadığı bir duruşma sonu cu yeni bır hapis cezasma çarptınldı. Ama uluslararası örgütlerin ve Fransa Başkanmın yırmı ıki yıldır surdürdukleri çabalar bu halta soııuç verdi 18 Ekım günü Kü ba'da şu açıklama yapıldı: «Fransa Devlet Başkanı Fran çois Mitterrand'ın kişisel girişimi üzerine, Küba Dc let Konseyi ve Bakanlar Kurulu Başkanı Fidel Castro Kuz, Armantlo Valiadares'in salıvenlmesine karar verdl^ini bildirır.» "Konum kalmadığı için artık roman yazmayacağım^ Kültür Servisi Güney Ame rıka edebıyatmın yaranıaz ço cuğu Marquez ellı dort yaşm da Edebıyat Odulünü aldı. Yaîunları Erasmda El Gabo dıyo anılan buyük yazar, uçaklardan ve asanborîerden özellıkle nefret edıyor. Daha da bozulduğu şey, ses alma aygıtı eşlığınd" kendısıylo Jîonuşulması. Ama cok sıkıştınldı roı konusmak tan kaçmıyor. îşte Marqucz dotı birkaç söz: « . Yazarlık mesleğinde alçakşonullulük abartılmış bir erdemdır. Çünku alçakgdnüliü bır biçımde yazmak uzere masa başma oturursan, zorunlu bıçimde çizgisı alçakgönülıü bır yazar olursun. Tersine, önündekı büyük örneklen hedef alıo, tutkulann en büyüğv.yle ışe koyulmalısm... Bana ne zaman Faulkner'den söz edıl se, sorunumazun onu takıit etmek değil, onu yok etmek, canma okuyan etkisinden kurtulmak olduğunu söylerim... Incil' in hiçbir şeyden korkusu yoktur. Bu kitapta her şey olabilir. tncıl'i birinin yazdığım düşunün, böyle bir adama alçakgdnullü denebilir mi... Romanlanmın aşağı yukan tümünün kurtulmasını karım Mercedes'e borçluyum. At dedlklerimi atmadı, korudu.. Yazarken çok kağıt harcanm. Bir daktilo hatası bile yapsam, bunun bıi yaratıcılık hatası olduğunu duşunür ve kağıdı çıkanp atanm. Eir keresinde on ıki sayfalık ALÇAKGÖNÜLLÜ DEĞİL Marquez, «Yazarlık meslefeınde alçakgönüllülük abartılmış bir erdemdir.» diyor. bır öykü yazmış, ama sonunu getirene kadar beş yüz yaprak harcamıştım. Elektnkli makineyle yazmak Inanılmaz bır ka. ğ't harcamasma yol açıyor... Bence Hemingway çok iyi bır romancı değil, eşsiz bir öykıi yazarıdır... Herkes kendl gerçeğıyle çalışmalı, bu kaçınıl maz. Kendı deneyleriyle kendi gerçeği üzerine çalışmayan yazar kötüdür, yanılmaktadır... Faulkner Karayipler yoresinin yazarıdır.. Her yazdığının bir gerçek temeli var, aksi halde fantezi olurdu ve fantezi Walt Disney'dlr. Kıtaplanmın hiçbırındp fanteziye rastlayamazsınız.. Polis romanlannın en büyüğü Sofokles'in «Kral Oidipussdur. Çünktt burada soruşturmacı katilin kendisi olduğu nu keşfeder, bu bir daha görül medi. Olağanüstü bir vakıt geçirme aracıdır polıs romanı, çünkü ben her zaman polistea çok katılın yanını rutarım. Da« ha baştan bilirim sonunda yiti* receğinı... Konum kalmadığı îçın artık roman yazmayacağım. Ama yeni bir konu bulursam na eşsız bir şey olur... Hiçbir şey, ünün yalnızlığı kadar benzemez iktıdann yalnızlığma... En iyi romanım son romammdır. Bundan önceki en iyi romanırn da samldığınm tersine, «Yüz Yıllık lalnızlık» değıl, «Albaya Mektup îok»tu ve bunu sık sıls söyledim... Iyi bır yemeği, iyi şarabı, rahat yolculuk etmeyi severim. Bunun için de gerekır dünyayı değıştirmek, herkesın gönlünce yaşaması için.» TÖREN SONRASI.. Yaşar Kemal, Jean d'Ormesson tarafından kutlanırken. Yazı tşleri Müdürüraıiz Okay Gönensin (sağ başta) gülerek onları izliyor.. Ülkemiz için mutlu bir olayın mutlu görüntüleriydi bunlar.. Yaşar Kemal'le Paris'te geçen günler Ödül töreninde konuşan yazarımız, Caillois'ya gönül horcunu unutmadı Doğan HIZLAN aşar Kemal'ı ödül he yecanı daha tstanbuTdayken sarmıştı. Bır pazar günü Basınköy'deki evine gittığımde o ünlü odul mektubunu göstermiş, ödulü veren kişilerin kimliklerı üzerine de bilgi vermıştl. Ben Frankfurt Kitap Puan'. na gıdecek, oradan da Parıs'e geçerek ödül töreninde bulunacaktım. Fuar bıter bıtmez solugu, Paris'te Yaşar Kemal'm kaldığı unlü muzıkçımız Ziilfü Lıvanelı'nin evmde aldım. On ıki ekim günü herkesi bır mutlu bekleyışın heyecanı kaplamıştı. Yaşar Kemal ödül icin gelenlere o sarısıcak sevgisini gösteriyordu. tlk günün öğleden sonrasmı Zülfü Livaneli'nın yeni plagının bandını dînleyerek ceçırdım. Maria Farandun, Zülfü'nun bestelerini Türkçe ve Yunanca olarak bir plağa okumuştu. Artık ödül yoluna eirmiştık. On ıki ekım akşamı Zülfü Livaneli'nin Montparnasse'taki evinde yenilen yemekte bu heyeoan adamakıllı bellı oluyor. du. Zülfü Livaneli'nın telefonu durmadan çalıyordu. Yaşar Kemal'le konuşma yapmak tsteyen gazetecıler, fotografını çekmek ısteyenler randevu koparmaya çalışıyorlardı. Ovsa Turk konukları ve gazetecileri ona çoktan ambargo koymuşlardı. Onüç ekım sabahı Sıpa Press'ten Mete Zıhnioğlu, Yaşar Kemal'ı bizimle biriıkte Cafe Des Deux Magots'ya g<.ytürmüştü. Yaşar Kemal bır yandan Jambonlu sandviçım yiyor, bir yandan da ödülie ü gılı vorumlar yapıyordu. Odülden konuşa konuşa onu içıne sindinyordu. Cafe Des Deux Magots'da sütlü kahveler içılirken Sman Fışek'i bekliyoı1duk. Fışek, Yaşar Kemal'e ödül veren seçici kuml Uyelerınin yaşam öykülerini Retırecekti. Yaşar Kemal. büvük bir özenle verilen ödülün nıteliği üzerine saglam bilgiler elde edinilmesine yardımcı oluyordu. Y Laurence Olivier hayat öyküsünu yazdı Servisı Unlu tıyatro ve sırema oyuncusu Laurence Oliv.er, «Bir Oyun cunuıı itirafları» adıyla hayat oyküsuıiu yayımladı. Son birkaç yıldır ağır hasta olan sanatçının kaleme aldığı l u uzun kıtap, Ingıltere'mn tıyatro ve sınema çevrelerinde bır tür vasıyetname olarak değerlendırıldi. Laurence OHvier'nin kıtabında ya.nn dostlanna ve meslektaşiarına pek az yer ayırmnsı şaşkınlıkla karşılan dı. Olivier döneminin en büyuK oyuncularmdan John (îielgufTdan nırkac cumleyle soz edıyor. Kn eski dostu ve geno tanmmış vvuncıılardan Raiplı Richardson'ı ıse yalmzca soğuk ve resmı sozler le anıyor. nuşan Jean d'Ormesson ayrn zamanda ıyi bir konuşmacı. Tonlamasmdan jestlerine varıncaya kadar ödülün ve Yaşar Kemal'in önemini belirttı. Şiirsel bir dille şiirli bir romancıyı anlatmayı başarmıştı. Yaşar Kemal, Madam Duca'dan ödülünü aldıktan sonra çok az konuştu. Hazırladığı konuşmanın Fransızcasmı AU tan Gökalp okudu. Altan Gökalp bir etnolog. Nanterre ve Sorbonne Üniversitelerinde de ders veriyor. Yaşar Kemal'ın sövlediklerini; anlavarak, duya rak çevirdiÖdül törenînden sonra konuklar büfede agırlandılar. Kalabahktı töven. tstanbul'dan filmci Arif Keskiner oradan da Korsika'daki film senligme geçti Okay Gönensin • Cumhurivet'in Yazı tşleri Müdürü, Berlin'den tören icin burava gelmişti, . Hıfzı Topuz . TJNES CO'daki başanlı yazanmız ko şup gelmişti kırk vıllık "dostunun ödül törenine ama üNESCO nezdindeki Büyükelçimiz ve Paris BUyükelçimız onurlandırmamışlardı, verilen bilgive göre ikisi de hastaydı. umarız ki rvileşmişler, şifayap olmuşlardır. Abldin Dîno Güzin Dlno, dostlannı bugün de valnız bırakmamışlardı. Abidin Dino bir vandan da Korsika Film Şenliğindeki seçici k,urul üyeliğine vetişmenin telâşı içindevdi. Genç yaşta vitîrdigimîz Kos^a Daponte'nin esi Athena Daponte, Mişel Perlman da töreni izlivorlardı. Barbra ve Güneş Karabuda da İsveç'ten bu can dostlannı kutlamaya gelmişlerdı. Yaşar Kemal, ödül belgesinî kaptıŞı gibi Abidin ve Güzin Dıno'lara gitmış. «îşte». dem*s, «Abidin bey, artık benîm de Del Duca Vakfı, Italya'da 'Yaşar Kemal Sergileri,, açıyor PARİS (Cumhuriyet) Yaşar Kemal'in Paris'te aldığı «Del Duca» ödülünü düzenleyen Vakıf, İtalya'nm çeşitli kentlerinde «Yaşar Kemal Sergileri» açıyor. * ' ' Romancımızın çeşitli dillerde yayınlanmış kitaplan ve fotoğraflarından oluşan sergide önce «Ince Memet»in ikinci cildi de Italyanca yaymlanmış olacak. Bu arada Ztilfii livaneli de, Yaşar Kemal'in bir öyküsünden yola çıkarak «Menekşe» adlı bir müzikli oyun hazırhyor. dıplomam var». Sinap Fişek, hem ödül törenini ızliyor hem de bir yandan Yaşar Kemal'le Herald Tribune için yapacağı konuşmanın sorulannı kafasında oluşturuyordu. Zülfü Livaneli ile kansı Ülker Livaneli konuk. larmı sanki ödul töreninde bile agırlıyorlardı. ödül töreni bıtmiştı ama Yaşar Kemal'li günler bıtmemişti. Artık bır kez ödül coşkusuna bız de kendımizi kaptırmıştık. Aksam televizvonda Yaşar Keraal'ie yamlacak konuşmayı bekliyorduk. 23.15'de televizvonda Altan Gökalpie biriıkte gözüktü Sorulara net karsıhklar veriyor, televizvoncuların kımi zaman kendisini sıkıştırmak istedıkleri darbogazlardan, tuzaklardan ustaca kurtuluyordu. Yaşar Kemsl ıçm Pans'te va. şam bıraz sakınleşti. Londra'ya gıd»ceği ve vaymevi VVnters and Readevs'in vavınlayacağı yeni kitaülan düsunüvordur. (İngilteıe'nin önemlı vavmcıîanndan Writers and Readers Frankfurt Kitap Fuan için hazırladığı kataloğun kapaŞına da Yaşar Kemal'in kitabını kovmuştu.> Ödüle gelenler döndüler ama ödülün yankıları sürüvor. Ya. şar Kemal kasım basında Jacques Lang'la (Fransa Ktütür Bakanı) yemek yivecek. Gazetelere konuşmalar hazırlayacak. Unutmayım. Bütün bu işler arasında Yaşar Kemal, Tılda Kemal'i Roma'ya götürebilecek mi? Öy'.e dıyordu Tılda Kemal Roma'yı görmek istivorum. AVRUPA ONLARI İSTİYOR. Zuifü Livanelinin Maria Faranduri'yle kurduğu uyumlu çahşnıa arkadaşhğı, bir Avrupa turnesiyle sürecek. Sonra da yeni bir plak. Zülfü Livaneli, FarandurVyle bir Avrupa turnesine çıkıyor PARİS, (Cumbınivet) ZülfU Livaneli'nin Maria Faranduri'yle yaptığı plak, Yunanıstan'dan sonra bütün Avrupa'da da satışa çıkıyor. îki sanatçı aralık ayında Atina'da bır dizl konser verdikten sonra Avrupa turnesine çıkacaklar. Korsıka'nm Bastia kentinde düzenlenen «Birınci Akdenız Kültürlerı Film Şenlığı»nm acılış konserinde de sahneve çıkan iki sanatçıdan Faranduri, Peyo Dorakıs ve Hacıdakis'in şarkılannı okudu. Ardmdan ZülfU Livaneli, sekiz kişilik arkestra eşliğinde yedi şarkı söyledl. Konserin son bölümünde iki sanatçı birlikte Zülfü Livaneli'nin on iki parçasmı söyiedller. Izleyenler tarafmdan «Akdeniz ortak müziğinin çarpıcı bir BmeŞi» olarak nitelenen konser, Fransız televizvonu tarafından ilerde Rösterilmek üza re banda alındı. Şenlige katılan üç Türk filminin de müziklerini yaoan Livaneli. Tunuslu, Filistfnli ve Maltalı sinemacılar dan da film müziği hazırlamak üzere teklif aldı. LtVANELt'NtV BtR PLAĞI DAHA ÇIKACAK Zülfü Livaneli, Akdeniz ezgilerinden olusan yeni bir ılagın hazırlıklarını da öbür yandan sürdürüyor. Bu plakta ver alan şarkılar, Yunanistan'da Haris Alexiu tarafından okunacak. Livaneli ayrıca bu par» çalann tnprtlizce ve Fransızcalan üzerinde de çalışıvor. s u sıralar beste cahsmalarına afhr lık veren sanatçımız, ancak kendi parçalarmı sfîlendiren solistlerle konser verivor. 'Ve tren durdu...,, Kültür Servisî Sovyet iilmlerde genpilıkle lyıler kotülere üstun gelır, ulusal kurumlar hep namuslu, insancıl tanıtılır. Moskova sinemalarmda gösterılmeye başUmn «Ve Tren Dıırdu». bu dlçuye alışılmamış bir bo yut getırdı. Vladimir Ahdras Iıitov'un u fılmınde, taşra> da bır tren kazası anlatılıyor. Kazada ölen lokonotıf suriicüsü bir kahraman ola^ rak tanıtılıv Kazayla ilgili soruşturma yapmaya gelen deteltif, çalışmasınm engellendığmı hayretle görur. Ken tın parti yetkılıJerı riemiryol lan vbnetim:vle ışbirliğı yaparak soruşturmayı hasır altı ederlsr Sünicünün sorum luluğu buyük oldugu halde gerçek ortava cıkarılmaz. Ca nından bezen detektif de so ruşturiRayı kesıp kentten aynlır. Fılmde Sovyet demiryollan nın kıyasıyn elestiriltnps] en şaşırtıcı ve alıçılagelmısm dı şmdaki nokta. Ama seyircının de fılme fazla ilgi gösterdigi vok. Hatta Kiev Sine masmdan çıkan bir seyircinin tepkisi de ilginç «Hadl canım seıı de! Biınlann hepsini çoktandır bilivorıi7!» diye bagıran bu lnçi, film konusundakt genel yargıvı özet liyor. Rembrandt'ın 4 4 tablosu sahte LEYDEN, <a.a.) Amster dam Sanat Tarihi Üniversıtesi profesörlerinden Joseph Bruyn, ünlü ressam Rembrand'ın ilk dönemlerine aıt olduklan bîlinen 44 tablonun, ünlü ressamın elinden çıkmamış olabileceğini öne sürmüştür. Profesör Bruyn, Rembrandt'ın İlk dönemde yaptığı 93 tablo arasında yer alan bu yapıtlarm, ressama ait olmadıklannı, söz konusu 93 tablodan yalnızca 42'sinin Bembrandt'ın yapıtı olduğunu büdırmiştir. Prctf. Bruyn, 1968'de kurulan ve HoUandalı uzmanlardan oluşan «Rembrandt Araştırma ProjesUnin önderliğini yapmaktadır. Bruyn ve ekibi, yıllardır, çeşitli ülkelert dolaşarak, Rembrandt'ın gerçek yapıtlannı taklitlerinden ayirt etmeye çalışmaktadır. Onuç ekun saat 12.UU'de Yaşar Kemal'ı bırakmıştık, Madam ve Mosyö Gallımard'm oğ le vemeğme çağrılrvdı. Yayıncısmuı evmdekı vemeğın çok guzel geçtığını, latm orta yere selıo dolandığını anlatfı bıze akşam. Akşamı ıple çekıvorduk. Yaşar Kemal'le biriıkte bır akşam vemegı yıvecektık. Yaşar Kemal, Seıne neüri kıyısmdaki Le Voltaıre lokantasını salık verdi bıze. Dört kışi ıdık. Yaşar Kemal. Zülfü Lıvanelı. Garbıs Keşişoğlu ve ben. Bırmc madde Anadoluvdu, Anadolunun serüvenıvdı, Yaşar Kemal vazdıklanndan çok daha fazla vazamadıgı olduounu söylüvor adeta konulardan bıze bırer kesit sunarak srüzel vemegin vanısıra bır konular zivafetl çeldvordu. Ödüle bir gün kalmıştı ve saat 10'da ZUlfU Livanelı'nuı evmde buluşmak üzere sözlegerek aynldık. Yaşar Kemali hep baükçı kazaSı ve den ceketl ile gi> renler ödül törenıne giderken gıydlklerini yadırgavacaklardı. Baltk satı kahverengi hir ceket, giymiş, bevaz gömlek üstüne de kahverengi bir kravat takmışta, okula başlayan bir ö*reneinin Eiyimine eösterdiei özeni simgelivorduTören ordusu ZülfU Llvaneli'nin kahvaltı masasında saat dokuzda hazır olmuştu. Saat dokuz bucukta Duca Vakfı blnasının merdivenlerinden yukarı çıkıvorduk. Yaşar Kemal, Bdül kazandıÇında bu binada kalmasi önerilmlş ama onlar bu görkemden bacmıslar dostlan Zülfü LlvaneH'nin evlne eitmlşlerdi. Hak vemez adamdır Yaşar Kgmal. ödül konusmasında vef» Nvrolannı unutmadı ve de<4 kj; benlm İlk romanırmn J PranSttcaya çe>cri]mestnl saSiavah Ro«er Caillois'va saveılar sunanm. OnTm ruhuna fldadi adeta bu 6dülü. Seçiciler kurulu adma ko KİMKİME BehicAK James Bond cephesinde hareket var Kültür Servisl Sean Connery'nin yıllar sonra ye» niden James Bond olmayı kabul etmesiyle. Roger Moore'un pabucunun dama atıldığmı sananlar aldanıyor.Çünkü Moore'un başrolünü oynadığı «Octopussy»nin Londra'da çekimine girişil mesiyle Bondlar Savaşı» başlamış durumda. Fılmin çekimi, Berlin, West Point ve Hindistan'da sürecek. Ancak başrol için düşünülen Faye Dunavvay, yakın dostu Terry O'NeiIl'le çalışmayı yeğlediği ve önerilen buyük parayı geri çevirdığl için. başkadın rolünd e Maud Adams oynayarak Öbür yandan, Sean Connery de, Fransa'nm güneyindeki Villefranche • sur Mer kentinde «Never say, never again»e başladı. «Bond lar Savaşı»nın sonucu va seyircinin yargısı merakla! be.kJeniyor'
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle