18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 8 ârtık stdarm bfrikmeri için aç. tığımız çukuran üzerindekl tah tayt açıp baktılar. Tahtayı çuIrtırnn içlne attılar, o sekilde ıesim çektiler. Çukurun irinde herhangi bir şey bulunmamıştır. Bu istem yapıldığı sırada kocam Münür Ağtürk Adapazarı'ndan gelip «nniyete teslim olmuşturj» 10 EKİM 1982 Tutanaklardan partizan davası a Bomba koydular, sonra bulmuş gibi yaptılar,, TKPML Partizan örgütü davasında dinlenen bir tanık evlerinde ele geçtiği ileri sürülen bombayı polis memurlarının arama için geldiklerinde koyduklarını iddia etti. kesln olarak bflemlyorum. Eşim Münür Ağtürk tutuklanmartan evvel ustalara yaptırmıştı. Bir de kireç çtıkuru açıldı. Son radan yapılan eklenti yerlerinde kireç çukuruna doğru çukıır kazılıp su akıntısı sağlanmıştır. Kazılan çukur bunun için açdmıştı, Herhangi bir !?ekilde mağara veya mahsen olarak vapılınamıştır. Polis memurlarının evlmize ük çeldiklerinde kocam evde .voktıı. Idapazan'na gitmişti. Oece ?vde iken polis memurları geldiler. Evi arayacaklannı söylediler, aradılar. Herhangi bir şey bnlamadılar. Ancak içlerinden hirisinin yatak odasındaki komidinin gözfinü açarak eğilip içlne bir şey koyduğunu gördüm. Doğrulduktan sonra <bn bomba neden huraya konmuş) diye bana sordu. Ben de (biz koymadık, sen koydun gözUmle gördüm) dedim. Bnnun üzerine gırgır süpürgesinin sapıyla beni dövdüler. Aşağı inip kömürlüğe bakarai^ız dediler. Kömürlüğu arariılar. Bir şey bulamadUar. Bizimle geleceksin dedller. Alıp evvela Gölbaşı Jandarma Karakoluna sonra da Emniyet Müdürlüğüne götürdüler, (Ya kocan gelir teslim olur, yahut da seni bırakmayız. Kocan teslim olur^a spnı bırakınz) dediler. 20 günlük çocıi£um oldnğu için beni o gece geri getirdiler. Ancak (başka yakın akrabasi varsa onu getirin) dediler. KayınMraderiml götürdüler. Tahminen bir hafta kadar sonra Emniyet görevlileri tekrar geldller. Yukanda sSylediğim gibl kömürlükten fic metre ötedc Mukbil Zırtıloğlu: Sendikalar siyaset dısında olamazlar DtSK Yürütme Kurulu üyesi Zırtıloğlu işçilerin ekonomik, sosyal ve kültürel durumlarııu geliştirmek için demokratik kuruluşlar ve hatta siyasi partilerle güç ve eylem birliği oluşturabileceklerini belirtti. tstanbul Haber Servlsl DtSK davasında 6 ekim günü yapılan sorgusunda DİSK Yürütme Kurulu üyesi ve Oleyis eski Başkanı Mnkbil Zırtüoğln, sendıkalann temsll ettiği i$çilerin ekonomik, cosyal ve kültürel durumlarmı gellştirmek için demokratik kuruluşlar ve hatta siyasi partilerle güç ve eylem birliği oluşturabileceklerinl söyledi. 6 ekim günü 19 kişi halskında ek iddianame ile açılan da vaya sabah I0.30'da duruşma günü veritaıesi nedeni ile, saat 14 için gün verilmiş olan DtSK ana davasına, sabahkı duruşma geciktiği için 15'ten sonra başlandı. 19 kişi için hazırlanan Iddianameaeki birleştirme istemine uyularak verilen birleştirme kararı ile, 62'si 146/1'e göre idam istemi ile, 10'u 146/3'e göre 515 yıl hapis cezası Ue yargılanan sanık sayısı 72'ye çıktı. 24 aralık ta başlıyan davada 6. samk sı rasındakı DİSK Yürütme Kurulu üyesi ve eski Oleyls Sendikası Başkanı Mukbil Zurtıloğlu'nun sorgusuna geçıldı. 1958 yılmda Çınar Oteliade gece resepsiyoncusu olarak çalışmaya başladığını ve o tarjhlPrde sendikacüığa ılgi duyarak örgütlenme çaUşmalanna katıldığını, Türk • îş, yönetim kurulunda ve işkoluuun ulusla rarası kuruluşunda, asgari ücret komit,yonunda, Mllli Prodüktivito Kurumunda görev yaptığmı anlattı. Iş kollannda ki DtSK'o bağU Turiiim tş Sendikasının tabanlarmdan hız la üye çekmeye başlaması ü?erine, sendikanın birlik ve beraberliğini korumak, yetki mücadelesînden işçinin zarar görmesini önlemek için konuyu gündeme getirdiklerini ve tabanm eğüimine, çogunluğa uyarak DÎSK'e katılma kararı aldıklarını DÎSK 6. Ger.el Ku rulunda da DİSK yürütms kurulu üyeliğine seçildigıni bıldlrdi. Siyasal, ekonomik ve sendikal görüşüııe ilişkin soruyu ya nıtlarken, «Tam bagımsrelık ve ulusal egemenlik zemini Üzerinde, cumhuriyetçi, milliyetçi, halkçı, devletçi laik ve dev rlmci görüşe sahibim. Sosyal demokrasiji smarlanm. Ekonomik alanda, özgürlükçü, çoğulcu parlamenter demokraside, DPT doğrultusanda, sosyal devletin iktisaden zayıf olanlan koruduğu uygulamalar olsun tsterim. Sosyal devlet lusanın maddi ve ınanevi varuğım clilediğtnce geliştirmesi ifin lıpr türlü önlemi almalıdır. l'konomîk ve !ivasi düsüncelc rîmi CHP'niu ilkeleri ve 1%1 Anayasasınm ilkeleri ile arıklaj abilirim» ctedı. Sendikalann üjverenier ve siya&i partıler, hükümetıer kar şısmda bağımsiz oîmaları gerektiğini belirterek açıklamasını şöyle sürdürdü: «Sendikalar Batı demokrasllerindr olduğu gibi grevi en geniş hak olarak kullauabilme Udirler. Sendikalar temsil etti ği işçilerin ekouomik. sosyal \c kültürel durumlarmı Keüştirmek İçin demokratik kuraluşlarla ve hatta siyasi partiler Ue güç ve eylem birliğmi oiuşturabllîrler. Bu uluslarar rası sendikacUık Uteratüründe, sınıf sendikacüığı, özgür scndikacıbk, aynı zamanda dev* rimd sendikacılık olarak tanım!anır. Sendikalar siyaset dışuıda olamazlar. Çunkü ekonomik, sosyal olaylarla siyaset arasmda biriuci derecede irtibat var dır. Bn nedenle »«'nıiikalar, sendikalar yasasınm lt> mad> t'esiniu çizdiği smırlar ıınıde, peael olarak siyasal ıktidara sahip olmayı amaçlamak dışm da, siysset ve siyasal partilerle yakinen ilgilenirler. İşçilerin ekonomik ve sosya) üaklannj arka çıkan tktidarları des teklerler. Bunun aksine davra> nan iktidarlan eleştirirler ve gerektit>inde düşürülmelerl içîn, demokratik usullerle ve yasal çerçevede kamu oyu olusturnlması uğrası verirler. tşçilerden yana siyasal partilerin iktidar olmalan için çabşırlar.» Duruşma Yargıcı Çetin Gfive ner'in «Nasıl?» sorusuna «demokratik yollardan kamu oyu oluşturarak. A partlsi iktidarda, îşçi suufı aleyhine kararlar veriyor. Toplantılar yapıbr, bu kararlar teşhir edilin» yamtını verdi. Birleşmiş Milletler'm kuruluşu ÎLO'nun bu konuda, Ülkelerin uyması için tavsiye karan olduğunu, sendi kalann siyasetle uğraşmaları gereğinin vurgulandığını belirt ti. ANKARA. (Cınnhariyct Bürosu) TKPML Partizan davasında dinlenen Bayan tanık, evlerinde arama yapan polislcrin kendilerinin koyduklan bombayı anında bulmuş gibi gdsterdiklerini söyledi. Ankara Sıkıyönetim Komutanhğı (3> Numaralı Askerı Mahkerneslnde 5 Eklm'de yapılan duruşmada tanıldar dinlen«Jt. Sanıklardan Münür Ağtürk' tin eşi Atlalet Ağtürk tanık olarak verdiği ifadesinde tutanaklara geçen blçimiyle şunları söyledt: tGölbaşında bulunan evimiz Ud oda bir salon icli. Sonradan eklenti yaparak banyo ve tuvalet kısımları yapüdı. Tarlhlni Adalet Ağtürk'ten sonra tanıK olarak dinlenen Münür Ağtürk' ün kardeşi Ramazan da, «Kendislne ağabeyinin nerede oldıığununtm sorulduğunu ve bilme dlgini söyleyince üç dört (fün Emnlyette alıbonulduğınra» söy ledl. Tanık Ramazan Ağttirk, poHslerin kendisine boş kağı? irozalatttklannı ve kagıtları son radan doldurduklarını ileri sür dü. Tanık Ramazan, tutanaklara geçen biçimiyle şunlan söyledl: «Arama tutanağında yanlaıı hususlar doğru değildir. Arama yapıldığı sırada ben yoktuın Kömürlükte arama yapıinnj ise. haberim yok. Arama tuta. nağmda bahsedilen çuknr içinde bazı şeylerin balunduğu yazıh ise de bu sıralarda yani restmler cekUdiğindp. arama yapıldığmda hen yoktum. Tutan3gı imza etmek zorunda bırakıldım.» Atabek: Somut bir suçlama yok Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi Başkam Dr. Erdal Atabek, «Vicdanın da yaptığı yargılamada yaşamının her dönemi için suç işlemediğine karar verdiğini» söyledi. tstanbul Haber Servisî Barış Derneği Davasında, 23 eylül günü yapılan sorgusunda Türk Tabipler Bir liğl Merkez Konseyi Başka m Dr. Erdal Atabek, önce vicdanlannda, sonra mahke rae önünde ve de tarih tarafmdan yargılandıklannı söyledi. Ama, tarihln sadece yargılanan insanı değil. herkesl yargüayacağını belirtti. Kendi vicdanında yaptığı yargılamada sa dece suçlama konusu edllen çalışmalarından değil, yaşamının her dönemi için suç işlemediğine karar verdiğini blldirdl. Erdal Atabek, sllahlanma, özellikle ntikleer silah lanmanın ulaştığı tehlikeli boyutları örneklerle açıkladıktan sonra, silahlanma harcamalarırun ekonomik kalkınmanın önüne dikllen önemli bir engel olduğunu anlattı. özellikle az gellşmiş ülkelerin giderek artan askerl bağlantıları, öz savunmaları dolayısıyla, ulusal ekonomik kaynaklarını silahlanmaya harcamak zo runda kaldıklarını belirttik ten sonra devamla şöyl« dedi: «Burada bir noktayı açıklamak istiyorum. Bizim silahsızlanmayı desteklememiz, hiçbir zaınan (bütün dünya silahlansın. biz silahlanmıyalım) demek de gildlr. Böyle bir iddia man tık dışıdır. Dünya silahlanırken TUrkiye'nİn de sllahlanması kaçımlmaz bir zorunlulnktur. Ama, silahsızlanma dünyanın sorunu dur. Bu sorunun Türkiye için çözümU, dünya için çözttmüne bağlıdır. Bizim istediğiıniz btitun dünyanın silabsızlanmaya gitmesi. bi zim de onlarla birlikte hareket etmeınizdir.» Atabek daha sonra, dünyada silahlanmaya ve insan sağhğına ayrılan fonlardan karşılaştırmalı örnekler verdi. Kanser dahil, insanlığm düşmanı olan birçok hastahğın yenilmesl için yapılan tıbbi araştırmalara ayrılan fonun askeri araştırmalara ayrılan fonun sadece 1/5*1 olduğunu anlattı, «tşte bugün dünyayı, barış için silahsızlanma prensibine yönelten önemli faktörler bun lardır. Bu yönelişi bir tek devlete, bir tek merkeze, bir tek siyasal görüşe bagla mak fl«n derece yanhştın» dedi. tddianamede, NATO konusunun eleştirilmesinin suc sayıldığını anımsatarak, NATO'ya glrmenin ne den zorunlu olduğunu ve NATO'dan çıkmak istemenın hangl yasanm, hangl TUTANAKLARDAN BARIS DERNEĞİ DAVASI maddesine göre suç sayıldı ğını anlıyamadığmı söyledi. Ülkelerin dünyadaki as keri paktlardan ya birisine, ya da öbürüne glrmek zorunda olduklarma inanmadığını belirterek. Kurtuluş Savaşı'nın «tam bağımsızlık» ükesinin rehber kabul edilmesi gerektiğini savundu. Açıklamasını şöyle sürdürdü: «Herkes de bîlir ki. bir NATO Ulkesi olan Fransa NATO'nun askeri kanadından çıkmıştır. Hem de General de Gaulle'ün iktidar döneminde çıkmıştır. Acaba General De Gaulle bu bareketiyle Sovyetler Birliği yanlısı mı olnıuştnr? Bizim Atatttrk'ten devral dığımız en önemli miraslar dan birisi ulusal bağımsızlıktır. Askeri paktlara karşı olmamız, barıştan yana olmamız ve ulusal bagımsız lık kavramına sahip çıkrna mızın sonucudur. tddlanamede yer alan (ulusal bağımsızhğın TKP' nin yakın amacları oldnğu) biçimindeki iddlayı ay rıca cevaplandırmaya gerek görmüyorum.» Erdal Atabek devamla id dianamenin kişiliklerlnin suçlanmasına ilişkin bölümüne değindi. Devlet yıkıcılığıyla suçlandıkları İçin kişiliklerinden de söz etmek zorunda olduğunu belirtti. Yaşamının devlete hizmet etmekle geçtiğinl. 26 yılın ö yılının 1. dereceden devlet yöneticiliğinde geçtiğtni. SSK Müdürler Kurulu üyesi. SSK Genel Müdürü, Sos yal Güvenlik Bakanlıgı Müs teşarı, uzun yıllar SSK has tanelerinde doktor olarak çahştığını, Kalkmma Planlarmm birlncisinden, dördüncüsüne kadar özel ihtisas komisyonu üyeliğlnde bulunduğunu. 14 yıl Yüksek Sağlık Şurası üyeliği yaptığını birçok kez devleti yurtlçl ve yurtdışı toplan tılarda temsil ettiğini, yaşamı boyunca devlet hlzmetinde bulunmuş bir klsinin devleti yıkmakla suelanmasmın devlet açısından da tallhsiz bir suçlama olduğunu anlattı. «Gö rülttyor ki, Barış Derneği içlndeki çalısmalarımızm suçlanmasına ilişkin iddialar maddl delillere dayantna makta, bu çalıçmalar içlnde bana şalısen yöneltilen somut bir suçlama bulunmamaktadır. tçinde suç unsuru bulunnıayan '•Barış Dernegt Ue ilişkisiz konuşmalanm delil yerîne konarak suçlanmaya calışılmak tayım» dedi. SÜBECEK POLİTİKA Vt Mehmed KEMAL Akıl Özgürdür biter gibl olduğunda, halkm özgürlUğü alınır, paralar dovizler gene soylulann olur. Biraz bolluk olduğunda halka gene özgürlük verilir, paralar, dövızler gene cebe... Halk tembeldir. Fabrikacılar ve sermayeciler çalışkandır. Tembellerin parası olmaz, çalışkanların parası olur. Parası olmayanın sözü de olmaz. Hem söz söyliyecek de ne olacak? Sözle karın doyar mı? Tencere ancak para ile kaynar. Herkesin parası olursa zenginlik, soyluluk ne işe yarar? Bazı tilkelerde sermayeci ve fabrlkacı sıkıştı mı, birini bulur, toplumun sevgilisi diye tanıtır. Halkı meydanlarda toplar, «özgürlük istiyoruz!..» diye bağırtırlar. Boş mideleri özgürlükle doyururlar, paraları. dövizlerl gene cebe atarlar. Özgürlük, demokrasl içindir. sermayeci ve fabrikacılar İçin değildir. Onlar sermaye biriktirirler, fabrika kurarlar. Demokrasi ve özgürlük halk içindir. Halk sermaye biriktirir, fabrika kurabilir mi? Hem halk özgürlüğü doğru dürüst kuîlanabiliyor mu? Verildîginde tadinı kaçırıyor, sermayeye, fabrikaya karışmaya kalkıyor. Bazan tadı kaçınca özgürlükler altnmalı, fabrikacılar ve sermayeciler güçlendirilmeli. Sermayeciler ve fabrikacılar semizlenlnce. özgürlükler yeniden verilmelidir. Bir almmalı özgürlük, bir verilmell kl tadı çıksm!.. Halk tembeldir, soylular çalışkan. Halk, aptaldır, soylular akıllı... Halkm aklı başma gelir gibl olduğunda akıl tutuklanmahdır. Akıl tutuklanmazsa, akluı değerl nasıl anlaşılabillr? Düşünce özgürdür, halk düşünmemelidir. Onların yerine fabrikacılar ve sermayeciler düşünürler. Halk düşünürse, düşündüğünü eyleme geçirebilir. Düşünce, eyleme geçirilemez. Eyleme geçirilirse düşünce halk yanılır, yasaların dışma taşar. Düşünce özgür, eylem yasaktır. Yasaları soylular yapar. halk ona uyar. Halk. tembeldir, soylular çalışkan. Halk yasa yapmaz, soylular halk İçin yasa yaparlar. Halk soylularm yaptığı yasaya uyar. Tarih, eski Yunan ve Roma'dan başlar. Eskl Yunan ve Roma'da akıl özgürdür, soylular kullanır. Köleler hep vardır. Tarîhten söz edilirken, nedenae, Kalde, Elam, Akat, Mısır'dan değil de Yunan ve Roma'dan başlarlar. Yunan ve Boma'da köle ve kölelik vardır ama, akıl özgürdür. Neden köleler özgür değil de akıl özgürdür? Üstünde çok kafa patlatmışlardır. Ortaçağ'da köleler dururken, aklı hapse atarlar. Neden atarlar? Belki işleri ve köleleri karıştırdığı için... Dinler ortaya çıkar. Kiliselerde ve eamilerde örgütlenir. Kralları, padişahları, imparatorlan egemenliğine alır. Arkada din, önde krallar, padişahlar, imparatorlar özgürdür. Boş durmaz insanolğu, rönesans ve reformu îcat eder. Dinler biraz geri çekilir, akıl öne geçer. Krallar, imparatorlar, şahlar, padişahlar hakh, halk haksız olur. Başkaldıran ezilir. Neden krallar, İmparatorlar. şahlar, padişahlar, şu ya da bu yöntemle başa geçenler hakh olurlar da. halk haksız olur? İnsan zihni tembeldir, kendint fazla yormaz. Onlâf hakll oTdukları. hakh doğduklan için hafclıdırlar. Haksızların sözü geçmez. .^,0 Çağımızda, bazı ülkelerde. kralların, lmparatorların, şahların, padişahların yerini fabrikacılar ve sermayeci ler almıştır. Krallan, İmparatorlan. şahlan. padişahlan parmaklannda oynatırlar. «Şu kadar bin klslye ekmek ve ls verlyorum.» «Onlar sana ne veriyorlar?> «Sayemde geçiniyorlar.» «Işinl de, aşmı da lstemiyoruz, derlerse?» «Diyemezlerjı «Ya diyeceklert tutarsa?» «Aç ve işslz kalırlar.» Krallar, imparatorlar, şahlar, padişahlar soylu kişilerdir... Ya halk' Halk soysuzdur. Halk, egemen olamaz. Krallarla, imparatorlara, şahlara, padişahlara dua eder. Demokrasilerde ise dua edeceklerine oy verirler, dört yüda, beş yüda bir... Yasalar. krallar, İmparatorlar, şahlar, padişahlar içindlr. Halk yasalara uyar. Uymazsa, yasalara başkaldırmış olur, başları kesilir. Arada bir halka özgürlük vertlir, soylulara da döviz, para... Para, döviz SÜRECEK ÜNİ ÜNİVERSİTE SINAVINA Sınava Doğru 'NUN (5O YLoncE 10 EKİM 1932 Türk diline dil uzatanlar! Dil inkılabmın manasım anlamayan ve yahut anlamak istemeyen bazı kimseler .belki soğuk şakalar yapmak İçin, belki de irticai bir zihniyetle, ortaya asılsız şayialar çıkarmışlardır. Sözde, bundan sonra beklemek yerine dürtüklemek, selamlamak yerina kazıklaınak vs. diyecekmisiz. Anlayışı kıt olmayan insanlar der hal farkederler ki bunlar münasebetsiz ve tatsız soğuk ve iftiracı birer alaydart başka bir şey değildir, hatta baslt nükte olarak bile kıymetlerl yok tur. Belki de aramızda yaşayan düşman ve yabancı kimseler tarafmdan uydurulan bu rivayetlere, göğsünde Türk yüreği çarpan hiç bir yurttaş inanmamalıdır. Dil inkılabmın başmda ve Gazi'nin izlnde memleketin bütün münevverleri vardır. Gaye bir sürü ölü ve ruhsuz kelimeleri dilimize sokmak degil, bilakis, halkın dilinde yaşayan. yurdun her köşesinde bugün de konuşulan. fakat edebi lehçeye ve yazı diline geçmemis binlerce Türk sözünü yasatmak. sevdirmek ve bu sözleri bilmeyenleri ısmdırmaktır. Halkımız Türk DU1 Tetklk Cemlyeti tarafmdan yapılacak neşrlyata kadar bu igrenç rivayetlere kulaklannı tıkamahdır. Bu neşriyattan sonra görü lecektir ki o çirkin sözlerin hiç biri yeni lügatlerimizde bulunnuyacakbr. Bu rivayetieri cıkaranlann takibata ugrayacaklannı da haber almış bulunuyoruz. Türk diline dil uzatanlar cezasız kalamazlar ve kalroamahdırlar. # Merkez Bankası'nın bir kararı Ankara 9 Merkez Bankası Vilayetlerde hisse alıp da henüz taksitlerini ödemeyenlerden bu taksitlerin nizamname mucibince faizi ile blrlikte alıamasmı kararlaştırmıştır. Sınava HER PAZARTESİ BAYİLERDE TECRÜBELİ ÖGRETMEN KADROSU İLE HAZIRLANIN SINAVA DOĞRU' ya abone olursanız tasarruf edersiniz. SINAVA DOĞRU' nun "Türkocağı cad. 3941 Cağaloğlu İSTANBUL" adresine 1.650 TL. gönderinf26 sayısı her hafta adresinize gelsin, fgünün ilanlarr) # Anadolu'da oturanlara müjde! tstanbul'dan getirmek istediğiniz kadın, erkek kumaşı, çorabı, ayakkabı ve her türlü arzu ettiğiniz eşyayı hatta bir mendll dahi olsa toptan fiyatına derhal gönderilir. İstanbul'daki bılumum işleriniz takip ve süratle intaç edilir. İstanbul Yeni ami Caddesi Makulyan Han No: 16. Mektubunuza 6 ku ruşluk pul koymayı unutmayımz. 40 sayfa 75lira
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle