26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
• Sahibl: Cumhuriytt UatbasoılıJt v* Gazeteotlik Ş adına NADİR NADİ w • Genel Yayın MUdUrtl OKTAV KL'KTBÜKE • Sorumlu Yaası Işlerı MUdurtl: BÜMCNT DİKMENFR • Basan ve Yayan: CrMHÎTRtYET Matbaacıiık ve Gazetecillk T.A.Ş. Cagaloğlu, Halkevi Sok. No.: 39 41 TELGRAF ve MEKTUP edresi: CUMHURİYET tSTANBUL Posta Kutusu Istanbul No: 24* Telefonlar: 22 42 ! ) VI 42 96 H 22 42 »7 22 12 »8 22 42 D » BAS1N A T . I T TA C TASAStVA UIMAVJ TAAHHÜT EUBB • İÎÜROIAR: Ankara AtatUrk Buivan Yener Apt. Yenişehlr Tel: 17 74 VI 2S 57 01 • İZMtR Halit Zıya Buivan Nü. (iâ. Kat. 3. Tel.: 13 12 30 12 47 O * ADANA H Atatürk Cad. Uğurlu Pasat. Telj 14550 19731 AJRONE ve tlAN ATLAR: 12 • I l Yurtiçı : 540 370 13S 45 Yurtdışı: 990 4»6 247.5» 82.50 Ülke gruplarına ve ağırlığına göre ııçak fnrkı okuyucu tarafından aynca ödenlr... Be«Uk (MAKTU) .. „ „. „ „ „ 150 Ura 2 I v« 7. Sayfa (Stnüml) . » » . 170 4, 5, «. Sayfa (Santlmi) 1U 4 ölüm Mevlıd Teşekkür (5 Santlmi) ... S O O Nişan Nikâh Evlenme Dogum ... 25ü Yayın Havatı <KFXtMESl) 4.KaviD (KELtMFSl) I. TAKVİM 15 MAYIS 1»76 GUneş Ögle Iktndt 5.41 13.10 17.06 Akşam Yatsı îmsak • 20.19 22.10 3.41 Türkiye îslâtn r (Baatararı 1. «ayfada) Bifttik gözlomcUer, ronlerın kurulması karan genel kuruldan geçse dahi fonlara en yüksek düaeyde iştirakçt olacak Suudi A«ıbistan, Kuveyt ve Arap emirliklerinin lçten davranmamalan durumunda kuruluşların lcagıt Uaerinde kalabllecegini belirtraislerdir. tarafından Kur'an ve hutbe okunnıuştur. Sultanahmet Camiindelci namaz başından sonuna kadar l"V aracılıgıyla yurt içinde ve yurt dışında naklen yayınlanmıştır. Yurt dışına renkli olarak verılen namaz, Kurovizyon kanalıyl» konferansa katılan bir çok Ulkede aynı anda yayınlanmışıır. Namazın sona ermesinden ıonra halkın büyük tezahüratı araaında camiden çıkan delegeler MHP lideri Alpaslen Türkeş'in verdiği öğle yemegi lçin riilton Oteline hareket etmişlerdir. TUrkes delegelere verdiği resmi yemekte bir konuşma yapmı» ve «Bu konferansta gerçekçilikle, idealizmi telif etmenin yolunu arayacağız» demiştlr. îslfttn Ulkelerinin en atratejik yerlerde bulunduğunu ilerl süren Türkeş, konuşmasını söyle •ürdUrmUştür: «Bugün memleketlerimizln birbirine benzeyen ve benzemeyen dahili ve harici meselelerl vardır. Bu meselelerde Islâm ülkeltri birbirlerine kardeşlik elini uzatmalıdır. Bu arada yabancı düşünce ve inkarcı emperyalist ideolojilerln baskı ve ztılmü altında ezilen ve kurtnlusu bizim topluluğumuzda gören Müslüman cemaatlerin meselelerine öncelikle ve samimiyetle eğilmemi» gerektiği inancmı uşıyo ı Kıbrıs konusu Öte yandan Siyast Komisyon dün Kıbrıs Türk Federe Devletlnin bundan sonraki tslâm Konferanslarına katılmasını kabul eden bir karan onaylamıstır. Kıbrıs TUrk Toplumunun ay rıca uiuslararası forumlarda aöı hıkkı olabilmesi lçin çaba <ös terilmesine ılışkın bir karar da Siyasi Komite tarafından kabul edilmiştir. Dışişleri Bakanı Çağlayangil ise dün Mısır Dışişleri Bakanı Mahmtıt Riyad'la bir görüşme yapmıştır. Görüşmede Riyad, Mı •ır'ın özellikle bugünkü biçimiy le kabul ettiği Kıbrıs devletinin bağlantısızlar bloku içindeki ye Tl nedeniyle Mısır'ın temkinli ol duğunu belirtmiştir. Rilindisi gibi, daha ünce TUrkiye, Suudl Arabistan uracıiıgı lle Mısır'm muhalefetten vazgeç mesini istemiş, fakat Suudî Arabistan'ın arabuluculugu bir sonuç vermeyinca Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Faysal, Çaglayangil'in Mahmud Riyad'la görüşmesini tavslye etmişti. Siyasi Komisyonda Kıbrıs görüşülUrken Mısır herhangi olr muhalefet Röstermemiş, ancaK görüşmelerin başında Mısır'ın etkisinde bulurmn bazı Ulkeleıden anlarn degişikliklerine yolaçabile cek karşı görüşler ileri sUrülmüştür. Taslakta Kıbrıs Türk Toplumunun konrefansa katılma Bl, Kıbrıs Müslünıan Türk Top lunıu Liderl toplantılara katılır ve Kıbrıs Tilrklerinin görüşlerint açjklar» cümlesiyle gerçeklejtırilmek lstenmiştir. Ancak ba*ı Arap ülkeleri bu cümleye, «Korıuk nlarak katılır» oUmle*inln eklftnmesini islomişlerdir. Türkiye'nin ısrarı üzerine bu ülkaler rtegişlklikten vazgeçmişler ve Kıbrıs TUrk Toplumunun böylece HyelijH ortaya çıknııştır. Dip Jomatik gözlemciler, bu şekliy le komlsyondan gelen metnin ^e nel kuruldan ıçeçmesi nalinde Klbrm TUrk Toplumunun asil Uyeliğinden dahi söz edjjebilece ğlni ileri sürmüşlerdir. Ru arada Filipinler delegesi, «Kıbrıs Podere Türk Devleti» iba resine karşı çıkmış, ancaic öneri dlkkate almmamıştır. rum.» CHP çığrılmadı Ankara'd» bir demeç veren CITP Genel Sekreter Yardımcısı Hasan Esat Işık. CHP'nin tslâm Konferansına çtgrılmadıgını »öy lemistir. Isık, AP yetkililerinin radyo ve televizyon kanalıyla CHP <iderinin Islâm Konferansma katılmamak için Paris'e gittigtni ileri sürdUklerlni, aslında Ecevit'in konferansa çnğrılmadığı için katılmadığını, siyasi DartiJere günderilen davetiyelerde •görü?meler baslamadan salonun tcrk edilmesi» kaydı bulunduğunu söylemiştir. * istanbul Avukatlar Derneği kuruldu İstanbul Barosu üyesi 23 avukatın hafta başında yaptığı Kurucular Toplantısında kabul edi len tüzük gereğince «İstanbul Avukatlar Derneği» kurulmuştur. Derneğin avukatlık mealegint ve hak dagıtırnı onurunu, düza yini ve etkinliğini sürdürUp geliştirmek amacıyla kuruldugu ve bu amaeı gerçekleştirmek içtn meslekl kuruluşlarla işbirliğl ve yayın, araştırma, arşlv çalısmaları yapacağı, hukukî uyuşmazlık ların çabuk ve etkin çözümü konularında çaba gösterecegi öğreniUıüştir. . ,,. „ Kıırucular Toplantısında Der neğln Yönetim Kwulu'oa: Aw,. Terruh Dereli, Av. Tuğrul B3İçln, Av. Salih Nuri Tüzel, Av. Levent Kip, Av. Saglam Dalaman, Av. DUndar Erendağ, Av. Aytektn Ozan, Av. Aydın Kaeancı, Av, Arif Bilgin; Divan Ku rulu'na ise Prof. Dr. Selâhattin Sulhl Tekinay, Prof. Dr. Kalit Kemal Elbir, Av. Rasih Yeğengil. Av. Hikmet Bodur ve Av. Serdâ Kurdoftlıı seçilmişlerdir. Dün yapılan görev bölümUnde lse, uzun sUre istanbul Barosu Başkanlığı da yapan Av. Ferruh Dereli Yönetim Kurulu Baş kanlığına getirilmlştlr. . «. . FKÖ'nün büroju TKÖ tsmsilcisi Farıık Kaddumi dün ögleyin Dışişleri Bakanlıgı Genel Sekreteri Büyük elçi Şükrü Elekdağ ile bir /«riiçme yspmıştır. GörUşmede. Fl HstinMIerin Türkiye'de açacakları W o y ! a iîgrill t«kn«c konu ların ele almdıjh sanılmaktadır. Bu arada edlnlTen bllgiye göre, Türkiye ile FKÖ arasında • 71 Ö . Ü blr anlasma olmustur. Önlimüzdeki günlerde Ankaraya gelecek olan FKÖ heyetiyla yazılı protokol imzalanacakttr. Bu duruma grtre FKÖ önümüzdekl Haziran ortalarında Ankara'da bir büro açacaktır. Büroda bir eiyasl temsilci ile bir idart m«inurun rnlışaoa*ı ögrpnilmiştir. (Baştarafı 1. uyfada) yer doldurulmuştu. Avlu tamamen dolmuş, kalabalık bahçenin da büyük bir kısmına yayılmıstı. Bunun dışında gene hatırı »ayılır bir kalabalık Sultanahmet parkında «seyirci» poz\ında bekliyordu. Ve ttslâmiyet tek voldur» diye bagıran gazete satıcısınm elindekl TUrkiye gazetesinin manşetinde büyük puntolarla şu dört satır okunuyordu: «Suud: Türklere ucu« petrol vermeyeceğiz.» Oysa «hepimiz tslâmdık», Ustelik «Müslumarüar kardeştiler.» Kendimizi öldürürcesine «Allahü ekber» diye bagırıyor ve delegeleri, «Esselamünaleyküm ve rahmetullah» diye selâmlıyorduk. Polltikacılarımız bilmem kaç ce maziUl evvel bin Uçyüz bilmem kaç tarihinde «Bismillahirrahmanirrahim» diye baslayan nutuklar atıyorlardı. Fakat «TUrkiye» gazetesinin manşetini degis tiremiyordu bunlar nedenss. Delegelerin camiye girişlerl fazla gürUltülü olmadı. Bu hava içinde Kur'an ve hutbe okun du, namaz kılındı. Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı ve Kon feransın en hatırlı konıığu Prens Faysal Bin Saud, Başbakan Demirel'in ynnınıı oturmuştu. Öbür yanında tçişleri Bakanı Oğuzhan Asiltürk oturuyordu. Al paslan TUrkeş ve Necmettin Er bakan doğal olarak oradaydılar. Hemen goze ilişenler arasında eski Dışişleri Bakanı CHP'li Tur han GUneş, Ulaştırma Bakanı ve AP Genel Sekreteri Nahit Menteşe ve artık politik hiç bir »ıfatı olmayan «vatandaş» Kasım GUlek vardı. Namazın sona ermesinden aon ra delegelerin ve politikacılarımı zın camiden çıkışları MSP ile MHP'nin gövde gösterisi çeklinde geçti. Erbakan herkesi ge çirdikten sonra en sona kaldı. Kapıdan çıkışında bir kaç özel görevli halkı uyarıyordu: .Tekbir getirin, tekbir getirin» diye. «Allahüekber» sesleri kapladı ortalığı. Sultanahmet parkında birikmiş halk bir yandan da, «Tek yol iilâm», «MUslüman Tür, Jtiyeıt, «Ayasofya açılsın» sloganlarını yineliyorlardı. Gösterinin önderllgini yapan bazı gençler halka bir de bildiri dagıtıyorlardı bu arada. Millî Türk Talebe Birliği imza. lı bu blldiride halk, Ayasofya'da iklndi namazı kılınacağı sırada, yanında Şeyhülislâm oldugu halde, «Şimdiye kadar ikindi namazının sünnetini kim kaçırmamıs•a imam o olsun» sorusuna karşı «ben» deyip mihraba kosan yirmi yaşındaki büyük Fatih'in nesli olarak, «Fetih Mitingine» çağ nlıyor, «MTTB fçetıçligi 29 Mayıs 1976'nın milletimize DİRİLÎŞ'in başlangıcı olmasını Cenabı AUah' tan ıC. O » dlliyordu.. Konferans Notlan KADDUMt (Baştarafı 1. nayfada» na giden Türkler anlaşmanın kosullarından bıri olabilir mi? Kaddumi Hayır. Anlaşmamız hiçbir koşula baglı değildir. Biz hiç bir Ulkenin iç işlerine karışmak ıstemeyiz ve karışmayız. Soru TUrk hUkümetinin ne gibi yardımı olabilir sizin davanıza? Kaddumi Her dUzeyde olabilir, siyasal destek olabilir. Türkiye'nin Filistin halkının haklı da vasında FKÖ yanında çıkması bir moral destegl olur. Uluslararası kuruluşlarda yanımızda bir dost olur. Soru Bundan sonra da Kıbrıs Rumlarımn gerilla eğitimine yardım edecek misiniz? Kaddumi Blz Kıbrıs Rumlarımn gerilla eğitimine yardım etmiyoruz. Böyle bir şey yok. Bizim hiçbir Ulkenin iç işlerine karışmak lstemediğimlzl söylemiştim. Bu Kıbrıs için de geçerlidir. Soru Bugunkü Türk gazetelerinde çıkan bazı haberlere göre, Konferansta yaptığınız dünkü konuşmada Kıbrıs Türklerini biittin BÜcünUzle desteklediğinizi belirtmişsiniz. Kudduınl Hayır bu haberler doğru değll... Ben, «bagımsız bir Kıbrıs devletinin varhğından ya«. nayız, bu ancak ikl toplumun kar şılıklı müzakereleri sonucu, hiçbir yabancı müdahale olmadan gerçekleşmelidir» dedim. Soru Yabancı müdahaleden kastınız nedir? Kaddumi Amerika ve Ingiltere... Biz Kıbrısta yabancı Uslerin varlığma da karşıyız... Gazetelerde çıkan haberler doğru olamaz. Unutmayın Kıbrıs Rum yönetimi FKÖ'nU sizlerden çok ince tanıdı ve halen bizim orada tem silcimiz var. Blz İkl tarafla da iyi lllşkilerimizi geliştlrmek lsterlz. Soru Ankara'daki büronusu ne zaman açacaksımz? Kaddumi BUronun açılması lle ilgili koşul öne sUrülUrse açmayacağır. Fakat en kısa zamanda açılması için çalışacagız. Soru LUbnan'daki İç savaş konusunda nasıl bir çözüm görüyorsunuz? Kaddumi LUbnan'daki durum Amerikalıların yarattıgı blr oyundur. Biz Filistinliler her ikl tarafa da banşçı bir yoldan çözüme varması için yardımcı olmaya çalışıyoruz. Her iki taraf da oturup. karşılıklı müzakereler le meselenin çözümüne çahşmalı. Soru Türk HUkümetl ile Arap devletlerinin arasındaki iliş kiler uzun yıllardan beri kopuktıı. FKÖ'nün bu kopukluğun Ri derilmesl yolunda bir köprü olabileceSine lnanıyor musunuz? Kaddumi TUrk halkı lle Arap halkları arasında FKÖ'nün köprü olmasını Isteriz. Fakat hü kümetler arasındn hayır. Biz ilk once Türk halkının desteğini ka7.anrr"\k isteriz, bu bizim temel amacımızdır ve Ankara'da temsil cilik açmamızın temel amacı da bııdur. Soru Ortııdogu ve Filistin sorunu için nasıl bir çözüm öneriyorsıınuz? Knddııml tlk once FUlstinll mülteciler kovuldııkları topraklarına dönmelidirler. Sorıı Yani Israilin işgal «ttiği toprakları terkedeceğlne mi inanıyorsunuz? Sonra hangi işgal ettikleri topraklar? Bundnn 30 yıl önce yoktu tsrail devleti. Kaddumi Hayır onu söylemedim. Sadece Filistinlilerin top raklarına dönmesine izin verilme lidir. Bu topraklar Israil içgali altındn olabilir. Soru O zaman ne olacak? Kaddumi Demokratik Pillatin Devleti kurulur. Bunun için de îsrail işgal ettigl Arap topraklarından çekilmelidir. Soru Cenevre Konferansına katılmayı düşünüyor musunuz? Kaddumi BM Güvenlik Konseyinin 242 karar sayılı karan çerçevesinde Cenevre toplantılarına katılmamız söz konusu olamaz. Blze göre Cenevre çok uzak larda. Biz FKÖ olarak CenevTe Konieransının bir Amerikan Is rail ortak oyıınu olduğıına inanıyoruz. Bunun için de Cenevre'ye gitmemlz dUşunUlemeı. Amerika bize karşı hasmane tutumunu değiştlrmemlstltr FKÖtıün «1 Eczacılık (Baştarafı 1. larfada) eak belli gruplar tarafından kuilanılmasından duyduğu kuşkuyu belirtmiştir. Bingöl özetle şunları söylemiştir: «Bu hakkın, sayıları az veya çok diğer bazı öğrenciler lçin kullanılması olanağının bulıınmayışını, lnsan haklarına lndlrilmiş btlyük bir darbe ve hukuk devletine gölge düşüren bir huaus olarak göruyoruz. Şurasını belirtmek Isterlm kl, A.Ü. Eczacılık FakUltesl, zaman zaman çevre şartlarından etkiltnse bile, her düşünceden ögrencinin öğretime uygarca devam etme olanağına kavuştugtı ender fakültelerden birisl olma niteliğlnl şimdillk muhafaza elmektedir. Bunu önemli blr olay olarak kabul ediyor, bu sonucun elde edilmesinde tarafsız öğretim Uyelerinin, hoşgörü sahibi aydın öğrencilerin ve herkesin paylastığı gerçek vatanseverlik ruhunun en önemli etken olduguna Inanıyoruz. Bir taraftan sözde dostlarımız vatan savunmasına ambargo koy mak isterken, diğer taraftan sözde yurtseverlerin Ulkede bilimsel öğretime ambargo koymak istemelerinl, ayni derecede tehlikeli ve nefretle karşılanacak bir olay olarak görüyor, özel hesapları bulunan anarşl tahrikçilerlnin üniversitelerimizden ellerini çekmelerini, bizi öğrencilerimlzle başbaşu bırakmalarını lstiyoruz. Ülkemize üniversitede yaratılan anarşiden daha fazla hlçbir şey zarar veremez, zaman boşuna akıp gitmektedir. Bizim ise kaybedecek bir dakikamız bile yoktur.» Ankara Eczacı Odası Başkanı ümit Tuğcu da eczacınm sadene ilâç satan kimse değil, halkın sağlık konusunda öğrenmek istedijl her şey için başvuracağı bir danışman olduğunu söylemiş, ilâç israfını da önleyerek Türk ekonomlsine katkıda bulunacugını blldirmıştir. Türk Eezacılar Birliği Genel Sekreteri Bener özcan ise, Genel Sağlık Sigortasının blr an önce kanunlaşmasını dileyerek Genel Sağlık Siuortası içinde aerbeıt eczane kesiminin yerini almasını istemlstir. ECEVİT (Ratştarafı 1. Avrupa Ulkelerinden bazı katı kurallara ııyntaları beklenıııektedir. Yalnız dış politlkalarında 4e ğil, iç siyasal celişmelerinde de bu kurnllarn zorlnnmaktadırlar. Amtrikan detantı ABD'nin lanımladığı ve iste diği anlamda yumuşamadu durgun toplumlardan oluşan durgıın bir diinya öngörülmoKtPdir. ABD'nin detant kavramı okonomide dinamik, ancak sosyal vs siyasal alanda durgun bir dünyu anlayışma dayanır. Bu ııedenia de çelişik bir kavraındır. Bu çelişki yalnız ABD'nin güvenligı. sosyal ve siyasal durgunlukta ara masmdan değil, çok ulııslu ortaklıkların kendl çıkarlarını sos yal ve siyasal değişime engel olmakta görmelerinden de İleri gelmektedir. ABD'nin yumuşama kavramında en zayıf nokta işte bu çelişkidir. ÇÜnkü bu çelişki insunlıgın gelişme çizgisi ile bağdaşamaz. Çağımızda değişim hızının devrim boyutlarına ulaştığı düşünülürse, böyle bir çağda yumuşanıayı sosyal ve siyasal durgunluk koşuluna bağlamanın geçersizliği djıha iyl anlaşılır. ABD, tüm ilerici veya kişillkçi akımları, yumuşama sürecine yönelen bir tehdit gibi görme eğilimindedir. Fakat bu statik yumuşama Y.avramı henüz dünyanın her yerinde ııygulanamıyor. NUkleer denge bUyük devletlerin elini knluniı bafiladığı için küçük ülkelerden çogu dahtı çok harrket özgürlügU ne kavuşmuş olmaktadır. Fakat, küçük ülkeler bu özgürlügü dikkatli kullanmak zorundadır. ÇUn kü yumuşamanın dayandığı güçler dengeslni sarsabilecekleri Izleniminl verirlerse. başlarını belaya sokabilirler. Gerçi, nükleer den^e ile elleri kollıtn bağlı büyük devletler böyle bir davranış içine giren kliçük tilkelere knrşı askeri tedbir alamayabilirler ama, ekonomik baskı veya yıkıcı faaliyet tedbirine başvurabilirler. O nadenle. yumuşama dönemlnde küçük devletler kendi ulus lararası sonınlarını banşçı yollar dan ve hızla çözmek sorunlarını sürümcetnede bırakmamak zorundadırlar. Yoksa, yumuşamanın katı kurallarının etki alanı İçine düşmekten kurtulamazlar. Yumuşamayla birlikte dünyada garip bir glzli diplomasi ttirU de ortaya çıkmıatır. İki karşı btiyük devlet Riasındaki gizll bilgi değis tokuşu her iki süper devletle müttefiklerl arasındaki gizli bilgi değiş tokuşundan daha çoktur. Bu yüzden küçük devletler kendi uzerlerlnde büyük devletle rin gizli pazarlıklar yapmalarından ve anlaşmalarındon kuşku duymakladırlar. Bu kuşkuyıı duyan ülkeler kendi savunmaları konusunda daha yeteıli olma gereğini de duymaktadırlar. Bu aksaklıklar günUmUzdekl yumuşama kavramının sonucudur. Çünkü günümüzde detant çoğulcu veya evrensel blr yumuşama değil, ikili hegemonya iemeline dayanan blr yumuşBmadır. İkl blok arasında bölilçUlen ve ikl büyük devletin gözetlmi al tında bulunan bir dilnyada yasamak hoş birşey degıldir. İkili hegemonyaya dayalı yumuşamadan ç.ogulcu ve evrensel yumuşamaya yönelme konusunda küçük (îevletlere ve nt'iıellikle sosyal demok rat veya demokratik sosyalist güçlere büyük ödev ve sorumluluk düşmcklcdır.» (ok uluslu {irketler Tartıç.ma süıesince konuya baglı kalan Ecevit olmuş, diğor kotıuşmacılar ise, detant oolitikasından sonra çok uluslu şirketlerin sorunlarına tasmışlardır. flcevit, bu konudaki müdahaıelerinde ise, «Çok uluslu şirketlerin etkinliklerini arttırdığını» söylerken, Batı'dakl kapitalist toplumlar içinde komünistlerin sloganı olan .Dünya işçileri birleşinlz» sözünün bugün Kapıtalizmin bir sonucu olarak geçsrll olmaya başladığını. eklemlstir. Demokrast ile çok uluslu şırketlerin kapitalist dünyada garlp bir şekllde bir arada yaşadıfiını dikkatl çeken Ecevit, kapitaliîmin zararlı sonuçlarına genı vur mak lçin kapitalist ülkelerde doğan demokrasinin, halkın gücüyle zenginler arasında bir denge kurmak amacını güttUğunü, ancak zamanla kapitalistlerin gUcünün halkın gücüne karsı kuvvetlendig'inl söylemistlr. Gazeteciler Cemiyeti ve TUrkiye Gazeteciler Sendikası istanbul Şubesi Yürütme Kurulu, Hürriyet Gazetesi muhabiri Cengiz Kap kın'ın Bayrampaşa Cezaevi öoünde dövUlmesi olayını yayınladıkları bildirilerle kınamıslardır. Gazeteciler Cemiyeti ile TGS istanbul Şube»i YUrUtme Kurulunun yayınladıkları bildirilerde, kamuoyu adına görev yapan gazetecilere karşı girlşllen saldırıların sonuna kadar izlenecegi belirtilerek, foto muhabiri Cengiz Kapkın'a yapılan saldırıya karaj llgililer göreve çağrılmıştır.. Gazeteciler Cemiyeti ve TGS foto muhabiri Cengiz Kapkın'ın dövülmesi olayını kınadı Mitterand 1977de lürkiye'y» gelıctk Fransız Ana Muhalefet Lideri olan Sosyalist Partisi'nln birlnci sekreteri Mitterand'ı dün akşam zlyaret eden CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit TUrkiye'ye gelmesi için yapılan daveti kabul ettlğini açıklamıştır. Mitterand'la Sosyalist Partısi'nin lokalinde bir saat görüşen Ecevit, junları »öylemistir: «Fransız Sosyalist Partisl'nin değerli liderl sayın Mitterand ile yaptığımız bu ilk görüşme son derece yararlı oldu. Kendisinin, bizi de ilgllendiren bazı sosyal konular ve dünyadaki sosyal, eko nomlk. siyasal gelişmeler hakkın daki demokratik sosyalizm açısından son derece tutarlı olan Körüşlerl benim için çok aydınlatıcı oldu. Fransız Sosyalfst Partisi Ue CHP arasında sürekli ilişki kurmayı kararlaştırdık. Sayın Başkaa" TUrkiye'ye CHP'nin konuğu olarak arkadaşlanyla birlikte gelmesi için yaptığımız daveti kabul etti. önUmüzdeki yıl konuğumuz olarak TUrkiye'ye gelebileceftini söyledi.» Daha çok dünyadaki sosyal va ekonomik gelişmelerle ilgili »orunları ele aldıklarını ekleyon Ecevft, çolc uluslu şirketlerin Avrupa'daki rolüne de değindikleri ni belirtmiştir. BuRün Fransız Radyosunun son açık oturumuna katılacak olan Ecevit, öğleden sonra Türk isçl ve öğrencileriyle görüşecek ve Pazartesi gUntl Pariş'ten Belgrad'a gidecektlr.' KAYIP l.E.T.T. ktmltk kftrtımı kaybettlm. HUkUmsÜBdür. YÜKSEL BABÜR (CunAuriyef. 4124) < Irbakın'ın yımağlnde ı Ekonomik komlsyon Ekonomik Komisyon dtln çalışmalarını tamamlamıstır. Komısyonda Türkiye'nin «tktisadl ili?kileri geliştirınek için bir kuruluş oluşturulması» önerisi ilke olarak benimsenmiş, ancak bu ko nunun çeşitli hazırhklar yapıldıktan »onra öntimüzdeki konferansta karara baftlanmaaı uyRiın cttrUlmUştür. Tiirkiye ve bazı difter ülkeler konterans Uy«si ülkeler arasında sık sık topianarak çnlışacak blr orjran kurulmasını 6ner nıişlerdir. Bütün bu öneriler finümüzdeki konferansta ele alınacaktır.. Türkiye'nin önerdlgl Ankara'idaki blr istatistlk merkpzi kurulması önerisi de degiştirilerek kabul edilmiştir. Kararda enstitUnün Ankara'da kurulması kabul edilmemiş, yerinin ilerde saptan. ması karan alınmıştır. Türkiye'nin önerdiği üye Ülkeler arasında el emefti ve teknoloji riolaçımı kabul edilmiştir. Bu na göre. bundan böyle Uye Ülkeler arasında gerekli isçi gucü mUslüman ülkeler tarafından saglanacakhr. Aynca, teknolojik ve teknik bilgileri Üyeler önre kendl aralarından sağlamaya çalıfacaklardır. Üye ülkeler arasında Rerekainmesi olan Ulkenin işine yarayacak teknoloji bulunursa, bu teknolo.U konferans iiyesi Ülkeler »rasmda saftlanacaktır. Bu teknoloji üyeler arasında bulunmuyorea, d'^arHnn sBftlanacaktır. Erbakan a göre önceki fün tttiftterden .Hicrt 18 CeöteziUl Evvel 1396» idi. Bu tarihl çtlnde, tarihî Topkapı Sarayı yine «tarihi bir gün» yaşadı. MSP liderinin İslâm Konferansı delegelerine verdiği yemek herhalde uzun süre akıllardan çıkmayacak. Önceki gün Topkapı Sarayındaki «Konyalı» lokantasmda bulunan ve yaşları 30'dan asagı olanlar böyle bir şeyl görmediklerini söylerlerken, daha yaşlılan buna benzer bir «yağma»ya 67 eylül olayları sırasında tanık olduklarım anımsadılar. meyen ve bu nedenle ögrenrilik haklannın bir kısmını yahut tamamını kaybeden öğrenciler 1çin af çıkarılmasını istemişMr. Kanun teklifi gerekçesinde bu öğretim yılında, orta ve yüksek öğretim kurumlarında öğreniml sürekli ııksatıcı olaylar meydana geldiğini, pek çok ögrencl lçin bu kurumlarda can RÜvenliği kalmadıgmı, (iğretim kurum lan ve hUkümetin devamı sağlayıcı tedbirler alamadıklarmı belirten Senatör Güneş, bu ne Olaylar 1. ıayfad») (Baıtarafı Navlnn (Baftarafı 1. »ayfaria) anda bayi kârlannı arttırmak, navlun yükselişlerinl karşılamak amacını gütmektedir. Ancak, ou yönde yapılan çalışmaların da bitirildiği ve önerinin Bakanlıklararası Ekonomik Kurulun gündemine getirilmiş oldugu, alınan bilgiler arasındadır. Opr. Dr. HİKMET ARALP Göz Hastalıkları MUtehassısı • Ka<lıWl>', Baharlye *CM* Akbank ilstü Kat 3 No: 303 Tel: 37 09 54 (Muayene saatleri: 16 1») rumdaki öğrenciler için ögrencillk haklarını koruyabilecekleri blr af çıkarılmasını önermiştir. Bir lajla ikl kuj Necmeddın Erbakan blr tasıa ikl kuş vurmak istemiş, yabancı delegeler onuruna verdiği yetn* ğe partl örgütünden de çolc sayıda kişiyi çağırmıştı. llk kariBiklık, bu yüzden Sarayın girişinde oldu. lç kapı önüne birikmiş 500 kişilik Dir topluluk birbirlnl ezercesine ise ri girmek isterken, akşam yemegine gelen yabancı konuklar uzun sUre gerilerde beklema'.c zorunda kaldılar. Erbakan gelma den önce kapı önünde toplu M l a de namaz kılan MSP'liler, MSH heyetinin gelişiyle blrlikte cMüs lUmanlar kardeştlr» temposuyla Topkapı Sarayını bir anda miting alanına döndUrdüler. Bu karışıklık bazı partililerin ııgrasıyla dağıtıldı va sonunda vabancı delegeler de içeri girebildiler. ı Genel Sekreter Yırdımcılıjjı Konferansta seçilecek üç genel sekreter yardınınlarmdan birinin TUrk olması eüilimi gUglenmi?tlr. HillndiSi gibi Uç «enel sekreter yardımcılıjMnın btrl Arap Ulkelerine, ikincisi Afrika Ulkelerine, geri kalan da Arap ve Afrika tllkesl olmayan diğer üyelere aynlmıstır. Üçüncü «rrubun adayı olarak büyük bir olasılıkla halen konferans sekreteri olan Dışişleri Bakanlıgı Personel Daire Ba?kam Yardımrısı Polat Ta$er RÖSterilerektir. Daha önce b\\ Rrubun ad»yı olabilmek için kulis yapan Paklstan. Banglade» ve Endonezya'nın adavlıklarım geri BİacaCı sanılmaktadır.. (Baştarafı 1. sayfada) Göncü, hastaneye kaldınlmışaa da kurtanlamamıştır. Olaylnr sırasmda Metin Şenllk, Atalay Gün cü ve Salih Göncü tabancayla, Muzaffer Ertuğrul da sopalarla yaralanmışlnrdır. Sabah baslayan olayların ögleden sonra da sürmesi sırasında şehre civar ilçelerden minibüsler le bazı kişilerin geldikleri ve l;omandolara katılarak gösteriler yapmaya ba^Udıkları goıillmüştür. Sayıları bir anda kabavan göstericiler, yürüyüşe geçmişler ve güvenllk kuvvetlerinin yetersiz olması Uzerine TÖB . DER lokaliyle Tüm Sağlık Personeli lokaline saldırarak tahrip etmişlerdir. Saldırılar sırasında CHP îl Başkanı Ismet Şahin'in evinin camları da kırılmıştır.. Olayların gelismesi ü^erine as keriyeden yardım istenmiştir. Geç saatlerde olay yerine gelen askert birllkler, sehirde sükune ti sağlamışlardır. Nevşehir'de bütün dükkânlann kapandığı ve durumun gergin olduğu bildirllmektedir. CHP Genel Sekreteri, olaydan sonra Içlşleri Bakanı Oguzhan Asiltürk'e bir telgraf çekerek olayı kınamıştır. CHP aynca Nev aehir'e bir heyet göndermlsttr. Nevşehir'de (Baştarafı 1. sayfada) nundarı geçiıilerek C. Senatosu ve M. MocliMnce de kabulü ve Cıımhuıbaşkanının imzasından lonra, Resmt Gazetede yayınlanmasıyla yürürlüğe girmesi halinde bu tayinin yapılabilecegi yasalar geregi iken, bu yasalara uyulmadan Hava Kuvvetleri Komulanhgına bir korgeneralin asaleten tayininm nasıl yapıldığının «özlU olarak MİUİ Savunma Bakanı tarafından cevaplandırılması içtn gerekli işlemin yapılmaBinı saygılarımla rica ederim.» Tnnçkanat Alpkaya davası yargıcı, Soruşturma Kurulu ile ilgili mahkeme kararınm yerine getirilmesini savcılıktan istedi ANKARA ((Jutnhurlyet Biirosu) Genelkurmay Askeri Mahkemesi kıdenıli yargıcı Albay Sadettin ÜçUncüoğlu Emln Alpkaya ve arkadaşlarının beraatine liişkin mahkeme kararının üçüncU fıkrasında yer alan hükmUn yerine getirılmesi için, Genelkurmay Askeri Savcılığına bir yazı yazmıştır. Kararın UçüncU bölUmünde Genelkurmay Ue MİUİ Savunma Bakanlığının ortaklaşa kurdukları idarl soruşturma kurulunun kurulmasının Anayasanın r r 3.>:i ve ;i.ı7 maddelerine aykırı oldugu belirtilmekte, «Kurulun kurulmasını ve görev yapmasını saglayanlnr hakkında gerekli yasal işlemln icrası için, ilgili belge suretlerl de eklcnerek Genelkurmay Başkanlıgına duyunıl ması» istenmekteydi. Yargıç Albay Sndettin Üçüncüoglu, belgelerle blrlikte. kurulun kurulmasını emreden Millî Sa\nınma Bakanı Ferit Melen ile Genelkurmay Başkanı Orgeneral Semih Sancar haklarında tşlem yapılması için, Genelkurmay Askerî Savcılığına karan ve belgelerl iletmişlir. Sndettfn ÜçüncUoftlu' nun yazısı ile Musa Ogün komls5'onuna ilişkin belgeler halpn Genelkurmay Askeri Savcılıgın dan İlhan Şener'de bulunmaktu dır. Genelkurmay Askeri Mahkemesl Kavcılığı, ortada bir Anayıısa ihlâli ile ilgili ihbar sözkonusu olduğundan askert ceza yargılamalan usül yasasmın 95. mad desine göre ya dogrudan doğru ya olaya el koyarak soruşturmo açacak, ya da ayni yasanın 96. maddesine göre, durumdan Genelkurmay Baskanlığmı haberdar pdecekttr. KAYIP Dostlar Tiyatrosundan aldığım kartı kaybettlm. Hu kümsüzdür. SEZAt ÇtCEKTAKAN Cumhuriyet 4123 KAYIP Hacettepe Şebokomı kaybettim. Geçersizdtr. Mrtln AZTAŞ Cumhuriyet: 4108 sofya MUzesine gelmiş ve buranın ibadete açılmasını lstiyerek toplu halde namaz kılıp ayrılmışlardı. Bu gösteri ve namaz kılma ile İlgili olarak istanbul Valiliği ve istanbul Cumhuriyet Savcılığı, Dernekler Yasası ve TUrk Ceza Kunununun 209. maddesine göre koğuşturma açmıştı. Aradan bir hafta geçmeden için de milletvekili de bulunan MSP' lilerin aynı suçu işlemeleri. yasaların hiçe sayıldıgını ortaya koyan bir örnek olarak yorumlanmaktadır. MSP'lilerin namaz kılmalarını Ayasofya MUzeslni gezmeye gelen turistler ilgi ile izlemişlerdtr. îşlenen bu suç Uzerine istanbul Valillğt ile Cumhuriyet Savcılığının soruşturma açıp açmayacagı merak edilmektedir. Bu konuda kendileri ile görüştüğumüz Ayasofya MUzeainüı ko~ runması ile yükümlü bulunan Alemdar Karakolu yetkilileri «MSP'liler namaz mı kılmış» demekle yetinmişlerdir. Ayasofya Müzesinin cami haline gelirilmesini isteyen blr MTTB li grup dün Sultanahmet Camiinin öııünden Caftaloğluna kadar yürüyüş yapmıştır. .Sullanahmet Camiinde öğle namazını kıldıktan sonra çıkan bu Eiup, Ayasofya MUzesinin önünde toplanmış, buranın müze lıaline getirilmesi için Rösterlde bulunduktan sonra «MUslüman Türkiye», «Mücahitler geliyor», «Müslümanlar kardeştir», «Tek yol islâm» sloganları ile Yerebatan yolu ile MTTB'nin önüne gelmiştir. Burada ria aynı sloganları kullananlar 29 Mayıs günU yapılacak yUrüyUşle buluşma kararı alarak dağılmışlardır.. MSP'Ji 1. aavfada) (Bastarafı Ülgen'in konuşması üzerine (Baştaraft 1. aayfada) temel ilkesi birden zedelennıiş olar. hukuk devleti Anayasada yazılı olmaktan ötede bir anlam taşımıyacaktır. Sayın Ulgen, konuşmasının bu bölümUnd* 3unları söylüyor... (İşte yüriitme ve ynıama or;;anlurını ellerinde bulundııran «iyasal iktiılarl»rin bu yargı denetimtndcn hoşnutsıızluğu ve basta Danıştay ve Anayasa Malıkemrsi olmak Uzere y»rfi yerleriııe vönılttlklrri iıhaınlaı, bu yargiKal denetime yönelik olmaktadır. Ve yine bu yüzdpııdlr kl zaman zaman hu viyasal giiçlerln hukuk devletiyle bağdaşmayan zihnlyrt ve davranışları blr slyasal iktldarda blrleşebllen yasama ve yürülme orı;aııl;ınııı, y.ırgısııl (icııetimiıı kisıtlanmaüina veya yarRinın göreıv alanımn daraltılmasın» viinelcıı blr takım faalivrtlrre goliirmekte ve toplınıı bu laaliyetler nedeniyle huzursuz hal« Relnırktedlr. Bazı slyasllerlmlzin hoşlanmadıkları bu yarçısıl deııetimılpn dol.i.vı TUrkiye'ye mal etmek Istedlklert ıstırap ve dert demokratik rumhııriyettmlzln hııkuku ba^lı olma ilkeslnln kemaliyle benimsenmrmeKİnden doğmaktadır.) Benlmsenmediğinde kuşku yok.. Onun lçin sayın Başbakan guçler dengesinin Anayasada yani bir dıUone bağlanmasmı lstemektedir. Danıştcy Başkanının da değindiği btr demeclnde sayın Başbakan bakınız neler söylüyor. (... Bu Anayaaa Ue memleket ldare edilemez. Kuvvetler drnge.iinin ycıılden gözılen ceçlrllmesl lâzımdır. ReJimln temell clnıı hükiimet zuafa u^ratilmıştır. Anayasada deftlşlkllk yapılmaMi çerekir. MeclİKİerin iı/erinde Anayasa MahUemesi, hükUmetln Uzerinde Danışluy nlamaz...) Yargı denelimi, hukuk devleti kavramınm vazgeçilmez ilkelerinden biridir. Üstelik hukuk devleti, Türkiye Cumhuriyetinin nitellkleri arasına girdiğinden Anayasadan çıkanlması da olanaksızdır. örnek aldığımız Batı demokrasilerinde dts hukuk devletinin böyle işledlği hatta yargı orçanlarına verilen yetkilerin bizdekinin de Ustünde bulunduğu çok kez söylendi, çok kez yazıldı. Ama, gerekçenız ne ölçüde inandıncı olursa olsun dUşUndüklerinden onları caydıramazsınız. Onlara göre, Anayasa bir kez daha degiştirilmeli, yargı organlan bir güç olmaktan çıkarılmalı, Ansyasayn aykırı y?«»lar, hukuka ve yasalara aykırı işlemler rlenpltm dışi bırHkılmalıdır suçunu oluşturacağını bellrtlyor. Gerçekten, bir görevin yerine getirilmesini üstlenmiş olan makam, kurum ya da kuruluş, o görevi yerlna gotirmlyorsa en azından bir •görevi kötüye kullanma» suçuyla karşı karşıya bulunuyoruz demektir. Bu suçun işlendlğlnl hangi yoldan olursa olsun öğrenen sorumlular da hemen harekete geçmek zorundadırlar. Bu zorunluğu yerine getirmeyenler de suç işlamiş sayılırlar. Suçun Başbakan veya bakanlarca lşlenmesl, halinde Anayasanın 90. maddesl gereğince «Meclis soruşturması» açılması ve TBMM birleşik toplantısında .YUce Divan.a sevk karan verilmesi gerekecektlr. Şlmdi bu yöntemin işlemedlğini heptmlz görüyoruz. Işlerllğl sağlanmca ya da başka bir yöntem bulumıncaya kadar işlenen auçlann ceznsız kalacağı ortadadır. Özellikle Danıştay kararlarının yürütme organınca, ya da idarece yerine getirilmemesinin kisisel sorumluluğu gerektlrdiğinde de kuşku yoktur. Bundan zarara ugrayan klşllerin o karan yerine getirmeyen sorumlunun kendlslnden tazminat 1»temeye ve genel mahkemelerde dava açmaya yetkisi vardır. Danıştay Başkanı bu konuda da şunlan söyliiyor. (... Burada ttnemll olan blr dlğer hıısııs (klşlsel sorumlulıık) yani klşlsel kusur •omnııdur. Davacı Isterse Danıştaydan lehlnde aldığı karan u.ygulamayan yetkill kişiler hakkında adli mahkemelerde tarminat tlavası da açablllr...) Yağma bajlıyor Konyalı Lokantasıııın yönetloi leri bahçede bir açık bufe nazırlamışlardı. Göz alabildtglne uzanan masalar her çeşit vemekle donatılınış. konukları ü^k liyordu. Aynca delegasyon başkafiları için de lokantamn Ust katmda bir salon hazırlanmıstı. Erbakan daha kapıda bazı delcgelere hoşBeldiniz» gUlücükleri dagıtırken, MSP'liler lokantaya daldılar. Ve yağma başladı... ön celeri tabnk almak, çatal aramak gibi ııgraşılara giren konuk lar dahH sonra bundan da vnzgeçtiler «tslfimm çatalı» olan elleriyle girişttler yemeklere. Saş kın yabancı delegeler sıkıntı ile tabak aramaya uğraşıyorlardı. Bir sUre sonra onlar da sıkııganlıgı bıraktılar. Aç kalma teh likesl başgösterince klrll caul lar ve yarım bırakılmış tabak lar bile kapışılmaya başıadı. Hat ta birbirinin tabagından yemek yempkte de kimse sakınca g3r mez oldu. Lokantamn garsonları önce kl barlıkla durumu ldare etmeye çalışıyorlardı. Fakat bu yöntemin MSP'lilere sökmedigl kısa zamanda ortaya çıktı. Önce bl raz kabaca, daha sonra zor kul lanarak yemeklere hüeıımun 3nü ne geçmeye çalıştılar. Bu da pa ra etmeyince herşey oluruna bı rakıldı. Lokanta bahçesinin çlmenleri, duvarları, her köşe ynmek yenen yerler oldu bir süre sonra... Ve bu «büyük tıkınma» ortada yenecek hiç bir şey kalmayıncaya kadar sUrdU. BAŞBAKAN'IN DEMECi Rayın Başbakan, Danıştay Başkanımn konuimasıyla ilgili bir nçıklama yaptı. Radyo ve Televizyonda okunan ve başında da yayınlanan demecl ytnelenıekte yarar görmüyoruz. Sayın Başbakan blr tartışmaya girmek istemediğini belirterek yerinde bir karar vermiştlr. ÇUnktl, Danıştay Başkanımn söyledlkleri Anayasaya ve hukuk devleti ilkelerine öylesine uygundıır kl bunun terslnl ispatlamak guç değil, olanaksızdır. Kanımızca sayın Ülgen'in izlediğimiz ve okudıığumuz konuşmasmın siyasal bir yani da yoktur. Anayasadan hukuk devleti ilkelerlnden, mahkeme kararlarından söz etmiştlr. Anayasayı, hukuku ve saldırılara hedef olan yüksek mahkemeyl savunmak Danıştny Başkanımn görevidir. Sayın Bashakanın da tşaret ettiği gtbi mahkeme kararları tartışılabillr, eleştlrilebilir, ancak bir yüksek mahkeme kararım eleştirebilmek için bir yüksek mahkeme Uyesi kadar bilgi ve tecrübe sahibi olmayı da blr yana bırakalım, hiç olmazsa hukuk bilimini öğrenmiş olmak gerekir. Genel mantık kurallarıyla hukuksal sorunlar çözülemez. Niçln hukuk fakültelerl açılmıştır? Neden öğretim Uyelerl durmaksızın araştırma yaparlar? Neden hakimllk, savcılık ve avukatlık mesleklerl ve bunlann ayrıca uzmanlık dalları vardır? Hepsi de bilgt ister, tecrübe ister. Öyloyse, mahkeme knrarları da billm kurallarma ve yöntemlerine göre ele alınmal; ve eleştirilmelidlr. Her önüne gelenin yüksek mahkeme kararlarını eleştirmeye hakkı olsa da haddi olmamalıdır. Mahkeme kararlarını ele alırken onun uygulanmasıyla tartışılınasını blrblrlne karıştırmamalıyız. Bir nahkeme kararınm tartışılması onu uygulamamaıın bir gerekçesl ve yolu olmamalıdır. ÇUnkU, uy:ulamak ba.5ka tartışmak, eleştlrmeıc başka şeyllr. Bir mahkeme kararım begenmezsek de hiı:uka aykırı da görsek, onu uygulamaktan kaçınanayız. Ama geçmls olaylara ve şimdi olup bttentere bakılarak yazdıklarımızın blr yararı olmayacağı söyleneblllr. Blz bu kanıda değiliz. Knmu oyu, daha çok söylenerelt, daha çok yazıUrak ve yasaların verdiği haklar sonuna dek kullanılarak oluşnırulur. Toplum, bir kez kimin hnlktnn ve haktan yana oldugıınun bilinclne ulaştıktan sonra ona t«rs düşen hlc blr lktldnr yerinde duramaz. Bu günler herhalde «;elepektir Iste o zaman hukuk devleti Anayasnda ysztlı olmaktnn çıkarak tüm eylerrlere ve lşlemlere egemen olacaktır. Şimdiki olnylar yureklerimlüi sızlataa da gelecege olan inancımızı >iürmemeliyiz. Güzeie lürkü (Baştararı 5. Sayfada) başlıklı şlir var. Yazımın başlığım «Baharla ölüm Koşmaları» nın gUzelliği beni iyice saran VIII. parçasından çıkardım. Isterseniz bu şiiri birlıkte okuynlım. Şu var kl sizi yormaktan çekinmesem «Anayasası lnsanın» adlı parça ve başkaları için de bu önerimi yinelemek isterdlm. Birlikte okuyacağımız şiir işte: «Yalıların surları boyunca giderken Kanlıca'da / Duvarda bir Kedik ilişti gözüme / Uydurdum i;özümü deliğe: / Blr bahçe / Itahçe değil bir hayuz / Havuz değil bir bahçe / Üstii nilUfer ke.smlş silme / O nefti yapraklarıyla gelmiş / O aksarı çiçeğiyle / Ne hevesle gelmiş kim bi'.ir bu gUzelllğe / Insanoğlu benl görsün diye mi? / Bahçede oysa / Hahçe ki bir havuz / Bir havuz kl bir bahçe / Ne in var ue cin ne bey ne ağa / Surları da çektnişler dört b'r yanına / Bizler de varmıyalım diye bu uçmaga / Sade bir gariblm yavru kurbaga / Serilmiş o ortası çukur / O sal gibi yaprağa / Yarı suyun içinde / Ynrı yansımış ışığa / Pırıla pırıl yeştle yeşll / Rezil m) rezll / Basladı birden haykırmaga / Başladı inln cinln ağanın be yin / Ne kendi görüp ne klmseye Rösterdlfii / Çevresin« bizler görmeyelim diye / Surlar çektitl I O kimsesiz güzele türkü yak. mağa / Şalrim ben / Benlm l|t« o kurbağa» Havıya uçuruldu Öte yandan. CHP Kars Millet vekili Doğan Araslı'nın özel olo mobili, dün gece Igdır'da ıçine patlayıcı madde konularak hava ya uçurulmuştur. ; DANI5TAY KARARLARI lıtınbul'da Sultanahmeffe cuma nımızı Konfernnfin sabah oturumundan sonra SultBnahmet Camline Kelen yabancı delepeler ve ba« politikacılar toplu halde cuma namazı kıimıçlardır. Namaza Başbakan fîülevman Demirel, Basbakan Yardımcıiarı NecmeN tin Erbakan ve Aloaslan Tlirkes, eskl nı$i«ieri Bakinı CHP milletveklli Turan Güneş ve Dışlşieri yetkilllert de gelmişlsrdir. Sabahın erken naatlerinden ltibaren rami vo avlu^unu dnlduran halk, delpgelere büyük teKahürat yHpınıslar ve «Müsiürnan TUrkiye», ^Tek yol Islam» «Ayasofya açılsın» gibi sloğanIBTI tekrarlamışlardır. Kadıköy Flkirtepe Atatürk Kftitim EnstitüsUnde dün ögrenıilerin dagılma saatinde bazı olaylar çıkmış, tabancalur ateşlenmiştir. Poli», olayla ilgili olarak açıklarna yapmaktan kaçınmıştır. Grirgu tanıkiarı. bazı kişilerin ögrencilerin dağılması sırasında havaya sürekli olarak ateş etüklerini, bu »ırftda öğrencilerin korkuyla okula sıgındıklannı sbylemişlerdir. Toplum Polisinin olay yerine gelmesiyle silâhlı kişiler kaçmışlardır.. Ankıra'da Hacettepe Universitesi Temel Bilimler Fakültesinde dün sınav için dersliklerde bulunan öğrencilere komandoların saldırısı so nucu birl ağır 15 öğrenci çeşitli yerierinden yaralanmıştır. GörR(İ tanıkları komandoların. Komünistlere ölüm» sloganlarıyla saldırıya geçtiklertnl bildirmişlerdir. Olayda başından agır ya ralanan Yssin Çeteoğlu'nun nmellyat edildigi «grenilmiç, All Alp ile Ateş Çakır ise, hastaneye yatmlarak tedavi altına alınmıştır. Sayın Ülgen Yüksek Mahkemece verilen kararların yUrütme organlarıyla idare kademeJorinde uygulanmamasmdan duyulan kaygıyı belirterek şunları söylüyor. (... Çünkii. durum Anavasamııın açık ve kesln emrlne rağmen Danıştayın yargısal karurlarının lnfaz cdllmemeılyle, yani TUrk mllletl adına ortaya konan yargısal Idareye saygı göstrrllmemcslyle glderek vehametlni »rttırmış (Hukuk devleti; ilkeslnl blr yana 1ten a a v ranışlar yoğunlaşarak konu daha kapnamlı, daha llerln ve kaygı verlcl blr hale gelmlş, Anayasnyı llılııl görUniimiine büriinmustür.; Saym Başbakan da yanılmıyorsak TRT Genel Müdürü ile ilgili Danıştay kararlarının uygulanması konusunda şunları söylemişti: (... Ben Danıştay kararım yerine getlrlrsem Anayasayı ihlil rlmlıj olıırıım.. Tchlr edllecek lcra yoktur orta yrrde, çilnkü. lcra yapılmiş bltmlştlr. Bunun tehlrl mumkttn degUdlr...) Anayasanın 8., 132. ve Danıştay Yasasmın 95. maddelerl karşısında sayın Danıştay Başkanımn da pek haklı olarak söylediğl gibi kararlann yerine getirilmesinüı mi yoksa getirilmemeslnin nıi Anayasayı ihlâl eylemini oluşturacağını artık aklı başında her yurttaş bllıyor Soyadı D«ğlSlkliğl İstanbul 20. As. Huk. Hâkimliginin 5.4.976 Tarih 975/3938 Esas No: 976/912 Karar Nolu ilimı ile Alsongur olan soyadımin Sungiır olnrak düzeltilmesine karar verilmlştir. Hüserln Hilnnil SUNGITR Cumhuıiyet 4119 UYGULAMAMANIN SONUÇLARI Mahkeme kararlarının ve bu arada Danışray kararlarının uygulanmamasmın hem Ceza Hukuku hem de özel Hukuk açısından sorumluluftu beraberinde getirdiğini blz de öteden beri «avunmaktayız. Danıştay Başkanı da yargı kararlarının uygulanmamasmdan btrincl derecede görevli ve »orumlu olan yürütme organının mahkem* kararbnıun uygulamamasırun Anayasayı lhl&l Namardan ftnce Beyazır Camıl baç irtiamı Abdurrahman GUrse»
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle