Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Le Monde: 'Deniz Hukuku Konferansı uluslararası düzendeki değişmenin İspanya'daki bunalım iç savaş yeni bir aşamasıdır,, öncesi gerginliğe benzetiliyor Başbakan'ın Krala îstıtasını veraıgı KRAL CARLOS Faşistler, liberaller ve turucnlann ortasında, «Vç ateş arasında» mı kaldl? Dünyanm 150'yi aştan ülkesinden 3300'den fazla uzmsn delegenin katıldığı Üçüncü TJluslararası Deniz Hukuku Konferansı çalışmalarını sürdürürken, Fransız LE MONDE gazetesinde konuyu büyük devletler Üçüncü Dünya ülkeleri ilişkisi açısından ele alan ilginç bir yorum yayımlanmıştır. Yorumun tam çevirisini olturlarımıza sunuyoraz: «New York'ta 15 martta açılan yeni konferansın konusu o lan «Deniz Hukuku»nun getirdiği soruniar gitgide birbirine kanşmakta. Deniz kaynaklannın işletilmesi, karasulan ve balıkçüık alanlannm korunması, geçis ve bilimsel araştırma naklan bunlardan birkaçı. Konferansa katılması beklenen yüz elH altı ülkenin de bütün bu noktalarda faric lı ekonomik, siyasal ve askeri çıkarları olması nedeniyle, oldukça uzun sürecek olan bu toplantmm 7 mayısta sona erecektir bazı hükümetlerin düşiedikleri türde bir anlaşmayla sonuçlanması olasüığı petc az. Daha önce Caracas U974'te on hafta) ve Cenevre'de (1975'te sekiz halta) yapılmış olan toplantılar da, sonuçları açısından oldukça düş karıcı olmuştur. Yine de bu toplantılar, tartışılacak sorunlann listesinin yapılmasuu, özellikle de Cenevre'de görüşmelere başlarulmasuu sağlamışlardı. Bu toplantılar, katılan ülkeler arasmda sadece coğrafi ya da ideolojik bağhhklann değil özgül çıkarların yarattığı yeni aynlıkların da ortaya çıkmasına yol açmıştır. Sanayileşmiş büyük güçlerleüçüncü Dünya ülkeleri arasındaki karşıtlık da daha belirginleşmiştir. Birçok nokta üzerinde anlaşmaya varmış olan ABD ile Sovyetler Birliği, özellikle denizlerdekı eylem özgürlüklerini korumaya çahşmaktadırlar. Bogazlardan geçiş hakkı, bu îki ülkenin savaş ve ticaret gemileri için büyük önem taşımaktadır; bu da, onların «Ada devletl«r»le ilişkilerinde sorunlar yaratmaktadiT. Gelişmekte olan ülkeler, özellikle de «77'ler» denilen gruba baglı yüz on devlet, tam tersine, bü yüklerin faaliyet gösterdikleri bölgeyi daraltmaya çalısmaktadırlar. Bir görünümünü de Kuzey Güney Konferansının oluşturduğu, uluslararası düzendeki değişmenin yeni bir aşaması da Deniz Hukuku Konferansıyla belirlenmektedir. Başka alanlarda olduğu gibi bu alanda da somut kararlarm bulunmaması, sanayileşmiş devletlerin iktidar gerçegtoin yanı sıra, söz tekelini de ellerinde tuttukları alanlara Asya, Aîlika ve Lâtin Amerika ülkelennin kitle halinde girmelerinirj önemini azaltmamaktadır. Bir anlaşma gerçekleşmemiş olmasına ragmen, gerçekten Deniz Hukuku çok degişmiştir. Hemen hemen bütün dünya kıyı devletleri, karasulan üzerinde 12 mile, açık ekonomik bölgelerde 200 mile kadar ayncalıklı haklara sahip olunması ve deniz kaynaklannın «insanuğın ortak mirası» olarak ele aünmasında görüş birliği içindedir. Geçen yil dan bu yana bu yönde birçok tek yanlı karar almmıştır ve bel li sayıda devlet tarafından önümüzdeki günlerde de alınması beklenmektedir. ılzlanda, Meksi ka ve ABD). Sonuç olarak, bir anlaşmanın gerçekten zorunlu olup olmadığı sorulabilir. Ikili ya da bölgesel aruaşmalar şimdiden belli sayıda soruna çözüm getirebilir ve toplam bir anlaşmanın yeterli sayıda devlet tarafından onaylanıp uygulanacagmı da hiç kimse garanti edemez. Böyle bir tasan ise, bugün yaratılma yolunda olan töresel hukukun temeli üzerinde ancak on ya da onbeş yıl sonra gerçekleşme şansına sahiptir.» (Dış Haberler Servisl) MADRtD General Pranco'nun ölümünden sottra liberalleşme yönündeki eğilimlerin güç kazandığı İspanya'daki politik gerginliğin, son günlerde 1936' daki tç Savaş öncesini anımsatan boyutlara ulaştıgı bildirilmektedir. Ülkeyi kaplayan geniş dalgası içinde sol muhalefet partileri. ancak yasa dışı olarak varlıklarmı sürdürebilmelerine ragmen gitgide güç kazanırlarken, hükümet içinde de liberal egilim lı kanatla Franco çizgisinin sürdüriicüsü tutucu sağ kanat arasmda çatışma hızla şiddetlenmektedir. Batılı yorumcular Kral Juan Carlos'un, faşistler, liberaller ve solcuların ortasında, üç ateş arasında çatışmft hızla siddetlenmerkez liberal egilimü İspanyol yayın organlarmda oldukça Politikada Sorunlar ERGUN BALCI l^ıkmaza saplanmış iki görüşme BAŞBAKAN NAVARRO ülkedekl huzursuztaUar» çare huluntmamuı, Kralla arasııu açU... «karamsar» yonımlar yer alnjaktadır. Yönetimde. façistlerin bas kısıyla ortaya çıkan bunalımın sonucunda huzursua kitlelerin sert bir patlamaya yönelmelerinin, liberal çevTelerin en önemli kuskusu olduğu ileri sürülmek tedir. Laos'ta bazı "karşıdevrimci,, gruplarm sabotajlara giriştikleri bildiriliyor VtENTÎANE Laos Demokratik Halk Cumhuriyeti yetkiliîerinin bir süredir, «gitgide cesaretlenen karşıdevrimcilerin iç güvenliği tehdit ettikleri» yönünde açıklamalarda bulunduklan bildirilmektedir. Pathet Lao1 nun resmi sözcüsü olan Halkm Sesi gazetesi, aynntüı bilgi vermediği «karşıdevrimci sabotajlardan Amerikan emperyalistlerinin ve Tayland'lı gerioilerin sorumlu olduklarmı» yazmaktadır. Laos'taki sabotajlar konusunda bir yorum yayımlayan KuzeyVietnam gazetesi Nhan Dan ise olaylardan «Amerikan emperyalistleri»rii sorumlu tutmak ta ve sabotajlara somut bir örnek olarak Laos'un başkenti Vientiane'a 150 km. kadar uzaklıktaki bir köprünün havaya uçunılmasını göstermektedir. A.F.P.'nin haberine göre, Laos yönetim çevrelerine yakm bazı kaynaklar da çeşitli güney bölgelerinde, özellikle de Meo kabilesinin yaşadığı dağlık alanda bazı güvenlik sorunlarınm ortaya çıktıgını belirtmelrtedirler. Bilindiği gibl Güney Doğu Asya'daki savaş sırasmda ABD subaylan, ulusal kurtuluş kuvvetlerine karşı Meo kabilesiyle habirinin haberine göre LBOS Başönemli ölçüde işbirliği yapmıs bakam Hua Kuo Feng tarafm dan kendi onuruna verilen yelardı. Bu arada, Sov>et\er Birliği mekte yaptığı konuşmada saKomünist Partisi XXV. Kongre dece «emperyalizm, sömürgecisi içîn uzun süredir Moskova'da lik ve yeni sömürgeciliği» kıbulunan Laos Demokratik Halk namakla yetinmiş ve Çin Halk Cumhuriyeti Başbakanı Kaysone Cumhuriyetine Laos devrimine Phomvihane'nin Vientiane'a uğ yaptığı yardımlar için «içten teradıktan sonra Pekin'e gittiği sekkürlerini» bildirmiştir. Kaybildirilmiştir. lki ziyaretin bu sone Phomvihane, konuşmasınkadar kısa süre içinde ardarda da «Di|er kardeş sosyalist ülgelmesi Batılı yorumcular tara keleTe de maddi yardımlan için îından Laos yöneticilerinin «ta derin minnettarlığından» da söz rafsızlık» gösterisi olarak nite etmiştir. lenmiştir. (Dıs Haberler Serrisi) Le Monde gazetesi Pekin mu liberıller karımsır Madrid'de yaymlanan Katolik «Ya» gazetesi, «Günümüz Ispanya'sındaki olaylar, lSMIardaki îspanya'yı ammsatacak ölçüdedir. Ülkedeki sağ ve solun kesin olarak kutuplaşması, ulusumumn gelecegi içüı tehlikelidir» demektedir. Bir başka Ispanyol gazetesi •The Liberal. Kral Carlos Hükümetinin demokrasi yolunda hızla ve tüm tehlikelerden uzaklaşarak ilerlemesini istemiştir. «The Liberal. gazetesi Franco'nun ölümünden sonra Kral Carlos'un demokratik reformlar yapmayı vaad ettiğini belirtmekte ve dört ayı aşan bir süredir hükümetin reformlan gerçekleştirmek için çabada bulunmamasının işçi huzursuzluğunu arttırdığını ileri sürmektedir. Hiikümrt İçinde İspanya Hükümett içinde Başbakan Carlos Arias Navarro'nun istifasını isteyen baskılann yoğunlaşması Kral Carlos yönetimini işlemeı bir duruma getirmiştir. Financial Times gazetesine göre, Maliye Bakanının hazırladığı ekonomik tasannuı Millet Meclisinde red edilme olasılığmın artması ve Silâhlı Kuvvetlerin son otuz yıldır ilk kes en «bölünmüş» durumunu yaşaması Kral Carlos yönetiminin bunalımının daha da derinleşmesine yol açac»ktır. îspanya Bakanlar Kurulu'ndaki reformlardan yana üyelerin Basbakan Navarro'nun görevinden uzaklastırılmasından yana olduğu ileri sürülmektedir. BETTY FORD Eşinden fazla ilgi görüyor.. B&Y&N FORD, SEÇiM K&MPANYASINDA BiR ÇOK KONUDA EŞtKDEN FARKU GÖRÜŞLERi SAVUNURKEN. BAYAN REAGAN HER KONUDA EJiYLE GÖRU5 BiRLiĞi İÇİNDE GORÜNÜYOR. Betty Ford ve Nancy Reagan, ABD Başkanhk seçim kampanyasına tiilen katılıyorlar Amerika Birleşik Devletleri'nde çeşitli eyaletlerde Başkanlık önseçimleri yapılırken, Amerikan US News and World Report dergisi, Cumhuriyetçi Parti aday lanndan birbirlerinin en büyük rakibi Başkan Ford ve Ronald Reagan'm eşlerinin kampanya sırasındaki faaliyetlerini şöyle anlatıyor: «Başkan Ford'un da yüzünü ekşiterek belirttiği gibi, Amerika' nın bir numaralı hanımı Betty Ford, seçim kampanyalan sırasmda eşinden daha çok ilgi görmektedir. Gözlemciler Betty Ford'a karşı gösterîlen sıcak il giyi onun diğer Başkan adaylarının eşlerinden çok îarklı karakterde bulunmasına bağlamaktadırlar. Gözlemciler Amerikan top lumuna ilişkin birçok konularda Betty Ford'un açıkça düşüncelerini belirttiğini üeri sünnektedir ler. Bayan Ford, geçtiğimiz şubatta tek başma çıktıgı Florida kentindeki seçim kampanyasında ikna etme gücünün tümünü göster miştir. Bayan Ford'un halkın kar şüaştığı günlük konularda tartışmalar yapma isteğine bir çok kişi şaşmıştır. Florida kentinde Betty Ford'un konuşmalarım din lemeye gelenlerin gögüslerine «Betty'nin kocası 1976'mn Başkanı» yazılı broşürler taktıklan görülmüştür. Başkan Ford; hanımı Betty Ford'u anlatırken «sık sık, ama sevgi dolu eleştiriler yapar» demektedir. Başkan Ford ile eşinin temel sorunlara ilişkin görüşleri farklıdır. Ama yine de bayan Ford kendi görüşlerini söylemek te hiç tereddüt etmemektedir. Çocuk aldırma konusunda Bayan Ford, Yüce Mahkemenin kararını desteklerken, Başkan Ford kansınm bu konuda çok ileri gittiği görüşündedir. Bayan Ford kadmlara eşit hak lar öngören yasanın en büyük savunucusudur. Başkan Ford'un da bu yasayı desteklemekle birlikte, seçim kampanyalanndaki konuş malannda bu konuya çok ağırlık vermediğt dikkati çekmektedir. Bayan Ford seçim kampanyası sırasmda yaptığı bir konuşniada, «Amerika'nın bir numaralı kadını olmam benim istediğim ve düşündüğum şeyleri söylememe engeî deği!dir« demiştir. Siyasal gözlemcilerin bir yorumuna göre. Kral Carlos ile Basbakan Navarro'nun arasındaki ilişkiler de kötüleşmiştir. Le Monde gazetesinin haberine göre Basbakan Navarro istifasını Krala vermiştir. Ancak Kral Carlos' un Başbakanhk görevine kimi ve nastl atayacağmı henüz saptayamadıgı da güvenilir kaynaklarca belirtilmektedir. İçişleri Bakamna yakın çevreler, Bakan Fraga Iribame'nin Basbakan Navarro'nun istifasıyla boşalacak görev için en kuvvetli aday olduğunu ileri sürmektedirler. Aynı çevrelere göre şimdiki İçişleri Bakam İribarne reform programlannı gerçekleştirmek için de en uygun adaydır. Ancak polisin son işçt eylemlerine karşı sert tepkilerinin de îribarne'yi güç durumda bıraktıfı belirtilmektedir. öte yandan politik gözlemciler Kral Carlos'un Dışişleri Bakam Areilza ile daha çok anlaştıgmı ve başbakanlık için Areilza'mn daha kuvvetli aday olduğunu belirt mektedirler. îspanyol Millet Meclisi Başkanı ve aynı zamanda Kral Naib ligi Konseyi Başkanı Fernandez Miranda'nın da başbakanlık seçimi için Kral Carlos'u etkilemeye çalıştıgı öne sürülmektedir. LiberalleTe ve sola, göre Pernandez Miranda'nın başbakanlık koltuğuna oturması duru munda İspanya'ya sağ kanadın eeemen olduğu. Franco tipi bir yönetim gelecektir. Îspanyol hükümetinin şimdiki Maliye Bakanının sunacağı ekonomik tasannm Millet Meclisinden geri çevrilme olasılıgının da büyük olduğu öne sürülmektedir. nsanlığm yazgısı ile yakından Ugili İki önemli halen çıkmaza saplanmış durumdadır. Bunlar (Stratejik Silâhlarm Sınırlandırılması Gorüşülmesi) ve Orta Avrupa'da karşdıkb ve dengeli kuvvet indirimi goTÜşmesidİT. Başkan Ford'un geçen hafta Şikago'da yaptığı konuşmada Sovyetlerle .SALT2» anlaşmasının imzaianmayabileceğini ima etmesi iki süper devlet arasında bu konuda süregelen anlaşmazlığın çözümünün henüz uıak olduğunu ortaya koymuştur. SALT görüşmeleri Uk kez 1969da başlaraış. 1972de Niıon'ın Moskova ziyareti sırasında «SAJLT1 anlaşması imzalannuştır. Anlaşmada stratejik nükleer silâhlann 19 u ye dek beş yıUık geçici bir süre için sınırlandırüması kabul edilmişti. Sınırlandırılması kabul edilen saldm silâhları, Kıtalararası Balistik Fuzelerle (ICBM), deniraltüardan atılan nükleer füzelerdi (SLBM). O tarihlerde çok başlıklı nükleer füzeler (MffiV) konusunda ABD Sovyetlerden üstun olduğundan, Nixon, MIBVleri SALT anlaşmasınm kapsanuna sokmamış, aynca ABD'nin bu üstünlüğüne karşı Sovyetlerin füze rampası sayısındaki üstüniüğüne goz yumulmuştu. Ancak Sovyetlerin beklentnedik bir hııla MIRV'i Reliştirip, 1973te başanyJa denemelert hesaplan altüst ederek ABD'yi büyük kuşkuya düşürmüştü. 1974 yılında VladivostokU Ford ile Brejnev arasında yapMan lirvede İki tarafın da MIRV Ue donatabileceği füze sa>nsının tavam 1320 olarak saptandı. Böylece çok kritik bir somn olan MKV, çtkmazdan ktırtulmuş oldu. Ne var kl, Rörüşmelerde yem pürüzler çıkmıştır ortaya. Bunlann en önemlisi Sovyetlerin Backfire. uçaklan ile ABD'nin Geıici Füre. denîlen .Cmise Missile» füzelerinln doğnrduçu sorundur. Bu silâhlann SALT'ın kapsamına alınıp alınmaması konusunda iki taraf bir türlö anlaşamadıfından Körüşmeler uzun siiredir çıkmaza saplanmıstır. Karşilıkh ve Den*eli Ku\vet tndiriml ttörfişmeleri uzun süredir yerinde sayan diğer bir toplantıdır. tlk kez NATO tarafından 1969da Reykjavik toplantısında ortaya atılmtş olan kuvTet İndirimi görüşmeleri 1973 yılında başlamış, ancak başladığından bu yana en ufak bir Reliştne kaydetme olanarı bulunamKmıştır. Orta Avnıpada halen T,9 bin NATO askerine karşı 950 bln dolaylannda Varşova Paktı askeri bulunmaktadır. Tank sayısı ise NATOda 6000, Varşova Paktında 15000dir. NATO, hu durumda karsılıklı kuıvetlere bir ortak tavan saptanmasını, Varşova Paktı kuvvetleri daha fazla olduğundan, Doğu blokunun NATO'ya kıyasla daha çok birliği Orta Avrupa'dan çekmesini istemektedir. So\vetler ise. ortak Uvan sapUnmasını kabul etmemekte, her iki blokvm da kuvvetlerinde eşit miktarda indirim yapılmasını istemektedir. Böylece Varsova Paktının sayı i'ıstiinlüğü devam edecektir. NATO indirimin sadece «karsılıklı» deçil, ajnı zamanda «dengeli» olmasında israr ettiğinden iki yılı aşkın süredir devam eden görüşmelerden bir sonuç alınamamıştır. Gdrüşmelerl çıkmazdan Inırtannaya çabalavan Henry Kissinger geçen yıl yeni bir fineri atmıştır ortaya. KisslnIter'in önerisine göre ABD, Orta Avrupa'da bulundurduğu 7000 taktik nükleer silâhtan 1000 taneslni geri çekmeyi kabul edecektir. Uashington a>Tica 29000 askcrle bir mikUr uçağı da geri çekecektir. NATO'nun pek hevesli olmadığı halde sonunda benimsediği Kissinger planmda, Sovyetler'in de bölgeden B800U asker ve 1700 zırhlı çekmeleri öngörülmektedir. NATO ülkeleri bu planı benimsemekle birlikte. başlansıçU kuşkulanm gizlememişlerdi. Zira NATO'nun kuvvet indi. rimi Rörüşnıelerinde Sovyetlere sunduğu planda sadece kara kuvvetlerinde yapılacak indirimden söz edilnıekte, Uktik nükleer silâhlar indirimin dışında tutulmakteydı. Varsova Paktı gerek coğrafi avantaja sahip olduğunian, gerekse silâhUrın standardizasyonu bakınıından NATO'ya üstiin bu lunduğundan, Batüı ülkeler son çare olarak nükleer silâhlara güvenmektedirler. Sovyetler ise. Viyana görüşmeleri başlayalıberi, nükleer silâhlann da kuvvet indiriminln kapsamma girmesinde ısrar etmişlerdir. Kissinser'in baskısıyla NATD njiW«er silâhları indirim kapsamına almayı k»bul etıniş tir. Ancak gelen haberlcrden Sovyetlerin, kuvvetlere «ortaU tavan» konulması konusundaki NATO teziae karşı direnmek te devam ettlkleri anlaşılmaktadır. Bu bakımdan knvvei indirimi görüşmelerinin de yakın bir gelecekte çıkmazdar kurtulması olanağı voktur. Bu arada sabırsızlanan Amerikan Kongresl Orta Avrn padaki ABD birliklerini tek Uraflı geri çetaneye UaraT ve rebiHr. Batı Avrupa'ıun da en korkulu rüyası bu dejil midir İ NANCY REAGAN Eşinin en büyük yardımcısı.. Signoret Montand çifti boşandıktan sonra ilk kez aynı filmde rol alıyorlar Aşklan ve beraberlikleri bir efsane haline gelen Fransız sinemasının ünlü SignoretMontand çiftl, boşandıktan sonra ilk kez aynı filmde rol alıyorlar. Şimdiye kadar pek çok film teklifini reddeden çiftin, Alain Corneau'nun «Police Pyton 357» adiı filminde osmamayı kabul et«Oynadığım rolde Inanc mak, yorum yapmak y dugum gibi gözükmek is diyor. •Les Feuilles Mortes. kısı ile müzik alanında disini kabul ettirmiş o: tand, sol eğüimll olara yor. Fransız L'Ejrpress yı Ronald Reagan'rnn eşi Nancy dofuştan bir politikacı eşı olacak nitelikte değildir. Ancak Nancy'nin kocasma duyduğu derin hayranlık, giderek politikacılara özgü bir eş olmasını sa|lamıştır. Bayan Reagan da seçim kampanyalan sırasında ateşlı konuşmalar yapmaktadır. Bayan Reagan seçim konuşmalarında sık sık eşinin neler düşündüğünü anlatmaktadır.' Nancy Reagan, sorulan sorulan yanıtlarken. «Eşim Reagan'a bu soru sorulsaydı şöyle derdi» demektedir. Bayan Reagan, sürekli olarak eşinin ağzından konuşmasmı, «Bizım aramızda ayrı gayrı yoktur. Bazen küçük konularda görüş ayrıhğıra düşsek de, temel sorunlarda her zaman beraberizdir» diyerek açıklamaktadır. Hiç şüphesiz ki, Reagan ailesi birlik içinaedir. Ronald Reaşan, «Bizim ailede sen ve ben yoktur, biz vardır. Nancy olmadan bir şey yapamam. Nancy'nin çok özel bir kişiliği vardır» demektedir. Ronald Reagan.'m seçim konuşmalarmı bayan Reagan sürekli olarak izlemektedir. Ronald Reagan konuşurken Nancy başıyla onaylamakta ve sürekli gülümsemektedir. 54 yaşındaki Nancy R«agan eski bir anisttir. Eşi Ronad Reagan'la 1952 yılında Holljn.vood'da tanışmıştır. Reagan aüesinin iki çocuğu vardır. Bay Reagan'ın ilk evliliğinden de iki çocuğu bulunmaktadır. Amerikan kamuoyu, Bayan Reagan'ı «eşinin savaşçısı» olarak tanımlamaktadır. Bayan Reagan'ın eşinin sinirlerini yarıştırma ve sağlığı konusunda çok titiz olduğu söylen mektedir. Bay ve Bayan Reagan'ın toplumsal sorunlara ortak bir bakış açıları vardır. Cocuk aldır manın serbest bırakılmasına, Marihuananın serbestçe kullanıl masına ve Eşit Haklar yasasına her ikisi de karşıdır.» (Dıs Haberler Serrisi) Nancy Reagan Amerikan kamuoyuna göre, Cumhuriyetçi Parti Başkan ada Batılı ülkelerde tekeller birleşerek siyasal etkinliklerini arttırıyorlar SOVYET KOMÜNİST PAHTİSİ YAYIN ORGANI PRAVDA GAZETESÎNDE SERGEY FİLATOV İMZASIYLA YER ALAN BÜYÜK TEKELLEBİN BİRLEŞMESİNE İLİŞKÎN YORUMU OKURLARIMIZA SUNUYORUZ: «Geçtiğimiz günlerde New York'da «Anakonda» ve «Tenneko» tekellerinin birleşme hazırhğı içinde oldukları bildirildı. Bunlardan birincisi, renkli metalurji alanında en önde gelen Amerikan şirketlerindendir. Ikinci tekel ise, petrol, kimya ve gaz endüstrisi ile gemi yapımcılığı alanlannda faaliyettedir. Her iki kuruluş da Amerika'nın en büyük şirketleri arasında bulunmaktadır. Geçen yıl gerçekleştirdikleri üretim. üç milyar dolara ulaşmıştı. Böylece Amerikan tekelleri arasında güçlü bir tröst daha belirmektedir. «Anakonda» ve «Tennekoımun birleşmesi, son yıllarda Amerika Birleşik Devletleri"nde büyük ölçüde görülen tekel yoğunlaşrrtaeı sürecinin sadece bir parçasıdır. Örneğin, ülkede doğal gaz üretîminin ",o 6O'ı, 18 petrol şirketinin elinde bulunmaktadır. Otomobil üretimi hemen hemen tümüyle dört trostün tekelindedir. Amerika Birleşik Devletleri'nde tröstlere karşı yasama (mevzuat), gittikçe daha güçlü tekeller yaratmaya yönelen büyük şirketlere Sürekli üretim yoğunlaşması ve ekonomik gücün gittikçe daha büyük ölçüde tekellerin elinde toplanması sadece Amerika Birleşik Devletleri'nde görülen bir olay değildir. Japonya'mn en büyük ticaret kuruluşları arasında bulunan «İtotyü» ve «Ataka» firmalannın birleşmesi de aynı sürecin bir sonucudur. Gozlemcilerin belirttiklerine göre Japonya'daki bu yeni tröst, sadece «Mitsubisi sedzi», «Mitsiui bussan» gibi dev tekellerden bir gömlek aşağı ola«aktır. Japon sanayiinin çeşitli alanlannda şirketlerin birleştiği göriilmektedir. Günümüzdeki ekonomik bunalım kapitalist ülkelerde finansman kaynaklarımn merkezileşmesi sürecıni de hızlandırmaktadır. Bu ise. firmalar arasmda, küçük şirketlerin büyükler tarafından bogulması sonucunu doguran rekabet savaşma yol açmakta ve kimi zaman güçlü tröstleri de rakiplerle savaşmak ve azami kâr elde etmek için birleşmek zorunda bırakmaktadır. Büyük şirketlerin birleşmesi, onlann ekonomik alanda olduğu gibi. başka alanlarda da konumlannı pekiştinnektedir. Tekeller, etkin oldukları ülkelerin politikalannı giderek daha büyük ölçüde etkileme olanağını elde etmektedirler. Üretici tekelci birikim süreci öncelikle büyük kapitalin çıkarîanna hizmet. etmekte. emek çüere yeni yükler getiTmekiedir. (Dış Haberler Servisl) Devalii«y»n sorum Maliye Bakanı Villar Mir, Îspanyol pesetflsımn devaliie edümesini öngörmektedir. Bu konu Millet Meclisinde ay somma doğru tartışılacaktır. Basbakan yardımcılarımn daha şimdiden devalüasyona karşı tavır aldıkları belirtilmektedir. Nitekim îspanyol pesetası geç tiğimiz şubat aymda devalüe edilmiş, ancak ekonomik alanda yine de en küçük bir olumlu getişme görülmemiştir. Bu ara, îspanyol ordusunun yasa dışı Askerî Demokratifc Birliğine üye subaylar da Kral Carlos'a ülke için gerekli olan reformlarm bir an önce yapılması için baskı yapmaktadırlar. Askerî Demokratik Birliğe bağlı subaylann ordu içindeki sayılarının az olmasına karşın kilit noktalarda görevli olduklan bildirilmektedir. Bu örgftt içinde bir kanadın da «Portekiz tipi» bir çözüme eğilim gösterdiği ve Kral Carlos'un iki aylık bir süre içinde şrerefcli reformlan gerçekleştirmemesi dunımunda darbe yap1 maya hazırlandığı öne sürül! mektedir. (Dıs Haberler Servlsi) i StMONE SÎGNORET melerinin tek nedenl filmde canlandıracaklan tiplerin kendilerine çok benzemesi. Simone Signoret bu filmde etrafında çeşitli entrikalar dönen bir kadmı canlandırıyor. Yves Montand ise gerektiğinde kendisinden dahi kuşku duyabilecek kadar görevine bağlı bir polisi oynuyor. göre, ünlü aktör, solt Lenin'den değil. RCK neminde çevrilen «Ga leri. veya «Robin Ko< merikan filmlerinden ni söylüyor. Cadı Kazam adlı fi çifti, birbirlerinden ı malanna rağmen her YVES MONTAND Filmde çeşitli marifetleri olan yepyeni bir de silâh var. Yves Montand herşeyi çok iyi bir biçimde yapmak istediği için bu silâh üzerinde de üç ay çalişmış. Bu sayede ünlü aktör Pyton 357 adlı bu silâhı polîs enstitüsündeki uzmanlar kadar iyi kullanabiliyor. Montand. bu titizlifcinin nedenini soranlara. ka en azmdan bır konuşuyor. Signor anlatan bir de kita] kitapta olaylardan daki kisileri anlatr ünlü oyuncu her '.ki saat çalıştıgı kimsenin okumasır yor. (Dıs Hal