27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
İİ K CUMHURİYEÎ 31 ARAl!X 1975 arılınm Bzgürlüge... Basüı kâğıtlarda, duvarlarda özgürlük isteğini duyuran savsözleri (sloganJarı) gördükçe, toplumumuzun çağdaşlaştığım, bireylerimizin tek tek bilinçiendiğini, geleneklerin, dışardan bnıdirme buyruklann etkisinden sıynldıgını düşünüp kıvanıyorum. Oz gürlük kavramı modemdir, insanlık oldum olası özgürlük ardmdan koşmuş değildir. Dahası. özgürlük, istenecek oir şey de olmamıştır her zaman. Geleneklere uyarak yaşamak daha rahat ettirmiştir kişiyi. Düşünüp karar vermek vorucudur. Bakın, kendinizi şöyle ıyice bır yoklayın, inançlarınızm çogu (düşünceleriniz demiyonım çünkü kendimize özgü düşüncelerimiz olup olmadığı belli degüdir) dışardan verilmiştir, buıı lar nerdeyse bütün toplumsal töresel s»örüşleri kapsar. Orüardan biri sarsılacak olursa. baş kaldınnz, özgürlük isteriz. Sözgelişi dinler konusunda böyle olmuştur çoğun, tarthteki din kavgaları, sömürgelerdeki kimi çatışmalar bunu gösterir. Eski zamanlardaki, istilâcılara karşı açılan yurdu savunma savaşları da, bugünkü an lamda «yurt» kavramından doğmamıştır; esKİ toplumlar, yaşama biçimlerini korumak 'için glriyorlardı bu savaşlara. Yaşama biçimlerini korumak ise düpedüz gelenegi sürdürrnek demektir. Geleneğin egemen oldugu yerde özgürlüi isteği doğamaz. Ya da zenginliklerini arttırmak isteyen büyük krallar arasında oluyordu savaşlar. Şeref kazanmak için kahramanUk etmek bireylerin tutkusu durumuna getiriliyordu. Kısaca söylemek gerekirse. eski zamanlarda birey, kendi Ustünde kendi dışında var olduğuna inanılan bir takım güçlerin buyrugundaydı, giriştigi islere zorunlu olarak girişiyordu, şu yolu, ya da bu yolu seçroe özgürlügü yoktu. Gerçekte böyle bir şeyi düşünmek bile saçmaydı. Düşünmek, kendi başına karar vermek gibi şevler çok sonra çıktı ortaya. Yukarda «modern» sözcüğünü bunun için kullandım. însan zorunluluk altında mıdır, zorunluluk kurallarına göre mi davranıyor, yoksa ömür müdür, gideceği oylu, yapacağı işi, tutumunu, davranışını Eercekten kendi mi seçer? Türk Tiyatro dergisinin peçen sayısında çıkan ilginç yazısında sayın Oflazoglu lbn al Rüşd'ün (11261198. Batıda Averros adı ile bilinir) Aristo'yu okıırken düştüğü güçlüğü söz konusu ediyordu. Bu ünKi Ararc füorofu, Aristo'da «tragedya. bölümüne gelince «Poetika adlı ünlü yapıttaki» duralamış. Arapça bir kanşlık bulamamış tragedyaya. Çünkü Arap uygarlıgında tragedya diye bir şey yoktu. O da ne yapsın, «Kaside olmalı bu» diye düşünmüş, kaside'nin B OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Zorunluluk Özsürlük Melih Cevdet ANDAY ölüler için yazılan «mersiye» türüne takümış ak lı. Arap uygarlığı denilen, daha dogrusu Arap uygarlıgının doruguna ulaştığı dönem, Arapların eski Yunan'la tamşmalanndan ortaya çıkmıştır Hani bizim Sayın Erbakan, okullara konan anlâk ders kitaplannda eski Yunan safsatalanna yer verildiginden yakmıyordu, oysa Islâm felssfesi denilen düşünce dizgesi Aristo'dan ve Yeni Eflâtunculuktan doğmadır. Bunun da ünlü temsilcilerinden biridir îbn alRüşd. Yunanca bilip.bilmedigini söyliyemem, ama, o zamanlar Bağ dat'da bir çeviri bürosu kurulduğunu biliyoruz. Dinsizlerden putataparlardan tutun, Hıristıyanlara. Yahudilere degin bir çok bilgin toplanmış. eski Yunan filozofiannı Arapça'ya çeviriyorlardı. Fakat Arapların, bütün bu hamaratlıga karşın. tragedyayı bir türlü kavrayamadıklan anlaşıhyor. Tragedya bir eski Yunan bulgusudur, bütün ömrü kırk yıl kadar sürmüştür. Tragedya'da birey, uyması gereken zorunluluğa başkaldırır, onun ödevi ile istenci (iradesi) arasında bir çatışma kopar ve sonunda zorurüuluğun dedigi olur. Birey boyun eğer, Tann buyrugu yerlne gelir. Ömegin Oidipus, alınyazısını öğrenmesine karşın, babasmı öldürmemek anası ile evlenme mek için bucak bucak kaçar da, sonunda bilmeden kaderin tuzagına düşer gene. Bütün savaşımı venilgi ile biter. tslâmm bunu anlamasına bir bakıma olanak yoktu; çünkü tslâm anlayışı «Allahın dediği olur» anlayışı içinde rahata ermiştir, bireyin yüksek buyrukla çatışması, ona karşı gelmesi olacak islerden değildir. Goethe, eskiyi de, yeniyl de en can alacak verlerinden görüp gösteren bu essiz adam. klâsık tragedya'da egemen olan ödev (veeibe) İle istek arasındakı çatışmaya karşılık. modern dramda istek ile istenç arasındaki demek, yapmak ısıeyıp de yapamamak arasındaki çatışmanın ışledigini ileri sürer. Başka bir deyişle, eski zamanlarda egemen olan «zorunluluk» yeni zaman larda yerıni «özgürlükne bırakmıştır. Artık birey kendi duygu ve düşüncelerine uygun olan karan verir, bu kararı uygulamaga bakar. Başa nr ya da başaramaz. o başka sorun. Başaramazsa ortaya «dram» dediğimiz durum çıkar. Artık ödevistek çatısmasırun yerini, istek vapma gücü, gerçekleştirme çatışması almıştır. Böylece insanlık trajik bir çagdan dramatik (bu na romantik de diyebiliriz) bir çağa geçmis olur. Bu yeni çagın temsilcisi olarak da îngiliz ozanı Shakespeare'i görür Goethe, onu örnsk gos terir, şu çok derin buluşunu ortaya atar: Shakespeare, insanlardaki istekleri, dışardan onlara zorlanmıs gibi gösterme yolunu tutmuştur oyunlarında... Sözgelişi Macbeth. sanki falcüarın. büvücülerin asılamalanna (telkinlerine) uyarak kral olma hevesine kapılmıstır. Ovsa bal gibi bu tutkuya kaptırmıştır kendini. Başka bir de^şle Shakespeare. buradaki dramı. tragedya kı lığına sokmaktadır. Gerçekte insanlık o çagdan bu çağa a^çmiş deftildir, ikisini birarada yasamaktadır. özgürlük çağında bulunduğumuzu söylememize. özgür lük için savasmamıza karsm, bugün de bizim isteklerimizi asan geleneksel kuralların az ya da çok buyrugu altındayız. Dahasını isterseniz, ço6u kisi o geleneksel buynıklann varhğının farkında bile değildir de, onlann sürüp srftmesi için savasmayı özgürlük uğrunda savaş sayar Bununla da bitmiyor, «özgürlük» sözünün bunca moda oldugu ''eni dünyamızda. özgürlüğü zer çekten isteyenlerin çok olduğu söylenemez. Na den derseniz. özgürlük isteği. korkunç bir sorumlulugu da birlikte getirir. Ben seçeoegim, seçtiğimi ben gerçekleştireceğim. ama bunun sorum'.uluğunu da yükleneceğim... Sonunda mutsuz düşersem. suçu kimseye yükleyemeyecegim. Kolay degildir. yürek ister. tedirginligi. venilgi nin acısını göze almayı gerektirir. Dahası. istedi gim şeyi çok iyi bümezsem. yarı volda şaşırabilir. pişmanlık duyabilirirn. Oysa «zorunlııluga» inanmak bu bakımrian daha rahat ettiriçidir. çün kü olay!arı ben oluşturmamışımdır, onlar kendi başlanna karşıma gelmişler. bsni sürüklemislerdir Ben sadece katlanınm öyleyse sorumluluk alamam üzerime. Geçen vazımda bir yeri gelmişti de sövlemistim. Islâm'da cdün bugün yarın» bölümlemesinin, ama dünya icin olmaması, çok tutarlı olarak, bireyin özgürlüfiine bir gerek oîrr.adıeı inancmdan dogar Kur'an'da geçmis. ancak ibret dersi olarak anı lır. «Bugün» ise bizim elimizde olmayan bir olusumdur. îşte geçmişin bugünll dogurdu*u, bugünün de yarını yaratacağı inanşı burada birden karsı mıza cıkıyor. însanlar tek tek değü. toplu halde isteklerini. istençlerini kullanarak tarihin akışını vönlendirirler. Olavlann biçimini saptamak kevfimize kalmıs deŞildir e'.bet. ama bizden bagımsız olarak da oluşanaz B i ' öreür is'ençlerimizi. Eüçle^imiîin pösferdiSi vörde birlestirerek a n n n ı n akısmı saptayabiliriz. Bunun için de özgürlük konulnrının tek tek sorumlulugunu aln'?mamız eerekir. Kimine öz;rürlük güç vorucu eellr bu bskımdan. vönetmektense. vönetilmek daha rahattır onun icin. Yöneti'.mekte (her bak'm^an'» roh'>'1>k hııbn'orın coŞunluk oldugu yerde, özsrürlük savaşimı kolay kazanılamaz, c aynea anlamı r<a an!a Uamaz onun. J.P. Sartre. kişınin varolmasını onun seçme özgürlügünde aramıştı. Camus, başkaldırmakla varolabileoegimızi söyledi. Bunlar kader istek çatışmasınm çağımızdaki yansımalan cîarak ortaya çıkmıştır. Cünkü Batı'run geçmişinde tragedya ve dram vardı. Bunların ikisi de. başka açılardan olmakla birlikte, çatışmayı. savaşımı başkaldırmayı içerir. lbn alRüşd'ün traeedyayı anlayamaması r.e düşündürücü! Toplum 1ar, geçmişlerinde tragedya olmasa da, onu bir yerden alıp benimsemeye bakmalılar. Ahlâk ve Ahlâksızhk E "Sor, Ona Sor...,, OKTAY AKBAL Evet Hayır M EVLİ T ğitim Bakanı Ali Naili Erdcm, telcvizyonda sıksık boy gösteriyor. Xasıl yapabiliyor o işi? Anlıyamıyorum. Bunca •skanda'oclan sonra insan doğrusu zor çıkar elâlemin karşısına Bakan olacaksın: Türkiye'de tek kitap yöntemini uygulayacaksın: senden yana kijilere ders kitabı yazdıracaksm; Hazinenin musluklarından akan parayla milyonlarca bastıracaksin; okullara dağıtacaksın: bu kitaplarda her tür kepazelik bulunacak: ^ine koituğunda orurmaya devam edeceksin. Olur iş mi? önceki gün bizim sazetenin Eğitim sayfasında gördüm. Pakize Türkoğlu Lise 2'inci sınıf Ahlâk Kitabı'nın 53'üncii sayfasından bazı örnekler almış. Ne diyor Ahlâk Kitabı: « Evlenmeyen insarun sorumluluğu da, ahlâkhlığı da bir yere kadardır. (...) Evlenmeyen kadın da evlenmeyen erkek de ahlâk ve kişilik bakımından eksik ve yanm sayüır.» öğrenciler soruyorlarmış: Ya parasizlıktan issizlikten evlenemeyenler? Onlar da «kişilik ve ahlâk hakımından vanm» olur mu efendim? (Vellikle kadm'.ir kimüeve «beni al» divemezler. tstemedikleri halde evlenmlyebillrler. Onlara da sorumsuz» ya da «ahlâksız» diyebilir miyiz'.' Arkadaşımız doğru söylüyor efendim. Bcnim halam kumeti çıkmadifi için evlenememiş: bütün kardeşlerini bakıp büyütmüş. Ona böyle bir gözle bakmak haksızlık olmaz mi? öğretmenim, benim babam öldü, annem bir daha evlenemedi, ahlâkı zayıflar mı? Atatürk de evli değildl efendim; bu yargı doğru olabilir mi? Okullara ahlâk dersi konması için karar verilirken açıUn Urtışmalan anımsayın! Demirerin, Erbakan ın, Türkes'ln. Feyzioelu"nun ahlâk konusundaki tutumlarını bir gözönüne getlrin! Bu sayın politikacüar blrbirlerl İçin vaktiyle neler söylemişler, şimdi kolkola girmişler. Var mı böyle ahlâk? Okul Idtaplanna bir sürü zibidiUk ve yalandolan «ahlâk dersi» diye bu dörtlü ortaklık döneminde giriyor. Eğitim Bakanı Erdem, bu işln sorumlusudur ama halS koltugvnda oturup konuşabiliyor. Ya U s e l'nci sınıf Ahlâk kiUbındaki cmek düşmanlıeına ne diyelim! Bu kitaptald şu tümcelere bakmız: • tnsan olarak herkesin aynı izzeti nefse sahip olması gereklidir. Lakin herkesin şerefi aynı değildir. Toplumda yeri yükseldikçe, yüksekte bulunanlar öbürlerinden dada çok şerefli sayıhrfar. Bir işçi ile bir doktorun şerefi aynı sayılmaz.» Zlbldillk ve kepazellğl bir vana; bozuk Tfırkçesi de blr yana; bu ve btma benzer flkirlerin der» kitaplanna raslantı olarak (rirdlfci kamsmda değiliz. Cephe iktldannın dünya törösünü van^ttan düşüncelerdir bunlar... Ama şimdi 5grend dese k l : öğretmenim! benim babam Işçidrr; bizim şerefimlı Sflleyman Demirel'in şerefinden daha mı az? Ne diyecek ögretmen? Cocugum, onn ben hllmem Sorusturm» Komigyonu'na danısmak gerekir... ml demell? Toplum düzeninl sömürü üzerine kur! Yoksul yurttaşa okuma olanaklan verme! Adam zarzor bir İş bulup emegiyle yaşamını sürdürmeye çahalasın. Sen adamı hem sömür, hem de şerefsizllkle suçla!.. Sonra aynı adamdan vergi al; aldıgın vergilerle ders tdtabı bastır; ve adamın çocuğuna adamın parasıyla bastırdıiın kltapta babasının şerefsiz olduğunu söyle!.. Düşünehiliyor musunuz, bir emekçinin çocuğu. 1976 Türkiye'sinde sınıf geçmek için sınavda babasının doktordan daha serefsiz olduğunu söylemek zorundadır. Ya Alevî vurttaşlar İçin kitaplara geçen sövgülere ne diyelim? Alevilerin din kurallanna sırt çevirdiklerinl, zinayı helâl saydıklarım ülkedeki 15 mliyonu aşkuı Alevî çocuğuna okutmak üzere Oevlet Hazlnrsini kullanan blr siyasal iktidann Türkiye için en büyük tehlike olduğunu söylemek fuzulidlr. Bu siyasal Iktidardan herşey beklenir. Sokaklardaki cinayetlerden tutun da mahkeme kararlannı hasıraltı etmeye değin her yanda cöriilen kargaşarun bassorumlusu artık maskeslz dolaşıyor. Emeğe bunca düşman, paraya bunca kul, akıldan bunca yoksun, ve bunca vurdumduymaz blr Iktidar ortaklıfı yeryüzünde yoktur. Ya gökvüıfmd'e? Yahu; Allab bunlan kabul eder ml? aksim'de Atatürk Anıtı önünde blr genç kadın dakikalardır sesleniyor. Bağınyor, bağınyor... Otomobil, otobüs, troleybüs gurültüleri arasında sesl yitip gidiyor kimi zaman, ktmi sözcükler duyuluyor arada... Önce çevresrnde kim»eler yoktu. Uzaktan bakanlar biriyle kavça ettiğinl sanıyorlardı. Sonra birikmeye başladılar birer ikişer. Elini saliıyor, karşı ysndakilere bir şryler duvurmak istercesine... «fşte orda, sor ona sor» dlyor Atatürk anıtını ellyle göstererek «Sor ona, sor. Ama cevap alamazsın. Öylesine >Tİcelmi? M konuşmaz seninle.* Ayağında pantolon. başında kasket. DakiUa larca konuşuyor. Kiminle? Bir boşlukla bclki de kendi içindeki Jdsüiğiyle... Yaslı bir adam yaklaştı, bir cıgara uzattı. sonra da yaktı kibritiyle. Bir şey sordu. Sessiz. çekinBen. Genç kadın bağınyor «Babam da paşaydı. dedem de. Sorsunlar ona, »orsunlar: «Ne soracaklar? Nasıl bir yanıt bekleyecekler sonra?» Yaşlı bir kadın bana baktı: «Hyde park oldu burası» dedi. Yaşlı adam gitmişti ben geri diinerken. Kalabalık daha da artmış. Kadın durmadan bağınyor. Uzaktan anlasılnuyor dedikleri. Duruyorum yeniden. Gençten bir Beyoflu kabadayısı yakUşnuş, fısıl fısıl bir şeyler söylüyor. Tam uygun blr av diye hesapüyor? Ne diyebilir böyle birisi. Sonra çevrede dönüp dolaşan karanlık tipler. Sessizce sigara içenler... Alan her aksam ki yaşamında. Hareket kalabalık. koşuşma, telâş. Herkes kendi dünyasında Bir an dnrup bakıyorlar Ne Istiyor şu kadın? Delinin birl olmalı. «Sor ona sor» Kim o? Ne soracak? Geçlp gldi yorlar yoUanna. Kime ne? Delinin birl, varsın söylensin!.. Kimse bir şey demiyor. Kimse bir şey sormuyor. Kirase blr yanıt almıyor Kimse cerçekten ilgilcnmiyor Herkes kendi yauuzufına çekilmis. tçiermde ne fırtınalar kopuyor kimbilir. Bu genç kadın tutamamış kendi kendini ver yansın etmis. Sözcükler dalgalar gibi çıkıyor dudaklanndan. Tutarlı tntarsız, anlamlı anlamsız. Yok. bir tutarulığı var, bir anlamı var. Bugünkti toplumun ne denli tutarsız, ne denli anlamsız olduğunu ?österiyor bizlere. Sevgisiz, sefkatsiz. dostlnksuz bir toplum olduk lylden lyiye. Sokaklardan geçemiyoruz korkudan. Kentin her yanında böyle, Bakırköv'ünden Bostancısına, Fenerbahçesinden Tarabyasına. Bir takım kendini bilmezler çıktı ortaya, saldıran, yıkan. çalan, ezen. vuran. Katlller cirit atıyor sokaklarda. Her an blr kurşun gellp götürüverir canınızı. N'edeni niçinl anlaşılmaz. Anlaşüsa da bclli olmaz. Belli olsa da suçlu yakayı kur Unr!... 197Tye geldlk işte. Yann yeni rılın ilk günü. Neler yanlacak, neler söylenecek? En beylik sesleniş «Mutlu yeni bir yıl dUeriz.» Mutlu blr yeni yıl! Nasıl şey o? Mutluluk dediglmiz bir dnygudur zaman zaman gellp eiden Türn toplum, tüm uhıs nasıl mutlu olabilir? Ru demektir ki, herkesin karnı doysun, herkes üşümesin, herkes doeru dürüst siyinsln, herkesin yannı güvence altmda olsun, herkes çoluk çocuğunu okutabiİKin, yetiştirebüsin, kısacası herkes için belirü bir yaşama düzeyi kurulabilsin. Bütün bunlar olsa ulus tam mutluluk aşamasına varmıs sayılır mı? O zaman da daha başka şeyler isteyeceglz, araba. yazlık, daha çok giysi, daha iyi eıda, Reziler, dinlenmeler. Yani, «mutluluk» denen duyguya pek aldınş etmemeli. Nice Insan var her türlü dünya nimetlerl ortasında, «bugün çok mutsuzum» diye konuşabilen!.. 19'1'nin Türk toplumuna «mutluluk» getirmesi olanaksız, niye hayale kaptıralım kendimlzi? Getirse getirse şunu getirsin, sosyal huzur ve dençe. yasalara saygı. azıcık insan sevgisi. Bu da etdm seçimlerinin sonuclanna baglıdır. Kendllerini «milliyetçi» sayıp başkalarını «milliyetsiz» kabul ederek düşman belleme tutumu ortadan kalksın. bu tutumu sürdüren politlkacılar sonım yerlerinden uzaklaştınlsın. Tek dilek. tek amaç bu olmalı yeni yıla girerken.. Atatürk'e ldmse sormuyor. kimse vanıt almıyor, hatta beklemiyor. Atatürk orada bir anıt. bir heykel. bir cansız nesne.. öyle sanılıyor. Bilmlyorlar ki, Atatürk tüm topluma yayümış, tüm gençliğe yerleşmlştlr. Gfizel yannlara giden yollan o açıyor önümüze bize güç veriyor, omut veriyor. O genç kadın «sor işte orda sor» dlyor Taksim Alanında. Sesini rüzgârlara kaptınyor. Yine de inatla sesleniyor halka, «sor ona sor» 19"Tye girerken yanıtsız kalan nice sorulan kendi kendimize sormalıyız, çözümünü aramahyız. Huzurlu blr topluma götürecek yol bu sorular ve yanıtlarla ortaya çıkacak. Kırk iki milyonluk bir ulus kendinl güvenli bir yaşama, haydi yine de o güzel sözcüfü kullanayım mutluluga kendi çabasıyla, kendi yaratısıyla, kavuşacak... T MAARIF DU VAR SAATLİ Allemlztn değerll büyügü, saypdeğer, yardımsever, çalışkan ye ömek Insan merhum Zekeriya Köksal'in vefatinın kırkınçı günü olan 1 Oçak 19T7 yann Cumartesl Uündi namazından sonra Beşiktaş Sinanpasa Camiinde Hacı H»fız Zekl Altın ldaresinde H. Hafız îbrahim Çanakkaleli, H. Hafız Aziz Bahriyeli, H Hafız Fevzi Mısır, H. Hafu Hüseytn Top, H. Halız Amlr Ateş, H. Hafız Mahmut Hatayü ve Duahan Adem Erim tarafmdan azlz ruhu için Mevlidi Şerif okutturulacaktır. Akraba, dost ve arzu eden mıınTi tcşrifleri ric& olunur. KÖKSAL AİLESt (Cumnuriyet: 14188) TAKVİMİ Aziz ve muhterem okuyucuiarımn YENİ YILINI tebrik eder, saadetler düer. Çağdaş Hukukçular Derneği Yayınları Demeklenle. Sendikalarda. Meslek türo demokratik kitle öreütlerlnda örgütlerinde va DİKKAT SAAT r^BminLv»JNAARİF ke!*rr^nl kullanarak latcvlm basan bir başka firmanın 1977 takvimlerl takvimlerlmlzle iltlbasa mahal verdlğinden mahkem* karanyla toplattınlmıstır. İSTANBUL MAARİF KİTAPHANESİ ve MATBAASI A.Ş. Cağaloğlu yokuşu No. 38İST. Telefon : 22 0 0 4 9 (tlâncülü 9168) 14172 Bildlri Yayınlama Av. Hallt ÇeienJt Flaü: 8 Lir» (Cumhurivet: 14198) TOPLUM YAYIN ve KITABEVI TEKRAR ZAFER (ARJISINDAKi YERıNDE ÇALIŞMAYA BAJLAMIŞTIR. DOSTIARA DUYURULURZAFER CARŞISI 18 TEL 25 20 07 YENiŞEHiR • ANKARA REHIİ İHAHÇ TE Ş E K K Ü R Yakın blr zamanda MC'nln kıyımma ugrayarak sürgün edildiglm görev yerinden dönerken bir traiık kazası sonucu yitirdiğirniz biricik yavrumuz ilk sayıda: BEHİCE BORAN«NİHATSARGIN«GALİP TEKİN • B. PONOiyiARYEV«M.CORNFORTH YALÇIN KÜÇÜK»ÖZKAN TANER»RIDVAN KARALAR • N ECDET BULUT • YAVUZ ÇİZMECİ«MESUT ODABAŞI» RESAT KA r DAYIFÇILAR " ^ ^ > iki ayda bir çıkar fiatı 15tl. yılhk abone 75tl. Nu.u 7iya Sok.17/5 TunelİSTANBUL Bayan Kimya Muhendlslnden (Cumhuriyet: 14184) Okan AVCl'nın cenaze törenlne katılan tüm ögretmen arkadaşlarımıza, kuruluşlara, tanıdık dost ve akrabalanmıza. sıcak ilgilerini gördUğümUz halkumza teşekkürü bir borç biliriz. Ötreünen KASIM A V d ve AİLESt (Cumhuriyet: 14199) GDKSEIM ÜNİVERSİTEYE GİRİŞ FEN SINIFLARI LİSE SON BEKLEMEULER 5 ocaK 25 ARALK OERSANESİ'NİN ^ ^ (umhuriyet: 14189) VEFAT Selânikli merhum Hacı SUleyman beyle Mlhver oğlu, merhum tbrahim Namık Poroy, Fahriye Gündöl ve Bedia Poroy'un dayıları, Ahmet Gündöl, Şemsa ve Cem Hancı, îffet ve Güner Ültanır, Dr. Güzin ve Dr. Ali Bozan'm ve Mehmet Cemil Poroy'un büyük dayıları, iş adamlanndan, • •• • • • • • • • • • • • • • • • •• • • •»••••••••••••••••»•• • Modern Matematik ve Kimya dersleri verilir Mtlr.: 27 03 72 (Cumhuriyet: 141M ••••••>•»»••»•••••< >••»•»»»•••»•••» (Cumhuriyet: 1418S) M. EMIN GİRAY üyelerimizin Yeni Yılnıı kutlar, çalısmalarında başanlar dileriz. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ı Mimarlar Odası îstanbul Şubesi •••••••••••< ••••••••••• «> • • • • »••••• (Ctımnuriyet: 14187) rahmettne kavusmuştur. Cenazesl, 31 «ralık 1976 cuma günü, Şlsli Camiinde öğle namazından sonra kaldınlacakbr. Mevlâ rahmet eyleye. A İ L E S t Not: Çiçek gönderilmemesl rica olunur. (Cumhuriyet: 14202) DUYÜRÜ İstanbul Sular İdaresi Genel Müdürlüğünden 1) Kent smırları lçlnde veya dışında tüm Şebeke, Vakıl Su ve İsale borulan ile ilgili Kazı ve Kaplama işleri Şartnameleri çerçeveslnde kapalı tekM mektubu alınmals suretiyle ihaleye çıkanlmıstır. 2) Işin geçiçi güvencesi 100.000. TL. dır. 3) tsteklllerin tek kalemde taahnüt konusu 4.500.000, TL. mertebesinde su, gaz veya elektrik işlerine ilişkin hendek açtığını ve toplam olarals 500.000, TL. lık her çeşit yeni yol yapbğını, ya da bozulan her çeşit yolu onararak eski durumuna getirdlğini bildiren belgeleri göstermelerl gereklr. 4) İhaleye fcaülabllnıelc İçin istekliler en geç 11 Ocak 1977 Sah günü çalışma saati sonuna değin tdare'den yeterlOc buigesl almak Uzere basvunnak zorundadırlar. Ancak tdare yeterlik belgesini verip vermemekte serbesttir. 5) Diger koşullar 100, TL. karsüıginda tdare'miz veznesinden alınabilen Teknik ve Genel Şartnameden ö5renilebüir. 6) tsteklilerin en geç 13 ocak 1977 Perşembe günü saat 15.00'e değin Teknik ve Genel Şartnamelere uygun kapalı teklinerint Beyoğlu Istiklâl Caddesinde bulunan tdare Merkezlndeki Zabıtlar ve Kararlar Müdürlü&üne vermeleri gereklr. 7) tdare Ihaleyi yapıp yapmamakta, ya da diledigine yapmakta serbesttir. (Basın: 30477) 14181 Müfettiş Muavinliği Giriş Imtihanı Sanayl ve Teknoloji Bakanlığı Teftlş Heyeti Reisliğine lmtihanla Müfettiş Muavlni alınacaktır. 1 tmtihana girebumek İçin: a Hukuk, Siyasal Bilgiler tktisat, Işletme ve tdarî tlimler Fakülteleri ile İkUsadi ve Ticarl llimler Fakülte, Akademi ve Yüksek Okullan ve;a meslek için gerekli kültürü veren ve yukarda belirülen öğrenim kurumlanna eşitügi Milli Eğitim Bakanlıgınca kabul olunan yerli ve yabancı fakülte, Akademi ve Yüksek Okullardan birinl bitirmls olmak, b Devlet Memurlan Kanununun 48. maddesinde yazılı nlteliklere sahip olmak ve fiili askerlik görevinl vapmış veya tecil edilmiş bulunmak, e tmtihanın ilân edildigi tarihte 30 yaşını doldurmamış bulunmak eerekir. 2 Yazaü imtlhanlar 21.2.1977 tarüıinde başlayacaktır. 3 tsteklilerin, imithan için gerekli formalite ve belgeleri gösteren ve imtihan konulan hakkında lüzumlu bilgi leri veren broşüril, Ankara'da Sanayl ve Teknolo.11 Bakanlığı TefUş Heyeti Reisliginden. İstanbul ve İzmir Sanayl ve Teknoloji Bölge MüdUrlliklerinden bizzat veya mektupla temin etmeleri mümkündür. 4 tmtihanlara glrmek için 1.2.1977 sah günü akşamına kadar Sanayl ve Teknoloii Bakanlığı Teftiş Heyeti Reisliğine belgeleri Ue birlikte yazılı olarak başvurmalan gerekir. Postadakl eecikmeler dikkate alınmaz. tlân olunur. (Basın: 3()439) 14182 TEŞEKKÜR 5 = Eşim MERAL ARTUN'a büyük ihtimam göstererek oğlumuz ATAKAN'ı bize kazandıran Sayın 1968 Müracaat: SATILIK Opel Rekord • 1700 Temlz. 37 96 46 (Cumhurivet: 14197) 5 • • • • • • • • » •» • > • • • • • • • • • • • • •• »• • • • • • • • • 5 5 İ = 5 1 | ERTUGRULESEN I ve hemşlre MARGABİT NORÎK ile Italyan Hastaneslnin dlger personelme ıçten teşekkürlerimızi bildiririz. AHMET ARTUN 5 = 5 OP. DR. I ÎLÂN Samsun YSE. tl MUdürlugünün 1300x24 lhtiyacı İçin 10 adet Lâstik Alınacaktır Munammen bedelı 60.000. TL. olan lastiklertn Inalesı 2430 sayılı kanunun 31. maddesi gereğince kapalı zart usulü Ue 14JL1977 günü saat 14.00'de YSE. tl MüdUrlügü Tekoik Hlzmetler ŞefUgı odasmda yapılacaktır. tşln geçlcl teminatı 4550. TL. olup dahs genls Daireden temin edüebillr. bügl ^ıııınıııııımııııııııııımııııııııııııııımııııııııııııııııııııııııii ııııc Cumhuriyet 14190 (Basın: 20875) 14179 KAYIP Edebiyat Fakültesı devam karnemi kaybettim. Hükümsüzdür. HÜSEYİN BAŞYtJRT Gazetecüer: ... / 14204 KAYIP Edebiyat Fakültesi karnemi karbettim. Hükümsüzdür. CEMAL ÜNAL Gazeteciler: ... / 142'>3
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle