Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
tut... rüyüşü» var. Oldürülen, katilleri bile bulunup, yakalanmıyan gençlerin anısına. Neden yalmz analar? Meclis kulisinde Şükrü Bulut'un babasını görünce düşündüm bunu. Benimle görüşmek istemişti. Lokantayla kulisler arasında karşılaşıp tamştım onunla. Meclis haberlerini yazdıracak tım. Bir koltuğa oturdu: Şimdi geleceğim, bekle beni.. dedim, geri geldiğimde yerinde yoktu. Belki de Meclisteki görevlüer, «yasak, burada oturamazsın» demişler, kaldırıp uzaklaştırmışlardı onu. Nasü üzül düm... Bir, analar değil, babalar da katılmalı yiirüyüşe, tüm halk yığınları kınamalı, protesto etmell kanlı cinayetieri, kıyıcüarı... Halkımız, faşizmin ettiklerini göre göre her geçen gün daha da bilinçlenmektedir. İstenildiği kadar, illeri, ilçeleri «Ülkücü»lerle doldursunlar. Kaç yazar Doğu illerinde ülkücüler... Ne söylentiler de çıkıyor? Duydun mu, ortaZık bozuluyormuş. Başbuğ silâhla tehdit etmiş, «Bozamazsmız ortalığı» diye. Söz oradan hükümetin ne zaman düşürüleceğine geliyor. Kulislerde yer yer fısıldaşmalar. Çıkış kapısı yamnda, AP'liler öbeklenmişler. Konuşan Vahit Bozatlı, şu kadarı çalımyor kulağıma: Hükümeti düşürmek. istiyen namussuzlarla... Cephe içinde Demirel'e karşı o lanlardan m: söz ediyor acaba Bozatlı? Süleyman bey'in en yakınında gözükenler, ona vaktiyle en ağır sözleri söylemiş olanlardan çıkıyor... Hızla geçiyorum yanlanndan, duyamıyorum arkasını. İçerde Millî Eğitim Bakanı Ali Naili Erdem, Mehmet Sönmez'in gündem dışı konuşmasını yanıtlıyor. Ali Naıli Erdem, Ferdi Tayfur'a mı benzetmek iştiyor ne ses tonunu? Öğrenciyken arkadaşlan «Poz Nail» derlermiş. Hangi arkadaşı yeni bir giysi yaptırsa, dolabından onu alır giyer, biraz fiyaka yaptıktan sonra getirir verirmiş. Bütçe Komisyonunda «Komando Nail» de dediler. Bunu yazdım diye, kulislerde yüzüme de bakmıyor artık. Geçen gün, yüzü neden kül gibiydi? Yandan gördüm, çok bozuktu. AP grubunda SQIeyman bey'le yan yana oturmus lar. konuşmuşlar. Süleyman bey sert mi çıkmıştır? Öyle mi demiş tir. Nail bey, bu komandolara çok yÜ2 veriyorsun, dozunda ANKARA NOTLAR1 KÜÇÜK AYAK OYUNLARIYLA UFAK AYAK IZLERİ Mustafa EKMEKÇi Doğruca Erbaksn'a gitti. Konuş tu, böyle böyle... Seninkiler CHP ile birlik oy kullanacaklarmış. Aman bunu önle.. Erbakan, bütçedeki MSP'lileri topladı, kat sayının ll'e çıkarılması önlendi böylece... MSP'nin lçindeld huzursuzluğu Süleyman bey adı gibi biliyor. Kendini MSPIilerin yerine kim koysa öyle düşünür. AP'nin kol tuğu altmda eriyip gldecek. MSP li bakanlıklann kadrolarına yan daşlarını getirmek istemesi doğaldı. Gelgelelim, AP'de olan Ma liye Bakanlıgı mızmızlık etmekte, ucun ucun koklatmaktaydı. Ara sıra, kesenin ağzını açıp kadrolann kapısını aralamak gerekiyordu. Sanıyorum. MSP'lilerin uyutulmaları böyle sağlanacaktı. îstedifi 2400 kadrodan bin kadarıru bıraktı, uslu durursa arkası da verilirdi... Süleyman beyie ilgili yeni Mec lis soruştunna önergesi üstüne oluşturulan komisyon üyeleri 88, yani CHP'lilerle DPIiler 8, AP, MSP ve CGP toplamı da 8, öyle olunca MSP'linin hoş tutul ması gerek. Fakat hangi MSPIi olursa olsun, bir yolsuzluk dosyasında Süleyman bey'in yanında olur mu. olmaz mı? CGP'ye neden bir ödünç üye verildi de grııp olması sağlandı? Bu. soruşturma komisyonu ile ilgili mi, değil mi? Tartışılan konular bun lar.. Hükümete verilecek bir genso ru önergesi oylanıp güvenoyu sı rası gelince, MSPIilerden «kırrmzı» oy veren çıkar mı, çıkmaz mı? Gelmemeleri, fazla bir etki yapmaz gensoru güven oylamasında. 22fi kırmızı oyun bulunma sı zorunlu. Süleyman bey demi yor mu? 226'yı bulun beni düşürün.. diye. CHP'nin bu konularda, ciddi girişimleri olduğunu söylemek şimdüik zor. önce anlaşıldığı kadar, anahtarı elinde tutan MSP'lilerle eski ortak olmalanna kar şın konuşmalan kıt. Arada bir gül atmalan, kulis yakmhğından öteye gitmiyor. AP İçinde Süleyman bey'in ko ruyucu meleklerini bulamazsınız eskisi gibi. «Biraderler» olayında, çok APIi evlnden kalkıp Meclise gelmek ve Siüeym.in bey'i kurtarmak istememişti. Ço ğu, yalvara .yakara geürilebilmiş lerdi. Bu kez, «yeğen» konusunda daha iyimser değildir sanıyo rum. Hani, bazılannı «bakan» fi lan yaparak bağlamak kolay gibi. 16 kişiye de bakanhği nerden bu lacaksınız? Bazı bakanlar herhal de, hükümetin gitmesini hiç mi hiç istemezler.. Geçen gün Mülkiyeliler Birliğinde anlattılar: Sanmıyorum. Süleyman bey'in başı daha çok dertte bu sıra. Ne yapıp etse de, paçayı kurtarsa.. Mecliste, «Mobilya yolsuzluğu» önergesi görüşülürken, o yoktu. Daha önceden bir haber almıştı: Aman efendim. MSPIiler büt çede kat saymın 11 'e çıkarılması yolunda CHP'lilerle birlikte oy kullanacaklarmış... Azizim, kaymakamlığı sıra sında meteliğe kurşun atıyordu. Zaman zaman «Yahu biz hep böy le mi kalacağız?» diyordu. Bir yurtta bir kız arkadaşı vardı. Sözde arkadaşı ona güzel bir kız bulacaktı da evlenecekti bizimki. Sonra ikisi evlendiler. lyi mi? Eski zeki, kurnaz kızdır ha, yük selmesini de eşine borçludur... Yoksulluktan kurtulunca unutmuş artık yoksulluğu, yoksullan. Öyle artık kebapçıda filan yemek yemez elbet. Yemeklerde de öyle uç köşelere oturmaz. O aldırmaz belki de eşi kızar, yaa... Böyle kurulmus bir düzende, hükümette olmak varken, kim ister düşürülmeyi? Dolaşıp dururken, llhami Sancar'a rastladım... Ne yapıyorsunuz? İdare edilip gidiyoruz işte.. Anlattı sonra... Düziçi Öğretmen Okulu öğrencilerinin başlarına gelenleri saptamak için Adana'ya gittik arkadaşlarla. Gördüğümüz manzara korkunç; 750 tane genç, dongömlek kapı dışan ediimişler. Ben Kurtuluş Savaşmda, Yunanlılara küfrettim diye hapsedildim. Fakat bana fiske vurmadı Yunanlılar... Öğrencilere yapılanı Yunan yapmaz, demek istiyordu Sancar. Kulislerde APIilerin yeni küçük ayak oyunlanndan örnekler dinliyordum. Cephe kurulduğu sıra. Ecevit hakkında İsmail Cem'i TRT'nin başına getirdiği için rerilen Meclis soruşturması önergesi gündemdeydi. AP'liler, bunu Süleyman Bey'in «Mobilya dosyası> ile eş tutmak istiyorlardı. Istiyorlardı ki, Bülent Bey kürsüye çıksm şöyle desin: Arkadaşlar beni Yüce Divan'a mı göndermek istivorsunuz? Giderim benim Yüce Divan'dan korkum filan yok... Karaoglan'ın mertliğinden, açık sözlUlügünden yararlanmaktı amaç belki de. Böyleceee, Süleyman Bey dosyası daha komisyonlardayken, Bülent Bey hakkında soruşturma komisyonu kurulmuş olacak ve kamuoyunda Süleyman Bey değil, Bülent Bey yıpratılacaktı. iyi mi? Konunun gündemde olduğunu bilen CHP ileri selenleri, Ecevitie toplandılar. Görüşlerini bildirdiler. Ecevit, arkadaslarına yalnız kalmak istediğini bildirdi ve G«nel Başkanlık odasmda bir saat yalnız başına düsündü. Karannı verdi bu bir saat sonunda.. Dışarda sulusepken kar yağmış hiç haberim yok. Meclisin kulislerinde, salonunda dolaşıp dururken yorulmuşum. Dışan çıktım biraz yürümek, açılmak istiyordum. Meclis kulislerindeki küçük ayak oyunlarıyle, analarm ufak ayak izleri karşıyordu birbirine. Sulusepken yağan kar, yüzümü çıbartıyordu... TARTIŞMA Haklıdan yana olmak suç mu? Haksızlıklara karşı çırpman bir genç olarak, şunu beUrtmek tsterim ki, kimi insanlar gerçekleri bildikleri ve gördükleri halde gerçek dışı iddialarmı sürdürebilmekte ve kamuoyuna yansıtabilmektedirler. Bu tip insanlann varlığı üzücüdür. Yurtseverlik nedir? Halkın arasma 0rmek, halkın yaşammı yerinde lzlemek ve edindiği izlenimleri, kamuoyuna yansıtmak olmalıdır kanımca. Belki belleklerde kalmıştır, bundan bir süre önce, Sivas'ın Şarkışla ilçesinin Kızılhöyük köyü halkmın haklı davalannda haksızlığa uğramış olduklarını 1 aralık 1975 tarihli Cumhuriyet'in tartışma sütununda «Yoksullann yaşama hakkı yok mu?» başlıklı yazımda belirtmiştim. Söz konusu yazım yurt çapında yankı uyandırmıştır. Çeşitli yörelerden cok sayıda mektup aldım. Pazılan eleştiriyorlar. Bazılan da bir hakkı teslim ederek kutluyorlar. Bana mektup yazma zahmetinde bulunanlara çok teşekkür ederim. Şunu aynca belirteyim ki bugüne değin gerçek olmayan hiçbir şeyle ilgilenmemişimdir. Cerkeslerin 2030 yıl önce, sırtında torbalarla dilencilik yaptıklannı söylemişsem, bu gerçek olduğu içindi. 22 aralık 1975 tarihli Cumhuriyet'in ayni sütununda •Yoksullann yaşama nakkı» başlıklı Faruk özden imzalı bir yazı yayınlandı. Sayın Faruk özden beni eleştiren yazısında, gerçekleri hasır altı etmeyl daha uygun bulmuştur. Kendisi devrimcilikten söz etmektedir. Gerçek dışı savlarla devrimcilik gülünç olmuyor mu? Aynca şunu açıklamayı uygun buluyonım: Seneler öncesinden Kızılhöyük köylüleri ile Çerkes köylüleri arasındaki ilişkiler kız alro vermeve kadar gidiyordu. Öykü şudur: Bundan 5 sene önce Kayseri'nin Pınarbaşı ilçesi Methiye Cerkes köy halkı ile Sivas'ın Şarkışla ilçesi Takyurt köy halkı arasmda sınır anlaşmazlığı baş gösterir. Her iki tara! taşlı sopalı birbirleriyle kıyasıya vuruşurlar. Sonuç Methiye köy halkı, Takyurt köy halkından bir kişinin kolunu kırarlar. Ve anlaşmazlıklan mah kemece çözümlenir. Şarkışla üçesinin Kızılhöyük köy halkı 13.İU. 1974 tarihınde köylerinin bitişiğindeki kendi meralannı sürerek ekerler. Kofnşu köylerirt toprakterına rffödahîfle etmekl*"ütt yap"rhış Methiye Çerkes köy halkı ile Takyurt köy halkı, önceki kırgınlıkları yerine anlaşaraktan Kızılhöyük köy halkının sürüp ektiği araziye silâhlı saldırıya gpçerler. Şikâyetler sonucu toprak ilgililerce Kızılhöyük köy haikına bırakılır. İbret verici olaya bakm; Mısır'da 20 sene öğrenim görmüş Methiye köyü hafızı olayı başlamadan önlemek için, halkı camiye toplayarak aynen şu çok değerli konuşmasını yapıyor: Din kardeşlerim, doğruluk dinlmiztn temelidir. Sizlerin komşu Kızılhöyük köyü sınırlan içinde kalan araziye müdahalede bulunmanız, dinimize aykın olduğu gibi insanlıkla da bağdaşmaz. Sizlerden bu haksız davanızdan vazgeçmenizi bir din görevlisi olarak rica ediyonım. Catışmada ölen müslüman olarak ölmeyecektir. Hafızın bu konuşmasına karşılık, ayni köyün imamı: «Hayır biz~ iddiamızı sürdüreceğiz. Hakkımız olmasa da arazıyi Kızılhöyük köylülerinin elinden alacağız. Bu karanmızdan dönmeyeceğiz. Bana kurşun işlemez. Çünkü üzerunde ayet var» diyerek halkı kışkırtmıştır. Fakat olayda imamdan başka ölen de olmamıştır Allah» sözü, haksızlığa tahammül edemeyerek. ımamın ttendı taraftarlanndan birinin attığı kurşuna hedef olmasına sebep olmuştur. Ne var ki. burada da talih yoksula gülmeyecek, naklı da olsa Kızılhöyük köylüsü güçsüz olduğu için suçlu çıkacak ve cezayı çekecektir. Gerçeklerin örtbas edildiği bir ortamda, fırsatçılann. hakim haksız, haksızı haklı gösterme sanatlan da üstün oluyor. Zengini daha zengin, yoksulu da ha yoksul yapmak ve bozuk düzenın verisidir. Yoksul ve naKlı köylülerin soruniarına egilmek isteyen savın parlamenterlere sesleniyorum İşte Kızılhöyüklülerin öyküsü Sızlere binbir türlü umutlarla oy veren ve bir oy'undan başka şrücü olmayan, Cumhuriyet üemokrasi • özgürlük Hukuk Devletı sözlerlnin bir aldatmaca olmadığına lnanan yoksui nalk. siz sayın büyüklerınden hakkına hak, yarasına merhem bekliyor. Metin BOLfKBAŞI Rarharos caddesi Birlik Apt. kat: 6, Dalre: 12. No: 3» Cennet MahaUesi • Ut SSK Şeriatlamı Yönetiliyor? S.S.K. işçilerine yapılanlar, şeriatçı bir düşüncenin gerçekleşmesidir. Katı düşünce «şeriatın kestiği parmak acımaz» deyimi ile yumuşatıimak ıstenmektedir. Oluşturulacak avunma ortamı içinde şeriatın kesecefi, yıkayacağı, yok edeceği varlıklara, değerlere de acıma mak, aldırmamak doğru bir davranış olurdu. Hilafet ile şeriatçılıkta eeçerliliğini yitirerek, değer yar. gılan, düşünceleri, düşüncelerin dile getirilişi çürüyüp yok olmuştur. Şeriatçı, «şeriat böyle der, kes kolunu! şeriat baş ister, vur başını!», diyerek sadizmin verdigi alışkanlık ve coşku ile yoksul kitlelerin başlan üzerinde kanlı baltasını sallar dururdu; şeriatın istediginden çok, şeriatçınm dileği önemli idi. 1920 yıllanndan önceki Türkiye'de şeriatm kestlği parmak acımazmış, bu masala inanmış olsak da, yurttaşlar yasasınuı yürürlükte bulunduğu, bir hukuk devleti olan Cumhuriyet Türkiye'sinde çağ dışı bir düzenin keseceği parmak kıfk milyonun başına bedeldir. Bu bedel bir çırpıda bir bakanm demeci ile ödenemez. Aslında Türk Ulusu kesılen parmakların, kopanlan kollann. vurulan boyunlann acısını yüregi burkularak ödemiştjr. Kesilen parmaklann acıyıp acımadığınm bedeli İse Türk ulusuna deftl. bu tümcevı dile »etirenlere aittir. S.S.K.'da emekçilere uygulan?n ceza şeriatçı bir düzenın niteliklerini taşıyor ise «şeriatın kestiği parmak acımaz» der, çağ dışı bir bekleyiş ve sabır (tevekkül) ile uygulanan haksızhklara boyun egerek, işçilerin zararlanna göz yumar, çığhklarına kulaklarımızı tıka vabilirdik. Yurttaşımız olan emekçiler de anayasa ve tüm yasalanmızm güvenliği altmda ise. kesilen bir parmak tüm bedenimizi saran bir vara açar ki. acısı yıllarca çekilir de devası zor bulunur. ffSerıatm kestiği parmak acımaz» tümces» ile düsöncelerini dile getiren bir bakanm, layiklik ilkelerine ne ölçüde bağlı kaldısı düsüncesinin dile setirilişi de Türkiye Cumhuriyetinın tüm yasalarının (rüvencesl altındadır. Türkive Cumhııriyetinde şeriat deiiil. layik vasalar eeçerlidir 5eriatın hükümlerinden degıl. yasalann bileşimindpn shz edilir. Ters bir davranış «Bakan» da olsa bağışlanamaz. Yüksel ERDOGAN TÜTÜN Tütünün Uk defa Amerika'da bulunduğu söylenir. Ve yur dumuzun büyük bir kısmmda tütün yetiştirilir. Ayn, ayn zamanlarda her bölgenin piyasalan açılır. Ekici tütün piyasalan... îlk piyasa Ege'de açılır. Bu yıl da yine aynı olacak. Tütün ekicisi neden sabırsızlıkla beklemesin piyasanın açılmasını, yıl on iki ay onun için emek harcamış, geceleri uykusuz kalmış, gündüzlerl akşamlara kadar aynı yerde, çivi ile çakılı gibi oturup tütünleri tek tek dizmiştir. Kanımca tütün en çok emek isteyen ve aynı zamanda üreticinin en çok zamanını alan bir üründür. Tohumun ekilecek kıvama getirilmesi. Cocuk gibi bakım ister bu iş... Fidelerin yetiştirilmesi. Fidelerin hazırlanmış tavlalara dikilmesi. Capa. su, ve kırması, yani yaprakların toplanması. Dizmesi, kurutma. s.1. basmasi, yani balye haline sokulması, bakıtması, satması, teslimi. Evet bütün bunlar koca yılı kapsar ve bütün bunlara karşılık ellerine ne geçer tütun ekicilerinin? Borçlannı ödeyebîHrler mi? tnsance yaşayabflfrler mi? Onlânn Herşeyi kişilerin dudakları arasmdan çıkan söze bağlı. Tütün ekicisinin sendikası yoktur. Grev hakkı yoktur. Alıcılarla pazarlık yapamazlar. Vetiştır. dikleri tütünü kaç liradan satacaklsrını bilemezler önceden. Ön fiyat yoktur. Karşılarında dev gibi tüccarlar var. Devletin alımlan yetersiz. O tütün tüccarları ki üreticilerden kat kat daha fazla kazanırlar. O tüccarlar ki, çocuk . çoluğun alın terüıi ceplerine Indirirler. Ba? fiyat meselesine gelince. Baş fiyatın ne kadar oldu. ğu pek önemli değildir, bir yerde. Cünkü, baş fiyat ne olur sa olsun tüecar kendi bildiginl yapar. Cîöstermelik birkaç kişinin tütününü yüksek fiyattan alır. Gerisini... Bir bakıma tütün ekicisinin erneği insafa kalmış... Tütün satımında «eksper» avcılıgı da önemlidir. Yani eksperi ayarlayan tütününü iyl satar. Nasıl ayarlarsın bilmem. \'e, hem kımler ayarlayabilir eksperi? Düşünmeye deger. Cocuğunun okuması, oğlunun düğünü. borcunun ödenmesi tütüne baÇlı olanlar .. Çilekeş tütün üreticilert... Evet alın. terinın yarısım toprak sermayesine veren ortakçılar. Ortakçıların eline pek birşey geçmez satımda Cünkü daha önceden yemiştir, tütünün parasını... Hem de ne koşullarda .. Ne yapsınlar? Başka ne yapabilirler ki? Bankalar onlara kredi vermez. Onlann yeğenleri hayali mobilya ihracatından doiayı «levletten.«ylrmi milvçn» vergi iadesi alamazlar. Hem d& yirrhi aifı yaşTarirfdâ. t3ençken. Evet, acı tütünle uğrasanlann, tütün emekçilerinin dertleri bir degil, elvan elvan... Her ekicı tütün piyasasmda zenginler daha zensin, fakirler daha fakırleşir. Ama bu ne zamana kadar sürer? Ali KARAARSLAN Siyasal Bilsüer Fakültesi Öğrencisi ANKARA GÖZLEM TBa?taTaft •vfadft) layalım: Topçu Pilot Albay Remzi Siretii, Hâkim Yarbay Saadettin Lçüncüoğlu, Hâkim Binbaşı Siret Kurtcebe. Aynı Sıkıyönetim mahkemesi, 1974/1 esas, 1974/2 sayılı gerekçeli hükmündc işkence konusu için şunları yazabilmektedir. Kararın 34'üncü sayfasını okuyalım : Şu halde iddia edildiği gibi, işkence yapılmış ise, gerçeğe aykın bilgi edilmemiş, gerçege uygun bilgi edilmiştir.. Bu gerekçc açıkça, işkence yoluyla elde edilen sanık ifadelerine hııkuksal gecerlik kazandırmaktadır. Tarafşızlık bu mudur?. Feragat» ve •fedakârlık» göstererek çalışmak böyle mi olur?. Sizler bunların cevabını ararken, Sıkıyönetim Komutanhklan ve Milli Savunma Bakanlığı'nca görevlerinden alınan bazı askeri yargıçlardan örnekler verelim : Hâkim Yarbay Galip Savaşkan ve Hâkim Binbaşı Hikmet Hacımirzaoğlu, İstanbul'da l'inci Ordu Mahkemesinde görev yaparken, 83 samklı deniz subaylan davasında tutuklama istemlerini kabul etmediği için görevlerinden alınmışlardır. Galip Savaşkan Lüleburgaz'a, Hikmet Hacımirzaoğlu da, eüney illerine yollanmıştır. 83 samklı davada beraat hükmü veren ve genç subaylan ihbar eden Kubilay Kılıç hakkında kovuşturma açılmasını isteyen Hâkim Albay Remzi Sirin ve Hâkim Yarbay Refik Karaağ görevlerinden alınmış ve görev yaptıklan mahkeme toptan fcaldırümıştır. Milli Savunma Bakanı Ferit Melen, bu askeri yarçıçlan n meslek onurlarını 12 Mart günlerinde korumuş mudur ki, bııgiin de aynı duygu ve düşünce ile böylesine bildirilerle askerî yargıçlan savunmaya çalışmaktadır? Görevlerinden alınan, mahkemeleri ortadan kaldırılan askeri yargıçlar, «Feragat» vc «Fedakârhk» içinde çaiışmamışlar mıydı?.. Evet, bunlar askeri yarçıç değil miycii!? Ankara 2 No.'lu Sıkıyönetim Askerî Mahkemesinde TÖS Genel Başkanı Fakir Baykurt ve arkadaşlarını ilk duruşmada tahliye eden hakim albay Doğan Tolen ve hakim albay Ismet Onur, neden bu tahliye kararlaruıdan sonra, Sıkıyönetim Mahkemelerindeki görevlerinden alınmıştır? Yoksa bu askerî yargıçlar da, gerekli «Feragat» ve «Fedakârlıkla» çaiışmamışlar mıdır? Raslantıya bakın ki, bu iki askerî yarjıç görevlerinden aUndıktan sonra, Fakir Baykurt ve arkadaşları, tank albay Celâl Altın ve hakim yüzbaşı Celalettin Perek*. in imzalarıyla mahkum olmuşlardır. Duruşma yargıcı hakim yarbay Zeki Engin, bu karara karşı çıkmıştır. Karar sonradan askerî Yargıtayca da bozulmuştur. Bu da mı rastlantı? Türkiye İşçi Partisi yöneticilerinin tutuklanma istemine karşı çıkan hakim yarbay Besim Doğuşlu, neden, bu kararından birkaç ay sonra görevinden almmıştır? Yazar Emil Galip Sandalcı hakkında beraat kararı veren hakim yarbay Necati Akagündüz'ün bu karardan hemen sonra görevden alın ması da mı rastlantıdır? Hakim Yarbay Erdoğdu Demiray ve hakim binbaşı Ergun Argon neden Sıkıyönetim Mahkemesindeki görevlerinden almmıştır? Diyarbakır Sıkıyönetim Savcısı hakim albay Hayrettin L'ğraşız, hangi tutuklama kararına karşı çıktıktan sonra, görevinden alınmıştır?.. Profesör Uğur Alacakaptan ve arkadaşlarının davasında, mahkumiyet kararı, nasıl alınmıştır bilir misiniz? Karar dııruşmasında üye değiştirerek... Mahkeme Başkanı Topçu Albay Azmi Işıklar, karar duruşmasından hemen önce değiştirilerek, mahkeme başkanlığma topçu albay Remzi Şiretli getirilmiş ve mahkumiyet kararı, hava hakim binbaşı Fersat Oltulu'nun muhalefetiyle alınmıştır. Fersat Oltulu'nun bu karardan bir süre sonra sıkıyönetim mahkemesindeki görevine son verümiştir. İzmir Sıkıyönetim Mahkemesi Başkanı Fahrettin Burkay da bazı sanıkların tahliyesüıe karar verdlkten sonra görevinden almmıştır. Ankara Sıkıyönetim Mahkemesinde görevli deniz hakim binbaşı Turgut Akınalp de aiınanlar arasındadır. Millî Savunma Bakanı Ferit Melen, 12 Mart hükümetleri. nin Başbakanlığını ve Millî Savunma Bakanlığını yapmıştır. Resmi ağızlara göre, 12 Mart Muhtırası, Demirel'in başında bulunduğu hükümeti, Cumhuriyeün geleceğini ağır bir tehlike içine düşürdüğü için devirmiştir. Ferit Melen bu muhtırayla kurulan hükümetin Başbakanlığını yaptıktan sonra, hufiiıı de Demirel hükümetinin Millî Savunma Bakanlığında bulunmayı nrsıl yorumlamaktadır, bunu bilemeyiz. Fakat şu soruların cvabını bekleriz: «Feragat ve Fedakârlık»la çalıştıklarını söylediğiniz yargıçlar, sadece t'lkü Ocaklannı mahkeme kararlarıııda övenler midir? Topiattığı kitaplan yakan Abdülbaki Tuğ gibi Savcılar mıdır? Remzi Şirin, Refik Karaağ, Doğan Tölen, tsmet Onur, Fersat Oltulu, Galip Savaşkan, Hikmet Hacımirzaoğlu, Zeki Eğin, Erdoğdu Demiray, Er. gun Argon. Hayrettin Lğrasız, Fahrettin Burkay, Azmi Işıklar, neden görevlerinden alınmışlardı? Evet bunlann ceva. bını vermek gerekiyor. Bunca askeri yargıç neden görevlerinden alınrruştı. neden?.. Askeri yargıçların meslek onurları ve kişilikleri böyle bildirilerle korunmaz. Onları, kürsülerinde vicdanlarıyla baş Bakkalların önüne bırakılan ekmeklere kedi ve köpeklerin sataştığı bildirildi Büyük kentlerin en büyük dertlerinden biri olan sağlık sorunu yetkilüeri uğraştıra dursıın, halktan da sağlık yönünden sakıncalı görülen durumlarda belediyelere şikyetler yapılmaktadır. Fırıncılar tarafmdan sabahın çok erken saatlerinde bakkal ve bayiler açılmadan kapı önlerine bırakılan ekmekler halkın tepki göstermesine yol açmakta ve belediyeye şikâyetler yagmaktadır. Konu ile ilgili olarak şikâyetlerini dile getiren vatandaşlar, fırıncılann kapı önlerine bıraktıkları bu ekmeklerin kedi ve köpeklerin oyuncağı olduğunu süylemişler ve bu duruma bir son verilmesini istemişlerdir. İlgililer tarafından verilen bilgiye göre. fırıncılar bakkallaruı açılmasını beklemeden ekmekleri gelişi güzel kaplarda dükkânların önüne bırakmaktadır. Sağlık yönünden sakıncalı görülen bu durumun önlenmesi için Belediye Şube Müdürleri uyanlmıştır. Bu na göre her şube müdürlüğü, bölgesındeki bakkal ve bayüeri çok erken saatlerde denetleyecek ve kapı önlerine bırakılan ekmek lere el koyarak imha edecektir. Konu ile ilgili olarak Şişli ilçesinde yapılan denetlemelerde bin kadar ekmeğin kötü koşullar altmda kapı önlerine bırakıldığı görülmüş ve ekmeklere el konulmuştur. Bu konuda fırıncalarm da dikkati çekilmiş, ekmeklerin dükkân sahiplerine teslim edilmesi gerektiği bildirilmiştir. (a a) OKUYÜCU MEKTUPLARI Büyük trafik olayı ve saklı kalan gerçekler pervasız davranışlarıdır. Her Olayın nedenlerinin başına ve televizyona yanlış aksettirilme ne sebeple olursa olsun trafiğin yavaşladığı ve bir kuyruğun osi beni bu satırlan yazmaya luşmaya başladığı zamanlarda sevketti. İstanbul • İzmit kaarkadan gelen hızlı şoförlerin rayolunun 21 aralık pazar ve 22 aralık pazartesi günü tıkanma hemen ikinci ve üçüncü sıralan oluşturarak, yolu geçit versından bahsediyorum. Bir tam mez biçimde işgal etmek alışgeceyi de içine alan 1620 saat kanlıklandır. Gerçekte bu davsüre Istanbul'ün Anadolu ile ranış. bizi uygar toplumlardan karayolu bağlantısının kesilmeayıran temeldeki şark kurnazsini bütün yaym organları man şet haber olarak sundular. $e lığı hastalığının yollarda sergihirlerarası ve milletlerarası tra lenen çirkin görüntüsüdür. Son fiğin birbirine rastgele kanşı olayın gerçek nedeni de budur. mmdan oluşan bu kaosun i Başlangıçta bir noktada oluçinden, cımbızla tutulup aynş şan düğümlenme saatler ilerletınlan bir yabancı askeri heye dikçe birçok noktada tekrarlantin macerası. orada tıkanıp ka dı ve manzara kilometrelerce lan onbınlerin sessiz ıstırabımn uzunluğunda bir kargaşaya döitişitilebilen tek şamatası oldu. nüştü. İkinci neden görevlilerin kaOlayın nedenini, yayın organlan kar yağışı ve kötü hava yıtsızlığıdır. Olay Kocaeli il sışartları olarak verdiler. Karla nırlan içüıde meydana gelmiştir. Ben de Izmit'ten gelirken başlayıp gece donla devam eden kötü hava şartlan elbette doğ tıkananların arasında idim. Dolayısıyle gözlemlerim tıkanma rudur. Bu trafiği başlangıçta bölgesinin Kocaeli tarafına ai^ yavaşlatmıştır. Fakat trafiğin pek uzun süre bütünüyle tıkan tir. Olay yerinde Kocaeli iline masının nedeni asla bu değil ait, yanılmıyorsam, üç adet tradir. Zira kaygan zeminde araç fik aracı ve İçinde polisler varların ilerleyemeyip kalmaları dı. Olayın vüs'ati yanında sayılarının yeterli olmadjğı aşikâr•/eya devrilerek yolu tıkamalan dı. Çalışmalarmı, bir buz kutusöz konusu olmamıştır. Gerçi birçok araç kayarak yol kenar sundan farksız otomobilin içinde titrerken, çilemizi dindirelarına saplanmıştır. Punlardan bazıları geçişı kısmen daralt cek tek ümit olarak, dikkatle mışsa da, büyük çoğunluğu yo izliyordum. Netice almaya azimli bir gayretin içinde defillerdi. lu terketmişti. Kısacası yolu Hareketlerine bir isteksizlik habütünüyle kapatan bir fiziki enkimdi. Sanki sorunu çözümlegel olmamıştır. meye gelmiş görevliler değiller Yolun kayganlığı da trafiği de. sadece rapor etmek üzere kilitleyen neden değildi. Havagönderümiş müşahitlerdi. Nitenın en tazla dona çektiği gece yarısından sonraki saatlerde Diliskelesi'nden Gebze"ye doğ66 ru tırmanan yokuşun en dik ke siminde bulunuyordum. Araçlaruı. benimkisi de dahil, belki dörtte üçü zincirsiz idl. Fakat, devam eden saatler içinde arasıra zııhur eden beşon metrelik ilerleme olanaklannda peBizler, T. C. Ziraat Bankası kâlâ yer değiştirebiliyorduk. Er mensuplan olarak, Genel Müteşi gün önümuz açıldığında ay dürlüğumüzün personele yemck ni şekilde yolumuza devam e^ verme politikasından şikâyetçitik. yiz. Yolun böyle inanılmaz dereKasım ayına kadar msbeten cede uzun süre kapanışının ku normal olan personele verilen suru doğada değil kendimizde ögle yemeği miktarında, Kasım dir ve iki nedene dayanmakta ayında, Genel MüdürlüBİin bir dır: Birincisi kurallara uvmak l kim, gece yansına kadar sonuçsuz kalan gidişgelişleri oldu. Son defa saat 02 sulannda göründüler. Ondan sonra kayboldular. Kaldığım, yukanda sözü geçen, rampadan ertesi gün yavaş yavaş dönen tekerleklerle sıynlıp kuyruğun bittiği Gebze hizasına ulaştığım saat 10.00'a kadar, yol boyunda tesadüfen orada bulunduğu zannını veren bir tek kâiıya hariç, herhangi bir trafik görevlisi görmedim. Demek ki istanbul Trafik Teskilâtından da (hiç değilse o sabah) gelen olmamıştı. Bunlar kesin gözlemlerimdir. Binaenaleyh, ilgisizlik yalma olay yerine gönderümiş görevliler kademesinde değildi. Komşu her iki ilin trafik yetkililerinin Işi hafife aldıklan anlaşılıyor. Orada sıkışan halk, açık hava tundura hapishanesinde kaderlerine terkedilmişti. Nitekim, ertesi sabah günün ağarması ile etrafm görünür hale gelmesı üzerine bazı gayretlilerin raydalı girişimleri sayesınde dügüm trafik polissiz çözülmüştür. Gözlemlerimi tam aktarmış olmak için ilâve ediyorum: Ka rayollarına ait tuz serpen iki kamyon ile, gerektiğinde kar küremek üzere hazır bekleyen bir greyder orada idiler. özetlemek gerekirse, ülkenin en önemli arterinde son zamanların en büyük trafik ölayını başlatanlar, kural bilincinden yoksun şoförler, fakat onu bilinen boyutlara ulaştıranlar maaleset görevlilerdir. Olayı doğal şartlara atfetmetc büyük yanılgıdır. Kar ve don bu olayda sadece Dir motıl olmuştur. Tüm yayın organlan, bu olayda, doğayı kusurlu ilân eden bir mantıksızlığın borazanı oldular. Yola düşen papatya dalını ancak örtebılecek kar, gerçek sorumlulukların günahım, eleştirinin dikkatinden gizlemeye yetti. Ve korkarız ki, basmın kapısının eşiğinde cereyan eden bu büyük olay, ilerisi için hiç ders alınmadan unutulup gitti. poç. Dr. Müiı. Nezihi ÖZDEN İ.T.0. Nükleer Enerji Enstitüsü MEMUR DERNEKLERi, KATSAYININ ARTTIRILMASINA KARŞI ÇIKAN MiLLETVEKiLi VE SENATÖRLERi KARA LiSTEYE ALIYOR ANKARA, (Cumhuriyet Bi;ro«u) CHP'nin, «yasal dayanaKları olmadığı» gerekçesiyle 1976 mali yıh bütçesinin iptali için Anayasa Mahkemesine başvurmasınm söz konusu olduğu bildirümektedir. CHP'üler, bütçenin, özeüikle, Anayasanın 129. maddesinde yer alan «plamn bütünlügü» ilkesine ters düştüğünü öne sürmektedirler. Yıllık programın henüz hazırlanmadığını, Cumhurbaşkanının da onayına sunuimadığını belirten CHPTiler, bu durumda hazırlanan bir bütçenin Anayas&ya aykın olduğu görüşünü savunmaktadırlar. CHP'liler, bütçenin gelir tahminlerinin de sağlıklı cîmadığı görüşündedirler. CHP Grup Başkanvekili Ali Nejat Ölçen. bu durumda bütçenin iptali için Anayasa Mahkemesine baçvu.abileceklerini ifade etmiş, «künunun ortak grupta görüşüldükten sonra karara bağlanacağını samyorum» demiş tir. Millî Eğitim Bakanlığına bağlı yüksek okullar, merkezî sistem dışına çıkartıldı ANKARA, (ANKA) Millî Eğitim Bakanlığına bağlı yüksek okullara bu yıl almacak 100 bin dolayında öğrencinin merkezi yerleştirme sistemi dışında bırakılmasına karar verilmiştir. Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okullara 1975 öğrenim yılmda 18 bini mektupla öğrenime olmak üzere 30 bin dolaylannda öğrenci kabul edilmiştir. Bu yü ise yaygın yüksek öğrenim kurumunun da devreye girmesi ile Millî Eğitim Bakanlığına bağlı yüksek öğ renim kurumlarına kaydedilecek öğrenci sayısı 100 binin üzerüıe çıkacaktır. Milli Eğitim Bakanlığımn aldığı son karara göre, üniversiteler arası seçme sınavını kazanan öğ rencüer arasında Bakanlığm yeni bir sınav yaparak kendi istediği öğrencileri okullara alabüeceği, istemediklerini almayacağı öne sürülmüştür. Konu ile ilgili olarak ANKA Ajansına görüşlerini açıklayan Milli Eğitim eski Bakanı Mustafa Üstündağ şunları söylemiştir: «Geçen öğrenim yılmda Eğitim Enstitülerine yasa ve yönet melikler dışı pek çok öğrenci alındı. Puanı düşük olan, ancak Ülkü Ocaklarından belge getiren öğrenciler Enstitüİere kaydedildi. Sözünü ettiğiniz uygulama da bu tür bir dalavere olabilir. Ancak Bakan, komandoları okullara doldurmayı düşüneceeine. okulların eöitime devam et Bir merdiven yapılamaz mı? Ankara astaltı üzerinde, Kadıköy ile Acıbadem arasmdaki yolun devamını sağlayan Kurucesmedeki Acıbadem köprüsünün altmdan üzerine çıkmak ıcın Kadıköy tarafında bir merdiven vardır. Bu vörede oturanlar için, köprünün altı bir durak yeridir. Ankara vönündan gelen yolcular. burada mıp mutlaka, çift yönlü asfaltı geçıp merdıvene ulaşmak zorundadırlar. Hele gecelert geçiş çok zor ve tehlikelı olmaktadır. Karşı tarafa eeçmeden vukan çıkabilmeK için. devamlı bu volla gidıp gelen yöre sakinlerı merdivensız kıvıdakı dik bir van kazaralc merdiven naline eetirmişlerdir. Bu merdiven ise dik ve vagıslı havalarda da kaypan. Dövlelikle de çok tehiıkeli olmaktadır. Coğunlukla da düşmelere ve kazalara vol açmaktadır. Benim gibi her pün işine eidıp geienler devamlı bu tenlikelerle karşı Rarşıyadırlar. JiUmem. ou açıklamalarım ileılüer ICin bir uvan olur da. koprünün öbür vanma da bir merdlven vapılır mı? SaygılanmJa. Dr. Muzaffer TARGAY Acıbadem Camiıca Cad. 3 milyarlık ek ödenek Öte yandan, Bütçe Plisn K a r a s Komisyonu Başkanı Isnıet Sezsin dün bir basın to;lantısı dü^enleyerek komisyonun çalışmalanyıa ilgili bilgi vermiştir. 1976 bütcesinin 154 milyar 241 milyon lira olarak Senatoya sevkedildigini büdiren Sezgin, komisyonun 3 milyar 220 milyon üralık ek ödenek kabul ettigini açıkiamıştır. Yemek verme politikasindan şikâyetçiyiz. sürülerek %S0 kısıntı vapılmış ve yemek ücretlen arttınimı» tir. Bizlerin adeta yan %ç van tofc çalıştınlmak zorunda Mrakılmasına karşı tepkiler. yöneticilerın umursamaz tutumlanvle sonuçsuz kalmıştır. Sorunumuzun bir kez de feczeteniz aracılığı i!e duyurulup \et Kara liste Tüm Memurlar Birlesme ve Dayanışma Derneği ise, Hutçe Ko misyonunda katsayının aıttııılmayışını tepkiyle karş'lamıştır. Demekten vanılan anltlamaHa