19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET 1 Ocak 1975 eçen yazınıda. Türkiye'nin uluslararası planda başlıca kültür değerleri olan yapı sanatı eserlerinin sahipsiz durumuna değinmis, ve bunları kurtaracak çareleri yeni nEsk* Eserler Kanunu»nun da getirnıediğini yazmıştırn. Bu kez, kanunun kendi lçindeö çeliskilerinl göstermek, hukuk sistemimizle olan tutmazlıklanm ortaya koymak ve boylece. düzeltilmesi yolunda basladığını dtryduğumuı çalısmalara katkjda bulunmak isterim: 6 Olaylar ve görüşler KORUNACAK TARİH Av. Çelik GÜLERSOY Türkiye Tııring ve Otomooil Kurumu G. MüJürü bulunmasımn da olanaksız olmasıdır. Ama bir adamın evindeki «Yâ Hâfız» levhası böyle değildir, onun kendi malıdır. Bu sahipli eski e$yanın özel bir rejime sokulmasında ulusal yarar varsa, (o soruna biraz sonra gelecefizD. bu objeler devlet mah olmazlar, «devletin gözetimi ve koruması altır.da» sayılırlar. tsviçre'de Luzern Kantonu'nun 194« tarihli Tüzüğünün 1. maddesi aynen bu deyimi kullanıyor. Onun için. bu devlet mah yanlıslıgını açık lığa kavuşturmak üzere de, yine. Kanıında arkeolojik eserler ile ulusal tarih ve sanat bölümlerini ayırmak gerekmektedir. Çünkü birt prensip olarak devlet malıdır, öbürleri değildir. ras kahr. Ama maddenin, taşmır esH eserler dedikten ve boylece genel bir kapsam yarattıktan sonra, sadece bulmak deyimini kullanması, ve amacın sırf eskil (antik) parçalar olduğunu böyle dolaylı olarak anlatması. hukuk teknigi açısından güzel bir yol degildir Ancak analizle ortaya çıkan nukuksa) sonuca göre. kanunun vayımından sonra tek parça eski eseri satın ya da bafıs olarak «alan» kişinin bunu bildirme zorunlulugu olmayacak. eskil bir parçayı «bulan» kişinin bu vuküralülü gü olarak. Bu çapraşık bir anlatım ve çözum diir ve bu kargaşaya yol açan neden. yine. kanunda arkeoloji ile tarihsel sanatın aynı sepete konulmuş olmasıdır Bu ek bildirime vani tanun çiktıktan sonra yetkili makama naber verme yiiHtiralU'ugüne ge lince. bunun sadece venı buıunacak caşınıı eski eser değil) eskil parçal&ria mcvcu' kolleksıyonlara eklenecek obieleı .çın «inîs konusu olduğunun. açıklığa kavuşturulm=sı gereklid;r (T; 28. madde. eski eserle. ır devletçe jypjn görülen kcsin bir fıyatla satın »ı.nacPii nUKrrünü tasıyor. Bu t?k taraflı tskdir rıakkı aa oıreyI?n çok ezecek bir çörüm olmjştjr. b a takdır kcmısyonu düsiinülmelivdı. Neler Devletin 1) Kanunun 3. maddesl, ilk maddede sıraladığı bütün eski eser çeşitlerinin devlet malı olduğunu söyleyivermiştir. Oysa, deger pahası ödenmemis mallann bir rr.adde ile devlete geçmesi bugünltü hukuk sistemimizde yoktur. ÜçüncU maddedefcl bu kuralı olduğu gibi kabul edersek, bir dizi baska tuhaflıklar da ortaya çıkar: Bu cins bir mala sahlp olduğunu sanan ve nitekim evinde kullanan kişinin devlete karşı sommluluğu ne olur? Babasından kalnuş bir çanağı düşürüp kıran kişi, Cesa Kanunumuzdaki devlet malmı tahrip suçunu mu islemiş olur? Sonra, Medeni Hukukumuzun alfabesine göre, toprak kiminse, Usttlndeki ağaç da. ev de, onundur. Toprak ve ağaçlan bir özel kisinin olacak, ama ev, devletin! Bu, mümkün degildir. Dahası, kanunda özel mülkiyeti sınırlayan bir dizi tedbirler var: Satış, büdirim vb. Eğer mülkiyet devletin ise, bunlann ışlevi nedir? Görilldüğü gibi bu bir t?k madde, hem kendisi ile, hem de hukuk sistemimizle çelisen bir durum ortaya çıkarrmştır. Bakanlıkîardan ve Meclislerden nasıl geçtiğine şaşılması gereken bu hükme de yol açan şey. yine. bu kanunun. ilk yazıma başlarken işaret etmiş olduğum. temeldeki yanlışhğıdır: Arkeoloji ila tarihsel değerleri kanştırmak. ve gerek orzanizasyon, gerekse tedbirler bakımından aynı sepste koymak. Çünkü, Avrupa'da oldugu giM (tsviçre M.K. m. 723. 274) bizim Meden! Kanunumuzda da. (m. 697), devlet mah sayılacak olan eski eserier, toprak altı buluntulardır. Eski uygarlıklardan kalan bu objelerin bugün sahibi bulunmadığından, mülkiyetleri devlete ait olur. Medenî Hukuktaki bu hükmün klâsik açıklamalarma göre, bu mallann devlete geçmesinin bir koşulu, sahibinin belli olmaması ve radan bir Sevres ya da Limoge vaTosu, Venedik avizes:, hiç de öyle degildir, sacece dfjerlı eşya dır. Bütün dünyada bu oesit tıesneleı serbestçt alınıp satılır. Dünyadakl uygulamayii Daktıgımız zaman eski eserleri korumaya bizden ÇOK önceleri oaslamış ve bugün de karşılaştırn» vapılamavncak kadar ıleride olan ülkelerin. b'j taşınabilir eski eşya konusunda problem ^ıkarmavan verleşmiş bir görgüyp ve sosyal alışkanlıga sab.p olmakla beraber. bununla yetinmeverek ^örevliler ıçin birtakırc hukuk ölçüleri koydukları göriiiür Fran sa'nın daha 1913 yılında vaptıg, Kanunun 14. maddesıne göre bir eski esenn ıcoruma altına ahnabilmesi ıçin, • tarih, sanat ve bilim bakımlanndan bunn zorunluluk bulunmas,. eerekır. Bütün tsviçre. Alman, Avusrurya Kanunlan da aynı deyimlen en başta açıkça kullamrlar Avrupa'dak] bu genel prensibe dayanarak somut tesbitlerin nasıl yapıldığma geiince, onlann da bir eseri. bir kolleksiyon'j sicile geçinrken kanundaki anlayışa göre davranöıri eorülür Vaud Kanfonu'nun 1954 tarihli fanmıamesi her köy ve kasabada tescil edılmış >ı?n eski eserlerin listelerinı yaymlamıştır < darısı Dasımızs) Bunların taşınabilir mallara ait olanıann: tnceledim. Hepsi. tarih öncesi ile. Roma. îlk ve (Jrtacaglardan kalan objeleri fcapsıyordu. Hes azı öze. Dir sanat degeri olan 17 ve 18. YUZÎ'II eşyası idı Bir tek 19. Yiizyıl parçasına rastlamadım Zengin İsviı;re'de köy ve kasabalardaki degerli eşvanır tutarı, listeye geçmiş bu parçalarm belki ni? bin katıdır Ama kanun ve koruma kapsamma alınmEİarına, içinde bulunduğumuz vüzvıMa toplumsal ve hilimsel bir zorunluluk görülmemfçtlr Nitekim dtlkkânlar bu gibi oenzen bol norselenler ve tablnlsrla dolut) tassr Geçmışten Kalan her şey, esm oır e*jrdir Sorun. taş.nır eski objelerle, korunı >ası eereken tasmır eski ob.ieleri ayırmak ve sıninnı çizmektir. Eski eşyanın sonu yok. Komma ınıkukunun süresi. saytsı azalmış, özel tedbır alınmasını gerekririr hals gelrriş parçalardır Kski eser hııkukıınun avıncı Ö7Pİ iklerinden bin Konusunun azlık, eski deyimle «nedret» nıtel:^idir Bu rrnkukun olduğu pibi busünün Tiirkivssinır de derdi. herkesin her verde kolayııkla bulabilecegi çanak çömlek olmamak gerekır i'oniumun dik ka'ıni ve polısin ve miizel^rin ugraslannı dilkknr.ltrdaki mı eşva kalnbalıgına cevirmekte hiç bir rophımsal ve bilimsel varar voktuı Eski Eserler Kanununumuzu noımallestirebllmemiz ve asıl konusuna çevıretjilnr.emiz için, safra dıvebılecegımiz. şimdilik «ertksir eser kalabalıklarını koruma gemisinden /ıkaracak obiekhl ölçütleri kanuna koymak serekmektedır. ^r "Kendi Hayatımız,, azetelerde sıksık okuruz: TeşDçam'ın gözde yıldızlarından birı kocasındın aynldı mı, muhabirler çevr» sini sararlar. Böyle durumlarda alışılagelmi} ıorula> dan biri: Yeniden evlenmeye nlyetll mlslnlzT Ve klâsik cevap: Hayır, «rtık kendi hayatımı ysfıyscagım. Kadıneağız sankl şimdiye dek yaşadığı hayst k e n d ! * nin değilmiş gibi duşünür. Pekl, bir başkasınm hayatmı mı yaşamıştır? însar. kendlslninklnden gayn bir hayatı yaşayabilir mi? Toplumsal yaratıktır insanoğlu... Çevresiyle birlikte sürdürecektlr yaçantısını... Es, çocuk, ana, baba, amca, dayı, yegen, tornn. dost, ırkidaç, tanıdık... Yalnız bu kadar mı? Aynı köyde, aynı kasabada. «ynı kentte yaşsdı&ı Hsller de çevrerfdlr insanın... Çafımızda bu çevre büyümüs, basın. radyo. televlzyon sayesin.de genlşlemlş; dünyayı kapsamıştır Hakkâri'ye yağan kar, evln lçlne dü». mektedir artık: Zonguldak'takl grizu faclası, lşçilerle blr> likte yaşanmaktadır: Bançladeş'tekl açhk içlmlze lşlemektedir: Avustralya'daki fırtına odamlzda esmektedir. Acıların ve sevinçlerin paylasıldığı bir dünya oluşuyor çağımızda... Artık klmse kecdl haystım yalnız basına ya|«yamayacak... Eslrtden soyluluğa Szenen beyler, hanımlar; kBylfllerden işçilerden uzak yasamayı bir erdem tıyarlar, yoktul klşilere yukardan bakmayı bir marlfet «anırlardı. Çağımıa dünyasında rleğer yargılan tepetaklak edilmişttr. Artık halk kltlelerinin tepetinde jrasamaya özenen beyzadeler komikleştyor: emekçinin ysratıcı bagrında olusan yasam biçimi. bin ylllık killmler gibi değerlenlyor. Kendlsinl toplumdan «oyutlayıp mutluluk aramaya çtksnlann giderek mutsuzIaşacaSı bîr evrene doğru gidiyoruz. öyle bir evren ki bu, birbirine geçmfs dünyaların blrbirine etkislyle defişip dönüşüyor. ÇaSdâü lnssn, bu değiçlmln kurallannı. bu dönüşümün yasalannı biler» İnsandır. 1975in dünyasında ytlnız basına mutlu olmak <Ura blrsey yoktur. Köylüsü jran aç, yan tok tasayan; hastahane kapılarında sUrUnen, okulsuzluktan Kivranan bir ülkede, lskembesini sislrip gek gek gegiren, çocuklannı zenein Bstı ülkelerinln lüks okullannd» yeüjtiren, tıbbın son earelsrinı özel hizmetine koşan kişi mutlu olabilecek midtr7 Hiç sanmıyoruz. Böyle bir kişi. ya?adıkça bir lğnell fıçının İçinde boltcaktır bedenlnı ve ruhunu... Çünkü tüm dünyayı saran degisim, dönüsüm ve devrimlertn kaçınılmaz gölgesi. beocil mutluluklann tepesine canavar gibi dikilecektlr. Artık yeryüzünde küçük veya buyük hiçblr sarayın duvarlan arkasında rahat ve mutlu yaşayımıyacaktır insan... G Büdirimin Konusu 2) Kanunun çıktığı tarihte, elinde. birincl maddede sayıîan cinsten eski eser bulunan kişilerin. ancak bunlar bir kolleksiyon çapında ve niteliginde iseler bildirim yükümlülüSü vardır. Tek tek parçalam sahip olan kisüere. bv.nlan bildirme sorunluiugu konmamı$tır. Gecirt 1. maddf. bunu açık olarak gösteriyor. Oysa 4. madde. Kamın çıktıktan sonra tel: parçs eser bulan kişileri de biidirimie yükümlü tutuyor. Bu çeüşkili bir durum görüntüsü verir. Ancak, maddenin kullandığı deyime dikkst edilirtee. eski eser «bu!mak> deyiminin kullam'd'.ğı farkedüiyor. Satın almak. hagış ya da miras olarak edinmek durumları, maddede ftngörülmemiştir. Bulm?.k deyimi üstünde düşünülünce. amacın, yanı bildtrilecek şeyın, yir.e toprak altı arkeolonk parçalar olduğu anlaşılıyor. Çiinkü ancak sahipsiz antik parçalar kazıhp «bulunur»; gpnellikle sahipli olan. ortada duran öbür eski eserler, ya satın ahnır, ya mi Neyi Korumah? (î) Kanunun bırinci nıaddesrdp esıtı eser ofnsi olarak karmakarifık sayı'ı.n Darçaıann tıanpı öîçü ile eski eser olacaŞımn bir ö.cü ii vok Bu listede ?.dı geçen tablolv. v^zoıaı çanak ve çömleklerı eski eser kapsamma sokaıilecek olan görevlilerın uyacaklsrı bilimsel .e^nik ve obıektif koşullar gösteriirr.emiştiı. l'ır Grek çanağımn eskil eşya uldufeuna «uskv 'joktuı amma sı DÜNYA NEREYE GİDİYOR ? OKTAY AKBAL Evet Hayır SÖMÜKÜLEN KENTLİLEK aiŞîas is>yim (sanayi) düzenınin hangi aşama«ın'ia olursa olsun, her toplumda, Celiri konut edinmek ıçin pay ayırmaya yetmeyen topluluklar, konuta gelirincien pay ayııabilenlcrin .vaşamadıkları, yaşamak istemedikleri bosunlarda (mtkinlarda) barınmaktadırlar. Yerieşmoktedirler diyemcyiz. Çünkü, barır.dıkları bn«unları. er ya da geç. türlü nedenlerle bırakacaklardır. Bırakmsk /orundadırlar. Az gelişmiş ulkelerde, kent çevresinde olu^ar» gecekonrfular yerleştikleri alanları kentin geiişimine baslı olarak bu alanların yeni kullanımlüra ayrılması sonucu bırakmak zorunda kalıriar. Çünkü, toprağa yükleren yeni işlevin yol açacağı deecr artışınj SÖğüsleyehilecek parasal olanağı yoktur sjecekondulunun. Parasal dlanaksızUk. ÖHM4Wı geür yetersizliğiyle eş anlarnn" dır. Karar vencilernı sınıtsal iıımileri valapsalap önlemlerin (tedbirlerin) öne sürulmesine yol açmaktadır. Gecekondulardan kurtsnlmak ıstenfn düsük eelir topluluklanmn vapı kurallarına uygun olarak üretilecek «onutları edinmek ıçin. «5lu bm» dıye rahatça söylenebilen. biri ötekir.ın bir katı cutarındaki oesin parayı ödemeleri öngörülmekte; öriemeyi yapabilmesi ıçin köydeki tarlastn:. gelınlık altımnı va MESKEN GENEL MÜDÜR YARDIMCISI da dikis makinesini satabıleceRi düsünülmekte ve 10 yıl 2 ) vıl 1 gibi çok uzun süreler için borçlandirılması uy?un görülebilmek İi kurallara baglı olarak yaptır sal etkinlikle geçinme olanağını tedir. Böylece, •sosval güvenlik» yitirerek kırdan kente göçmüş. mak, kurallara uymaksızır, ya ksntte bir konuk gibi yaşayan. pılanlan gene yıkıırmak 'üye ten yoksun oldukları için • koözetlenebilir ve hepsi de sorurtun nut edinmek» gereginı duyan yıkent yaşantisının nimetlerir.den ğınlann bu egilimen somürülyararlanması söz konusu olma özüne ınmeyen tutumlar uıarak a t I ut :ı t l l m a s t nirelenebilir. 775 sayılı yasayla mektedir. Sonuna defiin eritilel?Ş İ $»4SS' îff .x | cek olanaklar ve uzun trir borçer zâman ıç*n söz Ko'nusu olan ^Ûffthn gecekondu tanımı uya rınca, üsiünde yapıldığı topra landırma süresi rtolavısıyle kogecekondulu sömürüye en elveriş votuvle saglanılgın iyelıgi ımü'kiyetiı gecekon nut edinmek Gelışmls ülkelerde İse. Türki İi durumda bulunan kentlidir duda oturana ıtapu datinm yo ması düşünülen «sosyal eüvenKökendeki sorun bı> sömürüllik»in ortadan silindığı gözden ye'dekı gihı kentin eteklermdeme elverisüligının nasıl vok edı luyle) verilir ve yapının vürür kaçırılmaktadır Borçıanmak ve ki topraklarda rleâil de. kentin lüktekı ilgili yapı yasalaıına göleceğidir belli bir ölçüde uesin para yamerke7indeki yüksek çelir topGecekondu konusu da söınüruıe re yapılması sağlanırsa. Lscekon tırarak konut edınebilmek. anluluk:armın bo^alttıklan. e«kıEelmiştir. Örneğin, oldukça bol du sorununun çözülece£ıni ön cak belirli bir gelir düzeyindeki. rr.iş, yıpranmış. iyice kötülegörmek. bana göre, karar • veri birüctirîm olanakları bulunan sayıya ulaşınış gecekondu araş mis yapılarda oturanlar. kent tırmalarına göı atıhrsa. ieneüık cııerin konuyu sömürülertnin ka tcplulukların varananabüecegı venileme programı uyarınca bu le konunun yüzeydeki görıinunıle nuıdır. Düsük gelir toplulukla bir yoldur. yapılar vpnilenip ışlpvlerı fiegiş rının, daha yüksek gelir topluriyle ıığraşıldığı belirgınleşı;. A tıriiinte kentin ba<;ka kesimleriraştırmalarrn çoğu. geceKondnîu luklannca benimsenmış ve vürür Aynca, bugün, kendisine devne gnc erlerler Gricün ned?nl lüge konmuş yapı biçımlerıne, ların yüzde kaoının evds pij& az e?li?mi? ülkelerdekinin ay mayla dolaştığını terlik ^tyaig: kurallarına uyması bekleneınoz. let eliyle üretilmış konut vertlen bir çok vatandaşın gecekonnıdır. ni, yüzde kaçının radyo dirJeyip Gecekonduların söz konusu ku dusunu bırakmaya yanaşmadığı gazete okuduğunu: gec«kondu rallara aykın düşmesinin nede gözlenmektedir. Çünkü vatandaş. Dıişük eelir topiulukları ya ni gelir yetersizliginin soııucu gecekondusunu kurdugu topragı da tek tek üyeleri a'alıa iyi ge lsrdan yüzde kaçının lıelâsınıiı kısa sürede kazanacağı spekülalir getirecek ış peşindedirler. bulunduğunu, yüzde kaçının r^k dur. tif degerin yannmı güvence alDaha yükeek daha «aglam ge odalı. iki odalı ya da çok odılı Önemli olan... tma alacagını bilmektedir. Kent lir getirecek bir iş fırsatı ya olduğunu «ayılamaktadır. Ama. bu bulgulann sağladığı aır bitopraklannın bugün üzgüsüz en kalayan riüşük gehrlı. oturduçu 1 reîimı. çözüm öneren ya da ço Karar v'ericıleı sorumlular. çok kazanç sağiayan bir tecim kesimı bırakıp yakaladıtı fır zümün nerede yattığını belırı» yetkililer. bugün ae viinirlük mah olduğunu tüm gelir topsstın yskınındaki bir alana ta yen bir bireşimi bulmak güçt'jr lekı yapı kurallarına uvan çok luluklan öğrenmıştır Gecekonşınmakra duraksamayacaktır. Bir bakıma bu durum.' bıümin ssyıda konut biıımı üretilirse dulu, büyük bir karanç olasılıger^kondu konusunu sömürusiısorunun çözümıenpce?ını savlaGecekondu sorununun dür. nıaktadırlar GerceKten de ış ğı.u bırakıp üsteük boıçlanarak, kaynağı leyimlesmesinı ı sa;ıa\ ıleşmesmi > kendisine sunulacak «sosyal koıstemeyecektır. Denebılir kı, araştırmalarırı tamamlamıç. ropmmdakı tüm nutnu elbette Kent topraklannın ıvehk sorugelir topiuluKİanmn voğunluğuAçıklamalar gös'erıyor ki, bo sağlad.gı verilere dayanarak ıje şunda «yerleşık» durumda bulu rekli öniemleri aimak karar ve nu belirlı bir düzeyın üstünde nunun çözümü, gecekondu sorugelire. sağlam gelire kavuştur nunun çözümü için de birincil nabilmek yeterli bir gelire bağ ricilerin. uygulayıcıların göre önemı taşımaktadır. hdır. Ya da tersını söyleyelim: vidır. Doğrudur diyelim. Ama, muş ülkelerde sorun, cok sayıaa kurallara uygun konut binBoşunda yüzer durumda oimak bugüne dek verılmıs. kararlara Temel çözüm gelir yetersizliginden ötürüdür. girişilmiş uygulamalara 'oakınca, mı üretmektır Ancak. Tüıkiye bu alanda da bir sömürünün var gıbı işleyimleşmeve geçıs döneHemen ekleyebiliriz şu yargıyı minı vaşayan üıkeerde ner sev Bıze göre, gecekondu sorunu lığını görmsmek olanaksız. Pusü şimdi: Gecekondu sorunu gelir önce, Kuıallara uvgun ola nun çözümü temeı üretim ııışdagılımmdaki eşitsizükten kay ne dek izlenen gecekonüu sıy;. c.en üretılecek konutıarda oturak kılerinın değişmesme bağlıdır. naklanan bir sorur.dur. Nitckim, saları. kırdaki artı nüfusun lcent rscak!arın sağlanı oır gelire ka Gecekondulunun gelır dÜ7eyi geliri bir yere kssenkes yerieş lere göçünü engellemek. ;>nıe vüşturulması îeimekted:r. Aksı meye yetmeyen bir topluluğun mek; gecekonduları yık;namn +.r. ourumda. devlet eüvle va da ö yukselmedikçe gecekondulaşma süregıdecektir. Kırdan göç«nleulusal gel:rden eşit pay aldıgı etkin yoilannı »ramak, 775 sayı tek) vollarla üretiıeoek kurallarin tarım dışı etkınhklerde beacıktır. Bilindiği ve gözlendıgi h Gecekondu Yasasıyla beliı bir ra uygun konutların Dakımı ve cerilere kavuşturulması ve çağdönem ıçerisinrie yapılmış ge gibi, kentlerimizde, bir yanda daş ışlevımsel düzenm bı r ögecekonduları «hukukileşlınnek». cnarımına gelinnden nav ayıra«lüksa diye anılan konutlar görü daha sonra yapılacak ular.ıan bel mayacak iyelen. DU konu*:arın si durumuna getırilmesı, böylelürken. bir yanda da gecekonduce. sağlam ve yeterli bir gelir ların yer alması. kentii nüfusun elde eimesinın sağlanması ilk satınalma glicündeki kutuplaşve temel adımdır. Sağlıklı ve manın boşuna yansıyarak somut yeterlı geliri bulunan yığınlar, laşmasıdır. yannını güvence altına almak için değil. daha sade amaçlarla Bu durumda ortaya bir gerçek konut edinmek isterler. öteki çıkmaktadır: Demek k:, gecebir deyişle. konut edinmek, «işkondu sorunu. yalnızca b:r bann gal» ettiğı toprağın tapusunu alnıa türünün, ızınsiz düşük nUemak bir sosya! gt)v?n!ik sağlalikli ve yürürlüktekı yapı kuralma istegi olmaktan böylece çılarma uymaksızm yapılmış bir kar. kor.ut biçiminin ortadan kaldınl ması; böyle konutlann bulunduSon olarak bir noktaya daha fıı kent kesimlerindekı yaşantı değinel'm Bi r ülkede gecekondu koşullannın daha elverişli duru Trakya'daki ZAR1M ÂLETLKRİ ımaı eaen labrıkamız sayısı ne denli çoksa, demokrama getirılmesi, iyiîeştirilmesi ça lçin MÜDÜKLÜK n.tehg nc haız tecrübelı, dıı aırak MAKİsi o denlı «göstermelik»tir. Dobalanyle ço^ümlenemez. ğal bir sonuç bu! Bir sömürme NE MüH. fabrika müdürü olarak aranmaKt^dıı. olayında. sömürülen yanın ken Kökendeki sorun disini de ılgilendıren ItararlaUcret tatminkar oıup, mUrac&atlaı îizl: tutuıacaktır. rın alınmasmda etkin olduğu öDeğerlı iktısatçımız Arslan BaMüracaatların sahsen Şehitmnhtar Cad. No.: 1/2 laksim ne sürülebiiir mi? öyleyse. Id?er Kafaoğlu'nun, «Bir yere doğ 1STANBLL adresine yapılması rica olunur. min gerçek. kimin gösrermelik ru dürüst yerleşmemiş bir insan, demokrasiden yana olduğunu asömürüye en elverişli durumda vırdetmeye olanak veren bir gösbulunan insandır» fl> deyişini terg! vardır elimizde: bir kez daha anımsarsak; tarırn iTOKA: a Tapu dağıtmak yoluyte. gecekondularda yaşayanlan hoşnut etmeğe yönelik vaadlerle. uygulamacılara bu yolda baskılarla yıfınlann toplum tçerisindeki yerlerlnin bilincfne varmalannı önleyen, yaşadıklan koşullar» aldırmaksmn dunımlanna ?ükrefmelerini amaçlayan aidatmacalara yliz vermeven, sömürtllen kpntllleri gecekondululan ?"Tnürülmekten kurtaracak k«k!U atılımlara girişen kişfler gerç?k demokrasi yanlılandır. C S >i ki çoğumuz kırk elli yıl sonrasını göremiyeceğiı! Yüzyıl I sonrakı dünyada. hele az gelişmiş bir ülkenin bireyi olarak • yaşamak işkenceli bir i? olacak. Nüfus çığ gıbi artıyor. Dünya nimeîleri azılıyor, eksiliyor, tükeniyor. Teknik uygarlık geliştikçe insan değerlerine dayanan gerçck uygarlık geriliyor. Yarınlar gebe, yarınlar dünyayı bir çıkmaza götürmekte. Insanoğlu ne yapacak da kendini kurtaracak bu kaçınılmaz sonuçtan? Bunu acı acı hesaplayanlar, yarınki kuşakiarı düşüneıek şimdiden tedbir alınmasını isteyenler var. Ama çoğumuz, «biz nasıl olsa yüz yıl sonraki dünyada bulunmayacağız, öyleyse gün bu gün, saat bu saat!» felsefesinde... Rene Dumont ünlü bir Fransız bilim adamıdır. .Dünya Nereye Gidiyor» adlı kitabında. bu soruları yanıtlamak istemiş: Yok olmak mı, düş kurmak mı? însan'uk bir aldanış, bir aldatış içinde midir, yoksa yarınmı bilimsel yollardan hazırlamak. kurmak zorunda mıdır? Dünyamız bir korkunç israf içindedir. Boyuna tüketiyoruz, durmaksızm... Ürettiğimizden çok tüketiyoruz. Hem de yeryüzünün insanları kendilerine düşen payı almıyor bu tiiketimden. Önce karnı doymuyor türa insanlığm. Yığmlar var açlıktan ölen... Gazetelerde «Yetmisbeş milyon insan aç» haberleıi tek sütuna sıkıştırünken. satranç şampiyonu Fischere ait haber yedi sütılnla gösterilmektedir. Demek kamuoyu da hoşlanmıyor «açlık konusundan. Hindistan'da Bangladeş'te. Afrika'da bilmem nerede insanlar açhk çekiyoımuş, ekmek, pirinç, et. bahk bulamıyormuş. bize ne! diyorlar. Oysa kesin sayılar gerçcği tüm acılığıyle gösteımektedir: .Yoksul ülkelerde 150 milyon kadar ana ve çocuk aç. yavan proteinsiz beslenmenin acısını çekmektedir. Dev gibi baskı makinalarımız var, ama bu olay bir satırla olsun yazılamıyor. Tarım uzmanı Mahler. Recife'de her gün sokaklarda çöp tenekelerini kanstıran. buldukları yemek anıklarını yiyen, hattâ bu yüzden köpekleıle dalaşan çocuklar görüyordu. Dayanamadı. isi bırakıp kaçtı oradan.» Prof. Dumont'un kitabmı okursanız önce korkunç bir umutsuzluga duşersiniz, dünyada tartm kaynaklan sınırlıdır. erozyonlar, çölleşme, güçsüzleşme gibi nedenlerle ekileoilir topraklar durmaksınn azattmaktariır. Yeryüzünde su da bir gün bitecektir, «Sulamadaki büyük israf ön'.ense bile 2O5'ı yıhndan önce su tükenecektir»,. Kirlenme havayı, denizlen zehirlemektedir. havadaki karborıik gaz yüz yılda yüzde 1 artmıştır. 4 Bundan başka bir de atom kirletmesi var. a'onı savaşı korkusu var! Her ulusun tepcsinde sallanan atom bombası dünyamızı yok edecek bir güçtürr: «7506 megatoniuk bir saldırı yalnız çıkardığı alevle Amer'.îian topraklannın yüzde ellisi üzerindeki tüm bitkileri silip Şüpürecektir. Nüfus artışı ise insanlığm en büyük sorunudur.» 'üygarlıkta ileri gitmiş üikeier, örnegin Amerika büyük bir tüketme. '.jir israf içindedir. Son yıllarda yalnız Amerika toplıimu. dünyanın ürettiğı alüminyumun yüzde 42'sini, bakınn ve petrolün yüzde 33 ünü, çir.ko ve giimüşün yüzde 26'sını. yeralt: gazlanmn yarısını harcamıştır. Dumont'un deyimiyle, «Bu, bir tüketme dcğil. sözcügun tam anlamıyle döke saça harcnmadır. Parasmı venyoruz diyorlar. ama nasü verdiklerini aç:,klamıyorlar. Şili. ABD'nin bakıra vaptıgı gerçek yatırımla çekip götürdügü karı açıKiamıştır Şimdı ABD, artık yabancı fabrikalan. madenleri kalp para ile satın aiınaya da baçlamıştir. Daha yeni altmış milyon dolar bastılar ve yaba'ncı merke'z bankalarını bunlan garanti olarak kabul etmek zorufiâ? bıraktılar.» Rerlf Iiumont'un «Dünya Kereye Gidiyor» kitabmı çagdaş sorunlaı* çözüm arayan, düşünen herkesin okuması gerekır. Dünysnm bir bölümü açlıktan inlerken öteki bölümü gereksiz bir israf ve tüketme yanşındadır. Otomobil üstüne otomooil, zenginiik üstüne zenginlik katarak. modarun kaprislerine ayak uydurarak. köpeğine, kedisine en güzel yiyecekleri sunarak! .. «Bir Amerikalımn köpeğine yaptıgı masmf bir Hintliye yapılandan fazladır» dıyor Dumont . 1970'de 28(1 milyon kutu köpek maması harcanmış dünyada! «Bunlar, özellikle kedi maması. protein bakımından çok zengin. bu proteinle Asya'mn 12 milyon çocuğu doyurulabilii.ıı Profesör Dumonfun kitabı yarına Ksıacak Diı oelgedır. Aydın bir insan. insanhğı seven, iyiliğini isteyen, kurtarmak için yollar arayan bir bilim adamı... Dünya nirnetlerini korumak ancak eşitçe paylaşmakla olacaktır. Yeryüzünüu aegerinı bümekle, gereksiz tüketimi öniemekle. mutlu azınhgın çıkarı için degil, çoğunlı^ğun mutluluğu için çalışmalda... «Herkese düzenli. güvanilir bir çalışma hakkı tann.ıak için ekonomiyi bu gürvjn en geçeılı şeyleri sayılan kâr ve serrr..j7e veruni;liSi gibî öncehklerden kurtaraıak yepyeni temeller üzcnne \eniüen k u r m a i gerekir. Eoy'.e bir şeyi gerçekieştirmek susyaiizme geç?ş yollarını ararrakla olur.» Evet, bugürJeun okunacak sayılı kıtaplarından b;ri •Dünya Nereve Gidiyor .. Hepimiz içindejiz bu dünjanın. Yarın çocuK.larırnız, torunUnrmz iginde olacak. Biz geldık gidiyoruz arna or.lar ne yapacak? İnsanlık yalnız bugün ıçin çaıışmaz, yann'lan hesaplar «Ru iğrenç, alçak yoksulluk bium yürürnüzden. B'j yapı değinnelidir. Biliyorum. evet, ben de mutlu azmlıktamm. Bu der.enem aynı zamanda bir özeleştiııdir Biı çaba gösteriyorum. bu iurumlaT, bu yapılar düzîltilmeüdiT değiştiülmelidir, eaha hızlı ilerliyebilmemız için » NOT: Kurban Bayramı ve Yılbaşı dolayısıyla aldığırr mektupiârs tetgraflan teşekkür edsr, dost okurlannun yem y.lı m\ıt!uluk içinde gîçinnelerini dilerim. O. A. BtR ÜLKEDE GECEKONDU SAYISI NE DENLİ ÇOKSA, DEMOKRASİ O DENLÎ GÖSTERMELİKTİR. TAPU DAĞITICI, UYUTUCU TUTUM VE VAATLERDE BULÜNANLAR GÖSTERMELİK DEMOKRASÎDEN, SÖMÜRÜDEN YANA OLANLARDIR da kısa sürede ?efRkor>''n knsullarını göstermesine eneel olarr.azîar. Bir bedenln, bir allenin, bir covre&in, bir yaşanacak mutluluk yoktur. Hele Türfüye gibi Ülkelerde çaiMas insan ancak bir «artla mutluluğa kavusabilir. Yoksul yığınlann ıstırabına g»riliğine. köleügine, acılanna son vermek için çahgank... Bu uğraşm adına da «devrimcilik» dlvorlar. tmtiyazta Mnıflann imttyazlarını yıkacak. eıitecek, vok eâeceK ve tüm toplumu «kıvançta ve tasada ortak edecek» bir amacı beninısemek mutlulugun tek yoludur. 1974'ten 1975'e geçerken çogu kişi gece v&nsmda ısıklannı söndürüp: Işte bir yıl daha geçti. diye dUşUnüvor. Geçmlşin elestirisinde. ıreleceğin umutlannda bulmaya csbahyor Kendisini. Ve zaman, insan toplumlarına dejfismez vasalannj uygulayar»k biçım vertyor. Bu biçlmin dışırvia kendi ö siligine mutluluk biçecek özel makastar bul.Tiava çalısanlar, Yeşilçam'ın gözde yıldızlan «ibi bos umu'lar» njtunur: 1975'te kendi hayatımı vasıyayım. diye düsünürJer. Ama ms&nın «kendi hayatı» yoktur: ın«anır luyatı vard:r Hayatımız, tunı insanlığm hayatı ıçıruıe aeeerlsnir; tüm insanlık içınde yenmızin nerest oıdugunij saptayabılmişsek, iste o zaman mutlulugun tadına varaoilıriz. i Önder ŞENYAPILI DÖRTLER DERSANESİ ÖZEL DÖBT KURUCU ÖÛRETMEMİM B A9ARIİUE YÜRÜTTÜÛÜ ÜNİVERSÎTE „ HAZIRLAMA FEN KUR8LARI „ . , ,«.»«»* m 222460 (Cumhuriyet 13) DUYURU ISTANBUL TIP FAKÜLTESi DEKANLIĞINDAN : Fakültemizın nsağıda beiirtilen Kürsülermde acık Asistan ve Uzman kadro?u vardır. Asıstanlığa isteklılerin, Yabancı Dil sinavları 8 Ocak 1975 Çarşamba fünü saat IU.(Wda Bilim Dall sınavları da 15 Ocak 1975 Çarşamba günü aynı saatfe Dekanlıkta yapılacaktır İl;iülerin, 6 Ocak 1975 Pazartesi çünü saat 16.00'ya kadar bir dilekçe dörl foioğraf ve mezun olduklan Fakültedcn alacaklan ders ınjtl.innı gösterir mezuniyet belgesi ile Dekartlığa başvurmalsn duyurulur. AÇIK ASİSTA.N KADROSL BULUNA* KÜRSO Fizyo Patoloiı Patolojik Anatomi AÇIK l'ZMAN KADROSU BULUNAN KÜRSÜ Kadın Hastalıklan ve Doğum FABRİKA MÜDÜRÜ ARANIYOR (MAKİNE MÜHENDISİ) 4 4 4 (Basın 2728S) 3 CERRAHPAŞA TIP FAKÜLTESİ DEKANUĞINDAN: Dekanhk Merkezinde Sağlık Hizmetleri Sınıfında muhtelif derecelerde t i 4 4 4 4 4 4 HalilOyman Valikonag^ Cad. 32 Nişantaş HEMŞİRE KADROLARI MÜNHALDİR Isteklilere Devlet Memaıları Kanunu uyarınca hakkı müktesebıne gore ödenecek aylıktan başka tahsil durumuna göre 40ü 300 lira »rasında l; sjüçlüSü zammı. aynca Fakültemiz Urineı Sermayesinden 750 • 1500 lira arasınd» prim verllecektir. Isteklilerın sahsen Dekanlıja miiracaatlart. ©miOKÇI Sayın dost ve M , l I yeni yiiın; kutbr. mjşîerüerinin H {Basın 27287) 10 Anneler. babalar. Beyin Felcı (Cerefcnıl Palny) edılmelctedir. • I • rehabilitasyonu. Tiı: 40 65 68 40 87 6i sıhhot oo'u gunlfci C:i9r (Topkıpı 1SU5J 4 Ocretsia ' tedavı (1) Arslan Başer Kafaoğia: «Fko nomi ve Din.imizrn», Cumhuriyet, 6.7.1914. rrRf SPASTtK OK'l'KMR OKRNEfit RadıköT HaMtafs Cad.. No: : O felefon: 37 55 99 <
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle