Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
KIBRIS'TA «NE SAVAŞ, NE BARIŞ» DURUMU BM PERDESI AÇILDI Birlesmlş Milletler Genel Kurulunun 29 uncu donemi geçen salı günü açılmış ve Başkan Ford llk konuşmayı yaparak, yoksul uluslara Amerika'nın yardımı arttıracağım söylemis, öteyandan hammadde üreten ve özellikle petrol ureticlsi olan ülkelere kaynaklannı iktisadî, ya da siyasi silâh olarak kulİanmamalarınl ihtar ctmlştir. Hedefi petrol üreticileriydi. Ford'a göre, besi maddeleri, petrol ve enflâsyon bir arada çozumlenebillr ve Amerika bu konularda dünya ÜB işbirliğine girışmeye hazırdır. Amerika' nın d*ış politikası sonra öbür dışişleri bakanlariyle birlikt» konuşacak olan Kısslnger tarafından aynntılan lle izah edilecektir. Bakanlann nutuklan iki hafta kadar sürer ve ondan son ra da yıiklü olan gündeme geçllecektir Yuzden fazlt gündem maddeleri arasında Ortadoğu savaşı, tedhişçillkle müca dele, Guvenlik Konseyi Dalml üyelerinin savunma giderlerinden yüzde onunun fakir ülkelere yardım lçin verümesi, silâhsızlanma glbl konular vardır. Kıbns cfelegesl Rossldesin önerisl ıle Kıbrıs konusu da gündeme alınmıştır. Yunanistan Dışişleri Bakanı Mavros, bu konu lle ilgıli «kahn bir dosya lle» kilrsüye çıkacağım î miştir. Ttlrfciye, BM karann» uyarak, Kıbns'ta ateşi kesmiş, yenildikle rinden Rumlann da savaşa devam edecek halleri ve gerilla »avaşına girişecek olanakları bulun madığından «ne savas, ne barışı durumu meydana gelmiştir. Böyle bir durumun sürüp gitmesl Rumlann zarannadır. Türk ordu sunun kurtardığı topraklardan Rumlann bir kısmı kaçmış va Güneye sığınmıştır. Güney'deld Türklerin Kuzeye göç etmelerini de Rumlar engelledikierinden, Ku zey boşalmış iken, Güney'de nil fus kalabalıklasmıştır. O kadar ki, Rumlar Kıbns'tan kaçmak is terken Rum hükümeti Ada'dan dısan çıkmayı yasaklanmıstır. Bu nüfus problemi gittikçe ağırlaşacak ve «ne savas, ne bansı durumu tmın sürerse Kıbns Od ye böIUnecektir. Klerides lle Denk tas arasındaki görüşmeler sonueu basta, yaralı veya yaslı 131 Türk Ue 118 Rum tutuklu takas edilmiştir. Banş görüşraelerine girişmekten kaçınan Yunanistan ve Rumlar propagandaya hız ver mislerdir. Dışişleri Bakanı Mavroı Türkiye'yi dünya kamuoyu baskısının «yola getireceğini» söylemişür. Geçen Salı günü açüan genel kurul toplantısına umut bağlamıslar ve Mavros Batı Avrupa ülkelerini dolaştıktan sonra Makarios da Arap ülkelerine gitmiştir. Genel kurulda lcalaba lık bloksuzlara grüveniyoT ve Turk askerlerinin Kıbrıs 'tan çekibnesı ni öngören bir karan çücarKcaklannı umuyorlar. 7 gunun ardından «» • • ForcTun balayı sonrası tktıdara geçtığı gün söyledigl nutukta, istıfa eden Başkan Nıxon'm kongre ıle arası açık oldugunu ıma îderek. Kendisinin kongre ıle evieneceğınaen söz etmıştı. Evlenmış ama bu ay socra Nıxon'ı affedınce kongre, Ford'u boşamış oalayınoan sonla kongre Beyaz Saray ıuskıleri, Kıxon zamanındaki ılışMlere benzemıye baslamıstır Nixon'un Ford'dan af vaadini alması uzerıne ıstıia ettıginden Süphelenıliyor. Boyle olunca, Nıxon'ı esrarlı koşuilar altında affederken Ford'un vaadını verine getırdıgı anjasılıvor. Bu davranışıyle Ford, başını derde sokmuş. kongre ve mahkenıelerle arası açıldıgı gıbi. Nixon'ın ışledıfi sugtan hüküm gıyenler ve vargılanmakta olanlar da affedılmelerınde dırenmektedırler. Ford, bır ara bunu vapmavı duşünmus ıse de. danısmanları kendısınj vazgeçırmışler. Ondan sonra da Vıetnarn Savaşınin sayıları 40 bıne varan asker kaçakları nakkmda bır af çıkarmıştır. Bu arada, Sılı Başkanı Allende'nın duşuruhnesmde CIA'nın oynadıgı rol da yeni bır skandal olaraK belirmıştır. Kongre. meseleyı arasürmaya başlarken. CIA'nm müdürü Wıllıam Colby, AUenae'nm munalıflerıne ve gazetelere «11 mılyon doiar dağıtUcügını» ıtıraf etmıştir. Ford da duzenledıgı basın kortferansında CIA'nın müdahalesınm Şıli'nin de. Amerika'nın da yararlanna oldugunu söylıyerek herkesi şaşırtmıştır. Prof Ahmet Şükrü ESMER Karamanlis Erbakan ortaklığı mı? Kıbns meselesinin her bakım dan Türkiye'ye elverişli bir dönem içinde iken, MSP'sinin çıkardığı hükümet bunalımı Yunanistan'ın yaranna olmustur. Propaganda bakımından çok yarsrlı olacağı gerekçesiyle Yunanistan Ecerit'in Iskandinavya gezisini engeUemeye çaoa harcıyor, fakat başan elde edemiyordu. tskandi navlar haksız dava pesinde olan lann yüzlerine bile bakmazlar. Vietnam yüzünden tsveç Başbakanı Palme Nixon ile bozuşmus tu. tskandinavya"nın büyük pres tij sahibi ülkelerini Ecevit'in riyareti, Türkiye lehine dünya ölçüsünde «tkiler yaratacaktı. Karamanlis'in engeüiyemedıgi bu geriyi Erbakan önlemis re l«ln daha acı yonü simdi bununla da övünmejidir. Bu sonuca baka rak Erbakan'm Karamanlis fl« ortaklık mı kurdu diye sorulabilir. Bu arada. zamansız bir buna hm da yaratmıs ve Türkiye'yi b'j nazik gunlerde hUkümetsis bırak mıştır. Bu zarar, Avrupa'da elsa neleşmekte olan Bülent Ec«vit etrafında sıkı toplanmakla telâfi edüebilir. Baska bir koalisyon mu olusturulur? Azmlık hülcüme ti mi kurulur? Yeni seçime mi gidilir? Acele etmclidir. Her s«ye rağmen yabancı bısının bu yorumlan da gösteriyor M, olay Kıbns dav&mın zayınaVms degıldir. ÎNGİLTERE'DE ıo EKlM'DE SEÇİM VAR Geçen şubatta tndltere'de ya. pılan seçim, ber ıkı partıye de hükümet kuracak çoğunlugu sag layara&dıtından ve Wilson baskanlıgında kurulan azınlık tşçi Partisi hükümeti de ekonomik tnınalım Ue mücadele edemediseçimin 10 ekbn günil ye nilenmesme karar verilmis, parlamento Kraliçe tarafından dagıtılmıs ve seçim kampanyası da baslamıstır. Rer Uç parti d« tşçi, Muhaiarkar. Liberalplatformlarını vayınlamıslardır. Muhafazakâr Parti «Öncelik Bri tanya'dadır», Isçı Partisl de «Bn tanya emekçılerle bırlikte zafera ulasacaktır» sloganlanyle se. çime gırmektedirler. Her üç parti de enflasyonun «bir numaralı düsman» oldugunu kabul ediyor. fakat mücadele volları dej^sıyor. îngiltere'nin Ortakpazar üyeligı konusunda îsçı Partisi 12 ay ıçmde referandum »apma\i vaadediyor. Platforma göre, referandum hükümeti baglayacaktır. Kamuoyu yoklamaları İşçı Par. tısini °'o 8 oranında daha sanslı gdsteriyor. fakat partılerden hiç bırinin vine çoğunlugu saglayamaması da olanaklı görunuvor. Bu nedenledir kı Muhafa zakâr Parti bır koalısvonu s!mdıden kabul ederken, Isçı Partisi. kendi sosyalizm Drogramını gerçekleştiremiyeceğinden koalısyona gitmeyeceğım oıldırmıştir. Bu arada, grevler vü7ünden ekonomik duzen cöker dıye. grev cilerın işlerinı (töımek ıçın sıvıllenn orgutlenmesı eöriişU kuvvet Kazanmış ve bunu bazı Muhafazakâr Partı Uderleri de benımsemışlerdır. Avrupa Birliğine doğru FraTsız Cumhurbaskanı d'Estf.ıng'ın çağrısı lle geçen hafta sonunda yapılan dokuzlar zirvesınde (Ortakpazarın 9 uyesl), aslında buvük bır zıyafet olan zırvfde venlen karar gereğınC2, Dışişleri Bakanlan, bu yıl sonunda once belkı aralık ayırv r.a yapılacak zırve ıçın hazırlıklara başlamıslardır. 1973 sonlar.ndan herı uykuya yatmıs olan bu bırlık meselesıni d'Estaıng, kendi hükümetinin de Gaulle ve Pompıdou'nun tutumundan ayrıldığını ve onlardat» çok daha fazla Avrupacı bır polltika ızlıyeceğını gostermek ıçın ele Hİmış gorunuvor Seçımde her şeve yenilık getireceğini «oylemışti. Getırdıgı bır yenilik te budur. Fakat Avrupanın bırhge doğru yurumesı bugun, dunden daha elverişli değiltfır. Birlıfie dogru adım atılırken, Avrupa parlaraentosunun yetki ile donatılmasına, ulusal parlamenterler razl değillerdir. Ulu. sal hükCmranlık anlayısı, Avrupa parlamentosunun vetkl ile donatılmasını engellıyor. Bır Avrupa hükümetinin çekırdeği olsun diye bır daimî genel sekreterliğin kurulması da engellenmistir. Wilson yönetimındekl tnaıltere'rvin Ortakpazar üyeliği bile pek açık deiıldır. Bu koşuilar altında, OrtakDazar ancak bir gumruk blrlığl olabilir. Le Monde* un yorumu: "Karamanlis bugünkü prestijini Bir Koalisyonun 235 günlük öyküsü TURHAN ILGAZ oy'a çevirmek istiyor,, KOSTA DAPONTE PARtS Türkiyedeki son siyasal gelişmelerle Atins'da KaramanBs yöMtiminin ganel seçımlerı çabuklaştırmak karan, Parıs'teki diplomatik gözlemciler taraiından Kıbns bunalımına bağlanmaktadır. İki Ulkedeki sıyasal olay ve gelışmeleri, hiç olmazsa bugünkü dönemde Kıbns sorunu nedeniyle, brrbirine bağlı gören gözlemcüerın kanısınca, iki Ulke üekı siyasal durumlar birbirinden etkılenmektedir. Yunanistan'ın yedi haftalık Başbakanı Karamanlis, 10 yıldan sonra ilk kez düzenlenecek genel seçıraleri kasım ayında yapmak karan da Türkiye'deki sıyasal durumda meydana gelen değışıklığe yorulmaktadır. örneğin, Le Pigaro gazeteslnde Harry Gerson, «Ecevit'in istıfa sından sonra Turkiye'de erken seçim olasılığının ortaya çıktnası, iki Ulke arasındaki gerginliği de yatıştırabüecektır; bu yönde bir değerlendirrae yapmıs gdrünen Karamanlis seçim ortamında Kıbrıs bunalımının ertelenebıleceğıne inanmakta.dır» demek tedir. Yıne Gerson'a göre, Karamakılis, Türkiye'nın tutumunda bir değışıkük meydana gelmesini de ummaktadır. Le Monde gazetesinde Eric Rouleau ıse, bu konuda şunlan yazmaktadır: «Karamanlis, bugün Yunanistan'da çok popülerdir. Ancak Kıbns sorununda izlemek sorun da kalabileceği tavizci duruınla bu desteğıni yitirebılecektir. Bu konuda karşılaşacağı başansızlık hklar ve Tıirkiye'nin lehindeki kon.jonktür karşısında vennek zo runda kalacağı ödünler iktidarını sarsabilecektir. Bu nedenle Türkiye'nin gireceği seçim öncesi ortamın durgunlugundan ya rarlanmak ısteyen Karamanlis, bugünkü prestijini milletvekili sa yısına çevirmek eğilimindedir.» MSP'nin genel affa ilişkin ihaneti koalisyona en büyük darbeyi indirdi Hükümet kurulah hentiz kırk dört gün rinrusru M, Ecevtt ve Erbakan aynı gün verdıkleri ayn demeçlerle Hükümetin «rynın içindı çalıştığını» açıklamak gereğini duydular. Ba$bakan. Cumhurbaskanı ile 23 mart cumartesi günü yaptığı haftalık olagan gorüşmeden çıkarken, gazetecilerin «KoaUsyon partflprl arasmda görfis »rnhklan olduğu söyleniyor. Bn dofru mudur. Hükâmeiin varlığım tehllkere düşurecek nitellkte midîr?» şeklındekl sorulanna, «H«yır Hfikfin»tin varlığım tehlikeye dfiffirecek hiçbir sey yok. Tam Mr nrnml» çahsıyoruz. Bu bakundan kaygı daynfanasıaa gerek yok» karsüığmı verij'ordu. Gazetecilerin, «Hlç ml yok?» diyerek sorulannda direnmelerl üzen'ne, Başbakan, Afla Ugfll ban Idslsrl ırörflş aynbkianm duruyoruz. ama bu hükümet içinde deffldir» şeklinde konuşuyordu. O gün, Başbakan Yardımcısı Necmettin Erbakan da bir yazılı demeç veriyor. «Bütün hükümet üyelerinin tam bir btrlik ve ahenk Içtnde, hökümet progranunda bflirtilmlş olan yenl zikniyete argnn olarak memlekpte yararlı hizmetler yapmanm hanrlıfı içerslnde oldnklanm» söylüyordu... Ama, ateş olmayan yerde duman çıkar mıydı?.. Genel af çalışmalanyla beraber, koalisyonun MSP kanadından CHP'd6 kuşku yaratacak «Ink» lar, «mık.lar yükselmeğe başlamıştı... Bunlar belki henüz hükümet düzeyinde etkili olacak ölçüye erismemişti ama, hükümet içinde de bir takun anlaşmazlıklar başgöst«rmişti. Gazetecilerüî, Çankaya Köşkünden çıkârken Başbakana yönelttıkleri sorular bir talom düşlerden esinlenmiyordu... Bir atama kararnamesi hükümet içinde oldukça büyük güçlükler çıkarmıştı. Kararname. TKt Genel Müdürü Behzat Firuz'un bu görevden alınarak yerine Etibank Genel Müdür Yardımcısı Sıddık Aksoy'un atanmasıyla ilgiliydi. Gonlünün bir köşesinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlıfı yatan MSPli Gıda Tanm ve Hayvancılık Bakanı Korkut özal bu kararnameyı imzalamak istememişti. Bunun üzerine Cahit Kayra istifa edpceğmi bildirmişti... Hatırlanacağı gibi, KayraYun görevtlen almak Istediji Behzat Firuz'u. TKÎ'nin başından I. Erim Hükümetinin Enerji Bakanı thsan Topaloğlu da uzaklastırmak lstemis, basaramayınca da istifa etmişti.. Hükümet içindeki bu ciddl anlaşmazlıgm, Erbakan'ın araya girmesi ve Korkut Özal'ın istemeye Istemeye karamameyi imzalamasıyla sona erdirildigi öğrenildi... Ama, halledilmiş bile olsa, böyle bir anlaşmazlık bır hükümet, hele bir Koalisyon Hükümeti içtn ciddl bir yaraydı... Gruplannca ayn ayn Baskanlığa verilmis, t«k v» aym bir yasa tta» rtai m«tnin<*« karar kılmch. Genel Affm bır hükümet tasansı yerine yasa önerisl biçiminda Parlamentoya getınlmesinin nedeni gıderek anlaşılacaktı. MSP, son oylamada ortaya saçılan ihanetini çoktan kurtarmağa başlamıştı. Her şeye ragmen Genel Af. CHP'nin istediğı geniş kapsamıyla gerçekleşecek olursa, Hükümet ortagı olarak bunda sorumluluk almak istemiyordu MSP. Bunun için aüın bir hükümet tasansı şeklinde getirllmesine karşı çıktılar. Ortaklık konusunda kesin anlaşmaya varılmasmdan sonra 24 Ocak'ta bir görüşme yapan Ecevit ve Erbakan, öncelikle G«nel Af fın çılcartılacağım söylüyorlardı, ama özellikle fikir suçlanyla ilgili olarak taraflar arasmdaki uzla^nazlık henüz giderilememiçti. 163. mad denin yasakladığı suçları fikir suçu sajan MSP, 141 ve 142. raaddelerde yazılı suçlan fikir suçu kabul etmeğe yanaşmıyordu. Buna rağmen. düşünce ve inanç suçUrını da kapsamına alan bir genel affın çıkartılacağı, Koalisyon Protokolünün 14. maddesine yaııldı... CHP MSP Komisyonunun çalışmaları çok güç ilerliyordu. Mart ayı başmda ancak, bir raetin çıkartılabildi ortaya. Ne var ki, birçok istisna bukumlerıyle dolu bir metindi bu.. zikredilen tuçlann »**n^ff« Uctidanıı dönflşfl olamaz» fetvasını verdi. 10 BİMm günlü birleşiratte Genel M bneriii Millet Meclisi Genel Kurul und a, 185'e karfi 207 oyla kabul edıldu Oylamaya 17 MSP"li mılletvekili katılmamıştı. .. Genel af önerisi Cumhuriyet Senatosu Anayasa ve Adalet Koreusyonunda, muhalefet çoğunlugu marifetiyle Kuşa çevrilmeye başlanmıştL Affın kapsam tarıhı degiştinlmış, 141 v* 142. mftddeler, disiplin cezalan sl dışı bırakılmıştı Baştakr.r, 20 nisan günü, Cumhurbaşkanıyla yaptığı haftalık olağan gtrıısmeden çıkar ken «Affın tanınmaz hale geldiğini» söylüyordu. Seneto Genel Kurulu. komisyonun yaptıgı değişik'iklen benıms \ordu. Şevket Kazan, 7 yasındaki çocuklara Dile 141 ve 142. roaddeler aleyhinde bildiri unzalatıldığını söyleverek direnıyordu.. 2Tı n.sanda Senatodan kolu kanadı budanmıs bir önerı ctkrı.. Adaiot Bakanı 30 msanda düzenlediği basın toplantısu.da, Askeri Yar gıta^ın da 141 ve 142. maddelerin fikir suçu oldugumı saptadıgını açıkajor, «Hükümet. meclisın kabul ettigı metnın kanunlasmasına çalıçacak» diyordu. 2 mayısta yeniden MUlet Meclisi Adalet Komıs\onuna gelen metın eskı şeklınde çevnldi. Erbakan. Senaıodı. Bbşbakanhk Bütçesi görülüşürken yaptığı konuşmada. «G«neı alfın meclısten Uk geçtiği şekliyle çıkacağım» söylüyordu Gerçekten de 7 mayıs günü, Millet Meclisi Genel Kurulu Senatonun degıstırışını benımsedi ve Adalet Komisyonundan gelen metnı kabul ettı. ArAyasanın 92. maddesi uyannca, öneri muhalefetin çoğunlugu eıinae rattuğu Karma Komisyona gönderilecekti.. RORKUT ÖZAL Karamameyi imzalamadL CAHtT KAYRA Isüfan güçlükle önlendL ARAP SAÇI GİBİ KARIŞIK Araplar da îsrail de baris için hazırlanmaktadırlar, fakat savaşa nazırlanmak yolundan.. Arap Dışışlerı Bakanlarından sonra Israıl Başbakanı t?ak Rabın de Amerikaya gıtmiş ve sılâh yükü ıle gerı donmüstür. Sovjetlenn Surıje'yı sılâhlndıkları gerekçesıvle. Amerika da Israil'ın ekım savaşındakı sılâ.ı kayıplannm telafı.cını vaadetmıştlr. Ortadogu bır kez daha BM Genel Kurulunda ele alınacaktır ve bu kez F:lıstmlıler sorunu ayn bır niddde olarak tartışılacaktır. Şımdıye Kadar bır mülteciler meselesı dıye ele alınirken, şim dı mıllı dava olarak gbrüşülecektır. Israıl, bır Fılıstın ulusu nun varlığım bıie kabul etmıyor ve Kral Huseym de hemen hen>en bu goruştedır Cenevre Ba nş Konieransını Filıstının temsılı meselesı engelledığınden, İs raü Araplarla ayn ayrı ve öncelikle Mısırla banş antlaşmasını önermış, fakat Enver Sedat buna yanaşmıyor. Şu var kı, Filıstınlüerın temsılı sorununda Arap lar arasında tıattâ Fılistinlılenn kendi aralarında da görüş bırliğ: yoktur. Bu arada tspanyol Sahrası uzerinde de bır yandan İspanya ile Fas, öte yandan da Fas, Cezayir ve Moretanya arastnda anlaşmazlıîc çıtanıştır. Fas İspanya'yı savaşla tehdıt etmek tedır. • Görüşmeler başlıyor Sonunda, 8 mart günü, Genel Af önerisi, M.llet Meclisi Adalet Komisyonunda görüîülraeğe baslanabildi. Muhalefetin yoğun engellemeleriyl* birlikte... Koalisyon ortaklan ırasmdaki •sUmiyet» farkı kendini belli ediyor, gelecek günler için beliren kuskulara hak verdiriyordu Osmanoğullarının yurda geri çağırdmasıyla ilgili DP önerisi Genel Af metnine eklenirken, MSPliler muhalefetle birlikte oy kullandılar. CHP yalnız ksldı. 20 mart'ta Genel Af önerisi Meclis Genel Kuruluna havale edildi. Öneri. 2S mart salı günu Genel Kurulda ele alınacaktı. îşte bu arada. Ecevit ve Erbakan ayrı ayn verdiklerı demeçlerle, koalisyon ortakl&rı arasında bir görüş ayrılığı olmadığını, Hükümetin ayum içlnde» çalışüğını açıklamak gereğini duydular MSP Meclis Grubu da bir bildiri yayınlayarak, partinin «sarsünuz hir biitün» oldugunu duyurdu. Bir takun söylentıler çıkmağa başlfimıştı çünkü. Kulislerdeki fısUtılar MSP ihanetini haber veriyordu. • Ve ihanet... II ı mayısta toplantısında, Karma Komisyon Senatonun yaptığı defcışıkliklerı kabul ederek raporunu hazırladı. Son soz Millet Meclisi Genel Kurulunundu... 14 mayıs günü Millet Meclisinde, Koallsjonun onulmaz yarar: açüıyor, yirmıiki MSPIi CHP'yi sırtmdan bıçak'ayordu. Baştakan, ihanet patlak verir vermez çevresıni alan gazetecilere, «Neler olacağını tahmin edersinız» dedi.. AP ilb koalısvona, «An.ıannda güven bunalımı olan partiler arasında bır ortaklık kuruamaz» gerekçesiyle karşı çıkan Ecevit koalisyonun içinde b.r «güven bunalımı dogduğunu» açıklıyordu... CHP Parti Meclisi 19 mayıs tarihli toplantıîinda Başbakan ve Genel Başkan Bülent Ecevit'in «koalısyondan çekilme» eorüşı';iu onayladı. Ne var ki 1974 mali yılı bütçe tasansının nenü2 parlamentodan çıkmamış olusu bu karann uygulanmasınj erteleyecek, CHP r.m Anayasa Mahkemesinde yapacağı gırısim umutlu bır bekleyişe yolaçacak ve özellikle CHP'li Milli Eğitım Bakarii Mustafa t.'srin.dağ hakkında muhalefet tarafmdan venlen gensoru önerpM, koahsyon deneyının sürdürülmesi için bir Kistas kabul edılcctktı.. Uerçekte ıse, güç durumdaydı o günlerde CHP Ecevit Hükümetinin ilk karan yeni fiyat ayarlamalan olmuştu. CHP'ye oy verenlere vaadedilmiş; tüm Jericı güçlenn heyetMila bekledıklerı genel al gerçekleşememişti. Böyle bır ortamda Hi'ikümetten çekilmek. hero en zayıf anda yenilgiyi Kabul etmek, hom de yeni bir HUkümet bunalımının sorumlulugunu sırtlanar\K partiyı daha güç bir duruma sokmak olacaktı. Üstelık Ecev.' >r sırtında. Ege denizi sorunuyla birlikte ufukta kümelenmefe bajjioyan savaş bulutlannın ağırlaştırdıgı bir devıet sonnnlulugu vaıoj... • 141 ve 142. maddeler Turk Ceza Kanununun 141 ve 142. maddeleri uzerinde, Koalisyon ortaklan arasmdaki gorüş ayrılığı, konunun Meclis gündemine girrai^ olmasma rağmen devanı ediyordu. Bu anlaşmazlık, salı günu yapılan MSP Grup toplantısında tfüya giderildi. Daha once, CHP ve MSP grup yetkilileri uzun süren bir görüşme yapmiîlardı. Bu görüşmelerd» disiplin cezalan, yüz kızartıcı suçlar ve ünlü 141142. maddeler üzerinde anlaşmaya varılmıstı. Yine de, MSP grubunda sayıları yedıye varan. bazı üyeler 141. madde üzerindeki tutumlannda direnmiflerdi. Başta Genel Başkan Erbakan olmak üzere, grup yetkilileri, bu üyeleri ikna etmekte epey zorluk çekmişlerdi. • Genel Af çahşraalan CHP ve MSP arasında bir ortak hükümetin kurulması lçin anlasmaya vanlıp, iki partinin yetkili heyetleri protokol esaslannı saptarken, 21 ocak günü de CHP'den Önder Sav, Hasan Basn Akgiray, Coşkun Karagözoğlu, Recai Kocaman ile MSP'den Mehnaet Akkoyunlu, Sudi Reşat Saruhan, Yasin Hatiboglu ve Şevket Kazan'dan kurulu bır ortak komisyon Genel Af önerisini düzenlemeğe koyulmustu. Ortak Komisyon, daha önce iki parti tarafından hazırlanmış ayn yasa önerilerini, koalisyon anlasmasmm öngördüğü esaslar içinde birlestirmekle görevliydi. Başlangıçta, Genel Affın bir hükümet tasansı olarak Parlamentoya sunulması kararlaştınlmısken, sonrâdan neder.se, CHP ve MSP • thanet* doğru Mıllet Meclisi Genel Kurulundaki görujmeler insanı ağlamakla gülmek arasında bocalatan bir havada geçiyordu. Sözalan her muhalefet üyesi, Kurandan .»ayetler okuyarak MSP'yi etkileroeğe çalışıyor, •KomünisUeri affediyorsunuz, müslnınaa kardeslerhniz» temasıru icliyordu. Sinirler geriliyor CHP'lilerle muhalefete bağlı milletvekilleri arasında kavgalar çıkıyordu. 7 nisan'da Konya'da bir demeç patlatan Adalet Bakanı, gezginci vaiz Şevket Kazan, «141, 142 re 1S3. maddelerdc Feyzdoğlu'nun makalesi öte yandan dünkü Le Monde gazetesmde Prof. Turan Feyzioğlu'nun «Kıbns, Yunanistan ve ENOSİS Düsüi baslıklı bir makalesi, Uluslararası Kursü Koşe sınde yayımîanmıştır. Feyzioğlu bu makalesinde, buçün Kıbns'ın egemenlik ve bağımsızlığını savunur görünen Yu nan ve Rum politikacüannın Ada'nm bu statüsünü sabote eden ENOSİS lehindeki tutum ve demeçlerini sıraladıktan sonra, dünya kamuoyunu gerçegi görmeye davet etmektedir. Feyzioğlu, Kıbrıs'ın bagımsızlık ve egemenliğini yalnız Türkiye'nın savunmakta oldugunu ekliyerek, Avrupa Konseyince de kabul edilen haklı müdahaleden sonra Ada'daki hem Kıbnslı Türklerin, hem de Rumlann Nikos Samson çetesınin elinden kurtuldugunu, aksi halde Yunanistan'ın general Yuannides'in dıktatörlügü altında kalacağmı ve Karamanlis'in de hâlâ Paris'teki sürgününde bulunacağıru belirtmektedir. Aynı yazıda Türk hükümetince benimsenen Kıbns politikasının açık ve düriıst olduğu ve tüm partilerce destejclendıgi ektenmektedır. YUGOSLAVYA VE İSPANYA'NIN YARINLARI İki yaslı dıktatör tarafından yö netildıkJerinden, ispanya ve Yugoslavya'nm yannları askıda görunuyor. Seksener yaşlannı aşmıs o!an Franco ve Tıto sahneden çekıldıkıen sonre ne olacak? Franco, geçenlerde hastalan mış ve ıktıdan Carlos'a devretmıştı, fakat ıyıleşınce tekrar geri geldı. Ama, arada Dortekız'e de bakarak demokrasi akımı güçleruyor. Sıyasî cartilenn fcurulması da söz konusudur. Yugoslavya' da mıllıyetçıli:; duyprulan, federas yonu da*ıtmak tehlıkesmi yaratıyordu. Tito bunlara karşı tedbir alırken, Moskova anlayışında komürıızm tehlAesı belırmıştir. Aslında 1948 yılından önce Yugosla\ya'da bu renm vürürlükte iken Tıto kendine özgü ve devletçi olmayan bır sosyalizm kurmuştur. Şimdi eskı komünistler, yenılenyle de bırleşerek ve Moskova nm da yardımı ıle Sovyet anlayışında komunızml geri getinnek için örgütlenmışler, kongrelerini toplarnışlar ve bir genel sekreter de secmişlerdır. Yakayı ele veren 30 kadar komünist yargılanmıs ve Tıto'nun da deyıml ile «Başkalarına da ders olacak cezalara» çantmlmışlardır. Bu arada Yugoslaira'nın Sovyetlerle arası da yıne açılmıştır. Moskova. parma ğ: oldugunu ınkâr edıvor ama Tito'yu ınandıram"nr YARIN: CHP'nin sabnnı taşıran başka birikimler. PERONİST HAREKET İÇİNDEKİ MONTONEROS GERİLLA ÖRGÜTU, ARJANTİN DEVLET BAŞKANI BAYAN İZABEL PERON'A SAVAŞ AÇTI DIŞ HABERLER SERVtSl Arjantin o kadar uxun yıllar iç savas gorunümü tçınde yasamıştır ki, sık sık patlaj'an silâh sesleri, artık bu ulkede günlük olay olarak nitelendirilmekte dir. Ülkede böyle bir savaşm baş ladığı resmen ilân edilecek olursa, o zaman durum değişir ve konuyla ilgilenenler çoğalabilir, Arjantin'in son zamanlardaki kanşıklığı içinde, bu 7önde bir çajn beklenmekteydi. Çağn Peronist hareketin için den gelmiştir. Juan Peron'u geçen yıl Cumhurbaşkanlığına kendilerinin getirdiklerini iddia eden Peronist Hareket içindeki Montoneros adlı gerilla örgütü, geçtiğimiz hafta bir açıklama yaparak, faaliyetlerini bundan böyle yeraltında sürdüreceklerini ve amaçlanrun dul lzabel Peron baskanUtmdaki Ariantin hükümetınl devnrmek oldugunu bildırmişlerdir. thanet suçlaması Chgütün yetkilileri, geçen hafta yaptıkJan açıklamaya gerekça olarak, yeni Başkan bayan Peron'un kendi devrimlerin^ ihanet ettiğini göstermişler ve onun oligarşiden y&na, tekelci bir kap'taıist, emperyalist» rejimin baş oyuncusu olduğucu ıddia etmisler dir. Tekrar Cumhurbaşkanlığı görevmı üstlendikten sonra, aynı suçlamaJar Juan Peron için de yapüabılırdi. Çünkü yaşlı lider, göreve geldıkten hemen sonra, Peronist Hareket içindeki sol gru bu tasfiye etmek için elinden geleni yapmıştı. Ne var M, Peron'un bir çok Arjantinliyi büyüleyen kişilifi, bugün bile mezanndan kansının ımdadına yetişıyor ve ısçı smıfının oylannı «Sevgili Izabelita» için saklı tutuyor. Görkemli davranışlar lzabel Peron kocasının temmuz ayındakı olümü uzerinde, Curahurbaşkanlığına geldıği Uk günlerde, sessizligi ile dikkati çekmişti. Lâtüı Amerika'nın ilk kadın Cumhurbaskanı, son zaroanlarda bu sessizliğini üzerinden tümüyle atmış, görkemli davranışlar içine girmiş görünüyor. Eşinin ardından ağlama krizlerini bir yana bırakan bayan Peron, son günlerdp verdiğı demeç lerde, iki elıni de havaya kaldırarak kendisinin çok güçlü oldugunu, sıkılmış yumruklanndan birinin içinde eşi Peron'un gizli gücunün, diğerinde ise Juan Peron'un esld eşi Evita Peron'un popülaritesinin bulunduğunu belirtiyor. Arjantın'i son zamanlarda perde arkasından yoneten, mıstık bır karaktere sahip olan Jose Lopez Rega'dır. Rega, Juan Peron'un özel sekreterhğını yaptığı sıralar da da, Başkam her konuda kolayca etkilerdı. Bunlardan daha da önemlisı, Dayan Peron bugün hâlâ ordunun, ülkedekı büyük partilerin, kılisenın ve tıcarı çevrelerin kuvvetli desteğine sahip ür. İZABEL PERON Ne var ki Arjantin, artık uçurumun kenanna kadar gelmiştir. Montoneros"un da ülkedekı yönetime karşı genlla savaşı veren Marksist Devrimci Halk Ordusu' na (ERP) kanlması, ilk bakışta büyük bir tehlıke olarak gözükmemekle birlıkte, ulusal duygu lar uyandıracağı için çok kritik bir durum yaratabilir. Sonuç ola rak, ülkede bir bunalımm başlamış bulunduğu kesindir.