Katalog

«KIBRIS'ta bulunan îngiliz silâhlı güçlerine son dönemde gönderilen takviye birliklerine ek o larak İngiliz ordusunda 1857'den bu yana parah olarak askerhk yapmakta olan Nepal'li askerlerin Gurka taburunırn gondenlmiş olduğu bildirilmektedir. Dün Londra, Türklerin moralini etkilemek istiyor BBC'NIN YANLIŞ HABERLERI VE ALINACAK DERSLER Paralı asker Gurkalar 1857'den beri ingiliz çıkarlarmm hizmetinde Ingiltere'nin Kıfans'a Nepalli parah asfcerierden de olu?an askeri birlik sevkine ilişIdn olarak Türkiye Radyolan bir yorum yayınlanuştır. Yorumda Ingiliz Hüfcümetinin bu tatmnu eleştirümiş ve «Bu, Ingiliz yetlrililerinin Türk SUâhlı Knvvetleriyle lıir çatısma olanağı ve hazırlığını yansıtacak nitelik taşunaktadır» deınlınistir. Türlriye Radyolannm yornmu aynen şöyledir: . Türkiye Radyolan, İngiltere'nin son tutumu için, «Türk Silâhlı Kuvvetle riyle bir çatışma olanağı ve hazırlığı yansıtacak nitelikte» dedi «İngiltere'nin bugüne kadar Ada'da dökülen Türk kanlarına karşı hiç mi hiç göstermediği duyarlığı şimdi gös termesi çok ilgi çekicidir!» gece, Birleşmiş Milletler'de görevlı Ingilız askerlerine bir zarar gelmesi halinde Ada'daki İngiliz kuvvetlerinin çatışmaya gı recekleri de bildirilmişti. Bu, ingiliz yetkililerinin Türk Silâhlı Kuvvetleri ile bir çatışma olanağı ve hazırhgını yansıtacak nitelik taşımaktadır. revlerle yükümlü olan îngiliz hükumetınin Ada'da bugüne kadar dokulen Türk kanlanna karşı hiç mi hiç göstermedığı duyar lığı, Birleşmiş Milletler bünyesinde gdrev almış bulunan, ken dı ulusunun bireylerine karşı gos termesi ilgi çekicidir. GEBÇEKTEN Kıbrıs arJaşmalamnn garantörü durumunda ve bu anlaşmalarda öngörülen go INGİLÎZ hükümetinin bu duyarlığmı, Ada'daki îngiliz ekonomik çıkarlan ve bunlann korun ması ile açıklamak olanağı, ozel likle ekonomik koşullan her gun daha kötüye giden Ingiltere açısından kolaylıkla anlaşılabılir. ANCAK, kendi askerlenne karşı yapılabüecek saldınları bnlemek amacıyla Gurka Taburunun getırtümış olması eleştın konusu olabılecek nıteliktedır Bunların birincisi Ada'da bulunan İngiliz kuvvetlenne olan guvensizliği kanıtlayacak bir davranışı oluşturma, ıkincisı de ken dı askerlerıni, Birleşmiş Milletler Banş Gucunde gorev alan dığer ulusların askerlennden daha çok korumaya muhtaç veya üstunlük taşır sayılması şeklındp yorumlara yol açabılmesıdır. GÜRKA Taburunun Kıbrıs Adasına getirtılış nedenlerı ara sında, tngıltere eğer Türk Silâhlı Kuvvetlerinin moral gücunde olumsuz bır etki yapmayı amaç ladı ıse, bu değerlendırmenın yanlışlığının elle tutulur örneklerı Bınncı Dunva Savaşında Turk Silâhlı Kuvvetleri tarafından verilmıştir. ÇANAKKALE'de dünyanın dört bır yanmdan getırtilmiş olan en iyi savaşçılara ustunlüğünü kanıtlamış olan Türk Silâhlı Kuv vetlerinin, Gurka gıbi iyi savaşçı olarak bihnenlenn gelme sinden memnunluk duyacaklan nı bılmek gerekır. îngiltere son tutumuyla Ada'ya bir savaş hava sı getırmek eğılımını açıkça ortaya koymuştur. Türkiye ıse, ilk gunden bu yana Ada'ya banş ve guvenlık getirmek kararında olduğunu bildirmiştır. Türkıye'de 200 yıldır süre giden bir anlayı şm, İngiliz hükümetinin vereoeğı ve uygulayacağı kararlarla degışmesi arzu edilir.» Mahmut T. ÖNGÖREN GEÇEN hafta radyo ve televizyonun Kıbrıs harekâtı sırasındakl psikolojık rolü üzerınde durmustuk. Bu Uafta ajnı konuaa ünlü bır yabancı yayım kuruluşunun etkısını de oelırtmek ıstıyt.ruz Bu ünlü yayım kuruluşu tüm dünya radyo ve TV vonetımlen tarafından her bammdan drnek olarak alman unıu ınzılız radyo ve TV orgütü BBC'dır DIŞ HABERLER SERVtSt îngiltere Savunma Bakanlığının, Kıbns'a gondereceğını bıldirdığı Gurka Alayı, kımlerden oluşuyordu, ününü nasıl kazanmıştı? Gurka komandolan, çok sert savaşçı olarak bılınmekte ve İngiliz Ordusunda 1857 yılmdan bu yana görev yapmaktadırlar. Gurkalar, Nepal tarihıne bakıldığında Nepal Krallığı devnnd«s Orta Ne pal'da yaşayan bır ırktır. 18. yuzyılda Gurka'lar büyük bır lsyanı başlatıp Nepal Krallığını ele geçirdikten sonra bütün Nepal halkına Gurka adı verilmiştir. Gurka sskerleri, Nepal'deki dağ kabilelerinden toplanmaktadırlar Çok küçük yaşlarda aılelerınden alınıp, sıkı askeri egıtimden geçırddikleri ıçm çarpışma yeteneklen çok üstündur. Kısa boylu, çıkık kemıklı, saçsız başları turbanlı oian Gurka'lar. atalarından gelen gelpneksel savaşma yeter.eklerıyle ünlüdürler. Gurkalar, İngiliz Imparatorluk Ordusuna alındıklan ilk yıllard3. somürgelerdeki ısyanlan bastırmak için kullanalmışlardır. Bu paraîı askerler ıçın önemlı olan savaşmaktır. Bu gerıllalann kime karşı savaştıklan, kendılerinın hiç bir zaman akıllarına gelmez. Asıl ünlerini Gurkalar, 1950"lerde Malezya'daki komünıst ayaklanması sırasında kazanmışlardır Bu ayaklanmada Gurkalar Malezya'nm her bolgesmde görevlendırilmışierdir. Gerilla savaşlarına düzenlı ordularla karşı koyabılmek her zaman çok güç olmuş. ancak Gurkalar, tüm vahşetleriyle bu geleneğı de yıkmasını bilmislerdır. Malezya'd&ki çarpışmalardan sonra Gurkalar, İngiliz împaratorîuk Ordusu ıçinde, yalnızca torenlere katılmakla yetinmek zorunda kalmışlardır. Ama Gurkalann yeteneklerini göstermeleri gereken işler çıktıkça, îngılızler onlan göreve göndermekte yine de tereddüt etmemişlerdir. örneğin, çanakkale savaşlannda, TUrk kuvvetlerinin karşısında, Gurka birlikleri savaşmıştır. Bugün de Gurkalara göre ıs vardır, gerektiğüıde Kıbrıs'taki Türk kuvvetlerine karşı savaşmak. Gurkalann tümü bugün parayla görev yapmaktadırlar. Neşeli, şarkı söylemeyi ve dans etmeyi çok seven bır toplum olarak kitaplara geçmiştir Gurkalar. Hepsi hem silâh, hem de her türlü işlerde kullanmak amacıyle kullandıkları «kukri» adı verilen bir bıçak tasımaktadırlar. GERALD FORD «Kanımca bugün Başkan Ndton'ı yargılayabilecek Anayasa çerçevesinde suç sayılabilecek bir neden veya olay gostermek mümkün değildir . • (4.12.1968) Gerald Ford'un görüşleri Nixon'dan pek farklı değil! Dış politika dinlenmesmden şıkâyetçıdirler. Bu araçlar iyi kullanıldıklarında ulusal güvenliğimızi korumakla yükümlü bulunanların organire edilmış saldınlara karsı en etken sılâhlandır. Kongre, Başkan ve Mahkeme, bu aracların kullanılma sınırlanm, kesm olarak saptatnalıdırlar. (20 ocak 1967) lanakları engellenenleri raemnun etmeğe kararlldır. (8 mart 1969) (DIŞ HABERLER SERVtSİ) Amerika Birlesik Devletlerinin 38. Devlet Başkanı Gerald Ford, görüşlerini henüz resmen açıklamadı. Ancafc çeşitli tarihlerde ysptığı konuşmalannda birçok konuya ilişkin görüşlerini dile getirmiştir. Bonlan özetîe sunuyonız: «ABD yonetımının Çin'e karsı izlemekte olduğu yeni politikayı tümüyle desteklıyorum. Bu, benim kendi politıkamda bır degışikliği ıfade etmektedır Ancak, yeni politika da ülkentn 1949'dan beri beş ya da altı dfrvlet ba$kanı dbneminde izlenenden bır değişikliğı göstermektedir. Bu yüzden de Başkanm (Nixon'ın) bugüne değin işlemeyen politikayı degiştirmesinı alkışlıyorum. Bu yeni politika, birçok ümıt verici gelişmelere kapıyı açmaktadır. Bunun gibı, Başkanın Sovyetler Birlıği ile bir «detente» (yumusama) bavası yaratma yolundaki çabalannı bütünüyle des tekliyorum. Bu arada, sağda ve solda bulunan bazı kimselerin bu konuda kuskulan olmasmdan rahatsızlık duyuyorum. Stratejık Smırlandırılması Gorüşmelerının ıkıncısınde (SALT2) ıki süper devletin silâh üretiminde anlamh bır kısıntıya yolaçabilecek bir politıkaya karşı çıkmanın yanlı? olacağı kanısındayım. Karsılıklı kuv\et indinmı sağlamncaya değin 1973 ve 1974'de NATO'dan önemli mıktarlarda kuvvet çebmenin yerinde olmayacağıria ılısk:n (Nıxon) yöne^ıminın görüşune katılıyorum. Bu nedenîerle dış politika alanmdaki görüşlenm. Başkanm <Nıxon'ın) görüşlenyle tıpatıp benzemektedır. (16 kasım 1973). Richard Nixon Biz, ulus olarak, halkımızm ahlâki değerlerinı ve törelerını yukseltmek zorundayız. Yeni Başkanımızın, yalnızca Başkanlığının değil, halkının da ahlâki değerlerini korumayı kendıne gorev edineceğinden emınim. O, tasanlarını ulusuna zorla dıkte etmek yerine, liderlık yeteneğiyle halkını arkasından surüklemeyı, her şeyın üzerınde tutacaktır. (4 aralık 1968) Bana göre, Başkan Nixon da Abraham Lıncoln gıbi, kriz donemlerinde ulusuaa en iyi şekilde hızmet edecek yeteneklere sahiptır. Goreve geldiğınden bu yana, Başkan Nixon'in her davranışı, ulusuna büyük bır güven vermiştir. Ulusumuzu bugün yöneten insana, ben de sonuna kadar inanıyorum. (10 şubat 1969) Radikal üniversite öğrencileri Önceki yöneticiler, üniversite kampuslerinde kargaşalıklar çıkaran oğrencilere karsı etkilı tedbirler almamışlardır. Kanımızca, sayılan az olan bu militanlar, diğer öğrencileri eğitım olanağından yoksun bırakmak içın gerçekten faşist taktikler uygulamaktadırlar. Yönetimimiz, bu faşist gruba cıddi olarak yaklaşarak, bir şeyler öğrenmek istedıkleri halde. bu o «Başkan Nixon, sadece Başkanlığın değil, halkının da ahlakî değerlerini koruyacaktır» Gerald Ford 10.2.1969 Atina basını NATO ittifakına bağlılığı "Aptallık,, olarak niteliyor <DIŞ HABERLER SERVISIı Konstantin Karamanlts başkanlığuıdaki yeni Yunan Hükümctlniıı Kıbns konusunda izlediği taktiklerden biri de, ulkede sürekli olarak Amerika ve NATO'ya karşı bir ha\a yaıatmaktır. Özellikle son gnnlerde sağ \e sol basnıda Amerika ve N'ATO'nun Kıbrıs bunalunmda Yunanistan'ı >alnız bıraktığı. bu yuzden de boyle bir ittifaka nicin gerek olduğu orta>a konulmaktadır. Öte yandan da. Sovyetler Birlıği ve sosyalist blok ile Kıbns'a ilişkin olarak izlenmek isteoeıt politikada ' Vietnam (arkJı nedcnlerden de olsa bir benzerlik olduğu lemnsı işlcuinektedir. Bu arada, resnu çevrelerin benzer goruşleri de ka>nağı tam olarak beJohnson yönetımınm. Kuzey lirtilmeksiziıı basına sızdınlmaktadır. Vıetnam'dakı onemlı askeri he Ancak Karamamlis Hükümeti. kısaca ozetlediğimız havayı ulkede deflerı etkısız hale getırmek ıçuı el altından ya>arken, bu politikanın resmen benimsendiğini gdsterecek | eımude bulunan tüm olanakaçıklamalardan ozelükle kaçınmakta, aksine Sovyotler Birliğinin ba ı lardan neden yararlanmadıklarıçından beri Kıbns konusunda Turkiye'ye daha vıkın bır politika iz • nı anlatmakta her zaman güçluk lediğini açıklamaktadır. Ne var ki Yunanistan, kamuoyunu geçici bir j çekmışundir. Kanımca, elimızde sıire için de olsa NATO ve Amerika aleyhinde oluşturarak, Turkiye'ye j bulunan muazzam sılâhlardan bunlann yapacaklan baskıyla bir dengenin «ağlaumaMua çalısmaktagerektiğınce yararlansaydık, Kudır. Öte yandan da, Sovyetler Birliği ile sosyalist bloku kendi kamuzey Vietnamlılara ve Vietkongoyunda geçici bir süre için de olsa ştrin gdsteıerek Kıbrıs konusunda iulara, saldınlara devam etmenın onların desteğini sağlamak çabasındadır. İııgiltere'de yaymlanan liberal bedelmın ne denli büyük oldueğilimli «The Guardian» gazetesinin Atina muhabiri David Tonge, Yu gunu anlatabilirdık. (16 Ocak nanistan'da haJen esmekte olan bu havayı şüyle nnlatnıaktadır: 1966) «Yunanistan'da son hafta içinde birdenbıre dramatik bir ciönüs yaVietnam'dan en mükemmel sı pıldı. Kıbrıs, sadece Batı ülkeleri taraijıdîa değil, aynı zaınar.da Sov lâhımızı neden geri çekiyoruz? yetier tarafından da ele alınması gereken bir konuydu. Bu duruma daha farklı bır çöBu politikanın sonucu olarak, Yunan Bakaman ;ımdi Sovyetler ta züm bulunamaz mı? Amerika rafından izlenen politikayı övmeye ba^bmışlardır. Öte vanda da, NA nın Kuzey Vietnam'ı ikj buçuk TO'nun bugüne değin Yunanistan'a neler kattığı tartıştlmaktadır. yıldır bombalamasından sonra, Yunanistan'da olusan söz konusu atmosfer Yunan basmînda açîkça oradaki her on askeri hedeften görulmektedir. En muhafazakâr bilinen gazeteler bile, «Acaba Ame yalnızca üçünün Amenkan Hava Kuvvetlerı tarafından tahnp edıl rika kendi arzularmı, bıze empoze stcgi gıbi, Turkiye'ye de edebiliyorlar mı?» dıye sormaktadırlar. «Eğer Türtuys ile bıze farklı bir davra miş olması, Amenkan halkı için nışta bulunuyorlarsa, o zaman bu mutıefıkiığin pek anlamı kalmamak tatmin edıcı bir sonuç olabılir tadır. Bu koşullar altında Kıbrıs sormunu bizim yenıden ele aJmamız mı? Vıetnam'daki hava birlıklegerekecektır. Dış politikamızı da, mü^efikierimizle olan ilişkilenm.'zi d; nmizi geri çekmeğe neden hâlâ hep yenıden değerlendirmek zorıındayız.> Bunlar. Yunan Lasınjnın devam ediyoruz? (8 Ağustos 1967) uzerinde durduğu ana konular ha'ıne gelmiş bulunmaktadır. BBC 14 Kasım 1922'de kuıulmuştur. O gunü=n ougiine dek BBC gerek radyoculukta, gerekse televızyontaıiuktB ptK ÇOK aUtfida ilk adımlan atarak dünya yayımcılığına örculuk vaptı Habercılikte ve programcılıkta tüm dünya vayım Kurulusıar ıcır olumlu bir ömek oldu Bugün Turkıve de dahil çeşitlı ülKelerın radyocularır.dan ve televı<;yonculanndan bazılan BBC'nm Ku>slannda yetıştiler. FAKAT bu ünlü radyo ve TV kuruluşunun Kıbr:s narekâtının özellikle ıkincı günü (21 temmuz 1974) vurt dışı ınguızce vavmlarmda yer alan haber bültenınde son derece yanlış sarışık ve tngılizce bilen TürkJen yanıltıcı haberler vardı. Bu naberlere gore ikı Türk birlıği yok edılmıştı. on bınlerce Türk esıı olmuştu, durmadan Türk uçaklan düşürülüyordu, Gırne Rum denetımindey6ı, Türk Silâhlı Kuvvetleri hiç ılerleyememıslerdi. ama Dazı verleri ele geçirdiklenni «iddia» edıyorlardı. SÖZÜN kısası, ünlü BBC Kıbrıs olaylan sırasındak. haberlermde kelimenin tam anlamı ile foslamıştı. Daha sorıra Türkıye'de bunun nedenleri araştınlırken BBC'nin Kıbns'takı munabırlennın Rumlardan seçildiğini ileri sürenler çıktı Bız. burada »erçegi bılemeyiz. Fakat BBC'nin Kıbrıs haberlerinı baslangıçte gerektiği gibı gerçeğe uygun bır çizgıde yansıtamamasının nedenleri arasında «kötü bir amaç» ya da «maksatlı bir yayım düzenı» de arasamayız. Bu hem BBC gibi bir kuruluşa haksızlık. hem de en veterıi vayım kuruluslaruun bile kusurlan buiunabileceğını unutmak olur. BBC nin bu durumdan ders aldığı ve gereken düzeltmeyi vaptığı muhakkaktır. NE VAR Kî, söz konusu durumdan bizim de ders almamız gerekiyor. BBC'nin yanlıs haberlen bızı ne denli üzdüyse Kıbns'takl Rumlan da o denli sevindırdığı bır gerçektir. Eğer DU ters nabeTİeri Londra'ya ileten gerçekten bır Rum muhabırse, kenaısımn belli amaçlara sahip olduğu yadsınamaz. Çünkü verdıği haberlenn BBC gibi dünyanın her yanında dınleyicının güvenını sazanmış bır radyodan yayımlanan Kıbns'ta Turklere karşı çarpışan Rumlaı üzerınde psikolojık bir etkı yaratarak onların heyecanını moralini ve hatta çarpışma gücünü arttırabilirdi. Ada'daki vabancı gazete muhabirlerinin yazılarından, savaşmakta olan Rumlann arada sırada durup radyodakı haberleri ızledıklerini okuduğumuzu unutmayalun. Kısacası, kötii amaçlara sahip olmadığı büuıen ünlü BBC'nin maksatlı davranışlara yönelik oir Rum muhabinn oyununa kurban gituği her zaman düşünülebilu. Çünkü radyo ve TV yayımcıliK tarihi de bu gibi örneklerle doludur. O HALDK bu gibi durumlan da göz önünde bulundurarak biz ne yapmalıydık Geçen haftaki yazımızda da belirttiğimız gibi radyolanmızı ve televizyonumuzu gerek yurt içindeki vatandaşlanmızı, gerekss yurt dışındaki yabancıları aydmlatmak ve onlann da üzerınde psıkolojik bir etki yaratmak üzere kullanmalıydık. KIBRIS banş harekâtının ve Cenevre gârüsmelerinin zaferlerinden sonra bile radyo ve televızyondan h&lâ yararlanmadığımızı gösteren omekler var ortada. Hani nerede Kıbrıs'la ilgüi belgesel radyo programlan ve TV filmleri? Türkiye niçin Kıbns'ın tümünü aimaya çalışmadı? Bu harekât niçin sınırhydı? Türkiye Kıbns'ın tümünü almaktan korktuğu için mi? Yoksa amaçlara erismek, oradaki soydaşlannuzın can ve mal güvenliğini korumak için bu kadarla yetinmerin bilincinde olduğumuzdan mı? Aynı zamanda da «sımrlı bir harekât»la her iki tarafta da fazla can kaybma yol açmayacağınuzı bildğımızden mi? Kendi radyo ve TV programlanmızda bu gibi soruların olumİTi yanıüannı işlemek zorundayız. YALNIZ kendi dinleyicilerimizi ve seyircilerimizl aydmlatmak içın mi? Hayır. özellikle yabancüara Kıbnsia ilgili tutumumuzu ve gorüslerimizi anlatmak için de. Çünkü tüm askeri ve diplomatik zaferlerimıze karşın, Kıbns sorunu sürup gıdecektir. Eğer radvo. TV. basm ve filmle görüşlerimizi tüm dunyaya tanıtmaya kalkmazsak, yabancı ülke lerdeki karşı faaliyet sahiplerinın çabaları sonucunda dun\a kamuoju aleybimize döndürülebilir. KIBRIS olaylan sırasında TRT'nin çeşıtlı ulusal ve ulusUrarası \a yım kuruluşlan ile ilişkileri oldu. Eskiden beri de çeşıtlı yabanc: yayım kuruluşlan TRT'ye radyo programlan ve TV filmleri göndenr dururlar. Işte bu ilişkilerden yaraılanarak, aldığımız yabancı fümleıın, karşılığmda. yabancı dilde hazırladığımız ve davamızı anlatan radyo ve TV programlannın ve filmlerın dısarda değerlendırilmes'ne çalsşmahyız. Bu gorev yalnız TRT'ye düşmuyor. Türkiye'yi tanıtmak amacıyla fılm yapan her resml kuruluşun aynı sekılde çahşmaa perekır. tju anda dışardaki basm temsilciliklerinin her çeşıt haberleştr.e o'.anağından yararlanarak Türkiye'nin görüsünü bulunduklan ülkenın kamuoyuna sunduğunu umuyoruz. Bu gibi faaliyetlerin arasında uzmanlarımızm. gazetecilerimizin ve temsUcilerimizin yabancı ülkelerdekı rad>o ve TV programlanna, açık oturumlanna çıkarak Kıbns konusunda Türkiye'nin tutumunu anlatmaya çalışmalarmı bekliyoruz. YÎRMtNCÎ Yüzyılm ikinci yarısında askeri, siyasal ve sosyal alanda kazanılan zaferlerin, «haberleşme çağı«nm olanaklan ile desteklenmesi gerektiğini herhalde tanıtma faaüyeüni yüruten görevlılenn de büdiğini sanınz. GERALO FORD «Ben Dır Lincoln değil, bır Ford'um!...» (6.12.1973) Akdeniz'deki askeri üslerin tümü, Amerikan ve İngiliz egemenliğinde! İngiltere'nin ünlü haftalık dergisi «The EconomisUin bu haftaki sayısında Akdeniz'de bulunan askeri üslerin dökiımü yapılmıştır. îngiltere, Amerika ve NATO'ya ait olao bu üslerin bilinmesinin, Akdeniz'in stratejik değerini ve bu değer üzerınde düğümlenen karşüıklı çıkarlann tahlilini kolaylaştırması bakunından yazıyı a>nen sunuyonız: «Yapüan değerlendırmelere gbre, 1974 yılında büe, deniz ve hava gücünü elde tutmak Akdeniz' de üs sahibi olmaktan bağımsız değildir. Kıbns'dakı son olayiar bunu açıkça kanıtlamıştır. Akdeniz'de bugün birçok İngiliz vs Amerikan ussü bulunmaktadır Bunlardan bir kısmı NATO amaç ları için kullanılmaktadır. «Bu üslerin değerini ölçmek hemen hemen olanaksızdır. Bir askeri harekâtta tasarlanmayacâk kadar önem !i olan bu üslerden vazgeçilemez» maktadır. Aşağı yukan 900 komando, denizaltılara karşı koruyucu bir uçak filosu ve bazı keşıf uçaklan bulunmaktadır. StGONELLA: (Sicilya) Gerçekte bir ttalyan Hava Üssüdür. Fakat Amerikalılar tarafından kullanılmakta ve NATO kanalıyla finanse edilmektedir. Akdeniz'dekı ana ABD üssüdür ve Orion tıpı denizaltılara karşı koruyucu uçak filolan bulunmaktadır. Aynca Amerikan Altıncı Fılosu'nun ana ikmâl merkezidir. LA MADDALENA: (Sardunyal Başka denizaltılan tahrip etmek le görevli ABD denizaltıiannın bulunduğu bir limandır. Üsden gözlenen genellikle nükleer denizaltılardır. NAPOLÎ: NATO'nun Güney kanadının haberleşme merkezi ve ana kışlalannın bulundufu yerdir. Amerikan Altıncı Fîlosu'nun sürekli banndığı yerlerden biridir. SÜDA KÖRFEZİ: (Girit) NATO yardımlanyla kurulmuş bir Yunan üssüdür. Doğu Akdeniz'deki i Amerikalılar buraizlemektedirler. ATlNA: Bir kısım Amerikan fllosu için ana üslerden biridir. Amerikan ikmali için bir havaala nı ve keşif uçaklarmın bulundu ğu ayn bır üssü vaıdır. KIBRIS: İki ayn îngiliz üssü vardır Ağır bombardımanlarda kullanılan iki uçak ölosu. bazı savaş uçaklan ve üonal uçaklan bulunmaktadır. Ada'daki bırlikler Orta Doğu'nun berhan gi bir bölgesinde ortaya çıkacak anlasrnazlıklarda kullanıimak üzere her zaman hazir durumda beklemektedirler. Usler Birleşmiş Mılletlenn lojistik ikmali, îngiliz Hava Kuvvetlerinin Uzak Doğu'daki durak noktası ve di §er NATO ülkelerinin her zaman kullanabileceği amaçlara hızmet etmektedir «ABD'nin Akdeniz'deki üsleri kullanması politik sürtüşmeye yolaçmaktadır. Son Arap İsrail savaşında da aynı durumla karşılaşıldı.» denizaltı filosunu tzlemek ve nükleer denızaltılara karşı ABD ve îngiliz koruma uçaklanyla her an tetikte bulunmak esas görevlerdendir. Başka ülkelere ait olduğu hal de, ABD'nin bu üsleri kullanma sı politik anlasmazlıklara yol aç maktadır. Bunun son örneklerin den biri Arap»lsrail savaşı olmuş tur. Ekimde Amerikahlar lsrail'e silâh taşırken bu üsleri kul lanmışlar ve önemlı politik ger ginliğin sebebi olmuslardı. îngilızlerin durumu ise bir çok denemelerden anlasıldığı gibi daha vumuşak ve oynama alanı ge niştir. Kıbns'ı ya da Malta*yı her NATO ülkesinin kullanama masına karsı. tngilizler NATO ile ilişkili olSTta ya da olmasm Üsleri her zaman kullanabilmektedirler. Ve hiçbir itiraz olmak sızın Cebelitank'da üslenebilmektedirler. savaşta çok önemlı bir rol oy> nayacaktır Bunların değennl ölçmek hemen hemen olanaksız dır. Büyük havaalanlan, özel araştırma merkezlen her zaman gerek ıkmalde. gerek asken bir harekâtta tasarlanamıyacak ölçüde önem kazanmaktadır. îngil tere*nin başka bir avantajı da Türkıye, îran ve Pakıstan'ın dahil olduğu CENTO üyesı olmasıdır. Bu anlasmava dahil olan en önemlı uçak lar Vulcan bonv bardıman uçakiandır Sovyetler ve bir yorum Yunanblara göre, koşullar değişmektedir. Batı, Yunanistan'ı tartısmasız kendi cephesınde gormeye alısmıştır Hiçbir ülke tanımadan bu yıllarca böyle sürup gıtmiştir. Oysa, simdi Yunanıstan da duşunmek zorundadır ve «Sovyetler onlann görüşlerini pavlasmaya hazırdır.» Akropolis gazetesi aynen şoyle demektedir: «Bızim ulusal haklarımız ve varlığımız tehlikeye düştüğü an<?ar. ıt:baren, bıze sadık olraayan bır müttefike sadık davranmaya kalkmak en azından aptallıktır. Hele de bızim haklanmıza saygı goîterecek başka bir müttefik varken. Şu anda ABD bizim bolgesel bütünlCğümuzü sağlamaktadır. Eğer Sovyetler aynı şeyi garantı ederlerse, neden onlarla dost olmayalım?» Bugün Yunanistan basınında en çok suçlanan ABD ve Îngiltere olmaktadır. 1leri sürülen iddialar arasında ABD'nin ve tngiltere'nin son olaylarda Türkiye'yi destekledigi iddiası da yer alıyor. Öte yandan, bildirildiğine göre, Cenevre görüşmeleri sırasında Sovyetler Mavros'a özel bir delege göndermişler ve Yunanlılara nasıl yardımda bulunabileceklerini sormuşlardır. Mavros sadece «diplomatik yardım» istemiştir. Şu anda bir çok Yunanlı, hükümetin yeni bir politika lzledlğinl bilmektedir. Buna g5re hüktimet, Komünıst Partisi İçin, daha doğrusu bunun meşruluğu için bir ortam yaratmak amacmdadır 1947'de kapatılan Komünist Partisi, Karamanlis'in 1956 ile 1963 •rasinda basbakanlığı sırasında kendlne uygun bir alan bulamaınıştır. Bugıin ise aynı adam, Yunan solcularına böyle bir olanağı yaratma çabası içincîedir.» Amerika Bırleşik Devletlen Kongresı, Devletin Anayasasının kendısine tanıdığı haklan kulla narak, savaş ve banş için karar alırken, daha etken bir rol oynamak durumundadır. Başkan tarafından alınan asken harekât kararlannda, kongre yalnızca bu nu onaylamakla yetinmemeli, Tonkin Körfezı olayında olduğu gibı, yukjmlülüğünü Başkana bırakmamalıdır. (16 Temmuz 1972) Üslerin dökümü CEBELITARIK: Ingüiz üssüdür. Tamamen Ingiüz hükümranlığı altındadır. Gemi ve uçafcların uğrak yendir. Bir tersanesı vardır. Hiçbir gemi, uçak ve askeri birligin sürekli burada kaldığı görülmemiştir. Buna ragmen, Csbelitank'ı bekleyen, burada nöbet tutan bir birlik her zaman görev başındadır. MALTA: Buradaki Ingiliz UssUnün önemi Ruslan devre dışı bırakmakla ortaya çıkmaktadır. AdaniTi kirasının ödenmesine diğer NATO O'kelerinln katkısı bul»jww»k!m b'rlikte şu anda sadece lngülzler tarafmdan Watergate Anayasa, Başkanm ancak hıyaaet, rüşvet, diger ağır svçlar ve görevini kötuye kullandığın da yargılanmasuıı öngörmektedir. Kanımca, bugün Baskan'ı yargılayabilecek. Anayasa çerçevesinde suç sayılan, geçerli bir sebep veya olay gostermek müm kün dcgüdir. (6 Ocak 1974) Amerikan . İngiliz eğemenliği Sayılan üslenn üepsinde Ame rikan ve îngiliz eğemenliği tartısmasız yürürlüktedır Akdeniz de ABD'nin ve tngiltere'nin ayai basmadıgı bir üs düşünmek yer sizdir. Eğer bu Usler olmasu ABD Remı ve uçaklpn her sefer Amerika"ya gitmek zonında kBlacaklardır. Bazı dinienme nok talan ve ikmal me'kezleTinln Eerekliligf açıktır Açık olan baş ka bir nokta da Akdeniz'de bu güçlere ihtiyaç bulunduğudurjı Ana amaç Telefon dinleme özel yaşMitının gızlüiğine deger veren tüm Amerika'hlar telefon ve diğer elektronlk cihazlarm Bütün bu üslenn ana amacı Avrup%'mn Güuey kanaduu koru majt+ıi". Ban? zviîuunda buraVulcan uçaklan larda yıfcıak vapılm«»!rta *"> her ramar.y dü^noac Rnsc^ya karşı Üsler NATO tllkelenne karşı sürekli i:vsaOc bulımutmaktadır. girişilecek herhangı bir saldınSovyet filosunu ve özellikle, 813 da, özellikle nükleer olmayan bir