29 Mart 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
MART 1971 3 Cumhuriyet SANAT EDEBİYAT Ruhi Su ve Sef erberlik Türküleri Kuvayı Milliye Destanı I nsanoflu kenctî kendini y& ranrken ',püd.fi şpş vardı. once. fnşannglu flri r tınria hilp bir halk PTgısinın ptkisini fTnrürÜZ, P'indsn kurtuhış y>k. Bunrian kurtuluş injsanhktan kurtuîuş gibi bir yevriir. uhi Su, Rpfprberlik 7? Kııvayi Milliye Dpsfanı adîı plâgınm kabmda divnr ki: Hiçbir çaîgı insan sesinin aniatma süciînp sahip de^ r. Ruhi Su bu bilinri başyaparak i.şine girişiyor. Sosini dünyanm cYi güzcl çalgibi kullanarak halkm saeserlerine cğılıyor. Bır de ları pBrmftklfl sayahiIirİ7. Pnul , Atahuaîpa Yupanki, Dşha birkaç kişi. Bu kadar. nadolu haik kiiltürlerinin dügümlendiği bir bölgeriir. Tarihin, kültürlerin r 4cliştiÖi, karmaştîğı hir t o p . rak parçasidır Anadniu. ö r n e ğin dünyanm en zengin rnayallan Anadniurian derlenmiştir. Anariniuda îîyadadan yaşayan parçalar hulduüumu/ gihi, Hint masallarnıdan da buîurU?., Manas drsfanı da Anadoiuda birçok bolünüeriyle ya»fiylüynr, Hakkî ba.şka söylüyor düşüneesi gelmiyordu. Türkü dinlemek d« Anndnluda kpnriiliginden, alttan geltşen bir çgitimdî, Herkps biliyordu ki, Torun Paşa başka söyler, 0nun se"îi, kişiliği, yapiM baçkadır, Hakkı ba^ka söyler, onun yapısı haşkadır. Belki bilinçli nlarak bilmiyorlardı Bma, d<»neyler onları buray* ge tirmişti. Torun Pa?a hir dag Rdamıydı, Torosta dogmuş büyümüştü. Onun sesi daSlara ormanlara gnre oluşmuştu. Onun sesi Toroplardaki nvrnakların tür külprirıe ahşmiçtı. Hakkı'ysa ovahydı. Onun spsi de ovaya Röreydi. Çukurova türkülfrine alışmıçtı. agımizm kornancılan, piyaniptlpri, ses ustaları da müziklerini kendilerin ce yorumluyorlar. Dünyamız biliyor ki her sanatçı bir kişiHktir. Her ki<?ilik de yeni bir yorumdur. Bazıları Ruhi Su'nun türkülerimizi degiştirdigini, hambaşka hir şeküde söy. leriigini yaz.ıyorlar, söylüyorlar. Ruhi Su'nun türkülerimizi yeni bir yorumla söylediğinin farkmda degillerdir. BiVmiyorInr. Bir Torun Paşanm bir PZ~ giyi nasıî yorumladıgmı, aynı e/giyi bir Küçük Memodin baş ka yorumladığını bilmiyorlar. Sanıyorlar ki, bütün halk hir türküyü aynı tekdüz.elıkle hir ağızdnn aynt söylüyor. Uzun hir süre Ruhinin türkülerini hana CPİcn ÇukUrovah drlikanlılara dinlettim. Bu dr!ikanhların içir.cle üniversitclisi de vardı. okur yazar olmayanları da. îçıcrinden hir teki çıkıp da Ruhi Su'nun söyİPdiŞi Çukurnvn turküîeri bfzJm larda söj'îenen türkülere benzpmiyor, başkalaştırrrsi? Ruh Su riempdi. Çünkü onlar, büyük türkü ustalarının türküleri kendilerince yorumlayarak söylediklerinî hiliyorlardı. Türküler biraz haîktır, biraz insanlıktır. însanojSlunuryahn acısı, yalın sevinci. yahn hayranlığı, yalın güzelligi valm onuru, yalm yılgıpıdu Bu güzelligi Ruhi Su'nun hüyük. usta se?İ bütün yalmlığıv. îa caglardan ahr getirir, çağînra alır götürür. Büyük ustalann isi hpp bu olmuştur. Ravasi, zafpri kocaklamnlarda, üzün tüsü. BCIM a^ıtİHrda, ?evinci. oyıınu mânilerdp. düşüneesi nefpslerdp. ofkri. kini. yergisi karaiamalarda... Türküler dimyası, dünyamız kadar çei, 7engin. Snssnoglu türkülere PicasIso'nun zenci heykcllerine •pgildigi Eİbi pğilirse, insanm özüne ulaşmamız daha kolay olacak. Yeni, görkemli, saghkh bir dünyayı yaparken insan soyunun bize kadar getirdiklerini burjuvalar gibi kü çümseyempyiz. Şu primitîf sözrücünde hurjuvaların halkı küçümspmpsi var gihi gpliyor hana. însan olarak, aydm olarak. ca? olarak yitirdigimir az da olsa buriuvaların bu kü(.•ümsemesine katılmamızdır. Hplkm gptirdiklprine gprektigi kndar egilmememizdir. Berckct ki dünyami7da Ruhi Sular var. Ve onlnr büyük inatlarının ateşinde inandıklan ynlda hiçbir engeli dinlompden ilerlerler. tnsanlıga snylpvisler, türkülrrin. rin dogurgan zpncinl ulaştınrlar. Rpferhprlik türküleri Ruhi Ru'da Afşar anjüimn nğıdından daha baska güzrlliktedir. tir, în^anlıfın yarstı^ y kaldiran koşuüan bi limsrl nlaîakîan ortarian kâl mız, bu. însanlig! Szüne r çevirmek bîr bütündür. îçinde pknnomîk p^itliei fnSlam var, In.«anlıSı nnine ç içln binlçrrp problemle karşı karşıvaviz. Rir de insanlıgm bİ7.9 karlnr ^etirdiâi rfpnpyîpr var, riarıa dogrusu halkm fijftHrdigi ve nirdürmpktp oldU§ıi Dnga ilisküerînde jjetircUkİpri, insan iliskilprinde fifürdikîcri, sürdürmekte olriuklan. agımizda. hirçok in.«anUr halkin yaratıp ^etirdiklerine. sürriürmpkte olduklanna bircr gprpç gözüyio bakıyorlar. Elheitp halkm gptirdikleri. degişpn, g^lişen i n s a n . lık için bir gereçtir. Gpreç olmayan ne var ki dpgi.şpn insanlık için bu yönden bakmca. Ama benim söylemek istedigim bu dpğil. B»7i çok iyi niyetli kişiler büe haîkın sanatım sanat dpgil de saît gereç *a yıyOrlar. Onlara ham birer gerec 2Ö7Üyle bakıyorlar, Yainız ululanndan bir P i , bir Şarlo hiç de oyle düşfmmüyorlar baik sanatlan karşısmrta. PicaKso ffibi bir ıı?ta haîkın sanatindan favdalanmak rirSil öTM düpedüz taklit bilp. pdiyor. Bir zenri heykeli. hir türkmpn kilîrni. bir türkü, bir destan erîşilmez sanat y a . pıllarıriır. Halkm özü, kişiliğidir. Bu demek degilciir ki, on dan gpreç olarnk faydalanmavacağız, snnun» kadar İn?anlıgın RPİirriiSi Vı^r şeyden faydalandıgımız Eİbi, onlardan da agız. örnegin türkü, pzgilerden faydalanmamış hiçbir usta yok. En büyük r i nzün* , çahşrnngâ iptirîa sfis vardı. oldu, türkü oldu. Türkü inFSnoftlunun bülürı duyjulannı kspsad.i Sözrifn ımre insârıOp; Junıın duygularmı ft,nîa,!an yalruz ve yalni?, sesîi. TİTTÇM., R A sftnn. n c ı y d ı, SPInsunnğhı yü/.birılercft, Tnilyonlarpa mılyftnlârca Ölüm ftlayı, hsstalık, aynhk. yokşul luk olayı, spvinç. zafpr, G\ny\ karşısınrîa rmlyonlarca jn nhışturdU. Rir fczgiyi insanlara. kuşaklar çsğlar çaşîara taşıdı. K?,<n in>, bir Kuyım altmda yüzp.rcfi yıl yıkanmış çakıltaşlan ffibi düzeldı, güzplteşü, f< R Hr e |iin] şti. C R' " ç'ikçe, gm bır ölüm olaymı ele alayım, nlüm olayı üstüne her boyun. her kuşagm. her insanm, öKim ezsilerine bir katkısı oldu. P.ütün dünyada. hfir boyda, hpr halkta, her millette. her çagda ayn ayn ezgiler ynpıMı olüm üstüne. ölüm ezgilerini zpngmleştirdi. Bu zenölüm üstüne insanoğhimın t s yüreğinin knküydü. Te rnplrip oian bır duy^I. yok olmanın anısı.. Her insan. Ölüm Anısini çeker. Homeros îlyada da der ki, riunyada t.pk ölüm SC131 çpken yarailk insandsr, çünkü yalnız o ölecegini bilir, ttlümün büincme vanr. Ve ins?.noghı bu kokitl ansmı çaglar bn>unca, milyonlarla miiyonlarls insanm acısıyla pzgileş 1irir. türkü yapar. Türkülerin güzRİliKinin, öîümsüzlü&iinün gücü karşısında bizim çağımizm büvük ustaları şaşırıp kalmışlardır. Bır Beethoven. bır Moîîart türkülerin büyüklüklerinp hayranbklarını bfrlirtmişlprdir. Her büyük ustanm temftlinde. büyüklügünde türkü y?tar. Rach'tan Vivaldi'ye, Proimfyef'ten Haçaduryan'a kadar. insana, oagdan ÇS^â { § ; * <• C yaşar kemal sazım kntıyor. Saz Ha halkm oluşturdugu bir scs aracıdır. "Ruhi Su uzun bir müzık eğitimi görmüştür. Çagımızm en yeni müzik olanaklarına varmış, çağımızm geldiği müzik tekniğine ulaşnıış, sonra da sesiylft «ÖZÜyle AnadOİu Halk Türkülerine dönmıiştür. Büyük müzik bilgisi, erişilmez ses güzplligi ve ustalıgıyla otuz yildır türkülcrimİ7.i bütün Jncpligivle Ruhi Su söyler. Ruhi Su gücünde, çabasmda dünyada ancak birkaç kişi bulabiİiriz. Ruhi Su'nun işi bu k a r . makarış dünyada C Ç bir iş Ü 1ir. Ruhi Su'nun türküleri anîatmaM. haîkm sonsuz dogurganlifiinı, yaratıcılıgını. deği?kenliğini anlatmaktan da daha püç bir iştir. Bugün dünyamızda öteki müzik dalîannda yıgınla hüyük Ustalar vardır. Ama türküler dünyasındaki adşar, tufan pf.= anesi de.. Anadolu halaylarında zenci oyunlarînı da buluruz, Çin oyunlannı da.. Anadolu hir sesler, ezgiler karmaşasıdır. Büyük bir ezgiler zenginligi vardır. Ve bu zengin tıirkıiler dünyasma mem lcketimizde bilinçle tek pgilen ki?i de Ruhi Su'dur. Ruhi Su'nun otuz yıllık çabasi bize Anadolu Türküler dünyasını kaz.andırmıstır. Anadoluda halkin arasmda her zaman ünlü. büyük türkü ustalan yctişmiştir. Ben, örneşin bir Tnrıın Paşaya yetiştim, hir Cpmil Ahmede, hir Memetlili Hnkkıya bir Gcbpiili küçiik M e m r d c . Bunîarın hepsinclrn rip Kararaoglamn aynı türkülprini dinlcdim. Hopsi kendince söylüyordu Karacaofilanın türkülerini. Bunlar Çu kurovada büyük ünlrrdi. Kinısenin aklına Torun Paşa ayn C Çünkü Ruhi Su yeni, usta. büyük kişiligi olan hir yorumdur. Seferberlik scferberlik / soyka kalsın böyle dirlik / Yasaması irezillik / eli deste güllü Pa muk. Halkm acısı, çektikleri, savaşa karşı her zanıanki sonPUZ nefrpti, Ruhi Su'da ycniden cümbür giimbür dile £elir. Savaştan büinçli nrfret Ruhi Sunun «p?indp yogunla. çır. Nâzım Hikmet'in Kuvayi Milliye Destanı Ruhi Su'nun ustalıgının süzgpcinden geçtikten sonradır ki somuilaşır, daha hüyük bir anlam kazanır. Sesle ?özün uyufuırm bize yppycni hir Kuvayi Millivp anlayışı gctirir. îki hüyük ustanm PI PIP voriçinde yeni dünyalara, veni gerçcklere vanrız. Ruhi Su da bütün büyük sanatçılarırmz gibi öz yaşamıru, sanat yaşamını talihsİ7likh'*.r içinrie sürdürdü. Kötü koşullar daha onun yakasım bırakmış değil. Demek ki, bir sanat çınm ateşinin inariı hiçhir en» gpli tanımıyor. Ruhi Su bütün pngelleri aşıp halkına ulaştı. Bu, zor bir işti. Üstesinden geldi. Sanatmı rierinlemesine oluştururkcn, halkına ulaşmasını da bildi. Ruhi Sunvın, Anadolunun sesi dünya halklanna da ulasacaktır. Dünya halklan <ia Ruhi Suyu bizim halkımız kadar değil«e de nna yakm seveoektir. Ru erpeç gerçekleşecoktir. Bugün degiise yarm. Çünkü halklar kardeştirler v Ruhi Su halkımızm sesidir. pr türkü bir tophımsal, ya da kışısel olay üstünedir. Purup dururken tiirkü çıkügı Körülmüs degıldır. tşte RÜCÜ dft buradadır lıir künün. So'z gücü de SPR gücü cip.. Sesler de, snzler de ilk çıktıklan gibi kalmazlar. tnssandan insana, çaçrdan çağa de^ışırlpr, güzelleşirler, örnegin, Anavanra at oyııaRi, / kana beIrnmiş gömleKİ. / kıyman a?irrtlrr kıyman / kör karının lıir drğncs'. Öldürülen oğullar için yüzbinlerce ana bizim Türkmcnde. ogullan üstüne ağıt yapmışlar, bu. kör karının bir tİPKne^i sözlerini kullanmışlarriır. Körün rie^nftğinin çlinden Rİınma im^esi yüzbinlerce işlpnmiştir. Bu imse bu ağıtta böyle, öteki agıtla başka türlü Roylenmiştir. Bır çağda başka, öbür çağda başka başka söyİpnmiştir. Ses de öyle, gittikçe. bir im^eye başka başka çaftlar. insanlar katıştıkça impşe s^n Rüzclligine erişmişür. Bir prs, bir o].ay karşısmda doğar, yaşam gibi. zaman p;pçtikçe defeişir, olgunlaşır, güzelleşır, sürpr pifler. Yukarda yazdığım di r.pler Anavarza ağıdmdandır. Anavaraa ağıdmdan bayka dizeler de alacaRim ve bu di?.pler yukaıdaki düşüncemi daha iyi desteklpvecek: Dorvi^in menıUli ala, / bülbül konar daldan riala, / bcn üpmeğfc kiyanıazrlırtt. / bclfmişlpr ala kana. Kör kannm bir değncgi elinripn ahnınca dünya ortasında nasıl çaresız kalır. Körün dpgıieği onun için ne kadar nnpmli. Pır şiddet bu. Korkunç bir çelışki. Başka büyük bir şiddPt.'. Röyle büyük şiddetier belİPRın şiddetleri deSildir. nlama?,, Yâşvmım çiddeti kadar büyük şiddet, hiçbir yerde olamaz. öpmpse kıyamndı^ım kızıl kana, ala kana bulamışlar. Bu tp.ma, Ko7finn^lu airıdında şöy]p. olur: Karah yaphk karasi. / Adana Kn/an arası. / hcn öpmrğre kıyaınazdım. / ap; döşü siinscü varası. KHiacfinRİanda da, çnyle olur: Vanp hir kötünün Itnynuna Kİrmiş. / ş» benim «pırıçRp kıyamadiRim. Demem o ki bır tema. bir ez K i yüzbinlerCP kişi tarafından çaglar boyıinca iıjlp.niyor, yıkanıyor. son dorugu'na uİHŞlırüıyor. Cagımız epeycfi akıllı bır çafe; yaşarrn, rlünyayı anlanıa»a. yasamın, riüny»nm, insanJ.ığm. doganm, evrcnın Rizlerini bulmaga çahçsn b\r ça*. Halk denilen. sonsuz douurRan. yaratıcı insanlıga cgünıese başlamış, halkin yonetime seçmesi için döğüşülen bir çağ p ' i r d e Çaf>ımi7da bılımsel sosyalizm düşüncpsı Kün işıftında Vüz elli yildır düşünürler, anhası rninhası, sosralızmi şnyle lammlıyorlar: Sos ynlızm insnnoğlunu tüm yabancılaşmalardan yozlaşmalardan k ı ı r u n p kencü 6?.üne döndurm«ktir diyorlar. Burada akla başka. bclalı bır soru Kelıyor Kp.dir şu insan soyunun ozü. Bu kadar yp.nginlpmiç bır yarptı&m özünü nasıl tanimlanz? Bu kndar zensinlcmiş. hprRun H Felsefenin P rnfesnr Edrnond HUSŞOTI, 23 ve 25 Şubat 1929'da, Sorbonne'da, Descartes anfisinde, dört konferans verdi. Bu koııferanslarda, olgubilım üstüne temel görüşlerini ortaya koydu. Konuşmasının baslarında şöyle dotfi; «Karşıhklı çabalar; sorumluluk bilinci; nesnel olarak geçerli sonuçlan, yani karşıhklı eleştiriyle arındırılmış ve hcr eleştiriye göğüs gerebilecek sonuçlan amaçlayan ciddî işbirliği bunların hiçbiri kalmadl. Gerçek hir araştırma Ve İçbirliği nasıl mümkiin olacak? Ne kadar filozof varsa hemen homen o kadar folsefe var. degil mi? Felscfe kongreleri de var; bu kongrclcrde filoznflar karşılaşıyor, felsefeler rip«il. Bunlar<) pksik nlnn ortak bir «yer* a dir, birbirlprine dokunabilecekJoci, hirbirlprinî karşıhklı olarak rrnllpypbilpcekleri bir yer.» Hıısseıi, felsefenin kurtuluşu için, şu Dpscartps'cı rlavranışı üneıiyorriu; «Gerçekten filozof olmak isteyen hir kişi», hayatinda bir kere «kcndine kapanmnk ve kendi içinde o ?amana kadar bonimscdigi büiün bilimleri atmak ve onlan yenidcn kurmuk zorundadır.» Husserl'in Descartps'pı rotritn' YH dnniişü, Descartes'mkine benzer bir köktencili^P daynnarak yepyeni bir fplspfe templlpnrlirme çahapının ilk adımıcfır. Husserl, Descartes'm hu. hıp çıkardıgı hen'in ne olduptıntı araştırmaya ynneldi. Oy5a Desrarfps, uzun çabalardan sonra bulduğu bu ben'i uzun uzun sorguya çekmemiş, onu tanrı kavramına dayayarak temellendirivermişti. Descartps iki yönüyle dikkati çeker: köktenci tutumuyla ve hir sistem ortaya koyuşuyla. Descartes'dan önce ve sonra hiçbir filozof, Husserl'i saymazsak, böylesine kıyasıya bir köktenciligi yüklenmedi, yani dayanmak istediği temelleri öylesine kıyasıya eleştirmedi. Ayrıca, aralarında Deşeartes da bulunan çok az sayırfa filozof, özonlc geliştirilmi? saglam bir bilgi kuramı üstüne bütünsel bir fplsefe sistemi ottlrtmayi ba.şarmıştır. Kriktenci tutumuyla Desoartes'a yaklaşan Husserl, dağınık tutumuyla ve bu yüzden cok i?temesine ragnıen hir bütünsel felsefe sistemi geliştiremeyişiyle otıdan uzaklaşır. Onları temclden ayıran bir başka özellik ştıdur: Descartes'ın her söyledigi knlayca anlaşılırken, Husserl'in geride bıraktıgı otuz bin sayfanın Çok azı bize açıkt.ır. escartes'tan snnra felsefe, Descartps'la kazandığı üç şpyi yitirdi : köktenrilik, hüt.ünspllik, apaçıklık. Günümüzrlp filozof kalmadı pek, günümüzde daha çok şu bu konu üstüne parça parça düşünen riagmık düşünür'ler var, bir de felsefe dersleri okutan felseferiler. îşin en kötüsü. felsrfe. anrak çok az sayıda mcslekten kisinin ilgisini uyandırabilecek hir zorluğa, bir kavram bollu Sefaleti dünva düzeninin müjdecisiydi ve yeni dünya rîüzenini anlamaya, anlatmaya, hatta en uygun biçimde kurmaya direniyordu. Gelişimlere açık görüşler pek azdır. Oysa, Marksizm, gelişimi temel dünya pörüşiı olarak benimsemişti. üstünde inatla direndiği tek şey bütün insan kavrayışmm hiçbir sey adma bozulmaması gerektigiydi. Yazık ki, en az dinleştirilnıesi gereken şey en çok dinleştirildi ve yozlaştınldı. Onunla ilglli bir eserin önşözünde şöyle denir: «Marx ku.şkulu bir kişiydi. Aşın derecede bilinçliydi. Düşüneesi her zaman yöneleceği nesneyi arıyor, sürekli olarak kendini eleştiriyordu.» çu felsefe, bütün insana yönelmede büyük ölçüde rksik kalmış olmakla birlikte, insanın kendine yönelişı bakımından sagiam bır sa\üırıalıdır. :Ks5 ^ anüırdı ki çağımız bütün insana yönelecek, bir azınlıklar çağı olmayacaktır. Gelişen leknolojinm müidesiydi bu: kitleler önem kazanacaktı, bundan böyle kitleler, giderek de bütün insan. tek söz sahibi olacaktı. Bu yalnızca bir dilek değil, aynı zamanda bir tasanydı. Bütün insanm gelişimi tasarısı yazık ki ger çekleşemedi. Bugün. teknolojı, her şeyden önce insanı büyük ölçüde dışa döndürerek kendinden uzaklaştıran bir değer süici olarak görünüyor. Günümüz insanının bir ortaçağ insanı kadar M a r x bütün karşıtlıklara cevap kendinden koptuğu, kendi dünyabulmak istiyordu. Hastalık dere. smdan uzaklaştığı, yapma bir cesine varan kuşkululuğu yüzün dünyanm aldatıcı görünüşlerine den Sermaye'yi bitircmedi. »Oysa, bağlanarak olan degerlerini de elbugün hemen bütün dünyada ken den kaçınnaya yöneldiği kesin. dilerine marksist diyen kişiler, Bundan kim sorumludur? Bunkendilerini doğru yolu bulmuş ki dan ancak filozoflar sorumludur. şiler olarak önerme alıçkanlıyuıı Bir yanda ezilmiş insanlar çoğunbunun yanında da araştırmadr.n luğu, öbür yanda bunalan insanbenimseme alışknnlığını edinmi lar azınhğı. görünüyorlar. Marx'm temel göGünümüzün filozofu, ya bir sis rüşleri üstüne kurulmaya çalışan teme bağlamadığı dağınık görüşfclsefeler, daha doîjrusu marklerini şurada burada kullanan bir sizmin türlü yorumları, dünyamı bilgiç, ya da kavram bolluğu ve 7.a ne felsefe adma, ne de iktlsat karmaşası içinde bilmeceye dönbilimi adma yeni şeyler getirmemüş bir anlayışı üç beş felsefedi. Bu çabalar eğer örneğin Georci arkadaş için geliştiren bir yalges Politzer'in felsefeyi koyun gü nızdır. Zaten felsefecinin nesli den çobanm değneği durumuna neredeyse tükendi: Onu artık sıgetiren çabaları demekse, hiç bir cak ülkelerin su başlarında uzun şey demektir. îsterseniz Politzer'e uzun uyuyan timsahlara benzeşöyle bir uğrayahm. O dcr ki: tebiliriz. Marksist felsefe yaygm«îdealistler şunları kabul ederlığa yöneldi, derinliği unuttu; ler: 1. Maddeyi yaratan şey ruhvaroluşçu felsefe derinliğe yöneltur, 2. Düşüncenin dışında maddi, yaygınlığı unuttu. Oysa, hem de diye bir şey yoktur; o bizim yatay, hem düşey olarak gelişen. için bir hayalden başka bir şey hem insanın derinliğine dalan, değildir; 3. Şeyleri yaratan bihem bütün insanı amaçlayan bir zim fikirlerimizdir.» Bu görüşlefelsefeye ihtiyacımız var. Ama rin doğruluğuna inanmak için şimdi ne var? Şimdi birer tirnsah dünyada iki folsefenin varlığma gibi tarihsel uykular uyuyan felinanmnk gerekir: Biri Berkeley sefe fakülteleri var; şimdi çok felsefesi, yani «immaterialisme» bilen, bildiği yanılchğma değmeöbürü de bizimkilerin felsefesi. yen düşünür arkadaşlar (ihvanı Oysa. ne katıksız gerçekçilik, ne bâ sefâ) var. Devrimci patlama katıksız ülkücülük vardır. AVTIiçin çelişki antagonistik duruma ca, doğru ile yanlış arasındaki ke geçmeli midir? Onlara sorun, biRİn çizgiyi bulduğunu söyleyen lirler. Ana çelişki kendi başınn hor felsefe, felsefe dışıdır. basit bir kavram mıdır? Gene on te yandan, Avrupa'da olgubilara soracaksmız. Feodal üretim limle temellendirilen varoluştarzmm hâkim olduğu halkların cu felsefe, bilincin serüvenlekapitalizmi geçmeden sosyalizme rini anlaşılmaz bir çetrefillik içinvaramıyacaklan belli midir? Öyde vermeye çahşıyor, ama o, ken leyse, öyledir. Proleter enternasdini içtenlikle arayan bilincin se yonalizminin bugünkü dağınıklıtüvenlerinden çok, kavramlarl.i ğı, çok daha üstün bir düzeyde. gereğinden çok oyulmuş bir uçusapasağlam ilkeli bir bütünlügü rumu derinlik diye gözleme serü ' doğuracak mıdır? Neden olmavonme yönelmiş görünüyor. Nasın? Fil hekimlik yalnızca hekim için Evde konçerto dinleyip dışandn değilse, felsefe de yalnızca felsefe halkı davul zurnayla coşturmays ci için değildir, bütün insan için kalkan bu küçük düşünürlerin dir, Varoluşçu felsefe, ancak bir bittiği ve gerçek felsefenin başfelsefeci topluluğuna söylüyor söladığı yerde insanlaşma başlayazünü, ya da hiç degilse felsefeye cak. Yapılacak şey, sankt Descarçok yakm seçkinlere. Waelhens les'dan sonra hiç bir şey yapılma Une philosophie de l'ambiguite'y mış gibi cogito'ya dönmek, ve yazmasaydt MerleauPonty'yi ansanki marksizm diye bir şey olma lamakta çok zorluk çekecektik. An mış gibi kitlelere yönelmek. Dünrak. Waelhens, MerleavıPonty deyamız felsefesizliğin acısını, ve ğildir ve yorum cserden değişik yepyeni bir felsefeye açılmanın tir. Paul Ricoeur, Ideen'in Franumudunu duyuyor. Çünkü yepsızca çevirisine yazdığı önsözde veni bir çağın eşiğindeyiz, her ye Husserl'i anlaşılmaz ilân etti. L' ni çağ yp.ni bir felsefe demektir. etre et 1P neant kafalardan çok Bu çaS bütün insana yönelen bir kitaplıkları süsler Kitlelerin adıçag. hu fplspfp brıtün insana yönı duyup azgınlık sandığı varoluj nelen bir felsefe olacak. Resimler Resmini çiziyorum senin, budur İŞİTTU Ne geçerse elime oraya. kapkara Taşa, akçıl tahtaya, düşsel mevsimlere, Yapayalnız geceme, ortak gündüzüme. Resimler, bir, on, yüz, bin, on bin, sayılan Solıık almamm sayısmca, p:özüm açık Ya da kapalı, sokakta, evde, her yerde. Oturup bakıyorum sonra uzun uzun, Gözlerinde senin yüzüne sonsuzlugun. guna, zorlama hir çptrpfillifift hüründü. FelscTe, zaten dü.şünmemek için bahaneye bakan, gelişmemesi için lıer çareye başvurulan insandan biraz daha uzaklaştı. Şimdi yalnızca, ha vanda su döven düsünürler ve belleten felsefe fakülteleri var. Felsefe alanmdaki çağdaş atılımlar çok bir şey getirmedi. Bir toplum cfü/.eni tasarısı ola. rak Marksizm, çagdaş dünyaya, temeline yerleştirilen diyalektik materyalizmden daha etkili oldu. Madde ve insan dünyasına yeni bir yorum getirmeye çalışan diyalektik materyalizm S Sabahattin Kudret AKSAL Panayır Güneşe karşı kurarlardı çadırlarmı Nedense yağmur eksik olmazdı sonra Aralıktan karlıktan su içerdik Babamm akşam için hazırlanan masası Sonra söğütlü köprüden tozlu yollardan Yazdı/yaz günleriydi hem çok sıcak Hızlı atlar çekerdi arabalarımızı. Güneşe karşı kurıüan çadırlardan Değişik p;elirdi bize bütün herşey Kuşları akşam olurkcn çok sesli Yetmezdi gücümüz kadınlara aslında Aralıktan babam tstanbulda kalırdı Neden gelmezdi bizimle anlamazdım Yenilmiş dönerdik evlere yorgun. Neyi anıyomm şimdi nelere dönüyorum Çadırlı günesli günleri vardır herkesin Biraz zorlamakla cıkar ortaya hemen Aralıktan babam çünkü en sevdiğim Aynı kalmıyor doluyor bütün büyük alanlar Kaybolurken çadırlarm süsledi^i günler Günboyu delieesine yağan yağmurlarla. Pazarsa hafiften bir ezgi başlardı Geldiği bildiği uzak köylerden Babamdı az gülen bazen ezgiler sövleyen Topraklarınm özlemi ile pazarsa Bayramların mutluluğu artık eskilerde Aralıktan yansır yeni günlerimize Neden herşeyin resmi voktur/olamaz. Büyürken orman olmaya doğru ağaç Çoeuklıığumıın bulutsuz mavi göğünde Serinliğinde kuş sesleri at yelesi Durmadan akıyor en fforçek ölçü zaman Sessiz bir kadm yüzünün vansı göl^ede Ak düşerken uzun ıpek saçlanna/a§ır Hiç kimsesi olmadı bizlerden başka Panayır/yağmurlar yıkadı herşeyî Bundandır belirsizliği yaşların. timuçin adh metafizik, haklarını elde etme yolunda acelesi olan bir dünyaya çok şey katmadı. İ n sana şunu anlatmaya çahştı : Maddeden geldin ve maddeye döneceksin; her şey maddedir. Engels'in Karl Marx öğretisini belirlemek için kullandığı «tarihî materyalizm» deyimi, şu temel ilkenin adıydı: Iktisadî olgular, bütün tarihsel ve toplumsal olguların belirleyici nedenidir. Tarihî materyalizmi de içine alan «diyalektik materyalizm» deyimi şu anlamı içerir: Evren bir bütündür, hareket halindeki maddeden yapümıştır, sürekli bir gelişmeyle yükümlüdür. Haklarını iç ve dış sömürgecilerden kurtarrnaya çalışan halkların direnişindeki anlam, bu anlama ilgisiz kaldı. Kendine metafizik sözünü yakıştırmayan bu metafizik, yeryüzünde kurtuluş savaşı sürdüren halklarca pek hatırlanmadı. Fidel Castro, konuyla ilgili hir soruya şöyle bir karşılık verdi: Devrim bizi öylesine uğraştırdı ki, ben Marx'ı mcelemeye vakit bulamadım; hir gün devrim yerine oturur ve benim de boş vaktim olur?a, Marksizmi inceleyecegim. Bu, şu anlama geliyordu: Kuramda oyalanacak vakit yoktu, hiz rioğrudan doğruya eyleme gpçtik; ve huramda, devrim içir hayatî önem taşıyan bir şey vnktu. arksizm, bildigimiz kadarıyla, bir ikiisat Öğretisidir. O ne dindir, ne de pel< «afca söylendigi gibi, bütün hiümdir. Marx her yanı ölçülü biçili ve her yanıyla yüzde yüz uvpulanabilir bir kuram ortaya koymaya çahşmadı. 0, yeni Haziran kolları boğuntu düğümlenerek tanışım tutuklanıyor kanla bakırla cteğişiyor yüzünün fiziğini daldırıyor uzay bakracmm enginliğine fışkıran yarasmı maviyle sarmalıyor bacım göz pmarlanndan/can kollarımıza küf süren kelepçelere aşkm buğular damıtıyor onurla torna seslerinin uğultusu kudurur içimizde çağlayan saydam ırmakda bozkırda tefecinin balyozu düğüm vurur eklemlerirnize çerçiler iliklerimiz emilir gösterilmeden ölüm siperlerde can can ölüm siperlerde iş bırakımmda Ölüm yani memeleriyiz kan gürültüsünün yoğurup gövdemizi alasıcak eğiren O ripfîişen. RMişen. bn yaratıgın? İnsan soyu da do^a'gıhı sonsuz bir yaratıcıhkta, sonsuz bir R elişmedcdır. Insan soyunun özü yarat.ıcıhfeıdır. Ynlmz bu muriur insan soyu? Insamn nitcligi yalnız yaratıcılıgı mıdır? Elbette deği\, Daha yüzlcrce, binlcrce niteligi vardır insan özünün, asliyetinin. Eütün srimürücü Hurenler ne yapırıişlar. insanlı^in, m^anların kişilifiini öldürüp. insanlan köleleştirmek için, fizunü öldürmfîğp çalışmıçlsr. Ki şilıgı nlrlün'ilnn'iî, knİPİfşmiş insan yaratıcılığını yitirmiştir. M Tekin SÖNMEZ Oktay TUNCER
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle