17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 Kasim 1946 CUMHURIYET At (Yakub Kadri Karaosmanoğ1unun 1938 de Prag'da Ataturk iç'n yazd'jı küab, son gur.lerde Re>n;i Kitabevi tarafmdan neşredüTsiir. Aşağıdaki yazıyı bu kıtabdan ahyornz.) Boğazıjinde. bır otelin yemek ralonunda büyük bir masa kurulmuş; etrafmda en az kırk ellı kişiyiz ve aramızda bazı acayib tıpler var. Bu tiplerin hiçbiri insana muhabbet veya hürmet telkin edecek bır gosterişte değildir. Hiçbiri yüksek ve itibarlı insan kategorisir.e msnsub gorünmüyor. Bunların hep^inı bırden Ataturkun (o zaman Gazi Mu=tafa Kemal) sofrasma kım toplamış; veyahud herbiri nasıl kolayını bulup da araya sokulmuş ciye sormayınız. Mutlaka kendisi müsaade etm'ş olacaktır Çünkü hepsile kırk yıllık ar>^da=mış gıbi gulerek, şakalaşarak ahpa1 ca konuşuyor lerini. o tefelsuflerini, o irşadlarını, o hepsı bübirinden canlı fıiralannı, parEbollarını, vecizelerıni zaptedip gelecek nesillere 'Sokrat ın Apologjası» veya «Dialogues,> ları gıbi bir eser bırakmak için... 1 un ınsanııgı Yazam Yakub Kadri Karaosmanoğlu Atatürke Aid hatır&îmr: alkçılığı 1930 da Samsunu ziyareti Atatürk Serbest Fırkanm nasıl kurulup feshedildiğini anlatıyor Samsun Beiediye Reisi ve O Boyle bir eserin adı meselâ, «Atatuıke gore dunya ve insanlık» olabilirdi. Çunku, Atatürk, siyaset sahasmda ve mıllî meselelerde olduğu kadar ferdî Ya, demek bizim geleceğimizi bilAtatürke, onu tanımıyanlar veya kurve hususî hayata, insanla Allah, insanla mak istediği rejimi beğenmiyenler dik miyordunuz, öyle mi? kâin?t, insanla msan arasmdaki müna Yok, efendim, teşrifi devletinize tatör derler. Vakıâ her inkılâbcı, bir sebetlere dair de kendine mahsus bir bakıma diktatbr olmaktan kurtulamaz; bütün halkla beraber bendeniz de muntelâkki; Aimanlarm tâbiri üzere bir oriçünkü cemiyete bir takım yeni esaslar tazırdım jinal «WeltAnschauung» sahibi idi. Aşve şekiller kabul ettirmek zomndadır. Şu halde beraber yemek yiyeceğika, do^tluğa evlenmeğe, irfete, namusa, I Bu itibarla Ataturkun kendi irad«sini mizi düşünebilirdmiz. vefaya vo bunların aksi olan fazahather şeyin üstünde tutan tarafı inkâr Evet efendim; bendeniz de o şelere dair muayyen fikirleri vardı. Bu edilemez. Fakat inkılâbcılığm bu kaçı refe nail olmak ümidinde idim; fckat bahısleri hep kendi hayatmdan voya nılmaz zaruretine rağmen,, Atatürkte kendi gordüğu hâdıceîeıden cık?rdığı çağırılmadım. diktatörlere has olan itiraz kabul etmesellerlp izah etmesini severdi, ve Gazi vahnın yüzüne baktı. Vali, önümemek* halkçılığa ve halk iradesine umumî hıikumlere varırken onlan düsdüşman olmak, kendi fikrinde inad ve ne bakmayı, lâfa karışmamayı tercih turlaştırıp doktrinleştıiTnekten çekiiirdi. ısrar etmek gibi hallerden hiçbiri yok etti. Gazi valiye sordu: Yjnıbaşımdakı zat kulağrma eğilip de Bu; b:rçok şark mütefekkirleri gibi, ka Vali b«yefendi, niçin geleceğimizi tu. O, bilâkis kendi açılî emirlerine ve fası sentez yapmak hassasmdan mahdi '"i arzularma karşı dahi olsa, her türlü iü ve bu akşam beraber yemek yiyeceği Bu kadar büyük, yüksek bir şah rum olduğu ıçin değıl, (bilâkis, Atarazları sükunetle dinler, ve hakh gör mizi reis beyefendiye< haber vermedisıvct bu acayib msanlarla temasa nasıl turkte hem tahliltve terkib, hem inducduklerini kabul ederdi. Sırf itiraz et niz? tion ve deduction kabiliyeti zekâsmın tah,mnul ediyor? t'ği için kin beslıyerek hayatuıın soHalbuki Vali Kâzım Paşa Amasyaya nıumeyrız vaıifıarınâandır) son de^ec B 'jun gıtı hatnlıvorum, verdiğim cenuna kadar kötulediği kimse olmamış kadar karşılamaya gelmiş, ve bütün dügenıs fıkirli ve şeniş görü'lü olmasmvnV ia tır. Atatürk bu gibi küçüklüklerden şündüğü ise, Gazinin, çarpışmalarla bitdandı. Ruhu ve fıkri bir takım dar ka O. '•'enız gibidır, hiç plslik tutmaz; hblar iı,ine sokmak ve iradeyı âdet, gouzak kalmağa çalışırdı. Onun halkçı miş bir seçim ertesinde geleceği SamÛT^ Um. lığı ise çok açık ve samimî idi; haikm sunda inzıbatî tedbirler almayı teırin renek ve ahlâkî dustur diye bir trkiT, Bu, bsmm kafamda Ataturkun hususî katılaşmi', paslanmış kayıdlarla nâh?k sesini Htmek, onu kendisine idare et etmeğe münhasır kalmış! sırr sına dair evveldîn yapılmış, vzun yere koturümleştirmek, hulâsa ferdlerin tlrmek isterdi. Serbest Fırka nasıl kurulmuş? mı ' Ihaza ve tahlillcrden hasıl olmuş bir hürüyeüni herhangi bir zor ve tazyikle Bu kanaatlerimi müşahedelerime daSofra devam ediyor. Beiediye reisi hu um değıldı O gece, ilk defa olarak örselemek onun engin vicdanının kabul yanarak ve vesika vererek isbat etmek arasıra mezelerden alıyor; kemali edeba^Ziiıdan dokuluvermişti. Oyle ki, soy îtmiyeceği bir adaletsizük ve mantık| uzere «Ataturkle üç ay» kitabımda taf le oturuyor. snh''.tı Onun için kendisini yakmdnn lei.kten sonra ben de sozumun ısa'ııe! Eilâtile anlattığım bir hâdiseyi, Büyuk Sofrada bahis, mutad olduğu veçhile tint' şaşjkaklım. Yüzune baktıkça onun taymlar bilirlor Mustafa Kemal, hiçAtamızın ölum yıldonümünde temiz ru karışık mevzulardan dolaştıktan sonra, için buHuğ'im bu teşbih kendi gözle bır zaman bir emir ve cebir adamı olhunu şâdetmeğe vesile olsun diye tek Serbest Fırkaya intikal ediyor. Şüph«rım onünde canlı bir «image» gibi te mamıs; arkadaşlarile kendi arasmdaki rarlıyacağım: siz burada, Serbest Fırka tarafından sece^um edıvor; onu, goğ^undeki süp ıhtılâfları, tikır mubayenetlerini daima Ataturkun Samsuna vansı: çilmiş bir beiediye reisi huzurunda, bu miınakaşa ve ilzam yoüle halletmek rüntulerı m3vı dalgalarile uzak kıyılaSene 1930... Ataturk. Serbest Fırka bahsin ehemmiyeti büyük... ra doğru ıten bir gerçek deniz heye usulunu tercıh evlemiştir. Zaten bu nın feshıni muteakıb yaniarına her \ e Gazi, evverâ Serbest Fırkayı nasıl kurtınde aoruyorum. Gitgide, o, benim ıçin usulle, hatalaıını, cızzat kendilerine tnskâletten mutehassıslar alarak ve ayrıca mağa karar verdığini, Yalovada Fethi butun bu ınsanlar arasında bir ınsan dik ettirmediği muhaliflerini; (bunlar, benim gibi hiçbir Vekâlete bağlı olmı Beyle ilk toplanmayı anlatıyor. Gaıib olmîiktan çıkıyor tabiatin ezelî unsur bir takım polıtik nıkbetlerle cezalarını ' yan bir ıki zatı da kendilerine müşavir bir tesaduf: ilk toplantılarda, o zamanlamdan bıri haline giriyor ve insanî gormuş olsalar bilet mağlub telâkki etolarak seçerek kalabalık bir kafıle ile lar izinli olarak Yalovada bulunan, Vali küciiklükl^r, insanî pislikler bunun ya mez; onîarla daima yeniden munakaşa fırsatmı araıdı ta ki, kendi fikirlerinin büyuk bir yurd seyahatüıe çîkmışiardı. Kâzım Paşa da varmış. Kâzım Paşa Sernır Ja diha küçük, daha pıs gorünmekÜlkü Atatürk pamimî bır surette kabul edıldiğini goSeyahatin maksadı, Serbest Fırka vesi best Fırkayı Gazinin muhalif değil, yarle lers'yer, onun safiyetine asla halel türkte bu hassanın da ne kadar derin runciye kadsr... lesile memleketin her tarafmdan yük dımcı bır fırka olarak tanıdığını, bu ve nıvor: çunku orunla karışıp mezolduğunu belki bilmiyenler vardır. selen şikâyetler ve memnuniyetsUlık hususta Fethi Beye teminat verdiğini colmuvorcu lerin sebeblerini yrlerind* görerek an kulaklarile işıtmiş!.. Çünkü Fethi Bey Atntürkteki bu mürazara ve diyaiıtık Çunkü, Devlet ve Millet Şefliği vazifeYa m, hepsı bir köşeye atılacaklar, merakı, onu. politikada çok tehlikeli te sini her şeyin fevkinde tutan bu inlamak ve ilerisi için esaslı bir ta'ım Gazıye, kendisine karşı bir fırka kuryarın hepsı unjtul ıp pdeceklerdi Kiç ] sebbüslere süruklemıstır. Mecliste mev san, âmmeye, yüreği yufka bir adam tedbirler almağa yarayıcı müşahedeler mak aklından geçmiyeceâini. şayed yüzdeniz hatırlar mı? Denizin üstünde hiç ) cud muhalefet cereyanlarını bizzat ken manzarasile gorünmek istemezdi. Bude yüz Halk Fırkasına ve kendi fırka' ve malumat toplamaktı. bir şeyin izi kalır mı? Ulu, derin ve di elile tahrı't ettiği gibi, bu cereyanlar na rağmen çok defa bir arkadaşın öluKafile Ankaradan hareketinden sc nra sına karşı tarafsız kalırlarsa böyie bir en^in deniz, daima kendi kendine kâfi, kendiliklerinden kuruyup bittiği devre ınune saatleıce hungur hüngür ağladıKayseri, Sıvas, Tokad ve Amasyaya uğ teşebbüse atılacağıru söylemış!.. Bu ka1,'inı, bır kurban kesme merasiminde rarla Serbest Fırka işe başlamış. Hattâ daima kendi kendinden çıkıp kendi ken lerde de onu yeniden to=ise çaîışavştır. rıyarak kasımın yirmi ikınci cumartesi boğazlanan hayvamn teprenişlerini gorGazi, kendi öz hemsiresini ve en yakm rîm^ rionen, kemmıyeti daima kendisme Kafasmm içindeki her fikri, her niyeti, akşamı Samsuna vardı. menvek ıçin başını çevirdiğini ve harb arkadaşları Nuri ve Tahsin Beyieri ve denk, kendi başma münzevi bir unsur her maksadı. mutlaka yakm arkadaşlasahalarında düşman cesedlerine gozleri | Samsuna geldiğimiz zaman başka hiç dığer arkada?larım bu fırkaya vermiş. dur; ve kendi varlığımn tâbi olduğu rından mürekkeb hususî mecli=Icrınde BUİanarak baktığmı yakından görenler bir yerde gormediğimiz bir manzara Bu vaziyeti kendi gözile gören ve Yakanunlar gsne kendi tarafmdan konul vukuoulan uzun münakasa ve müzake arasındaydım. karşısında kaldık: Gece her tarafta in lovadan ayrılan Vali Kâzım P muştur. Adeta kâınat ıçmde bır ayrı \ relerden sonra tatbık sahasma çıkanrdı. zibatî tedbirler alınmıştı. Istasyondan esas maksadı tamamen k Zarurete düşmüşlerin imdadma yetişkâinat gibidir. (Onu, bu hususta da Sokrat'a benzet mek; itibaren bütün yollar süngülü askerler inandığı için, Samsunda Serbest Fırka tanıdıkları kimselerden hasta tarafmdan tutulmuştu. Halk asker kor işine tam bir serbestî vermiş. Nasıl Gazi Atatürk de insanlar içinde bir ayrı mekten kendimizı alamıyacağız). «These» olanların tedavisine yardım etmek; donunun arkasına sinmişti. Bu surete hem=iresini öteki fırkaya verdiyse, Kâinsandı. Onu, ekseriyetin tâbi olduğu bir ve «antıtheseK... Dimağını daima bu me hattâ, bazı ailevî geçimsizliklerden askerden ve polisten maada hiç kımtakım ahlâkî dusturlar ve'içtimaî gö todla işlemiş ve butun büyük kararlan mustarib ahbablarınm maddi ve manenskeröen ve poıısu'u maa^u "*5 renekler bakımmdan teşhise kalkışarlar mutlaka bir münazaıa neticesinde ver vî müşküllerini halle çalışmak hemon Bevi goremeden, âdeta bir düşman şeh •dırmış. Neticede, seçim zım Paşa da kızmı Seroest Fırkaya yazmi^lır. her gunluk meşgalelerini teşkil ederdi. buıuın ıçindir ki, daima hata ve hakrine henüz giren bir kumandan Ataturkun bu uluvvücenab hasletini Onun içindir ki, kendi etrafmda, her sızhğa düşmüşlerdı. Atatürk, siyasî haGazi ve bizler otomobillerle Gazıntn mı aereyatı etlıçı Kin. Halk Partisi tam bir vakit «evet!» denilmesınden meınnun bir çok devlet reislerinin veya prens ve edileceği konağa geldik. O Sam mat;lubiyete ıığramış. yatmda olduğu gibi hususî yaşayış üs6 afir etraflarmda bulunan Bir teklif fc bir ecvab: sun ki, 1919 senesı mayısmdn, Gazının lubunda da Nietzehe'endi Yani c!evce olmazdı. Bunun aksine olarak, bazı hükumdarların vatanı kurtarmak üzere Anadoluya ilk biı t^vır ve edası vardı. Adet ve gore inadcı ıddıacıları, kendi düşüncesine ta kımselere karşı zoraki bir tarzda ibzal Şimdi hâdıselerin böyle cereyan ettiği adımım attığı yerdi. On bir sene sonra gordşmelerden, Gazinin verdiği izahatr.e!:lerden müteessir olacağı yerde, bi ban tabana zıd fikirleri müdafaa ettir cttikleri resmî ve basmakalıb nezaketten ayıımak lâzım gslir. vatanı kurtarmış, davalarını ortaya at tan anlaşılıyor. Fakat sonraları, Serbfst lâkıs âdet ve gorenekler uzerınde tesir rnekten hoşlanırcVı. Bır akşam, böyle bimış, inkılâbını tamamlamış bir şef, bır Fırkanm beklenen işleri göremiyeceği Her hareketi mantıkî bir muhakemeika ederdi. Tarıh boyunca butün bu rıle, (bir kuçuk dtvlet memuru) bir kurtarıcı sıfatile ve daha iyi neler ya anlaşılmış, Serbest Fırka lâğvedilmiş. jü'c adamlarda ceimyete karşı bu ser Fiddetlı münakasasını hatırhyorum. Mus nm, uzun hesab ve kıtablarm neticesi pılabileceğini anlamak maksadile bura Butun bu ızahatı sofra konusmaları şek. ke^hjin ve bu taaddmin, bazan tehli tafa Kemal enıkonu ofkelenmışti. Strt olan ve mutlaka bir polıtik sebebe daya girdiği gece aynı adam bir inzıba* linde vercn Gazi sonunda beiediye rekelı o'acak derecede şiddetli tezah'iıleri ıe sinirlı bir tonla konuşuyor, arasıra yanan Mustafa Kemal, dostluk ve inikordonunun himayesine muhtac kal isine dondu, ve: göruhır (V Nıetz?he, bu cins tiber elini masaya vuruycrdu. Muhatabı ise, sanlık sahasmda yalnız kalbinin sesini imaktadır ilk gorüşte^u ^ n z a » he^ ^ mensh"leri, daima «hayır ve şerrin öte uundan hiç muteessır gorunmuyor, su dinlerdi ve imdadma koştuğu kimsenin sine» koymuş ve o suretle tetkik edil kunetle inadmda ısrar ediyordu. Biz ona ıstırabı üstüne bir ana baba şefkatile pimiziodugundanfazla A t ^ t u r . u n u olan bir f.rkanm feshedılmiş meleıini istemistir. Ben de, Ataturkun acıyorduk. Istikbalıni tehlıkeye duşmuş eğiltrdi. hi, şekılde sınırlendırd, O ^ M j J devam v a z if e n izde ! insanlığmdan bahsederken hiç Nie Eamyorduk Halbuki, bu küçük memur Onun muhiHnde, onun manevî nüihtiyatî ve ı n z ı b a t , . « * £ ^ ^ i etmek istemezsiniz, de ğ l l mi? istifa edi| kin arasmda dolaşmaMa, te U r ^ t a , ^ ^ ^ ^ tzche'en olmamakla beraber bu olçu bu hâdiseden birkaç ay sonra yuksek fuzu dairesındeki hayat hepimiz için Atatürk ve sığırtmaç Mustafa den ayrılamıyorum ve onu bu yüksek bir vazifeye tayin edildi. Ondan sonra tath ve mutlu sürprizlerle dolu bir peıi kendisine dayanan halka arKasm UJ ı • ı • mıini verd' 7avij€den daha iyi gördüğume kani bu da mebus oldu. Zira, Ataturk, bunun ma^almı andırırdı. Hiç umulmadık bir tarikatm «âyin.'inden farksız muhab çalkanıp durmaktaydı. Kimbilir, belki, j yamış, fütursuz gezmektedir. Emir kat'î ıdı. Beiediye reisine «errir ir.adcılığma kuvvetli bir karakter rr.â zamanda veya en bunaldığımız bir an bet meclıslerinden ruhlarımız cuşış de bize h'ç faşetmedıği korkunc bir sırrı, hnı.yorum. Beleaiye reisi nerede? vardı, kı onu, ne harb buj'iırursunuz» derrekten başka =öz kalda, bulutlar arasmdan sıyrılan bir gü nılen haletin en yüksek bir mertebesi bir ıstırabı nası vermiştı. Samsunda, Serbest Fırka beiediye inNıtekim, Mustafa Kemal, ta ilk gencyapmadı: ne ermiş olarak çıkardık. Ne Homi meydanlarınm kanlı hengâmeleri, ne r e i s Buna, az çok şüyu bulduğu için nes ışığı gibi ansızm karşımıza çıkıtibabım kazanmakla halkın Sanki Galik demleı indenberi, hususî hayatı etveıişlerinin; bahtımızın bizi sürdüğü ros'un kasideleri, ne E"ripid'm trage eafer toplarmın sağır edıci tarrakaları, Serbest Fırkayı . > rafındaki dedikodulara hiç ehsmmivet Reşid Galib hâdise=ini de ilâve ediyo ıssız inziva köselerinde bize birden bi diyaları. ne Anakreon'un şarkıları bana ne bir ülkeyi yeniden varediş cehdi; ne ziye düşman gibi bakacağı hissini ııyan | Paşam; bendeniz \ ermezdi. Kendisini çok içki içmekle rum. Bu hâdisenin patlak verdıği ak re sesleniverislerinin; bazan teşvik ve Dıyonizos misterlerinin mânasını bu de hiç bir fâniye nasib olmamış şan dırmak 'istiyen bu tertibat da, Vali Kâ i tanımıyorum, ve reıslığe de o fırsanın mi itham ettiler? içki sofrasmı çıkarıp çam ben hazır değildim. Fakat. hazır takdir edici bır sozü. bazan teselli ve meclisler kadar sarahatle anlatamamış ve şeref, ikbal ve şevket şenlikleri bir zım Pasanın beceriksizliğine veya h u namzedi olarak seçılcuğimi kabul ctmıWas3.nın ucCçıı**ü** i i s i i **J ııaın*^.ui ^,*^^«.. 3 a â'emin gozü onune serdi. Gece eğlen bulunanlarm ifadesıne gore Resid Ga ümid verici bir bakısıyla gönlümüze tır. Ataturkun ılâhî neşvesine iştirak türlü tes'dne muvaffak olamıyordu. Bu maksadına bir delil addedildi. E?a y O rum. Bu intihab, halkın şahsıma karşı M celerine duşkün mü dediler? Bunları libın Mustafa Kemale karşı geldıği ve dunyanm bütün hazinelenni bahsedive cttiğım gündenberi arlık bihyorum ki doymak bi'mez gönül, bu şahlanmış irayolda iken oturacağımiz yerlore D j r itımadı şeklinde tecelli etmiştir. = masallarda rivayet olunan Bakanta"lar bir takım sarhoş alayları de, bu çağlayan enerji; her an yeni virmadan vemeğe davet edildiğimiz için, . s e l e sırf seçımin serbest olmasmdan ıbalıalk'a beaber ve halkın içinde yap hattâ or.a meydan okuduğu muhakkak ri^lerinin mağa başladı. Memleketin her yanını, tır. O Lse, buna mukabıl, sofrayı ter nanihânî ıkbal tecellılerinden ne farkı değıl, dar kalıblarmdan dışarı fışkır bir zafer heyecanma teşne idi; her an doSruca Gazi Evine gittik. Saat asağı j rettir. Eğer bu vaziyette Utifa e<ıersem jeni bir (sey) yaratmak istivordu. Her vukarı onu bulmuştu. Sofraya oturıaak halkın bu teveccuh ve itimadına karşı An»dolu yaylasının ıssız köşelerine ka kedip hususî dairfcsine çekılmekle ik vardı? O, b'zim için, yolumuz üstünde mak istiyen kaynar ruhlardı. an, dveranın seyrine kendi kalbinin üzere seyahate iştirak edenlerden ma [ küfranı nımette bulunmuş olurum. tger tifa etmiştır. Gerçi uzun bir mi.ddet kendı^ine her vakit rasgelmemiz mümFakat, İsa'nm Farizî ve şark mutadar, çalgı, şarkı ve şadımanlık seslenle Reşid Gahbi huzuruna kabul etmemok kun olan bir vefalı Hızır veya munis bır avvıflarmın «Hamervah» namını ver temposunu hâkım kılmak arzusile tutu ada valnız Vali Kâzım Paşa hazır bu I bendenizin bu işte kalması arzu buyudoldurdu. Çankaya köşkünün, Dolmaşuyordu. Bütün bunların fevkinde aad, yaii | rulmuyorsa, hükumetin elinde kuvvet ^ ^ ı.MAmstin plinde kuvvet perişanlığm bahce sarayının ve misafir olduğu bu Bitretile dargınhğını göstermıştir. Lâkin, Rııh deSil m ydi? Ve bu it'barla onun dı§i kimselere bu kudsî vardır, Şurayi Devlet vardır, intıhabl bu, nıhayet ya üç veya ddrt ay aevarn sağlığında hepimizin sergüzeşti. bir künhunü izah ne mümkün? Onun ıçin, başka bir ihtırası daha vardı ki, o da, lunuyordu. Gazi sordu. tün evlerin pencereleri tabesabah rlekTürk milletini bir hamlede diğer bü Beiediye reki nerede? Nasıl olur? fesheder; bendeniz de o zaman halka trik ışıkîarıle yanardı. Her gittiği yer etti Bır gece, eski Çankaya koşkünde paıça. Sığırtmaç Mustafanın sergüzeş ben, bu satırlarda reşid olanlara, ermişkarşı mahcub vaziyette kalmam. sofradaydık. içinde Reşid Galıbin ismi tıne benzememiş midir? lere hitab ediyovum. iün mılletlerm önünde yürür gbrmekti. oeıeoıye ^ ^ l u n d , ı u ' de düğunler duğunleri, eğlentıler eğdakika sonra Kaldı ki Ataturkun insanlık eb'a Bihyorum geceleri bunun için uyuyaBu Veklenmedık cevab Gaziyi sirirk l e d i ğ i m i z < i e n . o n b es lentileri takib ederdi. Hıçbır akşam sof geçen bir bahls açıldı. Mustafa Kemal: Gdıulüvor ki. Mustafa Kemal, insanltu t ıasındaki davetlilerinin sayısı yirmi otuz «O nerelerde? Hiç görmuyorumi öcdi lığında da ya bir destan, ya bir efsane dmı. sair fâniler için kullandıgımız ol mıyordu. Bihyorum, zehırden, bunun j E >r^ 'a= lerdırmedi. Demmki kadar sakin bir f a ° >' cülerle ölçmemizin imkâm olmadığmı Için, meded umuyordu (3). Icmek; onu kişüen aşağıya düşmezdi. Bu sofra ise ve biraz sonra emredip çağııttı. Resid kahramanı olmaktan kurtulamıyor. sesle: Meğer reis ziyafete çağırılmamısî J ^ J . kavuran bu i?tiyakı hiç değibe Galib, yemek salonuna giıdıği valut, b u fasjm basmda da söylem.ştim. Hangi kâh Trimalkion'un şblenlerini, kâh SokBeiediye reisi orta yaşlı, kendi ha i Düşünduğunüz doğru... Arzu etti Şan ve sevketleri, azamet ve kudret psikolojik tahlil sondası onun ruhunun bir lâhza olsun, tatlı bir rüya haline rat'ın meclislerini andırırdı ve .biıinde hepimiz, zorlu bir imtıhan devresi ge leıile insanların gözleıini kamaştırmış linde bir adam. Samsunda avukatmış... Jniz g'bı olsun, dedı. derirliğine varabilir? Varsa bile ne an kalbediyordu. masivaî zevkler bir diyonizyak coşkun çireceğmi zannediyorduk. Fakat, hor şey ve saygı ve hayranlık hislerile doldurBu hikâyenin sonunu anlatmağa lüAtatürk, mesud bir adam değ'ldi. Be Intihabda beiediye reisi olmuş. Halk hvabilıriz? Denizin dıbi, yeryüzünde hafif bir şaka içinde geçti. Rejid Galuk halıni alırken, öbüründe manevî muş nice Büyük Adamlar vardır ki, eormeğe alıstığımız, isimlerini bilmedı periyetin makus mukadderatını değiş Fırkası namzedleri ise o kadar az rcy zum görmüyorum. Benim belirtmek isve d.mağî hazlar ruhlara sonsuzluğun libe, sofrada yer gösterip otorttuktan hususî hayatlarma nüfuz ettiğimiz veya ğimiz mahluklardan ve nebatlardan tirmek, imkân dünyasmın hududlarını almıslar ki, bu zat âdeta ittif.V.da se tediğim hakikat, Atatürke, kendi sarih iiTerişini verirdi. Bazan, hele büyük beş on dakika sonra dışarıdan iki nö insanhk taraflarını yakından tetkike büibütün ba^ka esrarengiz varlıkl?"la kendi hududsuz huİhalarma göre %i çilmiş. Gazi, sofrada reısı soluna aldı emirleri dışmda da olsa, serbestçe itiçilmiş. Gazi, sofrada reisi so.uı hulhalarma ;ıJI.mın son yıllarında, masa etrafmdaki betçi neferi çağırıldı. Mustaf? Kemal: fca=ladığımız vakit b'zi derin bir hayal meskun bir acayib biyoloji âlemidi'. n'sletmek istiyen bütün ideal fedaileri, | Kadehini ona doğru kaldırarak: raz etmenin mümkun olduğudur. Onun bu aksam toplanışları, bana. İncilde zikri <Şu efendiyi oturduğu yerden kaldırı kırıklığına uğratırlar. Bunlarm her bi Atatürkü, mademki, genişlik ıtıbarile bütün gerçek kahramanlar ve gerçek Içelmı, dedi. bu müsamr.hacılığmdan faycalanmamış nız!» dedi ve bu ikı kuvvetli Anaioiu rlnde öyle zâaflar, öyle küçükkıkler, geçen «Cene» leri hatırlatmağa başlaReis, onundeki su bardağmı kaldı ve arzusu hilâfına Atatürkü bizan bir denize benzetmiştik; derinlik iubaııle evliyalar gibi bedbaht ve mustarıbdi. veya byle de ondan gavrl bir şeye benzctemeyız Zira. ,hakıkat. le «hayaU in, «iarde» mi'tı Bilnsiniz ki. Isa, dinini (tıpkı çocığu bir hamlede Reşîd Galibi ku bayaşılıklar, zavalhlıklar diktatör gibi hareket etmeğe sevketmişrınca: caklayıp havaya kaîdırdılsr. Mustafa herkese benzer taraflar keşfederiz ki, Snkıat aıbi) Havarilerine bir sofra bave baş döndürücü, göz karartıcı deniz ile «imkân» ın dinmek bilm yen ezelî Ne o, reis beyefendi; yoksa rakı sek bundaki mes'ulıyeti kendimizde araKemal gulerek: taıihe bıraktıkları yüksek eserlerin sa altı uçurumlarında onun istenkflerinin muhaıebesi bütün şiddetile onun ruşırda toplanıp hep bir arada yemekler malıyız. günah diye içilmiyor mu? « Bız işte adamı böjle kaldırırızs hibleri acaba gercekten kendileri miydi garib yenir ve şarablar içilirken telkin etmeği ediyor, onun ruhunu timsallerini buluruz. Bunlar, hunda cereyan Hayır, efendim, yemek yemiş buAhmed Hsmdi BAS*R içinde yaşad'ğımız hayat zümresinin ka ias'D kavurııvordu. severdi. Ekmeği eösterip «Bu, benim dedi, ve bu sahne, bu soz. Reşid Ga diye şüpheye düşeriz. etim!*, sarabı göste'ip: «Bu, benim ka übin üç dort ay evvel Dolmabahce saMustafa Kemalde ilk genclik dem lundum da! Atatürkte mesele bunun tamamile nunlarma tâbi olmadıkları için bizcs aksinedir. Onu yakından tamdığımız, daima yarı meçhul şartlara gore hâsıl leıindenberi, sonsuz bir ihtiras sezennım!» derdi. Çünkü, İns3nları birleş rayındaki sofrada: « Sen beni buradan kaldıramazsın. onun harimıne girdiğimiz zaman bü olup nesvünema bulurlar. Bizim tenef !er yanılmamıslardı. Fakat, bu ihtirasın ' tırmek ıçm bir arada yıvip içmekten drha kuvvetli bir vasıta olmadığmı bi Çünku bu saray ve bu masa mıreîin tün yaptığı büyük işlerin izahmı biz füs ettiğimiz atmosferle alâkaları yolı cinsinde yanldılar. Onu hodbin bir ik i mahdır» sözune bir cevabdı. zat kendi şahsında buluruz. Bu kadar h\r. Gıdaları bizi beslıyen gıdalar de balperest said'lar. Mustafa Kemal, e j İL1İ Ataturkun asil yüreği pas tutrrnyan viıkssk, merd ve engin bir insandan ğıldir. Hassasiyetleri busbütün ba>ka ger, yalıız, kendmi düşünen bir ikbal | Gene bunun için. Eflâtun'un Sikrat'a zaten ba=ka türlü bir şey bekliyemi tesırlerin hükmündedir ve bu âlem.n perest olsaydı Dumlupmar zaferıni kad?ır >azdığı dersler baştan sona kadar madenler gıbi kin nedir, hiç bıimemiş; tır. Devlet, millet ve inkılâb davalarm veceğimizi anlarız. E=er adeki harikul kendine mahsus mevsimleri, hava te zandıktan, Lozan Sulh Muahedesini elbır sofra sohbetinin hikâyesidir. Atinalı daki husumetlerı ne kadar sert ve de ude ve fevkalbeşer iislubla kendi ya l>eddull?ri, âfetleri, katasrrofları var de ettiktcn. yani Türk nvlletini, hanofiljzof. baldıran suyunu içmeğe mahşayış taızmdaki harikulâdel'k kendi dır. Çok defa, derya yüzü sakin ve râ dan ve hılâfetm h'yanetine rağmen Kakum olduğu akşam da mürıdleıine son rin ise, kendi şahsına ve hususî hayao1 tma taalluk eden meselelerdeki hid hayat ü ubundıki fevkalbeşerlık o ka kid ve âsude iken, orada, şiddetli fır nunî devrindenbori görmediği bir hâkıvcdamı ve son felsefî vasiyetini bir dar birbırine karı^mıştır ki, birmi tınalar, korkunc boralar, jeolojik ihti m'yet ve Istikl5Is kp\uşturdaktan son'a scfra basmda yapmıstı. Eflâtun'a gore. detleri o derece h^fif ve geçici idı. 'âller olur. ist=rse sultnnlık tacmı: isteıse hi'âfet Mustafa, Kemal bütün mânasıle fe cbüründen ayırmrğa imkân yoktur kâınat hakkmda, uluhiyet hakkmda, feAtatüıkün sefahatlerinde, Ataturkun lsğ:n çembermden geçmiş, hayatın binİşte. Ataturkun ruhu da, denılebil'r hıl'atini giye'o.lırdi Türkhık ve Islânına ve beka hakkmda en derin, en doğkütü intilâlaıında bils homerik bir des ki, bovle bir âlemdi. Denılebilir ki, da hk <?ünya=ı bcyle bir hareketi bir garu en güzel sozlerini Sokrat, bu mec bir türlü cevri içinde pi?İT erms bir adam olduğu için, insanl?rın zâfları tan rüzş^rı vardı. İçki sofrasmda elini ima, kendine hâkım, ihtilâçsız ve ismi' s'bhk telâkki etmtk şöjls dursun, belki , lı«'e soylemiştır ve bir ferain olümütervıc ediyor, belki beklivordu. Fakat, her kadehine uzatışı Tanrılar Tanıa^ı nün kevnî ve küllî hâdisat içind« ne nı herkesten iyi biliyor ve bunlara Zevs'in altın kupalar içinde Kevser şa zazsız aörünüsünün altmda, ruhunun Mustafa Kemal, kimbilir kaç fânınin tîerınliklerı, bunlara benzer sessiz ve kızmHktan zıyade acımak lâz.n geldıkadar ehemmıyetsiz bir vak'a olduğunu n b ı dağ'tışmı andırırjı ve riyaset et Fİıısi ihtilâllerle, boralarla, fırtmalarla 1 volunda can vermeğe rnzı olncağı bu isbat için dizi dibinde oturan genc Fe &ine kanı bulunuyordu Acmıik. Ata | tiği cumbü=ler, gerelî Çankaya kö=kü«animeti ancak as'l ruhlara mahsus bir don'la, başım okşıyarak: «Ey Fsdon, bu ' ıst'hkar ile ittikten başka henüz vap.ün samimî havası, gerek Dolmabahce guzel saçları, yarm, benim yüzumden •akları yemveşil duran defne celenğin* Saraymın ihtişamh dekoru içinde ve Ey Türk gençliği! Birinçi ' „• Milletten çok şey talep etme bile başından sıvırın şoyle bir yana ı • keseceksin!» diye şakalaşmıştır (2). gerekse her hangi bır dost evinin mütevazifen, Türk istiklâlini, 'Türk^ meliyiz. Ona hizmet edenler va'ccydu. Çıplak kolunu yeni bir cihad vazı çatısı altırda olsun: daima OlemAtaturkun sofrasmdan da hepimizi^ ppısıni'i tunctm halkasıra ıızattı. Iznus texhe=indeki «bezm»'ler gıbi zamııı Cumhuriyetini; Uelebet; uıuhazifelerini""\ifadan başka bir fey" ruhunda ve dimağında, nice derin, t*tlı v mir zıieri'un do.düncü svı alclâdo b " "e meVân m'kyasının d!?ma taşar 4 ı ve ıbret verici hatı alar; hp.yata ve iniaza ve. müda£«a ebÂektır. ' • Bılmıyoruz. Me%'!âna'yı kendinden ge; yapmamışlardir. . ivaiî parti nderı s'faHle, Mm'î«' sanlığa d?ir nice kıymetli dersler kalK. ATATÜRK ç.ndeki ıntihahnt ve inkılob sefcın; riıen şarkılar ve rakıslar ne cinstendi? K. ATATÜRK Ataturkun Samsun istasyonunda ahnmış bir resmi mıştır. Yazık ki, aramızda bir Eflâtun 1 ı Fakat, Ataturkun her biri bir mıstık Arkası Sahife 6. Su. 2 de < yoktu; Mustafa Kemalin bütün o söz Yazan: Ahmed Hamdi Başar j ı •} 1
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle