23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 İkinciteşrin 1938 CUMHUBİYET Avam Kamarasında dün de münakaşalar oldu Çemberlayn'în anlaşma siyaseti etrafındaki beyanatını eski Hariciye Nazırı Eden şiddetle tenkid etti (Baftarafı 1 inci sahifede) ne ve geri çekilen gönüllüler yerine tayyareciler de gönderilmiyeceğine dair teminat vermiştir. Italya ile Almanyanın lonuna kadar İspanyada kalacakların lannetmiyorum. Münih anlaşmasından »onra, Avrupa meselelerinin daha kclayca halledileceğini umuyorum.» Başvekil Çemberlayn bilâhare Habeş ilhakmdan bahsederek demiştir Kk « Habeş ilhakmm tanmması umumî sulha yardım edecektir. Avrupada Ingiltere ile Sovyetler Bîrliğinden baska Ha beş ilhakmı tanımıyan devlet kalmamış h. Fransız hükumeti bile Habeş ilhakını tanımaya karar vermiştir.» kesçe malumdur. Münih itilâfındanberi Almanya ile Polonya arasındakı münasebetler bugünkü kadar soğuk olmanuştı.» Petit Jurnal'de Boussard diyor ki: «Bunu beklemek lâzımdı. Alman tezi galebe çalmıştır. Rütenya Cermanlığın ileri hareketinde bir kale vazifesiui görecektir. Polonyanın ve Rusyamn Ukraynada nüfuzlarma karşı yapılacak tadrruzlar bu kaleden idare edilecek, şarka doğru, Romanyaya doğru akış bu kaleden himaye edılecektir. ingiliz ilalyan anlaşması Viyana kongresi bir Yeni bir konferans günde mesaisini Müstemlekelerin taksimi Hey'et azası devlet merkezimizden için bir konferans bitirdi toplanacak büyük bir hayranhkla bahsediyor (Baştarafı l inct sahifede) raber, salâhiyettar mehafilden alınan ma lumata göre, yeni hudud Macaristan; geniş arazi ve bir milyon nüfus kazandır maktadır. Münaziünfih mıntaka dahiünde bu lunan Bratislava ve Nitra şehirleri Çekos lovakyada kalacaktır. Yeni hududun teferruatına aid işlerlf meşgul olmak üzere bir Çek Macar komisyonu kurulacaktır. Çekoslovakya, Macaristana ilhak edilecek mmtakaları teş rinisaninin onuna kadar tamamen tahliye etmiş bulunacaktır. îtalyan Hariciye Nazm Kont Ciano ile Alman Hariciye Nazm von Ribben trop, konferanstan sonra neşrett'kler müşterek tebliğde şunları bildiriyorlar: « Roma Berlin mihveri Avrupa siyasetinde müşkül ve mühim bir beynel milel ihtilâfı halletmek suretile bir sulh unsuru olduğunu bir defa daha ispat et miştir.» Londra, 2 (Hususî) Cenubî Afrika Millî Müdafaa Nazırı Pirov bugün Dominyonlar ve Müstemlekât Nazır: Malkoln Makdonald'la uzun bir mülâ katta bulunmuştur. Mülâkatın müslemle ke meselesi etrafında cereyan ettiği habe veriliyor. Pi'ov bir iki güne kada? Belçi kaya giderek, ayni mesele hakkında Belçi ka Başvekilıle görüşecektir. Cumhuriyetin on beşinci yıldönümü merasımıne ıştırak etmek üzere Ankarada bulunan Hatay Millet Meclisi Reisı Ab dülgani Türkrrenin riyaseti altında 10 meb'us ve üç gazeteciden mürekkeb Ha tay heyeti dün sabahki ekspresle şehrimize gelmiştir. Heyet, Haydarpaşa garında Halk Partisi İstanbul idare hey'eti mümessillerile Hatayhlar ve gazeteciler tarofından karşılanmıştır. Hey'et reisi Abdülgani Türkmen, kendisile görüşen bir arkadaşımıza hey'et namına aşağıdaki beyanatta bulunmuştur: « Türkiye hududunu geçer g ^ her yerde ve bütün halk tarafından sonsuz hürmet ve iltifat gördük. Ankarada gerek hükumet rica'ı, gerek Millet Meclisi reis ve azaları tarafından da büyük iltifatlara mazhar olduk. Hey'etimize iştirak eden Hatay ır>eb*uslanndan bir kı«mı Türkiyenin matemadiyen terakki ettiğinı i^itmis, fakat gözlerile görmemişlerdi. İçlerinde yaSancı memleketleri gezenlerin bulunduğu arkadaşlar, Ankarada gördüklerini hernangi diğer bir yerden daha mütekâmil, d?ha muntazam olarak tasvir etmektedirler İsmetpaşa Kız Enstitüsünde.Yüksek Zîraat Enstıtüsünde gördüğümüz yüksek tekâmül bizi çok mütehassis etti. Ankarada ziyaret ettiğimiz her müessesede intizam, tekâmül ve yüksek bir disiplin gördük. Yakm zamanda Ankaranm dünyanm en modern şehirlerine ulaşacağı muhakkaktır. Hatayda bulunan muhtelif milîetler, maziden aldıklan çok büyük ve acı derser dolayısile yekdiğerine sıkı surette bağanmış bulunuyorlar. Bunlar bir gün evvel memleketlerini yükselterek Türk azminin, Türk varlığının neler tahakkuk etirebileceğini bütün dünyaya gösterecek Hatay heyeti şehrimizde lerdir. Türk matbuatının Hatay davasında yaptığı hızmet çok büyüktür. En acı günlerimizde bize kudretli yazılarile kuvvet, cesaret, metanet telkin etmişlerdir. Büyük Türkiye Cumhuriyetmin sayın muharrirlerine Hataylılar her vakit minuettar ve müteşekkirdirler.» Hatay meclisi reisi, Abdülgani Türk men bu vesile ile kendılerine karşı göste rilen hüsnü kabulden dolayı gazetemiz vasıtasile Türk milletine teşekkürlerinin ib Iâğını rica etmiştir. Holanda hükumetinin kararı Lahey 2 (a.a.) Kabinenin ;ımurn siyaseti hakkında ikinci meclise verilen raporda, hükumet, bilhassa müstemlek arazilerinin yeniden tevzii için beynelmilel bir konferans toplanacağı hakîundak haberlerin asılsız olduğunu tasrih etmektedir. Salâhiyettar mehafilde, Holanda hükumetinin eski Alman müstenılekelerınden hisse almadığı için müstemlekelerin yeniden taksimi işini görüşmek üzere toplanacak herhangi bir konferan?a iştirak p.demiyeceği tebarüz ettirilmektedir. Ermeni meb'udarının beyanatt Hatay heyetine iştirak etmekte olan Ermeni meb'uslardan Haçador Karabacakyan ile İsa Kazancıyan da şunları söylemişlerdir: « Ankarayı tahminlerimizin fevkinde müterakki bir halde bulduk. Türklere daha yakından sarılmak için onların vü cude getirdıkleri eserleri yakından gör mek lâzımdır. Türkiyede göıdüğümüz inkişaflar bizde o kadar büyük heyecanlar tevlid etmiştir ki, burada gördüklerimizi Hatay Ermenilerine anlatmak üzere bir an evvel memleketimize dönmek istiyo ruz. Hatayda Türklerle Ermeniler arasında sadece dm farkı vardır. Yani hepimiz Türküz. Biz artık yabancılara alet olamayız Bılâkis öyle bir hattı hareket takib edeceğiz ki, bütün dünya bizim Atatürkün üvey değil, öz evlâdları olduğumuzu ve Onun güneşinden aydınlanacağımızı anlıyacaktır.» Hatay heyeti dün İstanbul Vilâyetini ve Partiyi ziyaret ederek, müzeleri gez miştir. Heyet cumartesi sabahı Toros kspresile Hataya dönecektir. Muhaliflerin hiicumları Muhalif meb'uslar, Çemberlayn'ın nutkunu şiddetle tenkid ederck, İngiliz Italyan anlaşmasının bir celsede tasvibini pyotesto etmişlerdir. Muhalefet liderle rinden Artür Grinvud, diktatörleri sulhu bozmakla itham ederek, bilhasas Habeş ilhakmın tanınması aleyhinde bulunmuş ve Hab«ş harbinin henüz bitrpediğini, Mussolini'nin Habeşistanda tam bir hakimiyet kuramadığını ileri sürmüştür. Hatib, diktatörlerin Ispanya harbini uzatmaya çalıştıklannı, Ingilterenin îspanyayı feda etmemesi lâzım geldiğini söyle Eden'in nutku Eski Hariciye Nazırı Eden, münakaşaya iştirak ederek demiştir kı: « ingiliz İtalyan münasebatile şahsan alâkadar olduğum için şimdiye kadar bu hususta birşey söylememistim. Fakat eski fikirlerimi değiştirmiş degilim, zira vaziyette herhangi bir değişiklik hasıl olmamıştır. Ademi müc(ahale anlaşmasım ihlâl ederek, ticaret gemilerini batıran, açık şehirleri bombardıman eden devletlerle nasıl anlasabiliriz. ingiliz İtalyan anlasması mevkii mer'iyete girerse îngiltere çok tehlikeli bir vaziyete duçar olacaktır.» Çemberlayn in nutkunun akisleri Paris 2 (a.a.) Gazeteîer, Çemberlayn tarafından söylenen nutuk hakkmda tefsirlerde bulunmaktadırlar. JurEkodöPari yazıyor: «Bu nutkun bıraktığı umumî intıba, Çemberlayn'ın kendisine çizmk olduğu yoldan aynlmamağa azmetmiş olduğu merkezindedir. Amele partisinin itirazlan ve Alman yanın gürültülü ve harbcuyane tezahüralı Çemberlayn'ın sükunet yolunu aramasına mâni olamıyacaktır.» övr gazetesinde Mm. Tabouis. yazıyor: «Çeraberlayn Münih itilâfımn demokrasiler için bir zafer olduğu kanaatinde dir. Mumaileyh, Almanya ikrazatta bulunmıyacağı için İngiltere ise, bunu yapabileceği için Almanya ile îngiltere arasuıda hiçbir zaman iktısadî bir harb olmıyacağından emin görünüyor.» Jur gazetesinin Berlin muhabiri Au gues, Viyana konferansı hakkmda şöyle yazıyor: «Yafoız Polonya, mukabilind'; birşey elde etmeden projelerinin akim kalmasına razı olmağa katlanıyor. Fakat Berlinin Avusturya ve Çekoslovakyada hedeflerini elde ettikten sonra Varşovadaki aksülâ mellerle çok daha az mesgul oldusu her Mussolini'nin, fikirlerini neşreden İtalyan veya ecnebilerle kimseyi aldatma dan faşizmin ve nazizmin demokrasilere Çekoslovak Hariciye Nazırının karşı yeni bir muzafferiyet kazandığını beyanatt :lân ettiği malumdur. Bu, safdiller için bile kolay inanılnuyacak bir garibedir. FaÇekoslovakya Hariciye Nazm Dok kat Italyanlara nasihat etmek bizim vazi tor Şvalkovski Viyanada bulunan Courna femiz değildir.» le Ditalya gazetesinin başmuharriri GayBelediye intihabatında Muhafaza da'yı kabul ederek aşağvdaki beyanatta bulunmuştur: kârlar hazandı « Çekoslovakya açıkça Roma BerLondra 2 (a.a.) Dün 389 şehir ve lin mihverine meyletmektedir. Ayrıca kasabada belediye intihabatı yapılmıştır. Italya ile münasebatımızın tak\iyesine Sabaha karşı saat 2 de kazananlarla kayçalışacağız. Bu işte Yugoslavyanm örnebedenlere aid "bir istatistik neşredilmiştir. ğini takib edeceğiz.» Muhafazakârlar 57 azalık kazanmışSlov nazırları Viyanada lar, 37 azalık kaybetmişlerdir. Viyana 2 (a.a.) Slovak hükumeti Liberaller 14 azalık kazanmışîar, 16 Başvekili Tisso, İktısad Nazırı Raval azalık kaybetmişlerdir. ile Slovakya Adliye Nazırı Bürkanski, Işçi partisi 63 azalık kazanmış, 79 aza bu sabah buraya gelmişlerdir. lık kaybetmiştir. Macarittanda memnuniyet Budapeşt* 2 (a.a.) Siyasî Macar Müstakiller 40 azalık kazanmışlar, 41 mahfilleri, haricî siyasetin son zamanlarazalık kaybetmişlerdir. da pek hareketli geçen devresini, ahalisi Macar olan Slovak topraklarımn MacaMiistakil ressamların istana ilhakile nihayet bulmuş addet kongresi mektedirler. Yurdun esaslı san'at teşekküllerin Macar hükumetinin şimdi yapılacak den biri olan Müstakil Ressamlar ve başka işleri vardır. Hükumet gelecek Heykeltıraşlar Birliği dün birlik mer haftanın ortasına doğru parlamentodan :ezinde fevkalâde kongrelerini akdet bu ilhakı kaydetmesini istiyecektir. Bu mışlerdir. Şimdiden sonra daha faal olmak ve daha kuvvetli sergıler açmak i raünasebetle hükumet son haftalar zar : çin birlik üyeleri arasında bir tasfiye ındaki faaliyeti hakkında parUmentoya yapmışlardır. Zongulcîakta yeni^ir ser izahat verecektir. Bilhassa haricî siyaset ;i açmış olan müstakiller yalcmaa Is mesekleririe tahsis edılen bu" devst^Rİhaanbulda açacaklan serginin esaslarım yet bulmuş olduğu için hükumet bundan kararlaştırmışlar ve diğer vılâyetlerde sonra ilk plânda gelen dahilî işlerle ve açacaklan sergilerin programım çizmiş Başvekilin büyük imar programile meşlerdir. gul olacaktır. Yeni idare heyeti reisliğine heykel Karpatlaraltı Rusyasından alınan tıraş Ratib Âşir Acudoğu, umumî kâ yerler tibliğe ressam Ercümend Kalrnık, muViyana 2 (a.a.) Tahkimnameye hasıbliğe ressam Kemal Zereni seçmiş göre, Macaristan, Karpatlaraltı Rusya erdir. ıında Munkacevo, ve şimdiye kadar bu mıntakanın merkezi olan Uzhorodu ve Zavallı kadın Slovakyada da Kosice'yi almaktadır. Feriköyünde oturan 45 yaşlarında Ay Merbut haritada, Karpatlaraltı Rusya» şe isminde bir kadın geceyarısından ovasınm büyük ekseriyetinin de Macaıissonra sahur yemeği için merdivenler tana verildiği gözükmektedir. Bununla den inerken düşerek amudu fakaresi kıberaber hudud, memleketin içine derin rılmış ve berayi tedavi Haseki hastanesurette nüfuz etmemekte, yalnız Munkasine kaldırılmıştı. cevo, Kosice ve Uzhorodu çevirmek üzeYarası ağır olan kadıncağız dün sabah re üç girinti yapmaktadır. hastanede ölmüş ve Adliye tabibi En ver muayeneyi müteakib defnine ruh Harem iskelesinde bir cesed sat vermiştir. Acıklı bir ölüm [Bastaratı 1 tnci sahitede] Celâl Nuri, kuvvetli kalemile uzun seneler Türk matbuatma faydalı hîzmet lerde bulunmuş ve birçok gazetelerde başmuharrirlik yapmıştır. Tarihe, siyasete, lisana aid olan birçok eserleri millî kütübhanemizde büyük bir mevki işgal etmektedir. Celâl Nurinin ölümile Türk gazeteciliği ve irfan âlemi kıymetli bir uvzunu kaybetmiş olmaktan müteellimdir. Kendisini aevenlere ve kederdide ailesine sabır ve merhuma Tanndan mağfıret dieriz. Merhumun cenazesl bugün saat 11 de Şişlide Şairnigâr sokağmdakı Feridiye apartımanından kaldırılarak cenaze namazı Beşıktaşta Smanpaşa camiinde kı ındıktan sonra Rumelihisarındaki a lei makberesine defnedilecektir. İzmitte Cumhuriyet bayramı Donanmamızın takviyesi (Baştarah 1 inci sahifede) nşasına kat'î surette karar verdiği cihetı€ birkaç sene sonra harb gemilerimizi endi memleketımizde inşa edebilecek mükemmel bir müesseseye sahib olaca ğız. Saldıray ile Batıray Diğer taraftan Krup fabrikasın'n Kildeki Germanya tezgâhlannda inşa edilmekte olup denize indirme merasimi geçenlerde yapılan iki denizaltı gemimizden «Saldıray» denizaltı gemimiz bir buçuk ay sonra limanımıza gelecek ve gene bu iarihlerde «Batıray» denize indirilecekir. Yıldıray ile Atılay Germanya tezgâhlan mühendislerinin nezareti altında Halicde inşa edilmekte olan diğer iki denizaltı gemimizin, Atılay ile Yıldırayın denize indirme merafimi, önümüzdeki mart ayında yapılacaktır. Izmit (Hususî) Şehrimizde, Cumhuriyetin 15 nci yıldönümü fevkalâde ve coşkun bir şekilde tes'id, edilmiştir. îzmit şimdiye kadar bu derece muazzam bir gün yaşamamıştır. Bilhassa bol ve plânlı bir ışık deryasına garkolan Izmıtte sokaklar, caddeler, her tarafta insanlar sel gibi akmış, Atatürk sevgı ve saygısı göklere yükselmiştir. Gönderdiğim iki resim büyük bayrama aid iki görünüştür. f Adapazarında yapılan güzel bir mekteb J Vapurdan düşerek boğuldu Şirketi Hayriyenin 71 numaralı va purundan, evvelki akşam geç vakıt, Saraybumu önünde bir şahıs denize düşmüş ve yolcuların feryadı üzerine vapur durdurularak araştırma yapılmıştır. Biraz evvel birçok yjolcular tarafından vapurun kenarında ve tehlikeli bir vazi yette oturduğu görülmüş olan bu meçhul kazazede bir türlü bulunamamıstır. bulundu Foto Magazin 7 nci nüshası çıktı Kapağında Atatürkün renkli bir resmile intişar eden bu bayram nüshasmda çok cazib yazılar ve resimler vardır. Tavsiye ederiz. tuşturmuştu. Bakışlan birbirlerinin gözbebeklerinde mıhlandı. Kuvayi milliyecinin geniş alnı sonsuz bir heyecanm ürpertisile aydınlandı. Gözlerinin koyu karanlığı içinde göklere sığmıyacak yıldızların ışığı yandı ve o an bu güzel başm eşsiz bir güneş gibi gönlünün ufuklarını ışıldattığını farketti. Zaten onu ilk gördüğü gece hislerinde bir kargaşahk olduğunu sezmişti. Açılmıyan göz kapaklarına baka baka, belki bir daha hiç görememek üzüntüsü içinde onu kollarında taşımıştı. Genc kızı kendi nefesleri ile diriltmek ihtiyacı o zaman damarlarında ateşli nabızlar gibi vurmuştu. Onu ayıltmadan bırakmak, gözlerini bir kerecik görmeden aynlmak daha o zaman içine acı düşürmüştü de o, bu hissini anlamamazlıktan gelmek istemişti. Dağ tepe, dolaşır, en korkunc işlere atıhr ve kan, ateş, duman içinde ölümle kucak kucağa yaşarken onu çok düşünmüştü. O zamanlar genc kız yalnız hayalinde yarahlan, elle tutulmıyacak kadar esirî, uzak ve isimsiz birşeydi. Halbuki şimdi... Eteklerini birkaç damla suya yzatarak açılan kır menekşeleri gibi cana yakm gözleri, bakışlarmda saplanmış olarak Adapazan (Hususî) Bir senedenberi yapılmakta olan orta mekteb binasınm Cumhuriyet bayramında merasimle açıldığını bildirmiştim. Yeni mekteb 14 dersanelidir ve içinde müteaddid lâboratuar ve atölyeler de vardır. Ayrı ayrı müdür, muallim, doktor ve hademe odaları mevcuddur.' Mekteb 96 bin liraya mal olmuştur. Adapazan yeni mekteble mühim bir kültür müessesesine kavuşmuş olmaktadır. Gönderdiğim resim, yeni mektebi göstermektedir. görmek ona nihayetsiz bir heyecan veriyordu. Aşkın hududlarını aşan, en çetin duygulara kapalı kalan yürekleri bir mum gibi eriten bakışların kudreti, onun varlığında da muammaiı mucizesini göstermişti. Ayrılacakları dakikada bu bakışlar, ölünciye kadar birbirlerini düşüneceklerini anlamaktan gelen bir sarhoşluk içinde bulanıp, titrediler. Gün ağarmadan yolda bulunması zarurî olan genc adam, kalbinin içinde kıyametler koparak kapıdan çıktı. Bastığı yeri görmiyecek, yapacağı işi düşünemiyecek, atılacağı bin bir tehükeyi hesablamıyacak kadar hissinin ve heyecanının elinde kendinden geçmişti. «Âşıknn!» diye seslenmek, onu sevdiğini göklere ve yerlere haykırmak ihtiyacı içinde koşarcasına yol alıyor, içinden: «Serab, ismin gibi serab olmıyacaksın. Aşkımıza gölke, bağlılığımıza şüphe kanşmıyacak. Ismin dudaklanmda mukaddes bir âyet, sevgin yüreğimde hız veren bir kaynak halinde yaşıyacak» diye düşünüyordu. O gittikten sonra Serabla doktor, taşlıkta yalnız kalmışlardı. Genc kızın heyecanla solan yüzü yavaş yavaş pembeleşti. Bakışlarına buradan çıkıp gidenin hayali sanki saplanmıştı. Doktor: «Onu da bağîanıverdın» dememek için dişlerini sıktı. Serabın, Ahmede karşı derin bir yakınlık duyduğunu anlamamak kabil değildi. Doktor bunu anlamakta hiç güçlük çekmedi. Çünkü seven bir insanm her uzvu biraz gözdür. Uzun gecelerde, hastahk ve ıstırab ayları içinde onu o kadar sevmiş, ona o kadar candan bakmıştı ki, kendisine alıştığını, çocuk ruhunun bütün temizliği ile varlığı etrafında dolandığmı hissetmişti. Halbuki simdi, taparcasma sevdiği çocukluk ve genclik arkadaşı, bu, büyük sevginin göklerine bir yıldırım gibi inivermişti. Bu o kadar beklenilmedik bir zamanda ve öyle şasırtıcı bir hızla olup bitmışti ki, hayatlanndan nelerin değişip bozulacağını ve kalbinde neyi kaybedeceğini düşünemiyecek kadar aptallaşmıştı. Oturma odasından içeri girdikleri zaman: Ahmed benim en iyi arkadaşımdır diye söze başladı. Dürüst, olgun bir gencdir. Serabın hiç ses çıkarmadığmı görünce : Şüphesiz onu da annem kadar severim, diye devam etti. Arkadaşlığımız daha mekteb sıralarmda başladı. Çocukîuk ve genclik arkadaşlığı... (Arkası var) Türk Hakimleri Dostluk ve Yardım cemiyeti kâtibı olduğu üzerinde bulu nan bir veaikadan anlaşılan 25 yaşmda Mehmed Hâmid isminde bir genc, dün sabah saat 10 da, Harem iskelesi önle rinde ölü olarak bulunmuştur. Cesedi karaya çıkarılıp üzeri aranılmca yazıları müşkülâtla okunan bir nüfus tez keresi ile mezkur vesika ele geçmiştir. Tahkikata devam edilmektedir. arasında, Serab: «Babamı çok özledicn, diye içini çekti. O kadar göreceğim geldi ki...» Ahmed dikkatle genc kızm yüzüne baktı. Birşey söyliyecek gibi göründü. Fakat sustu. Sabah olmak üzere idi. Kuvayı milHyeci, genc kızın uzattığı fincandan yu dum yudum çayını içerek gene derin bir süşünceye daldı. Konuşurken sesi nasıl sarıcı ise, daldığı zaman da başı ve bakışları o kadar manalı idi. Genc askerın hüviyetinden taşan isimsiz birşey vardı ki, bulunduğu yerde için için kaynıyan bir dalga, elekîrikli bir hava meydana getiriyordu. Serab, geniş omuzlu, dik oturuşlu, bu sağlam, kuvvetli erkeğe bakarken: «Niçin benim de böyle bir ağabeyim yok, diye düşündü. Onun yakını olmak muhakkak ki insana büyük bir gurur, onun tarafından düşünülmek, korunmak eşsiz bir bahtiyarhk verirdi.» Ayrılacakları dakikada: Hayatımı size borclu olduğumu unutmıyacağım, diye elini uzattı. Babamı görürseniz, çok çok selâm söyleyiniz. Bu küçük, yumuşacık el, genc adamın at dizginile nasırlanmış büyük elleri içinde yavaşça titredi. Nereden geldiği belli olmıyan bu ateş, varlıklarını bir anda tu Tefrika : 17 ATEŞTEN DA Zaten mitralyözün bozulmasile Hamdi Beyin şansı dönmüş, diye konuşmaga başladı. Gözü önünde can veren silâh arkadaşlarının aeısı, soysuz çapulçulara esir düşenlerin müthiş âkıbetlerini düşünmek kim bilir onu nekadar yıkmışh. Şüphesiz, dedi Ahmed, şüphesiz. Nihayet üç arkadaşile Bigaya doğru çekilmege muvaffak oluyor. Bu yiğit adamı tutanlara büyük mükâfatlar vadedilmeğe başlayınca fecaat kendini gösteri yor. Ahmedin, derinliğinde içli bir sızı tüten gözleri, odanın bir köşesine takılmışll. Korucunun tuzağına düşen zavallı Hamdi Beyi düsünüyordu; Hiçbir şeyden şüphe etmiyerek köy mektebine sığınmış, ocağı yaktırarak açlığın, susuzluğun, yorgunluğun verdiği avladılar. Sılâhını omzundan bıraktığı için hiç olmazsa son dakikalarında daha uykuya kendini kaptırmıştı. Onu gafil birkaç vatan haininin eanını alamadı. Ve Yazan: MÜKERREM KÂMÎL SU LAJ «•* Gâvur imam, körpe av yakalamış yırtıcı bir hayvan gibi, Hamdi Beyin binbir cefa içinde öldürülen vücudünü atınm arkasına bağhyarak sürüye sürüye Biga sokaklarından içeri giriyor. Zaferini taclandırmak içm de kahramanın cesedi üstünde nutuk veriyor. Tarih, ileride, bu kiri, acaba hangi kelimelerle tespit edecek?!.. Odada derin bir aessizlik vardı. Sanki bu mukaddes dava yolunda kanmı verenlerin ruhu burada toplanmışı da onlann sükununu bozmamak için konuşmuyorlardı. Ahmed, kendi anlattıkları yüzünden evin havasını saran yeisin önüne geçmek istedi: Kahramanlann arkasmdan yas tutulmaz, dedi. Yerleri gönüllerde, adlan dillerde olduktan sonra onlar için ölüm bahis mevzuu değildir. Ve genc kızı canlandırmak, alâkalandırmak için sözü Oaman Müfide intikal ettirdi. Kenuşmaları görür görmez beğendin, Ona bir d k
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle