30 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 İkinciteşrin 1938 CUMHURİYET SON HâdiseSer arasında Eşek ve bisiklet Yurd dışında:9 Çin topraklarında çete T harbi başladı Çin Valileri, nihaî zafer için halkı her türlü fedakârlığa davet ediyorlar Loyang 2 (a.a.) Çin ajansı 1/11/ 938 tarihile bildiriyor: Çin çete muharibleri Sahar vilâyetinin merkezi olan ve dün geri aJman Kal gan'm 70 kilometre doğu cenubundaki Hsi Huayuan şehrinden çok daha ilerlere nüfuz etmiş bulunmaktadır. Diğer bazı çeteler de Kalgan'ın 40 kilometre doğu cenubunda miihim bir şehir olan Hsuanhua'ya birçok hücumlarda bulunmuşlardır. Çeteler son günlerde Şahar'ın doğusundaki Şihşeng ve Lungkuan'ı zaptetmişlerdir. Çetelerin Şahar'm doğu bölgesindeki faaliyeti Mançukuo içindeki Jehol'u ciddî surette tehdid eder bir mahiyet arzetmektedir. isine nihayet vermesi hakkmdaki ittifakla kabul etmiştir. kararı Japonya nereden para alacak Tokyo 2 (a.a.) Ecnebi gazetecilerinin suallerine cevab veren Hariciye Nazırı namına söz söylemeğe salâhiyettar bir zat, Japonyanın dokuz devlet muahedesini feshetmek tasavvurunda bulunduğuna dair dolaşan şayiaların mes'ul mahfillerin kanaatine uygun olmadığını söy lemiştir. Japon meclisi ha&nda verilen karar kuvvetlerini takib etmekte olan Japon kıtTokyo 2 (a.a.) İmparatorun hu zurile heyeti umumiye halinde toplanan meclisihâs, Japonyanın Milletler Cemi yetinin bütün teşekküllerile teşriki mesa «•ıııiHnıııııllllllllll Çemberlayn tarafından söylenen nut kun Japonyanın muhasamattan sonra İngiliz kredisine muhtac olacağına dair olan kısmına temas eden bu zat, Japonyanın, Çinin imarı için bilhassa Ingiliz parasına Halk nihai zafer için fedakârlığa değil, sadece paraya şüphesiz ihtiyacı olacağını söylemiş, fakat Japonyamn bu padavet ediliyor rayı ancak Japonyanın vaziyetini anlıyan Şungking 2 (a.a.) Çin ajansı bil bir devlet tarafından verildiği takdirde diriyor: kabul edileceğini ilâve eylemiştir. Hunnan, Szeşuen vc Yunnan valileri Japonlar ilerliyor halkı nihaî zafer için mümkün olan herTokyo 2(a.a.) Domei Ajansı biltürlü fedakârlıklan yapmağa davet eden diriyor: beyannameler neşretmişlerdir. Ehan mıntakasını müdafaa eden Çin aları Hankeu'nun 60 kilometre garbında kâin Hanşuan'la Uşang'ın 35 kilometre cenubunda kâin Uangliki'yi işgal etmişlerdir. IIIIIHIIIIIIIIttıımM............ Filistinde umumî grev başladı İspanyada hava harbi oluyor Iki gün zarfında 500 Dünkü hava muharebekişi tevkif edildi sinde 16 tayyare düştü Beyrut, 2 (a.a.) Balifour beyannamesinin yıldönümü münasebeitle müslümanlar Filistindeki vaziyeti protesto etmek üzere grev yapmıya karar vermişlerdir. Beyrut, Sayda ve Trablus'ta grev bilfiil yapılmaktadır. Filistin müdafaa komitesinin murahhasları mağazaların içine kestane fişekleri atmak suretlie mağaza sahiblerini kepenklerini kapatmıya icbar etmektedirler. Londra 2 (Hususî) Frankist'lerin bir kruvazörü bugün Kartajena admdaki bir îspanyol ticaret gemisini açık denizde topa tutmuştur. ürk köylüsü için eşek neyse Avrupa köylüsü için de bisiklet odur. Bütün Avrupanın köy yollarında, yaşlı ve taze kaYazan: FAZ1L AHMED AYKAÇ dın, ihtiyar ve genc erkek, büyük ve küçük çocuk, şehirden köye ve köyBugünkü Avrupayı eski Flâmandiya üşer. Ve çabucak büyük ideali kendi küden şehire giden herkesi bisiklet üs tablolarına benzetenler hiç yanılmıyorlar. çük ruhunun çapında istismar etmeğe baştünde görürsünüz. Çünkü görünen manzara o. Hatta ondan lar. Bundan çıkan netice çok defa insanlıTürk köylüsü niçin bisiklet gibi da beter... ğın, gerçekten muhtac olduğu bir ilâcdan hafif, süratli ve kullanışh bir vasıtayı Eski Flâmandiya tabloları... Malum ümid kesmesi ve yeni halâs çaresi bulacahenüz idrak etmemiştir? Türk köylü ya bunların üzerinde bir taraftan birbirile ğım diye tekrar bir takım eski vasıtalara sü parası olmadığı için mi bisiklete boğuşan insan yığmları görülürdü, öbür başvurmasıdır. 1918 galiblerinin şeflibinmez, yoksa, bisiklete binmediği tarafında da neşe ve kahkaha orta ğini ele alanlar da kafalarını böyle bir taiçin mi parası olmaz? smda oynayıp zıplıyan adamlar. Tenha kım virüslerden «dezenfekte» edemediEşekten inip bisiklete binmek, il bir köşede birbirine ebediyet yeminleri e ler. Ve düşüncelerinin ufuneti, vücude gekin görünebileceği kadar basit bir pa den âşıklar seçerdiniz. Daha sonra açlık tirilen müessesenin bekâretine kadar herra veya meleke işinden ibaret değil tan ölen biçarelerle çok yemekten hipo şeye bulaştı.. Yukarıda bahsettiğim mudir. Herhangi bir Türk köylüsüne bir potama dönmüş duygusuz sefihlere rasla vazene politikası başlıca bir prensipe dabisiklet hediye ediniz ve ona bu vası nırdı ve nihayet karanhk matem yaprak yanıyordu: Birkaç devlet birleşerek, kartayı kullanmasım iyice öğretiniz, gö larına benzer karga alayları ve güvercin şısındaki kümenin kuvvetile «teadül» edereceksiniz ki o gene eşcği bisiklete ler gibi ümid kuşları.. cek bir kudret manzumesi yaratırsa iki tercih edecektir. Çünkü bisiklet bir Unutmuyorum; geçen yılın siyasî man taraf birbirine hücumdan çekinir. Çünkü sürat ihtiyacınm mahsulüdür. Bu ih zarasını tesbite çalışan pek değerli bir ka her ikisi için de kat'î zafer meçhul buluntiyac da nüfus kesafetinden ve içti lem M. Leopold Boissier şöyle demiş masına rağmen büyük zararlara uğramak maî tazyikten doğmuştur. Türk köy ti: muhakkaktır. Siyasî tarihin (mukaddes lüsü henüz bu ihtiyacı duymuş de«İçinde ekonomik ve içtimaî ihtiras ittifak) dediği anlaşma vaktile bir nevi ğildir. ların hergün artan bir şiddetle çarpışmak mahdud (Milletler Cemiyeti) teşkil edeBu ihtiyac, köyierde ve şehirlerde, tan baska birşey yapmadığı bir âlemde rek sonunda bunun yıkıldığını görmüştü. bisikletten evvel, onun kullanılmasmı hangi küllî mefhumun lâkırdısı edilebi Umumî Savaşta da muvazene politikası imkân içine sokan maddî şartlan ya lir? Bir yerde ki adi rekabet ve didişme nın başı dönmüş bir cambaz gibi ipten ratır ve bu şartlann başında gelen de dışında birşeye raslanmaz; orada mücer düşüp parçalandığına şahid olduk. «Taşudur: Yol. Köylerimizde değil, şe red ve nazarî prensiplerin sözü olur mu?» rih tekerrürden ibarettir» sözünü bilirsiniz. hirlerimizde bile bisikletle rahatça Birçok defa hayli hakikat gösteren bu Evet doğru... Fakat... gidilebilecek yol yoktur. İstanbulun söz, kendine bir delil de 1918 de buldu. Biliyorum; bu fakat küçük politikacı birçok sokakları, hatta caddeleri, an ve büyük dalavereci nev'inden nekadar Evet, Milletler Cemiyeti fikrini selâmcak eşekle seyrü sefere müsaid ol ruh varsa hepsini göldürecektir. Ancak ladılar. Ancak politikacı ruhunu ve dalamaktan kurtulamamıştır. Bunu pek Yahya Kemalin: vereci diplomat zihniyetini insanlığın kaiyi bilen Belediye, geçen senelere ka «İnsanlar anlaşüdı, cihanın da sırrı yok» fasından sökmek kabil olamadı. Bugünün dar belki de hâlâ öyle numerotaj işidünyası, işte o sarkomlu ruhun belâsını Demesine rağmen insanlarda bir türlü ni eşekli bir araba ile yaptırmayı daçekiyor.. Görüyoruz ki müşterek emniyet anlaşılamıyan bir ideal cevheri kaynadıha kullanışh buluyordu. fikri, artık en küçük bir muvaffakiyet ğına şüphe etmiyorum. Ve o ideal cevheAvrupalılaşmak bir de şöyle tarif temininden âcizdir. Milletler Cemiyetine ri veya rüzgârıdır ki fikirlerimiz nekadar edilebilir: Acele etmek ihtiyacını gelince; o müessese de herkesin her türlü yılgın da olsa gönüllerimizi umulmadık duymak. Avrupada bisikleti bir çohücumuna hedef oluyor. Niçin? Nasıl? cömerd hulyaların enginlerine sürüyor. cuk oyuncağı olmaktan kurtararak Bu sorguya cevab vermek için biraz Bu, dün böyle idi. İnanm ki yarın, öbüracele iş sahiblerinin altına veren ihdünü hatırlamak lâzımdır. Uzak geçmişgün de böyle olacak! Ve kâinat her detiyac budur. Orada bisiklet değil, ten ve milletler arasında umumî bir anvirde bin türlü yalanın, şenaatin kanları eşek, bir çocuk eğlencesi haline gel laşma idealinin tarihinden bahsetmiye içinde zaten yuvarlanmıştır. Fakat ideal miştir. Tersine! Ve biz bu farkın üsceğim.. Yalnız şunu bilelim ki Umumî gene her asırda kâh batarak, kâh çıkarak tünde nekadar kafa yorsak azdır. Savaştan sonra Vilson'un, şimdi tebes insanlığı yeni kıyılara götürmek sevdasınPEYAM1 SAFA sümle karşılanan teklifi, iki proje ile kardan vazgeçemedi. Eminim ki herşeye rağmen vazgeçemiyecek. Daimî kötü görürlük yalmz bir kafa sakatlığı değil, ayni zamanda bir ruh romatizması ve irade yatalaklığı demektir. O halde?... O halde bugünün sar'alı dünyasına bakıp düşünmek, söylemek ve yazraak boş olsa bile yarın da mutlaka öyle olacaktır, denemez. Avrupada şimdi ne görülüyor? Bence bütün maddî buhranları büsbütün coşturan bir manevî yıkım ve ahlâkî inkıraz! Evet, kötü görürlük, çok uzarsa bir gönül körlüğü gösterir. Lâkin hain hakikatin karşısında yalancı ve ebleh bir nikbinlik mümkün olabilir mi? Elbette ha yır! Ancak bizim davamız asla böyle bir şey değildir. Demek istediğimiz şudur ki kafa bunaltıcı ve gönül bulandırıcı bir vaziyet var; fakat bunu eşelemekten yılmamalı. Yılmamalı ki mahiyeti mümkünse iyi aydınlansın ve gene mümkünsebu aydınlık yarın' için bir ışık olsun. Umumî Savaştan evvelki Avrupanın siyasî tılsımı şuydu: Muvazene politikası. Cihanın başlıca iri devletleri, siyaset cambazlığmı, kuvvetleri denk tutma oyununda bulmuşlardı diyebiliriz. Dünya yıkımi, medeniyet zelzelesi ve yahud akıl kırımı filân gibi adlarla pek iyi anabileceğimiz Umumî Harb bu sistemi devirdi. Yerine ilk kurduğu yeni iedal malum: Milletler Cemiyeti ve müşterek emniyet. Lâkin... Filozoflara, mütefekkirlere daima bıyık altmdan gülen bazı siyaset adamları, çok defa filozoflarla düşünce ustala rınm göstermeğe çalıştığı bir kuyu içine düşerler: Bugünü kurtarıyorum vehmile yarını tehlikeye koymak.. Ekseriyetle kendileri günlük endişeler içinde dıkkatleri de, faaliyelleri de hapsolmuş kafalardır. Onun için göz boyamak, muvaffak görünmek, selden kütük kapmak gibi bodur menfaatler uğruna geleceğin huzurunu kaçıracak hareketlerden kaçınamazlar. Ve pek tuhaftır, davaları tam akıl ve mantıkla hareket olduğu halde, yaptıkları şey çok kere hırslarına, hiddetlerine uşaklık etmekten ibarettir.. Bütün bu sözleri söylerken 1918 yılı galiblerinin ruhiyeîini hiç iftira etmeksizin sadakatle anlattığımı sanıyorum. Zaten o psikoloji üzerine hergün çıkan vesikalar, artık en salâhiyetli kimselerin de işi böyle görmeğe başîadığını âleme ilân edip durmuyor mu? «Cemiyeti Akvam» ve müşterek emniyet fikri... Hemen itiraf edeyim; eğer bu cömerd ideal gerçekten beşer iyiliğini dileyen nazariye ve fikir adamlarının düşündüğü gibi tatbik edilseydi, insanl'.kta bugün raslıyarak bedbaht olduğumuz manzaraya benzemez bir sahne vücud bulabilirdi. Fakat ne yazık; ne yazık ki en büyük ülkü sancağınm gölgesine çok kere bir nice kaşkarikocu koşarak vaziyeti sömürmeğe çalıştığı gibi, en necib içtimaî gayelerin üzerine de milyonlarca küçük ve entrikacı ruh, veya mikrobları halinde şılaşmıştı; biri Fransızların, öteki îngili.zlerin olmak üzere.. Fransızlar, Milletler Cemiyetinin icabında kuvvete dahi müracaat etmek suretile yeni kurulan dünya düzenine bekçilik etmesini istiyorlardı ve diyorlardı ki; yapılan muahedelerin, çi zilen hududlann hiç bir noktası artık değişmemelidir. Çünkü bütün menfaatleri bunda idi. Ve bunu isterken her türlü tazyik altında ezilecek milyonlar ve mil yonlarla insanın ilelebed medenî esir vaziyetine tahammül etmesi imkânsız olduğunu düşünmüyorlardı. Ağızlarından çıkan yüz kelimenin doksan dokuzu «Zafer! Zafer! Gene zafer!» teranesi idi. İngilizler dediler ki hayır; Milletler Cemiyeti uluslar arasında muslihane çalışan bir anlaşma ve barışma aleti olmalıdır. Cebir ve tazyik silâhlarile harbin karşısına çıkmak istiyen bir sulh kavgacısı değil!.. Bugünkü Milletler Cemiyeti nizamnamesi böyle bir ana babanın çift verasetini taşıyan bir yavrudur ve hukuk bakımından da değerli bir vesikadır.. Onu şu saatte manevra kabiliyetinden mahrum battal bir salapurya haline koyan amil, inanınız ki nizamnamedeki maddelerden ziyade o maddeleri tatbik etmekte olan ruhtur. Gene şu saatte dünya üzerinde gerçekten bir umumî banş havası teessüs edemiyorsa bunun en hakikî sebebini, şu veya bu teşekkülün tabiatinde değil, asıl insan karakterinin mahiyetinde aramalıdır ve bugünkü, siyasal, ekonomik anlayışların fesadında!. İşte o kafadır ki silâhsızlanma ve müşterek emniyet gibi verimli olması icab eden bazı umdeleri kısır bıraktı. Bugün de Milletler Cemiyetinin hayatını tehdid ediyor! Ya Avrupadaki siyasî aksülâmel ne oldu?.. İtirafı hazindir; fakat söyliyelim; gene iflâsma hem de hileli olarak! evvelce hükmedilen rejime av det; yani tekrar muvazene politikasına dönüş! Halbuki yakın bir geçmişteki o muvazene politikası silâhlanma yarışını açmış ve toplanan barut, nihayet bir gün infilâk etmişti!.. Bugün insanlıkta gene böyle bir korkulu rüya görme ihtimalleri artıp durmaktadır.. Artık hiç bir hükumet bilhassa şu son aylardaki vak'alardan sonra bir milİetin emniyetini kuru sözlerde, parlak imzalarda görmek mes'uliyetini üzerine alamaz. O sebeble bütün klâsik diplomasi gizli fiskoslarına devam etmekle beraber için için titremektedir!. Ne güzel soylemişler; emperyalizm iştihası, bütün iştihalar gibi yuttukça artıyor. Ve hazım işinin güçlükleri bütün millî bünyeler üzerinde sarsıntılar yapıyor. Binnisbe genc sayılacak bazı milletler, büyük devlet rolü oynamak için cihan sahnesine çıktıklan zaman, asıl eski sömürgeciler dünyayı taksim etmiş gibiydi. Ondan dolayı birinciler biraz geç kalmışa benziyorlardı. O sebeble istediler ki, diğer büyüklerle atbaşı bir gitmek için elçabukluğu göstersinler. Ve vakit geçirme Flâmandiya tablosu İHEM A NALINA MIH1NA Sıra müstemlekelere geldi lmanya, doymuş, tenperver ve harbden korkan garb demokrasileri karşısında yalnız silâh şakırdatarak birçok işler görmeğe muvaffak oldu: Versay muahedenamesinin Almanyayı hava ordusu yapmaktan meneden ahkâmını yırttı, Ayni muahedenamenin, Almanyada mecburî askerlik hizmetini yasak eden maddelerini kâğıd sepetine attı, Ren gayriaskerî mıntakasını ordusile işgal ederek buralarını mükemmelen tahkim etti, Sulh muahedesinin, Almanyadan denizaltı gemileri yaptırmak hakkını nezeden kısmını İngilizlere yırttırdı, Alman sahillerinde tahkimat yapmak muahede ile memnu olduğu halde. bu kıyılarda yeni kaleler vücude getirdi, Avusturyayı bir gün içinde ilhak ediverdi, Çekoslovakyadaki 3 buçuk milyon Almanı topraklarile beraber Çek idaresinden kurtarıp Almanyaya ilâve etti. Şimdi, bir taraftan, merkezî Avrupayı kendi istediği şekilde tertibler, Çekos'.ovakyayı Alman politikasından aynlamaz bir hale sokarken diğer taraftan da yavaş yavaş eski müstemlekelerini istemeğe hazırlanıyor. Alman müstemlekeleri, harbden sonra, İngiltere, Fransa, Belçika, Portekiz ve Japonya arasında taksim edilmişti. Almanlar, Japonların dostluğunu kay betmemek ve muzaheretini temin etmek için, tabiî şimdilik Japonyadan birşey istemiyorlar. Portekizle Belçikanın hisselerine düşenleri, bu küçük memleket lerden almak da güç birşey değildir. Mesele, asıl büyük parçalan, bunları yutan İngiltere ve Fransaya kusturmaktadır. Öyle zannediyoruz ki, Hitler, çok geçmeden, bu meseleyi de ortaya atacak, «verin şu müstemlekelerimizi bakalım» diyecektir. Bunu demek için de düne nazaran, daha kuvvetlidir. Çünkü Almanyanın nüfusu 3 buçuk milyon artmış, bu Almanların oturdukları toprakla da, bütün fabrikaları ve ham maddelerüe Almanyaya iltihak etmiş; Almanyanın böğrüne bir hançer gibi saplanmış olan Çekoslovakya tehlikesi zail olmuştur. En son sistem silâhlarla mücehhez 25 30 tümenlık Çek ordusile 1000 tayyarelik Çek hava ordusunun bakiyyesi, yarının harbinde, Almanya aleyhine silâha sa rılacak yerde, hiç şüphesiz, mücadeleye seyirci kalacaktır. Burdan sonra, îngil tere, Fransa veya Sovyet Rusya için can verecek Çek bulunacağı tasavvur edilemez. Aksi tahmin edılse bile, bütün hudud tahkimatı ve dağları Almanların eline geçen, parçalanıp küçülen Çekoslovakya, Almanya için çok kolay bir lokma olur. Rakib devletlerin maddeten ve daha ziyade manen zayıf olduklarını gören Hitler'in, vakit kaybetmeden müstemie kelerin iadesini istemesine intizar etmek yanlış olmaz. Çekoslovakyayı hayret edilecek bir hodkâmlıkla Almanyanın ağzına atıve ren İngiltere ile Fransa, iş kendilerine, kendi müstemlekelerine dayandığı za man, bakalım, ne yapacaklar? Londra tstinaf mahkemesinin bir kararı Londra 2 (a.a.) İstinaf mahke mesi bugün Frankist Ispanyanın hâkim bir devlet olduğuna, bu itibarla onun inkıyad etmesi lâzım gelen bir hüküm verilmesine imkân olmadığına karar ver miştir. Bu karar Frankist makamları tarafından musadere edildikten sonra Londrada haczedilmiş olan Bılbao limanında mukayyed Arantzaru Mendi vapurunun iadesi için cumhuriyetçi Ispanya tarafından açılan dava neticesinde verilmiştir. Mahkeme reisi, Frankist hükumetin îngiltere Hariciye Nezaretince îspanyanın büyük bir kısmını ve bilhassa Bilbaonun bulunduğu mıntakayı filen kontrol eden bir hükumet olarak tanınmış olduğunu ileri sürmüş ve bu vaziyet dolayısile mahkemenin bu hükumeti hâkim bir devlet olarak tanımak mecburiyetinde kalmış olduğunu ilâve etmiştir. Mahkeme, Frankist'lerin bu vapuru musadere etmeleri keyfiyetinin kendilerine vapur üzerinde bazı haklar vermiş olduğu kanaatini izhar ve bu davaya bakmağa salâhiyeti olmadığına karar ver miştir. Almanyada Yahudi düşmanlığı artıyor Bütün Yahudilerin hudud harici edilmesi isteniyor Berlin 2 (a.a.) Yahudiler aleyhindeki mücadele, halihazırda şiddetle art miştir. Bazı mehafil, bütün ecnebi Ya hudilerin hudud haricine çıkarılmasım ve Alman Yahudileri için «hususî mahalleler» ihdasını istemektedirler. Milislerin organı olan «Şvarls Knr» bilhassa şöyle diyor: «Eğer dünya yüzündeki Yahudilik âlemi bize karşı harb ilân etmişse ki ilân etrhiştir memleketimizde bulunan Yahu dilere karşı kendisile harb halinde bulunduğumuz bir devlet tebaası muamelesi yapmak mecburiyetindeyiz.» Filistinde yeni hâdiseler Kudüs, 2 (a.a.) Dünkü gün bütün Filistinde sükunetle geçmiştir. Yalmz 5 ölü ve 5 yarah vardır. Ölenler bir fabfikayı ateşliyen asilerdir. Bu iki gün zarfında tevkif edilenlerin sayısı 500 e baliğ olmuştur. Bu tedbirleri protesto etmek üzere bütün Filistin dün grev yapmıştır. Fransız kabinesinde tadilât yapıldı Paris 2 (a.a.) Dün kabine meclisinde Marşando'nun teklif ettiği tedbirler dolayısile nazırla arkadaşları arasında çıkan ihtilâf bugünkü kabine toplantısmda neticelenmiştir. Marşando, bilhassa kambiyo murakabesini ihtiva edip dün çizilen programla iktifa edilmesi taraf tarı olduğunu beyan etmişse de Başvekil Daladye, kambiyo murakabesinin mah zurlu olduğunu söylemiştir. Bunun üze rine Marşando, projelerini geri alarak kabinenin faaliyetine mâni olmamak için istifa edeceğini bildirmiştir. Fakat Baş vekil mumaileyhin hükumetle teşriki mesaide devam etmesi için ısrar etmiştir. Neticede Marşando ile Reyno becayiş et meğe karar vermişler, kabine de bunu ittifakla kabul etmiştir. Meksika, Yahudileri istemiyor Meksika 2 (a.a.) Dahiliye Nezaretinin bir yüksek memuru muhaceret servislerinin son dakikada 21 Alman Yahudisinin Oringo vapurundan karaya çıkarmasına mâni olduklarını söylemiştir. Bu zat, bu Yahudilerin seyyah pasa portlarını hâmil olduklannı fakat Meksikaya gidenlerden depo olarak istenilen parayı vermediklerini, diğer cihetten bunlara siyasî sürgün gözile de bakıiamıyacağını ilâve eylemiştir. Milliyetlerini kaybetmiş olan ecnebiler hakkmdaki kararnamede bu gibi ecnebi lerin ancak istisnaî ahvalde kabul edilebileceği ve Meksikaya girmek müsaadesini istedikleri zaman bu ecnoHüerin hicbir ırk farkı gözetmediklerine ve yerlilerîe evlenerek aile teskil etmese hazır buUınduklarına dair tem'r^t vermeleri lâzım geldiği tasrih edilmektedir. Şark cephesindeki vaziyet Barselon 2 (a.a.) Hükumet tarafmdan neşredilen bir tebliğde şark cep hesinde düşman taarruzlarının tardedil diği bildirilmektedir. Frankistler, Caballs mıntakasında iki tepe işgal etmişlerse de bunlar bilâhare istirdad edilmiştir. 14 düşman tayyaresi düşürülmüştür. Hüku metçiler iki tayyare kaybetmişlerdir. ) den fütuhat kılıcını çeksinler. Dünyanm bugün kanlara bulanmış ve hiç birşeyden haberi olmadan boğazlanıp giden milyonla mazlumu işte bu afete kurban gitmektedir ve belli ki bir çok vakit daha gidecektir. Makalemin başında Flâmandiya tablolarından bahsettim. Gerçekten cihanda o manzarayı şimdi pek aydın görüyoruz. Lâkin gelecekten ümidini kesmiş bir adam değilmi. Asla! Yazımı bitirmeden evvel size küçük bir nutku hatırlatacağım: Milletler Cemiyeti konseyinde bir vakit Cemiyet nizamnamesinin tadiline dair teklifler müzakere edilirken eski İngiliz Hariciye Nazırı (M. Eden) azçok şöyle demişti: «Kurumumuzun kendisinden beklenen şeyleri yerine getiremediği meydanda! Lâkin bu hakikati görmek, Cemiyetin temsil ettiği yüksek gayelerden de vazgeçmesini istilzam eder mi? Yapılacak şey, mevcud teşekkülü, onu iptida kurmuş olanların düsündüğü cihanşümul mertebeye çı karmaktır.» Nasıl diyeceksiniz? Sanırım ki iptida hiç hulyaya kapılmıyaralt! Sonra da milletlerin hayat ve istiklâl hakkını tanımakla beraber bütün insanlığın medenî terbiyesini yükselterek! Bu olmadıkça görmeğe devam edece^imiz şey şudur: Flâmandiya tablosu!. Hatta ondan daha feci sahneler! Sovyetlerle Japonlar arasında yeni bir hâdise Tokyo 2 (a.a.) Domei ajansı bildiriyor : Hsinking'den gelen haberlere göre, Japonya ve Mançukov hükumetleri, yeni bir hudud hâdisesinden dolayı Sov yetler Birliği hükumetine birlikte bir protesto göndermişlerdir. Mevzuubahs yeni hudud hâdisesi fudur: 12 kadar Sovyet süvarisi dün hududu geçmişler ve iki Japon askerini yaralamışlardır. Milletler Cemiyetinden istifa Yugoslavya, Almanyaya güm Bulgar ordusu yüksek askerî meclisi toplanıyor rük imtiyazı vermedi eden yok Cenevre 2 (a.a.) Milletler Cemiyetinin istihbarat kısmı tarafından neş redilen bir tebliğde ezcümle şöyle de nilmektedir: «Matbuatın bazı crganları Milletler Cemiyeti sekretaryasına ve bilhassa sekretaryanın yüksek mudürlüğüne mensub bazı memurların istifa etmiş veya etme^e karar vermiş olduklannı bildirmişlerdir. Bu haberler asılsızdır.» Belgrad 2 (a.a.) Almanya i!e yeni ticaret mukavelesi akdinden sonr* guya Almanyanın Yugoslavyaya yapacağı ihracat için gümrük resimleri bakımmdan bazı imtiyazlar elde ettiği hakkında birçok haberler deveran etmiştir. Yugoslevenskikurrier gazetesinin iyi haber alan bir kaynaktan öğrenr'iğine göre Almanyanın gümrük resimleri ba kımından hususî imtiyazlar elde ettiği hakkmdaki haberler doğru değildir. Sofya, 2 (Hususî) Vakit, vakit Sofyada Harbiye Nezareti binasında toplanıp Bulgar ordusuna aid en mühim meseleler hakkında müzakerelerde bulunarak kararlar veren yüksek askerî meclisi yarın Sofyada içima edecektir. Bulgar ordusunun Almanlar tarafından teslih edileceğine dair şayialann deveran etmekte olduğu bugünlerde askerî meclisin vereceği kararlara büyük siyasî hemmiyet veriliyor. Trabzona icme suyu Ankara 2 (a.a.) Macar elçisi Marşi ile Irak elçisi Naci Şevket, Magetiriliyor car ve Irak memleketleri arasında bir Trabzon 2 (a.a.) Atatürkün dostluk muahedesini bugün saat beşte Trabzona büyük hediyesi olan ve yarım Ankarada Irak elçiliğinde imza etmiş milyon liraya ihalesi yapılan icme suvulerdir. nun temel atma töreni dün binlerce halkm Yunan Valiahdinin kızı oldu iştirakile yapıldı. Vali nutkunda halkm Atina 2 (Hususî) Yunan Valiahdi Atatürke ve hükumete minnet ve şükrannin bir kız çocuğu dünyaya gelmiştir. larına tercüman oldu. Irak ve Macaristan arasında dostluk muahedesi ' Fazıl Ahmed AYKAÇ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle