Katalog

CUMHURÎYET İkinciteşrin 1938 TARiHDE BuyUK DENİZ Tefrika No. 5 MUHAREBELERü ( Şehir ve Memleket Haberleri Gümrük kadrosunda değişiklikler Başmüdür, teftiş heyeti reisi oluyor Gümrük ve Inhisarlar Vekâleti güm rük kısmı kadrosunda bazı mühim değisik likler yapılması takarrür etmiştir. Amerika da stajdan dönen tarife mümeyyizi Salâ haddin tarife müdür muavinliğine tayin e dilmiştir. Bir hilekârhk Kontrplâk ticarethanelerinden birinde dün cürmü meshud yapıldı Kontrplâklann standardizasyonu hak kındaki nizamname hükümlerine aykın bazı hareketler görülmüş, dün bir cürmümeşhud yapılmıştır. Bazı kontrplâk fabrikaları, yeni nizamnamenin tatbikmdan evvel yapılmış kontrplâklara yeni yapılmışçasma standard damga vurmaktadırlar. Buna da sebeb, evvelce Ticaret Odasına beyannamesi verilmemış olan kontrplâklann, kat'î olarak damgalanmaması yüzünden piyasada satılanfiayısıdır. İhbarlar üzerine dün gösterilen bir ticarethaneden bazı nümuneler alınmıştır Bu nümuneler üzerinde tetkikat yapıla caktır. Sala min Yunan donanması, gayri müsavi kuvvette iki fırkaya aynlmıştı. Zayıf fırka, boğazın garb methalindc, düşmanm bulunduğu tarafın aksi tarafta demirlemişti. Vazifesi düşmanm, Yunan donanmasınm arka cephesine hücum etmesine mâni olmaktı. Donanmanın biiyiik kısmını teşkil eden diğer fırka 300 getniden mürekkebdi; müteaddid hatlar üzerinde, kanallarm şark methalinin tam içinde, demirli bulunuyordu. En kuvvetli gemiler, en emin kumandanlar, en cesur muharibler ilk hattı teşkil ediyorlardı. Muharebenin neticesi bunlara bağlı idi. Herşeyi önceden görüp tahmin etmiş olan adam, Atinalı Temistoklis de bir Atina galerinde, birinci hattı harbin tam ortasmda bulunuyordu. Nakleden: ABİD1N DAVER Lâlelideki feci kazanm davası Suçlu şoför, hâdiseyi tamamen inkâr ediyor Evvelki akşam Lâlelide feci bir kaza olmuş, şoför Mehmedin idaresindeki taksi otomobili saat 8,30 da Lâleliden geçerken türbenin karşîsında oynamakta olan 5 yaşlarında Nihal ismindeki bir kız çocuğuna çarparak ölümüne sebebiyet vermisti. Vak'ayı müteakıb şoför Mehmed, zavallı yavruyu tramvay hattının üzerine bırakarak firar etmiş, fakat kazayı gö renlerin ihbarı üzerine suçlu biraz sonra polis tarafından yakalanmıstır. Siyasî icmal Yeni Türkiyenin dünya politikasmdaki mevkii üyük Türk âleminin halâs ve istiklâlinin sağlam temelini kuran Ulu Şef Atatürkün fanî dünyaya vedaı yeni Türkiyeyi her sahada tutmuş bulunduğu terakki ve tekâmül yolunda ve hedefinde bir an için bile tevakkuf ve sekteye uğratacak değildir. Çünkü Türk milleti artık doğru yolu bulmuştur. Bundan sonra kendisine rehberlik edecek yeni Cumhurreisi İsmet İnönü dahi yeni Türkiyeyi kurmakta Atatürkle beraberce çahşmıştır. Atatürkle İsmet înönü her sahada olduğu gibi haricî politikada da yeni Türkiye devletinin atisini temin eden sağlam prensipleri ve metodları birlikte vazetmişlerdir. Biri bunları bulmuş ve diğeri tahakkuk ve tatbik sahasına koymuştur. Millî hareketi ve inkılâbı Atatürk telkin etmiş ve İsmet İnönü tahakkuk ettirmiştir. Bunun haricî politikadaki en büyük delili Lozan sulh muahedesidir. Türkiye Cumhuriyetinin on beş senelik haricî politikasının muvaffakiyetleri hakkında 29 teşrinievvelde Cumhurıyet bayramı münasebetile gazetemizin ilâvesinde yazdığım makalede izah ve tahlil ettiğim veçhile Atatürkle ismet inönü, Istiklâl Savaşında plânını çizdikleri yeni Türkiyenin haricî politikasını Türk milletinin bütün yüksek emel ve gayelerini tahakkuk ettirecek surette muvaffakiyetidare etmişlerdir. Her memleketin plânh iktısadiyan vardır. Fakat plânh haricî siyaseti ilk tatbik eden yeni Türkiye olmuştur. Çünkü diğer devletlere nazaran, Türkiyenin vaziyet ve tarihindeki hususiyetler böyle plânh harekete lüzum göstermekteydi. Bunu keşfeden Atatürk, tahakkuk ettiren de yeni Cumhurreisimizdir. Atinalı Temistoklis birinci hattı harbin tam ortasında bulunuyordu sirayet etti. Düşmana dogru kürek çekeceklerine siya etmeğe başladılar. Birinci hattaki gemilerin bir haylisi geri geri gidince ötekiler de ayni hareketi taklid ettiler. Budarın bir kısmı korkudan değil; fakat hattaki mevkilerini kaybedip tek başlanna düşman donanması arasına düşmek ten çekind'kleri için, hattı harbi takiben geriliyorlardı. Eğer, bu panik başlangcı bir az daha sürseydi, Yunanlılar için felâket muhakkaktı. Fakat biraz sonra bozgunluk durdu. En son geri çekilen gemi Makedonyanın Pallene beldesine, yani Palini'ye mensubdu. (Palini, Halkidikya yarımadasının ucunda inek memesinin uclanna benziyen üç küçük yarımadadan garbdekinin Bu vaziyet, bize mazi ile hal arasında ismidir.) Bu üç yanmadadan ortadaki Cimevcud büyük bir tezadı daha gösteriyor. tonya, şarktaki Aynarozdur.) Bu gemi Muhtelif «alâhiyet ve vazifeleri, bugünkü Arminias isminde cesur bir askerin kugibi siyasî şef, ordu kumandanı, general mandasında idi. Arminias, bozgun başlanve donanma kumandanı amiral arasında gıcmı bastırmak, korku gösterenlere cesataksim eden modern ihtısasçılıktan o za ret vermek için çalışan Yunanhların en yeti azaları da bulunuyor. Sefer esna man henüz eser yoktu. Bu deniz harbi gayretlisi idi. O, her ne olursa olsun, mev smda vapurun sürati kontrol edilecektir. politikasını tavsiye eden Temistoklis, mu kiini muhafazaya karar vennişti. Kaçmakharebede de en başta've en önde bulun tansa döğüşe döğüşe batmağı tercih ediAdanada sebze bolluğu mağa mecburdu. Yapılacak olan bazı de yordu. Evvelâ, kaçmağa teşebbüs edenleAdana (Hususî) Hemen bir haftaniz manevralarına rağmen, muharebe, sa ri durdurduktan sonra, bunlan arkasından danberi ufak fasılarlarla devam etmekbih plâtformlar üzerinde cereyan edecek sürüklemek için triyer'inin provasım (bate olan yağmurlar sebebile şehrimizde bir kara savaşından ibaret olacaku. Oy şmı) yaklaşan düşmana çevirdi. Bu sırasebze bolluğu başlamıştır. Bu bolluk, file ki kara harbi san'atma vâkıf olan, pek da birinci Iran hattı, ı'yice sokulmuştu. atlann mühim miktarda düşmesile kenâlâ, denizde de amiral olabilirdi. Yunan Iran gemilerinden biri, hemen hemen tek dini göstermektedir. Mevsim mahsulledonanmasında 60,000 kürekçi ve asker başına, Yunan saffı harbinin ilerisine fırrinden portakal, mandalina, limon ve toplanmıştı. Iran donanmasında da en az lıyan bu gemiyi mahmuzlamak istedi. Arturunçla şeker kamışı da pazarlarda sa120,000 kişi gemilerin harb güvertelerine minias'ın galeri bir dümen darbesile bu tımlağa başlamıştrr. Şeker kamışı ve ve kürek oturaklanna yığılmıştı. Boğaz tehlikeyi atlattıktan «onra, ikinci bir manarenciye, bu yıl hem keyfiyet, hem de lann methaline doğru, yarı yolda Psi nevra ile düşman gemisine aborda oldu, kemiyet itibarile geçen yıldan ilerid'r. talya adlı bir kayalık ada vardır. Iranlı yani bindirdi. İki geminin birbirine karı Turfanda olmalarına rağmen fitalarda lar, bu adayı işgal etmişlerdi. Adanın kı şan kürekleri çatır çatır kınldı. Bu koca geçen yıhn bugünlerinden oldukça aşayılan ve kayalık tepesi silâh panltısmdan kürekler, gemilerin sikletile adeta birer ğ d yanıyordu. Adanın biraz otesinde, birkaç kibrit çöpü gibi kolayca kınlıp dökülmüş hafif gemi, fena vaziyete düşecek dost ga ve kürekçilerin bir haylisinin kaburga kePamuk balyalarîna hile lerlere yardım etmek için bekliyordu. Bu mikleri de beraber kınlmışh. Gemiler, akarıştırmışlar kücük adanın arkasında, büyük armada, deta birbirine sanldılar. Ve baş güverbirbirini takib eden dört fırka teşkil etmiş telerdeki muharibler de birbirine saldırdıIzmir (Hususî) Bazı kazalardan îz• *? ~~v* v mire sevkedilen pamuk balyalarında «> ti. Fırkalar, ..binlerce köregm numtazam Jar. 'yerli pamukla akala cînsi pamuKİann ve mevzun darbelerile ileri «aldırmışlardı. Tarihî Salamin muharebesi başlamış kanşık olduğu görülmüş ve Ticaret QEn baştaki fırkanın soluırda, Irana tSbi, t J . •* cfasma şikâyet edilmiştir. Sur ve Sayda krallarının emrindeki FeniArminias'ın galeri, öteki bordasından Vilâyet bir tamim yaparak bunun ke filosu geliyordu. Bu, heybetli ve dehbaşka bir Iran gemisinin hücumuna uğra kat'î surette men'ini istemiş ve aksi takşetli bir filo idi. Çünkü, Fenike galerleri mış, böylece iki taraftan sıkıştırılmışb. dirde, balya sahiblerinin şiddetle cezahakikî gemiciler, cesur denizciler tarafınŞkndi, Arminias ve gemisi çok büyük bir landırılacağmı bildirmiştir. dan idare ediliyordu. Bunlar, yalnız Aktehlike içinde idi amma onun gösterdiği denizin iç sularında dolaşmış değil; Okyacesaret ve içine düştüğü tehlike, YunanCelikoalasta yeni tesisat nusun enginlerine çıkmak cesaretini göslılann ricatini durdurmuştu. Artık kürekBursa (Hususî) Çelikpalas otell termiş deniz kurdlan idi. Birinci hattm saçiler, bütün kuvvetlerile küreklere asıhyor nin umumî hamamında şrmdiye kadar ğmda, Serhas ile beraber olan lyonya lar ve gemiler, tek başına Iran donanma kalorifer olmadığmdan kışm burada yıRum şehirlerinin gemileri, Efez'in, Mile'sınm içlnde harbetmek cesaretini gösteren kanmak bir cesaret meselesi halinde idi. nin, Sisam'ın ve Semadirek'in uzun galerMakedonya triyer'inin imdadına koşuyor Ayni zamanda bu hamamın içindeki huleri vardı. Öldürücü bir meydan muhaIardı. Böylece, boğazın bir kıyısından öte susî banyolann da kaliroferleri yoktu. rebesinde Yunanlılar, Yunanlılarla boğuki sahiline kadar, her iki filonun ilk hatlan Bu mahzuru nazan dikkate alan Kaplışacaklardı. Kürekçiler, ağır küreklerin üsbirbirine girdiler. Muharebe naralan, kı calar şirketi idaresi Çelikpalasm umu tiinde iki kat olurken uzun feryadlar sanlan küreklerin birbirine aborda olan ge mî hamamma kalorifer tesisatı yaptır yuruyorlardı. Cengâverler, kılıclannı çekmilerin müthiş çatırtısı göklere çıkıyordu. mıya başlamıştır. Bu suretle orada kışm miş, kargılanm kavramış, gemilerinin baş Galerlerya kasden birbirine bindiriyor, ya da yıkanmak ve rahatça geyinip soyunmuharebe güvertesinde toplanmış millî hud da kazaen çatışıyorlardı. Çok geçme mak mümkün olacaktır. harb şarkıları söylüyorlardı. Bu şarkılar den, hattı harbler öyle bir kanştılar ki öniçinde her milletin sesi, her musikinin nağceki intizamdan eser bile kalmadı. Şimdi mesi vardı. Asya gemilerinin küpeşteleri Kadifekalede bir ormanlık Salamin boğazı, geniş ve büyük bir boarkasında Babilonya ve Iran okçulan, okyapılacak ğuşmaya sahne oluyordu. Filolar, göğüs lan yaylarm üstünde, atışa hazır, bekliyorgöğüse gelmiş, gemiler göğüs göğüse gelîzmir (Hususî) Şehrimizde Kadifelardı. Bunlar, eski zamanın en yaman okmiş, kürekler göğüs göğüse gelmiş, mu kalesinin büyük bir ormanlık haline ;fçulan olarak tanınmışlardı. haribler göğüs göğüse gelmişti. Salamin rağı kararlaştırılmıştır. Bu suretle şehIran donanmasınm birinci hattmm sol adasmı Atik yanmadasından ayıran dar rin tam tepesinde ve karşıdan çıplak göcenahı, bogazm methaline varmca, kü geçidde yüzlerce gemi birbirine dayanıp rünen büyük bir toprak parçası, güzel rekçiler hafifçe sür'ati azalttılar, buna mu çatmıştı. Öyle ki gemiden gemiye atla bir orman haline getirilmiş olacaktır. kabil sağ cenahta, kürekçiler daha seri yıp bir kıyıdan ötekine geçmek mümkünVilâyet, mevsime göre yapılacak ağac hamleler yapıyorlardı. Uzun hattı harb, dü. Birinci Yunan hattı harbinin ortasın dikme hazırlıklarmın tesbıtini Ziraat Salamin burnu etrafmda, mihveri üzerin da, Atina Cumhuriyeti gemilerinin ara müdürlüğüne bildirmiştir. de döndü, îranlılar, kanalda, sahile amud sında bulunan Temistoklis, düşmanm Ivaziyette saffı harb teşkil etmiş olan Yu yonya ve Fenike filoları arasına bir kama Tohum temizleme faaliyeti nan donanmasmı görmüşlerdi. gibi girmiş, îran hattı harbinin merkez Konya (Hususî) Ziraatimizin inkiYunan donanmasınm ilk hattı harbinin kütlesine doğru ilerliyordu. Provalara taşaf ve ıslahı işinde hiç şÜDhesiz tohurr.merkezini ve sağ cenahmı Atina gemileri, kıh tunc gagalar, düşman tekneleri arasınlarm temizlenmesinin mühim bir rolü solunu da Isparta Generali Öribiyad'm da yol açıyor, kırılan küreklerin parçalan vardır. Konyada tohum temizlenmesi 1 mandasındaki Poloponez filosu teşkil havada uçuşuyordu. Kürekçiler, küreklenin ivi bir proşramla ilerledi§i ve tatb k piyordu. Kürekçiler, küreklere dayanmış rin gemi içindeki kısımlan tarafından otuolunduğu görülüvor. Muhtelif hububat Hreketsiz duruyor, arasıra, birkaç kürek raklardan kopanlıp sökülüyor, vücudleri merkezlerinde selektörler kurulmuştur l r arak gemileri yerlerinde tutmak için ma nin muhtelif azaları kırılmış, ezilmiş bir Çumra kazasınm Küçük ve Alibev H5rvra yapıyorlardı. Bu sırada, Iran ge halde yerlerde perişan yatıyorlardı. yüğü köylerile Yarma nahiyesinde kurilerinin kürekleri, boğazın sularmı süpürMahmuzlanmış gemiler batıyor, için rulmuş olan selektörler bu ay içnde neğe başladıklan için, Yunanlılar Pean dekiler denize dökülerek veya atlıyarak yüz bin kilodan fazla tohumluk buğday «arkısını söylemeğe bafladılar. Bu, on canlarını kurtarmağa calışryorlardı. Bun temizlemişlerdir. Ilgın kazasındaki se Wm harb marşı idi. Tarihî boğuşma, da lar arasında bütün gayretlerile yüzerek ö lektörler de otuz yedi bin kilo kadar k'adan dakikaya başlamak üzereydi. lümden kurtulmağa uğraşanların çoğu, buğday temizlemiş bulunuvorlar. Se Fakat, İran donanmasınm birinci hattı, vanlarından gecen galerlerden yedikleri lektörlerde çalışmalar devam etmek bitün azametile çala kürek ilerlerken bir kürek darbelerile kafaları parçalanarak tedir. r'enbire, Yunan donanmasında bir panik, ölüyor, yahud birbirine aborda olan geVozgun başgösterdi. Az kalsın, Yunanlı miîerin tekneleri arasma sıkışarak eziliyorFitreler lar, harbetmeden hezimete uğrayacaklar lardı. Iran kürekçilerinin çoğu, oturaklara Evlerimize bırakıaln fıtre zarflave îranlılar da bekledikleri zafere kavu zincirle bağlanmiş olduğu için, bunlar, germa koyacağımız birkaç kuruşun bir sscaklardı. Filvaki, Yunan donanmasında mileri batarken beraberce dibe gidiyorlararaya gelmesile: ki gemi kumandanlarınm bir kısmı, düş(Arkast var\ Genc pilotlarımızm ve kırılmaz manm, boğazın iki kıyısını adeta bir köpRamazan 19 Cumartesi kanadlarımızm sayısı artacak, Kızılrü gibi birbirine bağlıyan ve açık denize ayın bütün felâketlere yetişme kudOele •Mnrfi Aksaır Yatsı Imsak doğru gözün alabildiğine uzanıp giden en reti çoğalacak, himayesiz kalmış yavS. D. S. D. S. D. S. D. S. D. az 600 galerden mürekkeb muazzam arrulanmızm (Ç. E. K.) derdlerine der| Eıani 7 03 9 42 12 1 14 12 08 jpıadasını görünce korkmaktan kendilerini [ man olacaktır. Zevalî 11 58 14 38 16 54 18 28 05 02 ilamamışlardı. Bu korku, kürekçilere de 1 Gümrük Isleri Müdürü Fazıl tekaütlük müddetini doldurduğundan tekaüde sevkedilmiş ve bu vazife boş kalmıştır. Gümrükler teftiş heyetleri reisliği de münhaldir. Bu vazifeye îstanbul Gümrükleri Başmüdürü Mustafa Nuri Anbelin tayin edilmeSoför Mehmed, dün Adliyeye getirisi mukarrerdir. îstanbul Gümrükleri Başlerek dördüncü asliye cezada isticvab müdurlüğüne îstanbul Ithalât Gümrüğü edilmiştir. Bu arada vak'ayı yakından Birinci Müdürü Mithatın tayin olunacağ Marangozlar Ankaraya gidecek gören bazı şahidler dinlenmiştir. anlasılmaktadır. Bu arada daha bazı deMarangozlar cemiyeti tarafından konMehmed verdiği ifadede suçunu inkâr jh'sikliklere intizar ediliyor. trplâk standardizasyonu nizamnamesinde ederek, Lâleli türbesinin önünden geçeryapılacak değişiklikler DENİZ tSLERt büslerde bulunmak üzere dolayısile teşeb ken tramvay hattı üzerinde bir çocuğun marangozlar ce yattığını gördüğünü ve yanına gidince çomiyetinden bir heyet Ankaraya gidecek cuğun ölmüş olduğunu anladığını ve arEtrüskün Mersin postası tir. kasından gelen taksi şoförünün: (Sen Denizbankın Etrüsk vapuru son tecgit, ben karakola haber veririm.) dediğirübeden sonra dün Mersin postasına ni iddia etmiştir. çıkmıştır. Vapurda, Denizbank fen he Konyada pazarlıksız satış hakkında tetkikat Konya (Hususî muhabirimizden) Bazı büyük şehirlerimizde olduğu gibi Konyada da pazarlıksız satış için tetkikat yapılmaktadır. Belediye ve Ticaret Odasının yapmakta olduklan tetkika tın müspet neticeler vermekte olduğu söylenmektedir. Konya, pazarlıksız sa;ış usulünün tatbikı için müsaid bir merkezdir. Burada satılık maddeler o kadar değişik bir fiat gösterir ki, hay •ette kalmamak mümkün olmaz. Yani iabahleyin erken kalkabilenler ucuz mal alırlar. Erken kalkamıyanlar artık satıcımn insaf ve merhametine kalmışlardır. Alımla satım arasında hiçbir nisbet yoktur. Her satıcı tutturabildiğine latar. Muayyen ve meşru bir kazanc nisbeti yoktur. On para kârla mal satıldığı görüldüğü gibi on paralık kâra kanaat edilen yer de yirmi kuruşun da az değişti [örüldüğü vakidir. Ortadaki kâr, maaeset asıl müstahsile aid değildir. Çün îstanbul Posta ve Telgraf müdürü kü zavallı müstahsilin, daha şehre gir Yusuf, görülen lüzum üzerine Vekâlet med^n yoltf kesüif, şehrt'getirdiğitnalr *rine!«lıiBMMş,Mgperine vekâleten Posta adeta zorla yok pahasına elinden alınır. ve Telgraf fen heyeti azasından Mazhar Bundan sonra başlıyan ihtikâr ise de tayin oftınnvuşttrr. •ece derece ve adamına göre yükselir. Halbuki dinlenen şahidler küçük Nihale şoför Mehmedin idaresindeki arabanın çarptığını söylemişlerdir. Bu şahidlerden birisi vak'ayı şöyle anlatmıştır: « Arkadaşım Mustafa ile Aksaraydan Lâleliye doğru geliyorduk. Sol taraftaki kaldırımda çocuklar oynuyorlardı. 15 yaşlarında bir çocuk ufak bir kıza eve gitmesini ihtar •.diyordu. Yavrucak, tam kaldırımdan iner inmez, Beyazıd tarafmdan gelen bir otomobil, kendisine çarptı, çocuk yere yuvarlanırken şoför biraz ileride durdu v« çocuğu alarak Yeni Türkiyenin plânh bir haricî sitramvay hatının üzerine bıraktı; gitti.» yaset yürütmesi, istihlâf ettiği Osmanh Soför Mehmed, bu isticvabı müteakıb Imparatorluğunun iki yüz senedenberi tevkif edilmiştir. haricî siyasette yalnız zavahiri kurtarma* ğı kendi siyasetine, daha doğrusu siyasetP. T. TELEFONDA sizliğine esas gaye edinmiş olmasmdan Po«ta ve Telgraf müdürü neş'et etmişti. Osmanh împaratorluğu; elinden çoktan çıkmış memleketler üzerinde hükümranlık hakkı iddia ederek bcyhude kuvvet ye gayret sarfederdi. Mesela Italyanlar 1860 senesinde SomaK ve Eîitre sahillerine çıkıp da mahallî şeyhlerle mukaveleler akdettikleri zaman Babıâli bunu protesto etmiş ve bu mese'e üzerinde birçok notalar teati etmişti. Halbuki koca împaratorluğun GalataileBeyoğlu üzerinde bile filî hâkimiyeti kalmamış:ı. Burada konsoloshanelerin zabıtası, adiyesi, hapishanesi vardı. Bir zaman ecnebi devletlerin tebaalarını yaralıyan veya öldüren Türklerin kelleleri bu konsoloshanelerin kapıları önünde kesilirdi. îdarî değil, malî ve iktısadî hâkimiyetimiz bile son derecede tahdid edilmişti. Tam manasile ikinci bir Çin idik. Devlet şefinin sarayının kapısı önünde bile hâkimiyeti tam olmıyan bir devletin bir de Balkan ve Umumî Harb hezimetleri üzerine uğradığı felâketin en feci tarafı olan haricî aziyetini düzeltmek, Türk milletini kurarmak için yapılan gayretin en nâzik v« en güç tarafı idi. Işte Atatürk ile İsmet İnönü plânh ve uzağı gören haricî politikalarile yeni Türkiyeye sağlam millî hududumuzu kazandırmış, devlete kendi topraklarında ve suarında şeriksiz ve rakibsiz olarak mutlak hâkimiyetini temin etmişlerdir. Kendi dahilinde hâkim ve müstakil, ordusu kuvvetli ve şuuru sağlam oian bir devletin haricde dahi samknî ve hakikî bir türmet göreceği şüphesizdir. Bununla beaber bu hürmet ve riayeri, dünya politikaıında, yeni Türkiye lehinde, mühim bir âmil haline getirmek kolay birşey değildi. Derin bir vukuf, uzağı gören bir nazar ve iyi bir plân sahibi olmak lâzımdı. Türk milletinin bahtma olarak bu ender :vsaf ve kudret, Atatürk ile İsmet Inönünde tamamile mevcud bulunduğundan yeni Türkiye cihan devletleri sırasına geçmiştir. Dostluğuna ve ittifakına yakın ve uzak bü!ün komşulan büyük bir kıymet vermiştir. Bilhassa sulhun istikrar ve bakası için Türkiyenin haricî politikası en kavi bir zamân sayılmıştır. Bunun delilleri Lozan Suîh Muahedesi, Montrö Boğazlar Muahedesi, Balkan Misakı, Sâdabad Ahidnamesi ve Selânik Muahedesi ve Ingiltere ile iikı dostluk ve siyasî ve iktısadî işbirliği ve Almanya ile yapılan iktısadî anlaşmadır. İsmet İnönü ta Mudanya mütarekesi e Lozan sulh konferansındanberi bütün dünya devlet ve politika adamîannın hürmet ve takdirini celbetmiş kuvvetli, mahir ve uzağı görür bir diplomat olarak bihakiin tanmmış ve Türkiyenin haricî emnıye;inde büyük rol oynamış olduğundan Cumhur Riyaseti zamanında Türkiyenin cihan politikasmdaki mevkiinin bir kat daha sağamlaşacağı şüphesizdir. Konyanın, bütün bu oynak piyasa tzmir esnaf ve işçi birlikleriardan korunması için pazırhksız satınin toplantısı jın başlaması şart gibidir. Tetkikata îzmir (Hususî) îzmir esnaf ve işçi memur heyetin bir an evvel işini bitirebirliklerini teşkil eden yirmi dört ce rek müspet kararını vermesini sabır mivetin salâhivettar reis ve mümessilsızlıkla beklemektevir. leri, birliğin büyük divanı halinde topve birlik işlerini umumî şekilde Kazanda haşlanarak ölen lanmış ve mevcud nizamnamenin bazı tetkik çocuk maddelermi tadil etmişlerdir. Bursa (Hususî) Odunluk köyünde Halk Partisi nizamnamesi, birlik nibir facia olmuştur. Bir ananın dikkat zamnamesinin birinci maddesi olarak izliği yüzünden üç yaşında bir çocuk kabul edilmiş ve teşekküller, Parti esas kazanda haşlanarak olmüştür. Bu köy ve çercevesi irinde çalışmağı kararlaş den Eyüb Demirle kansı Fatma topla tırmıslardır. Eski cemivetlerden devren dıklan üzümlerden pekmez yapmak için ;elen ve buçün tahsiline imkân görülağa gitmişler, ateşe oturttukları kazan miven matlubat kâmilen affedilmiştir. a şıravı kaynatmıya baslamışlardır. Mevcd .d:srjanserin isçi ve esnaf azava îazan kaynarken üç yaşındaki çocuk daha favdalı bir şekil alabilmesi için an da civarda oynamıya başlamıştır takviyesi kararlastırılmıstır. ekmez kovulaşınca kazanı ateşten indirmişler. Baba, civarda otlıvan öküz Halka 75 bin meyva fidanı erini getirmeye, an a da dereden su aldağıtılacak mağa gitmişlerdir. Bu esnada çocukiarı iaynar kazanm vanma gelmiş ve na^lBursa (Hususî) Hususî Muhasebe ;a icine düserek haslanmıstır. Zavallı 'daresinin Bursa, M. Kemalpaşa ve İneın fervadını duyan olmadığmdan k?n göldeki fidanlıklan bu sene çok fidan i kendisine kazandan çıkmıs. fakat 51 :etişt;rmişlerdir. Bu üç fidanhktan bu müştür. Biraz sonra kazanm basma ge :ene halka 20 çeşid üzerine aşılı olarak en ana baba cocuklarmın ölüsünü bul 75,000 kadar meyva fidanı dağıtılacakmuslardır. Dikkatsiz ana baba mahke :ır. Ayrıca 100.000 kadar da Amerikan verilmi^lerdir. asma çubuğu yetiştirilmiştir. Somada itfaiye tesisatı kuruldu Belediyenin aldığı arazoz Soma, (Hususî) îstirdad zamanındaki yangından beri bu âfete karşı müeyakkız bulunan Somalılar Belediyenin getirttiği mükemmel bir arazözle ihtiyatedbirlerini fazlalaştırmışlardır. Belediye dar büdcesine rağmen bu arazöz ;şiıi hallettikten başka bir hayli para sar'ederek akar sulu bir de umumî halâ aptırarak mühim bir ihtiyacı karşılamıştır. Şimdi Somalılar yapılacak ilk iş n elektrik noksanlarının ikmal edilmesi lâzım geldiği kanaatindedirler. Mazotla müteharrik olan şimdiki motörün kuvveti az olduğu için bilhassa kış günlerinde her eve cereyan verememektedir. Halbuki havaî hatla istasyona kadar kömürünü yollayan madenden istifade ederek bir lokomobilin ilâvesi, çok ucuz bir şekilde, bu noksanı telâfi edecektir. Muharrem Feyzi TOGAY,