02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURIYET 24 Şubat 1936 Fener, Galatasarayı 61 maglub etti iarı Lâciverd takım ne kadar iyi oynadise, Sarı Kırmızı takım da o kadar fena oynadı Kış olimpiyadları Umumî merkez bir tebliğ neşretti Kış olimpiyadlarına giden Türk sporcularının bu müsabakalarda uğradıkları mağlubiyet üzerine matbuatta umumî bir tenkid baslamıştır. Bu tenkidler üzerine Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı u mumî merkezi Anadolo ajansı vasıtasile bir tebliğ nesretmiştir. Evvelki gece geç vakit verildiği için dünkü sayımıza yetiştıremediğimiz bu tebliği bugün aynen yazıyoruz : Ankara 22 (A.A.) Türkiye İd man Cemiyetleri îttifakı başkanlığından: 1936 kış olimpiyadı oyunlarına Türk sporcularının iştirakleri ve alınan netice ler üzerinde bazı gazete spor yazıcıları tarafından ağır tenkidler yapıldığı gö rülmektedir. Bu yazıların bir kısmı Türk aleyhtan olduklan görülen ecnebi spor yazıcıları nın neşriyatına istinad etmektedir. Geniş bir kısmı kış sporlarına cok müsaid olan yurdumuzda, yurdu koruma kabiliyeti büyük olan kayak sporunun bir an evvel mevcud imkânlardan azamî is tifade edilerek yükselmesi ve yayılmasınm şiddetle arzu edilmesi 1936 kış olimpiyad oyunlarına iştirak için en büyük amil olmustur. Yakın bir zamanda başlamış olmakla beraber yurdun her tarafına süratle ya yılan bu spor için geçen sene ve bu sene hassaten Ankarada ve Bursa spor yerlerinde genclerimiz aylarca çalışmışlar ve 1936 olimpiyad oyunlarına iştirak e denleri bir aydan fazla müddet salâhi yetli bir antrenörün idaresi altmda bü yük bir gayretle idman yapmışlardır. Almanyaya giderken bunların olim piyad oyunlanna iştirak edebilmek içm ve kendılerinden beklenen asgarî kabihyeti kazandıklan antrenör tarafından tesbit edilmiş bulunuyordu. Bir aylık hazırlanma müddetinin yarısı olimpiyad müsabaka yerinde idmanla geçmiştir. Şimdiye kadar alınan malumata göre oyunlara iştirak eden Türk genclerinin bir kısmı müessif kazalara uğnyarak kendilerinden beklenen sürat ve muvaffakiyeti göstermek imkânmı bulamamışlardır. îleride tafsilâtı aynca neşroluna caktır. Bu genclerden birisi oyundan evvel yaralanarak oyuna yaralı bir halde iştirak etmiş ve diğer bir oyuncu da yarış esnasında yaralanmıs, hastabakıcılar ta rafından uzun müddet yarasının sarılması yüzünden geride kalmıştır. Alman gazetelerinin hakikati azçok istihza eden neşriyatile spor yazıcılarımızın alâkadar olacaklannı ümid ediyoruz. Kış olimpiyadlarına iştirak eden sporcularımız kış sporlarınm yüksek tekniğile çok yakından temas ederek yurdlanna daha çok faydalı olmak imkânını bula caklardır. Yapılan insaflı ve hakikat arayıcı tenkidlerden daima istifade etmekteyiz. Tenkid hududunu geçerek Türk efkârını şaşırtan ve sporcularımızla istihza ve onları tezyife kadar giden yazılann Türk gazetelerinde yer bulmamasmı istiyoruz. Bu izahlarla bilhassa bir önemli dü şüncenin umumî efkârda yer bulmasını istiyonız. Türkiye bütün âlem içinde her çalısma kolunda olduğu gibi sporda dd lâyık olduğu yüksekliğe varmak için uğraşıyor. Soğukkanlılık ve hakikatleri görücülük vasıflarımızla her iş ve çalışma kolunda üst derecelere varabilmek için daha ilk başlangıc kademelerinde bedbinlik, göz karaltısı ile sendelememek lâzımdır. bu neticeyi değiştirmedi ve oyun 1 1 berabere bitti. ASKERLİK BAHİSLERİ Antoloji dedikodusu Okuyuculanmızdan bir kısmı belki alâka göstermemişlerdir. Bu sebeble ilkin antoloji dedıkodusunun nereden doğduğunu anlatalım: Matbuat Umum Mü dürü Vedad Nedim, son otuz üç yıl i çınde yetişen, tanılan ve sevilen Türk şairlerini, romancılarını, piyes muharrirle rini Avrupaya tanıtmak düşüncesile Anthologie des ecrivanis turcs d'aujourd'hui adını verdiği bir kitab yazdırıp bas tırdı. Bu kitabda on bir şairin, sekiz romancının, üç nasirin ve üç piyes muharrırinin kısaca hal tercümeleri ve eserle rinden örnekler var. Gizlice hazırlanmış ve ansızın ortaya konulmuş gibi görünen bu antoloji, he men bütün gazeteler tarafından antipati ile karşılandı. İsimleri unutulmuş yazıcılarla beraber eserde yer alanlann bir kısmı da bu işin doğru yapılmadığını iddia etti, tercümelerin yanlış yapıldığı söy lendi, şahıslar hakkındaki hükümlerin i sabetsizliği ileri sürüldü. Vedad Nedim, tenkid hududunu a şarak dedikodu sahasına intikal eden bu gürültülü neşriyata geçen gün toptan bir cevab verdi ve bu eserin Türk yazıcılan, Türk eserleri hakkmda ortaya konulan ilk antoloji olmak dolayısile eksikleri o labileceğini, yakında çıkacak ingilizce ve almanca nüshalarda bu eksiklerin tamamlanacağmı söyledi. Kitabm ilmî ak saklıklarını müdafaa için de her antolojinin s'ubjectif kalmıya mahkum olduğunu dile aldı ve en sonunda yapılan işin bir propaganda olmasına göre takdire lâyık bulunduğunu bildirdi. Onun bu sözleri arasında eserdeki örnekleri tercüme eden Reşad Nuri için de kuvvetli tezkiye satırlan var. Ben, Cumhuriyetteki Köşemde yaz dığım «Sultanüşşüara» başlıkh bir fıkra ile antolojinin yalnız bir noktasına yan şaka, yan ciddî ilişmiştim. Bu nokta, antolojiyi tertib eden Vedad Nedimin kendini edibler sırasına katmasıydı. Ana hatlarını icmal ettiğim şu cevabdan az veya çok bir pay aldığım için davayı yenibaştan ve fakat daha etraflı olarak ele almayı borc tanırım. Yazılarımızın, Antolojiye girmediklerinden hücuma kalkışanların tenkidlerine benzetilmemesi lâzım geldığıni ve ancak hakikate hizmet etmek kaygusile bu de dikoduya kanştığımızı, sarahatle kaydettikten sonra eserde gördüğümüz sakat lıklara geçiyorum: 1 Muharririn sübjektif davranması. Vedad Nedimin kanâatine rağmen antolojiler objektif olabilir. Çünkü hal tercümeleri bu gibi eserlerde, olduğu gibi yazılır, seçilen örnekler ve sahibleri hakkında mülâhaza yürütülmez, hüküm verilmez. Avrupada sübjektif şekilde vazılmış antolojiler yoktur, demiyorum. Fakat onlar, resmî bir damga alhnda çıkmamışlardır. Şu antoloji ise Matbuat Umum Müdürlüğünün mes'uliyeti altmda çıkıyor. O makam, herşeyde ve hatta edebiyatta halkçı olan hükumetin umdelerine sadık ve bağlı kalmak mecburiyetındedir. O takdirde ise halkın muhar nrler hakkında verdiği hükümler üzerinde kalem oynatamaz ve halkın kanaati haricinde hükümler veremez. 2 Antolojideki hükümler, birçok yerde kozmopolit ve geridir. Parnasyenler, senbolistler, ancak Servetifünun ve Fecriati devirlerinde dikkat uyandınrdı ve değer tasıyabilirdi. Bugünün muhar rirleri mutlaka milliyetçidir ve onların eserleri de o bakımdan tetkik olunmalıdır. 3 Avrupaya tanıhlacak eserleri bizim kendi edebî mahsullerimiz olmak gerektir. Fransız şairlerinden iktibas veya tercüme suretile kaleme alınan yazılan türkçeden fransızcaya çevirerek Fransızlara okutmak, yalnız faydasız olmakla kalmaz, gülünc te olur. Halbuki Ahmed Haşimin Andre Dörenyeden kop ya ettiği Yollar adlı şiirin antolojide yer aldığını görüyoruz. Herhangi bir tesa düfle Vedad Nedim antolojisini okuyacak olan bir Fransız, en iyi Türk şairi denilen Haşimin en iyi eserini fransızcadan alınmış görürse öbür şairler hakkında nasıl bir kanaat hasıl eder? Donanmamı, tayyaremi? Ingiliz donanması sabık Başkumandanı Amiral Roger Keyes, hava kuvvetlerinin donanmanın yerini asla tutamıyacağını yazıyor îngUterenin en meşhur amirdllerin den ve bir zaman donanma Başkumandanı olan büyük Amiral Sir Roger Keyesin mühim bir makalesini İngiliz gazetelerinden aynen alıyoruz: «İngilterenin müdafaasını ve tesli hatını kuvvetlendirmek ihtiyacı şiddetle mevzuu bahsedildiği şu son günlerde birçoklarınm mübalâğaya saptıklarını görüyorum. Bazıları bu adalan sırf tayyare ile, bazıları da sadece donanma ile müdafaa ve muhafaza tarafını iltizam etmektedir. Umumî Harbde, Almanya, onuncu kruvazör fırkası tarafından, kendi sa hillerinden 1000 milKk bir saha üzerinde, son derece müessir bir surette ab loka altına alınmış bulunuyordu. Do nanma kısmı küllisi ablokayı tesis eden kruvazörlerimizin yüz mil dışında duruyor ve Almanlar tarafmdan muhte mel her hangi bir çıkış hareketine karşı faalivete geçmek üzere hazır bulunu yordu. Böyle bir ablokanın harbin neticesi üzerinde son derece müessir ol duğunu tasdik etmemek doğru olmaz. Avni zamanda böyle bir ablokayı tesis etmek için yalnız hava kuvvetlerinin kifavet etmiyeceği de muhakkaktır. O zaman, elimizde bulunmuş olsaydı hava kuvvetlerinden de istifade edilmiş olurdu. 19 ağustos 1916 da Şimaldenizinin binnisbe dar sularında Alman Amirali Scheer (Şer) 8 Zeplin uçurarak îngilizlerin bu havalide bulundurdukları 250 parça geminin vaziyetleri hakkmda malumat almak tesebbüslerinde bulunmuş. fakat bir muvaffakiyet elde edememişti. Bilâkis alınan yanlış malumat Al manları şaşırtmış ve hiçbir işe yaramamıştı. Diğer taraftan denizaltı gemileri vasıtasile yapılan Alman keşifleri da ha müessir ve faydalı olmuştu. Bu misalleri çoğaltmak kabildir. Binbaşı Oliver Stevvart müstakbel harbin akibetini havadan altılacak bombaların tayin edeceğini söylüyor. Gecen harbde bombaların kat'î bir rol oynadığını iddia edecek delâil elde mevcud olmadığına göre, Büyük Harbden sonraki tecrübeleri şöyle bir gözden gecirelim. İngiliz tayyareleri, şimdij'e kadar. tayyareye karşı kullanılacak toplardan mahrum kabileler üzerine yapmış ol dukları bomba hücumlarmdan maada bize bu hususta bir tecrübe dersi vermiş değillerdir. Buna mukabil ahaliyi korkutmak bakımından birkaç sene evvelki Şanghay hâdiseleri böyle bir nazariyenin nekadar boş olduğunu gösterecek kadar açıktır. Cesur, cengâver ve modern harb makanizmalarının en yenilerine sahib olan Japonlar, havada da düşmanlarına kat kat faik bir vaziyette bulunuyorlardı. Onun için, her türlü mülâhazaları bir tarafa bırakarak bu silâhlardan azamî şiddetle istifade etmek suretile Çinlileri Şanghayın çok kalabahk beynelmilel sahasından çıkarmağa var kuvvetlerile çalıştıklan, sivil, asker tanımıyarak şehri uluorta bombardıman ettikleri halde netice ne oldu? Çinlilerin hava taarru zuna karşı kendilerini müdafaadan âciz bir halde olmalarına rağmen, Japonlar büyük zayiatla karşılaştılar ve şayet donanma imdada yetişerek harb mmtaka Dünkü kır koşusundan güzel bir enstantane (Baştarafı 1 inci sahifede) Gündiiz Kıhc, Fazıl,Danyal. Oyuna başlar başlamaz Ali Rızamn Fikretten aldığı bir pas havadan bir jütle Galatasaray kalesi üzerinden avuta gitti. Fenerbahçeliler başlama düdüğile bera ber bütün enerjilerile oynıyarak hemen hakimiyeti tesis ve mütemadiyen soldan inkişaf eden akınlar yapıyorlardı. Galatasaraylılar, hatları arasında Lir irtibat tesis edemeden daha doğrusu kendilerini toparlamağa vakit bulamadan birinci golü yedıler. Amiral Sir Roger Keyet Fenerin birinci golü Beşinci dakikada Fikretin bir ortala yışmı Avni çeviremedi. Daha doğrusu eIinden kaçırdı. Fenerliler bu fırsattan istifade ettiler. Nacinin yerden bir şütü ile ilk gol oldu. Bu golden sonra Fenerliler büsbütün hâkim oynamağa başladılar. Hücumlar mütemadiyen Fikret vasıtasile yapılıyor, Kadri çok ileri oynadığı, Osman da bırşey yapamadığı için akın Galatasaray kalesine kadar dayanıp gol tehlikesi yaratıyordu. Bu arada Danyal mükemmel bir gol, yani beraberlik fırsatını heba etti. Sürati sayesinde topla beraber Yaşarı da geçip Necdetle karşı karşıya kaldığı halde şiitünii çekmedi ve Cevadın beş metro gerisinden gelip ayağındaki topu almasını bekledi ve bu biiyük fırsatı kaçırdı. Fıkret mütemadiyen Fener hücum hattmı işletiyordu. Maçtan heyecanlı bir sahne bekle oynadılar ve bu hatalarını oyunun sonuna kadar temadi ettirerek beşinci ve altıncı golleri de yediler. Oyun da bu suretle Fenerin 61 galebesile neticelendi. Nasıl oynadılar? Fenerin ikinci golü On dördüncü dakikada Fikret avutla taç çizgisinin birleştiği yerde Osmanı k.vmp geçerek bir ortalayış yaptı. Bu ?e fer de bunu Lutfi çeviremedi. Şabana seçen top kuvvetli bir sol vuruşile ikinci defa olarak Galatasaray kalesine girdi. Bu gol iki taraf üzerinde başka başka suretlerle müessir oldu. Fenerliler, iste dikleri zaman gol çıkarabiliriz düşünce sile 20 vaziyetine gelinciye kadar sar fettikleri enerjiyi kısar gibi oldular. Galatasaray müdafaası da tehlikeli olmakla beraber bir taktik kullandılar. Kad rinin çok ileride oynadığı gözönünde tutularak Osman ikinci bir sağ haf gibi ileriye sürüldü ve sol bek yeri tamamile boş bırakılarak Lutfi de sağ bek yennde oynamağa başladı. Kademeli bir su rette marke edilen Fikret, artık başlan gıcdaki gibi tehlike yaratamamağa baş Iadı. Bundan sonra Galatasaraylıların tektük akmlan gözüktü. Fakat bunlar ya vaş hareket veya tereddüd etmek yü zünden bir netice veremiyorlardı. Fenerbahçeliler, hem kendi güzel oyunları, hem de Galatasaraylıların haddinden fazla bozuk ve şuursuz oyunlan sayesinde haklı bir galibiyet kazandılar. îçlerinde bilhassa Ftkret birinci devrenin bir kısmında oynadığı fevkalâde oyunla temayüz etti. Mehmed Resadla Niyazi de bilhassa ikinci devrede çok muvaffak oldular. Biri Galatasarayın en iyi hü cumcusuna göz actırmadı, diğeri de ikinci devrede yapılan Fener gollerinin hemen hepsini hazırladv Galasaraylılar ancak birinci devrede iyi kötü bir oyun oynadılar. Fakat ikinci devredeki halleri paniğe çok benziyordu. Bu halin baslıca amilleri şunlardır: Avni cok fena bir gününde idi. Manasız ve yoktan goller yiyerek takımm kuvvei manevivesini fena halde baltaladı. Kadri ile Osman da Fikreti bir kerecik olsun tutamadılar. Kadri vazifesini bırakıp mütemadiyen ilerilere kaçmak istidadındaydı. Osman bu hali görerek boşluğu kapatacağına yarım iş görüyor, yerinden uzaklaşıp Fikretle topun arasına girivordu. Bu vaziyeti mütemadiyen tekrar ederek kalesini çok müskül ve tehlikeli vaziyetlere soktu. Takımın diğer oyunculan da, emektar Aslan Nihad zaman zaman müstesna, bu oyuncular derecesinde fena idiler. Avni gol yiyerek takımın maneviya rını kırdığı gibi Danyal de birinci dev rede vaziyet 00 ve 10 iken üstüste kacırdığı iki mühim fırsatla takımın maneviyatı üzerine aksi cihetten tesir etmiştir; denilebılır. Eger bunlardan biri golle neticelenseydi dünkü oyun belki 61 bit mezdi. Bugünkü vaziyete göre Fenerliler ezeIî rakiblerine nazaran daha kuvvetli ol makla beraber, aradaki hakikî kuvvet farkı 61 değildir; fakat, Galatasaray dünkü cok fena oyunile bu ağır mağlubiyeti hak etmiştir. sına asker ve mühimmat yetiştirmemiş olsaydı, hiçbir netice elde edemiyecekleri muhakkaktı. Dar sularda bulunan birkaç köhne gemide çıkan isyanı asrî Yunan tayyarelerinin bastıramamış olduğu da gö • zümüzün önünde bir misaldir. İtalyan tayyarelerinin Habeş Ozeri « ne her türlü mülâhazalardan âri olarak saldırışları, cihan efkâri umumiyesin de bir muhalefet uyandırmaktan, Ha beşleri ise daha şiddetle mukavemete sevketmekten başka bir netice verme miştir. Bunları gözönünde bulundurarak şuna inanıyorum ki havadan bomba at mak suretile halkı korkutmak sayesinde harbi kazanmak gayesini tayyareler henüz temin edememektedirler. Ayni zamanda, bunların deniz ve kara harb kuvvetlerinin oynadığı rolü de oynıyacakları bence çok şüphelidir. Bu söz lerle tayyarelerin çok mühim rolünü küçültmek istediğim zannı hâsıl olmamalıdır. Tethiş ve ihafe nazariyeleri inandı • rıcı değildir. Harbde, Almanların ticaret gemilerini batırmaları İngiliz denizcilerinin ne cesaretini kırmış, ne de onları sonuna kadar dayanmaktan me • netmişti. Tayyare bombalannm kuvvei ma • neviye üzerine yaptığı tesir çok mü lâğa ediliyor. Tokyo ve civan, hareketi arzdan taş taşüstünde kalmamış bir hale geldiği halde Japonların kuvvei ma neviyeleri kırıldı mı? Böyle bir afeti hiçbir hava hücumu ikaa kadir olmadığı halde, Japonlar şarktaki emellerini is tihsal için gerek donanma, gerekse kara kuvvetlerini fazlalaştırmak hususunda. zerre kadar geri durdular mı? İngilterenin havalarda da birinci derecede bir kuvvet olması için her türlü fedakârlıklara girişilmesi taraftarıyım. Çünkü bunu îngilterenin müdafaası bakımından en esaslı tedbirlerden adde * diyorum. Fakat her şeyden evvel, İn * gilterenin müdafaasını sırf tayyarelere bırakmak fikrinde fazla ısrar edenlerin yarattığı bulanık havanın temizlenmesi taraftarıyım. Çünkü, iş sadece hava kuv vetlerine kalacak olursa İngiltere ve denizaşırı müstemlekelerinin emniye ti kökünden sarsılmış olur. Büyük Amiral ROGER KEYES Galatasarayın golü Yirmi dokuzuncu dakikada güzel bir pas alan Necdet topla beraber Yaşardan sıyrıldı ve kaleye akmak üzereyken ce zası çizgisi içinde düşürüldü. Verilen penaltı cezasmı Necdet kuvvetli bir şütle gole çevirdi. Vaziyet 21 olduktan sonra Dyun mütevazin bir şekilde oynandı. Bu îrada Avni otuz metrodan çekilen bir frikiki elleri arasmdan kaçırarak for münde olmadığını göstermiş oldu. İstanbulsporla Güneş 1 1 e berabere kaldılar Tehir edilen lik maçlanna Kadıköyünden başka Taksim ve Seref stadyomFenerin üçüncü golü larında da devam olunmuştur. Taksim Devrenin bitmesine birkaç saniye kastadında İstanbulsporla Güneş takımlan a Fenerliler sağdan bir akın yaptılar. karşılaştılar. Viyazinin ortaladığı top Avninin hemen Istanbulspor: Osman Samih, Sabihıemen bir metro önüne geldiği halde GaEnver, Hasan, Orhan Nihad, Cahid, atasarayın kalecisi yerinden kımıldamah ve bu hareketi Galatasarayın üçüncü Şinasi, İsmail, Tevfik. Güneş takımı: Safa Alâeddin, Re[olü yemesine sebeb oldu. şad Daniş, İsmail, Hristo Kefer, Top tekrar ortaya gelip oyuna tekrar >aşlamadan devre 31 Fenerin lehine Cambaz, Melih, Mehmed, Kemal Şefik. •itti. Oyun Güneşin hücumile başladı. Ve tkinci devre hemen hemen müsavi bir şekilde uzun Bu devrede ilk çeyrek saat vasattan aağı bir oyun oynıyan Galatasaray takı müddet devam etti. ıı, on altıncı dakikada dördüncü golü Devrenin ortalarından sonra Güneş le yiyince vaziyeti telâfi için enerji ile takımı daha ağır basmağa başladı. ynamak istedi. Fakat bu enerjisini sertHücumları gittikçe artan Güneş takık yapmak için kullandı. Bundan başka mı sol içleri Canbaz vasıtasile 42 nci e yapacağını şaşırmaktan doğan çok ga dakikada ilk sayıyı yaptılar. b bir değisiklik te yaparak Lutfiyi sağ İkinci devre sert bir oyunla başladı. e, Salimi beke gecirdi. Güneş takımı bir gol daha atıp galibiyeHakem, bu garib şekle nihayet vermek ti sigortalamağa çalışırken, İstanbulspor termişçesine sert oynıyan Salimi dışarı da hiç olmazsa beraberlik için uğraşıyorkardı ve Lutfi de mecburen tekrar ye du. Gittikçe sertlesen maç zevksizleşti. ne geçti. Fakat Galatasaraylılar ne yaMüdafaadan aldığı pası yalnız başına acaklarını o kadar şaşırmış vaziyete süren Istanbulspor merkez mühacimi Şıîlmiştiler ki Fenerlilerin üstün oynadık nası 30 uncu dakikada gole çevirerek berını gördükleri halde, bir müddet sonra, raberliği temine muvaffak oldu. dtfrpi tekrar hueum hattma alaraV tek Bundan sonra iki tarafın bütün gayreti Beylerbeyi 5 0 Sümersporu yendi ikinci lik maçlarından olan Beylerbeyi Sümerspor arasındaki müsabaka Beylerbeyinin hâkim bir oyunu ile geçmiş ve Sümerspor 5 0 mağlub olmuştur. Altınordu 2 1 Doğansporu yendi Şeref stadyomunda yapılan Altınordu Doğanspor maçı büyük bir heyecanla oynanmıştır. İlk devreyi 1 0 Doğanspor galib bitirmiş, ikinci devrede Altınordu 2 sayı yaparak maçı 2 1 kazanmıştır. Feneryılmaz Ortaköy maçı yarım kaldı Feneryılmaz Ortaköy arasındaki müsabakada ikinci devrede çıkan bir ihtilâf yüzünden yarım kalmıştır. Üçüncü kır koşusu Istanbulspor kır koşusu müsabakalarının üçüncüsü dün Veliefendi çayırında yapılmıştır. Tamamile batak halinde bir sahada yapılan bu yanşların 3000 metroluğuna 62 atlet iştirak etmiş, Halkevinden Mehmed 11.15.6 da birinci, Galatasaraydan İbrahim ikinci gelmişlerdir. 5000 metroluk yanşta Güneşten Maksud 18.35 le birinci olmuştur. serle yerine getirilmiş değildir. Matbuat Umum Müdürlüğü bu düşüncesini Kültür Bakanlığına arzedip antolojiye kimlerin ve hangi eserlerin girebileceğini o radan öğrenseydi propaganda maksadı şüphe yok ki daha ciddî, daha müessir ve daha doğru bir şekilde temin edilmiş o Iurdu. 7 Garbde teessüs eden antoloji an'anelerine göre bu yolda eser vücude jçetirenler, kendi hal tercümelerini ve ki tablarmı o esere koyamamak mecburi yetindedirler. Benim iliştiğim noktalar bunlardır Vedad Nedimin cevabı beni tatmin et medi, edemedi. Çünkü o, fransızca ya zılmış ilk Türk antolojisi olarak bu eseri göstermekle hakikati tahrif ediyor. Ed 4 Sübjektif görünülerek verilen hü mond Fazy ile Abdülhalim Memduhun kümler sakattır. Meselâ Ahmed Haşimi birlikte kaleme ahp 1903 te Mercure de «Le meilleur, le plus attachant des poe france külliyah arasında bastırdıkları bir tes turcs» diye göstermek sübjektif bir antoloji vardır ve şimdi yazılandan çok hareket olmaktan çok ileri birşeydir. güzeldir. Sonra Vedad Nedimin müterÇünkü Türkler arasında bu kanaate iş cim Reşad Nuri hakkındaki tezkiyesi de tirak eden kimselerin sayısı, zannetmem keyfidir ve sübjektiftir! Çünkü değerli ki, fazla olsun. romancımız Reşad Nuri ile adaş olan 5 Antolojide Ziya Gökalp, Ah bu zatın eddbiyatta hâkim veya hakem med Haşim nesline mensub olarak gös olmasını bize kabul ettirecek tek bir eseri teriliyor. Gökalpın şair olarak esere a yoktur. Antolojide yaptığı tercüme ha lınmasındaki büyük isabetsizliği bir yana talarını ise iyi fransızca bilenler sayıp dubıraksak bile onu Ahmed Haşim neslin ruyorlar. Şimdi, Vedad Nedimin ceva den saymak tuhaflığını müsamaha ile ge bında görülen ve örnekler yerinde kul çiştiremeyiz. Onlann yaşıt olmaları bir lanılan görenekler tabiri de o yanlışlar birinin neslinden olmalarını mı icab et arasına sokulmuştur. tirir ve Ahmed Haşim hangi neslin timŞu hale göre antolojinin basılması bir sali olup ta koca bir Ziya Gökalpı, ye hatadır, almanca ve ingilizceye çevrilmesi gâne bir mütefekkirimizi, sosyoloğumu ise hata üzerine hata işlemek demektir. zu kendi bayrağı altına sokabilir? Benim kanaatime göre ya bu işten vaz6 Antolojinin propagandaya hiz geçmeli, yahud işi ehline vermelidir. met edebileceği düşüncesi de bence bu e j M. TURHAN TAN Türk Kadınlan Esirgeme Demeğinin balosu Türk Kadınlan Esirgeme Dernegin'n, martm 7 nci cumartesi günü akşamı kendi bikes ve işçi kadınlan menfaatine ve receği balo mevsimin en kibar balosu o lacaktır. Bu hayır müessesesine yardıml vatandaşlanmızdan rica ederiz. Izmir Vilâyetinin yeni yıl bütçesi Izmir (Hususî) Vilâyetin yeni yıl bütçesi hazırlanma"ktadır. Bu münase betle. bütün daire müdürleri. Vali Fazh Güleçin riyasetinde bir toplantı yap • mışlardır. Yeni bütçede bayındırlık işlerine ve köy kalkmma hareketlerine büyük ehemmiyet verilmektedir. Bu arada köy mektelberi, hayvan cinsinin ıslahı, muallim ihtiyacının karşılanması, aşiretlerin iskânı ve bunların göçe belikten kurtarılması, köy ormanlan, köylerin ağaclandırılmas gibi mevzu • lar da vardr. Vilâyet meclisi 10 martta toplanacak* tır. Bursa İcrasında evrakı olanlara Bursa îcra riyasetinden: Bursa îcra riyaseti kasasında hıfze dilmekte olan resmî ve gayriresmî, adlî ve ticarî senedat asıllarını bir ay zarfında eshabı tarafından hüviyet ve alâkaları ispat edilerek alınması ve bu müddet zarfında alınmadığı takdirde hiçbir guna mes'uliyetin kabul edilmi • yeceği alâkadarana ilân olunur.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle