Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET 9 İkincikânım 1936 Fen âleminden DUNE NAZARAN NASIL YAŞIYORUZ? Atletik sporları gene unuttuk Bu alâkasızlık devam ederse Türk atletizminden tamamile iimid kesmek lâzım gelecektir Atletik sporlarda hiçbir zaman esaslı bir teşkilât kuramamış olmamız, her gün biraz daha meydana çıkmaktadır. Atletizmin bizim memlekette tatbikinden bugüne kadar şu veya bu vesile ile tertib olunan müsabakalann dar çerçe vesinden ileri geçemiyen atletizm işleri miz, inanmak lâzım ki günden güne korkunç bir şekilde göçüp gitmektedir. Bir nihayet iki kulübün ufak tefek gayretinden bir türlü kurtulamıyan atletizm varlığımız, 1924 Paris olimpiyad müsabakalanndan sonra bir parça canlanma nişaneleri göstermiş ise de, o zaman teşkilâtm bu işe lâzım olan alâkayı göstermemiş olması gelip geçici heveslerin hemen sönmesile nericelenmiştir. Teşkilât tarafından kulüblerimize bir türlü mal edilemediği için kökü olmıyan atietizmi, biz her zaman iki nokta üze rinde elde tuttuk. Bunlardan biri harice yapılacak se yahatlerle atletizme hizmet etmek, di ğeri de, Balkan oyunlan gibi, memle kette yapılacak büyük bir atletizm hareketine meydan vermek. 1924 Paris olimpiyadmda kendi kendini tatmm edemiyen teşkilât 1928 Amsterdam olimpiyaidında da büyük ümid lere kapıldı. Götrgü ve tecrübeyi arurmak maksadile gidilen olimpiyadlardan av dette, hakikaten birkaç atlet istifade et miş, fakat ne olursa olsun bu, nihayet bilfiil spor yapanlann kendilerine fay dalı olmaktan başka bir şeye yarama mıştır. Türkiye atletizm âleminde şayanı dikkat hiçbir rol oynıyamıyan bu görgü ve tecrübeler de, 1930 danberi yapılan Balkan oyunlannda beklenilen neticeleri maalesef vermemiştir. Ötedenberi büyük ümid bağladığı mız dahilde yapılacak bir atletizm hareketi ise bundan dört ay evvel yapılan altmcı Balkan oyunlarile tecrübe edilmiş oldu. Balkanlann en belli başlı atletle rinin herhangi bir mesafede yanşlannı seyredenler, hiç şüphe yok ki yanşm başmdan, sonuna kadar büyük bir zevk, tatlı bir heyecan duydular. Fakat işte o kadar Bugün muazzam ve mutantan altıncı Balkan oyunlan geçeli henüz dört ay olduğu halde en küçük izlerinden bile eser kalmadı. 1924 te Parise, 1928 de Amsterda ma nasıl sessiz, sadasız gidildi ise mutlaka 1936 Berlb olimpiyadlanna da öyle iştirak etmek sanki mukaddermiş gibi bugün en küçük bir faaliyete şahid olmak imkânını göremezsiniz. Lâkırdısının bile insana heyecan vermesi kâfi olan Berlin olimpiyadlannın gayesini anlamış olan milletler umumî hazırlıklannı çok tan birirmişler, yedi ay zarfmda yapıl ması elzem olan işleri bile yoluna koy muşlardır. Berlin olimpiyadmm muazzam pisu'nde yanşarak memleketlerinin renklerini şerefle temsil edecekler sırasında yer alamamaklığımız, Paris ve Amsterdam o limpiyadlanndaki görgü ve tecrübeleri mizin azlığma atfedilemez. Bizim atletlerimiz de Berlb stadında yanş edebilir, atıp atlıyabilirlerdi. Bizde noksan olan taraf atlet değil, teşkilâttır. Haftada iki gün Halkevine sadece jimnastik yapmak ve şöylece yıkanmak içm atletlerini yollamalannı rica ettiğimiz kulüblerden bir tanesinden başkası, bu ricaya kulak asmamışlardır. Isimlerini burada yazmaktan utan dığım en maruf kulüblerimiz iki aydan beri madalyalannı vereceğimiz atletlerinb bir resmini göndermekten bir ufacık tescil işini yapmaktan kaçmmaktadırlar. Herhangi bir futbolcunun lisansını biran evvel almak için mıntaka merkezini saatlerce ugraştıran kulüblerimiz ve onlann siyasî idarecileri atletizm, işlerine karşı böyle yan çizdikten sonra biz değil 1936 olimpiyadlanna, hatta 1996 olimpiyadma bile bugünkü gibi sessiz sadasız, sadece görmeğe, daha doğrusu bol bol gezmeğe gideriz. Bugünkü alâka ve lâkaydî o kadar uzun boylu değil, şöyle birkaç sene daha devam ederse atletik sporlar için herhangi bir ümide kapılmak bir gün büyük ümidsizükler doğuracaktır. Bugünkü şartlaı t' '• k=n çoktan ümidimi kestim, maaleset hakikat bundan daha acıdır! Hâlâ birbirimizi kandırmağa bilmem ki lüzum var mı? ÖMER BESİM Kâinatın en büyük kudreti: Elektrik Yazan ; Salih Murad Elektrik hâsıl eden makineler yani dinamolar iki türlüdür: Mütemadi ve mütenavib. Mütemadi dinamolar bir dev reden bir cihette elektrik sevkederler. Tenavüb dinamolar, saniyede muayyen Mütenavib dinamolar saniyede muayyen frekans bir siklin yarısmda bir cihette ve diğer yansmda mukabil cihette elektrik sevkedeler. îstanbul elektri ğinin frekansı saniyede 50 demekle elek triğin bir ampul fitilinin bir ucundan öbür ucuna saniyede 50 defa ve aksi cihette gene saniyede 50 defa geçtiğini kasdetmiş oluyoruz. Tenavüb adedi saniyede on sekizden fazla olunca göz bu hâdiseyi mütemadi gibi gördüğünden dolayı cereyamn eektrik lâmbasındaki bu cihet değiştir mesini biz hissetmeyiz; tıpkı sinema filminde olduğu gibi. Gerçi elektriğin mütenavib cereyanlı dinamolar (yani alternatörler) Ie istihsali kıdemli ve tek safhah alternatör erin hesab ve imali daimî cereyan dinamolarına nazaran daha kolay ise de, çok safhalı (yani polifaz) alternatörler çıkıncıya kadar elektrik istihsali için başlıca vasıtalar mütemadi cereyan dinamoları idi. Evvelâ Amerikada kul anılmağa başlanan çok safhalı (poli faz) alternatörler geçen asnn sonlan na doğru Avrupada taammüm etmiş olup elektrik sanayiindeki azamet bu dinamolara istinad eder. Mütenavib cereyanlann ucuza mal olması ve uzak mesafelere naklinin koay olması yüzünden mütemadi cereyan ancak tramvayların tahriki, küçük kasabaların tenviratı, elektroliz ve elektroşimi, telefon işleri gibi pek mah dud sahaya inhisar etmektedir. Elek trik kudretinin süratle tatbik sahası bulmasının başlıca sebebleri şunlardır: (1) Kolay nakledilir. (2) Kolay idare edilir. (3) Kolay iddihar edilir ve lüzumunda kullanılır. (4) Kudretin diğer şekillerine kolayca tahvil edilebilir. Bunlara mukabil yangın ve ölüm tehlikesi varsa da münasib tertibatla bunların az çok önüne geçmek mümkün dür. Yangın tehlikesi bilhassa harb ve ticaret gemilerinde mevcud olup bun lara karşı tedbirler alınmaktadır. Elektrığin kolay naklinde mütenavib cereyanlı dinamolar transforma törler büyük rol oynarlar. Bunların randımanları da yüksektır. Dinamo larm randımanları yüzde 90 ı bulduğu ve hatta geçtiği gibi transformatörlerin randımanı yüzde 96 yı bulur ve geçe bilir. Alternatörler ve transforlar sayesinde elektrik uzak mesafelerden ucuza naklolunur. Elektrik takati vat veya kilovatla ölçülür. Vat ise devreden geçen cereyanın amper yönünden şiddeti ile devrenin ucları arasmdaki volt hâsılı zarbına müsavidir. Bmaenaleyh sabit ta kat için voltu büyültüp amperi küçültebiliriz. Elektriği taşıyan telin kalmlığı amper arttıkça artar. Bu halde voltu büyültmekle amperi ve binaenaleyh tel kutrunu küçültürüz ve bu suretle ba kırdan tasarruf ederiz. Sabıkalı hırsız Evi soyup kaçarken yakayı ele verdi Baloncu namile maruf sabıkalı Remzi son günlerde işsiz kalmış ve soyacak bir yer aramağa başlamıştır. Soyacağı yeri arıyan Baloncu Remzi en nihayet Lâlelide bir evi gözüne kestirmiş ve soyma plânmı hazırlamışhr. Bu ev Lâlelide Şairhaşmet sokağında 49 sayılı Osman Hulusinin evidir. 3*] Terzi «Bayram, Noel, yıl başı bir araya geldi, gene iş yapamadık diyor «Büyük atelyeler birkaç zengin müşteriye kaldı, orta halliler kendi elbiselerini kendileri dikmeği öğrendiler!» Izmir lik maçları Izmir (Özel) Izmir lik maçları başladığındanberi oyuncular ve hakem lere karşı yapılan çirkin hâdiseler üzerine bazı kararlar almmıştır. Altınordudan Osman iki sene, Göz tepeden Fuad, Hakkı ve Muzaffer de on beş gün boykot edilmişlerdir. Altay takımı da gayri nizamî bir oyuncu oynattığmdan kazandığı bir oyun sıfır puvanla cezalandmlmıştır. Birbirini takibeden bu gürültülerin Izmir lik maçlannda büyük tesirleri olacaktır. Altay üç puvan kaybetmiştir. Göztepe en iyi oyunculanndan on beş gün istifade edemiyecektir. Altınordu da ayni derecede zarar görmüş olacaktır. Ne olursa olsun kulübleri disipline bağlamak için de zecri hareketlere lüzum vardır. Geçen hafta oynanan Altay A l tınordu oyunu büyük bir alâka uyandırmıştır. Maçı 3 2 Altay takımı kazanmıştır. Altınordu ilk devrenin yirmi beş da kikasında on kişi ile oynamış Adil takıma bundan sonra girmiştir. Altınordunun en iyi oyuncusu da takımda gözükmüyordu. Büyük bir süratle başhyan oyunda Altınordu müdafaası çok iyi çalışmış, buna mukabil Altay hücum hattı da çok muvaffakiyetli oyna mıştır. Yirmi ikinci dakikada Altay ilk golü, biraz sonra da Vehab kuvvetli bir şütle ikinci sayıyı yaptı. Altay takımı ilk devrede penaltıdan da biı gol yaparak 3 0 bir vaziyette oyunu bitirdi. İkinci devrede çok canlı oynamağa başlıyan Altınordu üstüste iki sayı yapmış, birçok fırsatlar da kaçırmıştı. Oyun, sonlara doğru hayli sertleşmiş, neticede Altay takımı maçı kazanmıştır. Sarıyer Gencler mahfilinin kongresi Sanyer Gencler mahfili senelik kongresini akdederek başkanîığa Orman mektebi rektörü Mazhar Dikeri, sekreterliğe muallim îzzet Kolayı, veznedarlığa Çırçır suyu sahiblerinden Şükrü Pekşeni, umumî kaptanlığa Sarıyerl: Haydarı, idare memurluğuna Liman i daresi kara puvantörlerinden Siret Barbarosoğlunu seçmiştir. Murakabe heyetine de muallim Bürhan Bilbaşar muallim Kemal Besen, Maliye memurlarından Mehmed Ali aynlmıştır. Olimpiyada dair bir filim Bu yıl Berlinde yapılacak olan olinv piyad oyunlanna dair Almanyada ha • zırlanan filmin bir kopyası îstanbula gönderilmiştir. Türkçe ve almanca söz lü olan bu filim ayın on birinci akşamı saat 8 de Yüksekkaldınmdaki Teutoni kulübünde meccanen halka gösterile cektir. Sabıkalı hırsız, geceleyin herkes yattığı zaman evin kapısına gelmiş, kapıyı usulcacık kırarak içeri girmiş ve yukarılara çıkarak yerini öğrendiği dolabdan 88 liralık kâğıd parayı ve 21 parça tutan birçok yüzük, küpe, bilezik gibi mücevherleri çalmış, fakat kaçmağa imkân bulamadan, patırdıyı duyan ev sahiblen tarafından yakalanmıştır. Baloncu Remzi hakkında ikinci şube tahkikata başla mıstır. Bu sabıkalınm şbıdiye kadar bir çok hırsızlıklar yaptığı anlaşılmıştır. ŞİRKET VAPURU BİR SANDALI BATIRDI Şirketihayriyenin 59 sayılı vapuru, evvelki akşam saat 18v de Kuzguncuk iskelesinden KöpTüye doğ. ru aynlırken denizde fenersiz olarak balık tutan Kuzguncuklu Yaşavanın «... bir kaç ifçi Jkullanardann çoğu vergiyi bile ödiyememiflerdir... sandalına çarparak sandah batırmıştır. Geçen senelere nazaran bu sene cömerddir.. Fakat bir kısmı şimdi müt* Yaşava kurtarılmıştır. hiş pazarhk ediyor. Meselâ gelirlcrı terzilikte işler fena mı gidiyor? GENE KARPİTTEN BİR ÇOCUK Diye terzim Madam Mariye soruyo «Biz gayet düz birşey yapmak istiyoruz» YARALANDI Küçük çocuklan kar rum. O sevbıli gülüşile gülüyor, sonra diye pazarlığa başlarlar: «Bir yakasını, pitle oynamak modası almıştır. Gene başıru yana eğip karagözlerinin sitem do bir kolunu takacaksın o kadar» Sade elbiseye göre pazarhk ettikten sonra di « dün 8 yaşında îlya adında bir çocuk lu bir bakışile gözlerime bakıyor: Beyoğlunda Kumbaracı yokuşundaki Siz bunu görmüyor musunuz?... kilmesi en zor ve zahmetli bir model beevlerinin yamndaki arsada karpitle oy Bana mı soruyorsunuz?.. Siz bilmez misi ğenirler. Sonra eski müşteriler bol bol kumaş getirirdi. iyi olsun, biçimli olsun, narken karpit patlamış ve çocukcağız niz?.. ağır surette yaralandığından Cerrah Ben ne bileyim!.. Terzi sizsiniz, derler, başka şeye ehemmiyet vermezlerdi. Şimdi dardanna kumaş alıyorlar. Bir paşa hastanesine kaldınlmıştır. ben değil. santim kumaşı hesablıyorlar. Çünkü kalçini çekiyor: BİR ADAM KAYIB Eyübde Is Eskiye nazaran bu sene terzilik çok dınlann çoğu mektebde biçki hakkında lâmbey mahallesinde Feraz sokağında bir fikir edinmişlerdir ve bu fikir tamara 7 sayılı evde oturan îsmail, iki çocuğu fena ve berbad gidiyor. değildir. Bunun için terzi zahmet çeker. Neden?.. ve eşini yalnız bırakarak ortadan kayVe mendil kadar kumaştan kocaman bir Neden olacak, tabiî parasızlıktan. DOİmuştur. Zavallı çocuklarla karısı Demek îstanbul kadınlan artık es elbise çıkarmağa kalkarlar. vin aile reisini aramaktadır. Düne kisi gibi şık giyinmiyorlar, öyle mi?. Demek terzilerin kazancı azalmışadar tsmailden hiçbir haber çıkma Hayır şimdi kadmlar eskiden çok nr? daha şık giyiniyorlar ama!.. Birkaç zenmıştır. Evet... Yanyanya... Meselâ bu seTOP OYNARKEN AYAĞI KIRIL gin aile müstesna olmak üzere büyük a ne bayram, noel, yılbaşı beraber geldiğı DI Vefa lisesi ikinci sınıf talebesin tölyeleri olan pahalı terzilerin müşterısi halde atölyelerde iş pek az olmuştur. hemen hemen yanyanya azalmıştır. Es Yok denilecek kadar. Bütün usuller ve âlen 543 sayılı Cahidle ayni sınıftan îcıicı şiunjı UCRIÎU. ısKiden terzi ıçın cu Vluzarfer, dün Üniversite bahçesinde terzilere, orta terzilerde diktirenler gün ;hemmiyetli kazanc düğünlerdi. Bir kız ;op oynarlarken çarpışnlışlardır. Cahi delikçilere, gündelikçilere diktirenler ise evlenirken birçok cihaz yapılırdı. Halbulin ayağı kırümış ve yere yuvarlan kendi ellerine müracaat ediyorlar. K'z ki şimdi umumiyetle bir manto, iki esvab, mıştır. Cahid baygın bir halde hasta san'at mekteblerine devam eden ortahalli bir de gelinlik yapıyorlar. iki hazır iç aile kızlannın bir çoğu kendi giydiğini, çamaşın alıp bir de pijama diktiriyorlar. neye kaldınlmıştır. kendi dikiyor. Büyük atölyeler birkaç Artık kızın cihazı tamam! Eski kızlar zengin müşterile gene yaşıyorlar, fakat ailelerinden elbise isterlerdi. Şimdiki kızşöyle evinde hususî surette çalışan ve b'r lar büsbütün akıllandılar. Evlendiğimiz iki çırak kullanan terzilerin bir çoğu ver erkek bu masraflan yapsm, babalanmız Beş yıldanbe giyi ödiyememişler ve işi gündehkçilığe ne diye üzülsünler? diye düşünüyorlar. ri Italyada kendi hedökmüşlerdir. Kadınlann bir kısmı tasarGözlerimin içine sitemle bakarak: sabına tahsil etmekte rufla giyinmeğe uğraşırlarken bir kısnv bulunan Nizamed Ben nice müşteriler tanınm ki, dida giyinmek için neler yapıyorlar bir bil yor, iki metro kumaştan bir etek, bir de din Bora doktorası seniz!.. nı yaparak mühen manto isterler! Yapamadığınız zaınan Neler yapıyorlar?.. dis olmuş ve mem da sizinle kavgaya kalkışırlar. Ben nicelerini tanıyorum ki, kocaleketimize dönmüş • Mevzuubahis müşterinin kim olduğunu lanndan para aln.dıkları, hatta boşan ür. Nizameddin tanımak istemeden onu müdafaa ediyomak üzere bulunduklan halde nasıl ödiBora, iki sene P a rum: yeceklerini düşünmeden dükkânlardan duva Darülfünunu Ufaktefek bir insan için böyle bir veresiye kumaş alarak terzilere de acele Riyaziye Fakülte talebde bulunmak pek te haksızlık ol dıktirip parasını vermiyorlar ve bu suretle îstanbul Eelektrik şirketi 110 voltluk sinde okuduktan sonmaz! devreleri 220 volta çıkanrsa elde mev ra, Romadaki Yük Nizameddin Bora şık giyinmeğe muvaffak oluyorlar. tçleBirbirimize bakıp gülüşüyoruz. Ve ben cud tellerle evvelkisinin iki misli takat sek Mühendis mektebinde tahsilini ikmal rinde bu nevi borclar yüzünden mahke * terzimin sitemlerine uğramamak için muetmiş, Italyan sivil mühendisliğinde usul melere düşenler bile var.. gönderır. havereyi burada kesmeği pek münasib Sılâhtarağadan çıkan cereyan 15,000 den olduğu üzere bina, su, yol ve köprü Eskiye nazaran şimdi müşteri lıasis goruyorum. ve hatta 30,000 voltla çıkıp kablolarla mühendisi olmuştur. Muvaffakiyet dile midir? SUAD DERVtŞ şehirdeki transformatörlere getirilir ve Müşterinin• kısmı hâlâ eskisi gibi bir ıııııııııııııııı.ıııııııııııııımııııııııını nnıııııııııınıınıınıınııııın nz. „ nnııımMiınııım • < ıııı ıınıııııııııııı ııııı burada volt düşürülüp amper büyül Bir Türk mühendisi Kevif sahibi tîryaki bîr maymun tülür. Eğer transformatörler keşfedil meseydi ve elektrik 15,000 voltluk tazyik yerine 220 voltluk tazyikla sevke dilseydi şirketin Silâhtarağa ile şehir arasında 70 misli ve hatta daha fazla ağırlıkta kablo döşemesi lâzım gelirdi. Eğer havaî tellerle 220,000 voltla elektrik sevkedilirse bu halde hattan 700 misli tasarruf etmiş oluruz. Bazı yerlerde sulardan istihsal edilen elektrik böyle 2 yahut 3 yüz bin voltla birkaç yüz kilometroden şehirlere nak ledilmektedir. Şimdi transformatörlerin faydası an laşıldı değil mi? Elektrığin kolay idare edildiğini gün lük müşahedelerimizle anlıyoruz. Bir anahtan çevirmekle lâmbaları yakıp söndürebiliyoruz. Elektrik ocağını, radyoyu, ütüyü... Daha bilmem neyi ko layca kullanıyoruz. Kolay iddihar edildi ğini akümülâtörde görüyoruz. Başlıca bu dört hassası yüzünden süratle ta ammüm eden elektrik bugün sayılmı yacak harikalann meydana gelmesin sebeb olmuştur. Bunların en mühimlerini sonraki makalelere bırakıyorum. ıııııııııııııııııııııııııııiMiıııııııııııııınınınııırııııııııııııııııııınııınnıtı Muğla kültür teşldlâtının faaliyeti SALlH MURAD (*) Birinci ve ikinci makaleler 4 ve 7 ikincikânun tarihli sayılarımızdadır. 40 tüccar kambiyo istiyor Amerık.et:n Adelaıd hayvanat bahçesinde bulunan üç yaşmdaki şempanze Mary çok zeki ve çok insana yakm hareketler yapan bir hayvandır. Sabah kahvesini gördüğünüz gibi yatağuıda tatlı tatlı içer, gündüz kahvesınide de canı istediği zaman bizzat kendi »ardıgı »igarasıru keyifle tüttürür. Seyahat maksadile Avrupaya gitmel istiyen 40 tüccar, Ticaret Odasına mü racaat '•derek kambiyo müsaadesi iste miştir. idare heyeti bugün toplanarals rüccarların bu isteklerini tetkik edecektir Muğlada Kültür işUrinin feyizli bir yöntemle ilerleyib iyi mahsuller verdiğini fırsat düştükçe yazmıştık. Bu irfan bölüğü hayırlı çalışmalarına devam etmektedir. Resmimiz fehir ve köy muallimlerinin bir toplantttında tdınmıştır.