17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 tkincikânun 1936 CUMHUBİYET SON TE1EFON MABE RLER TELCRAF vc TELSİZLC Amerika ve harb f Yeni bitaraflık kanunu Amerikada nasıl tefsir ediliyor? Nevyork 4Birleşik devletler, ne pahasına olursa olsun, artık, bir harbe sürüklenmek istemiyorlar. Son harb, A merikada öyle nefretle dolu bir hanra bırakmışbr ki, Amerikalılar kat'î bir bitaraflık muhafaza etmek için her vasıtaya baş vunnağa karar vermişlerdir. Bu yüzden, ekonomik ağır zararlara uğra mayı bile göze almışlardır. Dün, kongre azasmdan biri «bitaraflık ne de olsa harb kadar pahalrya mal olamaz» di yordu. 29 şubatta mer'iyetten kalkacak olan halihazırdaki karamamenin yerine ko nacak bitaraflık kanununu anlamak ve mefhumunu iyice kavramak için bu sulh arzusunu daima gözönünde tutmak lâ zımdır. llk kararname, 31 ağustosta, îtalyan Habeş anlaşmazlığmm ortaya çıkardığı meseleye cevab teşkil etmek üzere ale lâcele tasdikten geçmişti. Bu kararname, sadece ondan evvelki Şako hâdisesi tecrübesine istinad ettiği için pek noksandı. HADİSELER KARŞISINDA J Amerika Yüce Divanmın ortalığı altüst eden kararı Tarim kanununun ilgası kararının vahim neticeler doğurmasından endişe ediliyor Vaşington 8 (A.A.) Tarim ka nununun anayasaya muhalif odluğuna dair yüce hakyeri tarafından verilen karar ortalığı kannakanşık etmiştir. Bu kararm çok vahim neticeler doğuracağı zannediliyor. Çiftçilerle meşgul olan dairelerde müthiş, bir kanşıklık vardır. Buna 1936 bütçesinin de bu kararla sar sıldığım ilâve etmek lâzımdır. Çünkü bu kanuna göre varidat olaTak gösterilen miktar bu karar üzerine tahsil edilmiye cek, fakat hükumet kanuna göre ekinlerinî azaltmış, olan çiftçilere tazminat vermeğe mecbur oalcaktır. Yeni bütçe Ruzveltin söylediği gibi nisbeten müvazeneli olmıyacak, gene müthiş bir açık verecektir. Gelecek Cumur Başkanı »eçiminde Ruzveltin ancak reylerin yüzde kırkmı toplıyabileceği zannediliyor. Vaşington 8 (A.A.) Yüce diva nm tanm yardım idaresini lâğveden kararını Ruzvelt tefsirden imtina etmiştir. Bununla beraber, lâğvedilen kanunun ahkâmı mucibince çiftçilerle yapılmış mukavelelerin icab ettirdiği tahsisaü kongreden istiyeceğini söylemiştir. Kumar belâsı Içtimaı bir derd olan kumarı bertaraf etmek için sıkıntıyı bertaraf edecek içtimaî vasıtaları çoğaltmalıdır Yazan : Ahmed Ağaoölu Gazetelerde okudum: «Bazı kahvehanelerde mekteb talebesi kumar oynuyormuş ve hatta bu talebeye kahvehane tarafından kredi bile açılmış imış!» Bu hâdiseyi kaydettikten sonra gazete diyor ki: «Bu gibi kahveler kapatılmalıdır!» Eğer hâdise münferid ve istisnaî olsaydı gosterilen polis ilâcının müessir olacağma ben de inanırdım! Fakat maalesef böyle değildir! Sel köpriileri çoktan alıp yuvarlamış tır. Kumar iptilâsı memleketi her tarafından istilâ eylemiş ve çoktan hakimiyeti altına almıştır. Biz çoktan biliyoruz ki Anadolu köylüsü vaktinin mühim bir kısmını kahvede iskambil oyununa sarfetmektedir. Hatta bu yüzden çıkan birçok facialar, cerhe ve katle kadar varan münazaalar, aile ocaklannın çökmeleri de meçhulümüz değildi. Istanbula gelince büyük caddelerdeki kahvelerden sarfınazar, dar ve karanlık sokaklara sığınmış kahvelerin kırık, sökük pencerelerinden içeriye doğru bir bakışta içilen sigaralann dumanlanndan yan karanlık bir hale gelmiş olan ağır ve pis bir hava içinde perişan giyimli, perişan simalann paçavraya dönmüş kirli ve pis iskambil kâğıdlan etrafında bütün kahveyi hıncahınc doldurmuş olduklannı görürsünüz ve bu, sabahtan akşama, akşamdan geceyansına kadar böyledir! Şimdi buradan Şişlinin kibar evlerine gidiniz! Salonun içine girer girmez hemen gözünüze en ziyade çarpan manzara, birkaç oyun masasımn etrafına gene kızlarla gene erkeklerin, olgun veya ihtiyar kadmlarla olgun veya ihtiyar baylann dizilmiş bulunduğu ve bütün varlıklarile kendilerini kâğıda vermiş olduklarıdır! Birkaç sene evveline kadar hiç olmazsa gencler utanırlardı ve Türk kadmlan kâğıd oynamağı kendileri için lâyık görmezlerdı! Fakat bugün moda değişmişür, zihniyet başkalaşmıştırl Şimdi utanmak, oynamıyan ve yahud oynamak bilmiyen gence düşer! Kadınlarrmızda ise asrileşme düşüncesi kıymet mefhumla nm değiştirmiştir, dün meziyet addedılen şey bugün kusur olmuştur ve aksine! Şimdi köyünden kibar ailesine kadar bir akınbmn içinde yuvarlanan bir kütle arasında mekteb talebesinin bu akına karışmamasını nasıl taleb edersiniz? Her içtimaî hâdise gibi kumann da iabiatile bir sebebi vardır. Umumiyetle bu sebeb Fransızlarm oisivete dedikleri ve benim avarelik veya işsizlik kelimelerile tercüme ettiğim illertir. Zengin muhitlerde bu avarelik doğrudan doğruya servetin fazlalığından doğar. Çalışmak mecburiyetinde bulunmıyan ve ayni zamanda başka ve daha yüksek eğlence yollan bulamıyan insanlar kumarı bir vakit geçirme vasıtası ittihaz ederler. Biz tabiatile bu muhitlerden değiliz. Bizdeki amil başkadır. Bizdeki amil iki nevidir: Birisi işsizlik, ikincisi içtimaî hayahn açılmamış olması! îşsizlik bizde doğrudan doğruya halk tabakalan üzerinde tesirini göstermekte dir. Bizde iş hacmi çok azdır. Teknik, sanayi ve ziraat bizde inkişaf etmemiş olduğundan iş hayatı birçok boş zamanlar bırakıyor. Köylerimizdeki hayvancılık ve ekincilik pek iptidaî bir halde bulundu ğundan köylüyü bütün sene işgal edecek vaziyette değildir. Senenin uzun bir müddeti esnasmda köylü işsiz kalıyor ve tabiatile boş vaktini geçirmek vasıtaları arıyor. Başka ve daha müterakki yerlerde kö'ylünün bu ruhî ihtiyacmı kitab, gazete, gezgin tiyatrocular, sinemalar, ve yahud halkla yakından alâkadar olan münev verlerin konferanslan, amelî dersleri tatmin eder. Bizde köylü bu gibi vasıtalardan da tamamen mahrumdur ve işte o da bu ihtiyacmı kahvede ve kumarda tatmin etmeğe çalışıyor. Sehirlerimize gelince, burada da iş hacminin azlığı tesirden hali kalmıyor. Fakat bu tesir köylerdekinden azdır, çünkü ne de olsa şehirdeki iş hacmi köylerdekinden ziyadedir. Burada başlıca amil içtimaî hayatın açılmamış olmasıdır. Meselâ îstanbul gibi büyük bir şehirde makul bir dinlenme veya eğlenme istiyen birisi kendisini adet& bir stepte zanneder! Nereye gitsin ve nerede arasın böyle bir dinlenmeyi? Meselâ yanıbaşımızdaki Atina ve yahud Sofyada böyle bir vaziyette bu!u nan birisi, mensub olduğu iş zümresinin toplantı yerine gider, yahud gazetelerle ilân edılmiş olan birçok ilmî, edebî, siyasî, içtimaî konferanslardan birisini tercih ederek gider. Ya o gece müteaddid tiyatrolarda oynanan piyeslerden birisini seyretmek için gider ve nihayet kafe şantanlar, musikili kahvehaneler vardır, bun lardan birisine gider, musiki ve oyun dinler. Bizde umuma açık olmak üzere ne vardır? Sinema ile kahvehanelerden başka gösterecek bir yerimiz var mıdır? İşte bunun içindir ki arasıra verilen konserler ve yapılan danslı çaylar bu kadar izdiham celbediyorlar. Fakat bunlar da o kadar enderdirler ki bahse bile gelmezler. Vakıâ arasıra konferanslar da veriliyor. Fakat bu konferanslar o kadar yeknesak ve yekdiğerini tekrardan ibarettirler ki pek az kimselerde merak uyandınr. O halde kalıyor kulübler; lâkin kulüblerimizde de kumardan başka ne vardır? Kumar oynamazsanız ha kulüb, ha eviniz! Dost ve bildik evlerine gelince, orada da kumardan başka birşey bulamazsınız! Çarnaçar briç, poker, bezik ve saire öğrenmelidir. Yoksa yalnızlığa ve ruhî kötürümlüğe mahkumsunuz! İşte cerraatimizi sarmış olan kumar illetinin kaynağı. Afyon, esrar, ve sair münevvim vasıtalar gibi kumar da hayatın yeknesak ve yekrenk akınından doğan bıkkmlığa karşı uydurulmuş çarelerden birisidir. Kumarda eğlence anyan pek taVjîatiîe arkasmda kansmı da çeker! Kadın evde kalıp yalnızbaşına pinekliyecek değil ya! Erkekle kansının gittikleri yola çocuk'an niçin gitmesinler? Bunlar da eğlenmek istemezler mi? Unutmamahdır ki insanın ceddi maymundur ve cedde en yakın çocuktur. Ana baba ne yaparsa çocuk ta onu taklid eder. Şimdi içtimaî hayatı sarmış olan bir illeti bir kahveden koğmakla derde çare bulunmuş zannetmek kadar hata olamaz. Bu kahveyi kapatırsin öteki kahveyc gider, ötekini de kapatırsin, başka ve daha saklı birine gider. Manevî bir ihtiyac gene manevî ted birlerle tatmin edilir. İçtimaî hayatın açılmaması nıhlarda sıkıntı husule getiriyor, bu sıkmtı kumara sığınıyor. Kuman berteraf etmek için sıkıntıyı bertaraf edecek içtimaî vasıtalan çoğaltmalıdır. Yani toplantı yerlerinin çoğalmasmı ve bu yerlerde hayatın feyizli kaynaşmasını temin etmek lâzımdır. |HEM NALINA MIHINA Sarı tehlike eyaz Avrupayı korkutan biı sarı Asya tehlikesi vardır ki 1904 1905 harbinde, Japon Imparatoru Mutsohitonun filolarile ordulan Çar Ikinci Nikolanın donanma ve ordusunu mağlub ettiği zamandanberi, gittikçe büyümektedir. Japonya yalnız Amiral Togolar, Mareşal Oyamalar gibi denizde ve karada yüksek kabiliyetlerini gösteren kuman danlar yetiştirmekle kalmamış, medeniyea'n her sahasında kıymetli insanlar yetiş tirmiştir. Japon fen adamln, Japon ekonomi adamlan ve Japon diplomatlan da Avrupadaki meslektaşlanndan asla geri kalmıyan, hatta bazan onlan geçen kudretlerdir. San Japon devlet adamlarının en büyük meziyeti, beyaz Avrupa ve Amerikalılann zâflanndan, rekabetlerinden, mücadelelerinden istifade etmeği bilmeleri ve bunda emsalsiz bir meharet göstermeleridir. Japonya, 1914 tenberi hiçbir fırsatı kaçırmadan işini görüyor. Japon siyaseti çok realisttir. Kâh silâh, kâh siyaset, kâh para ile Uzakşarkta kocaman bir imparatorluk kurdu. Şimdi de Çinle anlaşmağa uğraşıyor. Beyazlar, Habeşler için birbirine girerken sanlar da fırsatı ganimet biliyorlar. Japonya, Çinle anlaştıktan, bu büyük ve kalabalık memlekete hâkim olduktan sonradır ki asıl san tehlike bütün korkuncluğile ortaya çıkacakür. Bundan bahse den bir Fransız gazetesi diyor ki: «Asıl korkunc olan şey Japonyanın Çine sağhk götürmesidir. O zaman Ja ponya, 25 seneye kalmadan 400 milyon değil, bir milyar Çinlinin başına geçmiş bulunacaktır.» Filvaki Japonya pislikten, açlıktan ve su basması gibi tabiî afetlerden kınlan 400 milyon Çinliyi bu belâlardan kurta nrsa, senede 900,000 kişi artan Japon nüfusu gibi Çin nüfusunun da korkunc tezayüdler göstereceği ve bu insan seli nin Çinin geniş ülkelerine sığmayıp taşacağı muhakkaktır. Çin nüfusunun 25 senede 400 milyondan bir milyara çıkıp çıkmıyacağını bilmem amma, 56 yüz milyon Uzakşarklı dahi, bir çekirge bulutu gibi, Avrupaya çullanırsa, Beyaz Avrupa san Asyanm boyunduruğu altına girmekten boynunu zor kurtanr. Japonya, daha şimdiden, Sovyet Rusya, İngiltere ve Amerika için san tehlike olmuştur. Bu üç devletin Japonyanın doğan güneşini baürmak istediklerine şüphe yoksa da, her üçü de, yalnızbaşına bu belâh işe girmek ve öteki ikisinin ekmeğine yağ sürmek istemiyorlar. Birbirlerini kıskanıyorlar ve Japonya da, bu kıskanclıklardan istifade ederek işini görüyor. Bu gidis devam ederse san tehlike, muhakkak gelip çatacaktır; hem de çok geçmeden... Vapurculuk Şirketi gemileri alınıyor Ankarada kat'î anlaşma yapıldı Ankara 8 (Telefonla) Vapurculuk ?irketine aid vapurlann satın alınmaa yolundaki son konuşmalar da bugün bitti. Mutabık kalınan esaslar da Iktısad Vekilînin tasvibinden geçti. Vapurlann Denizyollan idaresine devrfle kabotaj hatlanmızdaki posta seferlerinin tamamen devlet elile idare edilmesi işi Heyeti Veküeye sevkedilecektir. Vapurlann alım satım devir ve teslim işlerine aid teferruat ta Istanbulda görüşülecek ve kat'î mukavele orada imzalanacaktır. Vapurculuk şirketi murahhaslan bu akşam Istanbula hareket ettiler. Deniz yollan idaresi müdürü Sadettin de bir iki güne kadar dönecektir. Bazı neşriyatın ve indî mütalealann taammen aksine olarak şirkete aid va purlann hükumetçe satın alınmasınin bütün hissedarlan memnun ettiği anlaşılıyor. Müessislerden Tavil ve Alemdarzade Lumhurreısı, memnu maddeler liste sinde belki de yazılı olmıyan fakat harbin sevk ve idaresi için zarurî olan mevaddı satmamalannı alâkadarlara kat'î surette bildirdikten sonra, nakliyatçılan ve bilhassa, hemen hemen hepsi devlete borçlu bulunan vapur kumpanyalannı, Son vaziyet Paris 8 (A.A.) Bütün nehirlerin haddinden fazla petrol, bakır, pamuk ve demir naklettikleri takdirde, finansal Londra 8 (A.A.) Bugün öğleden sulan hafifçe inmiştir. mukabele bilmisilde bulunmakla tehdıd sonraki toplantıda, Japonyanın, muhte etmişti. mel inşaat hakkında program teatisini isIç Bakanlığı müsteşan ve petrol işleri tihdaf eden İngiliz, Fransız ve îtalyan müşaviri M. lckes de diğer taraftan, büplânlarıni nazan dikkate almaktan imtiyük petrol kumpanyalanna verdiği emirna etmesi üzerine, deniz konferansı ciddî de, muharib devletlere yapacaklan petbir çıkmaza girmiştir. rol ihracatını kontrol etmelerini bildir Japonya, bu noktada tamamen yalnız mişti. bulunmaktadır. Monsell, Japonyanın bu î".dvNlr7ı ; ~* xl " "nzalarile Ikbsad Vekılı v^elaı Bayara çekılen bir telgrafta bu sevinc ve teşekkürler izhar olunmuştur. Yeni bitaraflık kanununda Reisicumhurun ne derece geniş bir salâhiyeti bulundugu ehemmiyetle müşahedeye lâ yıktır. Bundan sonra, muharib devlet lere ihracı yasak edilecek olan mahsulât, mevad ve lmtianın listesini tesbit ede Paris 8 (A.A.) Haber verildiği cek olan yalnız odur. ne göre, Yukan Rhone, Ain, Saone ve Cumhurreisinm bu salâhiyeti îhtiyanGaroune nehirleri inmeğe başlamıştır. na muhavveldir; zira kendisine taarruz Pariste ise vaziyet değişmemiştir. Passy mahallesindeki evlerin bodrumlan hâlâ edilen banşçı millet lehinde istisnaî mu su içindedir. Tarbes mıntakasında yağ amele tatbik etmek hususunda da müsamurlar tekrar başlamıştır. Adour yük ade verilmek isteniyor. Bu hususta misal olarak, Fransanm selmekte ve hasarlar yapmaktadır. Loire nehrinin sulan daha vahim bir Almanya tarahndan bir taamıza ugra şekilde artmış ve Rochelle yolu bir met ması ihtimalinin ileri sürüldüğünü öğrenrodan fazla derinlikte su ile örtülmüş dim. Taarruza kurban olan milletten tür. Halk telâşla akşamı beklemektedir. müdafaa vesaitini esirgemek suretile müÇünkü sulann yirmi santim kadar daha tearnza yardım etmenin haksız olduğu söylenmektedir. artması muhtemeîdir. Maamafih, Cumhurreisi bu salâhiyeti Paris 8 (A.A.) Loire nehri tehlikeli bir tarzda yükselmekte devam edi pek nadir ahvalde kullanacağı için, Hayor. Nantes şehrinin sularla örtülü olan beşistan, bundan her halde istifade et sokaklannda seyrüsefer tamamile dur miyeçektir. Amerika efkân umumiyesi, muştur. Nantes Bordeau* yolu bir met Italyaya hemen tamamile aleyhtar olmaro derinliğinde su il* örtülmüştür. Altı sma ve son haftalar zarfında hükumet tarafından alman tedbirlerin bu tesir alköy tahliye edilmiştir. tmda olmasına rağmen, bu böyledir. Beş çocuk yıkılan bir Juvarın Fransadaki feyezanlar Bazı şehirlerin sokaklannda bir metro su var altında Katdf" " Deniz konferansı Japonların son hareketi ümidleri suva düşürdü Leon 8 (A.A.) Vedo kasabasında yağmur sulannın yemiş olduğu bir duvar yıkılmış ve enkazı altında beş çocuk kalmıştır. Bunlardan üçü ölmüş, ikisi de ağır surette yaralanmıştır. Almanya, Fransa ve İngiltere reddini kaydettikten sonra konferans, cutna günü yeniden toplanmak üzere, da ğılmıştır. Bu arada, Japonyanın aldığı vaziyet karşısında meselenin gemilerin keyfiyeti bakımbından münakaşasma devam edil mesinin ne dereceye kadar müfid olacağı hakkmda karar verilecektir. Bu hususta Verilecek aleyhte bir karann konferansın sonu demek olmasından korkulmaktadır. Londranın Almanyaya sorduğu sualler Berlin 8 (Özel) Hitlerle Fransanın Berlin elçisi arasındaki son görüşmeler münasebetile ingiliz hükumeti hava lokarnosile şark misakı hakkında Almanyanın ne düşündüğünü Hitlerden sormaya Berlindeki İngiliz elçisini memur etmiştir. Bu kumpanyalar, hükumete, normal ambargoya riayet edecekleri vadinde bulundular. Hulâsa, Cenevre, ambargoyu petrola da teşmil edecek olursa Amerikanın, riayete mecbur olmadığı halde, bu ka rara iştirak edeceğini muhakkak görü yorum. Azledilen Yunan memurları Memurların yerlerine ıadesı gürultulu bir mesele oldu Atina 8 (Özel) Mart isyanından sonra azledilen memurlann tekrar yerlerine iadesi meselesi çok gürültülü bir mesele şeklini almıştır. Kral bu mesele hakkında görüşmek üzere dün Hürriyetperver partisi lideri Sofulisi çağırmışsa da mumaileyh hasta olduğu için saraya gidememiştir .Diğer taraftan Kralın bu işte önayak olduğunu gören Kondilisle Teodokis seslerini büsbütün yükseltmişlerdir. Hatta Kondilis gazetelere verdiği bir diyevde azledilen memurlann yerlerine getirilmesi mes'uliyetinin Krala aid olacağmı söylemiştir. Teodokis de gazetelere Kral aleyhinde beyanatta bulunmuştur. Bu meseleye Kralm müdahale ettiğim gören Çaldaris eski fikrinden vazgeçmiştir. Atina 8 (Özel) Başbakan azle dilen memurlann yerlerine iadesi mese lesi icin Kralla bugün tekrar görüşmüştür. Bakanlar Kurulu bugün bu husustaki karamameyi son defa olarak tetkik edecek ve cumartesiye kadar neşreyliye. cektir. Dil ve Tarih Fakültesi bugün açılıyor Ankara 8 (Telefonla) Ankara Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesinin açılma töreni yarm saat 13,30 da Halkevinde yapılacaktır. Mektebde tedrisata da yarın başlanacaktır. Bazil Zaharof gene sahnede Londra 8 (Özel) Umumî Harbde ismi sık sık işitilen Bazil Zaharofun Wikers silâh fabrikası hesabına Habeşistana mühim miktarda silâh ve cepane gönderdiği şayi olmuştur. \Vikers şirketi bu haberi tekzib ederek Bazil Zaharofla hiçbir alâkası olmadığını bildir miştir. Afyon İnhisar müdürünün temaslan Ankara 8 (Telefonla) Ankarada Cenevre 8 (A.A.) Sovyetler birbulunan Afyon inhisan müdürü Sami buliğinin Uruguay hakkındaki müracaati Maamafih, Amerika hükumeti vazi gün Iktısad Vekilini ziyaret ederek idareye aid işler hakkında izahat vermiştir. konseyin gelecek toplantısı programına yetin ticarî mahiyetlerinden hiç birisini sokulmuştur. ihmal etmemekte, Amerikanın ltalya ile Sami yann Istanbula dönecektir. olan menafii aleyhinde fazla ve açıktan aBir Sovyet vapuru battı Laval Parise döndü Moskova 8 (A.A.) Alman istih çığa kararlar vermek istemmektedir. Paris 8 (Özel) Yılbaşı tatilini Laval barat bürosundan: 2650 tonluk Sovyet motörü Doneç Leningraddan Hamburga giderken bat * Amerika donanmasmın yeni mıştır. Motörün enkazı ve iki cesed Vi Başkumandanı borg yakmında bulunmuştur. Vaşington 8 (A.A.) Vis Amiral Buenos Ayreste bütün amele Arthur Hepbum, Amerika Birleşik Devgrev yapıyor Ietleri donanması Başkumandanlığma tayin edilmiştir. Vis Amiral Hepburn, haBuenos Aires 8 (A.A.) Şimenziranda bitecek olan manevralardan sonra difer amelesi müstesna olmak üzere senAmiral Reevesin yerine geçecektir. dikalara dahil hemen bütün amele, sekiz gündenberi grev halinde olan inşaat amePastane değil silâh deposu Madrid 8 (A.A.) Saragusada po lesi lehinde yirmi dört saatlik bir tesanüd lis bir pastacıda mühim bir silâh ve mü grevi yapmışlardır. Polisle tezahüratçı himmat deposu meydana çıkarmıştır. Iar arasında vukubulan musademelerde Bunlann arasmda 100 tane de dolu bom altı kisi ölmüştür. Birçok yarah vardır. ba bulunmuştur. Gıranata civannda ko 171 kişi tevkif edilmiştir. Otuz kadar otomünistler bir barut deposunu uçurmuş büs ve tramvay arabası ve vagon yan mıstır. lardır. Auvergnede geçiren Parise dönmüştür. Başbakan Rusya Uruguay ihtilâfı Milletin, üzerinde fazla ısrara gelmi yen sulh arzusuna, kuvvetli bir faşist aleyhtarlığmın tesirini de ilâve etmek lâzımdır. Bazı garb limanlanndaki dok amelesi, Eritre ve Samaliye giden îtalyan gemilerine yük yüklemekten imtina ettikleri zaman, resmî makamlar bu ha reketi bariz bir memnuniyetle karşıla mışlardı. Ve nihayet, birleşik devletler, vaktile başlayıp geçen ilkbaharda fasılaya uğnyan ticarî görüşmelere, Romanın, Amerika mallan hakkında ittihaz ettiği takayyüd tedbirlerinden dolayı, tekrar başlamaktan vazgeçmişlerdir. AHMED AĞAOGLV Millî bir harekete ihtiyacımız var (Basmakaleden devam) lâkadar olunacaktır. Münhasıran kendi sağhğına sarfolunacak olan bu parayı en uygun matrahlarında gene bu milletten istiyebilir ve alabiliriz. Türkiyemizdeki 80 bin köyün bu hesaba üstüste yılda 25 lira verdiğini farzetsek bunun mecmuu iki milyon lira eder. Bir o kadannı da şehirler vermek suretile bu fevkalâde bütçenin temelli iradı temin edilmiş olur. Bu öyle bir vergidir ki bilhassa tatbikatı tahakkuk etmeğe başladığından itibaren halkın hakikaten severek deruhde ve ifa ettiği bir mükellefiyet olur. Bütün milleti bu konu üzerinde düşünmeğe çağiTiyoruz. (Le Journal) YUNUS NAO* Bir san'atm içyüzü Yarından itibaren Stefan Zv/eigin bir uzun hikâyesini daha tefrika suretile neşre başhyoruz. Okuyucularımızm lezzetle takib ettikleri diğer hi kâyeler gibi bunun da makbule geçeceğini ve lyni merak ve heyecanı uyandıracağını ümid ederiz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle