19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
?8Birinciİ£ânun TELGPAF HABERLERI Deniz konferansı İngfiltere ve Japonya beraber hareket ettikîeri takdirde Amerika da deniz silâhlarını azaltacak bir sşfhayı beklemektedirler. Bu Vaşinkton 7 (A.A.) Amerikan hükumetine göre, Japonyanın ikinci konuşmalann necede olacaLondra konuşmajarı yapılırken ğı ve şimdiki murahhaslar araamVaçington muahedesini feshetme da mı yoksa diplomatık yollarla si Japonyanın bu konuşmalardan mı yapılacağı henüz belli değildir. çekümesi demektir. Başlıca alâka1935 deniz konferansını toplamadarlardan birinin çekilmesile de bu dan evvel bazı teknik noktaların konuşmaların hikmeti vücudü kalgörü^ülmesi lâzım geldiği söylenmaz ve bunun bütün mes'uliyeti mektedir. Bu noktaların başlıcalaçekilene aiddir. Muahede şimdi rı şunlardır: feshedilse bile ancak 1936 sonun1 Japonyanın da istediği anda hükümden düşecektir. Ameri da iştirak edebilmesi için, mecmu ka hükumeti, alâkadar diğer devtonilâtoyu konuşmalann dışında letlere bu müddet içinde siyasal bırakan bir ingiliz Amerikan istikrarı ve deniz silâhlarının temmukaveİMİnin akdi imkânlarını didini temin edecek elbirliği im araçtırmaktır. Bu mukavele harb kânlannı bulabilecekleri ümidin gemilerinin keyfiyet itibarile azaldedir. Bundan da anlaşılıyor ki tılması hakkında olacak ve diğer Amerikan hükumetinin hattı ha devletler de buna iltihak edebile reketi M. Norman Davisin görüşcek]erdir. lerine tamamile uygundur. Ame 2 Senelik deniz programla rika şimdiye kadar resmen bildir nnı birbirlerine bildirmek taahhü memişse de deniz silâhlannm e dünü mutazammın bir mukavele saslı bir tarzda azaltılmaaını iste mektedir. Bahriye Bakanı M. Svan akdi imkânlannı araştırmak için de bütün devletlerle müzakerelerson Amerikanın, İngiltere ve Ja dc bulunulacaktır. ponyada aynen hareket ettikîeri Bütün bu konuşmatar böyle bir takdir de deniz silâhlarının yüzde mukavele yapılabileceğini göster yirmi azaltılmasına muvafakat ettigini bildirmiftir. diği takdirdediı ki Londra konfe ransı toplanacaktır. Aksi takdirde İngilizler ne bekliyorlar? konferansın toplanmaması çok Londra 7 (A.A.) İngiliz ler, deniz konuşmalarırlda ikinci muhtemeldir. B! GlfNDE BU] lçtimaî musahabe «Tabib>> kalkmalı Silâh satışmda dönen f ırıldaklar Sark misakı ve tngiltere Amerikada yapılan tah Paristeki müzakereler memnuniyet uyandırdı kikatın vardığı netice Vajington 7 (A.A.) Âyan dan M. Klark silâh tahkikat komisyonunda 1929 da bir Amerikan firmasının mevcud ambargoya rağmen Çine gönderilmek üzere Hollandaya barut gönderdiğini ve bundan başka Çin hava kuvvetlerinde H eski Amerikan zabitinin muallimlik yapmakta ve Amerikada kullanılan usulü öğrrtmekte olduğunu söylemiş ve demiştir ki: «Bu muallimler Ticaret Bakanlığının tavassutu ile gönderilmi? tir. Çinliler «imdi de Amerikadan harb levazımı almaktadırlar.» M. Klark 1933 ve 1934 de Eolivyaya da yirmi milyon fişek sa tıldığını söylemijtir. Londra 7 (A.A.) Şark andlasmatı müzakereleri sırasmda alacaklan vaziyete dair Pariate M. Laval ile M. Litvinofun birıbirle rine verdikleri teminat Londrada büyük bir memnuniyetle karşılanmıçtır. Çünkü bu teminattaki harbrye bütçesi raporu M. Arşimbo nun meclisteki beyanatı üzerine ortaya çıkan askerî ittifak rivayet»erinin ve Londrayı ara sıra kuş kullandıran Fransız Rus müna •ebetlerinin bir tavzihi görülmek tedir. Londradaki kanaate göre Fran • sız ve Rus hükumetleri Şark lokarnosunu gerçekleştirmeğe azmet miş. bulunuyorlar, esasen bu lo karnoya tngiltere de ötedenberi hararetle taraftardır. adıköyünde oturan bir o kuyucumdan, iki üç gün var, bir bitik aldırn. Saym yutddaşım. can evinden kopan temiz bir coşkunlukla bana diyor ki: «Osmanlıcayı, arabca ve acen ceyi silkip attığımız şu mutlu günlerde, tabib aörü kafamızı tırma layıp duruyor. Bize bütür hasta larımız, tabibin türkçe kar;ılığı diye, doktor diyorlar.. Artık bu yabancı sözün kaldırılma çağı <?el miştir sanınm. Haksız rnıyım?» Çok doğru buldu^um bu dü • çünceyi ben de bütün varlığımla güclendirmek itterim. Gcrçek, bütün emci (hekim) lerimiz artık «alt soy adlarını hem de aj'ma (unvan) lannı değil, bilgi avalgt (tabir ıstılah) lannı da türkçeleş tirmelidirler. Gidişe bakıhrsa bu da yakında gelecek. Ancak saygı değer okuyucum, coşkunlukla, göz koymanıiç, bana cunduğu bitiği kendi reçete yap • raklannd^n birine yazrn»». Bir de bakayım ki, baş tarafında şövle bir basın var: B.. H.., diş TABİBİ! Bu görüşüm beni aşırı gü'.dür dü. Bir de güzel söy (fıkra) an dırttı: Arnavutlukta fakının biri. ca mide çömezleri okuturmuş. Bilir • siniz ya, Arnavutların dili seddeye dönmez pek. Bu fakı da bir türlü teddeleri diyemezmiş. Ancak özü bunun yetiğine varmıyormuç, aonra da dili dönmeyen çömnzlere kızıyorum. Günün birinde dayana mayıp: Şedelere dikkat ediniz, Mo lalar, bre!. Diye çıkıçmış. Okuyucum bu benzetişi hoş görsün, dilerim. Adamlık oluşudur bu. Bir nicemiz böylecere yanıhr da, ele verirken talkını, kendimiz yutanz salkırnt. Bu kadarcık bir suçu da, sevgili yıirddaçımm temiz eoskunluğuna bağıslanm. EreGmend Ehrem TALU Başka bir yurddaşimdan gelen bi tikte, öziinün Fatihteki Millet kütüpa nesinde, T. D. T. C. nin tarama der gisini aradlğl, ancak bulamadığl ya zllldlr. Adkll bir dilde yazllan bu bi tikte, kamumuznn öz dilimize düfkün lük gösterdiğimiz bu çağda, böyle bir yokluğa yanllmaktadlr. Genel bir okuma yurdunda, dergiyi dişaridan edinemiyenlerin onu ne olur> •a olsun bulmalan gerektir. KUltür Bakanllğlnin bu eksikliği giderme«ini dilerim. £. E. T. Yeni nesil arasında aile münakaşası Son toplantıda /'* dedikodu ile baş •: liyan bir mesele pek: ciddî konu; malara • A&ıoğlu kadar gitti. :,.. Dedikodu meshur bir Türk haniminin uzun senelerdenberi kocasi oîan adami birakip başkasil« yaşamağa koyu'ması etrafmda basladı. Toplantıdaki hanimlar vak'adan müteessirdiler. Beyler ise birbirine göz kirparak dudaklarinin altindan giilümsüyorlardı. Hele Türk budununun yükselmesinde Türk kadmınm keskin roller oyniyacağım her yerde durmadan söyliyen Süveyda Hanima bu gülüm • semelerden pek çok paylar aynlmakta idi. Süveyda Hanim bunu duyuyordu ve patlamak için bahane ariyordu. bahan? geldi. Erkeklerden birisi Süveyda Hanım $ix ne dersiniz ? Yanakları kizarmiş Süveyda taşkin bir «da fle: Ne diyeceğim! Gene siz erkek • lerin budalalığıl Yahu bana ne çikisıyorsunuz ? Ben o kadım tanimam bile! Benim hemsirem, kuzenira de de • ğildir! Süveyda Cevabinizin adiliği bile siz erkeklerin ne özden olduğunu • zu gösteriyor! Kadıni tanimiyormuç, hemşiresi, kuzeni de değilmiy! Türk etiaden, Türk kanindan, Türkelinden • dir ya! Hemsireniz, kuzeniniz olmasi için bu kadan yeta'şmez mi? Ve sonra zannediyor musunuz ki ba örnek ka • dinlar Türkelinde artarsa sizin hem sireniz, kazenmtz hanimefendiler, gül goncaları gibi yapraklar altmda sak • lanmif kalrmş olurlar! S:ra elbette ki onlara kadar gelir ve belki de şimdi • den bile gelmistir! * Pekili! Biz erktkler ne yapa • Iım? Evlenirkfn ne yaptığinizin farkioda olonoz! Evlenmek, eğlenmek değildir. Çok ciddî, çok mes'uliyetli bir iftir. Siz bunu anliyamıyortunuz! Siz kizin ya gnzelliğini veya parasini aüyorsunus. Son ülkünüz eğlenmek tir. Eglrnce ise çekki olduğundan git* tikçe insani içine alir ve basuu dön • dürür. Hassaten btzde balolann, suvarele • rin, barlarin dan» yerlerinin Türk kulari üzerine yaptıkları trsirleri siz hayalinize bile getiremezsiniz! Bunlar daha dün ısıga çiktılar. Anneleri bu ç«kici yerleri görmüş, öğrenmiş değil dirl«r. Onlarin tesirkrini tecrübe et • miş ve bu tesirlere karsi koyacak si lâhları elde etmi» değildirler! Biliyor musunuz. Batindan batina devam e • drn bir âriza kendi îlâcinı da kendi i çinde taşir. Bu flaç uzun tecrübelerle, uzun göreneklerle elde edilir ve n«»ildrn nesile geçcrek harîçten gelen çe • kici kuvvetlere karsı bir nevi sakla yitf kalkan rolünü oynar! Fakat bana da bakmiyarak tecrü • beli yerlerde kizlan, on sekiz yirmi yasindan evvel eğlence yerlerine gö • türmezler ve bunlartn ilk kere suva • reye gitmeleri, hususf merasimle icra edilir. Biz • bu yola daha dün Atıl dığuniz halde • on dört yaşindan barlayıniz da her yaşta kizlarırmz her türlü eğlence yerlerine gitmektedirler. Hele bunlann kullandıklan boyalar • HEM NALINA MIHINA t Cübbe aşkı! J Aile ocaklanna ahlâkî çürüklüğü sokan ve yuvaların yıkılmasına sebeb olan erkekler midir? Yazan: Sar meselesinde uzlasma elde edildi Bu neticeden Fransız gazeteleri çok metnnun Pari» 7 (A.A.) Sar hakkında Cenevrede elde edilen uzlaştnayi bütün Fransız gazeteleri bUyiik bir sevincle karçılamakta ve M. Lavah alkıçlıyarak bu uzlasmanın Mar • silya işinin iyi bir tarzda görüçüle • bihnesi için mÜMiid bİr x«min hazırladı^ını yazmaktadır. «övr> gazetesi Cenevrede nikbinlik b««ladıgını re Milletler Ce * miyetinin de canlandiÇıni yazıyor. «Ekselsior» gazetesi de Fran sız • İtalyan yakınlasmasının arttığını görmekte re her s«y sonuna kadar iyi giderse M. Lavalın ya kında Romayı ziyaret etmek fik rinde olduğunu bildirraektedir. Cenevre 7 (A.A.) Alman hükumeti, Sar üçler komitesi reisi M. Aloisiye su cevabı göndermi^tir. «Alman hükumeti plebisît sıra • sında Sarda sulh ve asayişin muhafazası için Milletler Cemiyetinde yapılan beyanata muttali olmustur. Alman hükumeti, Sarda sulh ve as*yi$in muhafazası için difardan kuvvet getirilmesinin zarurî olmadığı mütaleasında bulunmakla beraber, Milletler Cemiyerti kararlastırdığı takdirde, az meveudlu uluılararası bir kuvvetin Sar toprak • larına gönderilmesini kabul etme ğe amadedir.» Londra 7 (A.A.) Avam kamarasında M. Lansburiye cevab veren Sir Con Saymen (John Simon) Sar arayı umutniyesi hakkında beya • natta bulunmuştur. M. Aloisinin riyasetindeki komisyonun muaffakiyetinden sitayifle bahsettikten sonra Sir Saymen ko • misyonun Fransa ve Almanya tara* fından kabul edilen tavsiyelerd* bulunmus olmasından memnuniye • j 1 tini söylenıUtîr. Sir Simon Sarın istikbalile en yakındaa alâkadar olan iki memle • ketin tesrild mesai ftkirlerini d» Adana belediyesınin faaliyeti Adana 7 (A.A.) Şehrimiz belediyesi son günlerde iyi çalış malara başlamıştır. Dün bclediye encümeni toplanarak ulu» ve işçi sağlığını bozacak durumda oldu ğu söylenen fabrikalar üzerin deki belediye ba?hekimliğinin ra porunu gözden geçirerek bundan böyle fabrikalarda en <ız dört ayekyolu ve içlerinde akar su bulundurulmasına, içme sulannm düzeltilnrıesine, fabrikalara giren ve çıkan hayvanların yemlenmesi ve sulanması için betondan muslukîar yaptınlmasına ve bütün bunlann en son bir ay içinde tamamlanma*ına söz kesti. Kayıb tayyareci Ulm ile arkadaşları hâlâ aranıyor Honolulu 7 (A. A.) Ulm ile arkadaşlarım bulmak için bütün ümitler kaybolmuş gibidir. Bununla beraber araştırmalar • dan vaz geçilmiş değildir. Şimftlî yeni Gal ile Avustralya hükft • metleri masraflan kendileri tarafından verilmek üzere otuz yel kenli kiralamışlar ve tayyarecileri bulana 1250 İngiliz liratı mükâfat vadetmişlerdir. eğer, Yunanlı dojtlanmız, hele Yunan gazetecilerı, papaz cübbesine ne kadar âşıklarmış! Papazlar yalnız papazlar değil, bütün ruhaniler, Türki yede, kendi kiavelerinı, mabedle rinin içinde giyecekler, dışanda giyemiyecekler diye bir kanun dan, dözgfinlerden, kuvaforlrrden, on yaptık. Atinada kıyamet koptu. dülâsyonlardan bah • Yunan gazeteleri, bizim eski şeri setmiyorum! Şim • atci softalar gibi, «din elden g'diAhıtted di böyle bir kizla yor» diye hep bir ağızdan öyle bir evlenmis olan bir etkek te egçığlıktır kopardılar, ki değme git lenceye kapılmif olursa bun • 9İn! Eğer hıristiyanlık ve ortolann kurduklan ailenin ne olaca • doksluk, beş altı metroiuk siyah' ğım kolayhkla anlarsıniz! Mrse'.â etsof kumaşta ise, bütün hıristiyanrafmda dedikodu yaptığimiz ai'enin lann ve ortodoksların papaz kıyayasayisını biliyorjunuz. Zavallı çocukfetine girmeleri lâzım gelmez mi? lar ecnebi dadılann ellerine birakıl mis. Anne denüen varlık, onları yal • Kara cübbeyi sırtından çıkanr.ca niz sabahları balodan eve avdet ederdin ve mezheb elden gidiyorsa, ken görür, sövle bir okşar baba ise paoazlar geceleri de yatağd o kıyabunu da hergün yapmaz. Her ikü< yirretle yatmalı değil midirle/? mi dört saatlik zamanlarini ziyafetler, Böyle yapmadıklarına göre, pasuvare ve bar eğlenee'eri arasında taksim eder?er. Bir taraftan diğer ta • pazlar geceîeri dinsiz, gündüzleri rafa koşmak için ancak elbise değis • dindar mı oluyorlar? Böyle saçma tirmek için firsat bulurlar! Bu meyanşey mi olur? da tabiatile erkek enteresan, rankontrBiz kimsenin itikadına karışma lar bulur. Trtatetler hanimm dikkati • dığımiz için, Yunanistanda, pa ni çeker, evreli kizar, sonra da ba pazların siyah cübbelerine karşı muhitte bu gibi seyler çok olduğu ve gösterilen aşk ve hürme*e de bir künse kiymet vermediği için o da o diyeceğimiz yoktur. , Yunanlıîar, muz silker ve nihayet kndisi de baş ka bir «enteresan rankontr» bu'ur. kendi memleketlerinde. bu aşk ve O günden itibaren koca ile kan ara • hürmeti istedikleri kadar göster sında zimnî bir mukavele kurulur: sinler; fakat, lâik Türkiyenin da «Ne s^n bana, ne ben sana!» hilî işlerine karışmasmlar. Ben öyle kombinezonlar isitthn ki Akıl ve mantık sahibi olen herkoca, karı ve karinm â?ıkı beraberce kes bilir ki dinle kıyafetin müna yasiyor ve rğleniyorlar ve zımni mukavele mocibince kimse kimseye i • sebeti yoktur. Hıristiyanlıkta müliçmiyar! Hele nikâhk karlm kaçirip teaddid mezhebler ve bu mezhebkocanin ve balkin gözleri önande dolerin hepsine göre, ayrı ayrı bir Ufmak, son gunlerin kahramanlığı olçok ruhanî kıyafetler vardır. Hatmuştur! ta, protestan papazlan sivii elbise muştur! Bu serait içinde tabiidh ki aile giyerler. Bunların kıyafetleri de kurulmaz ve kurulmak istenilen ocaklağiştikce hıristiyanlıklan cicğişiyor nn da tütmeleri pek kisa olurf Yeni mu? İngiliz papazlan, herhalde ler arasında bosanma davaları sayı • ortodoks papazlan kadar, d.ini büsizdir. tün hıristiyandırlar. Şu halde bi Pekâlâ bu içtimaî çSrüklüğe karsı erkekler ne yapsinlar? zim kabul ettiğimiz kanun vicdan Erkekler n« yapsmlar mı? Çü ve din hürriyetine asla dokunmarüMüğü çağırmasmlarl Yukaridanbe • maktadır. ri söylediklerinden anlamanu ksab e Yunanlı dostlanmız, kara cüb derdi ki kadmı eğlenceye, içkiye, se • belerin aşkile soğuk kanlılıklannı fahate, israfa, ve saireye alistiran ero kadar kaybetmiş görünüyorlar kektir. Onu balolara, suvarelere, barlara götüren odur. Onsuz Türk kadıni ki Türk dostluğunu bile istemi elbette ki bu yerkre gitmezdL Fakat yorlar. Biraz daha gayret etseler, götüre götüre ali(brdlktan sonra da 20 nci medeniyet asrında, kara artık öteki tarafma dönmek te grne cübbelerin hatın için bizc harb omm kaderidir. Sonra kizlarimizin, ilân edecekler... kadinlarımizm okuduklan romanlari, Türk, Yunan dostluğu, «iyasî ve hikâyeleri kim yaziyor? Bu yazılarda olsun, erkek, Türk yafayismtn bu ck iktısadî menfaatlerin uygunluğunsik taraflarini aydmlatip kadmlari dan, yani hakikatlerdcn doğmuç doğru yola çağiramaz miydı? Fakat ne tur; yoksa papazların kara rüb grzer? Yazilarinizin hemen hepsi kizbelerinden değil. Bu münasebetle larimızi ve kadmlarimizl eğlenceye, Türk dostluğunu redde kalkış?n israfa, şehvete davet etmektedir. Son Yunanlı gazeteci arkadaşlarımıza, zamanlarda yüksek ideal, şerefli ve kara cübbelerin aşkını Tüık dosthaysiyetli duygular narmna kaç eser yazıldı! Kadm hürriyeti! Bu çok yük luğundan üstün tutan bir dostluk sek ve bereketli bir ülküdür: Bu ül • ta, pek inanılır ve güvenilir şey küyü Türkeli için yrni bir canlılık ve değildir; dersek bize darılmasın varlllık kaynağı yapmağa kaç edibi lar. miz özendi! Tersine olarak onu telvis ederek bir çöküntü oymağı yapmağa kalkisan nice esrrler vardır. Hiç süphe etmeyiniz ki bu eserler cemaatimizdeki ahlâkî duygusuzluğu üretmekte çok müessir olmuşiardır. Biıım muhi timizi bu derece hissiz ve geniş mez heb olmağa götüren elbette ki muhi tin en faal kısmı olan erkeklerdir' Hudud hâdisesi kapanmış! AĞAOĞLU AHMED Anglikan papazlarmdan Kızıl meydanda matem mitingi bari ibret alsalar! [Birinci sahifeden r~.abalt\ vazife tanımışlardır. Iste misali: Ostan Okley sefirin ziyafetine tam bir tngilrs centilmeni kıyafetile iştirak etmiatir. Bittabi papazın evvel ki gün veya dün kiiisedeki ma • lum vazifesini dinî elbisesile yap tığuıı, dısan çıkarken de gene s'.vil elbisesini giydiğini söylemeğe lü zum yok.. Şu parlak hakikati, son çıkar • dığımiz kanun üzerîne garib bir vaziyet alan Rum Pahikanesile Yunanlı dostlarunıza ithaf etmek isteriz! Moskova 7 (A.A.) Kirofun cenaze merasimi münasebetile Kızıl meydanda bir matem mitingi yapil • miştir. Hükunvt ve merkez icra komitesi namina söz alan Molotof, isçi simfı düşmanlarinm hareketlfrini takbih ettikten sonra demiştir ki: « thtilâl şefinin şah«lnda bizzat ihtilâli kasdeden kurfun bu iMilâli, ve bolşeviklerin Lenin ve Stalinin firkasina olan bağlıllklarinı daha ziyade artı • racaktır.» Sovyet Rusya isçileri namina söz söyliyen Kaganoviç de ayni yolda söz söylemis ve Kirofun yolunda öldügü davayi mutlak surette muzaffer kıl • mak için işçUerin bedediği sarsilmaz inanı bildirmiftir. olduğu, hilâfeti, medrese ve tek • keleri hiç tereddüt etmeden y>kip atıveren lâik Türkiye Cumhuriyeti rejiminioı m&nfi vaziyetlere tahammülU olmadığı hakikatin« karşı gaflet göstermiyeceği umulur. Yunanlıîar hududları takviye ediyorlar Yunan • Bulgar hudud hâdisesi et rafinda tahkikat yapan muhtelit ko • misyonun protokolımdan sonra m • sele mutad diplomasî mecrasma gir • miştir. Bulgar hükumetince Bulgar müfre zelerinin yanbslıkta bulunduğu itiraf olunduktan ve Yunan topraklarina hiçbir suiniyetle girilmediği hakkında teminat verildikten sonra, Sofyada ar tık mesrleye kapanmiş nazarile bakılmaktadır. Bu mesele etrafmda Atina • da toplanan hâdise mintakasi meb'ns • lan aldıkları kararda bu gibî vaziyet lerin tekrarlanmamasi için hükumetin ciddî tedbirler almasinı istemrktedir ler. Ulusal Noel ağacı Paris 7 (A.A.) Hükumet, işsizlerin çocuklan menfaatine Reisicumhur M. Lebrunun hinıaye sinde ulusal bir noel ağacı yapmağa karar vermiştir. M. Flanden bir beyannarne r.eşrederek budunu soysal birliğe ve yardıma çagırmıştır. İngilizler nasturileri kandırmıya çalışıyorîar Izmir borsasında îzmir 7 (A.A.) Ayın birînci güniinden altıncı günü ak?amına kadar borsada 6 kurustan 22 ku ruşa kadar 7,679 çuval üzüm ve 4 buçuk kurustan 6 buçuk kurusa 966 çuval incir satılmiftır. Urfa 7 (A. A.) İyi kaynaklardan alınan habere nazaran, Dirzor mmtakasında Aneze aşireti nezdine sivil olarak gelen tngiliz me murlan Irakı t£rkeden Nasturile rin yerlerine iskân edilmesi için Aneze aşireti reisi Muckimiyi kandırmıçlardır. İngiltere Lehistan kömür anlaşması Patrikhanelerde bugün toplantıiar Londra 7 (A.A.) Kötnür hakkında tngiltere ile Lehistajı arasında yapılan anlaşma bazı piyasa lann takıimini noüfterek piyasalar Erzurum 7 (A.A.) Erzurum için satış fiatlerinın tesbitini ve ile* Halkevi değerli bir tesebbüste bulunmuştur. Bina dahilinde bir mem risi için de teminatı ve bir teffiki leket kitab odası hazırlamağa baf mesai programını derpif etmekte dir. Iami|tir. Erzurum Halkevinin faaiiyati Almanyada adliye teşkilâtı Berlin 7 (A.A.) Prusya Adliy» Bakanlığı haric olmak üzere bütün Ahnan hükumeüerinin Adliye Ba kanhkları bir emirname ile k*Idı rılmıstır. Bundan böyle bütün Al manyada adl! hâkimiyet Rayh ha kumetinin elinde birlejtirtlmif ol Epir msselesi Atina 7 (Hu$u«î) Arnavnt • luktan aldıkları haberlere göre Yunan ekalliyeti hakkında hükunıet çe tetkik edilmekte olan tazyikaUn devamı dolayısile oradaki ekallîyetin artık rahatça yafamasının ka bîl olmadıgım Atina ve Selânik gaz«teleri yazmakUıdırlar, Dün de yazdığımız gibi bugün Rum ve Ermeni Patrikanelerinde kıyafet kanunu üzerinde göüimek üzere ayrı ayrı içtimalar yapıla caktır. Bunlardan ikincisini hemen hemen yüzde doksan biliyo ruz: Ermeni papazlarının kilise lerden haricte sivil kıyafetle gez • melerine ötedenberi taraftar olan Ermeni Patrikliği bu hususta bir karar almak fikrindedir. Rum Patrikliğinde yapılacak içtimaa gelince: Kanuna karsı mecıfi btr vaziyet alu. gibi görünen bu mü•scesenin ne karar vereccği belli değildir. Ancak Rum Patrikanevinra, Türkiyede Türk kanunlarmsn mer'i Yunan • Bulgar hududa takviye edildi Atina 7 (Hususî) Bulgar hudud askerlerinin Yunan toprağına tecavüz ederek beş Türkü öldürmeleri üzenne hududun lâzim olduğu veçhile müda faa edilememekte olduğu gazeteler ve muhtelif rrrhafil tarafindan ileri sü rülmekte idi. Dün bir toplantı yapan Trakya âyan ve meb'uslari da bu meseleyi mevzını bahsettiklerinden Yu nan erkâmharbiyesi bugün gazetelre bir tebliğ göndererek hududun daima icab ettiği derecede muhafaza edilmekte bulunduğunu ve son hâdise üzeri • ne de erKmmiyetli bir surette takviy» edUdiğini bildirmiftir. Maksimos istifa etmedi Atinadan haber verildiğine göre bu vesile ile Yunan Harıciye Nazırı M. Maksimosun istifa etmek mecburiyetinde kaldığı haberi de Yunaa hükumetinin neşrettiği resmî bir tebliğle tekzib edfilmiftîr.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle