26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

5 Nisan 2017 Çarşamba Osmangazi Köprüsü için Hazine garantisi verildi. Finansman idarenin sağladığı kredilerle bulundu. Köprünün inşaatını Japon IHI firması üstlendi. Akademi 9 >>ekipmanların finansal kiralanması ve birtakım laboratuvar hizmetlerinin özel kişi tarafından sağlanması da mümkün olabilmektedir. Ayrıca sözleşmeye göre özel kişi lehine birtakım hazine garantileri de sağlanabilmektedir. Bu bağlamda sözleşmeye ulaşamasak da, ihale ve ön yeterlilik denetiminden özel kişinin yükümlülükleri ve bunlara dayalı olarak yapılan sözleşme hükümlerini çıkartabilmekteyiz. Şehir hastanesi sözleşmelerinin muhtemel sakatlık hali, şu durumda sebep unsurundan kaynaklanabilir. Zira sebep unsuru idarenin tüm işlemlerinin temelinde önceden belirlenmiş, nesnel ve kanıtlanabilir bir nedenin bulunması anlamına gelir. 6428 sayılı Kanun’a baktığımızda ise 1. maddesinde niçin kamuözel ortaklığı sistemiyle bir hastanenin yapılabileceği açıklanmaktadır. Bunlar, kamu özel ortaklıklarının ortaya çıkış sebebi olarak gösterilen, yüksek kaynak veya yüksek teknoloji ihtiyacıdır. Ancak bu iki ihtiyacın da şehir hastanelerinin yapılmasında rol oynamadığı somut olayın derinliklerine inildiğinde ortaya çıkmaktadır. Öncelikle zaten gereken finansal kaynak, idarenin ilgili özel kişilere kredi temin etmesi ile sağlanmıştır.2 Gerçekten idare tarafından sağlanan kredi miktarı ilgili hastanelerin yatırım bedelleriyle örtüşmektedir. Yani bu özel kişiler şehir hastanelerini inşa ederken öz kaynaklarını kullanmamışlardır. O halde idarenin bu kamu hizmeti için yüksek kaynak ihtiyacı bulunmamaktadır. Zira finansmanı kendisi sağlamaktadır. Zaten merkezi yönetim bütçesiyle karşılaştırıldığında bir şehir hastanesinin yatırım bedeli fazlasıyla düşük miktarda kalmaktadır. Öte yandan özel kişinin yüklendiği görevlere, tıbbi araçgereç temini ve laboratuvar hizmetlerine bakıldığında bunların idarenin zaten yıllardır devlet hastanelerinde görmekte olduğu, yüksek teknoloji gerektirmeyen hizmetler olduğu ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla şehir hastanelerinin sözleşmeleri sebep unsuru bakımından sakatlanmaktadır. lOsmangazi köprüsü İkinci olarak değerlendirilmesi gereken kamuözel ortaklığı, verilen hazine garantileri ile kamuoyunun tepkisini çekmiş olan Osmangazi Köprüsü’dür. Osmangazi Köprüsü, bağlı otoyollar hariç kalmak üzere 3996 sayılı Kanun’a dayalı olarak, yapişletdevret modeli olarak bilinen kamuözel ortaklığı sonucu inşa edilmiştir. 3996 sayılı Kanun’un 1. maddesi, 6428 sayılı Kanun’da olduğu gibi, kamu hizmetinin yüksek mali kaynak veya yüksek teknoloji ihtiyacı söz konusu ise kamuözel ortaklığı eliyle yerine getirilmesine imkân tanımaktadır. Somut olaya baktığımızda gerçekten fay hattı üzerine yapılacak bir asma köprünün yüksek teknoloji ihtiyacı gerektirdiği söylenebilir. Ayrıca köprünün maliyeti 1.2 milyar dolar olarak öngörülmüştür. Bu miktar gerçekten de idarenin bütçesini lsarsabilecek durumdadır. Hazine garantileri sorunu: Geçenden bir akçe, geçmeyenden iki akçe! Ancak her ne kadar ilk bakışta ka muözel ortaklığı sözleşmesinin sebep unsuru ortaya çıkmış gibi görünse de, ihalenin ve sözleşmeden bize yansıyan kısmından anlaşılabileceği üzere ciddi birtakım sıkıntılar bulunmaktadır. Ön yeterlilik denetimi bu kanunun uygulama yönetmeliği ile idarenin takdirine bırakılmış olsa da sebep unsuru bakımından ilgili özel kişinin yeterli teknolojik altyapıya sahip olması beklenmelidir ve eğer buna sahip değilse sebep unsuru bakımından sözleşme sakat olmalıdır. İlgili özel kişi olan Otoyol A.Ş. yeterli teknolojik bilgiye sahip olmadığı için, idarenin izniyle dahi olsa, köprü inşaatını bunu daha iyi yapabilecek Japon IHI firmasına yüklemiştir. Dahası, kamu hizmetinin yüksek yatırım bedeline karşılık finansman yine idarenin sağladığı kredilerle bulunmuştur. Verilen hazine garantileriyle beraber zarar etmesi neredeyse imkânsız olan bu işletmeye bir de idarenin finansman sağlaması, sebep teşkil edecek ikinci husus olan yüksek maliyet gerekçesinin de bulunmadığı anlamına gelmektedir. Dolayısıyla bu sözleşmenin de sebep unsuruyla sakat olduğu söylenebilir. l Mevzuat yanlış, uygulama yanlış, sonuç yanlış Sonuç olarak kanunda yazıldığı gi bi ilgili kamuözel ortaklıkları özel hukuk sözleşmesi değil, idari sözleşmedirler. Bununla beraber idari işlemin unsurlarından olan sebep unsuru, kanunda belirtilen sebepler yerine getirilmediği için bulunmamaktadır. Dolayısıyla işlem sakat hale gelmektedir. Ayrıca kamu hizmetinin sürekliliğinin sağlanması için özel kişiye verilen garantiler ve kamuözel ortaklığının tabiatından kaynaklanan risk paylaşımı adeta idarenin bütün riski üzerine alması olarak sübut bulmuş ve dolayısıyla son derecede kötüye kullanılmıştır. Yetmezmiş gibi sözleşmeler gizli tutulmuş, idarenin şeffaflığı ilkesi göz ardı edilmiştir. Bu şartlar altında Türkiye’deki kamuözel ortaklığı uygulamalarının iyi bir şekilde işlediğini söylemek mümkün değildir. Tam tersine neredeyse dünya literatürüne geçecek kadar kötü uygulamalar olduğunu belirtmek gerekir. n 1 Bu husustaki bir AYM kararı: E:1994/43, K:1994/422 ve aynı doğrultuda Danıştay 13. Dairesi kararı: E:2008/5151, K:2008/6509. 2 “İzmir ve Kocaeli Şehir Hastaneleri Proje Finansman Töreni”, 20 Ekim 2016, http://www. saglik.gov.tr/TR,2612/izmirvekocaelisehirhastaneleriprojefinansmantoreni.html, erişim tarihi 14 Mart 2017.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear