Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
29 ŞUBAT 2008 CUMA spor 0 2 0 2 L O FUTB Deniz ÜLKÜTEKİN “Küresel ısınma yüzünden çim bakımı çok maliyetli bir iş haline gelecek. Gelecekte bütün statlar sentetik çimle kaplanacak.” cümlesi Orange Araştırma, Geliştirme Şirketi ve Gelecek Laboratuarı’nın ortaklaşa hazırladığı geleceğin futbolu isimli araştırmanın en akla yatkın görünen öngörüsü... Futbolun son 10 yılda geçirdiği önemli değişim fark edilmeyecek gibi değil. Teknolojinin gelişmesi, büyük medya kuruluşlarının ve şaibeli servet sahiplerinin yatırımları, futbolu, farklı bir noktaya taşıdı. Maç saatlerinin yayıncı kuruluşların isteği doğrultusunda belirlendiği, birçok kulübün şirket gibi yönetildiği bir dönemdeyiz. ‘Futbol 2020’ isimli araştırma ise bir adım ileri giderek futbolu, üç boyutlu maç yayınları ve yiyecek içecek sipariş edilebilen statlarla başka bir boyuta taşıyor. Artık Avrupa’da harçlıklarını biriktirerek deplasmana giden yolda bir çorbayla karnını doyuran taraftarlar istenmiyor. Kulübün resmi mağazasından alışveriş yapan her sezon kombinesini alan ve oturarak maç izleyen taraftar modeli, hem kulüplere hem de yatırımcılara daha cazip ve kontrol edilebilir geliyor. İddiaya göre 2020’de maçların yayın kalitesi o kadar artacak ki futbolseverler stata gitmek bile istemeyecek. Kimse maça gitmeyi istemese de robot seyirciler, atmosfer yaratmak için düşünülmüş. Araştırmada, Liverpool Üniversitesi’nden Rogan Taylor’ın görüşlerine de yer veriliyor. Kilisede bile insanların şarkı söylemek için ayağa kalktığını belirten Taylor, şu sözlerle devam ediyor: “Statlarda teknoloji gelişirken insanlar da eski günlerdeki atmosferi geri getirmek için çaba sarfediyor.” Ancak gol pozisyonlarında titreşerek seyircilerin ayağa kalkmasını sağlayan koltuklar da tasarlanan projeler arasında. Araştırmada değinilen konulardan biri de ileride taraftar organizasyonlarının kulüplerde söz sahibi olması. Malcolm Glazer, Roman Abramovich gibi bol paralı yatırımcıların yüzyıllık kulüpleri, herhangi bir denetim mekanizması olmadan yönetmesi, uzun süredir eleştiriliyor. Buna karşılık, özellikle İngiltere’deki taraftarlar aldıkları hisse senetlerini ortaklaşa kullanarak denetim mekanizması oluşturmaya çalışıyorlar. 2020’de bu girişim ne kadar gelişim gösterir bilinmez ama monitörlü koltuklardan daha kayda değer bir tartışma konusu olduğu gerçek. Zaten kimin gol pozisyonu olduğunu fark etmek için uyarıya ihtiyacı var ki? Futbol 2020 daha birçok yeniliği ön görüyor. Sezgileri yerine vücutlarına yerleştirilen mikroçiplerdeki bilgilere güvenen teknik direktörler, hakemlerin ofsaytı belirlemesine yardımcı olacak akıllı saha zemini, genetik teknolojisiyle çabucak iyileştirilen sakatlıklar bunlardan birkaçı... NEYMİŞ ABDÜLKADİR YÜCELMAN C 19 Gençler ‘Nutuk’ Okumanın Zamanıdır arih tekerrürden ibarettir, ancak ders alanlar için de çok önemli bir yol göstericidir ve Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘’Nutuk’’u tarihi belgelerle dolu Cumhuriyet’in öyküsüdür. Cumhuriyet’in kurucusu Mustafa Kemal, tamamı 878 sayfa tutan Nutuk’u CHP’’nin 2. Büyük Kurultayı’nda okumaya 15 Ekim 1927 Cuma günü başlamış ve her gün sabah ve öğleden sonra 3’er saatten 6 saat olmak üzere 36 saatte bitirmiş, 344 sayfa belge içeren Nutuk’u neden ve kimler için yazdığını da şu cümlelerle ifade etmiştir: ‘’Sayın baylar, sizi günlerce işlerinizden alıko T yan uzun ve ayrıntılı sözlerim, en sonu tarihimize malolmuş bir çağın öyküsüdür. Bunda ulusum için ve yarınki çocuklarımız için dikkat ve uyanıklık sağlayabilecek noktaları belirtebilmişsem, kendimi mutlu sayacağım.’’ 6 gün boyunca Gazi Mustafa Kemal’i nefeslerini tutarak dinleyenler, onun kimi zaman sesini yükselterek, kimi zaman daha sakin konuşarak dostdüşman dünyaya seslenişini izlemişti. ‘’1919 Mayıs’ının 19. günü Samsun’a çıktım’’ diyerek başladığı konuşma sında Cumhuriyet’i Türk gençliğine armağan ettiği bölüme geldiğinde ‘’Ey Türk gençliği...’’ derken gözyaşlarını tutamanıştı. Ertesi gün İngiliz gazeteleri, ‘’Gazi gözyaşlarını tutamadı’’ diye manşet atmıştı. Üzerinde karanlık bulutların dolaştığı şu günlerde Cumhuriyet’in nasıl kurulduğunu ve nelerin yaşandığını yeniden anımsamanın zamanıdır. Mustafa Kemal, Nutuk’ta böyle günlerden kurtuluşun da reçetesini yazmıştır. Her Türk’ün evinde bir Kuranıkerim, bir Türk bayrağı ve Nutuk vardır. Ülkemizin son yıllardaki görüntüsünü göz önüne alan İstanbul Bahçelievler Belediyesi, her yıl Mustafa Kemal Atatürk’le ilgili eserleri Türk gençliğine sunarken, bu yıl da armağan olarak Bahçelievler’deki tüm eğitim ve öğretim kurumlarına 10’ar bin Nutuk’la milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un kitaplarını dağıttı. Bahçelievler Belediye Başkanı Osman Develioğlu, Bahçelievler halkı için hizmete devam edeceğini söylerken spor için de projelerini açıkladı... ‘’14 okula spor salonu yapıldı. Yeri belirlenen 5 yüzme havuzunun yapımı başlıyor. Bölgemizde lisanslı sporcu sayımız 20 binleri aştı. Gençlik geleceğimizdir.’’ Atatürk’ün tarihi eseri Nutuk’u almak isteyenler varsa Bahçelievler Belediyesi Basın Danışmanı Mustafa Holoğlu’ndan (+90 0212/ 441 94 5253) isteyebilir. Semra Öğretmenin Sporcu Ordusu eçen hafta sporcusunu unutan spor sayfalarından söz etmiştim. Sporun altyapısından öylesine güzel sesler geldi ki, telefonlar durmadı, epostadan da sürekli haberler geldi. ‘’Bizden de söz edin, biz de genciz, biz de sporu spor için yapan büyük bir kitleyiz’’ diyen yakınmalar ise çoğunluktu. Bu hafta 15 yaşındaki kızlardan oluşan G KURTAR BİZİ CRUYFF! Johan Cruyff, Amsterdam’a geri döndü. Amacı son 10 yılda sadece 3 şampiyonluk kazanan, Avrupa’da uzun süredir kayda değer bir başarısı olmayan ve altyapı sisteminden eskisi gibi yıldız fışkırmayan Ajax’ı yeniden başarılı günlere döndürmek. Yalnız Cruyff’un Ajax’ta nasıl bir rol üstleneceği belirsiz. Yapılan açıklamada Sarı Fare’nin görevinin kulübün teknik planlamasının yeniden düzenlemek olduğu belirtildi. Bu pek anlaşılabilir bir ifade değil ama 1996’da fiilen teknik direktörlüğü bıraksa da bugüne kadar Barcelona’yı perde arkasından yöneten kişi olan Cruyff, yüksek ihtimalle Ajax’ta da benzer bir görev üstlenecek. AKLINI YİTİREN FUTBOLCU İngiliz Paul Gascoigne, Euro 96’da İskoç savunmasını ipe dizip fileleri havalandırırmasının ardından yıllarını ulusal takım antrenörleriyle kavga ederek alkol tedavisi görerek Çin’de ve birkaç amatör takımda futbola dönmeye çalışarak geçirdi. Belki de yeteneklerinin ellide birini göstermesine karşın futbol tarihine isimini yazdırmayı başaran futbolcu ne yazık ki 21 Şubat’ta Newcastle yakınlarında bir otelde, dengesiz hareketleri sebebiyle tutuklanarak akıl hastanesine kaldırıldı. En popüler olduğu dönemlerde medya tarafından yaratılan “Gazza Çılgınlığı” fenomeni yıllar sonra gerçeğe dönüştü. voleybolcu ordusundan söz edelim. UPSSpor, Türk voleyboluna katkı sağlamak için 2003’te kurulmuş. Kulübün kurucusu Haluk Ündeğer, genel koordinatörü de Semra Demirer... Semra öğretmen bugün Türk basketbolunu NBA’de temsil eden Hidayet’in ve daha birçoğunun minik yaşlarından başlayarak onlara ablalık, öğretmenlik yapmış, spor ahlakını ve spor sevgisini aşılamış bir spor eğitimcisidir. Yine NBA’de Atlanta’da oynayan Zaza Pachulia’nın dışında sayısını kendisinin bile unutuğu nice genci spora yönlendirmiştir. G.Saray, Efes, F.Bahçe’de oynayan kız voleybolcularla erkek basketbolculardan bugün antrenörlük yapan birçok gencin yetişmesinde emeği geçen, Yıldırım Mahallesi, Yenibosna ve Bağcılar’daki okullarda birçok genci sokaktan kurtarmış, onlara spor bilinci ve spor ahlakı aşılamıştır. Daha sonraki yıllarda Selim Pars Koleji’nde spor eğitmenliği yapmış, UPSSpor kurulduğundan bugüne yine basketbol ve voleybolun altyapısında minikler, yıldızlar, gençler ve büyüklerden oluşan kızlı erkekli bir sporcu ordusunun başında çalışıyor. Spordan sanata, müzikten tiyatro ve baleye dek UPSSpor’un koordinatörlüğünü yapan Semra hoca, geçen hafta yazdığım gibi çoğu spor sayfalarının unuttuğu, sporcularını ön plana koyup kendisini arka planda tutan bir spor fenomenidir. ayucelman?yahoo.com ZEHRA ÖKTEM 1 2 ‘den vurdu Zehra Öktem’in kızı Çiğdem. Gürsu KUNT Kökeni, insanın avcılık yaptığı, tarihin ilk dönemlerine uzanan okçuluk sporunun günümüz Türkiye’sindeki en ilginç isimlerinden biri haline geldi Zehra Öktem… Ok ve yayı ilk kez 30 yaşında eline alan Öktem, bugüne kadar pek çok ödül sahibi oldu. Kimi zaman dünyanın en iyilerini zorladı, kimi zaman 25 yaşındaki kızıyla yarıştı. Defalarca Türkiye rekoru kırdı. Uluslararası yarışmalarda dereceler aldı. En önemli başarısını ise 1991’de Dünya Şampiyonası’nda elde etti ve o yıl Türkiye’ye dünya üçüncülüğü kazandırdı. 19992006 arasında spora ara vermek zorunda kaldı. Geçen yıl okçuluğa yeniden döndü. Şimdi Mart ayında yapılacak Avrupa Şampiyonası’na kızı Çiğdem’le birlikte hazırlanıyor. 1959 yılında Trabzon’da doğan Öktem, İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Fakültesi Kimya Mühendisi Bölümü’nden mezun oldu. 1981 yılında evlenip, Antalya’ya yerleşti. Çeşitli özel kurumlarledi. Kızı Çiğdem’le birlikte, 2 Mart’ta yapılacak Avrupa Şampiyonası’na hazırlandıklarını kaydeden Öktem, “Bu şampiyonada Türkiye’yi 3 bayan temsil edecek ve üçü de Antalya’dan katılıyor. Bu Antalya için çok önemli bir konu aslında. Ancak okçuluk tanınan bir spor olmadığı için kimse de şu anda bunun öneminin farkında değil” dedi. Öktem, Avrupa Şampiyonası’nda kendilerini İtalyan, Rusya, Ukrayna, Fransa ve İngiltere’den gelen sporcuların zorlayabileceğini de belirtti. Türkiye’de kendi yaşında bir okçu olmadığını ancak ABD’de 63 yaşına gelmesine karşın okçuluğa devam eden bir sporcu bulunduğunu kaydeden Öktem, “Antrenörlük için yaşın sınırı yok. İstediğiniz yaşa kadar yapabilirsiniz. Ama sporcu olarak devam ediyorsanız, yaş önem taşıyor. Sanılanın aksine okçuluk, güç gerektiren bir spor dalı değil. Ancak konsantrasyon çok önemli. Her şeyi unutup, hedefe kilitlenmeniz gerekiyor. Bireysel bir spor olmadığı için de aslında izleyicilere çok çekici gelmiyor” diye konuştu. Elvan madalyayla dönüyor lusal atlet, dünyanın en iyi Usporcularının yarıştığı koşuda 3. oldu Spor Servisi Ulusal atlet Elvan Abeylegesse, dünyanın en iyi mesafecilerinin mücadele ettiği ‘World Best 10 km’ yol yarışında üçüncü oldu. Abeylegesse, Porto Riko’nun başkenti San Juan’da düzenlenen yarışta Elvan, üçüncülüğü elde ederek bronz madalyanın sahibi oldu. bayanlarda 31.38’lik derecesiyle üçüncülüğü elde etti. Ay Yıldızlı atletimiz yarış sonrası, “Bu turnuvaya çok büyük önem vermiştim. Uzun bir zamandır çalışmalarımı bu yönde devam ettiriyordum. Önemli atletler arasında böyle bir derece almak beni çok mutlu etti. Beni destekleyenlere teşekkür ediyorum” dedi. Yarışta bayanlar kategorisinde birinciliği, 31.02’lik derecesiyle Kenya asıllı Hollandalı atlet Lornah Kiplagat alırken, Etiyopyalı Mestawet Tufa, 31.12 ile ikinci sırada kaldı. Erkeklerde ise 28.03’lük derecesiyle Etiyopyalı Deriba Mergia birinci, Kenyalı Silas Kipruto 28.02 ile ikinci, bir diğer Kenyalı Wilson Kipsang ise 28.09’luk derecesiyle üçüncü oldu. Bayanlar ve erkekler birincilerinin 20’şer bin dolar para ödülü aldığı yarışmada, ikinciler 12’şer, üçüncüler de 8’er bin dolarlık para ödülünü hak kazandı. da kimya öğretmeni olarak çalıştı. Antalya Bölgesi ve Ulusal Takım Antrenörü eşi Erol Öktem’in de desteğiyle 1988 yılında okçulukla tanıştı. Okçuluğa ilk kez başlayan bir sporcuya 23 metrelik atış verilirken eşi Öktem’e bir erkek yayı ve 70 metrelik atışı hedef gösterdi. İlk atış hedefe gitti. Bunun bir tesadüf olmadığı ise sonraki atışlarda ve yıllar boyu alınan derecelerle anlaşıldı. Çalışmalarında en büyük destekçisinin eşi Erol Öktem olduğunu söyleyen Zehra Öktem, önceleri çevresinin, “Bu yaştan sonra okçu mu olacaksın” gibi cümleleriyle karşılaştığını, pek çok arkadaşının kendisine inanmadığını anlattı. Evde en çok konuşulan konunun okçuluk olduğunu dile getiren Öktem, kızının da spora yüzmeyle başladığını ancak okçuluğa devam ettiğini belirtti. Spora ara vermeden önce kızıyla aynı kategoride yarışmadığı için eşleşemediğini ancak geçen yıldan bu yana kızı Çiğdem’le de yarışmaya başladığını söy