25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

EKİM CUMA haberler AYDINLANMA EMRE KONGAR ERMENİLER FRANSIZLARIN OLANAKLARINI KULLANARAK TÜRKLERDEN ‘İNTİKAM’ ALMA YOLUNA GİTTİ Katliama uzanan işbirliği FIRAT KOZOK ANKARA Sözde Ermeni soykırımının inkârını suç sayan tasarıyı bugün parlamentosunda görüşecek olan Fransa’nın, geçmişte Ermenilerle birlikte nasıl hareket ettiğini belgeler ortaya koyuyor. Belgelere göre, Ermeniler, Fransız gemilerini kullandı, çete liderleri Fransa’nın üst düzey yöneticileriyle mektuplaştı. Türk Tarih Kurumu’nun (TTK) 6 ciltlik ‘‘Fransız Diplomatik Belgelerinde Ermeni Olayları’’ adlı kitaplarında yer alan belgeler, Türklerin Ermenilere soykırım uyguladığını savunan Fransa’nın, geçmişte Ermenilerle birlikte Türkiye’ye karşı nasıl savaştığını gözler önüne seriyor. Kitaplarda yer alan bazı belgeler şöyle: 1 Ermeni Milli Komitesi Başkanı Boghos Nubar Paşa’nın Fransa Dışişleri Bakanı’na gönderdiği mektup (Fransız Milli Arşivleri, Doğu Serisi, Ermenistan, Cilt 2, Sayfa 47, Dışişleri Kayıt Damgası, 2 Aralık 1918). Sayın Bakan, ...Sizin de gayet iyi bildiğiniz gibi, en büyük fedakârlıklar ve sürekli ıstıraplar pahasına, savaşın başından beri İtilaf Devletlerinin gayesine sarsılmaz bağlılığımızın bir nişanesi olarak, Ermenilerin fiili bir şekilde savaşan taraf olduğunu, Fransa’da ilk günden itibaren hizmet eden gönüllülerin Fransız bayrağı altında yabancı lejyonunda zafer elde ettiklerini, Cumhuriyet hükümetinin talebi üzerine, Ermeni Milli Komitesi tarafından silah altına alınan Ermeni gönüllülerin Filistin’de ve Suriye’de, Fransız birliklerinin hemen hemen yarısını teşkil ettiklerini ve General Allenby’nin zaferinde büyük payları olduğunu, bunun da Allenby ve Fransız komutanlar tarafından resmen beyan edildiğini. ...Lütfen Sayın Bakan, üstün saygılarımın teminatı olarak kabul buyurunuz. 2 Fransa’nın Mısır Ortaelçisi M. Defrance’ın Fransa Dışişleri Bakanı M. Delcasse’ye gönderdiği yazı (21 Kasım 1914) Türkiye ile savaş. Ermeniler. Boghos Nubar beni görmeye geldi. Adana ve Mersin’de nüfusun yüzde 40’ını Ermenilerin tasına verilecektir. Bizim askeri ataşemizin kontrolünde kullanılacaktır. 10 Defrance’tan Fransa Dışişleri Bakanlığı’na şifreli telgraf (14 Eylül 1915). 3 bin 450 Cebel Musa Ermenisi dün ve bu sabah Port Said’e bizim kruvazörle vardılar. 11 Fransa Dışişleri Bakanı’ndan Maruni Patriğine (21 Aralık 1916). ...Endişelerinizi anlıyorum. Her şey istenilen gizlilik içinde yürüyecektir. 12 Ermeni Milli Delegasyonu’ndan Fransa Dışişleri Bakanı’na (4 Aralık 1917). Bugün özel bir çıkar taşıması nedeniyle, Kafkasya’daki durum üzerine Ermenistan cephesinde Ermeni kuvvetlerinin örgütlenmesi konusunu görüşmek için ekselansları kısa bir görüşme ayarlayabilir mi? 13 Albay Torcom’dan Fransa’nın Tiflis Konsolosu’na (15 Aralık 1917). 10 milyon Frank ile ordu kurulması için yola çıkılabilir. 2 tümen Rusya Ermenileri, 2 tümen Türkiye Ermenilerinden olabilir. Askeri yardım yapılmalıdır. 14 Fransa’nın Tiflis Konsolosu’ndan Fransa Dışişleri Bakanı’na (17 Aralık 1917). Albayımız, İngilizlerin finansman desteğinde bulunduğu ve Ermeni, Gürcü birlikleri örgütlemek için subay yolladığını öğrenmiş bulunmaktadır. General Niessel’e yapılan teklife göre aynı sayıdaki Fransız subaylarını yollaması gerekmektedir. ‘KENDİ TARİHLERIYLE YÜZLEŞSİNLER’ Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, bugün ifade özgürlüğünden ödün vermediğini ileri süren Batılı ülkelerin, uygulamalarıyla kendi kendilerini yalanladığını vurguladı. Halaçoğlu, Daha önce Ermenilere soykırım yapıldığını kabul eden Fransa’nın, şimdi de soykırımı reddedenleri cezalandırmaya hazırlanmasına da tepki gösteren Halaçoğlu, ‘‘Kendi tarihi ile yüzleşemeyen ve Cezayir’de olanları görmezden gelen Fransa’nın, 1914 ile 1921 yılları arasında Ermenilerle olan ilişkilerini de incelemesi ve bu dönem tarihiyle de yüzleşmesini öneririz’’ dedi. Halil İnalcık’tan Fransa’ya Tarih Dersi C 5 S oluşturduğunu, İskenderiye bölgesinden yapılacak bir eylemde Ermenilerin İtilaf Devletleri’ne yardımcı olabileceklerini... 3 M. Deville’in Atina’dan Fransa Dışişleri Bakanlığı’na çektiği gizli telgraf (3 Aralık 1914). Maruni komisyonu ile Ortodoks Lübnanlılar Türklere karşı koymak ve İtilaf Devletleri çıkarmasına yardımcı olmak için Yunan hükümetinden silah istediler. 3 veya 4 bin tüfek ve cephane ile ıssız kıyıya çıkabilmek için küçük bir kayık verilmesi, Fransa hükümetinin olur vermesiyle birlikte bu komisyonun emrine verilecektir. 4 M. Defrance’ın Kahire’den Dışişleri Bakanlığı’na çektiği telgraf (12 Eylül 1915). Cebel Musa Ermenileri İskenderi ye’ye bizim muhriplerimizle götürülecek. 5 Fransa Cumhurbaşkanı’na Patrik Kevork’un gönderdiği mektup (6 Mayıs 1915). Ermenistan’dan alınan yeni haberlere göre Ermeni halkının varlığını tehdit eden katliamlar yeniden başlamıştır. İnsanlık ve Hıristiyanlık adına tarafsız hükümetler düzeyindeki diplomatik temsilcilerinize emir vererek bunların olaylara son vermesini... 6 Fransa Dışişleri Bakanlığı’ndan muhasebeye (25 Ekim 1915). Türkiye’den sınır dışı edilen Fransızlar ve sığınmacı Ermenileri desteklemek için kredi. 7 Tiflis Belediye Başkanı’ndan Fransa Dışişleri Bakanı’na çekilen telgraf (13 Kasım 1915). Kafkas Ermenileri... Cebel Musa Dağlarındaki kardeşlerinin Fransız donanması tarafından kurtarılmasını... En derin şükranlarını... 8 Pire’den Paris’teki Denizcilik Bakanlığı’na çekilen şifreli telgraf (4 Eylül 1916). Amiral Pothuau’nun 25 Mayıs’ta bildirdiğine göre, Part Said’teki Ermeniler Fransızların himayesinde birlik oluşturulmasına, Fransız birlikleri içinde küçük gruplara dağıtılmasına, bu koşullarda Kıbrıs’a yollanmalarına isteksiz gözükmektedirler. 9 Fransa Dışişleri Bakanı’ndan Savaş Bakanı’na (21 Aralık 1917). ...İsteği üzerine Ermeni askeri gücünü 20 bin milise çıkarmaya karar vermiştir. Bu sayı Kafkas ordusu komu evgili okurlarım, Fransa Parlamentosu, kabul etme sürecini başlattığı, Ermeni soykırımını reddedenlere ceza verilmesini öngören yasa ile sadece özgürlükçü demokratik düzenine değil, tarihine de ters düşmüş bulunuyor. Burada sözünü ettiğim tarih, Ermenileri kışkırttığı, Anadolu’yu işgal ederken onlara üniforma giydirip asker olarak kullandığı yakın tarih, 20. yüzyıl tarihi değil. Yakın tarih açısından bakıldığında, Fransa’nın, bu yasa tasarısı ile, sömürgelerinde yaptığı katliamlarla kanlanan tarihine uygun hareket ettiği söylenebilir. Benim burada sözünü ettiğim tarih, uzak tarih, ortaçağdan çıkış yılları. ??? Bu sütunda daha önce, varlığıyla övündüğümüz, dünyanın hayatta olan en büyük tarihçilerinden Prof. Halil İnalcık’ın İngilizce olarak yayımlanan son kitabından söz etmiştim. Eren Yayıncılık tarafından, Turkey and Europe in History (Tarihte Türkiye ve Avrupa) adıyla yayımlanan bu kitapta İnalcık, Osmanlı İmparatorluğu ile Avrupa arasındaki ilişkileri ve Osmanlı İmparatorluğu ’nun çağdaş Avrupa’nın biçimlenmesindeki önemli rolünü anlatıyordu. Bugün size bu kitaptan Osmanlı İmparatorluğu ile Fransa arasındaki ilişkilere ilişkin bazı bilgiler aktaracağım. ??? 1500’lü yıllar İtalya Yarımadası’nın Avrupalı güçler tarafından paylaşılma savaşına tanık olur. Osmanlı İmparatorluğu da bu savaşta yer almıştır. Kanuni Sultan Süleyman, Fatih Sultan Mehmet’in yolunda yürüyerek İtalya üzerine sefer yapmaya hazırlanmaktadır. Osmanlı tehlikesine karşı, Fransa Kralı Birinci Fransuva ile bizim Şarlkent olarak tanıdığımız Alman İmparatoru Beşinci Charles bir ittifak oluşturur. Bu ittifaktan iki ay sonra Barbaros, Preveze deniz zaferini kazanır. Bu olayların gerisinde yatan süreç ise çok ilginçtir. Avrupa üzerindeki stratejik hedeflerini gerçekleştirmek için Osmanlılar, Fransızların desteğinin öneminin farkındadır. 1533 yılında Kanuni Sultan Süleyman, Şarlkent’e karşı İngilizlerle ve Alman Prensleri ile bir ittifak oluşturması için, Fransa Kralı’na yüzbin altın gönderir. İki yıl sonra, Fransa Kralı, Sultan’dan bir milyon düka altını daha yardım ister. 1555 yılında bu kez Kral İkinci Henry paraya sıkışır ve Fransa’da faizi yüzde 12’den yüzde 16’ya çıkararak yeni bir borçlanmaya gider. Pek çok Osmanlı bu yüksek faizli senetlerden satın alır ve Fransa’ya mali destek verir. Bu arada Kral, Sultan Süleyman’ın ünlü mültezimi (vergi toplayıcısı) tefeci Joseph Nasi’den 150 bin eskudo borç alır. Bütün bu gelişmelerin altında, Osmanlıların Avrupa üzerindeki stratejik etkisi yatmaktadır: Kral Fransuva, 1532 yılında Venedik Büyükelçisine Avrupa’daki Şarlkent tehlikesine karşı öteki devletlerin varlıklarını koruyabilmesi konusundaki tek güvencenin Osmanlı desteği olduğunu söylemiştir. (s.120) ??? Evet değerli okurlarım, uzak tarih işte böyle. Yakın tarihe gelince; onaltıncı yüzyılda Avrupa’nın paylaşılması politikasında Osmanlı’nın stratejik müttefiki olan Fransa, ondokuzuncu ve yirminci yüzyıllarda Ermeni kozunu oynayarak bu kez İmparatorluğun Avrupa tarafından paylaşılmasında hak sahibi olmak istemiş, ama Mustafa Kemal Atatürk’ün önünde mağlup olan bütün öteki ülkeler gibi kuyruğunu kıstırıp Anadolu’yu terk etmiştir. Bugün Fransa’nın takındığı tavır acaba sadece üç beş milletvekili koltuğu için Ermeni oylarının peşinde koşan çarpık bir demokrasi anlayışının mı sonucudur, yoksa Soğuk Savaş sonrasında Anadolu üzerindeki emperyalist emellerin yeniden hortlaması ile mi karşı karşıyayız? ekongar?cumhuriyet. com.tr; www.kongar.org SERTAÇ EŞ ANKARA Rus ve Sovyet arşivlerinde uzun süre çalışan araştırmacı Mehmet Perinçek, ‘‘Anadolu’daki Fransız kışkırtmasının arşivlerdeki belgelerle sabit olduğuna’’ dikkat çekti. Perinçek, Fransız kışkırtmasının belgelerini şöyle sıraladı: ? Ermeni devlet ve bilim adamı B. A. Borayan, 1928 yılında basılan ‘‘Ermenistan, SSCB ve Uluslararası Diplomasi’’ adlı eserinde, Napolyon’un kışkırtmasıyla çıkan Zeytun ayaklanmasının, Ermenilerin değil, kapitalist Fransa’nın çıkarları doğrultusunda Napolyon’un emriyle örgütlendiğini anlatır. ? Rusya Toplumsal Siyasal Tarih Devlet Arşivi’nde bulunan, Çiçerin’e ve Orconikidze’ye yolladığı 4 Şubat 1921 tarihli telgraf bu gerçeği somut olarak saptamaktadır: ‘‘Fransız kaynaklarından doğrulanan habere göre İstanbul’daki Ermenistan Milli Meclisi, Avrupa’daki Türk Ermenilerinin tek tam yetkili heyetiyle birlikte Pogos Nubar heyetiyle görüştü... Türk Ermenileri, Nubar aracılığıyla İtilaf Dev Fransız kışkırtması letleri’yle Klikya’da ve Haravet vilayetlerinde Fransa’nın himayesi altında bağımsız bir devlet kurulması için görüşmeler yürütüyor.’’ ? Büyük Sovyet Ansiklopedisi’nin 1928 yılı baskısında Ermeni Meselesi maddesi: ‘‘Fransızlar Ermenilere işgal ettikleri topaklarda devlet kurdurmak vaadinde bulunmuşlardı. Bu vaatle Ermeniler Klikya’da yaşayan Müslüman nüfusa karşı harekete geçtiler.’’ ? 1928 yılında Devlet Yayınevi tarafından yayımlanan ‘‘Kemalist Devrimin İtici Güçleri’’ adlı eserinde Sovyet tarihçisi İrandust Taşnakların Müslüman halka karşı Adana, Maraş vb. bölgelerinde giriştikleri toplu kırımları şöyle dile getirmektedir: ‘‘İşgal edilmiş bölgelerde terör rejimi uygulandı. Fransızların oluşturduğu Taşnaklardan müteşekkil jandarma birlikleri, Türk nüfusa karşı kitlesel cinayetlere giriştiler. (...) Ermeni çeteleri, (...) sırayla bütün köyleri kılıçtan geçirdi. (...) Türk nüfusun fiziksel olarak ortadan kaldırılması programı tamamen bilinçli olarak işgalcilerin yönetiminde yürütüldü.’’ ‘İstanbul Paris’ten daha özgür’ ELÇİN POYRAZLAR Fransız Meclisi’nin Ermeni soykırım iddialarını tanımayanlara hapis ve para cezası öngören yasa önerisini kabul etmesine, Fransa’nın dünya ünlü tarihçilerinden tepki yağdı. Fransa’da ünlü tarihçileri bir araya getiren ve 600 üyesi bulunan ‘‘Tarih İçin Özgürlük Derneği’’, yasa teklifinin kabul edilmesini ‘‘gerçek tahrik’’ olarak niteleyerek, Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac’a yasayı reddetmesi çağrısında bulundu. Fransa’nın önde gelen tarihçilerinden Pierre Nora, önerinin kabul edilmesini ‘‘felaket’’ olarak niteleyerek, ‘‘İstanbul, Paris’ten daha özgür. Ermeni meselesini tartışabilmek için İstanbul ya da Londra’ya gitmemiz gerekecek’’ dedi. Fransa’da aralarında Rene Remond, Mona Ozouf, Pierre Nora ve JeanPierre Azema gibi ünlü tarihçilerin de bulunduğu 600 üyeli Tarih İçin Özgürlük Derneği, Fransız Meclisi’nin Ermeni soykırım iddialarını tanımayanlara hapis ve para cezası öngören yasayı kabul etmesini kınadı. Dernek, yayımladığı bildiride, yasa teklifinin kabul edilmesini ‘‘gerçek tahrik’’ olarak niteledi. Tarihçiler, teklifin senatodan geçmesi halinde, Cumhurbaşkanı Jacques Chirac’a yasa teklifinin iptal edilmesi yönünde girişim yapması çağrısında bulundu. Tarihin, kurbanların anısına derin saygı duyulduğu ifade edilen bildiride, bununla birlikte teklifin demokratik özgürlüklerden geri adım anlamına geldiği vurgulandı. Bildiride, Chirac’ın daha önce açıkladığı, ‘‘parlamentoların tarih yazamayacağı’’ görüşü de anımsatıldı. Tarih İçin Özgürlük Derneği üyesi tarihçi Pierre Nora, Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada, yasa önerisini ‘‘felaket’’ olarak niteledi. İstanbul’un bundan böyle Paris’ten daha özgür bir kent olacağını söyleyen Nora, önerinin Türkiye karşıtlarının siyasi bir manevrası olduğunu belirtti. Nora, ‘‘Bir Fransız vatandaşı bir entelektüel ve bir tarihçi olarak, demokratik bir ülkenin tarihte yaşananları resmi bir gerçeklik olarak tanımlamaya kalkmasını kabul edilemez buluyorum. Bu mantık çok tehlikeli. Bu karar Fransız Parlamentosu’nun gündeminde bekleyen kölelik ve sömürgeciliğe yönelik diğer yasaların da görüşülmesinin önünü açacak’’ dedi. ‘DELİLİĞE HAPSOLDUK’ Tasarının arkasında ‘‘çok iyi organize olmuş siyasi bir güç’’ bulunduğunu anlatan Nora, yasa önerisinin Ermenistan için de olumsuz sonuçlar doğuracağına dikkat çekti. Türkiye’nin AB üyeliğine karşı olduğunu, Ermeni soykırım iddialarını da kabul ettiğini belirten Nora, ‘‘Fransa Ermeni soykırımıyla hiç ilgisi yokken bu yönde bir yasa çıkarmaya kalkıyor. Bunun ardından Fransa’nın geçmişini ilgilendiren en az 12 yasa tasarısı gündeme gelebilir. Bu yasa tasarısının kabul edilmesiyle bir çeşit delilik çemberine hapsolduk. Konu demokratik özgürlüklerin kısıtlanması. Bu deliliği yalnızca Fransa’nın yapmış olması ise oldukça ciddi bir durum. Bu tasarının geçmesinin nedenleri yalnızca siyasi. Fransa’daki seçimler öncesi oy kaygısının yanı sıra Türkiye’nin AB üyeliğine karşı olan grupların çabaları da var. Hatta bu grupların Ermenilerin meselelerine önem vermelerinden çok Türkiye’yi AB sürecinde engelleme çabaları öne çıkıyor’’ diye konuştu. Yasanın mecliste kabul edildiği günü kendisi için ‘‘yas günü’’ ilan ettiğini belirten Nora, ‘‘Tüm bunlardan öte Fransa’nın imajı çok ciddi biçimde zarar gördü’’ dedi. Öte yandan, merkezi Paris’te bulunan Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü de yayımladığı bir bildiriyle yasa teklifinin kabul edilmesinden ‘‘büyük üzüntü’’ duyduğunu kaydetti. D inamiti bulan Alfred Nobel, dünyanın en itibarlı ödüllerini kurdu (1901). Bu ödüller Fizik, Kimya, Fizyoloji (Tıp) ile Barış ve Edebiyat ile sınırlıydı... Nobel Vakfı bunlara 1968’de Ekonomi Bilimleri’ni kattı. Nobel Ödülleri’nin bu kadar itibarlı olması, a) Ödül olarak verilen miktarın yüksekliğinden (1 milyon dolar civarında), b) Ciddiyetinden, yani seçimlerin mümkün olduğu kadar iyi yapılmaya çalışılmasından, c) 100 yılı aşkın bir sürekliliğe sahip olmasından, dolayısıyla kendi içinde bir tarih yazıyor olmasından kaynaklanıyor. Nobel Vakfı’nın, özellikle bilimlerin seçiminde şüphesiz en objektif davranmaya ve ödül amacına en uygun seçimleri yapmaya çalıştığını varsaymalıyız. Şüphesiz, her türlü “en” nesnel seçimin de, duruma göre çeşitli derecelerde subjektif (öznel) nitelik taşıdığını varsaymalıyız. En iyiler arasında bir seçim yapılıyor. Her seçim özneldir. Bilim nobellerinde bu öznellik belki en aza indirilebilirken, Barış ve Edebiyat ödüllerinin seçiminde ise daha yüksek derecede gerçekleşir. Bu son ikisine siyasetin, ideolojilerin, bakışların da karıştığı bilinir. ??? Orhan Pamuk, Nobel Edebiyat CUMA YAZILARI ORHAN BURSALI Sel Akar Kum Kalır CNN’deki sohbetinde gördük. Halkı tarafından dışlanmak, hele bir edebiyat yazarı için korkunç olabilir. Çünkü, edebiyatçı, halkının, toplumunun, topraklarının gıdasıyla beslenir. Köklerini derinlemesine ve düzlemesine bütün ülkeye salmak zorundadır ki nadide (yabanıl!) çiçekler açabilsin. Pamuk’tan bir Amerikan, bir Alman, bir Fransız edebiyatçısı çıkmaz. Bu sadece Pamuk için değil, çok büyük bir çoğunluk için geçerlidir. Orhan Pamuk, Türkiye’siz yaşayamaz! ??? Nobel Edebiyat Ödülleri’nin verildiği insanların “muhalif karakteri” bilinir. Orhan Pamuk öteden beri Nobel Ödülleri’ni gündeminden düşürmedi. Kimisi onun bu tutumuna olumsuz yaklaşabilir ve “Nobel’e yönelik hiçbir çabası olmayan ve Nobel alan yazın adamlarını” anımsatabilir. Kimisi de der ki “Pamuk, Nobel’i Ödülü’nü kazandı! Türkiye için sevinilecek bir olay. Pamuk’un Ermeni ve Kürtler için söylediklerine katılmayabilirsiniz. Ben de abartılı ve gerçeklere yarım yaklaşılmış ifadeler olarak görürüm. Mustafa Kemal dönemine yönelttiği “sayfa kenarı” eleştirilerini kolaycı ve üstünkörü bulurum vb. Tarihi kurgulamamızda temel farklar vardır. Görüntü ve sonuçlar benim için aldatıcıdır! Nasıllar ve nedenler, daha caziptir! Ama, ne gam! Ortada bir Nobel var ve Orhan Pamuk bizden, içimizden biri! En anlaşabileceğinizi sandığınız insanla bir araya gelip ayrıntılara inseniz, farklılıkların ne kadar da büyük olduğunu görür ve şaşarsınız! Pamuk’un en büyük korkularından birinin, halkının sevgisini kaybetmek olduğuna inanıyorum. Bunu, geçen yılki Nobel gürültüsünden hemen sonra çıktığı ve biraz özrü de içeren, hedeflediği için, uç noktada muhalif niteliği geliştirmek ve Nobel’in gereğini yerine getirmek durumunda kaldı”.. Veya başka şeyler... Güncel tarihin akışıyla, tarihin akışı ve aktıkları yataklar farklıdır. Birincisi, günlük patırdıçatırtı içinde, tam ruhumuzun, benliğimizin, kavgalarımızın, küslüklerimizin, endişe ve korkularımızın, tepkilerimizin, sevinç ve mutluluklarımızın, düşüncelerimizin, ölümlerimizin içinden akar... Ama zor akar! Bazen akamaz, durur, veya durur gibi olur! Bizle birlikte yaşar, bazen bizim önümüze bile geçer! İkincisi, yani tarih ise daha sakindir! Bizden uzaktır, veya epey uzaklaşmıştır! Günlüklerimizde yeri yoktur! Güncel tarihin kaosundan epey uzak bir yaktakta, arkamızdan gelir... ??? Sel akar kum kalır! Aldığımız bu Nobel Ödülü, kalan kumlar içinde değerli bir incidir. Daha doğrusu, hep inci gibi kalmasını, geleceğin onu örtmemesini gönülden arzu ederim! Orhan Pamuk’u derinden kutluyorum! obursali?cumhuriyet.com.tr
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear