25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

durum Almanya’dakinden çok farklı değil. Tarihsel olarak Amerika karşıtı siyasi tavrıyla bilinen Fransa’da son seçimlerde Amerikan yanlısı tutumuyla tanınan Sarkozy iktidara gelmişti. Ancak Sarkozy seçim konuşmalarında Afganistan’daki askerlerin geri çekilmesinden yana olduğunu belirtmiş, eski Devlet Başkanı Chirac’ın 200 Fransız askerinin geri çekilmesi yönündeki kararını France2 kanalında katıldığı bir programda desteklemişti. Sarkozy göreve geldiği Mayıs ayından beri askerlerin çekilmesi için bir tarih vermemekle beraber, konuyla ilgili demeçlerinde Fransız askerlerinin Afganistan’da kalıcı olmadığını vurgulama gereği duyuyor ve yeni birlik gönderme fikrine karşı mesafeli duruyor. Kısacası ABD NATO için aradığı desteği Amerika yanlısı yeni Fransız hükümetinde de bulamayacak gibi gözüküyor. C S TRATEJİ 5 oluşturamayacağına, Avrupa ordusu kurulsa dahi, bunun NATO’nun yerini alacak bir örgüte dönüştürülemeyeceğine inananların sayısı da az değil. ORTAK SAVUNMA ZOR Bilindiği üzere ABD’nin ABD ve Avrupa’yı İran gibi "sakıncalı devletlerden" koruma amaçlı Polonya’da yerden fırlatmalı avcı füzesi ve Çek Cumhuriyeti’nde gelişmiş bir radar sistemi kurma planı Rusya ve ABD arasında krize neden olmuştu. Avrupa’yı yakından ilgilendiren bu güvenlik konusunda AB ülkelerinin de fikir birliği içinde olmadığı görülüyor. Güvenliğini AB’den çok NATO çatısı altında gördüğünü belirtmekten kaçınmayan Doğu Avrupa ülkelerinden Polonya ve Çek Cumhuriyeti ABD’nin planını desteklerken, Rusya ile ilişkilerin gerginleşmesini istemeyen Fransa ve Almanya olaya daha temkinli yaklaşıyor. Alman Savunma Bakanı Jung Fransız meslektaşı Herve Morin ile yaptığı görüşmede, sorunun NATO içinde çözülmesi gerekliliğini vurgulayıp, Avrupa’nın bu konuda görüş birliğine varmasının öneminden bahsetse de, bu görüş birliği kolay kolay sağlanamayacak gibi görünüyor. AB’nin Doğu Avrupa’yı kapsayan son genişlemesi, birlik içindeki görüş ayrılıklarını çoğaltmış, karar mekanizmalarını yavaşlatmıştı. Bu durum Avrupa’da ortak bir savunma politikası oluşturulmasının güçleştiği şeklinde yorumlanıyor. Buna ek olarak Gayri Safi Milli Hasılalarının yüzde ikisinden fazlasını savunmaya harcamayan AB üyesi ülkelerin gelecekte NATO’nun yerini alacak bağımsız bir savunma sistemine sahip olmalarının büyük bir mali yükü beraberinde getiriyor olması Avrupa’nın kısa ve orta vadede ABD’nin patronluğunu yaptığı NATO’dan kopması ihtimalini zayıflatıyor. POLİTİK KAYGILAR Almanya ve Fransa’nın NATO’nun Jaap de Hoop Scheffer taleplerine cevap vermemesinin temelinde politik kaygılar yatıyor. ARD Televizyonu’nun son yaptığı kamuoyu araştırması Almanların yüzde 64’ünün Alman askerlerinin derhal geri çekilmesini istediğini gösteriyor. Nisan ayında yaşanan rehine krizinin ardından Fransa’da da halk asker gönderilmesine tepkili. Nedenler basit: Hem ABD’nin başlattığı bir işgal nedeniyle kendi askerlerinin tehlikeye atılmasını istemiyorlar, hem de verdikleri destek nedeniyle terörizmin hedefi olmaktan korkuyorlar. NATO üyesi diğer Avrupa devletlerine baktığımızda da benzer bir tabloyla karşılaşıyoruz. Irak Savaşı’na eden bir güvenlik politikası ve bu politikanın destek veren İspanya’da yaşanan büyük terör saldırısı ve yönlendirdiği bir savunma ve güvenlik topluluğuyla bunun sonucunda Amerika yanlısı hükümetin mümkün olabilir; yani Avrupa’nın ABD’nin stratejik değişmesi, İngiltere’de Blair’in istifa etmek zorunda çıkarlarının egemen olduğu NATO’dan bağımsız bir kalması, halkların Amerika güdümündeki politikalara Avrupa ordusuna ihtiyacı vardır. Ancak 2005 yılında tepkisi olarak anlaşılabilir. Yakın zamanda Irak’ta Fransa ve Hollanda’da halkların yapılan başarıya ulaşamayacağı aşikâr olan ve seçimler öncesi referandumlarda ortak bir Avrupa Anayasası’na karşı acil olarak bir başarıya ihtiyaç duyan, bu başarının çıkmaları ve bunun sonucunda ortak anayasa fikrinin Afganistan’da yakalanabilmesi için Avrupalı askıya alınması, Avrupa halklarının kendi milli müttefiklerine baskı yapan ABD içinse durum farklı. kimliklerini Avrupalı kimliğinin üstünde gördüklerini Alman General Egon Ramms’a göre ABD’nin Irak gösteriyor. Bu durumda tek üniforma giymiş, tek bir işgali nedeniyle Afganistan’daki gücünü azaltmaması savunma bakanına bağlı bir Avrupa ordusu da mümkün tam tersine arttırması bunun göstergesi. Aynı zamanda olmayacak. Yine de Avrupalı devletlerin, NATO’dan bu ülkelerdeki iç karışıklıklar sonucunda güçlenen bağımsız bir savunma stratejisine yönelmeleri halinde, terörizm en başta ABD’nin güvenliğini tehdit ediyor. ulusal ordular muhafaza edilerek, içinde ABD’nin yer Tüm bunlar Avrupa ve ABD’nin Soğuk Savaş almadığı, Avrupa’nın çıkarlarınca yönetilen ve ortak zamanında birbiriyle örtüşen çıkarlarının gitgide çıkarlar söz konusu olduğunda ABD ile işbirliği içine birbirlerinden uzaklaştığını ve bu durumun, varlığının giren bir Avrupa ordusu söz konusu olacaktır. Kaldı ki gerekliliği zaten tartışılan NATO içinde sıkıntıya neden AB’nin en güçlü iki ülkesi Almanya ve Fransa Avrupa olduğunu gösteriyor. Bu bağlamda Jaap de Hoop ordusu fikrine son derece sıcak bakıyorlar. Almanya Scheffer NATO’nun geleceğini NATO tarihinin en Başbakanı Merkel, Mart 2007’de Bild Gazetesi’ne kapsamlı operasyonlarından biri olan Afganistan verdiği bir demeçte Avrupa Birliği’nin amaçlarından operasyonunda elde edilecek başarıya bağlamakta haklı birinin Avrupa ordusunun kurulması olduğunu gibi görünüyor. belirtmişti. Hükümet Başkanı Verhoftstad ise geçtiğimiz günlerde Die Welt Gazetesi’ne, kurulacak 100.000 ATO’NUN GELECEĞİ askerlik bir Avrupa ordusunun hem Avrupa’nın çıkarlarına hizmet edeceği hem de NATO’yu Peki, eğer devlet başkanı Karzai yakın zamanda güçlendireceği açıklamasında bulunmuştu. ülkedeki otoriteyi sağlayamaz, Taliban eylemlerinin Afganistan’da yaşanacak bir başarısızlık, Avrupa ordusu artarak devam etmesi önlenemez, Taliban’a karşı fikrinin hayata geçirilmesini çabuklaştırabilir. yapılan operasyonların neden olduğu sivil ölümler Kurulması durumunda NATO ile beraber çalışacak olan engellenemez, kısaca ülkede güvenlik sağlanamaz ve Avrupa ordusu, her ne kadar Avrupalı politikacılar Afganistan NATO için içinden çıkılamaz bir hal alırsa, Avrupa devletlerinin NATO’dan ayrılması ihtimaline gelinecek nokta NATO’nun geleceğini nasıl etkiler? Bu değinmeseler de, Avrupa ve Amerika’nın farklılaşan durumun NATO üyesi Avrupa devletlerinin içindeki çıkarları ve dış politikalarını göz önüne alan bazı "NATO’nun zamanını doldurduğu" fikrini savunanların çevrelerde NATO’nun yakın bir gelecekte yok olması tezlerini güçlendirmesi muhtemeldir. Bu teze göre ihtimalini gündeme getiriyor. Ancak Avrupa’nın güçlü bir Avrupa ancak Avrupa’nın çıkarlarına hizmet savunma konusunda ortak bir politika Avrupa’nın ABD ile farklılaşan çıkarları NATO’nun varlığını tartışmalı kılıyor. Ortak güvenlik politikası ve ‘ordu’ oluşturamayan AB, savunma harcamalarını da artırmaktan yana değil. Ancak, ABD’nin füze kalkanı projesi, Fransa ve Almanya’yı Rusya ile olan ilişkileri nedeniyle tedirgin ediyor. AVRUPA VE NATO Tüm bunlar göz önüne alındığında, AB’nin en güçlü iki üyesi Almanya ve Fransa’nın canı gönülden destekledikleri, Afganistan’daki muhtemel bir başarısızlığın oluşumunu hızlandırması beklenen Avrupa ordusu, NATO için ne anlama geliyor? Elbette Avrupa’nın, NATO’dan kopma potansiyelini beraberinde getiren bir oluşum içinde olması ABD tarafından hoş karşılanmayacaktır. Bunun bilincinde olan AB kurulacak Avrupa ordusunu ABD ile olan ilişkilerinde pazarlık gücünü arttıran bir koz olarak kullanıp, gelecek dönemlerde NATO içinde daha fazla söz hakkına sahip olabilir. AB açısından yakın vadede ortak bir savunma politikası geliştirilmesinin zorluğu ve NATO’ya denk bir örgüt kurulmasının yüksek maliyeti, tek başına giriştiği Irak operasyonunu yüzüne gözüne bulaştıran ve uluslararası kamuoyunda büyük bir prestij kaybı yaşayan ABD açısından ise eylemlerini meşrulaştırma ihtiyacı, AB ve ABD’nin stratejik çıkarları birbirinden uzaklaşsa dahi tarafların birbirlerine halen bağımlı olduklarının göstergesidir. Bu bağlamda kurulacak bir Avrupa ordusu, kısa ve orta vadede NATO’ya alternatif teşkil etmesi mümkün olmayan, sadece AB’nin elini güçlendirecek bir koz olarak algılanabilir ve bu nedenle Avrupa’nın NATO’dan kopması anlamına gelmeyecektir. Ancak uzun vadede uluslararası alanda yaşanacak gelişmelerin ve değişimlerin Avrupa ve ABD’nin stratejik çıkarlarının daha da farklılaşması ve AB’nin güvenlik konusunda birleşerek ortak bir savunma politikası üretmesiyle sonuçlanması durumunda, Avrupa’nın ABD’den bağımsız, NATO’ya alternatif bir oluşum içine girmesi olasılık dışı değildir. N
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear