22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

6 Gözde KILIÇ YAŞIN TUSAM Balkan Araştırmaları Masası gyasin@tusam.net AB üyesi ülkeler dışında yaşayan Bulgar yurttaşlar oy kullanamaycak… C S TRATEJİ ulus kimliğinin oluşturulmasında kullanılan Osmanlı ve Türk düşmanlığı etkilerini daha önce de göstermişti ve ATAKA’nın aldığı yüzde 8 oranındaki oy da demokratikleşme sürecine rağmen "öteki" nefretinin dumanlarının hala tüttüğünü gösterdi. Üstelik 1989’da Jivkov rejiminin yıkılmasının ardından komünist Bulgaristan, 84–89 arası dönemde Türk azınlığa yapılan haksızlıkları kabul ederek demokrasiye geçişi başlatmıştı. Türklerin vatandaşlık haklarını büyük ölçüde iade eden Bulgaristan, dönüşüm sürecinin başarısına hala devam eden ekonomi ve eğitimdeki pek çok soruna rağmen Türklere tanıdığı kültürel ve dini hak ve özgürlükleri şahit göstermişti. Batı sistemine entegrasyonda kat ettiği mesafeyi azınlıklara tanıdığı kimisi kâğıt üzerinde kalmış haklarla ispatlamaya çalışan Bulgaristan, parlamentodan çıkan yasayla sadece bir demokrasi ayıbına imza atmakla kalmadı aynı zamanda çıkarcı ve ikiyüzlü politikalar uyguladığını da göstermiş oldu. B ulgaristan, 1 Ocak 2007’de AB üyesi olduktan hemen sonra Türkleri hayal kırıklığına uğratacak bir karara imza attı. Hak ve Özgürlükler Partisi (HÖH) Genel Başkan Yardımcısı Lütfü Mestan’ın dediği gibi Bulgaristan demokrasi savaşını kaybetti. Bulgaristan Parlamentosu’nun 14 Şubat’ta kabul ettiği "Sadece AB üyesi ülkelerde yaşayanların Avrupa Parlamentosu milletvekili seçimlerinde oy kullanabileceğini" öngören yasanın özellikle Türkiye’de yaşayan Bulgaristan vatandaşı Türkleri hedef aldığı konusunda yaygın bir görüş var. Avrupa Parlamentosu milletvekilliği seçimine üç ay kala meclise sunulan yasa tasarısı 55 ret, 40 çekimser ve 111 kabul oyuyla onaylandı. Yasa tasarısı, Güçlü Bulgaristan için Demokratlar (DSB) ve aşırı milliyetçi ATAKA milletvekilleri tarafından meclise taşınmışsa da değişikliğin HÖH’ün iktidar ortağı partilerin milletvekillerinden de destek bulması yıkıcı etki yarattı. Öyle ki HÖH’ün tam mevcutlu oturumları boykot ederek oturumlara katılmaması siyasi bir kriz olarak nitelendirildi, koalisyonun dağılması ihtimali Bulgaristan’ı karıştırdı. Bulgaristan’da ayrımcılık AB’ye üyelik sürecinde Türk yurttaşlarından yararlanarak alacağı fonları artıran ve demokrasisine kanıt olarak kullanan Bulgaristan, çifte standart uygulamaya başladı. Türklerin TÜRKLERDEN FAYDALANDILAR tasarısı meclise taşınırken Avrupa desteğiyle seçilen Pırvanov, Türkiye’deki Yasa Parlamentosu’na seçilecek milletvekillerinin değil Bulgaristan’ı temsil etmesi gerektiği yurttaşlarının oy kullanmasını engelleyen Türkleri söylemi kullanıldı. Karakaçanov "AB’ye aday bir ülkenin oylarıyla Bulgar milletvekillerini seçmek yasa konusunda sınav verecek. ve bu yolla Avrupa Parlamentosu’nda Türkiye’nin lobisini oluşturmak normal değil" diyordu. Aslında işin iç yüzü hiç de öyle değil. Siyasi olarak geçerli “TÜRK ENDİŞESİ” görülebilecek bu yaklaşım sadece hukuki yönden değil Bulgaristan Parlamento’sunun dağılımı incelendiğinde Türkiye’den giden oyların seçim sonuçları üzerinde önemli bir etki yarattığı görülüyor. Hem Türkiye’den giden oyların hem de Bulgaristan’da ikametini sürdüren Türklerin oylarının bir parti etrafında toplanabilmesi Türklerin mecliste güçlü bir şekilde temsil edilebilmesine olanak sağlıyor. Üstelik bu parti hükümet koalisyonlarında yer alarak bakanlık ve bakan yardımcılığı makamlarına da yerleşebiliyor. Dolayısıyla özellikle yükselen milliyetçiliğin hedefinde de Türkler oluyor. "Etnik Türk partisi" vurgulamalarına rağmen sadece Türkleri değil bütün Bulgaristan’ı temsil ettiğini vurgulayan HÖH, demokrasiye geçişle birlikte seçimlerde ortalama yüzde 57 oranında oy alarak hükümetlerin kurulmasında ve düşürülmesindeki etkisiyle Bulgaristan parlamentosunda kilit bir rol oynadı. HÖH’ün 2005 genel seçimlerinde yüzde 14 oranında oy alarak 34 milletvekilliği kazanması ise herhalde tahammül sınırlarını fazlasıyla zorladı. HÖH’ün Avrupa Parlamentosu’na en az 3 milletvekili gönderebilecek olması da Bulgaristan’daki aşırı milliyetçi ve genel olarak sağ partilere siyasi propaganda aracı olarak kullanılacak bir malzeme yarattı. Zaten çıkarılan yasada Bulgaristan Halk Birliği (BNS) koalisyonundan milletvekili seçilen milliyetçi görüşleriyle tanınan Krasimir Karakaçanov’un "Türk oylarına hayır" sloganıyla başlattığı kampanyanın bir sonucuydu. Avrupa’nın Türklere karşı ayrımcı ve çifte standartlı tutumu göz önüne alındığında Bulgaristan’ın da Avrupalılaştığını, Avrupa mantığına uyum sağladığını üstelik bunu çok hızlı bir şekilde gerçekleştirdiğini düşünmemek mümkün değil. Ancak Bulgaristan’ın bu tavrı şaşırtıcı da değil. Bulgar aynı zamanda etik açıdan da gerçekleri yansıtmıyor. Nitekim nüfusa göre verilen Avrupa fonlarından faydalanmak söz konusu olduğunda Türkiye’de mukim Bulgaristan vatandaşlığını korumuş Türkler de hesaba katılmıştı ve hatta üyelik öncesindeki son aylarda hızla çifte vatandaşlık hakkıyla birlikte Bulgaristan vatandaşlığı dağıtılmıştı. AB üyeliğine alınarak dereyi geçtikten hemen sonra ise bu insanların vatandaşlık haklarını engellemesi oldukça düşündürücü. Dahası, Avrupa Parlamentosu’nda Bulgaristan’ı temsil edecek milletvekili sayısının belirlenmesinde baz alınan ülke nüfusuna bu seçimlerde oy kullanması engellenen Türkiye’deki Bulgaristan vatandaşları dahil. Yani seçim dışı bırakılan Türkler, milletvekili sayısının 18 olarak belirlenmesinde "kullanılıyorlar" ancak kendilerini kimin temsil edeceği konusunda belirleyici olamıyorlar. ANAYASAYA AYKIRILIK HÖH bu kararın anayasaya aykırı olduğunun altını çizen bir deklarasyon yayınladı. Gerçekten de yasa yapımında Bulgaristan Anayasası’na açık aykırılık söz konusudur. Bunlardan birincisi "Nerede bulundukları hesaba katılmaksızın bütün Bulgaristan vatandaşları Anayasa’dan kaynaklanan bütün hak ve yükümlülüklere haizdir" düzenlemesini yapan 26. maddedir. İkincisi ise "18 yaşını aşmış bütün vatandaşların tüm devlet ve yerel temsilcileri seçme ve referandumlarda oy kullanma hakkında sahip olduğunu" öngören 42. maddesidir. Üstelik "Tüm Avrupa Birliği ülkesi vatandaşlarının Avrupa Birliği vatandaşı olduğu" şeklindeki Avrupa Birliği ile ilişkileri belirleyen madde de ihmal edilerek açık bir ayrımcılık yapıldı, eşitsizlik yaratıldı. Bu ayrımcılık Bulgaristan’ın kendi sosyal ve ekonomik başarısızlıkları yüzünden ülkeyi terk etmek zorunda kalan insanlara karşı yapıldı. TOP PIRVANOV’DA Bundan sonra sırada hangi tür uygulamaların olabileceği geçmişin izlerini unutamamış Türklerin aklını kurcalıyor. Bulgaristan parlamentosu seçimlerindeki oy haklarını da kaybedip temsil kabiliyetlerini yitirmeleri gibi çifte vatandaşlık hakkı konusunda zorlamaya uğrayıp Bulgaristan vatandaşlığından atılmak ve emekli maaşları dâhil birçok haklarını kaybetmek de Türkler açısından şaşırtıcı olmayacaktır. Bulgaristan aşırı milliyetçilerinin kalan Türklerin de Bulgaristan’dan sürülmesi ya da Bulgarlaştırılmaya razı olması tehditlerinin gölgesinde yaşamak zorken parlamentonun demokrasi yanlısı diğer üyelerinin de koruma yaratamaması büyük hayal kırıklığı yaratıyor. Bulgaristan vatandaşı Türklerin bugün Türkiye’de bulunmasının, Bulgaristan’ın mezar taşlarındaki isimleri bile değiştirmeye varan utanç verici asimilasyon politikalarının neden olduğu sürgünün bir sonucu olduğunu anımsatmak gerekiyor. 29 Ekim 2006’da ikinci kez Cumhurbaşkanlığı görevini Türkiye’den gelen 28.621 oyun da katkısıyla kazanan Bulgaristan Cumhurbaşkanı Georgi Pırvanov’un kendisini yüzde 95 oranında destekleyen Türkiye’deki vatandaşlarının hakkını vermesi bekleniyor. Bunun için Bulgaristan Türklerinin Bulgaristan’ın asli vatandaşları olduğunu vurgulayarak verdiği onların özgürlüklerini savunacağı yönündeki sözünü tutması ve seçme özgürlüğünü engelleyen bu yasayı reddetmesi yeterli olacaktır. Pırvanov
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear