Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
C S ‘petrol oyunu’ SINIRLANDIRILMA BM Deniz Hukuku Sözleşmesi kıyıları karşı karşıya ve yan yana olan devletler için Münhasır Ekonomik Bölge’nin sınırlandırılmasını, sözleşmenin kıta sahanlığının sınırlandırılması konusunda verdiği hükme benzer şekilde tanımlıyor. Bu konuda temel ilkeler ise "Hakça ilkeler gözetilmesi, Uluslararası Adalet Divanı (UAD) Statüsü’nün 38. maddesinde zikredilen uluslararası hukuka uygun anlaşmalar yoluyla hallini" öngörüyor. UAD’ın 38. maddesinde ise şu hükümler yer alıyor. 1. Kendisine sunulan uyuşmazlıkları uluslararası hukuka uygun olarak çözmekle görevli olan Divan: a. Uyuşmazlık durumundaki devletlerce açık seçik kabul edilmiş kurallar koyan, gerek genel gerekse özel uluslararası antlaşmaları; b. Hukuk olarak kabul edilmiş genel bir uygulamanın kanıtı olarak uluslararası yapıla gelmiş kurallarını; c. Uygar uluslarca kabul edilen genel hukuk ilkelerini; d. 59. Madde hükmü saklı kalmak üzere, hukuk kurallarının belirlenmesinde yardımcı araç olarak adli kararları ve çeşitli ulusların en yetkin yazarlarının öğretilerini uygular. 2. Bu hüküm, tarafların görü birliğine varmaları halinde, Divan'ın hakça ve eşitçe karar verme yetkisini zedelemez. TRATEJİ 13 Ege senaryoları Ekonomik Bölgelerini belirleyen, 2003 yılındaki anlaşmada belirlenen çizginin en kuzey noktasının bile Türkiye’nin olası Münhasır Ekonomik Bölgesi’nin oldukça güneyinden geçmesi, Rum hukukçuların bu konuda hassas davrandığını ve konuyu hukuki değil siyasi boyutları ile tartışmaya doğru yönlendirdiklerini gösteriyor. KOORDİNATLAR DOĞU AKDENİZ SORUNU Türkiye bugüne kadar sadece Karadeniz’de Münhasır Ekonomik Bölge ilan etmiş durumda. Öte yandan Türkiye, etrafını çevreleyen denizlerden sadece Karadeniz’de deniz komşusu olduğu ülkelerle karasuları, Kıta Sahanlığı ve Münhasır Ekonomik Bölgelerinin sınırlandırılması anlaşmalarını yaptı. Ancak ne Ege Denizi’nde ne de Doğu Akdeniz’de Kıta Sahanlığı ve Münhasır Ekonomik Bölge sınırları belirlenmiş durumda değil. Türkiye, Akdeniz’de Münhasır Ekonomik Bölge uygulamasında ekonomik ve siyasi açıdan "fayda mütalaa" ediyor. Ancak, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin kendisini adanın tümünün resmi temsilcisi olarak görmesiyle ortaya çıkan sorunlar yumağı, Doğu Akdeniz’e Münhasır Ekonomik Bölge’nin sınırlandırılması anlaşması için kıyıdaş ülkelerin masaya oturmasını Türkiye açısından olanaksız kılıyor. Bunu fırsat bilen Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, bir taraftan hem Doğu Akdeniz’de inisiyatifi elinde tuttuğunu göstermek hem de Türkiye’ye gerek AB içinde gerekse İslam Konferansı Örgütü ile bölge ülkeleri içinde yeni bir cephe oluşturmak için düğmeye basmış durumda. Yani Rumlar açık ve net bir şekilde, yeni bir kriz ortamı yaratıp, Türkiye’nin kendilerini muhatap almasını ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ni, "Kıbrıs Cumhuriyeti" sıfatıyla tanımasını istiyor. RUMLARIN STRATEJİSİ Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin, yaptığı ikili anlaşmalarla Münhasır Ekonomik Bölge’nin sınırlandırılması konusunda izlediği stratejiye bakıldığında, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de ilan etmediği ancak bilimsel verilere göre olası Münhasır Ekonomik Bölgesi’ne tecavüz etmekten kaçınması dikkat çekiyor. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile Mısır’ın Münhasır Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile Mısır arasında yapılan 5 maddelik anlaşmanın ekinde Münhasır Ekonomik Bölgeyi sınırlandıran ve 8 noktadan geçen çizginin koordinatları ise şöyle veriliyor. "1. noktada 33° 45’ 00" enlem, 30° 05’ 00" boylam, 1. noktada 33° 34’ 00" enlem, 30° 28’ 30" boylam; 3. noktada 33° 30’ 40" enlem, 30° 36’ 40" boylam; 4. noktada 33° 21’ 20" enlem 31° 07’ 00" boylam; 5. noktada 33° 11’ 30" enlem, 31° 36’ 30" boylam; 6. noktada 33° 07’ 20" enlem, 32° 01’ 20" boylam; 7. noktada 33° 00’ 40" enlem, 32° 31’ 00" boylam; 8a/ 32° 53’ 20" enlem, 32° 58’ 20" boylam" Bu nedenle, gelişmelerin sıcak bir noktaya taşınması üzerine Dışişleri Bakanlığı, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin "petrol" gerekçesiyle başladığı oyuna verdiği yanıtta "KKTC tarafından da açıklandığı üzere, Kıbrıs Adası’nın deniz alanlarında KKTC’nin de hak ve yetkileri bulunmaktadır. Öte yandan, GKRY adanın tümünü temsil etmemektedir. Dolayısıyla, GKRY’nin bu konuda çıkardığı yasaların veya ilgili ülkelerle yaptığı anlaşmaların bizim açımızdan hükmü bulunmamaktadır. Ayrıca, Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin de meşru ve yasal hak ve çıkarlarının mevcut olduğu hatırda tutulmalıdır. GKRY’nin yapmaya niyet ettiği ikili anlaşmaların konusunu teşkil eden deniz alanlarının bir bölümü bu hak ve çıkarları da ilgilendirmektedir. Türkiye Doğu Akdeniz’deki hak ve çıkarlarını korumakta kararlı olup, bunların aşınmasına yönelik teşebbüslere müsaade etmeyecektir" vurgusu yaptı. Yani, hem "Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de hak ve çıkarlarının gasp edilmesine izin vermem" hem de "KKTC’nin varlığını yok saydırmam" mesajını vermiş oldu. Dışişleri Bakanlığı, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile anlaşma yapacak olan uluslararası şirketlere de "Kıbrıs Adasının deniz alanlarında GKRY’nin vermeye teşebbüs edebileceği hükümsüz ruhsatlara dayanarak petroldoğal gaz araştırmasıyla Türkiye, Rum yönetimi karşısında kararlılığını bir kez daha sergiledi... ilgili çalışmalar yapmayı düşünebilecek ülkelerin ve şirketlerin, durumun hassasiyetini ve Ada’daki diğer kurucu halk olan Kıbrıs Türklerinin iradesini de dikkate almaları, her hal ve karda Kıbrıs meselesinin çözüm sürecine olumsuz etkide bulunacak girişimlere yönelmemeleri gerektiğini hatırlatıyor ve buna göre davranmalarını bekliyoruz" uyarısında bulunarak, olası krizin tarafı durumuna gelmemelerini istedi. Son tahlilde, Güney Kıbrıs Kıbrıs Rum Yönetimi’nin, KKTC’nin uluslararası platformda tanınmasını pekiştirmek ve hukuken hem Türkiye’yi hem de KKTC’yi Doğu Akdeniz’de, sıkıştırmaya yönelik sorunu tırmandırmaya başladığı hemen göze çarpıyor. Türkiye’nin ise 2007 yılının sıkıntılı gündemi içinde ise ilk aşamada vermiş olduğu ulusal refleksi devam ettirip ettiremeyeceği ise merak konusu. Ancak, bu noktadan atılacak geri adım, Türkiye’nin hem Ege’de hem Akdeniz’de hem de Kıbrıs’taki tezlerinin bir daha düzelmeyecek şekilde darbe yemesi anlamına gelecek. Türkiye’nin gösterdiği yerinde tutum ve sert karşılık şimdilik girişimi boşa çıkarmış durumda. Bu kararlı tutumdan vazgeçilmesi durumunda KKTC, Doğu Akdeniz’deki Türkiye’nin hakları ve Ege’deki çıkarlardan ciddi bir geri adım atılmış olur.