24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

22 Utku YAPICI A. Ü. SBF Uluslararası İlişkiler Bölümü yapiciutkuu@hotmail.com ylül ayının sonlarında dört Rus subayın Gürcistan tarafından casusluk yaptıkları gerekçesiyle tutuklanmalarına karşılık oluşan kararlı Rus tepkisi, dört önemli özelliği nedeniyle tüm Sovyet sonrası coğrafyayı etkileme potansiyeline sahip bir sürecin önemli bir aşaması sayılabilir. BATIYA MESAJ Gürcistan’la yaşanan sorun Putin, "yakın çevresine" (en çok da bölgesel provaya dönüştürüldü… İkincisi, stratejik öneme sahip bölgelere) Batı C S TRATEJİ E SORUNLARI TERÖRE BAĞLAMAK Birincisi, Putin ikinci kez, stratejik avantaj sağlama amacıyla Gürcistan’ı terörle ilişkilendirdi. Putin yönetimi daha önce, Gürcistan’ın kuzeydoğusundaki Pankisi Vadisi’nin "Çeçen teröristler" tarafından bir üs olarak kullanıldığı ve bu teröristlerin Gürcistan tarafından desteklendiği (ya da en azından engellenmediği) iddialarıyla ABD’nin Afganistan operasyonu örneğinden hareket ve cesaretle Gürcistan’a müdahaleyi gündeme getirmişti. Bu kez Gürcistan’ı terörle ilişkilendirme farklı bir zeminden kuruldu. Putin, Gürcistan yönetiminin teşkilat yapısını Stalin’in gizli polis teşkilatı ile kıyaslayarak Gürcistan’ı "devlet terörü" işlemekle suçladı. Böylelikle, küresel güç oyunlarını ne kadar yakından takip ettiğini de bir kez daha gösterdi. Çünkü, tıpkı Pankisi Vadisi konusunda Afganistan’a ABD müdahalesi örneğine dayandığı gibi bu kez de sırtını bir emsale dayadı: İsrail’in Lübnan operasyonu. (1) Bu durumda Gürcistan’a olası bir müdahale karşısında oluşabilecek tepkileri giderme adına bir kez daha bir öncül durumdan yararlanma fırsatı yakalanmış oldu. Bir diğer taraftan, benzer argümanları, "yakın çevresinin başıbozuk devletlerine" (!) karşı da ileri sürebileceğini kuşkuya yer vermeyecek biçimde gösterdi. Çeçen terörizmine bir de devlet terörizmi/terörizmleri Putin’den, ‘yakın çevre’ye mesaj Gürcistan’ın 4 Rus subayını tutuklamasının ardından yaşananlar ve Moskova yönetiminin verdiği karşılık, Putin’in yakın çevresinde çıkarları bulunan bölgede neleri göze alabileceğinin de göstergesi oldu. müdahalesine karşı ne kadar hassas olduğunu bir kez daha sert bir üslupla ilan etti. Özellikle ABD ve İngiltere Putin’i Gürcistan’a karşı ilan ettiği ambargodan vazgeçirmeye çalışırken o, "Kimseye Rusya'yla tahrik ve şantaj diliyle konuşmasını tavsiye etmem. Burada Gürcistan'dan söz ediyorum" sözleriyle kırmızı çizgilerini açıkça gösterdi. Putin’in bu sert tavrı, onun çokkutupluluk konusundaki yaklaşımlarıyla da ilişkilendirilerek küresel düzleme taşınabilir. Mark Katz’ın ifade ettiği gibi, Putin yönetimi, çok kutuplu bir ortaklık yaratma ve ABD’nin hegemon konumuna karşı çıkma konusundaki gayretleri" göz önüne alındığında Primakov’un yaklaşımını dirilttiği/geliştirdiği söylenebilir. Ancak Katz’a göre burada dikkat edilmesi gereken nokta şudur: Primakov gibi Putin’in de bölgesel güçlerle ittifak arayışına girip, Batı’nın olası müdahalelerine karşı daha sert tepki vermedeki amacı, Moskova’yı, ABD’nin dış politika inisiyatiflerini, kendi çıkarları gerektirdiği durumlarda etkileyebilir duruma getirmektir. (2) Washington’ı düşman olarak görmek değil, Washington’u Rus çıkarlarına saygı göstermeye zorlamaktır. Bu görüşten hareketle, çok kutupluluk düşüncesiyle bezenen bir Avrasyacılık anlayışının Putinci versiyonunun ideolojik değil pragmatik bir temele sahip olduğu söylenilebilir. (Bu pragmatik tavır, Putin’ın Gürcistan sorunuyla ilgili olarak AGİT’e gönderdiği mektupta da görülüyor. Bu mektuptan önce bölgeye Batı müdahalesi istemediğini ilan eden Putin, bu mektupta, AGİT’ten "Tiflis’i sorumsuz siyasetinden vazgeçirme" konusunda destek ricasında eklemlenerek, "terörizmle mücadele"yi hem kapsam bulunuyor. Böylelikle kendi çıkarlarına uygun "Batı" olarak genişletti, hem de tüm "yakın çevreyle" müdahalesini destekleyeceğini ilan etmiş oluyor.) ilişkilerde bu unsuru kullanabileceğini gösterdi. Bir Rus Ancak bu pragmatik amaçların arkasında gizlendiği askerin örneğin Moldova’da kaçırılması yahut "Büyük Rusya imajı" kendi gerçekliğini yaratmıştır. tutuklanması mümkündü. O zaman, benzer bir tepki, Pragmatik amaçların arkasında gizlendiği törensel çokörneğin Moldova hükümetine karşı da verilemez miydi? kutupluluk arayışları ve Batı’ya karşı özellikle "yakın çevrede" somutlaşan sert tavır, bu tavra sahip olmamanın yakın geçmişte Rusya için yarattığı sıkıntılar da göz önünde tutulduğunda, yeni Rus kimliğinin ve devlet geleneğinin unsurları haline gelme yoluna girmiştir. Yukarıda aktarılan durumun ilk sonuçları da küresel politika sahnesinde değil, Rusya Federasyonu’nda ve tüm Sovyet sonrası coğrafyada Batı etkisine/müdahalesine karşıtlık biçiminde gözlenecektir. Böylelikle Rusya ile (karşılıklı) bağımlılık ilişkileri fazla olan Sovyet sonrası devletlerin zayıf olanları, Rus etkisine en açık yerler haline gelecektir. Özellikle ekonomik olarak zayıf konumda olup Rusya Federasyonu’na bağımlılık dereceleri yüksek olan devletlerle başta NATO olmak üzere AGİT ve AB gibi Batılı kurumlar arasında girişilecek işbirliği arayışları, Rusya Federasyonu’nun direnciyle karşılaşacak, bu durumun yarattığı istikrarsızlık bölgesel sorunları çözümsüz hale getirebilecektir. "Yakın çevre" üzerindeki ABDRusya Federasyonu gerginliğini tırmandırma potansiyeline sahip en önemli unsur ise NATO olarak değerlendirilebilir. 2829 Kasım 2006 tarihlerinde Riga’da gerçekleştirilecek NATO Zirvesi’nde Gürcistan’a (Ukrayna’ya benzer biçimde) bir özel ilişki biçimi olan "yoğunlaştırılmış diyalog" önerilmesi, Ukrayna ile ilişkilerin daha da derinleştirilmeye çalışılması ve Karadeniz’e Romanya ve Bulgaristan aracılığıyla daha fazla yerleşmek konusunda adımların atılması, Rusya Federasyonu’nun sert tepkisiyle karşılaşabilecektir. Saakaşvili...
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear