Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
22 B C S TRATEJİ akiyevKulov rekabeti ve büyük güçlerin etkisiyle ülke kritik noktada… Devrim sonrası Kırgızistan Seyhun Şahin Devleti yeniden yaratmak ski Sovyet coğrafyasının Batı ucundan, Kafkaslardan başlayan turuncu devrimler 2005 Mart’ında Bişkek’e ulaştığında, 11 Eylül sonrası yeniden şekillendirilmeye çalışılan yeni dünya düzeninde özgürlüklerin, sosyal devletin öncelikli olacağı düşüncesi büyük bir sempatiyi ve geleceğe yönelik iyimser beklentileri beraberinde getirmişti. Afganistan ve Irak operasyonlarının ardından enerji bakımından hayati öneme sahip ama aynı zamanda toplumsal yapı bakımından en sıcak bölgedeki halkın baskıcı yönetimlere karşı sokaklara dökülmesi, kansız iktidar değişimlerine zorlaması küresel çatışmalardan ve dinlerarası zıtlıklardan korkanların yüreğine su serpmişti. Ama ne yazık ki Sovyet Yönetimi’nin güçlü ismi Şevardnadze’yi koltuğundan eden “Kadife Devrim”in ikinci yılı kutlanırken belki de bir özlemi ifade eden bu beklentilerin sadece hayalleri süslemekten öteye gitmeyen bir kurmaca olduğu gerçeğiyle karşı karşıya kalınmıştı. Yuşşenko ve Saakaşvili birbirlerini ağırlaya dursunlar halkı sokaklara döken sorunların giderilemediği aksine bazı noktalarda daha büyük riskleri doğurduğu gerçeği bizzat uzmanlar ve bu sürece destek verenlerin ifade ettikleri noktaydı. Gürcistan ve Ukrayna’yı bulundukları bölge ve yapılanmaları gereği bir kenara bırakarak turuncu devrimlerin son halkasına daha yakından bakacağız bu yazımızda: Devrim sonrası Kırgızistan gerçeğine. Çünkü yukarıdaki örneklerinin tersine Bişkek yönetimi devleti yeniden yaratma gerçeğiyle yüz yüzeydi kısa dönem içerisinde. Henüz bir yıl bile dolmamışken Orta Asya’nın bu küçük ülkesinde yaşananlar, sokak çatışmaları yeni yönetimi kurgulayanların sergilediği tablo olayların derinliğine sorgulanmasını da zorunlu kılmaktadır. Oğul Akayev’in parlamentoda temsilci olmasından milletvekillerinin cezaevi basıp çete lideriyle hesaplaşmaya girişmesine, siyasilerin sokak ortasında öldürülmesinden Başbakan’ın da içerisinde yer aldığı karşılıklı sokak gösterilerine kadar bir dizi olay aslında “Lale Devrimi” olarak adlandırılan Mart olaylarının nasıl organize edildiği hakkında da ipuçları vermektedir. ırgızistan’da renkli devrim sonrası beklenen istikrar. K şu ana kadar sağlanamadı. Seçimlerden sonra, Bakanlar Kurulu ve bütçe görüşmelerinde yaşananlar, BakiyevKulov’un yeni mücadelelere hazırlandığı izlenimini veriyor. Akayev’in oğluna ait ticari işletmeler yeni iktidar yandaşlarına geçti, yolsuzluk, siyasi cinayetler, ülkeyi kaosa sürükleyen etken oldu. E Bakiyev Kulov Meşrulaştırılan Bakiyev dönemi ühendis kökenli, iki dönemlik başbakanlığı da dahil olmak üzere bürokrasiden Cumhurbaşkanlığı M na uzanan bir kimliğe sahip Kurmanbek Bakiyev, beklendiği gibi büyük farkla kazandığı seçimlerin ardından 14 Ağustos’ta sönük geçen bir yemin töreniyle görevine başladı. Kazakistan (Cumhurbaşkanı, Başbakan ve çok sayıda bakanla törende temsil edildi) dışında büyük beklenti oluşturan hareketin temsilcisi bölge içi ve bölge dışı aktörlerin ilgisine pek mazhar olamadı. Bu tablonun oluşmasında seçimlerde ittifak yaptığı ve devrimin ağır toplarından Feliks Kulov ile girişmesi muhtemel iktidar mücadelesi beklentisinin etkisi ağırlıktaydı. Çünkü Bakiyev’in aksine Kulov, Rusya’da eğitim almış, diğer bölge ülkelerinde olduğu gibi İçişleri Bakanlığı görevi yürütmüş, istihbarat kökenli bir kişiliğe sahipti. Doğal olarak iktidar paylaşımında sergilenecek tutum da buna paralel gelişecekti. Ve beklentiler de boşuna çıkmadı, teksas filmlerini anımsatan sokak gösterilerinin, cinayetlerin eşliğinde. İkili bir yapı üzerine kurgulanan yeni dönem yönetim organları üzerinde denetim çabalarını, atamalarda “taraftarlık” esasını önceleyen bir şekle büründürdü. Kulov’un başbakanlığa atanmasının ardından Parlamentonun aralarında devrim liderlerinden Dışişleri Bakanı Roza Otunbayeva’nın da bulunduğu altı bakana onay vermemesi yeniden yapılanmanın ne kadar zor ve sancılı olacağının da kuvvetli işaretlerindendi. Sandalye dağılımı bakımından Kulov’un üstün olduğu Meclis’in böylesine bir güç gösterisine girişmesi etkinlik oluşturmadan ziyade daha üst düzeyde bir çekişmenin göstergesiydi. Bakanlar Kurulu’nun oluşturulmasında yaşananların, bütçenin hükümete iadesi ve yasal düzenlemeler sırasında da tekrarlanması belirtilmesi gereken bir diğer önemli nokta. Yemin törenindeki konuşmasında halka, yolsuzluk ve rüşveti yok edeceği sözü veren Bakiyev, yeni Bakanlar Kurulu’ndan da yolsuzluk ve rüşvetle mücadeleyi önceleyen bir politika izlemesini talep etti. Buna pararel olarak Mali İstihbarat Kurumu oluşturuldu. Ancak kısa süre içerisinde özellikle Akayev’in çocuklarına ait işletmelerin hızla yeni yönetim taraftarlarına geçmesi sert protestoları ve güvensizliği de beraberinde getirdi. Akayev ile birlikte devlet organları üzerinde yitirilen otoritenin yeni yönetim tarafından sağlanmasının zaman alacağı hatta, yeniden yapılanmanın hızlı gerçekleştirilememesi durumunda çok daha ciddi parçalanmanın beraberinde geleceği çok net olarak anlaşılmıştı, “devlet olgusunun” ne kadar önemli olduğunu da göstererek. Zira Bakanlar Kurulu’nun onaylanması sürecinde bir de özel mülkiyetteki toprakların işgali sorunu ortaya çıkmıştı. Siyasi cinayetler sorunu aha Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin üç hafta öncesinde (17 Haziran) Mart olaylarına benzer bir işgal D girişimine sahne olan Bişkek, yeni dönemde güvenlik öncelikli bir politikayı zorunlu hale getirmesi gerekirken gerek Bakiyev gerekse de Kulov işin kolayına giderek bu olayları cumhurbaşkanlığı adaylığı Milli Güvenlik Konseyi tarafından reddedilen Urmat Barüktabasov’un siyasi içerikli girişimleri olarak nitelendirdi. Ağustos sonunda Akayev yönetiminin devrilmesinde aktif rol oynayan, ülkenin güneyinde mağaza ve otelleri bulunan milletvekili Bayaman Erkinbayev’in öldürülmesi, Başsavcı Azimbek Beknazarov ve Yardımcısı Nurlan Cenaliyev’in görevden alınması, hemen ardından milletvekili Tınıçbek Akmatbayev’in bir cezaevini basması ve burada çıkan arbedede öldürülmesi ülkede siyasi cinayetler sorununu doğurdu. Eylemler bir anda Başbakan Kulov’un istifasını talep eden sokak hareketlerine dönüştü, akabinde de Kulov taraftarları meydanlara çıktı. Güvenlik sorununun en üst düzeyde yaşandığı bir anda Bakiyev’in, Kulov’u protesto edenleri kabul etmesi ve “yargının” devreye sokulabileceği imasında bulunması üst yönetimi karşı karşıya getiren ve belki de “güvenin” hiçbir zaman tesis edilemeyeceğini gösteren bir olguydu. Akmatbayev olayı devlet dışı güçlerin son dönemde yaşananlardaki rolünü göstermesi açısından da önemlidir. Kardeş Rıspek Akmatbayev (Akayev yönetimi tarafından cinayetle suçlandığı için bir dönem ülke dışına kaçmıştı), abisinin öldürüldüğü cezaevindeki eylemin Çeçen asıllı mafya lideri Rustam Abdullin’in adamı Aziz Batukayev tarafından gerçekleştirildiğini, söz konusu kişilerle Başbakan Kulov’un yakın ilişki içerisinde bulunduğunu ileri sürerek taraftarlarıyla birlikte Bişkek’te günlerce miting düzenlemiş, sonrasında cumhurbaşkanı tarafından kabul edilerek, isteklerine resmiyet kazandırmıştır. Kulov taraftarlarının Bakiyev’in bu hareketine tepkisi de geç kalmamıştır doğal olarak. Bu ilişkiler yumağı Orta Asya’nın beş milyon nüfusuyla en küçük ülkesindeki halk hareketlerinin yolsuzluk ve yoksulluğun yanı sıra sistem içi ve dışı güç odaklarının gövde gösterisi niteliğini de taşıdığı gerçeğini de ortaya çıkarıyordu. Ekim başında cezaevlerinde başlayan eylemi yukarıdaki gelişmeler doğrultusunda yeni yönetimin “devletin inşaası” gayretine örnek gösterebiliriz. Zira yönetim ve yargı organlarıyla yakın ilişki içerisinde bulunan kişilerin cezaevlerinden belirli hareketleri yönlendirmeye başlaması, eylemlere ?