Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Days
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
‘Doğrudan gelir desteklerimizi istiyoruz’ Abdullah AYSU Çiftçi Sendikaları Konfederasyonlaşma Platform Sözcüsü B iz çiftçilere uygulanan fiyat, girdi ve kredi destekleri IMF ve Dünya Bankası istedi diye 57. Hükümet (DSPMHPANAP) tarafından 2000 yılında kaldırıldı. Fiyat, kredi ve girdi desteklerinin yerine tek başına Doğrudan Gelir Desteği’ne (DGD) geçildi. Doğrudan Gelir Desteğine halen tek başına devam edilmektedir. Oysa Türkiye tarımının ve tarımcısının yararına olan; fiyat, kredi ve girdi desteğini kaldırmak değil, Doğrudan Gelir Desteğini bu desteklere ek olarak vermekti. 57. Hükümet, çiftçilere verilen fiyat, kredi ve girdi destekleri kaldırırken; "bu destekler, daha çok orta ve büyük çiftçilere yarıyor, tarım içindeki eşitsizliklerin büyümesine katkıda bulunuyor" onun için kaldırıyoruz, diye propaganda ettiler. IMF ve Dünya Bankası tarım politikalarının merkezinde olan Doğrudan Gelir Desteği sistemi, mülkiyete dayalı, dönüme göre sabit oranlı uygulandığından yapılan propagandanın aksine en yoksul köylülere daha az ulaştı. Dolayısıyla en az ya da hiç yararlanamayanlar yine yoksul köylüler oldu. Bilindiği gibi, Türkiye’de aile başına düşen arazi miktarı 59 dönümdür. Ama ilk yıl aile başına 200 dönüme kadar olan bölümüne Doğrudan Gelir Desteği verilmesi belirlenebildi! İkinci yılda bu oran 500 dönüme yükseltildi! 500 dönümden fazla toprağa sahip olan aileler, 500 dönümün üstündeki arazilerini parçalı göstererek veya sahte beyanlar düzenleyerek konulan bu sınırları bile fiilen tanımadılar. Doğrudan Gelir Desteği uygulamaları büyük toprak sahiplerinin gücüne güç kattı, yoksul köylüyü de iyice yoksullaştıran bir iş gördü. Yani iddia edilenin tersine tek başına Doğrudan Gelir Desteği uygulaması, eşitsizlikleri daha da büyüttü. Uygulamanın yanlışlığına ve adaletsizliğine Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın milletvekillerine (AKP’li) dağıttığı kitapçıktaki rakamlar da tanıklık etmektedir. Kitapçıktaki rakamlara göre; "Doğrudan Gelir Desteği ödemelerinin yüzde 51’i, çiftçilerin yüzde 17’sini oluşturan 100 dekardan daha büyük arazi sahiplerine gitmektedir. 2004 yılı için ödenen 2 katrilyon 670 trilyon liralık Doğrudan Gelir Desteği’nin yüzde 51’i yani 1 katrilyon lirası 476 bin çiftçiye giderken, kalan yüzde 49’luk miktar çiftçilerin yüzde 83’ünü oluşturan 2 milyon 324 bin çiftçiye dağıtılmıştır. Arazi varlığı 100 dekarın üzerindeki çiftçilere ortalama 2 milyar 750 milyon TL düşerken, küçük arazi sahiplerine ortalama 586 bin TL ödenmiştir. Aradaki fark tam 3,5 kattır. Bu adaletsizliği önlemek için, Doğrudan Gelir Desteği’nin desteklemeler içindeki 2002–2004 döneminde ortalama yüzde 78 olan payı, 2005 itibarıyla yüzde 55’ler seviyesine çekilmiştir. 2006’da bu rakam yüzde 45’lere inecektir" Kitapçıktaki rakam ve yorumlara bakıldığında Doğrudan Gelir Desteği’nin tek başına uygulanmasının 5 yıldan sonra yanlış bir iş uygulama olduğu hükümet tarafından kabul edilmektedir. Bunun sonucu olarak Doğrudan Gelir Desteği’nin destekleme sistemi içindeki payını yüzde 45’lere çekerek, tapu sahibi olan herkese değil, üretim yaptığını kanıtlayanlara verilmesini hükümet benimsemiş gözüküyor. Peki, bu durumda küçük çiftçilerin geçen süre içerisinde uğradığı zararı karşılamak/gidermek için hükümet olarak bir planınız var mı? Çiftçiler olarak hükümetlere olan güvenimiz her geçen gün daha fazla erozyona uğramaktadır. Bizlerin hükümetlere olan güvenimizi yitirmek istemiyoruz. Ama 2006 yılına geldiğimiz şu günlerde 2005 yılının Doğrudan Gelir Desteklerinin bırakın ödenmesini miktarını bile belirlenmemesi bizi hükümetlere karşı güvensiz kılmaktadır. Biz çiftçiler hükümetlere olan güvenimizi tümden yitirmek istemiyoruz bunun için de, hemen 2005 yılının Doğrudan Gelir Desteği miktarının belirlemesini ve gecikme faiziyle birlikte ödenmesini Hükümetinizden bekliyoruz. 57 Hükümet, 2000 öncesinin destekleme sistemini adaletsiz bulduklarından kaldırdıklarını onun yerine Doğrudan Gelir Desteği sistemine geçtiklerini söylediler. Hükümetinizin bütün yanlışlığı ortaya çıkan bu destekleme sisteminden yine ni istemiyoruz ama milli gelirin de şimdiki gibi yüzde 07’sinin değil, en az yüzde 3,24’ünün tarıma ayrılmasını istiyoruz. Ayrıca Doğrudan Gelir Desteği dönüme göre belirlendiği için, ağıl hayvancılığı ile seracılık yapan çiftçi meslektaşlarımız bugüne kadar yararlandırılmamış adeta cezalandırılmıştır. Bu nedenle; Ağıl hayvancılığı ve seracılık yapan meslektaşlarımızın kayıplarını gidermeye yönelik bir düzeltme yapmanızı hükümetinizden ayrıca bekliyoruz. Yine bilindiği gibi, Doğrudan Gelir Desteği’ne 2001 yılında başlandı. Daha ilk yıldan itibaren ödemeler hep bir sonraki yıla kaydırıldı. Yani başladığından bu yana Doğrudan Gelir Desteği çiftçilere bir yıl gecikmeli olarak ödendi. Ödemeler 2001 ve 2003 yılında birer yıl kaydırılarak yapılmış, 2004 yılı ödemesi ise iki yıl geciktirilmiş ve iki taksitte ödenmiştir. İlk taksiti 10 milyon olarak 2005’de 6 milyonluk bölümünün ödenmesi ise 2006 yılında ancak tamamlanabilmiştir. Her ödeme çiftçiye bir/iki yıl gecikmeli olarak yapılırken çiftçinin devletten bu alacağına gecikme faizi uygulanmamış ama çiftçinin devlete olan borcuna ise faiz hep işletilmiştir. Devlet çiftçinin kendisinden olan alacağı ile devlete olan borcunu mahsuplaştırmayarak aslında devlet çiftçiyi değil, çiftçi devleti desteklemiştir/desteklemektedir. Bütün bunlar çiftçilere karşı yapılan çok ciddi haksızlıklardır. Açıkça ifade ediyoruz; çiftçilerin hakkının yenilmesidir! Bir başka haksızlık ise, ürün fiyatları belirlenirken maliyet hesaplamalarına Doğrudan Gelir Desteği veriliyor diye hesap yapılmasıdır. Yani çiftçilere Doğrudan Gelir Desteği veriyoruz denilerek aslında bir/iki yıl sonra verilen destekler nedeniyle içinde bulunulan yılın ürün fiyatları düşük belirleniyor. Çiftçilerden yana olmayan bu fiyat ve destek politikaları tüccar ve sanayiciye yaramaktadır. Bu politik tercih hükümetlerin ve hükümetinizin de sanayici ve tüccardan yana taraf tutuğu izlenimini vermektedir. Biz 2006 yılının ürünlerini hasat etmeye başladık ama hala 2005 yılına yönelik ne oranda desÇiftçilere ‘Doğrudan Gelir Desteği veriyoruz’ tek alacağımızı ve bu desteğin ne miktar olacağını denilerek ürün fiyatları düşük belirleniyor. bilemeden üretim yaptık. Ama sizler her fırsatta biz "adaletsizlik var" diyerek değiştirileceğini dillendiriyor. Desçiftçilerimizi çok destekliyoruz diye propaganda yapabiliyortekleme sisteminde yapılmak istenen yeni düzenlemenin dilsunuz. Bunu gece ve gündüz televizyon aracılığıyla evlendirilişindeki öze baktığımızda ise, biz çiftçilere yararlı ollerimize, bir arada olduğumuz kahvelerimize konuk olarak mayacağı ve esasen desteklemelerin iyiden iyiye eritilmek isgelip gözümüzün içine bakarak söylüyorsunuz. Bu söylemtendiği kaygısını vermektedir. Çünkü bu yeni yönelimle; deslerinizle bizim zekâ ve algılama düzeyimizle oynadığınızı teklerin toprağa yani tapuya değil, üretime yönlendirileceği gidüşünüyoruz. Biliniz ki; doğru söylemediğiniz her şey bizi bi bir yaklaşım var. Bu doğrudur, bizler Doğrudan Gelir Desüzüyor, kendimizi kötü hissetmemize, sağlığımızın bozulteği’ne geçildiği ilk günden bu yana desteğin tapuya değil üremasına neden oluyor(sunuz)… time yönlendirilmesini istiyoruz. Çiftçi Sendikaları olarak diyoruz ki; Bu yanlıştan dönmek iyidir ama destekleme sistemindeki Fiyat, kredi ve girdi desteklerinin kaldırılarak yerine yanlışlık veya eksiklik tek başına bu değildir. Adaletsizlik var Doğrudan Gelir Desteklerinin uygulanmaya başladığı 2000 diyerek değiştirilmek istenen destekleme sisteminde destekleyılından bu yana çiftçilere zamanında ödenmeyen desteklerin me miktarı aynı kalıyor, arttırılmıyor. Mevcut destek miktarıhemen gecikme faizleriyle birlikte ödenmelidir. nın (Milli Gelirin yüzde 1’i) arttırılmayarak kendi içinde başka Desteğin toprağa, tapuya değil, üretime yönlendirilürünlere kaydırılmasını öngörüyor. Bu çiftçilerin sorununu mesini bizler de istiyoruz. Ama ülke olarak kendine yeterliliği çözmede yetersiz kalacaktır. Çiftçilerin sorunu esas olarak alyeniden yakalayabilmek ve çiftçi iflaslarının önüne geçebildıkları destek miktarının az olmasıdır. mek için de, milli gelirin en az yüzde 3,24’ü oranında tarıma Evet, bizler de, desteklerin toprağa, tapuya göre verilmesidestek olarak ayrılmalıdır. 26