Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Days
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Ah tütün, vah Tekel! Mustafa GAZALCI CHP Denizli Milletvekili bölgelerde tütün üretimi kalmadı.Tek yanlı yapılan sözleşmeler. Sayıları giderek azalan örgütsüz, umarsız tütün üreticileri... Dertleri bir değil bin... T ütüncülüğümüz yıllardır izlenen yanlış politikalar sonucunda büyük darbeler aldı. Her şeye karşın yine de bugünlerde, tütün üreten bölgelerde bir telaş, bir koşuşturmadır gidiyor. Bin bir güçlükle üretilen geçen yılın tütünü satılmaya çalışılırken, bir yandan da yeni üretim için hazırlıklar yapılıyor. Tütüncü yılda 14 ay çalışır derler. Bir yılda işlerin bitmediği anlatılır bu sözle. Sözde baş fiyat 5 milyon 760 bin Tl. Ama nerde? Tüccar lütfedip üreticiye aldığı tütünün fiyatını bile söylemiyor. Denizlili, Samsunlu, yurdun her yanındaki üreticiler 3 4 milyona gidecek ürünlerimiz diye yakınıyor. Birçok Meclisteki tartışma 23 Mart 2006 tarihinde TBMM’de Adıyaman AKP Milletvekili Mahmut Göksu ve arkadaşlarının tütün yasasına ek geçici bir madde eklenmesine ilişkin verdiği yasa önerisi üzerine, tütüncülüğümüz, tütün üreticisinin durumu ve Tekel konuları gündeme geldi. Meclise getirilen kısa yasa önerisinde; Tekel’in üreticiyle 2005 yılı fiyatlarıyla 2006 ürün yılı için sözleşme imzalayabileceği, ayrıca Tekel’in kullanmak üzere elinde bulunan idare stoku tütünlerin destekleme stoku tütünler gibi satılabileceği öngörülüyordu. Önerinin gerekçesinde de tütün üreticilerinin tütün dikemezlerse göç etmek zorunda kalacakları, tütün tarımının yok olma tehlikesiyle karşılaşabileceği belirtilmiş… Hem pes, hem günaydın. Bir kez Tekel’in üreticiyle sözleşme yapmak için yasal düzenlemeye ne gerek var. Seçmene göz kırpmak için yapıldığı ortada. "Bak biz sizi düşünüyoruz, tütününüzü alacağız" demek istiyorlar. Ama inandırıcı olmuyor. Yasa önerisinde 2005 fiyatlarıyla 2006 ürünlerinin alınmasının insafla bağdaşmaz. Bunu yazmaya nasıl elleri vardı. Zaten üretici birçok ürününü 23 yıl önceki fiyatla satıyor. Girdi fiyatları durmadan arttığı halde. Bir de bunu resmen yasaya yazmak olacak iş değil. İdare stok tütünlerin destekleme stoktaki tütünler gibi satılmasının kimi şirketlerin işine yarayacağı bir gerçek. Sanki üreticiye bir iyilik yapıyormuş gibi yapıp bir de tütün alıp satan şirketlere kolaylık. AKP’nin şaşmaz klasik yöntemi bu. Üreticiye bir şey veriyormuş gibi yapıp asıl büyük lokmayı büyük şirketlere vermek. Bereket yasadaki 2005 fiyat koşulu önergeyle çıkarıldı. CHP’nin eleştirisi, uyarısı bir ölçüde işe yaradı. Ancak stoktaki tütünlerin satışıyla ilgili önerge AKP oylarıyla reddedildi. Tütünle ilgili TBMM’de yasa önerisi konuşulurken tütüncülüğümüzün merkezlerinden Manisa Kırkağaç’ta tütün kooperatiflerinin öncülüğünde üreticilerin mitingi vardı. Mitinde tütün üreticileri Hükümetin, Tekel’in yabancı sigara tekelleri karşısında kendilerini yalnız bıraktıklarını, direneceklerini dile getiriyordu. Ülkenin toprağına, ürününe, insanına sahip çıkmanın adıdır; tütün Tekel politikası. Ya bu küresel kuşatmayı içerdeki aymazların, işbirlikçilerin desteğiyle yabancı sigara tekelleri kazanacak ya da içeride her şeye karşın direnen tütün üreticileri, Tekel işçileri ve yurtseverler. Oyun sonuçlanmış değil. alımı yaptırılmadı ve TEKEL’in olmadığı bir piyasada tütün üreticileri çok uluslu şirketlere ve onların temsilcilerine teslim edildi. İlk defa 2002 yılında hazırlanan sözleşme ile tütün üretiminde "sözleşmeli üretim modeli"ne geçildi. Philip Morris Sabancı , BATKoç ,JTI vb. çok uluslu şirketlerin sipariş miktarlarına göre alıcı firmalar köylere gelerek dikimden önce üreticilere sözleşme imzalattılar. Karşılıklı bir pazarlık ve uzlaşma söz konusu olmadan hazırlanan sözleşmeler üreticilere dayatıldı ve üreticiler bunları imzaladıkları takdirde ancak tütün üretebildiler. Üreticilere tütünün fiyatına, teslim ettikleri ürünün kilosuna paralarını zamanında alamamalarına itiraz etme şansı bile bırakılmadı. Firmalar arasındaki güçlü ilişkiler, sorunlu ilan edilen bir üreticiyi tütün üretemez duruma her an düşürebiliyordu. Yine itiraz mekanizmalarının zorluğu bir üreticinin bu mekanizmayı yürütebilmesini hem zaman hem de maddi olarak neredeyse imkansız hale getiriyordu. Üretici neredeyse maliyetine ve maliyetin altında tütün üretmek zorunda bırakılmıştı. Sonuç olarak; 1999 yılında 251 ton olan tütün üretimi 2004 yılında 129 bin tona; 583 bin olan üretici sayısı ise 285 bine düşmüştür. Şirketleştirilen Türkiye tarımında, devlet aradan çekilerek çok uluslu şirketlerle her geçen gün daha fazla üretici baş başa bırakılmaktadır. Bugün TEKEL’in sigara fabrikalarının kapatılmak istenmesi adım adım uygulanan senaryonun son parçasıdır. Biz tütün üreticileri TEKEL çalışanlarının yanında olduğumuzu bir kez daha belirtiyoruz. Üstelik diyoruz ki; bu fabrikalar madem ki gözden çıkarılmıştır; mülkiyeti kamuda kalacak şekilde bu fabrikaları yönetimi TEKEL çalışanlarına ve tütün üreticilerine devredilmelidir. Sigara fabrikaları işçi ve üreticinin olsun Ali Bülent ERDEM Tütün Üreticileri Sendikası Genel Başkanı 24 18 Ocak 1980 yılında IMF uyum programının uygulanmasıyla başlayan Türkiye tarımında ki değişim; daha sonra da Dünya Bankası ve DTÖ’nün baskılarıyla devam etti. Çiftçilere verilen destekler kesildi, tarımsal kamu yönetimi dağıtıldı , çiftçilere girdi ve pazarlama kolaylığı sağlayan KİT’ler özelleştirilerek, Türkiye tarımı şirketleştirilmeye daha doğrusu çok uluslu dev tarım şirketlerinin hizmetine sunulmaya başlandı. Tarımda yaşanan değişiminden ilk etkilenen ürünlerin başında ise tütün geliyordu. Çünkü tütün dünyanın sadece 160 ülkesinde üretilebilen ama dünyanın en ücra köşesinde dahi tüketilen, bu nedenle de çok uluslu şirketlerin her zaman gözlerini diktikleri bir üründü. Sigara devleri Türkiye tütüncülüğünü kendi denetimleri altına alacak senaryolarını uygulamaya daha 1970’li yılların ikinci yarısında, sigara tiryakilerinin damak tadını değiştirecek sigaraları kaçak olarak ülkemize pompalayarak başlamışlardı. İlk başarıları ise 1984 yılında kaçakçılığı önleme bahanesiyle sigara ithalatının serbest bırakılmasıyla geldi. Arkasından TEKEL önce yabancı tütün üretimine ve 1988 yılında (Amerikan harmanı) blended sigara üretimine başlatıldı, tütün ithalatı serbest bırakıldı, yerli ve yabancı sermayeye sigara üretimi, ithali ve dağıtımı için izin verildi, 1992 yılında Philip MorrisSabancı ortaklığıyla ilk sigara fabrikası açıldı, Türk tütününe kota, yabancı tütüne teşvik getirildi, TEKEL özelleştirme kapsamına alındı ve nihayet 2002 Ocak ayında"Tütün yasası" çıkarıldı. Tütün yasasından sonra TEKEL’e destekleme