Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Devrimin karargâhı ile ilgili iki hatırlatma o SERDAR ŞAHİNKAYA Hem Cumhuriyetimizin, hem Ankara’nın başkent oluşunun, hem de Lozan Barış Anlaşmasının 90. Yıldönümü. Kutlu olsun! Hadi gelin, 1923 – 1938 dönemi devrimin kalbi Ankara için sevgili hocam Prof. Dr. Bilsay Kuruç’a kulak verelim; “1923’te Ankara’da kalmak ne demekti bilir misiniz? Bir çıkmaz sokağın nihayetinde hasretli gözlerini denize çevirip zorla bir kulübede barınmaya çalışmak demekti. Anadolu içine o zamana kadar gelmemiş olanlar Ankara’da kendilerini Pamir Yaylasına çıkmış seyyah zannediyorlardı” “Yıl 1939’a gelip, Cumhuriyetin kuruluşu diyebileceğimiz bir dönem kapanırken, şunu söylemek artık çok kolaylaşmıştır: 1923’te Ankara’da kalınmasaydı, bunların hiçbiri yapılamazdı. Ankara uygarlık demek olduğu kadar kalkınma, kalkınma demek olduğu kadar yönetim, yönetim demek olduğu kadar da özverinin simgesi oldu.” Gerçekten çok çetin şartlar, yokluklar, yoksunluklar içerisinde Kahpe Bizans’a karşı Cumhuriyetin Başkenti yaratılmıştır. Gelin şimdi başkentimize dair iki hatırlamada bulunalım. 24 C Cumhuriyetimizin 90. YILI 29 Ekim 2013 Salı 1 HATIRLATMA Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nin Arması 2 HATIRLATMA ‘Ordular, İlk Hedefiniz Akdeniz’dir. İleri!” Bu komut, Gazi Mustafa Kemal’e aittir. Ve bu 1 Eylül 1922 tarihli bu komut ile emperyalizm, 9 Eylül’de İzmir’de denize dökülmüştür. Ulusal Kurtuluş Savaşı biterken Anadolu, Savaşı…ölümü…ihaneti görmüş… Direnci…dayanışmayı ve dostluğu geçirmiş… Yaralı…yoksul .. Ama… Özgür, Bağımsız, Eşit Ve Onurlu bir ülkedir… Ve bu ülkenin başkenti yeniden imar edilirken, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ebedi istiratgâhı planlanırken eski Rasattepe yani bugünkü adı ile Anıttepe seçilir. Anıttepe bir semt olarak planlanırken sokakları da isimlendirilir. Nasıl mı? İşte şöyle: Ordular, İlk Hedefiniz Akdeniz’dir. İleri. Her bir kelime birbirini takip eden sokaklara verilir. Bilindiği üzere, 23 Nisan 1920’de Büyük Millet Meclisi kurulmuştur. Yaklaşık on beş gün sonra ilk hükümet kurulur. Bir anlamda hükümet programına ya da o dönemin dili ile hükümetin yapacağı işler arasına şu ifade de yazılır. Dikkatinizi çekerim, ateşle barutun dans ettiği günlerdir. Yazılan ibare aynen şudur: “eski eserlerin derlenmesi ve yeni müzeler kurulması”. Nasıl ama oldukça heyecan verici değil mi? Bir yıl sonra yani 1921’de daha savaş bitmemiştir. Ve dönemin Maarif Vekâletine yani Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı bir Hars (Kültür) Müdürlüğü kurulur. Ve aynı yıl, yani 1921’de bugün dünyanın sayılı müzeleri arasında yer alan Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nin de ilk nüvesi açılır. Bu ilk nüveden günümüze gelinir. Gelinir de ne olur? Müzeler ve ören yerlerimiz bile özelleştirme denilen garabetle yüz yüzedir. Bilmem anlatabildim mi? Biz yurttaşlar olarak yine üç maymunu oynayacak mıyız?