Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
KADINCA Kadınlar cinsel bir saldırıya uğradıklarında acaba ‘namussuz bir kadın olarak mı görüleceğim’ kabusunu yaşıyorlar Korkmayın, ihbar edin! ? Yeni TCK’ya göre, kişinin vücuduna dokunulduğu anda ‘cinsel saldırı’ suçu oluşur. 102. maddede düzenlenen ‘cinsel saldırı’ suçu, cinsel arzuları tatmin amacıyla kişinin vücut dokunulmazlığını ihlal eden, ancak cinsel ilişkiye varmayan her türlü davranıştır. Bu suçunun cezası, iki yıldan yedi yıla kadar hapistir. Eğer hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılarak; işverenler, yöneticiler tarafından gerçekleştirildiyse, cezası yarı oranında artırılır. HÜLYA GÜLBAHAR AVUKAT Cinsel taciz, tüm ülkelerde olduğu gibi, Türkiye’de de, her ne kadar görülmek ve kabul edilmek istenmese de, son derece yaygın ve ciddi bir sorun. Bu kadar yaygın olduğu halde, üzerinde bu kadar az durulması ve az konuşulmasının nedeni, elbette ki (ve ne yazık ki), mağdurlarının ezici çoğunluğunu kadınların oluşturması… Tüm yasal değişikliklere rağmen, kadınlara karşı işlenen suçlara hala ‘suç’ gözüyle bakılmıyor, erkekler kadınlara karşı bir suç işlediklerinde ‘cezalandırılmıyor’ adeta ödüllendiriliyorlar.Birkaç yıldır İstanbul’da yılbaşı gecesi yaşanan toplu taciz olaylarını önlemek için hiçbir güvenlik tedbirinin alınmaması, saldırganların yakalanmaması, 2008 yılbaşında binlerce saldırgandan numune olarak yakalanın bir tek saldırganın ise, 57 YTL gibi komik bir para cezası ile salıverilmesi; Pippa Bacca olayında tecavüz ve cinayet yerine, ‘ülkenin itibarına’ sürülen lekenin öne çıkarılması hep bu yaklaşımın örnekleri…Cinsel nitelikli gereksiz dokunma, elleme, sıkıştırma, vurma, çimdikleme, sürtünme, söz atma, cinsel içerikli teklifler, gözetleme, şehvetli bakışlar, ıslık çalmalar, el/kol hareketleri, cinsel ilişki için baskı, rahatsız edici flörtleşmeler, dışarıda birlikte olmaya yönelik ısrarlı davetler, açık saçık konuşma, cinsel imalar ya da yakışıksız yorumlar, fıkralar anlatma, çalışma ortamında kadınları ‘cinsel bir nesne’ olarak gösteren fotoğraf ya da nesnelerin sergilenmesi, cinsiyetinden ya da cinsel tercihinden ötürü aşağılama, küçümseme, sataşma, kadın olarak yeteneklerine, kapasitesine, işine, görünüşüne ya da giyimine ilişkin rahatsız edici yorumlar… Tüm bu davranışlarla ne kadar sık karşılaşıyoruz değil mi? Bu kadar sık karşılaştığımız tüm bu davra İstanbul, İzmit ve Gebze Kadın Platformları, Pippa Bacca’nın Gebze’de tecavüz edilerek katledilmesi olayını protesto etmek için Gebze’de bir araya geldi. nışlar, cinsiyete ya da cinselliğe ve cinsel tercihe yönelik oldukları anda ‘cinsel taciz’ ile karşı karşıyayız demektir. Cinsel taciz, hayatın her alanında, evde, sokakta, okulda, üniversitede, işyerinde, gözaltında her yerde karşımıza çıkabilir. Cinsel taciz, yakınlarımız, öğretmenlerimiz, evsahipleri ya da kiracılarımız, komşularımız, iş arkadaşlarımız, amirlerimiz, güvenlik görevlileri, yoldan geçen birileri vb. herkesten gelebilir. dettiğimiz halde ısrarla yemeğe davet etmek, şehvetli bakışlarla süzmek vb. davranışlar ise, vücuda dokunma gerçekleşmediği için cinsel tacizdir.Cinsel taciz suçunu evde, sokakta, herhangi bir yerde işleyen kişinin cezası üç aydan iki yıla kadar hapistir. İşyerinde, ister işverenler, yöneticilerden, isterse çalışanlardan gelsin daha ağır bir suçtur. Aynı şekilde hiyerarşik bir ilişki içinde olduğumuz varsayılan, kamu görevlileri, öğretmen, doktor gibi kişilerin cinsel tacizi de, sıradan bir tacizden daha ağır bir suçtur. Her iki durumda da tacizcinin cezası yarı oranda arttırılır. Eğer mağdur cinsel taciz nedeniyle işi terk etmek zorunda kalmışsa, tacizin cezası bir yıldan az olamaz. (İşyerinde tacize uğrayan ayrıca, tacizcinin işten çıkarılmasını isteyebilir, kendisi işi bırakma hakkı kazanabilir, maddi/manevi tazminat davaları açabilir.)Yeni TCK’ya göre, kişinin vücuduna dokunulduğu anda ‘cinsel saldırı‘ suçu oluşur. 102. maddede düzenlenen ‘cinsel saldırı‘ suçu, cinsel arzuları tatmin amacıyla kişinin vücut dokunulmazlığını ihlal eden, ancak cinsel ilişkiye varmayan her türlü davranıştır. Cinsel saldırı suçunun cezası, iki yıldan yedi yıla kadar hapistir ve eğer hizmet ilişkisinin sağla CİNSEL TACİZ TCK’DE CİDDİ BİR SUÇTUR Yeni Türk Ceza Yasası, cinsel suçları ‘cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar’ başlığı altında ve değişik bir yöntemle düzenlemiştir. 105. maddeye göre cinsel taciz, bir kimseyi (vücut dokunulmazlığını ihlal etmeksizin) cinsel amaçlı olarak taciz etmektir. Birisine cinsel amaçlı olarak dokunduğunuz anda 102. maddede düzenlenen cinsel saldırı suçunu işlemiş olursunuz. Yukarıda verdiğimiz örneklerden elleme, sıkıştırma, sürtünme, çimdikleme gibi davranışlar, vücuda dokunulduğu için cinsel saldırı; ıslık çalmak, red dığı nüfuz kötüye kullanılarak; işverenler, yöneticiler tarafından gerçekleştirildiyse, cezası yarı oranında artırılır. (Cinsel saldırının birden çok kişi tarafından yapılması ya da çocuklara karşı yapılması gibi durumlar, derhal kamu davası açılması gereken ve daha cezalara çarptırılan suçlardır.) Cinsel saldırı, vücuda organ ya da bir cisim sokularak yapıldığında ise tecavüz gerçekleşir ve bunun cezası çok daha ağırdır. Yasa tartışmaları sırasında, bu düzenlemeyi küçümsemek için sürekli olarak gündeme getirilen ‘Bir adam parmağını kadının burnuna ya da kulağına soksa tecavüz olacak’ itirazları ilginçtir. Evet, her ikisi de tecavüzdür. Hiç kimse, bir tek parmağını dahi, cinsel amaçlı olarak bunu istemeyen birinin burnuna ya da kulağına sokamaz. Yaarsa, tecavüzdür! Özetle, vücuda dokunmayan cinsel içerikli rahatsız edici eylemler, cinsel taciz; vücuda dokunarak yapıldığında cinsel saldırıdır. Cinsel saldırı vücuda organ ya da bir cisim sokularak gerçekleştiğinde tecavüzdür. Tecavüz, cinsel taciz, dayak, zorla cinsel ilişki, tehdit ve saldırı gibi olayları yaşamak zaten yeterince öfke verici, bunaltıcı ve kadını çaresiz hissettiren olaylar. Bir de bunun üstüne, toplumun saldırganı değil, kadını yargılaması ve suçlaması; saldırıya uğrayan kadının olanları anlatacak, derdini paylaşacak kimseyi bulamaması, konuşamaması kadını daha da çaresiz bir duruma itiyor. Bu tür cinsel saldırılar karşısında kadını çaresiz bırakan en önemli kavramlardan biri ‘namus’ kavramı… Kadınlar cinsel bir saldırıya uğradıklarında acaba ‘namussuz bir kadın olarak mı görüleceğim’ kabusunu yaşıyorlar. Şunu hiç unutmamak gerekiyor ki, aslında ‘namus kavramı‘, kadınların hayatlarının (sadece cinselliklerinin değil, tüm hayatlarının) erkekler ve bütün bir toplum tarafından kontrol mekanizmasıdır. Namus kavramıyla, her bir kesimi ile toplum olarak ve tüm kurumlar olarak yüzleşemediği sürece, kadınların bedenleri, hayatları ve cinsellikleri üzerindeki tabular ve baskılar ve de cinsel saldırılar ortadan kalkmayacaktır. Evde, işte, sokakta, istemediğimiz, bizi rahatsız eden her türlü cinsel içerikli Bakış, Dokunuş, Söz, İma, benzeri her türlü cinsel eylemin ‘cinsel taciz’; hangi yöntemle olursa olsun, yapan kırk yıllık eşimiz bile olsa, bizim istemediğimiz her türlü cinsel ilişkinin ‘tecavüz’ olduğunu ve bunun da ağır bir cezası olduğunu herkesin öğrenme zamanı…Artık, bu toplumun, kadınların cinsellikleri de dahil kendi hayatları hakkında, kendi aldıkları kararlara saygı duymayı öğrenme zamanı… HUKUK YARDIMLAŞMA PROJESİ Mayıs 2008 raporu; Türkiye’deki başvuru sayısı: 256/ Suç Dağılımı: Tecavüz 70(2 kadın tecavüze uğradıktan sonra intihar etti, bir kadın işkence sonucu öldürüldü, 14 yaşındaki bir kız çocuğu tecavüze uğradıktan sonra akrabaları tarafından “namus temizleme” gerekçesiyle öldürüldü, 1 kadın işkencenin uzun vadeli etkisi sonucu Aralık 1999 tarihinde öldü. 1 kadın işyerinde tecavüze maruz kaldı. Ailesi hakkında ölüm kararı çıkardı)Cinsel Taciz 189/ Yaş Bilgileri:1018 arası 39/1867 arası 220/ Suçu İşleyen Failler Dağılımı: Polis 20/Jandarma/Asker 57/Özel Tim 12/İnfaz Koruma Memur 13/İtirafçı 3/Gazeteci1Suç duyurusu nedeniyle ağır baskıya maruz kalanlar: Toplam sayı 67/Baskı sonucu Türkiye içerisinde yaşadığı yeri terk etmek zorunda kalanlar 37/ Korkutma, tehdit, tekrar gözaltına alma ve/veya işkence mağduru ise 20 kişi. 6 35 NAMUS CİNAYETİ VE KADIN İNTİHARI Bağlar Kadın Kooperatifi ve Sigrid Rausing Trust Vakfı tarafından yürütülen “Namus Cinayetleri ve Kadın İntiharlarını Araştırma Projesi” nin raporu açıklandı. Rapora göre 2007 yılı içerisinde 35 olay meydana geldi. Bunlardan 25’ine ulaşma imkanı oldu. 25 olayın 18’i intihar, 5’i cinayet. 25 olayın 23’ü ölümle sonuçlandı, 2’si ağır teşebbüsle kurtuldu. 25 olayın; 10’u Diyarbakır merkezde, 12’i köylerde 3’ü ilçe merkezlerinde meydana geldi. 25 kadından 4’ü resmi ve sivil kurumlara baş vuruda bulundu. Bunlardan 2’si polis karakoluna başvurduktan sonra eşleri tarafından katledildi. Bir diğer kadın sığınma evine baş vurdu, kalma süresi tamamlanmak üzereyken ilaçla intihar etti. Nişanlısı tarafından silahlı saldırıya uğrayan bir kadın da hem İHD’ye hem de savcılığa suç duyurusunda bulundu. Ancak tutuklanan olmadı.