Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
yakınlık gösterilerinden huzursuz olduğu için de görüşmeleri kısa kesmeyi tercih ediyordu. İstanbul Hükümeti adına görüşme talebi, Harbiye Nazırı Şakir Paşa’dan gelmişti. Bir araya geldiklerinde Şakir Paşa, Mustafa Kemal’e bir dosya uzatıp okumasını istedi. İtilaf kuvvetleri temsilcilerinin hazırladığı bu raporda Samsun ve yakınlarındaki Rum köylerinin Türklerin saldırısına uğradığı, hükümetin bu kargaşanın önüne geçmediği, eğer bir önlem alınmazsa sorunu çözme görevini bizzat kendilerinin ifa edeceği yazılıydı. Raporu okuyan Mustafa Kemal, Şakir Paşa’ya dönüp “Emriniz paşam?” diye sordu. Şakir Paşa bu söylenenlerin doğruluk payı olup olmadığı konusundaki düşüncesini sorduğunda, bu iddiayı pek inanılır bulmadığını, ama “bir şeyler olma ihtimali”nin de elbette olabileceğini söyledi. Bunun üzerine Şakir Paşa, söz konusu iddiaların doğruluğunu saptamak için Mustafa Kemal’e o bölgeye gitmeyi düşünüp düşünmeyeceğini sordu. Şakir Paşa ile Sadrazam Damat Ferit bu konuyu daha önce görüşmüş ve en uygun ismin Mustafa Kemal olacağını düşünmüşlerdi. Teklifi memnuniyetle karşı layan Mustafa Kemal, asıl niyetine uygun soruyu sordu: “Ben oraya Türkler Rumlara zulmediyorlar mı, etmiyorlar mı, yalnız bunu anlamak için mi gideceğim?” Paşanın “Evet” cevabı üzerine, bu memuriyetin sınırlarının belirlenmesi için Erkânı Harbiye reisiyle görüşmek üzere müsaade istedi. Reis Fevzi (Çakmak) Paşa hastalık gerekçesiyle yirmi gündür görevinin başında olmadığından, Mustafa Kemal İkinci Reis Diyarbakırlı Kâzım Paşa ile konuşup durumu anlattı ve gerçek niyetini de açıkladı. Kâzım Paşa, bu durum için en uygun sıfatın ordu müfettişliği olduğu düşüncesindeydi. Mustafa Kemal’in isteği, yetki sınırlarının geniş tutulması ve Samsun’dan doğu vilayetlerine kadar olan bölgede, silahlı kuvvetlerin ve valilerin emri altında bulunmasının sağlanmasıydı. Bu doğrultuda hazırlanan talimatnameyi sadrazam imzalamadı, Şakir Paşa da sadece mühür bastı; ama sonuçta istenen yetki alınmıştı. Bu kararın hemen ardından karargâhına alacağı isimleri saptadı: Miralay Kâzım (Dirik), Miralay Refet (Bele) ve Dr. Refik (Saydam) Beyler. Sonra İstanbul’daki son görüşmelerini gerçekleştirmeye başladı. Uğradığı mekânlardan biri de, Harbiye Nezareti Müsteşarı Miralay İsmet (İnönü) Üstte 9. Ordu Müfettişi Mustafa Kemal Paşa ile arkadaşlarını Samsun’a götüren Bandırma vapuru İstanbul limanında. Altta Bandırma vapurunun kaptanı İsmail Hakkı Bey. 67