Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
li önlemleri alıp bir taraftan da Ankara ile irtibata geçmişken, Lehistan’da gelişen olaylar sebebiyle mümkün olduğu kadar çok sayıda askeri o bölgeye göndermek durumunda kalmışlardı. 1 Ağustos tarihinde Bolşevik Hükümeti’nin Kızıl Ordu’su ile Büyük Millet Meclisi Hükümeti’nin ordusu Nahcıvan’da birleşmiş, oraya giden kuvvetler Kızıl Ordu mensuplarınca özel bir törenle karşılanmıştı. Bütün bu ayrıntıları verdikten sonra Mustafa Kemal Paşa belli noktalara işaret koyarak durumu bir kez daha şu sözlerle özetliyordu: “Anlaşılıyor ki Bolşevik Hükümeti bizimle irtibat ve temas yapmak için fiilen teşebbüsatta bulunmuştur. Ordu göndermiştir. İkincisi, vaziyetin bir aydan beri şarkta kendi haline bırakılmış, muğlak kalmış olması Lehistan vaziyetinden ileri gelmiş oluyor. Lehistan’a kuvvet gitmiş olmasıyla Ermenilerin, Gürcülerin, Azerilerin mahalli, muhalif ve muarız hareketleri buna sebebiyet vermiş olur. Üçüncüsü, bütün bunlara rağmen yine Kızıl Ordu yol, vasıta ve imkân buluyor, Nahcıvan’a kadar gelip bizimle teması arıyor ve buluyor. Bu üç nokta, müşterek düşmanları mağlup etmek için azmetmiş olan iki milletin, iki hükümetin gelecekteki ilişkilerinin de arzu edildiği yönde olacağına dair bir güven verebilir. Efendiler, Bolşevikler siyasi ve hatta toplumsal bakışla çünkü bilirsiniz ki Batı ve Amerika işçileri nezdinde Ermeniler mazlum tanıttırılmışlardır Ermenilere önem atfetmişlerdir. Korumacı bir siyaset takip eder görünmüşlerdir. Fakat bugün bu Ermeniler onlara dahi nankörlük etmiştir. Onların kuvvetine dahi fiilen tecavüz etmiştir. Pek ziyade ümit edilir ki, bu defa Bolşevik Hükümeti artık bu küstah milletin haddini tanıtmak için sert ve kesin kararını verecektir ve pek ziyade intizar olunur ki, Lehistan başarısını takiben Bolşevikler bizimle maddeten vücuda getirdikleri ilişkiyi geliştireceklerdir.” Meclis’te bu açıklamalar yapılıyorken, Bolşevik Hükümeti 10 Ağustos günü Ermenilerle bir anlaşma yapmış, Sovyetler Birliği’ni Ankara’ya bağlayan karayolu Ermenistan’ın kontrolüne bırakılmıştı. Bu anlaşmanın ardından Çiçerin, bazı şehirlerin Ermenilere bırakılmasından söz etmeye başladı. Türk heyetini kabul eden Üstte Türk heyeti, Bolşevik Hükümeti ile görüşmek üzere Ankara’dan yola çıktı. Yukarıda, 1920’lerde Ankara görülüyor. Altta Moskova’ya giden heyetin üyelerinden Şevket Seyfi Bey. 181