Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
alay kadrosuydu ve bu kuvvetin moralini düzeltmek için İstanbul Hükümeti herhangi bir önlem almamıştı. Hükümet aksine Balıkesir’de, savunma yapmaya çalışan kuvvetlerin üstüne asileri yollamış, Yunan cephesinde kullanılacak oldukça kuvvetli bir tümen olan 24. Tümen’i HendekDüzce yolunda dağıttırmış ve kumandanlarını şehit ettirmişti. Mustafa Kemal Paşa ve İsmet Paşa’nın Meclis’te yaptıkları savunmalar, bu kumandanları görevlerinde tutmaya yetmedi. 14 Temmuz günü İcra Vekilleri Heyeti Bekir Sami Bey’in görevine son verdi. Aşir Bey ise temmuz ayı sonunda 23. Tümen kumandanlığından alınarak Antalya bölgesine tayin edildi. Mustafa Kemal Paşa her ne kadar mebusları yatıştırmak için çeşitli oturumlarda uzun açıklamalar yaptıysa da, bu eleştiri ve önerileri dile getiren kişiler, yenilginin gerçek nedenlerini ve etmenlerini unutmuş gibi görünüyorlardı. Bir seneden fazla süredir Yunan ordusunun İzmir bölgesinde yerleşip hazırlanmakta olduğu ve buna karşı İstanbul hükümetlerinin Kuvayı Milliye’yi çökertip yok etmeye çalıştığı gözden kaçırılıyordu. Yunan kuvvetleri karşısındaki direnişin, özverili askerlerin kararlılık ve çabalarının ürünü olduğu dikkate alınmıyordu. Kumandanların bazı kuvvetleri cepheden alıp iç ayaklanmaları bastırmak üzere görevlendirmesi de içinde bulunulan durumda önemli ve zorunlu olduğundan, bu tercihin yargılanması doğru değildi. Ayaklanmalara isyancılar üzerine gönderilen tümenler ve bu ordu kuvvetlerine yardım eden milis birlikler cephede bulundurulabilseydi belki düşman saldırısı bu denli ilerleyemezdi, ancak bir dış düşmanın ilerlemesini kalıcı olarak önlemek için içeride bir birlik ve dayanışma sağlanmasının önemi göz ardı edilemezdi. Mustafa Kemal Paşa aynı zamanda konuşmalarında mebusları temsil ettikleri Meclis ve hükümetin durumunu da kavramaya davet ediyordu. Memleket kaderinin sorumluluğunu yeni üstlenmiş olan Ankara Hükümeti, içinde bulunulan durumda seferberlik yapmayı düşünme şansına sahip değildi. Milletin halifenin fetvasının uygulamaya sürüklenip zorlandığı bir sırada, insanları askere çağırmanın sonuç vermesi beklenemezdi. Ayrıca milleti silah altına çağırmadan önce, eldeki imkânları düşünmek zorunluydu. Şimdi yapılması gereken, bu iç tartışmaları bırakıp, dört bir yandaki cephelerden yardım çağrılarında bulunan, büyük ve düzenli kuvvetler isteyen, cephane yokluğu haberleri ileten kumandanlara dayanma gücü ve umut verecek biçimde davranmaktı. Üstte Bursa’yı işgal eden Yunan kuvvetleri temsilcileri, il yöneticileri ile halkın arasında. Altta Meclis’te yaşanan tartışmalar sonrasında görevine son verilen Bekir Sami Bey. 167