27 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Sağda Trakya’da ilerleyen vagonlar dolusu Yunan askeri (26 Temmuz 1920). Solda üstte Trakya’da Kuvayı Milliye Kumandanı Cafer Tayyar Bey. Solda altta Kırklareli’nin Yunanlılar tarafından işgalinden sonra yapılan tören. Yunan ordusuna sadece silah ve cephane desteği vermiyor, ayrıca kendi ordu kaynaklarından askerlere yiyecek dağıtılmasını da sağlıyordu. Bütün bu gelişmeler yaşanırken Ankara da Yunan işgalini yakından takip ediyor, Yunan saldırısı ve cephelerin bozulması Meclis’te büyük bunalımlara, sert sataşma ve eleştirilere yol açıyordu. 13 Temmuz 1920 günü yapılan Meclis toplantısında, Afyon Mebusu Mehmet Şükrü Bey, kusurları ve idaresizlikleri nedeniyle Bursa Kumandanı Bekir Sami ve Bursa Valisi Hacim Muhittin Beyler ile Alaşehir Komutanı Aşir Bey’in bir askeri mahkemeye verilmemelerinin nedenlerini öğrenmek için bir soru önergesi yöneltti. Sinop Mebusu Hakkı Hami Bey’in de, bu isimlerin hızla cezalandırılmaları isteğinde direnmesi diğer mebusların “Bravo!” sesleriyle karşılanıyor, Mehmet Şükrü Bey “Biz bu kişilerin sorumlu tutulduğunu görmek istiyoruz” diye bağırmaya devam ediyordu. Başka bir konuşmacı, bir kısım subay ve kumandanın cezalandırılmasının doğal olduğundan söz ederek örnekler sıralıyor, bir diğeri asker çekilirken bir kumandanın 36 deve yükü eşya götürdüğünü söylüyor, başka bir mebus, Yunan ordusunun kısa bir sürede Akhisar’dan Marmara kıyılarına varıncaya kadar bütün şehirleri ve köyleri yıldırım hızıyla ele geçirdiğinden söz ederek, Bursa bozgunu dolayısıyla uğranan korkunç zararın sorumlularının cezalandırılmasını istiyordu. Toplantıda söz alan Hamdullah Suphi Bey de aynı yönde görüş beyan ediyor, “Herkes ayakta, herkes konuşuyor, herkes bağırıyor; dinleyen yok, anlayan yok. Hükümete soruyorum, Bursa’da vazifesini yapmadığı her taraftan haber verilen Bekir Sami Bey’in artık orduda ne yeri vardır? Vali olan Hacim Bey vazifesini yapmamıştır. Çünkü o her şeyi yapmak istemiştir. Hacim Bey çete reisi, Hacim Bey kumanda, Hacim Bey vali olmuştur; fakat asıl vazife geldiği zaman en evvel o kaçmıştır.” sözleriyle eleştirilerini sıralıyordu. Toplantıyı oturduğu yerden izlemeye çalışan Mustafa Kemal Paşa’nın yerinden kalkıp sözü ele alması için Bursa Mebu su Muhittin Baha Bey’in gözyaşları içinde söylediği şu cümleler tetikleyici oldu: “Vatanın bağrına düşman dayadı hançerini, yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?” Mebuslar arasında oturduğu sandalyeden kalkan Mustafa Kemal, bu sözleri şöyle yanıtladı: “Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini, bulunur kurtaracak bahtı kara maderini!” Mustafa Kemal Paşa bu sözlerinin ardından, mebusların cezalandırılmasını istedikleri, hatta bazılarının idam edilmesini bile önerdiği Bursa Valisi Hacim Muhittin Bey’i savunan şu sözleri söyledi: “Efendiler! Hacim Muhittin Bey’i gerçekten cezalandırmalı. Fakat vakitsiz şehirden çıktığı için değil, daha önde şehri terk etmesi yolundaki emrimi dinlemeyerek son güne kadar şehirde inatla kaldığı için cezalandırılmalı!” Bekir Sami Bey’in mebuslarca yargılanması büyük haksızlıktı; zira Bursa’da onun emrine verilen kuvvetin çekirdeği, İzmir’de Yunanlılara tutsak verilen ve Yunan gemileriyle Mudanya’ya çıkarılan iki 165
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear