26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Sağda 1920’lerde Ankara’dan bir görünüm. Solda üstte İsmet Paşa’nın görevlendirilmesiyle ilgili olarak Mustafa Kemal Paşa’ya itirazlarını ileten Refet Paşa. Solda altta Trakya’yı Yunan işgaline karşı savunan bir milis grubu. Grupta milis kuvvetlerinin yöneticilerinden Fuat (Balkan), Doksatlı Salih Çavuş, Üsteğmen Hayri, Polatlılı Recep ve Eksper Ahmet Beyler de bulunuyorlar. tafa Kemal ise Refet Paşa’ya bunun çok önemli ve nazik bir görev olduğunu, kendisinin etrafındakiler hakkındaki bilgisine ve tarafsızlığına güvenmesinin yerinde olacağını söyledi; böyle iddialarda bulunmasının uygun olmadığını eklemeyi de ihmal etti. Refet Paşa’nın ardından Fuat Paşa da aynı konuda bir görüşme rica etti; o da bu görevin İsmet Paşa’ya getirilmesine katiyen razı değildi. Mustafa Kemal, Fuat Paşa’yı da, bu tür durumlarda en uygun davranışın mevcut durumun doğurduğu gerekliliğe göre davranmak olduğuna ikna etmeye çalıştı. Refet ve Fuat Paşaların kişisel itirazlarıyla birlikte bir ortak itiraz noktaları da şuydu: Kendileri daha evvel Anadolu’da Mustafa Kemal ile ortak mesai harcamışlardı, fakat İsmet Paşa aralarına sonradan katılmıştı. Oysa İsmet Paşa daha Mustafa Kemal Anadolu’ya geçmeden evvel onunla birlikte düşünüp olayları tartmıştı. İsmet Paşa Ankara’ya da gitmişti, ancak Fevzi Paşa’nın Harbiye Nezareti’ne gel mesi üzerine önemli görüşmeler yapmak üzere özel bir görevle İstanbul’a gönderilmişti. Ayrıca hep birlikte hareket edilmesi gereken bu günlerde kıdem tartışmaları yapmak doğru olmazdı. Mustafa Kemal, eğer İsmet Paşa’nın bu göreve tayin edilmesi yanlış olsaydı Fevzi Paşa’nın kendisini uyaracağına da inanıyordu. Oysa Paşa tam aksine bu görevlendirmeyi çok uygun bulduğunu dile getirmiş, bu da bu seçimin doğruluğunu takviye etmişti. Ankara’da bu tartışmalar yaşanırken cephelerdeki hareket devam ediyor, çeşitli bölgelerde görevlendirilmiş vatanseverler artık Meclis’i temsilen daha büyük bir sorumlulukla olaylara hâkim olmaya çabalıyordu. En önemli cephelerden İzmir’de, bir önceki yılın baharında Yunanlılar şehre çıktığı zaman 17. Kolordu Kumandanı Nadir Paşa ile Kaymakam Hürrem Bey komutasında 56. Tümenin iki alayı vardı. Bu kuvvet özellikle, kolordu kumandanının emriyle, karşı koydurulmaksızın, büyük aşağılamalar altında Yunanlılara teslim edilmişti. Tümenin bir alayı da Yarbay Ali Bey kumandasında Ayvalık’taydı. Yunan ordusu işgal bölgesini genişletip Ayvalık’a da asker çıkarmıştı. Ali Bey bu Yunan kuvvetine karşı 28 Mayıs 1919’da savaşa girişmiş, bu tarihe kadar hiçbir yerde ateşle karşılaşmayan Yunan birlikleri şaşkınlığa uğramışlardı. Aydın dolaylarında, İzmir’in Yunanlıların eline geçmesinden sonra, asker ve halktan yurtseverler, Bergama’daki Yunan işgalci kuvvetlerini bir baskınla ortadan kaldırmışlar, bu baskına Balıkesir ve Bandırma’dan gönderilen kuvvetler de katılmış, bu olay üzerine Yunanlılar, dağınık ve güçsüz birliklerini geri çekip toplamak gereğini duyarak Nazilli’yi de boşaltmışlardı. 1920 Mayıs’ı ortalarına gelindiğinde İzmir cephesindeki Kuvayı Milliye güçlendirilmişti, ancak bu sırada Yunanlıların da Soma, Akhisar ve İvrindi cephelerinde keşif taarruzları yaptıkları dikkati çekiyordu. 147
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear