23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

29 EKİM 1998 PERŞEMBE SAYFA 1. DUNYA SAVAŞFNDAN CIMHURIYET'E u savaş, Avrupa'nın belli başlı güçlerinin hemen hemen aynı anda katıldıklan ilk savaştır. 19. yüzyılın savaşlanna katılan hemen hemen bütün Avrupalı devletler, tanmın ağırlıkta oldugu ülkelerdi; ekonomileri, çatışmalardan az etkilenmişti ya da hiç etkilenmemişti ve öte yandan, savaşlar da kısa ve sınırlı idi. 19141918'de ise tersıne, savaşa katılan tüm güçler, sanayi ve tıcaret devletleridir ve çatışmalar boyunca, üretim yeteneklerini güçlü bir silahlanma sanayisinı geliştirmeye adarlar; bu devletler, esas olarak tanm kesiminden aldıklan büyük çapta insan yığınlannı cepheye sürerler, bu ise azık ve gereçlerin kaygılandıncı azalışına yol açar. Böylece, ahşveriş altüst olur ve dünyanın iktisadî yapısı ciddî olarak sarsıhr. Ne var ki, siyasal yapı da sarsılır. Bu alanda da, yönetimler. savaşın uzamasından, kendini gösteren ve çözülmeleri için de kimsenin iyice hazırlıkh olmadığı yeni sorunlann çapmdan şaşkına dönmüş bir halde. birçok yönden yepyenı bir duruma pek uyamayacak "daha önceld" önlemlere başvurmak zorunda kalırlar ya da çogu geleceği de etkileyecek alelacele çözümler bulurlar. Askeri monarşiler bir yana bırakılırsa, Avrupalı devletler, tartışılmaz olarak bılınen belli ilkelerce yönetıliyorlardr Sivil iktidann üstünlüğü, hükümetin ve idarenin eylemlerinin halktan gelen seçilmiş temsilcilerce denetlenmesi esasına dayanan parlamenter demokrasi, temel kişi özgürlüklerine saygı idi bu ilkeler. Son olarak, iktisadî alanda. bir bakıma sonsuz diyebileceğimiz bir özgürlük sürüyordu her yanda. Liberalizmın zafer kazandığı ve genel gönencın var oldugu bu dönemde, devletin zayıflığı, ulusal toplulugun çıkarlan için hiç de tehlikeli görünmüyordu. Oysa savaş, bu ilkeleri ve teamülleri altüst eder: bir geriye dönüşün işareti olur; otoriteyi ve disiplini güçlendirme bahanesiyle, seçilmiş organlann ortadan kaldınlmasına ya da zayıflatıhnasına yönelir; bireyin haklannın savunulmasının önüne "hikmeti hükümefin konulmasını ister, toplumda demokrasinin ilerlemesinin gerilettiği güçlerin etkısinin gitgide artmasını destekler. Burada birkaç önemli noktanın aynntısına girmeliyiz. Sarsuan YüzyuhkYapı \ ablukalann doğrudan ya da dolaylı sonuçlannı o da yaşar. Bütün bunlara eklenen siyasal ve sosyal sorunlar da vardır. Savaşın siyasal ve sosyal sorunları * *** Bu acılar, "savaş vurguncularTnın . . *. k * • Vf' ' v * > ' • birden yükselen zenginliklerinin yarattığı tablo, derinleşen sosyal eşitsızliğin yol açtığı duygular, sonunda, bütün savaşan ülkelerde ağır bir siyasal ve sosyal bunalıma neden olur. Gerçekten farklılık, siyasal alanda, yönetenlerle savaşçılan sağlayan halk kitlesi arasında belirgindir. Savaş, sert biçimde, sivil ve siyasal özgürlüklerin savunulması sorununu ortaya koyar. Sıkıyönetim, yani bireysel özgürlüğün büyük çapta ortadan kaldınhşı, sıkıyönetim mahkemeleri, basına önceden sansür, mallara el koyma, yürütme gücüne büyük yetkiler tanıyan bütün bu önlemler dikkatleri üzerlerine çekerler. Basın özgürlüğünün ortadan kaldınhşı ile kamuoyunun denetimi sınırlanmıştır. Kamuya açıklanamayacak ivedi kararlar alma zorunluluğu da, parlamentolan temel yetkilerinden soyutlar: Böylece. iktıdan birkaç kişınin elinde toplayan ,v, * ¥•<*/ • "* bir "savaş diktatörlüğü* kurulur. Kamu özgürlüklerinı sınırlamaya ve yolsuzluklara karşı yakınmalara. 1915 'ten başlayarak, kıyımlara duyulan tiksinti, kaynaklarda ^ savurganlık ve boş oldugu kadar kesin zafere götürmesı de olanaksız görülen savaşı sürdürmeye muhalefet eklenir. Bu eğilimler, farklı ölçülerle, îngiliz » banşçı çevrelennde; îngiliz, Fransız, •* * Alman kimi iş ve siyaset çevrelerinde dile getirilir. lngiltere'de İşçi Partisi içindeki kımıldanışlar, kıta Avrupası'nda sosyalist muhalefete 4 gelip ulaşır ve acılarla bıkkınhk 0 arttıkça bu muhalefet de daha etkili \ hale gelir: 1915 Mayısı'nda Zimmervvald'da, uluslararası bir g konferans toplanır; konferans, ,( "ilhaksız ve tazminatsız bir banş" ister. s 1916 N isanı' nda Kienthal 'de, y eni bir • • uluslararası sosyalist konferansı ,. toplanır ve ivedi bir ateşkesi dayatması^ için proletaryaya çağnda bulunur. ,. ^ Fransız sosyalist bakanlan hükümeti s, terk ederler; Liebknecht Berlin'de Spartakusbund'u kurar. AvusturyaMacaristan lmparatorluğu'nda, halklann direnişi apaçık hale gelir; Rusya'da, işlerin gehşmesinden yakınan aydın burjuvazı. Purna aracıhğıyla iaşe ve savaş imaiâtına,ııı. <sw elkoymak ister: Ne var ki, Çar, 'ıt Duma'nın toplantısını erteler ve Çarla • burjuvazi arasındaki kopuş tamamlanır; 1916'dan başlayarak, '• durum, devrimci bir niteliğe bürünür. *" Rusya"dakı DevTim (1917) sabnn ve v takatin sonuna gelmiş halklar arasında derin yankılar yapar. Cephede oldugu S gibi cephe gerisinde de, banş adına gösteriler birbirinı izler: Kimisi açıkça < " devrimci bir nitelik taşıyan grevler, ayaklanmalar, askerden kaçmalar sarar ortahğı. 1917 ve 1918 yıllan onlann yıllandır... Böylece kıyımlann, çekilen acılann, adaletsizliğin yol açtığı grevler ve ayaklanmalar, başta Almanya olmak üzere, askerî imparatorluklan çökertir. ama liberal ülkeleri de sarsar. Oralarda, zafer ». coşkusu ve maddi yaşamın görece "; daha az çetinliğı, yönetici sınıflara, çalkantılan bir ölçüde yatıştırma olanağı sağlar; başka yerlerde ise, kanlı iç savaşlar ve yenenlerin yardımıyla ıktidarlannı kurabileceklerdir. Bununla beraber, Rusya'da başansızlığa uğrayacaklardır. Savaş ekonomislhln örgütlenlşl "rrb" 1. Dünya Savaşı'nda ölüm her an tehdit eder. 1915'in sonunda İngiliz Ordusu 273.000 asker ve 12.000 subay, Fransız ordusunun kaybı ise 16.000'i subay olmak üzere 590.000'dir. Alman ordusununki ise 20.000'i subavolmak üzere 628.000 ölüdür. ekonomıyı yönlendirir olur. Tıcaret, üretım, çalışma özgürlüğü alabildiğine sınırlanır ve düzenlenir. Bu konuda ilk ve en sert önlemler, Almanya"dan gelir: öteki ülkeler de, onlan az çok yumuşatarak tekrarlarlar. Harekâtın başlanndan beri, malî bunalımı önlemek amacıyla, bütün klasık önlemler ahnır. Halkın iaşe sorununu da devletin ele alması gerekir. Cephe ve cephe gerisınde acılar içindedir insanlar. kıtleleri, savaş ilânına hemen hemen genel bir katılış gösterirler. Her yerde "kutsal birlik"tır dile getirilen. Genel grev tehdıtlen, Sosyalist Enternasyonal'ın kararlan unutulur. Seferberlık, birliklerin toplaşması. bir coşku havasında gerçekleşir; her ulusun ıçbağlılığı öylesine sağlamdır ki, devnmci öğelen yansızlaştırmak amacıyla savaş öncesınde düşünülmüş önlemler yersiz kalır, halklar, kuzu kuzu hükümetlerinin ardından giderler. Bununla beraber, işler, çabucak değişecektir. Değışecektir, çünkü mesleklerinden ve yuvalanndan kopanlmış asker yurttaşlardır ki, ilk kez v e hem de milyonlarca, savaşa, özellikle kanlı, uzun ve çetin bir savaşa katılmışlardır; yalnız aşağı sınıflar değil. toplumun bütün sınıflan bu savaşla ilişkilidir ve kimsenin düşlemedıği bir sınava gırmışlerdir. Değişecektir, çünkü savaş, savaşmayanlan da vurmaktadır; onlann cephedeki sevdikleri>le ilgili kaygılanna, maddı yaşamın güçlükleri gelip eklenir. Gerçekten. bu savaşta çarpışanlann, özellikle de cepheler yerleşip oturduğunda çektiklerini, daha önce hiçbır savaşın insanlan çekmediler. Ölüm, her an tehdit eder. Ama nasıl bir tehdit! 1915'in sonunda, îngiliz ordusu, 273.000 asker ve 12.000 subay olarak, mevcudunun üçte birini kaybetmıştır; aynı tarihte, Fransız ordusunun kaybı. 16.000'i subay olmak üzere, 590.000 ölüdür. Alman ordusununki ise, 20.000'ı subay 628.000 ölüdür. Sonra 1916'nın saldın savaşlan gelir: Verdun'de, Alman ordusu 336.000 kişi. Fransız ordusu ise 362.000 kişi kaybeder; Somme Savaşı îngilizlere 420.000, Fransızlara ise 202.000 kişiye malolur; batı cephesinde, tek bir yılda, 2 milyondan fazla savaşçı savaş dışı olmuştur. Çanakkale seferi de pahalıya oturmuştur: Ingilizler 215.000, Fransızlar 27.000 ınsan yitirmişlerdir. Rusya da, savaşın ilk iki yılında, ölü, yaralı ve kavıp olarak zayiat. 3.800.000 kişıdir; sonraki yıllarda, Rus ordusu, her altı ayda bir milyon dolayında ölü ve yaralı. 500.000 de savaş esin verecektir. Hatırlatmaya gerek yok: Çekilen acılar. savaşçıyı gitgide biçımlendırir; 1914'te olduğundan bambaşka bir ınsan olup çıkar: Düşlerinden uyanır, sempatısi savaş arkadaşlannın çerçevesini aşmaz; siperde gece ve gündüz beraber oldugu insanlar gerçek kahramanlardır gözünde; çarpışmalann başmdaki coşku. yennı hayal kınklıklanna, savaşı görüp tanımamış olan basının kendi sırtından uydurduğu efsanelere karşı duydugu düşmanhğa bırakır: bıkkınlığa, onca özverinin boşuna oldugu duygusu gelip eklenir kimi zaman. Cephe gerisı de, çetin koşullar içindedir: Havadan bombalanmaya o da uğrar; denizaltı savaşlannın ve Bireyci alışkanlıklan en çok altüst eden ve geleneksel görüşleri baştan aşağıya başansızlığa uğratan, "savaş ekonomisi" oldu. Üretim ve alışverişteki nazık ve karmaşık mekanizma birden parçalandı. Her hükümet. ordulannı besleyebilmek, ulusu yaşatabilmek için, köktenci önlemlere gitmek, özel girişimin yenne geçmek ya da onu otoritesı altına almak zorunda kaldı. Abluka ve deniz taşımacılığına getirilen kopukluk, her ülkeyi, kendi kendine yeterlik (self sufficience) politikasına götürdü ve bu da, banş ekonomisinın işbölümü üzerine pek açık bir gerilemenin işareti oldu. Savaşın ilk aylanndan başlayarak ordulann uğradıklan ağır kayıplar, asker mevcudu ve donanım sorununu gündeme getirir. Rusya dışında, depolar çabucak boşalır ve ihtiv atlar erirken, ordu mev cudunu ayakta tutmak için ertelenmiş ya da hizmet dışı tutulan sınıflara çağn çıkanlır; sömürgelerden, hâttâ yabancılardan askere almalar başlar. Bu soruna, ordulan silahlandınp donatma sorunu eklenir. Hesaplar kısa sürelı bir savaş üzerine yapılmıştır: oysa 1914 Eylülü'nden başlayarak, bütün ordular bir silah ve cephane bunalımı ile yüzyüze gelir. Özellikle Fransa'da pek ağır yürür donanım çabalan. Her ülkede, savaş imâlatı, kaynaklann ve elemeğinin büyük bölümünü çekip ahr. Iki taraf arasındaki bu yanşta, Almanya ciddî olarak öndedir: Üretim çabasını yoğunlaştırmak için çabucak önlemler almıştır ve, 1913'te ayda 200 makineli tüfek yaparken, 1917'den başlayarak. ayda 2000 top ve 9000 makineli tüfek üretir. Ne var ki, bu üretim çabalan, daha önceden asla görülmemiş elemeği ve hammadde sorunlannı gündeme getirir: Cepheye giden milyonlarca genç insanın yerini tutacak ve ihtiyaçlara yeten bir üretimi sağlayacak emekçiler bulmak gerekir. Gerçek bir iktisadî seferberliğe yol açar bu. Sadece Almanya zorla çalıştırmaya başvurur. Ama her ülkede, nitelikli ohnayan işçiler de dahil, kadın emeğine, sömürge emekçilerine çağn çıkanlır, savaş esırlerine vanncaya değin çalıştınlır. Abluka ve deniz taşımacılığındaki kopukluk sonucu iktisadî silah, pek büyük bir önem kazanır. Güçlerin harcanmasına ve üretimdeki anarşiye karşı mücadele. özel girişimin devletçe düzenlenmesi ve yönlendırilmesini gerektirir: Sonunda devlet, bütün Cephe ve cephe gerlsl Halklar, çetin bir sınavla karşı karşıya gebnişlerdir. Başlarda, savaş halinde işçi sınıfinın takınacağı tavırla ilgili olarak yönetici smıflann besledikleri korkunun temelsiz oldugu ortaya çıkar. Rusya ve AvusturyaMacanstan Imparatorluğu gibi otoriter imparatorluklarda olsun. Almanya'da, Fransa'da, Lngiltere'de olsun, halk S. avaşın ilk aylarından başlayarak ordulann uğradıklan ağır kayıplar, asker mevcudu ve donanım sorununu gündeme getirir. Rusya dışında, depolar çabucak boşalır ve ihtiyatlar erirken ordu mevcudunu ayakta tutmak için ertelenmiş ya da hizmet dışı tutulan sınıflara çağrı çıkanlır; sömürgelerden, hâttâ yabancılardan askere almalar başlar. Bu soruna, ordulan silahlandınp donatma sorunu eklenir. Hesaplar kısa süreli bir savaş üzerine yapılmıştır; oysa 1914 Eylülü 'nden başlayarak, bütün ordular bir silah ve cephane bunalımı ile yüz yüze gelir.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear