Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Son maçta mutlu son 9. haftada hakem hataları gündeme gelecekti. Özellikle F.Bahçe’nin Kayserispor karşısında aldığı galibiyette hakemin büyük hatalar yapması G.Saray’ın öfkesine neden oluyordu. Ancak 1 gün sonra Ankara’da yine hakem kararları tartışılacaktı. G.Saray bu zor virajda Lincoln’le gülüyordu. Brezilyalı arasının iyi olmadığı Kalli’nin gitmesinin ardından adeta kendine gelmişti. Bu saatten sonra her maç final havasındaydı. Trabzonspor karşılaşması beklendiği gibi galibiyetle sonuçlanıyordu. Maça fırtına gibi başlayan Sarı Kırmızılılar, 3 puana Arda’nın golüyle ulaşıyordu. 31. haftada çok konuşulan İstanbul Büyükşehir Belediyespor maçı oynanıyordu. Bu karşılaşma öncesi çok şey yazıldı, çizildi. G.Saray’ın Abdullah Avcı’ya talip olması, Necati’nin bu takımda kiralık oynaması gündeme getirildi. Ayrıca Arif Erdem, Mert Korkmaz ve Aydın da Sarı Kırmızılı camiaya yakın isimlerdi. Yine İstanbul Büyükşehir Belediyespor’un başkanı da G.Saray’ın kongre üyesiydi. Olimpiyat Stadı’ndaki bu maçı beklediğinden çok daha rahat bir şekilde kazanıyordu Sarı Kırmızılılar. Ve geldik büyük mücadeleye. F.Bahçe averajla liderlik koltuğunda bulunuyordu. G.Saray’ın mutlaka puan farkı yapması gerekiyordu. Ali Sami Yen’deki müthiş maç öncesi Lincoln’ün sakatlığı moralleri bozmuştu. Üstelik erken yenecek bir gol takımın dengesini bozabilirdi. Ali Sami Yen tarihi günlerinden birini yaşıyordu. Volkan’ın hatasını affetmeyen Nonda, ligin en kritik gollerinden birine imza atarken liderliği de getiriyordu. Artık şampiyonluk yolu sonuna dek açılmıştı. Ama Sıvas deplasmanı endişelendiriyordu ister istemez herkesi. Çünkü, sezonun flaş ekibi Yiğidolar, hayli iddialıydılar. Sezonun en zor virajında CimBom, 53 kazanıyordu. Artık mutlu sona sadece 90 dakika kalmıştı. Rakip iddiasız Gençlerbirliği OFTAŞ’tı. Akıllara F.Bahçe’nin 2 yıl önce Denizli’de yaşadıkları geliyordu. Bu nedenle temkinli konuşuluyordu. Ancak 20’lık maçın son düdüğü çaldığında 17. şampiyonluğun tacı takılıyordu ve G.Saraylılar çıldırıyordu. C 2 SPOR FUTBOL MAYIS SALI SPOR POLİTİKASI Sporda Romantizm HİKMET ÇETİNKAYA Bir okur mektubuna şöyle başlıyor: “Sporda romantizm var mıdır?” Mektubu okurken Ege’de bir kıyı kasabasından Midilli’nin ışıklarını seyrediyordum. İçimden bir duygusallık bulutu geçti... Yaşamın ve aşkın tüm görünümlerine sunulan beden... Bir erkek ve kadının ilişkisi... Her şey gözlerinde saklıdır insanın... Gözler yaşamın gerçek yüzüdür... İnsanlar önce gözleriyle sevişir!... Kübalı Şair Nicolas Guillen’in dizelerini anımsadım hafif esen meltemin zeytin ağaçlarına dokunduğu an... Göz ve göz!.. Sonra şiir: “Yaktın tan yerini gitarının aleviyle, tasta şekerkamışının, esmer, tez canının suyu ölü, beyaz ay altında! Ezgiler akardı senden bir erik kadar yuvarlık bir erik kadar melez. Fırçalar deviren adam, kadehten yapılma ağız, rom denizine açılmış tekne, bayramların atlısı: ne edeceksin geceyi artık içilecek içki yoksa, hangi damara vereceksin yitirmiş olduğun kanı, kapkara bir bıçak yarasından süzülüp akan kanı?” Tribünleri dolduranlar yaşamı şiirle çoğaltamaz mı? Küfer yerine şiir!.. Acaba kaç futbolcu, basketbolcu, voleybolcu erkek ve kadın sporcu şiiri sever? Kaç yönetici teknik adam, hakem? Bu yazı bu hafta onlar için... Çünkü şiir aşk, aşk şiirdir!.. Şiir yaşamı çoğaltmaktır!.. Tıpkı Cemal Süreyya’nın dizelerinde olduğu gibi... Nonda F.Bahçe maçında attığı golle şampiyonluğu müjdeliyordu. “Gülün tam ortasında ağlıyorum Her akşam sokak ortasında öldükçe Önümü arkamı bilmiyorum Azaldığını duyup duyup karanlıkta Beni ayakta tutan gözlerinin Ellerini alıyorum sabaha kadar seviyorum Ellerin beyaz tekrar beyaz tekrar beyaz Ellerinin bu kadar beyaz olmasından korkuyorum İstasyonda tren oluyor biraz Ben bazen istasyonu bulamıyan bir adamım Gülü alıyorum yüzüme sürüyorum Her nasılsa sokağa düşmüş Kolumu kanadımı kırıyorum Bir kan oluyor bir kıyamet bir çalgı Ve zurnanın uçunda yepyeni bir çingene.” ÇAMURLU FORMALAR G.Birliği karşısında verilen mücadele ayrı bir anlam taşıyordu. Kalli’siz ilk maçta elde edilen galibiyetteki çamurlu formalar şampiyonluğun simgesi oldu. 5