Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
C 1 SPOR BASKETBOL MAYIS SALI BAYAN BASKETBOL PANORAMA Şampiyon 9992000 sezonunda F.Bahçe’yle finalde karşılaşan ve seriyi 20 kazanarak TBBL şampiyonu olan G.Saray, o tarihten beri ilk finalini oynuyor ve ne hoş bir rastlantırdır ki finalde yine ezeli rakipleri F.Bahçe’yle karşılaşıyorlar. Bazılarının ısrarla bu serinin çabuk biteceği kehanetlerine karşın finallerin favorisinin olmayacağından serinin her iki takım içinde oldukça zorlu geçeceğinden bahsetmiştik. İki takımımız da bizleri haklı çıkarmak için ellerinden gelen çabayı gösterdiler ve seriyi 22’ye getirdiler. Şebnem ve Gülşah’ın eksikliğinde rakibine karşı kadro derinliği olarak dezavantajlı durumda bulunan Sarı Kırmızılılar seride oynanan 4 karşılaşmada zaman zaman yorgunluk belirtileri göstermelerine rağmen yaptıkları mücadelenin ödülünü alarak ümitlerini son maça taşıdılar. Saha ve seyirci avantajına sahip olan Fenerbahçe kupaya bir adım daha yakın görünmesine karşın final maçları öncesi, kadro durumları her ne olursa olsun bir favoriyi belirlemenin doğru bir yaklaşım olmayacağı fikrim, son maç önceside de geçerliliğini koruyor. Yıllardır bayan basketboluna gönül vermiş bir çok spor insanının basında bayan basketbolunun biraz daha yer bulması en büyük dilekleriydi. Bu dilekleri de bu hafta kısmen gerçek oldu ama basına konu olan ne mücadelenin güzelliği, ne oyuncuların azmi ne de FenerbahçeGalatasaray rekabetinin büyüklüğüydü... Maalesef gazetelere konu olan bayan basketbol haberi; Fenerbahçe’nin ABD’li oyuncusu Cappie Pondexter’in kendini bilmez bir kaç kişi tarafından telefonla tehdit edilip hakerete uğramasıydı. Bundan yıllar evvel birlikte maç izleme olgunluğunu gösteren taraftarların artık bribirlerinin oyuncusunu tehdit eder duruma gelmeleri çok üzücü. Beşiktaş, Galatasaray, Fenerbahçe bu ülke sporunun ana damarlarıdır. Birbirleri olmadan bir anlam ifade etmeyecekleri gerçeği umarım çok geç olmadan anlaşılır. Şampiyonun belirleneceği beşinci karşılaşmanın spora, basketbola ve özellikle bayan basketboluna yakışan bir havada geçmesini dilerken her iki takımımızı da şimdiye kadar gösterdikleri mücadeleden ötürü kutlarım. HAFTANIN SONUÇLAR: GalatasarayFenerbahçe: 7374 (12), GalatasarayFenerbahçe: 7162 (22) S.SERDAR GÜREL ŞAMPİYONLUĞUN öyküsü engel tanımadı C A N İ Ş B A K A N mkânsızı başarmak, hayata meydan okumak... Bu Galatasaray Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımı’nın hikâyesi... Milyonlara ders olacak, kimilerini ağlatacak müthiş bir diriliş, inanç ve özgürlük mücadelesi... 14 Cesur Yürek, İspanya’nın başkenti Madrid’i adeta fethetti. Azimleri onları küçük görenlerin, kabul edemeyenlerin suratında adeta bir tokat gibi patladı. Yeri geldi Sarı Kırmızı aslanlara su bile vermediler Madrid’de... Evet, yarıfinal maçında Galatasaray’ı durdurmanın tek yolu buydu belki. Ama öyle yanıldılar ki... ‘Vız’ geldi Cesur Yüreklere. Finale kadar yürüdüler. Rakipleri onların gözündeki inanç karşısında bir adım geri atmak zorunda kaldı. Çünkü korkuyorlardı. Neler atlatmadı ki o Aslanlar... Susuz kalmak engel olabilir miydi Galatasaray’a? Ferit Gümüş’ün hayata nasıl tutunduğunu bilebilir mi Madrid’dekiler? Tarih; 10 Ocak 1981... Mardin’de sıcak, güneşli ama sıkıntılı bir gün. Taş bir evin içinde yürekli bir anne ‘aslan’ gibi bir erkek çocuk dünyaya getiriyor. Ancak engelleri daha doğduğu anda gözle görülüyor küçük Ferit’in. Aileyi bir hüzün kaplıyor. Mardin’de teni yakan güneş, taş evi ısıtırken düşünmeye başlıyor Gümüş ailesinin SEDAT büyükleri... Kimisi “Bu çocuğun böyle yaşaması mümkün değil” diyor, kimi de “Yaşasa da hayat ona zehir olur” diye gözyaşlarına boğuluyor... Ama ana yüreği bu, ferman dinlemiyor. Alıyor Ferit’i, kaçıyor İzmir’e... Hayata tutunuyor adeta, “Oğlum o benim, yaşayacak, hem de en iyi şekilde” diyor. Ve İzmir onların yaşama tutunduğu yer oluyor. Ferit Gümüş büyüyor, basketbola merak salıyor. Önce İzmir Rehabilitasyon Spor Kulübü’nde oynuyor. Sonra düşlerini süsleyen yere; Galatasaray Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımı’na transfer olup yazgısını kendisi belirliyor. Adım adım hedefine ulaşıyor şimdi Ferit Gümüş... Ailesine de bakıyor elbette. Kardeşlerini evlendirdi geçenlerde. Araba bile aldı onlara. Tekerlekli sandalye üstünde 3 aileye İ bakıyor aslan yürekli Ferit Gümüş... Peki ya İsmail Ar’a ne demeli? Madrid’de ona engel olmaya çalışan federasyon yetkilileri ne düşünüyordu acaba? Biliyorlar mıydı İsmail’in Yalova depreminde göçük altında kaldığını? Zorlukların ona vız geleceğini tahmin edebilmişler miydi? Susuz bırakmak durdurmaya yetmezdi İsmail’i... Yalova’nın gururu o şimdi... Bir belgesel tadında hayatlar yaşadıklarını söylüyor Galatasaray Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımı’nın başarılı koçu Sedat İncesu... Şöyle devam ediyor genç çalıştırıcı: “Galatasaray’ın en büyük gücü inancıdır. Birbirine tutunan, en zor anlarda kenetlenen bir takımız biz. Hakemler, rakipler bizi kabullenmedi Madrid’de.. Önümüze ne taşlar koydular bir bilseniz. Transfer yaparken bile yabancı oyuncularımıza, ‘Neden Türkiye’ye gidiyorsunuz, orada ne yapacaksınız?’ diye sorup engel olmaya bile çalışmışlar. Bu dönemlerde en büyük destekçimiz başkanımız Adnan Polat’tı... Turnuva öncesi hepimize teker teker mektup yolladı. Bu bizi onore etti. Türkiye için ders niteliğinde açıklamalar yaptı. Futbol takımının şampiyonluk yolundaki en önemli maçı Sıvas’ta galibiyet aldıkları zaman bile Polat’ın İNCESU ilk sözleri bizi kutlamak oldu. Bu bizi çok duygulandırdı. Kupayı getirmek kolay değildi. Ama biz şampiyonluğu hiç düşünmeden, maç maç konsantre olarak mutlu sona ulaştık. İnandık ve başardık. Engelliler sokağa çıkamazken biz günde çift antrenman yaptık. Salonumuz engelli oyuncularımızın rahatça girip çıkabileceği bir yer oldu. Lojmanlar, arabalar tutuldu. Şimdi hedef Kıtalararası Şampiyona... Yönetime, bize destek olanlara çok teşekkürler.” Esas teşekkürler size Sedat İncesu, teknik ekip ve elbette 14 Cesur Yürek... Bu mutluluğu bize yaşattınız ve bir de büyük mesaj verdiniz tüm Türkiye’ye... “Engeller zihindedir, yeter ki inanın. Hayat her zaman devam eder.” 11