Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
C T SPOR TENİS OCAK SALI Bir başkadır Grand Slam UFUK TANIŞAN enisseverler için bayram günleridir ‘Grand Slam’ler. Her yıl dört gözle beklerler, turnuvaların başlamasını. Bunlardan ilki olan Avustralya Açık’ta şampiyonlar geçen hafta belli oldu. Ama turnuvada yine sürprizler, sevinçler ve hüzün vardı. Bayanlarda şampiyonluğa ulaşan Serena Williams’ın sevinci bir başkaydı... Çünkü sakatlıktan sonra ilk defa bu kadar büyük bir organizasyonda mutlu sona ulaştı. Ve de bu başarıyı hiçbir tenis otoritesi beklemiyordu. Elbette Sharapova’nın genç yaşında gösterdiği performans da hiç yabana atılacak cinsten değil. Tahmin edersiniz ki erkeklerde şampiyon yine İsviçreli raket Roger Federer oldu. Dergiler ‘Federer’i yenmenin yolları’ konulu yazılar yayımlaya dursun O, en büyük organizasyonların ‘şampiyonu’ olmaya devam ediyor. Grand Slam kapsamında yapılan Avustralya Açık, Fransa Açık, Wimbledon ve Amerika Açık’ın bu kadar ilgi çekmesi o kadar da EN KALİTELİSİ WİMBLEDON D ünyanın en büyük spor olaylarından biri olan Wimbledon, tenisin de elit turnuvasıdır. Aynı zamanda tenis dünyasının en eski organizasyonu olan bu turnuva, her yıl Haziran veya Temmuz aylarında İngiltere’nin Londra şehrinde yapılır. Tarihi 1877’ye dayanan Wimbledon, zaman zaman yağmur nedeniyle duraklamasıyla da ünlüdür. En ünlü raketlerden, amatörlere kadar herkesin hayallerini süsleyen bu organizasyonun verdiği para ödülleri de çok cazip. Geçen yıl tek erkekler şampiyonu, 1 milyon 200 bin Dolar kazanırken, tek bayanlar şampiyonu ise 1 milyon 150 bin Doları banka hesap cüzdanına işletti. oynandı. Artık sabit bir yere ihtiyaç duyulduğunu hisseden organizatörler, 1988’de Melbourne’e modern tenis kortları yaptılar. Bu sezon düzenlenen turnuvayı 500 binin üzerinde kişinin izlemesi, bir kez daha modern kortların yapımının, ne kadar önemli olduğunu göstermiş oldu. Tenisseverlerin merakla beklediği yılın ikinci ‘Grand Slam’ turnuvası ise Fransa Açık olacak. Roland Garros ola rak da bilinen Fransa Açık, ilk olarak ulusal bir turnuvaydı. 1925’e gelindiğinde organizasyonun düzenleyicileri, turnuvayı uluslararası hale getirdiler. Bu turnuvayı ilginç boyuta taşıyan ise kesinlikle sürprizin bol olmasıdır. Fransa Açık, ilk ‘Açık’ ünvanını alan ‘Grand Slam’ olarak da bilinir. AMERİKAN USULÜ TENİS Gelelim son ‘Grand Slam’ turnuvasına; Amerika Açık... Diğer 3 turnuvayla ayrı olarak, Amerika Açık’ta final setinde ‘tiebreak’ kuralı uygulanır. Yani erkeklerde beşinci, bayanlarda ise 3. settte normalde bir tenisçi 2 oyun farkı yapana kadar maç devam eder ancak bu turnuvadaki sistem ‘tiebreak’tir. 1968’te şimdiki adını ve şeklini alan bu organizasyon, kortlarıyla ilginç hale geldi. 2005’te topun daha iyi görülebileceğini öne süren turnuvanın düzenleyicileri, zemini mavi yaptılar ancak seyirciler ve tenisçiler bu uygulamanın bir şey değiştirmediği görüşünde birleşiyorlar. şaşılacak bir durum değil. Zira bu 4 organizasyonun köklü bir geçmişleri var. Savaş zamanları dışında hiç sekteye uğramadan devam eden Avustralya Açık, ilk olarak 1905’te düzenlenmeye başladı. Gerçi ismi daha o zamanlar Avustralya Açık halini almamıştı. Turnuva şimdiki ismine 1968’de kavuştu. Şu ana kadar Avustralya’nın 5 farklı yerinde düzenlenen bu turnuva, 2 kez de Yeni Zelanda’da AVUSTRALYA AÇIK’TA EN GENÇ ŞAMPİYONLAR: Erkekler Ken Rosewall (18 yaş 2 ay) Bayanlar Martina Hingis (16 yaş 3 ay) Erkekler (çiftler) Lew Hoad (18 yaş 2 ay) Bayanlar (çiftler) Mirjana Lucic (15 yaş 10 ay) AVUSTRALYA AÇIK’TA EN YAŞLI ŞAMPİYONLAR Erkekler Ken Rosewall (37 yaş 2 ay) Bayanlar Thelma Coyne Long (35 yaş 8 ay) Erkekler (çiftler) Norman Brookes (46 yaş 2 ay) Bayanlar (çiftler) Thelma Coyne Long (37 yaş 7 ay) DÜNYA SIRALAMASI (ERKEKLER) 1 Roger Federer SUI 8120 2 Rafael Nadal ESP 4525 3 Nikolay Davydenko RUS 2825 4 Ivan Ljubicic CRO 2570 5 James Blake USA 2530 6 Tommy Robredo ESP 2455 7 Andy Roddick USA 2415 8 David Nalbandian ARG 2295 9 Fernando Gonzalez CHI 2015 10 Mario Ancic CRO 2000 DÜNYA SIRALAMASI (BAYANLAR) 1 Justine HeninHardenne BEL 3803 2 Maria Sharapova RUS 3532 3 Amelie Mauresmo FRA 3460 4 Svetlana Kuznetsova RUS 2510 5 Kim Clijsters BEL 2441 6 Nadia Petrova RUS 2141 7 Martina Hingis SUI 2063 8 Elena Dementieva RUS 1875 9 Patty Schnyder SUI 1578 10 Dinara Safina RUS 1475 G Ö R Ü Ş / B E K İ R E M R E nekli çocuğun şampiyon yerine sadece iyi bir oyuncu olması size yetiyorsa, öyle aklında 5 değişik şapkayla egzotik ülkelerde turnuva oynamak adına gezi düzenleyen antrenör çok... ABD Tenis Federasyonu da ülkede Amerikalıdan fazla başta Ruslar olmak üzere yabancı şampiyon yetişmesinden muzdarip. Başlıca örnek Sharapova... 20 yaşındaki Maria, 11 yıl öncesinin Nick Bollettieri’nin öğrencisi. 1990’ların sonunda ilk 100 içinde 23 erkek ve 27 kadın varken şimdilerde bu 8 ve 11. Çareyi Evert Tenis Akademisi’yle Boca Raton’da silbaştan yapmakta buldu. 1418 yaşlarında yetenekler bulunup burada istihdam edilecekler. Yani onlar da bir ulusal tenis merkezini yıllar sonra baştan kuruyor ve başına da Chris Evert’la ağabeyi John’u geçiriyor. Yol belli ama bir türlü girişi bulamıyoruz!.. D ünya tenis tarihinde bir kulüp oyuncusu olarak başarıya ulaşan tenisçi 1 veya 2’yi geçmez. Hiç yok desek pek de abartmış olmayız. Yıllardır yerel sorumluların dikkatini buna çekmek isteriz. Bir Ulusal Tenis Merkezi kurulmalıdır, bu iş kulüplerle olmaz!.. Öncelikle şunu saptamakta yarar vardır. İyi tenisçi olmak çocuğun içinden gelir. İyi tesisler, iyi bir antrenör sadece bu gelişimi hızlandırır. Her çocukta aynı olmadığı gibi hepsini aynı kefede geliştiremezsiniz. Agassi akademi ürünüyken Sampras yanından bile geçmedi. Serena ve Venus jünyor bile olmadılar, tepeden indiler. Nazmi Bari ve Lendl son derece fakir bir ailelerden gelerek unutulmazlığa ulaşırken; Behbut Cevanşir, Safin, Nadal ve Federer varlıklı aileler içinde büyüdü. Onun için her yetenek ayrı bir kefede yoğurulmalı. Örneğin tenisin kâbesi olan İngiltere yıllardır bir şam Yolu Bulabilir misiniz? piyon yetiştirememekten alay konusu oldu. Henman’ın aklı şampiyon olmaya odaklanamadı. Rusedski Kanada’dan devşirildi. Yine olmadı. Şimdi Andy Murray var. Heba olmaması için İngiltere Federasyonu büyük bir konsültasyon sonucu Brad Gilbert’le anlaştı. Gilbert’in başkanlık edeceği (75 milyon dolara mal olacak) bir Ulusal Tenis Merkezi de kuruyorlar. Evet Brad Gilbert belki de dünyanın en büyük koçu ve mentörü. Şimdi İngiliz federasyonu Murray ve seçtiği birkaç İngiliz gencin başarısı için çalışıyor. Murray’in son 6 aydır yaşadığı çıkışı gözlemlediyseniz bu kararın ne kadar doğru olduğunu anlarsınız. Yetenekli oyuncuyu iyi yapan, geliştiren ve bu gelişimi süratlendiren antrenördür. Ama yete 11