23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Filede SAMBA rüzgârı CUMHUR ÖNDER ARSLAN C F SPOR VOLEYBOL KASIM SALI GÖRÜŞ B iz onları hep, futbol ve geleneksel dansları samba ile tanıdık bugüne kadar. Ama onlar ekol oldukları voleybolda da birbirinden ünlü ve başarılı sporcular yetiştirmeyi başarmış durumdalar. Artık Türkiye Ligi’nde de “Sambacı”ların rüzgarı esmeye başladı. Brezilyalıların ülkemizdeki en önemli temsilcileri arasında G.Saray erkek takımında oynayan Fabio Brandi, F.Bahçe Bayan takımından Ana Beatiz Franciscomr ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden Idner Faustino Lima Martins yer alıyor. Hepsi deneyimli ve belli bir kariyere ulaşmış oyunculardan kimisi futbol takımının adını daha önceden bildiği için transfer teklifine sıcak bakmış, kimisi de internette yaşayacağı yeni kent hakkında kısa bir araştırma yapmış. Brezilyalıların ortak yanı ise Türkiye’ye ve takımlarına çok kısa sürede uyum sağlamayı başarmaları. Daha İyi Olabilirdi ALEV ANAKÖK Ekim’den bu yana, Filenin Sultanları’nın Japonya’daki Dünya Şampiyonası’nda verdikleri mücadeleyi izledik. Aradan geçen 15 gün içinde zaman zaman sevindik, bazen üzüldük ama çokça da inişli çıkışlı grafiğimiz nedeniyle kaybettiğimiz maçlara hayıflandık. Şimdi 2 gün sonra bu büyük organizasyon bitecek ve takımımız da 912 arasında bir dereceye uzanacak. Önce F Grubu’nu 5. sırada bitiren Almanya ile oynayacağız. Bu rakibimizi geçebilirsek, perşembe günü Tayvan ABD galibi ile dokuzunculuk için sahaya çıkacağız. Eğer Almanya mücadelesini kaybedersek o zaman 11. olabilmek adına son şansımızı kullanacağız. Bundan sonra derece ne olursa olsun, kızlarımızın Japonya’daki maçları ve aldığı sonuçlar uzun bir süre tartışılaşacak. Şu anda voleybol camiası ikiye bölünmüş durumda. Bir grup, ekibimizin performansını, aldığı sonuçları, ilk kez bir Dünya Şampiyonası’na katıldığımız için tecrübesizliğimize bağlayıp, yaşanan sakatlıkları da öne sürerek normal karşılıyor. Ve Neslihan’ın son bölüme girerken en skorer oyuncular listesinde ilk sıralarda yer alacak olmasını da bir teselli olarak değerlendiriyor. Benim de içinde bulunduğum bir başka grup ise, ilk kez katılsak da, 9 12 arasında kalacak derecemizi yeterli bulmuyoruz ve yazımın başlığında da olduğu gibi, “Daha iyisini yapabilirdik” diyoruz. Tabii ki her fikre saygı duymak gerekir. Ancak takımımızı yakından takip eden ve onların neler yapabileceğini çok iyi bilen bizler, elde edilen sonuçtan fazla mutlu olamadık. Gerçi ekibimizin, Japonya’ya giderken tek hedefi, bu zorlu maratonun grup maçlarında, ilk dört içinde yer alarak ikinci etaba yükselmekti. Kızlarımız, zor da olsa, bu bölümü 4. sırada bitirerek sonuçta bekleneni gerçekleştirmiş oldular. Ama çok güzel fikstür avantajımızı kullanıp, grubumuzda bizden fazlası olmayan rakiplerimiz karşısında daha iyi sonuçlar alarak ikinci etaba avantajlı girebilir ve en azından 58 oynama şansını yaratabilirdik. Bunun nedenleri uzun bir süre gündemde kalacak. Karşılaşmaları televizyondan genelde yakın plan izlediğimiz için, bazı konularda detaylara inmekte zorlanıyorum. Ama yine de voleybol adına gözümüze çarpan, yapabildiğimiz ve yapamadığımız bazı noktalar vardı. Bunlara geçen haftaki yazımda değinmiştim. O günden bu yana 4 maç oynadık. İlk gruba oranla (Kore maçı dışında), daha iyi bir performans gösterdik. Etkili ve uzun servisler atıp, rakiplerin çabuk oynamalarını engelledik, köşelerden atak yapmak zorunda kaldıkları içinde blok ve defansımız artmış oldu. Eğer Japonya karşısında da devamlılığımız olabilseydi, o gün sahadan galip ayrılabilir, Kore maçında da bu kadar kolay teslim bayrağını çekmezdik. Aslında bu tür uzun soluklu şampiyonalarda hep aynı düzeyde kalmak gerekir. Çünkü ancak bir müsabakada hata yapma, yani alabileceğini düşündüğün bir maçı kaybetme şansı vardır. Eğer bu yapılamaz, inişler çıkışlar yaşanırsa, kazanmakta çok zordur. Öte yandan maçlarda hep konsantrasyon eksikliğinden yakındık. Bunun nedenini, hem oyuncularımızın, hem de teknik kadromuzun, Dünya Şampiyonası’na katılmanın bir başarı olduğunu, derece ne olursa olsun, yine de bir ilki gerçekleştirdiklerini yeterli bulmalarına bağlıyorum. Çünkü işler iyi gitmediği zaman, ya da kırılma noktalarında, beklenen direnci gösteremedik. Yoksa 2003’teki gibi saldırgan, rakibi sonuna kadar didikleyen, temposu düşmeyen, antrenör Reşat Yazıcıoğulları’nın her zaman söylediği “Asla vazgeçmeyen” bir takım olabilseydik, sonuçlar da, derece de mutlaka farklı olurdu. 31 İskender âşığı Brezilyalı .Bahçe’nin bu sezon Bayan Voleybol takımına kattığı önemli yıldızlardan biri Brezilyalı Ana Beatiz Franciscomr... 34 yaşındaki Ana, 109 kez Brezilya ulusal takımı forması giyen tecrübeli bir isim. Sambacılarla 2003 Dünya Kupası’nda ikincilik; 2004 Atina Olimpiyatları’nda ise dördüncülük sevinci yaşayan Ana’nın F.Bahçe ilk Avrupa tecrübesi... Türkiye’ye transferiniz nasıl gerçekleşti? Menajerim aracılığıyla, görüşmeler sonucu F.Bahçe’ye transfer oldum. Daha önce hiç yurt dışında oynamadım.Gelmemdeki en önemli nedenlerden biri de bilinmeyen ve bizleri pek tanımayan bir ülkede voleybol oynamaktı. Arkadaşlarım bana hep İtalya’ya git diyordu. Ancak orada çok fazla Brezilyalı oyuncu var. Ve bizleri çok iyi tanıyorlar. F.Bahçe futbol takımında Brezilyalı yıldızlar var... Ben Alex’in voleybol versiyonuyum. Zico, Alex ve Devid’le konuştum. Deivid’i daha önce de tanıyordum. Hepsinin telefon numarası ben de var. Onlarla görüşüyorum. İstanbul’a ve Türk yemeklerine alışabildiniz mi? Türkiye’ye gelmeden önce internette “google” dan İstanbul hakkında araştırma yaptım ve çok beğendim.Yemeklerle aram iyi... Özellikle yoğurtu çok sevdim. Yaprak sarma da çok farklı geldi bana... Helva, pişmaniye, iskender ve künefe çok güzel... Yeni takımınızla uyum sorunu yaşıyor musunuz? Şu an bir uyum süreci geçiriyorum. Ama iyi antrenman yapıyoruz. Kendi refleksimle maç içinde Portekizce konuşuyorum. Ama istiyorum ki tepkilerim Türkçe olsun. Buna alışmaya çalışıyorum. Konuşarak oynamayı çok seviyorum. Takım arkadaşlarımın ismini bazen karıştırıyorum. Yavaş yavaş Türkçe öğreniyorum. Kulübün 100. yılı olduğunu öğrendim. Amacımız şampiyon olmak. Takım arkadaşlarınızı ne kadar tanıyorsunuz? Özlem Özçelik’i daha önceden tanıyorum. O, Dinamo Moskova’da oynarken bir maçta karşılaşmıştık. Çok iyi bir oyuncu olduğunu söyleyebilirim. Japonya’daki Dünya şampiyonasında oynayana Seda Tokatlıoğlu’nu televizyondan izledim ama o maçta kendisi sakatlandı. Ülkenizden uzak olmak nasıl bir duygu? Buraya alışmaya çalışıyorum. Zaten evli değilim. Evim çalıştığımız tesislere çok yakın ve güzel. İnternet, televizyon ve telefonum var. Çok güzel bir ev ve orayı çok seviyorum. ANA BEATIZ FABIO BRANDI BRANDI: G.SARAY’IN ADI YETTİ G , .Saray’da forma giyen Fabio Brandi ya dün bün kulü ızılı Kırm Sarı inde sfer tran üyor. çapındaki ününün etkili olduğunu söyl için iğim sevd ’yi kiye “Tür er: incil ıdan İşte Sambac a önceden buradayım. Ayrıca G.Saray ismini dah çocuğum yok. ve im Evliy da. ilya’ Brez m Aile biliyordum. ç bir takımımız Yakında eşim de yanımda olacak. Gen ’a transferim aray G.S . rum şıyo anla iyi çok var, herkesle Brezilya’da çok büyük yankı buldu.” BELEDİYE’NİN 4 NUMARASI VAR zellikle bu sezon gösterdiği perform ansla ligin ilk etabını ikinci sırada tamamlayan İstanbul Belediye’nin başarısında kuşkusuz Idner Faustino Lima’nın katkısı büyük. Sez on başında takıma katılan Martins, daha önce İtalya’da Coy Croce forması giydi. 28 yaşındaki oyu deco Santa ncu takım forması giymeyi de başardı. Sma 50 kez ulusal yapan Sambacı, oyunu ve hırsıyla göz çör olarak görev dolduruyor. Ö 16
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear