29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

B İ R İ N C E L E M E K İ T A B I Türk musikisi üstüne Yüzyıllarca ustaçırak gefeneği içinde öğrenilip uygulanan Türk musikisi bilgllerinin kuramsallaştmlarak yazıya geçirilmesi sürednde karşılaşılan sorunlar, bu musikinin "ses sistemi" sorununda düğümlenmiştir. BÜLENT AKSOY TÜRK MUSİKİSİNİN MES'ELELERİ / Yatçın Tura / Pan Yayıncıhk / 207 s. / Kod No: 273.007 üzyıllarca ustaçırak geleneği içinde öğrenilip uygulanan Türk musikisi bilgilcriııin kuramsalla$lırılarak yazıya geçirilmesi sürccinde karşılaşılan sonınlar hıı musikinin "ses sistemi" sorununda düğumlenmi$tir. IIkin Ruuf Yckia Bey'le baslayan, sonra Suphi K*fci ile H.Satleltin Arel'in çalısmalanyla canlanatı ı;a$da$ ııuısiki araşlıruıatılıguııi] ilk üruııicriııiıı degerleııdiritmcsindc hcp bu sorun öne çıkarılmıştır. Adı geçen öncUlcrin savundukiarı, biı oktavda 24 eşit olmayan aralığa karsılık 25 perde bulundufiu yolundaki kuramla, önerdikleri ana di/iler, birçok musikici [arafından hararetle taııışılmış, konu üzerindeepeyceşey yazılnıış, sftyienmiş[ir. Kuranıın uygııtamaya bazı yönlerden uygun dü$ınemesi, kiıııi perdelerin, makamların kuranıa göre yok sayılınası ya da öyle gorünmesi, sisteme yOtıetik iıirazların odağını olusturmuşıur. Türk Mflsikistıtiıt Mts'eleleri bu eleştirilere bir ycnisini ekiiyor. Ynlçın Tnra'nın grtrüş ve önerileri şu noktalaıda loplanabilir: ArelE/.gi sistemindc scüleriıı düğadaıı alındığı iddiası yanlış bîr tcınclc dayanmuktadır; Türk musikisi ses suıemindc bir sckizli 17 arnlıga bölünmüftilr; bir "koma" farklı sesler ayrı pcrdeler degtl, aynı perdcnin "bölgesi"nde kalan Ctyderdir ve aynı adla aııılır (burııda okura ktiçük bir kar$ılaştırtna imkânı vermvk için, gene aynı yayııiL'vincc yayıınlanan 18. Viizyıldn Türk MüziAI'nde C.Fonton'un oynak perdelerin ini$ vc çıkışta ayn adlarla anıldıgı yoiıındaki gözlemini hatırlayalımBA); 24'llı sislcm uyguJama da I2'lik slstenıden başkn bir şey değildir; bu sisıem V'okseililik bakınundan da Batı'da uygulananlardan farklı "Ierkipler"c imkân vermcz; "müccnncbbölgcsi"ndeki seileri yaıılış oranlara baftlaması ise Türk musikisi seslerinin yok olması tLhlikcsini getirmektedir; ana dizi olarak "[vski Uşjak'" di/ibi alııııııalıdıı; bağlanıaiann sapındaki perdc sıralanışı ile Ffirnhî'nin anlaiügı "Horasun lanbuıu"nun perdc Icri ara.sında lam bir uygunluk vurdır, dolayisıyla Tiirk halk musikisi ile sanal musikisi aynı ses sistemini payla.$ır; musikimizin ruhuna yabancı olan Arell:/gi sistemi yürürlükten buiunilyle kaldınlmalıdır... ..Yazarın "bölgc" ve "Müccnneb bölgesi" kavramlarına da değinmck yerinde olur. Birincisi, çok kere sabit bir değerle it'adc edilen "perde" yerinc, daha geniş bir alaru, perdcnin "alt uç", "gö Y Sattotttn Ant bîk". "üst uç" diye üçe bölünen "frekans bandı"nı kaplamak, ikincisi ise nıakama gttrc dcği^cbiltn oynak scslcrin kaynaşıığı o alandaki arulık zcngjnliğini yansıtınak üzcre oriaya aulmı$ terimler olarak görulebilir. Bütün bu yaklasımın yoğun tartışmalara konu olacağını tahınin etmek zor değil. Bu görüşleri tartı$acak olanlar, Tura'nın, Türk musikisinin bugünkd yapısından, bugün kullandığı aralıkların açıklıga kavıışiurulınası inancından harekct ettigi haldc. ncdcn Osmanlı flncesine ait, gencl Islam Doğu musiki kuramı çerçevesinde şekillenen 17 aralıklı eski diziyi ortaya sdıdilğd sorusuna da cevaparanıak /.orunda kalacaklardır. ö l c yaııdun, 24'İU sisiemdc Miicenneb aralıgındaki scslcrin kaybolına lehlikcsi içinde oldugu kaygısını la^ıdıgı lıaldc, "bölgc" lerimini bclli bir makamda o bOlgcdc kullamlan scslerin tespil cdilcrck sabitlestirilmest fikrinc karşı çıkar bii'imde kullaııması, bu arada, sözgelimi bir Ekrcm Kamdeniz'in makam içindeki kaymaları sabit değerlcrle belirlemesini bir kazanç sayması bekleııirkcıı, 41 'li sistcmdcki perde fazlahgıııı sırf notalama güclüklcri yüzttnden kulianıssusuyması, Tura'nın Anerisindc sö/ konıısu scslerin Laybolnıamasımn nasıl sağlanacagı sorusunu akla geiirmcktedir, Şuphesiz, onerilen sistcınle, kuramın uygulamaya bugün oldugundan daha çok yaklastırılıp yaklaşıırılanıayacağı, hu sistemin makamlann avıklanmasında nc ölçüde kulaylık .sagtayacağına bağiı olacaklır. Bu bakımdan, yazar bundan sonraki çatısmalarında makamlann açıklanması konusuna girmedigi sUrece, yazdıkları, ses Suphi Ezgi sistemi ve makam anfayışı ile bir bütunlük taşıyan Areir./gi si.stcminc kısmi bir cleşliri olarak kalacaktır. Tura musikinıi/.in bütUn sorunlannı "ses sislemi"ne indirgediği. perde sayısı ile aralık orarılamııtı tespiıiylc heınen bütün sorunlann çO/Ulebilccegi kamsında olduğu i?lcnimini uyandırmaktadır. Halk mıtsikisiylc sanar mıısikisıııin aynı .ses sisteminde ycr aldığı yoiıındaki kemikleşmiş lez için, her iki musikiye ait somut ezgi yapılarını incelenıeye girişmeden, sadece bağlanıa perdclerinin sayısı ile aralıklnrııı: kanıl güütcrmc!>i dc bunun sonucu olsa gerekıir. Kilapta, konuları. yoğunluklan birbirinden çok farklı yazılar bir araya getiriimiş. Oysa sunıış sayfasında altı çir.ili sözlcrden eseıin dogrudnn dofruya "ses sistemi" konusuna ayrıldığı sanısı uyandırılıyor. Geni> kapsanılı incelenıeler ile sempozyum bildirilcriııin. güııUbirtik gazcte ya/ılarının, konusma mctinlcrinin aynı cilıte toplanması kitapta aranan bürnnlOğO, dengeyi bozııyor. Yazarın akademik bir konuyu akademik disiplinden u/ak bir bi^'inıde ele aldıgıııı süylcmeliyi/.. örne$in dipnollanndaki savrukluk lıcnifiı gö/c varpıyor. Yazı içinde verilebilccı'k bilgikrin dipnoluna kaydınlması da okuru gcreksi/. yerc yoruyor. ILscr künyelerini çok kere eksik vermesi ise yararlandigı kaynaklar konıısu nda süpheier uyandırabilir. Ayrıca, "Huk gclince buııl yıkılır" gibi suzlerin de bilimsel bir çalısnıada yeri olnıaması gcrckirdi. Anıa asıl önemlisi, yazarın serinkanlılıklan yoksun olınasıdır. Tura eleştirilerindc nezakcı sınırlarmı aşmakta, muhatapiarma karşı alaycı, kuçüm Parabi'nin udu seyici, aşagıiayıcı, lıatıa galb. hakareıe varan sö/lcr kullanmakta. böytcce hiç gercği yokkcn, zatcn hcp gergin olan musiki ortamındaki gcrginli&i kOrUkleınektedir. Oysa bu Ulkcnin musiki hayaiında belki de en gerekli şey scrinkanlı dü$unme alışkanlığıdır. Bu nokta, Tura'nın görüjlcrinin dogru ya da yanlı; olmasından herhalde dalıa onemlidir. Sonuç olarak, bu çatifma. olumsu/. yönlerinden ayıklandığında da Oııcınli bir kitap olarak gorülmelidir. Ocgcrti bcsteciııin dujunceleri özellikle tcractlarca dikkatle inccleıııneti ve serinkanlı bir biçimdc tarlısılmalıdır.ü 10 ÇERÇEVE Mart1989
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear