Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURİYET DERGÎ John Ross 1958 yılında askere çağrıldı. Amerika, deniz komandolarını Lübnan'a yolluyordu. Askerlik celbini yırtıp postayla geri gönderdi. Yedi yıl sonra Vietnam'da savaşmayı reddeden ilk Amerikalı yine oydu. Meksika'da Zapatistaların arasında yaşadı. Şimdi canlı kalkanlarla birlikte Irak'ta... Dünyanın en eski halklanndan Mezopotamya halkı yeryüzünden silinmesin diye... Savaşmadı, hapse girdi... n AYŞE BERKTAY ohn Ross Amerikalı bir gazeteci, yazar ve şair. 65 yaşında, kara kuru bir insan. Yaşlı bir Kızılderiliyi andırıyor. Ama o kara kuru bedenden umulmadık bir enerji fişkınyor. 1985 yılından beri Meksika'da yaşıyor. Zapatistalar diye bildiğimiz Chiapa bölgesi Maya Kızılderililerinin 1 Ocak 1994'te başlayan başkaldırısının en başından beri içinde, yanında ol muşbirinsan. Irak'a gitmeden önce Karakedi Kültür Merkezi'nde Zapatistaları anlattı. Sunucu ve çevirmen Tolga, anlatıcı John Ross'tu. îki Bağdat yolcusu... Söze, "Şimdi sizlereMayaKızılderililerininisyanını anlatacağım ama, bugün, ben her şeyden önce bir canlı kalkanım," diyebaşladı, "ihtiyarbir canlı kalkan". Rol çalmama konusundaalabildiğineduyarlıydı. Günün önceliklerini aklından çıkarmıyor, Zapatistaların öyküsü nü hep bir yerden barışa, Irak'a, uluslararası dayanışmaya bağlıyordıı. Veensonundabiz "Biraz da kendinizden söz edin. Nereden gelip nereye gidiyorsunuz" sorusunu yöneltinceye kadar kendisinden, bu Uk cümle dışında hiç söz etmedi. Sormasak hiç anlatmayacaktı, belli. Amerika kıtasının en eski halklanndan Maya Kızılderilileri mücadelelerine en başından beri "Unutmaya/Unutulmaya Karşı Mücadele" diyorlar. Işte bu noktada da ellerini barış için, dünyanın Canlı kalkanlar en eski halklarından MeIrak'a doğru yola zopotamya halkının yerçıkmadan önce iki yüzünden silinmesini enkatlı otobüslerinin gellemek için Irak halkıönünde... na uzatıyorlar. Dünyanın en eski halklannı, külturlerini, yüzlerini yeryüzünden silmeye çalışıyorlar, buna engel olacağız, diyor John Ross. Ve2000 yılında yayımlanan, Chiapas Kızlderililerinin yedi yıllık mücadelesini anlattığı "War Against Oblivion: Zapatista Chronicles 19942001" (Unutmak ve Unutulmakla Savaş, Zapatista Günceleri 19942001) adh kitabının kapağında yer alan fotoğrafı gösteriyor. Omuzlarında otomatik süahlan asılı askerler ve o süahlan elleriyle iten kadınlar. " Bu kadınlar silahları çıplak elleriyle ittiler, askerleri köylerine sokmadılar. Topraklannı terk etmediler. Onların isyanı ve iradesi karşısında askerler geriledi." " Nasıl başardılar bunu " diye soruyorum. "Öfke ve cesaret ile" diyor, "Öfke ve cesaret ile. Biz de Irak'ta bunu yapacağız." Zapatistalardan îstanbul'agetirdiğim söz budur: "Bizler bu dünyanın birer parçasıyız. Bizler hepimiz küçüklerin en küçüğüyüz. Biz tıpkı bu kadınlar gibi, ABD emperyalizmi denilen bu canavan durdurabiliriz. Örgütlenmeli ve çok büyük kalabalıklar halinde harekete geçmeliyiz ABD ordusunun Irak halkını yeryüzünden silmesini engellemek için. Şimdi işimiz bu." CEHENNEM YOLUNDA... "ABD'nin amacının Irak halkına karşı soykırım yapmak olduğu koşullarda, hiçbir ülke ABD askerlerine topraklannı ve üslerini açmamalıdır. Soykırımcüarla pazarlık yapılmaz" diyen John Ross, 1. KörfezSavaşı sonrasında gazeteci olarak Kuveyt'teymiş. Kuveyt'teFilistinlilere karşı yapılan insan hakları ihlallerine ilişkin araştırma ve haber yapmayagitmiş.KörfezSavaşı'ndanarta kalan enkaz karşısında duyduğu dehşeti gizlemiyor. Onu artık Cehennem Yolu diye anılan KuveytBasra yoluna götürmüşler. Bu yola 27 28 Şubat akşamı ABD uçaklarındanatılanmisketbombalarıyla çok sayıda insan ölmüş. " Çöle gittik. Çöl yanmış araçlarla dolu bir otopark gibiydi. Her şey bittikten sonra Amerikan askerleri gelip araba enkazları üzerine sprey boyalarla olmadık yazılar, ağza alınmayacak sözler yazmışlardı. Bu can pazarı sanki bir oyundu onlar için. Bunları gördüğüm için bu sefer gazeteci değil, olacakları engellemek için kalkan olarak geldim buraya." ** * John Ross'a Kızılderili kökenli olup olmadığını soramadım. Maya Kızılderili halkının, Zapatistaların ulusal mücadelesınin ateşli bir yandaşı olmasına karşın o kadar dünyalıydıki... John Ross'agözüneneolduğunu, Latin Amerika'da başından geçenleri, kazandığı ödülleri, yazdığı kitapları soramadım; John Ross ile sadece kendisi ile ilgili bir röportaj yapamadım, aklı o kadar Irak'ta, kendisinden söz etmekten o kadar uzaklarda, Irak'ta bir halkın topluca yok edilmesine engel olmakta, bu gidişe bir dur demekteydi ki.... John Ross'a Amerika'da kendisine neden " Efsanevî gazeteci" dendiğini soramadım, büyük insanlığın sıradan bir parçası olmaya o kadar doğal bir şekilde benimsemiştiki... Bundan böyle "Dünya Barış Günü" ilanedilebilecekbirgün sonrasında, 15 Şubat akşamı televizyonda dünya insanlığının ABDIngiliz saldırganlığına meydan okuyarak, "Bu savaş nasılsa olacak" diyen yardakçılarına bu savaşın olmayacağını, olamayacağınıhaykırışını izlerken, Türkiye'den geçen iki katlı kırmızı otobüslerin Bağdat'a varış görüntüleri ekrana düştü. Canlı kalkanlarınotobüslerden inişlerini seyrettim. Sevinçliydiler. Tolga'nın selamını aldım. Gözünde siyah bandıyla John Ross gülerek indi basamaklan; birisine sarıldı,