Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cemll Kavukçu'nun öykölerindeki bütun karakterler insanın yalnızlık durumunu yansıtıyor. Kavukçu, resimden öyküye kayan anlatıcılığım, karakterlerine yüklerken despotluktan kaçınıyor... Bırakıyor ki, karakter öyküyü taşıyıp götürsun... Ancako karakterler arasında kadın yok. Kavukçu bunu erkeklerle kuşatılmış geçmişine bağlıyor. Kalabalıklardan uzakta BERAT GÜNÇIKAN C emil Kavukçu, yakın geçmişin, okurla buluşmayı becerebilen öykücülerinden biri. tnsanın yalnızlığını avuçlayıp kelimelerıkullanarakyüreğinedöndürenbiryazar. Kavukçu ile öyküyü, insanı, öykülere karakter olmayı beceremeyen kadınları ve yalnızlığı konuştuk... Bildiğim kadarıyla teknik bir eğitiminiz var, diliniz yazıyla nc zaman tanıştı? Jeofizikmühendısiyım.Benim yazıyla tanışmam, daha doğrusu öykü yazmaya başlamam üniversite dönemıne rastlıyor. Doğrusu, baştan böy le bir yeteneğim olduğunu bılmiyordum. Yeteneğinizortaöğrcnim kompozisyonlarından da sızmadı mı? Hayir. Lise yıllarında, daha çok resini yapmaya çalışıyordum. Böyle bir yol seçtiğımı, yanı resimle uğraşacağımı düşünüyordum.Fakatolmadi. Teknik bir bölümü kazanmam, orada okumam ise bırtesadüf. Ancak okul bitıp Ankara'yayerleştiktenveçalışmayabaşladıktansonrabir şeylerkaralamayabaşladım. 1981 yılında, ilk öyküm yayımlandığında, 30 yaşındaydım. Resim,neden? Benim biraz sancılı bir lise öğrenim dö nemim oldu, altı yıllık bir zamanı kapsıyor... Normal eğitimin iki katı... Evet, iki katı gibi oldu, ama ortaokul, hatta liseye kadar iyi biröğrenciydim. Ortaokulu bitirdiğimde lnegöl'de lise açılmamıştı henüz, Istanbul'a, Pertevniyal Lisesi'nde okumaya geldim. Ikinci yıla geçtim, okullaraçıldıktan iki ay sonrarahatsızlandım. Böbrek hastalığı geçirdim, oyılokuladevamedemedim...Odönemde uzun süre evde kaldım, hem bol bol kitap okuyor, hem de resim yapıyordum. Resim öyle başladı, doğrusu çok da sarmış, hatta bir ara Ankara'da, Halkevi 'nde sergiaçmıştım... Nasıl bir çalışmaydı bu, resim hakkındaki bilginiz ncydi? Son dereçe ılkeldi. Bir eğitim, bir yol gösteren yoktu, kendi kendime yol anyordum. Röprodüksiyonlara bakarak resim yapmaya çalışıyordum, ilgimı çeken izlenimcı rcssamlardı. Biraz doğadaçalışmalanm oldu, biraz da figürsüz, soyut resimleryaptım. Buniara resim demıyorum, o yıllardakı uğraşı alanım buydu. Sonuçta okumaktagözüolmayanöğrencilerdaha çokilgimiçekti,onlanntarafınakaydım. Onların tarafı da beni biraz daha çizgi dışı yaşamlara taşıdı. İyi öğrencilik dönemi bitti, biraz serserilik dönemi başladı, ki ilerde, bu dönemde yaşadıklanm öyküle rimi çok beslemiştir. Hayatın o perdesini hep mi açık bıraktımz, yoksa bir dönem miydi? Hep açık kaldı. Üniversiteye gitmem de bir tesadüf oldu. O yı 1larda tercih yapıyorsunuz, jeofizik mühendisliği bölümünu tutturunca, girdim. Ama niye jeofizik bölümunü yazıyorsunuz? Ben,GüzelSanatlarAkademisi'negidip orada okumak, yine resimle ilgilenmek istiyordum. Çevreden çok değişik önerilergeldi,"Ekonomikdurumunuziyı değil,orasızenginçocuklannıngittiğiyer, iş imkânı yok, sen yaratıcı bir seçim yap" dediler, kafam karıştı. O ara lnegöl 'de MadenTetkikAramaGenelMüdürlüğü'nün açtığı kampı ve çalışmalarını gördüm, dağlaraçıkıyorlar,yaniışmasabaşıdeğil, hoşuma gitti. Açık bırakılan o sayfanın devamınm gelmesini istedim. Fakülteyi zorlanmadan bitirdim, sonra da MTA'ya girdim. Yazı bu dönemde mi varlığını hissettirmcyc başladı? Bellı bir birikime ulaştıktan sonra insan birşeyleryapmak istiyor. Resim dekesilmışti ve ben bir şeyleri ifadeetme ihtiyacı duy uyordum. Bu kez yazıyla ifade etmeye çalıştım. Sanıyorum 1973'tü, Oğuz Atay'ın Tutunamayanlar romanını okumuş, müthiş etkilenmiş, ben de bir şeyler yazabilirimdiyedüşünmüştüm, ama öykü falan hiç aklımda deği ldi. Çünkü öykü okumayıdasevmiyordumoyıllarda... Neden? Ben öykü okumasını bılmiyordum. Bir kitapta birden fazla öykü vardı, birıne başl ıyordunuz, size bir düny a kuruyor, sız tam o dünyaya alışmışken bitiyor, başka bir dünyanın kapısını açıyordu ve oradan oraya geçmek o kadar kolay olmuyordu. Bir de öykülerde sonlar açıktır, sız bir şeyler katmakzorundasınızdır, yanı okurkatkısını gerektıren bırtürdür. Bir de yazarl.ırın öykülerınde bılınçlı bıraktıklan bujluklar vardır, onlar okur doldursun dıyc bırakılmıştır. Benım o donemdekı cğıtimımle roman okumak daha kolaydı. Ama öykücü olduını /.... Kader benı öy kucu yaptı diyey im. Bunun bcslendiği ilk kanal çocukluğunuzolabilirmi? Bız üç erkek kardeşiz, babam esnaftı, işleri pek yolundagıtmedı ve sık sık iş değıştırmek zorunda kaldı. Annem henı cv kadını, hem de dıkış dıkerek ev ekonomısınekatkıdabuiunanbiriydı.Herıkısinin çalışmasıylabizlerıokuttular. Hıçbır zaman gelirdüzeyımızyüksekolmadı, ama hıç olmazsa ev ortamı son derece huzurluydu. Yanı ne annem babam arasında, ne bız kardeşler arasında herhangı bir çekjşme, tartışma, kavga, gürültü yoktu...