Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
14 PAZARIN PENCERESINDEN SATRANÇ CUMHURİYET DERGİ Sarmısağı gelin etmişler... SELÇUK EREZ N ezihe Meriç'in 'Dumanaltı' başlıklı kitabındaki öykülerden birinde, "Umut'a Tezgâh Kurmak" da vardır: "Vanilya, ağırbaşlı, soylu bir kokudur" der Meriç, "Alafrangadır. Kendini kolayca vermez. Kimyona benzer mi? Kimyon Güneylidir. Dedikoducudur, mahalle karısıdır ama iyi yüreklidir." Vanilyanın kokusu böyle de anlatılabilir, daha başka türlü de... Ancak, anlatan, ne güzel anlatırsa anlatsın, anlatması kaç paragraf sürerse sürsün, tarifi o ana kadar bu bitkiyi koklamamışsanız, size koklattıklarında, "Işte bu, odur!" dedirtemez. Çünkü koku almaya yarayan duyu organımız, birçok hayvanınkinden farklı olarak pek yetersiz, pek cılız kalmıştır. Bu yuzden kokladıklarımızı, algıladığımız sesler gıbi notalarla, ya da gördüğümüz renkler gıbi "mavi", "kırmızı" gibi adlarla değil de, başka bir şeyin kokusuna benzeterek tanımlarız: "Balık kokusu", "kızartma kokusu.." deriz. Aslında biz kokuları, çok kabaca, "kötü" ya da "iyi" olarak iki büyük gruba ayırıp irdeleriz. Bu iki asal gruba, belki "sanmsak kokusu"na içeren üçüncü bir grup da eklenebilir: Yiyene "iyi", yiyeni koklayana, "kötü" gelenler.. Bizanslılar da, Osmanlılar da sarmısağı, katıldığı tüm yiyeceklerin ve çorbaların tadını zenginleştirdiğinden çok severler, bunun birçok hastalığa iyi geldiğine de inanırlar, ancak kokusu nedeniyle ardından söylenirlerdi: Sarmısağı gelin etmişler, kırk gün kokusu çıkmamış! Bizim konaklama özürlü bellenmemize karşı, cümle haşaratın ve hayvanatın bu açıdan çok gelişmiş olduğunu anlayanlarımız neler yapmamışlar? Artık sivrisineği bol yerlere giden gezginler, beraberlerinde sineksavan zehırli spreyler değıl, "b vitaminleri" hapları götürüyorlar; gece yemeğınde yuttuğunuz be haplarının derınıze sinen kokusu, sivrisıneklerı, sızden soğutuyor. Misk keçisının erkeğinden elde edilen ve dişisine iyi gelen kokunun, insanların da birbirini çekmelerine yol açacağına inanılmış.. Başka? Bundan on beş yırmi gün önce, Tokat'ın eskici çarşısında yuz yıllık Tokat kuplerını anlatan esnaftan bılmişlerı, bırbırınt andıran kaplardan birini, "tereyağı kabıdır!", diğerıni, "pekmez kabıdır!" diyerek tanımladıklarında, "Nereden biliyorsunuz?" diye sormuş, "bak kokla, aradan yüz sene geçse bile bazen kokusu kalabilir!" dediklerinde de şaşmıştık. Can Pakel'in lütfedip yolladıkları TürkHenkel yayını bir kitapta bunun daniskasına rastladım: John Seely Brovvn ve Paul Duguid'in "Enformasyonun Sosyal Yaşamı"nda (Çeviren I. Bingöl) bir bölümün başında şunlar anlatılmıştı: "250 yıllık geçmişi olan bir işletmenin arşivinı ıncelerken Amerikan Devrimi döneminden kalma yazışmaları okumam gerekmişti... Mektupları açmak, bende kısa süreli astım krizlerine yol açtığından, burnumu ve ağzımı kaşkolla örtüyordum... Burnum akıyor, gözlerim yaşarıyordu. Sık sık öksürüyor, nefes almakta zorluk çekiyor ve hapşırıyordum... Bir gün, birtarihçı daha bana katıldı... Belgelerle pek ilgilenmıyordu. Bunun yerine mektup destelerını elıne alıp sınüslerimı şoka uğratan bir şekılde her mektubu burnuna götürüp derın bir nefes çekiyordu. Bazen, sankı mektubun kendısini içine çekiyor gibiydi.. Kimi zaman, özellikle derin bir nefes çektikten sonra, mektubu açıp kısaca göz gezdirıyor ve bırkaç kısa not alıp başka mektuba geçıyordu. ... Ona ne yaptığını sordum. Bana bir tıp tarihçısı olduğunu söyledi; kolera salgılarını belgeliyordu. On sekızincı yüzyılda bir kentte kolera patlak verdiğinde, hastalığın yayılmasını önlemek içın o kentten yollanan mektuplar, sirkeyle dezenfekte ediliyorlarmış. Tıp tarihçisi, sirkenin iki yüz elli yıldan arta kalan zayıf izlerini koklayarak ve mektupların tarih ve kaynaklarını belirleyerek kolera salgınının yayılma haritalarını çıkarabiliyordu." Demek ki en az gelişmiş duyu organımızdan bile yararlanmasını bilenlerimiz, ilginç gerçeklere ulaşabiliyor, bulunması güç şeyler bile keşfedebiliyorlar. Hayır, koku alma duygusunun fizyolojisi, bunun beynin, bazı izlenimleri depolayan "amygdala" ile ilişkileri konusunda yapılan bilimsel çalışmaları kastetmiyorum; sirke kokan mektuplardan bahseden yazarın dediği gibi, bazen çok neşeli haberier veren bir mektubun kokusu, aslında yazılanlann, gerçeği yansıtmadığını, moral aşılamak için söylenenlerin doğru olmadığını yansıtabilmektedir; ben, sadece bunu kavramanın önemli olduğunu söylemek istiyorum. "Keşke, koalisyon başlarının ve sözculerınin, ekonomımız konusunda gün aşırı verdiklen demeçlerin yazılı olduğu kâğıtları koklayabılse mıydık?" Böyle bir şeye ıhtiyaç yoktur. Bunların içeriklerinın, gerçekleri ne kadar yansıttıklarını anlamak ıçın dişısının yaydığı maddeyı kilometrelerce uzaktan koklayabılen "Bombyx" kelebeği filan olmak gereksizdir; bızimkı kadar kaba, saba yapılı bir koku alma cıhazına sahıp olmak yeter de artar bile: Bunların anlattıklarının ne olduğunu, burnu duşmuş sultan bile çoktaan anlamadı Manavgat Turnuvası H. SERTAÇ DALKIRAN 1415Temmuztarihlerinde Manavgat Kaktüs Restaurant sponsorluğunda düzenlenen turnuvaya çeşitli illerden 46 sporcu katıldı. llk derecelerşu şekilda paylaşıldı: 1 3 Hakan Yapıcı, Nilüfer Çınar, Erdem Hakan 6 p. 45Zeki Demir, Tolgahan Yapıcı 5.5 p. 69SerhatYenigül, FuatPolat, IbrahimYağızhan Pala, Abdülkerım Duran 5 p. Turnuva Abidin Ünal ve Mustafa Mert tarafındanorganizeedildi. Ataköyspor Yaz Okulu Satranç Turnuvası 18 Temmuz tarıhinde Isviçre sistemi 5 turlu 18 yaş altı sporculara yönelik turnuvayı Emir 'öztürk ile Sıtkı Bakkal eş puanla bitirdiler. 38 derecelere Emre Imer, Dilara Ünal, Onur Karamercan, Çağlar Bayındır, Sezgın Ganış ve Muge Dalkıran paylaştılar. Bırincılik maçı ıçın ek yıldırım parti oynandı ve Emiröztürk kazandı. Dereceyegirenlere çeşitli armağanlarverildi. Turnuvaya40 sporcu katıldı veOskun Anaryönetti. Uluslararası Oörme Engellller Satranç Takım Turnuvası 13. Ve2 Kfd814. Ac4 Kac815. Kad1 Ve816. c3 Ad717. d4 cxd418. Fxd4 b619. Fxc6 Kxc6 20. Vf3 Kdc8 21. Kd3 f6 22. Fe3 b5 23. Kfd1 bxc4 24. Kxd7 cxb3 25. axb3 Kxc3 26. Ve4 Vxd701. Hakan Yapıcı Nilüfer Çınar Manavgat Turnuvası Sicilya savunması 1.e4c52.Af3Ac63.d4cxd44.Axd4e55. Axc6bxc66.Fc4Af67.Fg5h68.Fxf6Vxf69. Ad2Fc510.Vf3Ve711.Vg30012.00d613 Şh1 Fe614 Fxe6 fxe615. f4 exf416. Kxf4 Kxf4 17. Vxf4 Kf818. Vg4 Vf619. c3 Şh7 20. Vf3 Ve7 21. Vd3 Şh8 22. Kf 1 Kxf 1 + 23. Vxf 1 Vf6 24. Vf3 Şg8 25. g3 Sf7 26. Şg2 Şe7 27. Vxf6+ Şxf6 28. Şf3 g6 29. b4 Fb6 30. Ac4 Şe7 31. e5 d5 32. Axb6 axb6 33. Şe3 c5 34. b5 Şd7 35. a3 Şc7 36.a4Şd737.h4Şe738.g4h539.g5Şd71/2 1/2. Zeki Demir SerhatYenigül Manavgat Turnuvası VezirGambiti . 1.d4d52.c4Af63.Ac3h64.cxd5Axd55. e4 Ab6 6. Af3 Fg4 7. Fe2 Ac6 8. Fe3 e6 9.00 1522 Temmuz tarihleri arasında Istanbul Ve710.a4f511.exf5Fxf512.a5Ad513.Axd5 Büyükşehir Belediyesi sponsorluğunda Florexd5 14. Ke1 00015. Ff4g5 16. Fe5 Axe5 ya Görme Engelliler Kampı'nda düzenlenen turnuvada 1. Macaristan, 2. Romanya, 3. Po 17. Axe5 Vg7 18. a6 b6 19. Ac6 Vd7 20. Fb5 lonya, 4. Türkiye A, 5. Iran, 6. Türkıye B takımı Vd6 21. Axa7+ Şb8. 22. Ac6+ Şa8 23. Axd8 Vxd8 24. Ke8 Fd6 25. Kxd8+ Kxd8 26. a7 Fd7 sıralamasıyla neticelendi. 27. Va4 Fc8 28. Fc6+ Fb7 29. Fxb7+ Şxb7 30. Bireysel olarak masalarında Kerim Altınok a8V+1 0. ikinci masalar 2.'si ve Selim Altınok üçüncü masalar 3.'sü oldu. Takımlar4'er kişilik ekiplerSıtkı Bakkal den oluşmaktaydı. Emir Öztürk HasanGüven Ataköyspor Yaz Turnuvası Nilüfer Çınar BenkoGambit Manavgat Turnuvası ': 1. d4 Af6 2. c4 c5 3. d5 b5 4. cxb5 a6 5. bxa6 Sicilyasavunması Fxa6 6. Ac3 d6 7. e4 Fxf 1 8. Şxf 1 g6 9. g3 Fg7 10. Şg2 Abd711. Ve2 0012. Af3 Ka613. Ad2 1.e4c5.2.d3Ac63.b3d64.Fe2e65.Af3 Va8 14. Ac4 Kb8 15. Ke1 Kb4 16. b3 e6 17. Af6 6. Fb2 Fe7 7. 00 00 8. Abd2 Fd7 9. e5 dxe510. Axe5 Axe511. Fxe5 Fc612. Ff3 Vd7 Kb11/21/2.^ Kombinezon Dahl Schulz, Almanya 1956 Beyaz oynar kazanır Etüd H. Rinck, 1927 Beyaz oynar kazanır 0 £ 9İ t'Pd Z 9»d İ93 " V •JIUBZB>) 8A 'P 9OV E 80=) t/PV Z 8Pâ 26J • L